Transcript for:
SAT Eğitimi ve Gereklilikleri

Bu sizlerden çok güzel geri dönüşler arıyoruz yeni yeni fikirler veriyorsunuz bize en son arkadaşlarının istekleriyle bir sat komandosu bir bordo böreği bir özel harekatçı nasıl olunur konusu özellikle de satlar nasıl oluyor kimlerden saçıyorlar nasıl eğitim görüyorlar gibi birçok sorunuz oluyor onları da kısaca değilim bugün Şimdi SAT olmak için önce tabii bir sağlık muayenesi lazım. Deniz Hastanesi veya Askeri Hastanesi, eskiden Gülhane vardı, açıktı. Gülhane'ye giderdik, Deniz Hastanesi'ne giderdik. Orada bir vital kapasite, kalp sonunun doluşum sistemleri, omurga yapıları, göz, kulak, burun, boğaz ve birçok testlerden geçtikten sonra kan parametreleri alışıyor. Bunlar da gidiyor.

Hormonsal. Sistemler incelendikten sonra diyorlar tamam sağlık bakımından bir sakınca yok olabilir. Sonra gidiyorsunuz tazcik odasına.

Kurtarma su altı komutanında bir tazcik odasına giriyoruz. Bu odada oturuyorsunuz ve size oksijen maskesi takılıyor. Ve basınç verilmeye başlıyor.

Neden oksijen maskesiyle test oluyoruz? Çünkü birçok su altı baskın harekatlarında biz saf oksijen kullanıyoruz. O oksijen bir torba. torbaya geliyor torbadan Baralime diye bir soda alayım diye bir kutudan geçiyor sonra tekrar temizlenmiş olarak size geliyor yani hatırlıyorsunuz balık adamlar soluk alıp verdiği zaman yukarı kabarcıklar çıkar yukarı kabarcık tıktığı zaman düşmana yerinizi belli ediyorsunuz ama düşmana yerinizi belli etmemiz için bu verdiğiniz hava Baralime diye bir maddenin içinden geçiyor kimyevi şekilde Bu madde eğer deniz suyuyla karıştırdığı zaman zehirliyici etki yapıyor size. Birçok arkadaşımız, bu şekilde şehit olan arkadaşlarımız var.

Bunlardan bir tanesi Ersev Bayraklı. Adına, bir gemiye adını vermişlerdi Ersev Bayrağı'nın kargoyumuzu. Dolayısıyla bu oksijen testine girdikten sonra bir faktör de şu basınç altında oksijen aşağı yukarı bin kişi de bir kişi de zehirleme etkisi yapıyor.

Düşünebiliyor musunuz? Oksijen, saf oksijen sizi zehirlemiyor. O yüzden basınç altında oksijen teneffüs ettiği zaman, soluduğu zaman zehirlenme etkisi var mı bu arkadaşın diye herkesi test ediliyor.

Ve buna alerjisi olmayanları seçiyorlar. Çünkü bin kişi de bir kişi de olabilir ve bu kişi oksijen kokladığı için basınç altında ölebilir. Bu testlerden sonra fizikal testler görüyor.

Kondisyon testleri, PT diyoruz biz bunlara. PT'de bir mil koşulları var. koşuyorsunuz bir mili belli sürede koşmanız lazım sonra altı mil koşuyorsunuz bu kapasitede dayanıklılığı var mı kişinin diye arkadan şınav testleri başlıyor en aşağı 27 tane şınav yapmanız lazım barfüks de kol çekmek lazım 12 tane kol çeken girebiliyor kursa bir de Squat Dress dediğimiz bir hareket var elleri yere koyuyorsunuz ayakları geriye atıyorsunuz toplanıp ayağa kalkıyorsunuz elleri yere koyup ayakları şınav vaziyetine at Toplam yukarı kalkıyorsunuz. Bunu yapıyorsunuz. Bir dakika içinde 30 saniye yapmak lazım.

Yani 2 saniyede bir tane yapmak icap ediyor. Çeviklik testi bu aynı zamanda. Yatıp hemen yere çabucak kalkabiliyor musunuz diye.

Bu testler de bittikten sonra yüzme testine sıra geliyor. 300 metrelik bir parkurda önce kurbağlama, sonra sırt üstü, sonra da side stroke diyoruz. Yani bayan yüzmesi var. Neden eller dışarı çıkmıyor? Kulaç atarak.

ses yapmasın, düşmana yaklaştın, gemiye yaklaştın altına mayın koyacaksın veya düşman sahiline yüzüyorsun pataküte şapşup yüzmesin ses çıkartmasın diye. Mümkün olduğu kadar elleri içeriden, dışarı atmadan yüzmeye başlıyoruz. Şimdi bunlar yapılırken tabi yani bu bedensel testlerin dizisinde mental ruhsal testler de var.

Sizi alıyorlar psikiyatristler. Bir odaya giriyorsunuz, ya senin ablan var mı diyor mesela diyelim. Çok güzel mi ablan bilmem ne.

Bu tip şeylerle moralinizi bozmaya çalışıyor. Moraliniz bozuluyor mu bozulmuyor mu diye. Ülkeni seviyor musun, bayrağını seviyor musun? Ya ne bayrağı boşver bayrağı falan diye.

Senin dalına basmaya çalışıyor. Bunun gibi psikologların bildiği birçok testler yapılıyor. Bu testlerin içinde tabii...

Size işkenceler yapılırken, yani hareketler yapılırken, sürünme yaptırırken söylenen laflar var. Kırıtma hadi, yüz, filan, koş, sürün gibi hareketler var. Bunlar yapılırken de tabii siz diyorsunuz ki ya ben nereye geldim, bu ne biçim bir eğitim.

Sat eğitimi... Dünyanın en zor bilinin askeri eğitimi. Çünkü sizi yalnız bedenen test etmiyorlar, ruhen de test ediyorlar. Kızdırmaya çalışıyorlar, moralinizi bozmaya çalışıyorlar.

Bu zor şartlarda eğitim yapacak kişiler aranıyor. Bu testlerden sonra ilk başlayan eğitimde, tabii grup halinde yüzmeler falan... Biz 244 kişi başlamıştık. Aşağı yukarı 5. hafta 44 kişi kaldık. 7. hafta 24 kişi kaldık.

Cehennem haftasına girdiğimizde 21 kişiydik. Yani düşünün 244 kişi başlamış. Elene elene. İçimizde kara komandoları vardı, jandarma komandoları vardı.

O kursta 2 tane İhsan Beriş ve Burhan Sezgin isimli 2 tane karacı yüzbaşı dağ komandosu Eridir'den. Bir de Foşa'dan Suavi Göktel diye bir üstemen kardeşimiz mezun oldu. Yani 3 kişi karacı.

Geri kalan 18 kişi denizci subay ve as subaylardık ben ve arkadaşlarım. Tabii bunu yaparken, yüzerken böyle sizden çok uzun mesafe yüzmeniz isteniyor. Tuzla'dan Yalava'ya yüzmüştük mesela 7 mil.

Neden Tuzla'dan Yalava'ya? Düşman sahilinde bir operasyon yaptınız. 1-2 mil açıkta sizi bekleyen denizaltı veya denizden alacak helikopter, tırmanacaksınız.

Gelmedi, gelemedi. Düşman tarafından ateşe tutuldu. Veya gemiler denizaltıyı arıyorlar, sonarlarla yakalayacaklar.

Denizaltı tabii düşman karasularına girmiyor. Gelemeyince siz ne oluyor? Orada yüzerken denizaltıya gittiniz, bulamadınız denizaltıyı.

İşte o kadar uzun yüzeceksiniz ki 7 mil, 10 mil yüzecek kişilere ihtiyaç var burada satla. Çünkü mümkün olduğu kadar düşman sayesinden uzaklaşmanız lazım. Baskın planında size derler ki 2 mil açıkta şu rotada şu merkezde sizi bekliyoruz. Orada bulamadığınız zaman denizaltıyı, ikinci buluşma yeri 7 mil açıktadır oradan diye.

Ve siz bugünü gece 7 mil oradan uzaklaşıp kaçmanız lazım. Ve buluşma noktasına gelir denizaltı, suyun üstüne çıkar hafif. İçine girersiniz, kaçırır sizi.

Veya... Denizaltı'nın yerine helikopter geldi. Düşman sahilinin 3 bin açığında attı sizi.

Denize atladınız, helikopter gitti. Siz düşman sahiline yüzüp veya düşman limanının içine girip gemilerin altına mayın falan koyacaksınız ya, sırtınıza 20 kiloluk tüp, ellerinizde mayınlar, cephaneler sırtınızda. Bundan gidip gemilerin altına tek tek mayın koyuyorsunuz, yapıştırıyorsunuz.

Ve bunlar ateşlenmeden, patlamadan kaçacaksınız. Ve o patlama etkisinde kalmayacaksınız. Tabi. Bu mayınları öyle güzel bir yere koymanız lazım ki cephaneliğe yakın olacak. Veya geminin bileceksiniz yakıt tankları nerede oraya koymanız lazım.

Uydurma bir yere koyarsanız yalnız deler su alır. Su alıp batma tehlikesi geçirir ve bunun için de birçok kaportalar var. Kapıyı kurtulabilirler.

O yüzden gemiye fazla hasar vermek için cephanelik nerede, yakıt depoları nerede bilmeniz lazım. Bunun dışında eğer bir denizden geldiğiniz karadan baskın yapıyorsunuz. veya helikopter sizi getirdi karaya.

Düşmanın hedefinden uzak bir yere bırakır. Siz silahlarla oradan yürüyerek şeye geliyorsunuz. Düşmanın tahrip edeceğiniz, baskın yapacağınız yere. Baskın, sabotaj herhangi bir şey yaptınız.

Geri kaçıyorsunuz. Şimdi düşman bir daire çizer. Bir millik bir daire çizer, o bir millik daire içinde sizi mümkün olduğu kadar çabuk yakalamaya çalışır. Oysa siz çok iyi koşucuysanız, mümkün olduğu kadar süratli koşarak o bir millik mesafenin dışına, üç mil açığına ve helikopterle buluşacağınız yere, yüzüp denizaltıyla buluşacağınız yere veya herhangi bir vasasıyla sizi alınacak, kaçırılacak daha önce konuştuğunuz... Aynı fikirde olduğunuz briefingde kararlaştığınız noktaya gelir, oradan kaçırılırsanız.

Tabii bunları yaparken çok iyi harita kullanmanız icap ediyor ki harita puslu okulu vardır bizde. Atış okulu vardır, sniper okulu vardır, tahrip okulu vardır, kara harekatları vardır. Bölüm bölümdür.

Gerilla savaşları bölümü vardır SAT'ta. Bunları yaparken yine bot harekatları, botla, zodyaklarla gidilip yapılan harekatlar. Denizaltı ambarı ve denizaltı grubu vardır.

Denizaltı gemileriyle gidip düşman sahiline baskın yapıp kaçacak gruplar vardır. Dolayısıyla bunları dolaşırsınız yıllar içinde. Üç ay burada, altı ay orada, iki ay burada.

Bütün bunları dönersiniz ve oradaki eski değerli hocalar, bilgili, tecrübeli hocalar Bu konuyu size daha iyi öğretirler. Artıca atış okuluna geldiniz. Atış okulunda sniperlık, bütün silahları doğru kullanma, tabanca eğitimleri, tabancayı doğru kullanma, silah terbiyesi. Silah terbiyesi derken o silahla arkadaşınızı veya bir yakınınızı vurmayasınız diye iki ayaklı veya dört ayaklı canlıya bakmayacak gibi sistemler öğretilir.

Bu nişancılık okulundan sonra da tahrip okuluna geçersiniz. Su altında gece. Bir bombayı nasıl düzene kurulur? Nasıl bir yere yerleştirirsiniz?

İskeleye, bir geminin pervanesine, sahilde herhangi bir iskeleye, köprülerin altına sahilde, nasıl yerleştirirsiniz? Patlayıcı fitilleri, zamanlı fitilleri, elektrikli patlama düzenine nasıl ayarlanırsanız gibi dersler öğretilir. Hadi oradan paraşüt okuluna.

Derken böyle uzayıp gidiyor SAT eğitimi. Bu yüzden karada, denizde, havada ve suyun altında savaşabilecek, bu dört ortamda savaşabilecek, eğitim alacak kişiler çağrılır, testler yapılır ve bu çocuklar ülkeleri için canını verecek şekilde hazırlanırlar. Bu videoyu da seyrettiniz. Çok teşekkür ederim.