Transcript for:
Gerund ve Infinitive Kullanım Rehberi

Full Up İngilizce'den sevgi ve selamlar. Bu videomuzu izleyen arkadaşlar Gerund ve Infinitive konusunu öğrenmiş olacaklar. Hadi başlayalım.

Konuya şöyle bir giriş yapacağız arkadaşlar. Önce bir cümle yapısını bir çözümleyelim. Zaten sonrasında konuyu en güzel şekilde anlatacağım.

Hiç merak etmeyin. İngilizce, Türkçe, Japonca fark etmez. dünyadaki herhangi bir dilde 3 tane temel öğe vardır arkadaşlar.

İlk öğe öznedir. Yani I like kebap, ben kebabı severim cümlesinde. Kim sever sorusunun cevabı ben değil mi?

Seven kişi benim. E ne yaparsın abi? Severim. Bu da yüklemdir değil mi?

Yaptığınız eylem ve eylemi neyin üzerinde gerçekleştirdiğiniz. Burada pasif ve hareketsiz olan varlık işte o da kebap yani nesne. Arkadaşlar I like kebap cümlesindeki Kebabın nesne olması çok normal. Çünkü o bir varlık gerçekten değil mi?

Dolayısıyla gördüğünüz gibi özne, yüklem, nesne sıralamasında böyle bir mantık gözetiyoruz. Peki cümle şu şekilde gelseydi. I like kebap değil de I like eating yani yemeği severim şeklinde gelseydi.

Bir de bunu analiz edelim. I özne yine benim değil ve ne yapıyorum? Seviyorum yine yüklem.

Peki neyi seviyorsun? Az önce hani hatırlayın. Neyi seviyorsun? Kebabı seviyorum.

Nesne. Hani neyi ve kimi sorusu. Bize nesneyi veriyordu. Burada da neyi seviyorsun? Yemeği.

Aa eating nesne oldu. Nasıl olur da yemek fiili bakın makmek eki getirebildiğin bir fiil kebapla aynı kategoride yani yeme eyleminin rengi kokusu kebap gibi hele hiçbir tadı yok zaten. Dolayısıyla nasıl olur?

İşte buradaki ing ekiyle olur arkadaşlar. Yani biz buradaki eat fiilini ne yaptık? INC 2 getirerek onu nesneleştirmiş olduk.

Bir nesne, bir varlık yani kebap gibi yaptık onu. Bir sonraki cümlemde mantık yine aynı. Özne yüklem nesne ama bu sefer tuğ ile olmuş.

Çok ilginç. Peki buradaki iti bu sefer nasıl isimleştirdik? Bu sefer de tuğ ile yaptık. Bakın az önce INC 2 ile isimleştirmiştim.

Hemen şöyle gelelim. Kebap yemeği veyahut da yemeği severim anlamıyla. Ancak yemek istiyorum dediğimizde de ne istiyorsun? Bu sefer to önekiyle, to ekiyle birlikte eat'i ne yaptım?

Nesneleştirmiş oldum. İşte sevgili arkadaşlar ister I like eating cümlesi ister I want to eat cümlesini ele alalım. Her ikisinde de eating ve to eat kelimeleri nesneleşmiştir.

Cümlede nesne pozisyonda bulunmaktadır. Peki bunun belirleyicisi kim? Patron yani ilk sırada gelen like ve... want fiilleri. Biz like yani kendisinden sonra ing gelerek onları isimleştiren fiilleri gerund, kendisinden sonra gelen fiille arasına to alan fiilleri ise infinitive diyoruz arkadaşlar.

Like bir gerund, want ise infinitive kelimedir, fiildir arkadaşlar. Şimdi şu soruyu cevaplayalım. Hocam peki ben nereden bileceğim?

Yani like'ın gerund olduğunu, want'un infinitive olduğunu yani bu işin bir mantığı var mı? Bir iyi bir de kötü haberim var. Bu işin mantığı yok.

Maalesef yok. Ancak iyi haberse en azından size verebileceğim bir tüyo olduğu peki nasıl? Şimdi ekrandaki soruya bakmanızı istiyorum. I enjoy dot dot dot basketball.

Bakın aşağıda iki tane seçenek verilmiş. To play veya playing. Şimdi sizden fısıldayarak veyahut da sadece görsel olarak bakarak bir tane cevabı seçmenizi istiyorum.

A mı B mi şeklinde. Eğer cevabınız B ise... Doğru cevap verdiniz.

Tebrik ediyorum. Çünkü I enjoy playing basketball olmalıydı cevabımız. Peki hocam neden böyle oldu? Neden playing oldu?

Bakın arkadaşlar. Bunun nedenini İngilizlerin kendisi de bilmiyor. Onu söyleyeyim. Ama ben size neden cevap verebildiğinizi söyleyeceğim.

Bu cümleyi yani enjoy'dan sonra fiili ing geldiğini siz daha önce duymuş veya görmüş olduğunuz için bilinçaltı sizi playing'e yönlendirdi. Göz ve kulak aşinalığınız size bu cevabı verdi. İşte biz de gerund infinitif konusunu tam olarak böyle öğrenilmesi gerektiğini söylüyoruz. Hani bunun listeleri var, gerund fiiller, infinitif fiiller ama hani ezberlerseniz tamam öğrenirsiniz ama birkaç gün sonra, belki de ertesi gün sabah unutmuş olursunuz.

Ancak bu şekilde öğrenirseniz, akışı içerisinde doğal bir şekilde okuma parçalarından dinlediklerimizden ama farkındalıklı bir bakış ve dinlemeyle, altını çizerek söylüyorum. Öğrenirseniz işte bu şekilde Direkt cevaba gidebilirsiniz arkadaşlar Ben de size bu yöntemi öğreteceğim Peki hocam hiç mi bir mantığı yok Var birkaç tane size İpucu vereceğim bunların bir çoğu kitaplarda Yok onu söyleyeyim benim kendi çıkarımlarım Bunlar mesela Proposallardan sonra fiil gelirse Kesinlikle ing geliyor yani to gelmiyor Örnek I am interested in Bakın in bir proposition değil mi In at on of about Bunların her biri birer proposition'dır Ve proposition'dan sonra gelen fiillere biz ing'i direkt getiriyoruz. Ben satranç oynamaya ilgiliyim anlamıyla.

We are proud of having this medal. Burada da yine of proposition'dan dolayı have ing takısını almıştır. Ve bu madalya sahip olmaktan dolayı gururluyuz anlamını verir bize. Bir sonraki tüomuz like, love, enjoy, hate, detest gibi duygusal kanaat belirten fiillerin tamamı ing'e iki alır yani gerint'tir. Bakın I like doing shopping ya da I hate doing homework ifadelerinde gördüğünüz gibi.

Bunlar duygusal kanaat belirtir benim bir eylemle ilgili hissettiğim. Dolayısıyla diyoruz bunların tamamı da gerundtur sevgili arkadaşlar. Yani kendinden sonra ing ister bu kalıplarda diyoruz. Şimdi gelelim gerundtu biz yani ing getirilmiş bir fiili hocam biz hangi formlarda kullanabiliriz?

Bir özne olabiliyor. Ne? Eating is nice. Şimdi bakın şöyle sunumumuzun başındaki verdiğimiz örnekle bunu bağdaştırayım ben. Kebap is nice dediğimizde kebabın özne olması mantıklı.

Çünkü özne değil mi? Böyle somut bir şeyin biz özne olmasını bekleriz. Dolayısıyla kebap is nice güzel.

Ancak siz eat'e yani bir fiile, yemek fiiline ayıncıyı getirdiğinizde yeme eylemi güzeldir, hoştur, keyif verir anlamında. Bunu bakın özne yapmış oldum ben burada. Ya da learning English, İngilizce öğrenme. leads to improvement, gelişmeye önayak olur. Bu da lider kelimesinin kökü bu arada.

İngilizce öğrenme, gelişmeye önayak olur dediğimizde yine burası fiilden isme dönüşerek özne olmuştur sevgili arkadaşlar. Yani sanki burada işte atıyorum my boss, hani benim patronum dediğimde my boss leads to improvement, gelişmeye önayak olur dediğimde hani my boss'un özne olması çok mantıklı değil mi? Aynı şekilde patronum değil de İngilizce öğrenme, gelişmeye önayak olur veya bunu sağlar dediğimizde bu sefer de ne oluyor? Learning English özne olmuş oluyor sevgili arkadaşlar. Demek ki neymiş?

Cerenutlar özne de olabiliyormuş, nesne olabildiği gibi. İkinci kullanımına geldiğimizde Cerenutların My, Your, His gibi Possessive Adjective yani Türkçesi sahiplik bildiren kelimeler bunlar aslında. Örnekte daha iyi göreceğiz. Our driving speed, bizim sürme hızımız is so high değil mi? Bakın bizim sürme veyahut da sürüş hızımız...

Çok yüksek şeklinde. Şimdi tam da bu örnek üzerinden hocalarımızın Türkçedeki hani vardı ya fiillerden isim yapan ekleri öğretmek için bize hatırlayın lütfen mayışmak değil mi? Bakın bu 3 ek fiilden isim yapan ekler de aslında bizim ing ile yani gerund veya infinitive yaparak yaptığımızda bu 3 ekte yaptığımız şeyin aynısını sağlamış oluyoruz.

I don't understand anlamıyorum neyi? You're not staying with us. Senin bizimle kalma yaşını.

Bakın. Veyahut da kalmamanı anlayamıyorum anlamında. Yine possessive adjective ile kullanılmış bir gerund gördük. Şimdi perfect gerund konusuna geliyoruz ki dersimizin bundan sonrası biraz daha ileri detay kullanımlara giriyor. Bilginiz olsun.

They admit, kabul ediyorlar. Neyi? Having seen him there.

Şimdi dikkat. Onu orada. Görmüş olduklarını kabul ediyorlar.

Perfect gerent'un çevresi de bu şekildedir arkadaşlar. I regret, pişmanım, not having come to, gelmemiş olduğuma. Bakın having come dese gelmiş olduğuma.

Hani nasıl az önce having seen, görmüş olduğunu kabul ediyor demiştik ya. Admit, kabul etmek. Burada da having come, gelmiş olduğuma diyeceğim.

Ama not olduğu için gelmemiş olduğuma pişmanım partiye seninle. Anlamında cümlemizin bütününe ulaşmış olduk. Bir sonraki başlığımız passive gerund ve açıklamada der ki need fiilinden sonra fiil ing takısı getirdiğimizde çevirisi edilgen olarak yapılır ve bu durum sadece need fiilinde geçerlidir.

Dikkat yani aslında bu attention dikkat noktası bu yüzden olmuş. This car needs cleaning. Bu arabanın temizlenmeye ihtiyacı var şeklinde çeviriyoruz. Ne gibi? Sanki this car, burada it yazacağım kısa olsun diye.

It needs to be. Cleaned gibi arkadaşlar. Bakın hani hatırlayın edilgen olması için ne oluyordu?

To be artı verb 3 geliyordu. Ancak burada needs cleaning ile aynı anlam verilmiş oluyor. İstisnai bir kullanımdır bu da. My room needed ihtiyaç duydu.

Painting boyanmaya geçen yıl anlamıyla arkadaşlar. Yine ne oldu? Edilgen oldu. Şimdi geldik infinitivin kullanım şekillerine. Nerelerde infinitiv kullanılıyor?

Tıpkı genotlar gibi infinitivlerde özne olabiliyor. Bakın çevirdiğimde ben anlayacaksınız. To collect stamps.

Pul toplamak. Nedir? Is my favorite thing.

Benim favori olayımdır, şeyimdir anlamında. Bakın burada pull toplamak anlamını elde etmiş ve aynı zamanda özneye çevirmiş oldum. To learn English with Çağatay Hoca is easy. Bizimle İngilizce öğrenmek kolaydır anlamında.

Şu kısım bakın tamamı özne. Çağatay Hoca ile İngilizce öğrenmek kolaydır şeklinde de cümlemizi toparlıyoruz. Bir fiilinden sonra kullanılabilir. Nasıl?

İşte böyle. The best solution, en iyi çözüm is to see a doctor. Bir doktoru görmektir. Is to see, görmektir.

Our aim was. Was ne? İzin geçmiş zamanı tabii ki. Bizim amacımız was to win the match. Maçı kazanmaktı derken yine infinitif yani to kalıbıyla yaptık.

Şimdi çok önemli bir infinitif kuralı. İki fiil arasına nesne girerse to alır. Bakın.

I advise him to rest. Ona... dinlenmesini öğüt verdim. Tavsiye ettim anlamında.

Advice fiili burada. Rest de bir fiil. Araya bakın nesne girmiş.

O zaman burada to zorunlu oluyor arkadaşlar. Bakın tekrar söylüyorum. Advice tavsiye vermek fiili. Rest dinlenmek fiili. Araya nesne girmiş.

Buraya to gelmesi artık farz. Öyle söyleyelim akılla kolay kalsın diye. I will ask my father.

Babamdan isteyeceğim. Soracağım. Neyi to lend me?

Bana ödünç vermesine birazcık para. Bakın ask fiili. Land fiili araya my father girmiş.

To zorunlu yine. Aynı şekilde. I have always wanted Cemşit to be famous.

Ben hep istemişimdir. Want. İstemek fiili. To be.

Olmak fiili. Cemşit araya girmiş. Her yere girdiği gibi. To burada yine zorunlu.

Ne geldi? Bakın exception. Ne demek? İstisna. Şimdi az önce ne dedim?

İki fiil arasına nesne girerse. To zorunlu dedim. Bunun üç tane istisnası var.

Ben buna meliha kuralı diyorum. Meliha. Niye Meliha hocam? Ne alaka?

Arkadaşlar make, let ve help fiillerinin baş harfleri olduğu için. Ha Meliha'dan gıcık alan varsa tersten de Halime oluyor. Bakın Meliha, Halime onu da tercih edebilirsiniz. Sıkıntı yok.

Kim hangi ismi seviyorsa oradan yürüsün. Bakın örnekler gelsin ona bakalım. Meliha'yı Halime'yi bir kenara bırakalım. Örneklere bir bakalım.

Anlamına da tabii bakacağız burada. I make my daughter eat healthy food. Arkadaşlar make bakın fiil.

Eat fiil. Araya my daughter nesne girmiş ama hiçbir şey yok. Neden?

Çünkü o Meliha'nın he'si. Dolayısıyla bu kural bu noktada exception olarak artık geçersiz hale geliyor. Anlamı ne? Onu söyleyelim. Ben kızıma sağlıklı yemekler yedirtirim, yaptırırım anlamında.

Make önüne geldiği fiile yaptırmak anlamı katar. Bunu aslında siz işte make me laugh, beni güldür, make me cry, beni ağlat, ağlatır gibi ifadelerde daha çok görüyoruz aslında. Aynı şekilde my mom lets me go out at night.

Let fiili izin vermek anlamıyla. Go gitmek anlamıyla. Dışarı çıkmama gece izin verir. Hiçbir takı yok.

Çünkü yine istisna. Ve Meliha'nın he'si son fiilimiz. You should always help your family clean the house. Daima yardım etmelisin ailenin. Neye?

Evini temizlemesi için demiş. Yine hiçbir şekilde ek yok. Çünkü he help nokta noktaya yardım etmek anlamıyla sevgili arkadaşlar. Infinitive'in bir diğer kullanım alanıyla sunumumuzun sonuna doğru ilerliyoruz.

Demiş ki isim ve sıfatlardan sonra fiil gelirse to gelir. Ne demek bu örnekle beni daha iyi anlayacaksınız. His ability to play the guitar.

Onun gitar çalma yeteneği is surprising şaşırtıcı. His ability to play the guitar is surprising. Onun gitar çalma yeteneği şaşırtıcı.

I am happy to see you here. Seni burada gördüğüme mutluyum anlamıyla. Ki yine aslında siz bunu nice to meet you.

değil mi? Tanıştığımıza memnun oldum. Kalıbından Biliyorsunuz sıfatlardan sonra fiil ile arasına to girdiğini yani sıfattan sonra fiil gelecekse araya to gelmesi gerektiğini.

First, second gibi sıra sayıları ve only next ve last gibi kelimelerden sonra da to gelir. Cemşit is the first student to finish the project. Projesini bitiren ilk öğrenci Cemşit'tir derken. Who is next to take the test? Testi kim alıyor sıradaki anlamında?

Yine bakın burada next ve first ifadelerinden sonra. Fiil gelirse onun öncesine bir tuyu sıkıştırmam gerekiyor. Şalgam is the best thing to drink. İçilecek en iyi şey anlamıyla arkadaşlar. Soru kelimelerinden sonra bakalım nasılmış.

I don't know how to make a cake. Nasıl kek yapıldığını bilmiyorum anlamıyla. Nobody can decide. Kimse karar veremez.

Where to go on holiday şeklinde. Bakın how to. Yine internette aslında bunun biz en yaygın.

Mesela how to prepare. English breakfast. İşte İngiliz kahvaltısı nasıl hazırlanır mesela.

Hep böyle tutorial video da diyorlar bunları. Yani rehberlik videosu. How to'nun mantığı da bu şekilde. Nasıl yapılır? İşte nasıl kek yapılır bilmiyorum.

Nobody can decide. Kimse karar veremiyor. Where to go on holiday.

Nereye tatile gidileceğin şeklinde. Do you know when to start the machine? Makinenin ne zaman başlatılacağını veya çalıştırılacağını biliyor musun anlamıyla.

Şimdi geldik sunumumuzun son sayfasına arkadaşlar. Inorder to'nun kısaltması olarak. Peki ne demek inorder to? Mac ve Mac için anlamını biz inorder to'dan elde ediyoruz arkadaşlar. I prepared this video.

Ben bu videoyu hazırladım. Niye? Inorder to help you.

Peki hocam neden inorder parantez içerisinde? Çünkü İngilizce'de emin olun inorder'ı çoğu zaman kullanmazlar. Direkt to derler. Yani I prepared this video to help you. Ya da...

He always gets up early. Ne için? Not to be late.

Geç kalmamak için. Bakın demek ki to be late, geç kalmak için diye çevireceksem not to be late de geç kalmamak için erken kalkar anlamına ulaşmış oluyoruz sevgili arkadaşlar. Evet, Ceren infinitif konusunda konu anlatımı itibariyle söyleyeceklerimiz sonuna geldim. Şimdi egzersiz videosuna geçerek öğrendiklerimizi pekiştirme ve kontrol etme zamanı.