Herkese selamlar. Bugünkü videomda size yaklaşan Kasım'daki Amerikan seçimlerinden ve bu seçimlerin sonucunda Trump'ın galip gelme ihtimalinden ve eğer galip gelirse getirebileceği emigreşin politikaları yani göçmenlik politikaları neler olabilir bunlardan bahsetmek istiyorum. Neden bu konu?
Çünkü seçim yaklaşıyor, bir yandan Trump gelirse acaba göçmenlik hukukuyla ilgili neler değişebilir diye merak ediliyor. Bir yandan da Trump gelmeden şu işi bitirsek, bu işi yapsak... şeklinde müvekkillerimizden talepler var.
O yüzden böyle bir video yaparsam en azından ne bekleniyor ne de beklenmiyor. Yani Trump gezisi neyin değişeceği tahmin edilmiyor. Bunlardan biraz bahsedebilirim diye düşündüm. O nedenle bu video için doğru zamanlama diye tahmin ediyorum. Konuşmaya başlarken size Trump'ın politikalarının biraz nereden kaynaklandığını anlatarak başlamak istiyorum.
Heritage Foundation diye... kar amacı gütmeyen bir kuruluş var Amerika'da. Bu dernek 40 yıldır göçmenlik hukukuyla alakalı cumhuriyetçilerin politikalarını etkilemeye çalışan, belirlemeye çalışan, kar amacı gütmeyen bir dernek.
Bu derneğin Project 2025 adı altında geliştirmiş olduğu bir immigration politikası var. Ve bu politikanın cumhuriyetçiler tarafından uygulanması gerektiğini söylüyorlar. Peki Trump'la Heritage Foundation'ı bağlayan şey ne? Trump ilk başkan olduğu dönemde Heritage Foundation'ın ileri sürdüğü planların %64'ünü gerçekleştirdi. Yani Heritage Foundation'ın planlarının Trump'ın başkanlığı ve imigrenç politikası üzerinde çok etkili olduğunu biliyoruz.
Dolayısıyla Heritage Foundation'ın eğer Trump başkan seçilirse bunları yapması gerekiyor dediği Project 2025'den size birazcık satır başları vermek istiyorum. Bu politikalar aslında Amerikan göçmenlik sisteminin baştan aşağı değiştirilmesi ve aynı zamanda Amerika'ya yabancıların girişinin kısıtlanması üzerine kurulu. hem yasal hem de sınırlardan devam eden yasal olmayan göçü engellemeye yönelik hareketler.
Bunlardan bir tanesi öğrencilere verilen federal harç yardımlarının kesilmesi. Mesela diyelim ki siz bir eyalette yaşıyorsunuz. Bu eyalet yasal statüsü olmayan öğrencilere harç yardımında bulunuyor. Bu paralar federal hükümetten geliyor. Eğer sizin bulunduğunuz eyalet yasal statüsü olmayan öğrencilere harç yardımı vermeyi düşünüyorsa o zaman federal hükümetin bu harç yardımını kesmesi gerektiğini savunuyorlar.
Bu da yasal statüsü olmayan öğrencilerin Amerika'daki eğitim durumlarının engellenmesi demek. Başka bir madde Dreamers dediğimiz Amerika'ya genç yaşta gelmiş olan ve Amerika'da kalabilmeleri ve çalışabilmeleri için Başkan Obama zamanında geçirilen DACA kuralıyla burada yaşayabilen ve çalışabilen kişilerin bu statülerinin bitirilmesi. Aslında bu tam yasal bir statü değil. Mesela Green Card'a gitmiyor, Amerika dışına çıkış imkanı vermiyor ama en azından Amerika'da bu kişilerin kalabilmesini, sosyal güvenlik numarası alabilmesini ve... çalışma izni alabilmesini sağlıyor.
İşte Trump ilk yönetimi zamanında da zaten bunu engellemeye çalıştı. İkinci geldiğinde de bunu engellemeye çalışabilir. Çünkü bu da planın parçalarından bir tanesi. Amerika içinde 500 bin Dreamer olduğu düşünülürse bunların statülerinin uzatılmaması ve iptal edilmesi ciddi bir problem olarak görünüyor.
Trump'ın birinci başkanlık döneminde de en büyük favorilerinden bir tanesi H-1B vizesiyle uğraşmaktı. Bu yeni dönemde de bunu yapabileceğini düşünüyoruz. Hatta 2020 yılında geçirmiş olduğu yeni H-1B yönetmeliyle H-1B vizelerini adeta kanunu değiştirmeden reddedebilecek yeni faktörler ortaya çıkartmıştı.
H-1B vizelerinin üniversite derecesi gerektirip gerektirmediğinin analizinin yeni bir sisteme tabi tutulması, Belli meslek kategorilerinin H-1B vizesinde neredeyse hiçbir şekilde H-1B kabulü alamaması ve aynı zamanda maaşlarla ilgili yapılan yorumlar nedeniyle bazı entry level dediğimiz giriş seviyesindeki pozisyonların maaşlarının H-1B için uygun kabul edilmemesi. Bunlardan sadece birkaçı tabi daha fazla detaya girilebilir ama bu videonun konusu değil. Sadece şunu söylemekte fayda var H-1B vizesini almak göçmenlik bürosundan.
Trump geldikten sonra tekrar zorlaşabilir. Trump gittikten sonra Biden eski hükümleri geri getirerek Trump'ın yol açmış olduğu bu 2-3 yıllık etkiyi ortadan kaldırdı. Ancak Trump'ın yeniden seçilmesi belki de o eski Regüleşini 2020'de geçirmiş olduğu Regüleşini uygulamayı tekrar geri getirmesine sebep olabilir. Trump gelirse etki edeceği en önemli alanlardan bir tanesi de sınırlar olabilir. Bilindiği gibi Cumhuriyetçilerin ve Trump'ın en önemli savundukları konulardan bir tanesi sınırlardan kontrolsüz bir şekilde.
devam eden göçmen akını. Sınırlarla ilgili yapılabilecek düzenlemeler arasında girişin belli bir seviyeye çekilmesi, beklemesi gereken kişilerin sınırın öbür tarafında beklenmesi ve bazılarına sınırda görüşme yapılarak direkt red verilmesi ve sınırdan geri gönderilmesi gibi kapsamlı düzenlemeler düşünülebilir. Ayrıca belki hatırlayacaksınız asylumla iltica ile ilgili bir teklif vardı Trump döneminde hayata geçmeyen.
O da başka ülkelere uğrayarak ABD'ye gelen kişilerin o o ülkelere iltica etmemesi durumunda iltica başvurularının reddedileceğini kabul ediyor. Dolayısıyla bu tip düzenlemelerin de Trump döneminde tekrar geri getirilmeye çalışılacağı öngörülebilir. Birikme olan kategorilerde göçmenlik dosyalarının askıya alınması da önerilen tedbirlerden bir tanesi. Mesela bazı işleri üzerinden yapılan Green Card başvurularında ve aile üzerinden yapılan Green Card başvurularında Backlock dediğimiz vize numaralarının geriden gelmesi durumu söz konusu. Talep çok fazla, arz o kadar fazla değil.
Normalde bunlar vize bülteninden takip ediliyor ve zamanı geldikçe insanlar bu başvuruları yapabiliyorlar. Tabi ki bu Heritage Foundation'ın raporunda olan önlem bir adım ileriye gidiyor ve bu başvuruların hiç yapılamamasına sebep oluyor. Yani backlogla ilgili sorunlar bitene kadar başvuruların yapılamaması, bu başvuruların askıya alınması.
Bu şimdiye kadar göçmenlik hukuku tarihinde görülmüş bir şey değil. Çok ekstrem bir uygulama ama raporun içinde yer aldığı için ben de bundan bahsediyorum. Bunu yaparak... vize numaralarının arz ve talebini dengeleyebileceklerini düşünüyorlar. Teklif edilen önlemlerden bir tanesi de sezonluk işçi, H2A ve H2B dediğimiz vize kategorisindeki vizelerin alınma sayılarını ve bu vizeleri hangi ülkelerin vatandaşlarının alabileceğinin raporunun yayınlanmasının engellenmesi.
Bu da yasal göçmenliğin önüne geçmek için çok enteresan bir taktik. Çünkü H2A ve H2B zaten sezonluk işçilere veriliyor ve her sene kaç kişinin alabileceği yayınlanıyor. Çünkü bunlar kotaya tabi.
İşte diyorlar ki biz eğer bunlarla ilgili kota numaralarını yayınlamayı bırakırsak, hangi ülkeden kaç kişi H2A, H2B aldı bunları yayınlamayı bırakırsak, o zaman yeni başvuru yapacak kişiler de bu başvuruları nasıl yapacaklarını bilemeyecekler. Tabii bu düzenlemeyi yapan insanların amacı sadece gayriyasal değil, aynı zamanda yasal imigreşinin de önüne geçmek olduğu için, mesela H2A, H2B gibi Amerika Birleşik Devletleri'nde çok ihtiyaç duyulan sezonluk işçi kategorilerinin bile ortadan kaldırılmasına yol açabilecek düzenlemeleri teklif edebiliyorlar. Başka bir engel de ev yardımı konusunda getirilebilir. Bazen geliri düşük olan kişilere federal hükümetin ve eyaletlerin destekleri olabiliyor. Teklif edilen senaryolardan bir tanesinde bu tip bir yardıma başvuran kişinin evinde Amerikan vatandaşı olmayan veya green card sahibi olmayan birisi varsa veya yasal statüsü olmayan birisi varsa bu kişiye ev yardımı yapılmaması gibi bir teklif söz konusu.
Raporda önerilen tekliflerden bir tanesi de eyaletleri o eyaletlerde yaşayan kişilerin bilgilerini federal hükümetle paylaşmaya zorlamak. Mesela sosyal güvenlik numarası gibi. ehliyet numarası gibi.
Neden? Çünkü ehliyet Amerika'da zaten kimlik gibi kullanılıyor. Ve bu iki bilgiyi paylaşırsanız o kişiyle alakalı aslında birçok bilgiye ulaşmış oluyorsunuz. Federal hükümetin bunu yapmak istemesindeki sebep eyaletlerdeki yasal olmayan göçmenleri tespit ederek bunları sınır dışı etmeye çalışmak.
Tabii bunu kaç tane eyalet kabul eder? Bu ayrı bir konu ama eğer böyle bir şey kabul edilirse o zaman o eyaletlerde yaşayan özellikle yasal olmayan toplumlarda veya göçmen toplumlarında ciddi bir endişe oluşacaktır diye düşünüyorum. Peki federal hükümet eyaletleri bu konuda bilgi paylaşmaya nasıl zorlayacaklar? Federal hükümetten eyalete giden para yardımını azaltarak ve bu bilgileri paylaşmamaları durumunda bu parayı hiç vermeyerek veya daha az vererek bunu yapabilirler.
Teklif edilen önerilerden bir tanesi... Amerika Birleşik Devletleri içinde bulunup da visa statü değişikliği başvurusu kabul edilmeyen veya yaptığı herhangi bir imigreşim başvurusu kabul edilmeyen kişilerin Amerika'da bir süre daha kalmalarına izin vermekten ziyade onları hemen deport etmek. Bunu şöyle düşünebiliriz.
Mesela bir dosyayla ilgili red kararı yayınlanıyor. O red kararı ile beraber bir deportation orada çıkıyor. Sınır dışı etme kararı ve bu hemen uygulanıyor. Yapılan teklif bu. Bunun uygulamada çok zor olduğunu zaten biliyoruz ama bu teklif edilmesini engellemiyor.
Zor çünkü deportation o kadar kolay bir şey değil. Amerikan hukuku açısından gerçekten baktığınız zaman bir mahkeme prosedüründen geçmeniz gerekiyor. Dolayısıyla ABD kimseyi bir mahkeme sürecine sokmadan deport edemediği için bunun uygulaması gerekiyor. Uygulaması biraz zor ama tekliflerin içinde var. Raporun içindeki başka bir teklif de çalışma izni verilen kişilerin sınırlandırılması.
Örnek vermek gerekirse iltica başvurusu yapan kişiler bir çalışma izni alabiliyorlar ve dosyaları devam ederken çalışabiliyorlar. Yine TPS diye bir şey var. Temporary Protected Status.
Geçici koruma verilen bazı ülkelerin vatandaşları var. Kendi ülkelerinde yaşanan afetlerden dolayı. Bunlara verilen çalışma izninin de iptal edilmesi veya uzatılmaması şeklinde bir önlem.
Bu neyi sağlayacak? Güya bu kişilerin Amerika Birleşik Devletleri'nde barınamaması ve Amerikalıların Green Card'tan işlerini alamaması. Aslında amaç bu. Ama normalde eğer böyle bir şey yaparlarsa sadece daha çok vergi alamayacakları, daha çok maaşını rapor etmeyen insanlarla karşı karşıya kalmış olacaklar. Başka bir teklif ise Temporary Protected Service dediğimiz, belli ülkelerin vatandaşlarına verilen koruma hakkının ortadan kaldırılması.
Bunlar doğal afet, savaş durumları. Deprem durumları, ülkedeki ekonomik durumların çok bozuk olması gibi durumlarda Amerika Birleşik Devletleri belli ülkelerin vatandaşlarına vermiş olduğu haklar. Mesela şu anda... Afganistan, Burma, Kamerun, El Salvador, Etiyopya, Haiti, Honduras, Nepal, Nicaragua, Somali, Sudan, Güney Sudan, Suriye, Ukrayna, Venezuela ve Yemen vatandaşları için Amerika'da TPS statüsü var. Bu statünün uzatılmaması ABD'nin yasal olmayan göçü engeller diye bir teklif bu.
Göçmenliği gerçekten azaltmak için yapılan tekliflerden bir tanesi de göçmenlik vize başvurularının fiyatları. fiyatlarını inanılmaz bir şekilde arttırmak, astronomik bir şekilde arttırmak ve aynı zamanda bu başvuruların fiyatını ödeyemiyoruz deyip fee waiver dediğimiz, yani bizi lütfen bu harç ücretinden muaf tutun diyen kişilerin başvurularını azaltmak. Böylece bir yandan başvuru sayısını arttırıyorlar, bir yandan da bu başvuru ücretlerinden muaf olabilecek kişilerin maddi durumlarıyla ilgili değerlendirmeyi daha yukarıya çekiyorlar.
Böylece başvuru harcından muaf olan insanların sayısı azalıyor. Bu da aslında Trump hükümetinin... Başvuruları azaltmak için yapabileceği taktiklerden bir tanesi. Nitekim vatandaşlık başvurularında harç ücretleri ciddi bir artışa uğradığında bir anda mesela vatandaşlık başvurularının azaldığını görebiliyorsunuz.
Teklif eden önerilerden bir tanesi de bazı suçların mağdurlarına verilen T ve U vizeleriyle ilgili bir kısıtlamaya gitmek ve bu kısıtlama sayesinde daha az insanın Amerika'da kalmasını temin etmek. Şimdi bu videoyu yaparken sanki videonun altına yazılan yorumları görür gibiyim. Bu nasıl ülke?
Böyle kanun mu olur? Bunlar nasıl teklifler? Hani orası batı ülkesiydi?
Böyle şeyler dediğinizi duyar gibiyim. Lütfen unutmayalım. Bunlar sadece Heritage Foundation'ın çok uç seviyede Amerika'da conservative denen bir derneğin Trump hükümetine yapmış olduğu tavsiyeden ibaret.
Bunların ne kadarını değerlendirecekler, ne kadarını değerlendirmeyecekler onu bilemeyiz. Bazılarını yapmaya çalışırlarsa bunun çok ciddi bir şekilde mahkemelik olacağını bile ben şu anda görebiliyorum. Dolayısıyla bunu geçmiş bir kanun gibi düşünmeyin veya Trump yönetiminin... Başa geçersek %100 yapacağımız rapor budur dediği bir şey gibi düşünmeyin. Sadece bunlar Trump hükümetin yapabileceği şeylerin belki de büyük bir kısmını oluşturuyor.
İlk döneminde bu raporun %64'ünü gerçekleştirmeye çalıştıysa ve aynı kafada devam ediyorsa belki bu raporla ilgili de bir şeyler yapmaya çalışacaktır. Şimdi buradan odağımızı farklı bir noktaya getirmek istiyorum. Peki Trump gelirse neler değişmez? Hani bir sürü şey değişebilir diyoruz. Neler değişmeyebilir?
Göçmenlik hukukunun bazı temel kuralları var. Bunu siz... ancak senatörle, temsilciler meclisiyle değiştirebilirsiniz.
Yani 60 tane senatör olmadan, temsilciler meclisinde de salt çoğunluğu sağlamadan kuralları değiştiremezsiniz. Dolayısıyla bununla ilgili kurallarda herhangi bir değişiklik olacağını tahmin etmiyoruz. Çünkü kongrede muhtemelen yeterli çoğunluğa hala kimse sahip olmuyor olacak. Dolayısıyla kanunla değiştirilen şeyler değişmeyecek. Mesela nelerin değişmeyeceğini tahmin ediyoruz.
E1-E2 vizeleriyle ilgili değerlendirmeler, evlilik dosyalarındaki değerlendirmeler, İşleri üzerinden yapılan Green Card dosyalarındaki, PERM dosyalarındaki değerlendirmeler, yine L1 vizesiyle ilgili değerlendirmeler, O1 vizesiyle ilgili NIW, EB1 dediğimiz, olağanüstü kabiliyet veya National Interest Waiver dediğimiz dosyalardaki değerlendirmeler, bunların değişeceğini zannetmiyoruz. Değişecek alanlar daha çok böyle iltica gibi konular, sınırı ilgilendiren konular, H1B vizesi gibi profesyonel işçi vizeleri, bunlar daha çok etkilenebilir. Ama onun dışındaki kategorilerde Trump geldiğinde de çok büyük bir etkilenme olduğunu görmemiştik. Ama neler gördük mesela? İş yeri üzerinden yapılan Green Card başvurularında biraz gecikmeye sebep olan bir şey mülakatların getirilmesiydi.
Ve iş yeri üzerinden yapılan Green Card başvurularının tamamına mülakat getirdikleri için süreçler uzuyordu. Biden onu ortadan kaldırdı. Ancak şu anda zaten mülakat getirseler bile zaten vize numaralarından dolayı bir bekleme olduğu için bunun da süreci çok fazla etkileyeceğini tahmin etmiyorum.
Evlilik üzerinden yapılan Green Card başvurularında da mülakatı çok ciddi oranda mülakattan feragat etme durumu söz konusu. Belki Trump'ın gelmesiyle tekrar mülakatların geri gelmesi söz konusu olabilir. Bunu neye dayanarak söylüyorum?
İşyeri üzerinden yapılan dosyalara mülakat getiren bir yönetim, evlilik üzerinden yapılan dosyalarda mülakatı muhtemelen es geçmeyecektir. İltica başvurularıyla ilgili Trump çok büyük değişiklikler yaptı diye düşünsek de aslında baktığında ilk dönemde geldiğinde yaptığı değişiklikler İltica başvurularının sayısı anlamında çok da dezavantajlı olmadı. Mesela ilk geldiğinde yapmış olduğu en son dosyayı faal eden ilk defa görüşmeye girecek kanun değişikliği hem gerçek dosyaların kabul edilmesini sağladı hem de iltica başvurularının %20 oranında azalmasına neden oldu.
Bunun sebebi de Amerika'ya gelip sahte iltica dosyası yapıp nasıl olsa iltica başvurusu uzun sürecek ben de o sırada Amerika'da takılırım diye düşünen insanların hızlı bir şekilde mülakat alacaklarını anladıkları için başvurularını yapmamalarıydı. Sadece bu bile %20 oranında iltica başvurusu yapanların başvurularını düşürdü. Yine H1B ile ilgili düzenlemede IT şirketlerine karşı çok büyük bir kampanya yürütmüştü ve IT şirketlerinin yaptığı H1 dosyalarında Bir sürü Hint vatandaşının Amerika'ya gelişi bu nedenle mümkün olamamıştı.
Fakat bunun da enteresan bir etkisi oldu. Amerika içinde bulunan ve çalışma izni olan bir sürü kişi IT alanına yönelendi. Ve IT alanında bir sürü kişi iş sahibi oldu.
Aslında şunu anlatmaya çalışıyorum. Her zaman kötü gibi görünen şeyler, her zaman kötü sonuçlanmıyor. Bazen de iyi gibi görünen şeyler çok iyi sonuçlanmıyor. Mesela Biden hükümetinden çok daha büyük beklentiler vardı. Ama beklentilerin çok büyük bir kısmını gerçekleştirmiş olsa bile bazılarına hiç dokunamadı.
Dolayısıyla bir hükümetin gelmesi, bir yönetimin gelmesi hiçbir zaman mutlak iyi veya mutlak kötü değildir. Her zaman kötünün içinde iyi bir şeyler çıkabilir. Bazen de iyinin içinde kötü şeyler olabilir.
Biz gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz. Çok sorulan sorulardan bir tanesi konsolosluklarda yapılan turist vizeleri, öğrenci vizeleri olabilir. Peki bu başvurular etkilenecek mi? Bununla ilgili tabii elimizde Trump'ın birinci dönemine ait yeterince bir bilgi yok. Çünkü 2018'de başkan seçildi ama 2019'da göreve başladı ve 2020'de hemen Covid oldu.
Arkasından gelen yıllarda Covid yıllarıydı. Dolayısıyla oradaki bilgileri, oradaki verileri kıyaslamak biraz yersiz olur. Ama bizim görebildiğimiz kadarıyla turist vizesi, öğrenci vizesi gibi vizelerde inisiyatif hala konsolosluğun elinde ve devletin bu konuda, federal hükümetin bu konuda herhangi bir baskısı veya yaptırımı genel itibariyle olmuyor. Amerika için de göçmenlik bürosunun politikalarını düzenledikleri gibi...
Amerika dışındaki konsoloslukların kendi bulundukları ülkelerdeki vize başvurusu ile ilgili değerlendirmelerini düzenleme konusuna çok fazla girmiyorlar. Buna mikro management da diyebilir. Bu kadar detaylı şeylerin yönetilmesini daha çok o ülkedeki konsoloslukların yetkilerine bırakıyorlar diye düşünebiliriz. Son olarak şunu belirtmekte yarar var.
Neden kar amacı gütmeyen bir kuruluş çıkıyor ve böyle bir teklifte bulunuyor? Çünkü Amerika'da politikayı şekillendirirken aktörler vardır. Bu aktörler bazen o konuyla ilgili bilgi sahibi... uzmanlar olabilir. Bazen bu konuyla araştırma yapan, kar amacı gütmeyen kuruluşlar olabilir.
Bazen lobi şirketleri olabilir. Bazen milletvekilleri, senatörler olabilir. Bazen konuyla ilgili olan ve o sektörün içinde bulunan kişiler olabilir. Dolayısıyla bu rapor Heritage Foundation'ın yayınlamış olduğu... Bu rapor bu Amerikan göçmenlik politikalarını etkileme yolunda yapılmış bir çalışmadır.
Yoksa onların yayınladığı rapor devletin kabul ettiği veya devletin uygulayacağı bir şey demek değildir. Bu raporda yazan şeyleri %100 uygulanacak diye bir şey yok ama bu hükümeti etkileyebileceğini düşündüğüm için ve Trump yönetiminin ilk döneminde uygulamış olduğu politikaları da göz önünde bulundurarak bunları bir arada değerlendirmeye çalıştım. Gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz ve sizlerle paylaşacağız.
Umarım video faydalı olmuştur. Videoyu lütfen beğenmeyi unutmayın. Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
Videoyu ilgi duyduğunu düşündüğünüz kişilerle paylaşabilirsiniz. Bir sonraki videoda görüşmek üzere.