Transcript for:
Osmanlı Kültür ve Medeniyet Notları

Değerli arkadaşlarım, genel tekrarın ikinci videosu olan Osmanlı Kültür ve Medeniyet kısmındayız. Toplam 7 videodan oluşacak olan serimizin Osmanlı Kültür ve Medeniyet kısmını ayrı tuttuk. Sebebi de hem uzun bir konu olması hem de tahtayı bir gösterelim kardeşim. Kardeşimim önce Mehmet bu gördüğünüz tahtada 3 tane sınav sorunuz var değerli arkadaşlar. Bu 3 tane sınav sorusunu yakalamaya uğraşacaktık. Bir önceki videomda 2,5 saatlik bir anlatım yaptım. Orada da 3 tane sınav sorunuz var. üç tane soru gelecekti. Yanii şimdi toplayarak gideceğiz. İki videoyu izleyen arkadaşlar toplamda altı tane soruyu inşallah yapacaklarına güvenimiz tam çok hapsolup bir soru gelmediği takdirde. Birnci videomu izleyen arkadaşlardan gelen dönütler için hepinize çok teşekkür ederim. Çok beklenti oluşmuş. Ve izleyen arkadaşlar hemen dönüt yapıyorlar veya YouTube'daki videonun altına yorum yapıyorlar. En çok beğendiğim video, yorum daha doğrusu şey oldu. Hoca Muhaç Meydan Muharebesi bile iki saat sürdü. Burası üç saat. ettiği ama tabii ki ister istemez keşke biz daha az konu olsa da daha az şeyler anlatabilsek size ama bu mümkün görükmüyor. Çünkü Osmanlı Kültür Medeniyet'in özellikle ehli hiref sorusu biliyorsunuz bu sene gelen iptal edilen sınav sorusu aslında anlatıyoruz hiref diye anlatmıyoruz hirfet diye anlatıyoruz ona. O soru geldi aslında ama diğerlerinin hepsinin başlangıcı oyunu olunca öğrenci arkadaşlarımızın o soruyu da yapması zorlaştı. Şimdi Osmanlı Kültür Medeniyet'i önce işlerim daha sonra ben siyasi tarih işlerim ama aranızda hocam ben önce siyasi tarih işlemine diyen arkadaşlar bundan sonraki çekeceğim 3. video izleyecek sonra geri dönmek isterse buraya dönelim ama mantıken buradan devam etseniz daha iyi olur. Peki gene kameraman Mehmet ve tarih öğretmen arkadaşımız Gökhan Özel ile çekimlerimize devam ediyoruz. Öğrenci almamamızda sebebi çekim saatlerimizin değişkenlik göstermesi arkadaşlar. Şu an saat akşam 6 normalde kameraman arkadaşımız Mehmet eve gitmek istiyordu ama dedim ki kardeşim öğrenci video bekliyor. Kusura bakma burada kal. Hoca benim bir evladım var dedin. Bey dedim bizim de var. Yapacak bir şey yok. Ondan sonra bütün şeylerini çürüttükten sonra değerli arkadaşlar bu videoyu çekmeye başlayacağız. Şimdi Osmanlı Kültür Medeniyeti'nin iki kısımda işlenir. Daha doğrusu devlet yönetimi iki kısımda işlenir. Bir merkez teşkilatı, diğeri taşra teşkilattır. Ki merkez teşkilatı olarak gördüğünüz yerlerde özellikle hükümdar ve hükümdarın görevleri sarayları işleyeceğiz. Önce merkez teşkilatından başlayalım. Hükümdarının sembolü. ve ünvanları kısmında. Değerli arkadaşlarım Osmanlı'nın hükümdarları sembolü ünvanlarıyla ilgili şunu söyleyeyim. Bütün semboller vardır arkadaşlar. Yanii sembol olmayan bir şey yok. 600 yıllık bir devletten bahsediyoruz. Her padişahın da kendine ait bir sembol eklediğini düşünürsek Osmanlı'nın bütün sembolleri neredeyse kullanmış. Ancak ünvanlar açısından şunu dikkat etmek lazım. Bey ünvanı, sultan ünvanı biliyorsunuz. Hasan, Hüdavendigar ünvanı. Birçok padişahların kendilerine verdikleri ünvanlar da var. Bazı Abbas halifelerinin taktığı ünvanlar var. Sultan iklimi Rum gibi. ünvanlar olduğunu da görüyoruz. Ancak burada şunu dikkat etmek lazım. Osmanlı Devletii ilk sultan ünvanını kullanan Osman Bey'di. Ayrımını nasıl yapıyorduk peki? Dünya tarihinde ilk sultan ünvanını kullanan Gazneli Mahmud Ama Osmanlı Devletii tarihinde diye sorarsa cevap Osman Bey olacaktır. Değerli arkadaşlar özellikle Hüdavendigar ünvanında 1. Murat'ı kullandığında söyleyelim. Osmanlı Devletii'nde Kağan-I ünvanı yoktur değerli arkadaşlarım. Bakın bu soru size şöyle gelebilir. Fahri Sultan Mehmet aşağıdaki ünvanlardan hangisini kullanmamıştır? Veya Kağan-I-ı Sultan Süleyman veya 1. incamet fark etmez hangi padişahı verirse versin bir kanun var olmadığını da sizlere söyleyelim. Peki hükümdarımızın görevleri ne? Ne yapıyor bir hükümdar? Hükümdarın değerli arkadaşlar tabi ki devletin başı olması sebebiyle yürütmenin de başında kişi. Ayriyetten divan toplantılarının başkanlığını yapıyor. Fahri Sultan Mehmet'e kadar ondan sonra sadrazamlar. Efendimm herhangi bir konu hakkında değerli arkadaşlarım herhangi bir emir çıkartır. Biz bunu ferman diyoruz. Veya herhangi bir devlet memurunun mallarına el koyabilme. Biz buna müsaade ediyoruz ki eğer Biliyorsunuz 2022'yi iptal edilen sınav sonrası müsaadele geldi. Efendimm başka herhangi bir şeyi yasaklıyorsa bunun adı yasakname. Herhangi bir yerde haksızlık varsa bunu düzeltiyorsa bunun adı adaletname. Doğru mu? Herhangi bir devşirmeyi vatana ihanetten yargılayıp öldürme hakkı gene kulluk hakkı diye geçer. Yine padişaha ait. Padişahınn görevlerini saymaya gerekiyor zaten belli. Ama burada şunu bilmek lazım değerli arkadaşlarım. Özelellikle Osmanlı Devletii'nde başa geçen padişahlardaki veraset değişikleri. Şimdi biliyorsunuz Osmanlı Devletii'nde gene... Kut anlayışı vardır. Nedir kut? Osmanoğulları sülalesinden gelen herhangi bir erkek evlat kut hakkına sahip. O zaman Osmanlı Devletii'nde taht kavgaları biter mi? Kolay kolay bitmez. Bu üzerine Osmanlı Devletii özellikle bazı padişahlar veraset sistemlerinde değişiklikler yapmışlardır. Bu taht kavgalarını biraz daha azaltabilmek amacıyla bunlardan birinci murat. Ülke hükümdar ve ailesine aittir anlayışını hükümdar ve oğullarına aittir anlayışını değiştirerek Ailesinin içinde amcaoğlu, dayıoğlu, halıoğlu herkes var. Ama sen sadece oğulları dersen ne olur? Biraz daha taht kavgalarını azaltırsın. Ve Kaz Sultan Mehmet de ben baştayken kimse ne yapamaz dedi? Taht kavgasına girişemez dedi. Merkezi otoriteyi arttırdı. En sonunda birinci Ahmet geldi. Beyden sonra dedi geçenler Ekber ve Erşed'e göre olacak. Direkt Osmanlı Devletii vera sisteminde... son değişikliği 1. Ahmet yapmıştır. Ekber, en büyük Erşed, Reis olma, akıllı olma durumudur. Ekber ve Erşed sistemini getirir. O zaman ilk değişiklik 1. Murat, son değişiklik, genelde sonu sorarlar. 1. Ahmet olduğunda unutmayalım. Peki Osman.. Şehzadenin sizler de biliyorsunuz ki belirli bir döneme yani 7 yaşlarına falan geldikleri zaman bir eğitim alırlar. Yanii özel hocaları olur. 12 yaşına kadar özel hocaları onları eğittikten sonra hemen hemen 12 yaşlarında sancaklara sancak beyi olarak atanırlar. Doğru mu? Peki sancak beyi olarak atandıktan sonra ne yaparlar? Orada özellikle devlet kademelerinde tecrübe kazanırlar. Halkla münakaş ederler. Gerekliliğinde seferi askere çıkarlar. Efendimm oranın tüm soru... sorunlarıyla ilgili de böyle de devlet tecrübesi kazanıyor. Yanilarında lala veriliyor biliyorsunuz. Sancak beyliklerinde her yer sancak beyi değildir. Ama Osmanlı'da önemli sancak beylikleri vardır. Örnek Manisa, örnek Kütahya, örnek Trabzon, örnek Amasya. Doğru mu? Var. Sivas'ta var, Çankırı'da var, Kastamonu'da var, Antalya'da var, Isparta'da var. Önemli şehzade beylik yerleri vardır. Beylik demeyeyim de şehzadenin eğitim gördükleri ve sancak beyi olarak atanan sancak beylikleri yerleri vardır. Bu saydıklarım hemen hemen en önemli. önemli yerler. Trabzon vardır mesela. Doğru mu? Şimdi tabii orada eğitimini tamamlayanlar eğer kendilerine sıra gelirse de veya tak kavgasından başarılı çıkarsa da ne olur? Ülkenin neyi oluyor? Padişahın oluyor. Peki şehzade eğitiminden sonra Osmanlı Devletii'nin başkentlerine gelelim. Osmanlı Devletii'nin başkentleri sizler de biliyorsunuz ki merkez diye de gelebilir başkent. Eğer sınavda özellikle başkent yazarken o zamanlar başkent diye bir terim yok. Onun yanına merkez diye yazarlar. Osmanlı Devletii Karacahisar Sarı merkez yapmadı mı yaptı. Bilecik merkezi yapmadı mı yaptı. Hatta Yenişehir diye bir yer var. Orayı merkez yaptı. İznik'i yaptı. Bursa'yı yaptı. Edirne'yi yaptı. Osmanlı'nın en uzun süre başkentini ve merkezini yapan şehir ise İstanbul olacaktır değerli arkadaşlar. Ki İstanbul tarih boyunca birçok isim almıştır. Ki biz fethederken ki ismi Konstantinopolis'tir. Fethettikten sonra da birçok isim aldı. İstanbul, İstanbul, daha farklı Ağustane, Padişah gibi veya Derya gibi isimleri alan da yine İstanbul'dur. İstanbul... İstanbul'un yönetimi biraz farklıdır. İstanbul'un boğazlarından mesela Kaptan Derya sorumlu. İstanbul'un genel güvenliğinden Yeniçeri Ağasısı ve bütün işlerinden ise Sadrazam sorumlu. Sonuçta başkent burası ve padişah da orada yani. O yüzden İstanbul'a biraz daha önem verilmiştir. Mesela İstanbul'un belediye başkanı... Şehre mi neyin? Daha evvelden gelen bir sınav sorusu. Dur bunu bilelim. Mesela İstanbul'un kadısı özel bir kadıdır. Ne demek? Yanii en bilgili kadıdır. Ona biz Tatarlar Kadı hukukta kısmını anlatacağım. O yüzden bunlar önemli. Peki Osmanlı'nın eti nereden yönetiliyor? Saraylardan yönetilir. İlk Osmanlı Devletii'nin sarayı biliyorsunuz Osman Bey zamanında yapılan Bursa'daki Bey Sarayı'dı. Daha sonra Galata Sarayı veya Edirne Sarayları da yapılmıştır ama Osmanlı Devletii Sarayı deyince akla ilk gelen Topkapı Sarayı'dı. Diğer açıdan Topkapı Sarayı Fasçı Tutuk Mehmet tarafından. yapıldı ve Osmanlı Diyeti'nin en uzun süre yönetim sarayı olmuştur. 19. yüzyıla gelindiği zaman çok ilginç şekilde Osmanlı Diyeti'nin ekonomisi bozulmuş olduğu halde saray yapımı hızlanmış. Yanii aslında Osmanlı Diyeti yükselme döneminde 10 tane saray yapabiliriz. Çünkü para vardı. Dağılma dönemi de yaptığını görüyoruz. Örnek hepinizin bildiği gibi Dolmabahçe Sarayı. Değil mi? Tamam Avrupa örnek alınarak yapılmıştır mesela. Ama Osmanlı Devletii'nde ilk batı tarzı saray ya da batı teknikleriyle yapılan ilk saray ağır damlanan İshak Paşa Sarayı'dır. Bazı tarzları var onun barok gibi. Bazı kapıları. O yüzden batı tesiriyle ilk yapılan saray İshak Paşa'dır. Ama tamamı birkaç kapı tamam batı tesiri ama diğerleri yine Türkistan mimarisi. Dolmabahçe öyle değil. Dolmabahçe. Bahçe tamamı Avrupa sarayları örnek alarak yapılmış. Yine Çıraklı Sarayı doğru mu? Beybeyi sarayları da yine Osmanlı'nın yapmış olduğu önemli saraylardandır. Peki Topkapı Sarayı deyince aklımıza ne gelmiyor? Topkapı Sarayı bölümsel olarak 3 aylık hatırlıyorsunuz mu? 1. Bir dış kısmı. Doğru mu? Enderunun, Enderunin iç kısmı, harem, kız kısmı. Anlaştık mı Gökhan? Üçü ayıracağız. Bir, dış kısmı. Enderunun, iç kısmı. Harem, kız kısmı diye aklınıza kalsın. Peki Enderunin özelliğini? Oradan başlayalım. Önce Bir'dan başlayalım hatta. Bir, kelime manası olarak böyle taş anlamına gelen, dış dışarı anlamına gelen bir kelimedir. Bir genellikle değerli arkadaşlarım, önemli elçilerin... Devleti adamlarının ilk karşılandığı yerdir. Onu şöyle size söyleyeyim. Ama birinden ziyade en çok sorunun geldiği yer Enderunun'dur. Çünkü Enderunun bir okuldur. Bu okula sadece devşirme çocukları alınır. Doğru mu? Ve Enderunun ilk defa 2. Murat zamanında kurulmuştur. Fasülye Suami Mehmet zamanında ve daha sonraki önemli padişahlarımız bunu geliştirmişlerdir. Yahudilerin de devşirilmediğini bilin ve devşirme çocukları alınıyor. Şimdi bakın değerli arkadaşlar devşirme sistemi nedir? Bir kere ondan bahsedelim. 1. Osmanlı Devletii'nde değiştirme denilen sistem hem asker ihtiyacını karşılamıştır hem de yönetici ihtiyacını karşılamıştır. Peki nasıl? Kardeşimim Gökhan var. Gökhan askeri yetenekleri çok fazla olan bir arkadaş. Bey bunu niye gidip de devlet adamı yapayım? Gökhan'a ne yapıyorum? Asker bölgeye gönderiyorum. Ama Mehmet okumaya davetsiz, eli kalem tutuyor, silahtan hiç anlamaz. Ya da silah patlasa ödü korkar. Ne yapacak? O zaman ben bu çocuğu alacağım. En deruna vereceğim, en derunda yetiştirip devlet adamı olacağım. Hatta sadrazamlığa kadar getirttireceğim. Arkadaşlar devşirme sistemindeki mantık şudur. Sen çocuğu ailesinden alırsın izinle, ailesinden alırken de bir bakarsın vücudu ve fiziksel sıkıntısı var mı diye. Yoksa yetiştirirsin, Müslüman yaparsın. Son sosyal medyayı Hristiyan bir aileden aldın. Hristiyan bir aileden aldığın için zaten adı devşirme. Doğru mu? Devşirmekk ne demek? Kendine benzetmek. Beyim Mehmet'i kendime benzetmem için Mehmet'in ne olması lazım? Bir. Müslüman olması lazım, doğru mu? İki, İslami geleneklere uygun davranması lazım. O zaman ben kendime devşirdim, yani benzettim. O zaman Enderunun'a sadece kimler girebilir? Müslüman girebilir. Bakın burayı öğrencilerimiz lütfen karıştırmasın. Zaten ben çocuğum Müslüman yapıp alıyorum. Enderunun'a. Neden peki Müslüman olup yapıyorum? Bir dakika, oraya gelelim. Çünkü Osmanlı Devletii'nde devlet memuru olmanın tek şartı Müslüman olmak. Belli bir döneme kadar. O yüzden ben önce çocukları Müslüman yapıyorum sonra Enderunun alıyorum. Askerlik için de bunlar geçerli. O yüzden de arkadaşlar dikkat edelim. Enderunun böyle bir özali var. Tabi Enderunun yıllarca devlet memuru yetiştirdi. Ama son zamanlarda bozulunca 2. Mahmut'U tarafından önemi azaltılarak yerine Mektebil Marifi Adliye kurularak devlet memuru ihtiyacıyla buradan karşılanmış oldu. Harem. Harem de bir okuldur aynı Enderunun gibi. Burada da kız çocukları okur. Yine kızların değiştirme kızları okur. Ve bu kız çocukların çoğunluğu vezir. Nişancı, Reis Hükümdar, Sadrazam ve Padişah ile evlenir. E tabi Padişah'dan erkek çocukluğu oranına da biliyorsunuz Haseki diye bir ünvanda veriyorduk. Özelellikle saraylar kısmında Topkapı'yı bilmemiz lazım arkadaşlar. Zaten giden arkadaşlarımız vardır ama sonuçta bir anlatım da lazım. Topkapı'ya dikkat. Peki gelelim bir başka olaya. Burada ne var? E kardeşim devlet nasıl yönetiliyor? Tamam Padişah yönetiyor da Padişah'ın bir danışma organı var. Bu organın adı Divanı Hümayun'dur. İlk defa, dikkat! Osman Bey zamanında kurulmuştur. Amaç ne? Amaç devlet sorunlarının ve toplum sorunlarının tartışılıp karara bağlanmasıdır. Divanı kuran Osman Bey'dir. Kadıların ikinci Mahmut'U'tur değerli arkadaşlarım. Divanda her türlü mesele görüşülür. 1-Divana herkes başvurabilir Müslüman gayrimüslim. Fark etmek istedim. 3-Kadı kararını beğenmedim. Mahallenin kadısı kararını beğenmedim. Mahalledeki bir kadının veya ilçedeki veya ildeki bir kadının kararını beğenmezsem son merci organım nere? Divan Niye? Çünkü divanın içinde kaz asker diye bir adam var. Kaz asker dediğin adam ne? Hakimlerin başkanı. Ona sunuyorum. Ama en son kararı o veriyor. Ya kararı onuyor ya kararı bozup yeni karar yazıyor. Dikkat! Divanı Hümayun bu yönüyle İlk Müslüman Türk Devletilerindeki divanı mezalime benzer. Niye? Divanı mezalinde şikayetlerin olduğu divan değil miydi? Bak bir adam da geldi Osmanlı'da kadının kararını beğenmedi ve şikayet etti. En son sonucu burada almaya çalıştı. Bu arada divanda verilen kararlar bir daha da bozulamıyor, onu da söyleyeyim. Yanii kaz askerinin verdiği karar bozulamıyor. Ayrıca kaz askeri padişah hiçbir zaman müdahale edemez. Çünkü hangi davayı bilsin padişahla müdahale etsin? Yanii padişahlığın burada bir kadılık görevi veya kaz askeri bir etkileme durumu söz konusu değil. Hatta padişah Fatih Sultan Mehmet divan toplantılarında aldığım kararlar insanlar tarafından veya yanımdaki çevremdeki nişancı, reis-i kütap veya vezir-sadrazam etkilenmesin diye hatırlarsanız divan başkanlığını sadrazama bıraktı. Kendisi kasradır. Bir adalet penceresi açtırdı divan toplantılarını yerine. Topkapı sanayine gidenler bilir. Oradan izledi mesela. Şimdi yani burada ne vardı? Adaletin sağlanması. Padişahınn karşısında konuşmak kolay değil arkadaşlar. Biz padişah gördük mü? Görmedik. Padişahınn karşısında elçiler konuşamıyor. Biz nasıl konuşalım? E şimdi bir de onu düşünün. Bu işler böyle olunca da ne oluyor ister isterseniz? Belki padişahın yanında konuşamıyorlar. O yüzden de ne oluyorlar? Bu divan toplantılarında bazen sarkmalar oluyor. Mesela Galebe Divanı diye bir divan var mesela. Bu savaş zamanında mesela özellikle at divanı var. At üzerinde padişah dinliyor. Efendimm ikindi divanı var değil mi? İkindi divanı ne? Yetişmeyen konular orada görüşülmeye devam ediyor. Birçok divan çeşidi var ya. Elçilerin kabul edildiği Galebe Divanı var. Savaş değil mi? Öyle değil. E kardeşim sefer divanı var o savaşlarda işte. Bir anda toplanıveriyorsun. Bu yüzden divan çeşitlerinden özellikle galebeyi bilmeniz lazım. Galebe bir kere daha söyleyelim. Elçilerin geldiği toplantıdır değerli arkadaşlar. Burada divan toplantıları burada yapılır. Yok an telefonla oynama. Peki bir başka olaydan da şöyle bahsedelim. Tabi ki divanın özelliklerinden ziyade divan üyeleri de bizim için çok kıymetli. Padişahın istiyorum. İki Mehmet'ten sonra Sadrazam'a bıraktığı divan toplantıları. O zaman sana sınavda Sadrazam aşağıda verilen hangi padişah döneminden itibaren divana başkanlık etmeye başladı? Fatih Sultan Mehmet. Ya da Sadrazamlık makamının öneminin artması hangi padişahdan itibaren? Yine Fatih Sultan Mehmet. Çünkü divan toplantılarının gündemini o artık o kontrol ediyor. Dikkat! Sadrazam, Sadrazam, padişahın mührünü taşı kardeşim. Günümüz anlamıyla Cumhurbaşkanı Banka diye nitelenirsek Banka'a tekabül eder. Ayrıca sadrazamın vermiş olduğu tüm emirlere buyruldu adı verilir. Dikkat bir daha söylüyorum. Sadrazam vermiş olduğu tüm emirlere buyruldu adı verilir. Peki hocam sadrazam gerektiğinde padişah adına sefere çıkar mı? Çıkar. Peki padişah adına sefere çıkınca yerine kim bırakır? Hemen akla ne geliyor? Padişah, sadrazam mantıken bir alttaki gider zannediyorum. Ve oğlum herkes birbirini yerine dolduracaksa nasıl olacak bu iş? Mantıken başka birisi olması lazım. Padişah. Sadrazam'a git sefer ordunun başına deyince ordunun başına çıkan sadrazam sadaret ketüdası veya sadaret kaymakamını yerine bırakır değerli arkadaşlarım. Bunları da bilin. Peki sadrazamdan geçelim bir başka adama vezir. Gürmüz anlamıyla bakana denk gelir doğru mu? Kardeşimim vezirler en büyük sadrazamın yardımcıları da dikkat edelim. O vezir sayıları zamanında 1, 3, 5, 7, 9'a kadar çıkmış. Niye vezir sayısı sürekli artmış? Evet. Niye bir tane vezirleştirmiyor muydu? Hatta ilk vezir Alaaddin Paşa'ydı. Alaaddin Paşa'ydı Osman Bey zamanında. Demek ki topraklar genişliyor, sınırlar genişliyor, dertler artıyor. Dertler artınca da devlet memuru ihtiyacı ortaya çıktığından dolayı vezir sayısı artıyor. Anlaştık mı? Olay bu. Peki gelelim bir başka olaya. Vezirden geçelim mesela kaz askeri işleyelim ki kaz askeri günümüzün milliyetin bakanı ve adalet bakanını temsil eder. Ve kaz askerlik makamının en önemli olayı... Günlük tutulan davalar vardır ve itiraz eden bütün davaları sonuçlandırır. Tuttuğu deftere Ruznamçı adı verilir. Dikkat edelim. Kazaskerinin tuttuğu defterin adına Ruznamçı adı verilir. Kazaskerinin verdiği karar bozulamaz değerli arkadaşlar. Ve iki tane kazasker vardır. Anadolu kazaskeri, Rumeli kazaskeri. Şunu unutmayın, protokol bakımından her zaman Rumeli Anadolu'dan daha üstündür. Bunu da size söylemiş olayım değerli arkadaşlar. Var mı başka kazaskerle bilmem ne. Gelelim. Kaz askerden nereye? Defterdara. Değerli arkadaşlar bizim defterdar ne? Günümüzdeki neye benzer? Hala ki defterdarlık devam eder. Defterdar bütçe yapar değerli arkadaşlar. Ülkenin bütçesini defterdar yapar. Padişah'ın mali işlerdeki bütün tablosunu yine defterdar yapar. O da ikiye ayrılır. Anadolu defterdarlığı ve Rumeli defterdarlığı protokolde kim üstündür o zaman? Rumeli defterdarlığı üstündür. Geçelim bir başka adama mesela değerli arkadaşlar. Nişancı en çok gelen sınav sorularından biridir. Niye? Ya kardeşim senin nişancı dediğin adam, 1-örfi hukukun temsizidir divanda, 2-senin nişancı denilen iç ve dış yazışmaları yapar, 3-fethedilen bir bölgenin sosyoekonomik yapısını tahrir, dikkat direkt sınavda gelir, tahrir defterine kaydeder. Anlaştık mı? Unutma bunu. Ve nişancı değerli arkadaşlarım, çok çok önemlidir ama fark ettiğiniz gibi nişancı tapukat ostura işlemleri falan yapıyor, işi çok yoğun. 16. ve 17. yüzyılda itibaren... Özelellikle Osmanlı Devletii'nin diplomatik ilişkileri yoğunlaşınca Avrupa Devletileri ile nişancının altında çalışan, katiplerin baş anlamına gelen Reis Küttaplık makamı önem arz edecektir. Ve nişancıdan ayrılarak ayrı bir divan-ı hümayun üyesi olacaktır. Reis Küttaplık. Reis Küttaplık daha sonra ismi Haniye Kazıklı olacak. Yanii Dışişleri Bankaalarına. Reis Küttaplık devletin dış yazışma ve diplomatik işlerine bakacaktır değerli arkadaşlar. Bunu da bilelim. Var mı Osmanlı Devletii'nde divan üyeleri? Var. Kim var mesela değerli arkadaşlarım? Yeniçeri Ağasısı var. Ama Yeniçeri Ağasısı da ağırlıklı olarak seferde olduğu için İstanbul'da bulunduğu zamanlar katılır. O da rütbesi vezirse. Kaptan der ya, e kaptan der ya bir adam bir gidiyor sefere, 3 sene gelmiyor kardeşim. 3 sene sonra divan toplantısına denk gelirse o da katılıyor. Doğru mu? Bunlar demek ki divanın doğal üyesi değil. Tamam mı? Yeniçeri Ağasısı'nın söylediği kaptan Şehülislam, dikkat! Şehülislam diğer adıyla müftüdür. Buranın en önemli özelliği divanda alınan bütün kararlar, bu kararlar da bu arada mühimme defterine kaydedilir. Bu kararların hepsine de hüküm adı verilir. Demek ki divanda alınan kararlara hüküm, bu hükümlerin kaydedildiği defterlere mühimme, mühimme mühim olan demek önemli yani. Mühimme defterine kaydedilir, dikkat. Kaydedilmeden önce Şeyhülislam'a alınan kararlar verilir. Dine uygun olup olmadığı hakkında Şeyhülislamlar... Ne yapacaktır arkadaşlar? Karar verecektir. Osmanlı Devletii'nin ilk şehir İslamı Molla Fener'dir ki bilim insanları kısmında da işleyeceğim. Değerli arkadaşlarım bu söylediklerim divanın önemli görülen üyeleridir. Soru gelme ihtimali her zaman yüksektir. Bakın bu dersim sadece lisans değil. Ön lisans ve orta öğretim için geçerli. Yanii lisansa gelmedi diye aman bu soru çıkmaz demezsin ön lisans kendisine bu soru gelebilir. Bu başlıklar arasında divanı Hümayun gerçekten çok çok kıymetli bir başlıktır. Gelelim Taşla Teşkilatı. Osmanlı Devletii'nin merkez teşkilatı bir, bir de taşla teşkilatı var. Taşla ne demek? Dışarı, merkezden olmayan demek. Osmanlı Devletii taşla teşkilatını kademesel olarak değerlendirilse bir vilayet nizamnamesi yapmış. Köy, işte köyün bir üstü kaza, kazanın bir üstü sancak, sancağın bir üstü eyalet şeklinde yapmış. İşte zamanla bu köylere ileriki zamanlarda muhtar atanacak. Sancaklara sancak beyi doğru mu? İşte en üstteki eyalete beylerbeyi falan atanacak. Ama burada şunu dikkat etmek lazım. Osmanlı Devletii'ne eyalet... eyaletler dört kısma ayrılır. Bir, imtiyazlı eyaletler veya imtiyazlı hükümetler. İki, yurttuk ocaklık toprakları. Üç, salyaneli eyaletler. Dört, salyanesiz. En çok sınavda öğrencimizin karıştırdığı noktadır salyaneli, salyanesiz bir yöntem anlatacağım burada. Bunu yaparsan sınavda beş saniyeni alır. Yapmazsan ve bilmezsen oradaki bütün seçenekler sana doğru gelir. Şimdi bir kere şunu söyleyeyim. İmtiyazlı ne demek? Ne demek Mehmet İmtiyazlı? Ayrıcalık Osmanlı Devletii bazı eyaletlerde Bu arada Osmanlı Devletii'nin 36 tane eyaleti var Bazı eyaletleri bu 5 tane eyaleti İmtiyazlı Kırım, Eflak, Bodan, Erdel, Hicaz Bunların hepsi imtiyazlı İmtiyaz ne demek? Diğerleri vergi öderken bazıları burada vergi ödemiyor demek Diğerleri asker gönderiyorken Buradaki mesela Hicaz bölgesi ne asker gönderiyor Ne vergi gönderiyor O zaman imtiyazlı eyaletlerin arasında da El imtiyazlısı Hicaz'dır Yanii Hicaz'dan kastedilen Mekke Medine Tayyip O bölgelerde Hayber bölgesi yaşayan Araplar veya orada yaşayan kimselerdir. Osmanlı Devletii onlardan ne vergi ne de asker almışlardı. Dikkat! Osmanlı Devletii'nde özellikle değerli arkadaşlarım Eflak ile Boğdan'a memlekete yani iki memleket anlamına gelen bir kelime verilmiş. Eflak, Boğdan ve Erdel'de yaşayanların oraya gönderirken bir ünvan alıyorlar. Bu ünvanın adı da Voyvoda'dır. Tarihte duymuşsunuzdur. Kaz Voyvoda diye bir kişiyi Osmanlı Devletii bu insanlara bu ünvanı veriyor. Yurtta kocaklık Osmanlı Devletii. Dersi bazı bölgelerde özerk diyebileceğimiz bir ağalık tanımı vardır. Özelellikle Çölemerek dediğimiz Hakkari bölgesi, Dersim dediğimiz Sunceli bölgelerinde Osmanlı dediği buradaki aşiretlere çok fazla karışmamış. Gerektiğinde bazen asker almış, bazen vergiden yıllarca muhaf tutmuş gibi. Şimdi gelelim asıl mevzuya. Salyanelili, salyanesiz. Şimdi öğrenci şunu bilmeli. Salyaneli kelimesi maaş demektir. Tamam. Sal bu arada yıl, yıllık verilen maaş. Şimdi salyaneliye bakalım. Önce salyaneli. Şimdi salyaneli kelimesini sizlerden ricam bir yazar mısınız? Defterinize bir yazın. Önünüzdeki bir kağıda bir yazın. Sadece bunu yazıyorsunuz. Salyanelili yazdıktan sonra salyane kelimesini siliyorsunuz. Sadece orada lihi kalsın. Sildiniz mi? Oranın üzerine sildikten sonra maaş yazıyorsunuz. Hadi bir maaş yazın bakalım. Şimdi okuyun orayı. Maaşlı eyaletler. Her maaşlı. Sal'dan yıllık ya. Yıllık verilen maaşlı. Osmanlı devleti bu bölgede yaşayan insanlara ne... Ne veriyormuş değerli arkadaşlarım? Maaş veriyor. Her maaş veriyor. Osmanlı Eğitimi bir insana atadığı bir yerdeki bir öğretmene, memura atıyorum başka şey insanlara maaş veriyorsa o insanlara geçinmesi amacıyla ne vermez? Toprak vermez. O zaman toprak vermezse bu bölgelerde tımar sistemi uygulanabilir mi? Uygulanamaz. Peki mantıken tımar sistemi niye uygulanamaz? Zaten tımar sistemi uygulanamadığı için zaten bunları yapıyoruz. Çünkü toprak verimli değil. Şimdi hepinize soralım. Karaman, Konya mı daha verimli, Cezayir, Trabluskart mı? Konya, Karaman daha verimli değil mi? Adana mı daha verimli, Tunus mu? Adana, arkadaşlar siz verimden de illa şöyle şelaleler aksın, orman olsun zannedin. Verimlikten kastı tarım yapılabilen arazi. O zaman salyaneli eyaletlerde, bir kere daha söyleyelim, maaşlı eyaletlerde, Osmanlı Devletii buradaki devlet memurlarına maaş verir. Maaşla verirken yıllık verir. Allah Allah Hoca Osmanlı'nın uzak eyaletler değil mi? Bunlar evet merkezden uzak eyaletler sayalım. İşte Trabzonskar, Tunus, Fas, Cezayir ve Mısır. Osmanlı'nın buradaki eyaletlere nasıl veriyor hocam? Ta maaşı gemiyle göndersen bir yıla gider. Doğru mu? O gemiyi batırırlar herkes maaşın olduğunu bilir. Her limanda soyguna uğramaz mı? E o zaman Osmanlı'da bir sistem bulmuş. Demiş kardeşim ben bu bölgelerden zaten vergi almayacağım mı? Alacağım. Bey vergiyi ihaleye çıkartayım diyor. O verginin yıllık olarak bir ihale sistemi getiriyor. Bu ihale sistemin adına iltiza... Zadi adı veriliyor. Mısır'ın, Mısır'dan örnek vereyim. En zenginleri toplanıyor. Bu ihaleye giriyor. Bu ihaleye girdikten sonra değerli arkadaşlar ihaleyi alan kişinin adına mültezim adı veriliyor. Ve bu mültezimlerin yapmış olduğu en büyük iş o bölgedeki insanların maaşlarını topluyor. Vergilerini topluyor. Ve o bölgedeki memurların maaşlarını ödüyor. Peki hocam bunu niye yapıyor ki bu adam? Bu adam bu işle kar etmezse yapar mı? Evet. Mültezim, ihaleyi kazanan Mısır'daki o zengin kişi. Diyelim ki bu Gökhan olsun. Gökhan Kadın. kardeşimiz bunu alıyor ama Gökhan bir hesaplama yapıyor. Diyor ki ben 400 altın aldım bu ihaleye. Halbuki kendisinin kazancı 4000 altın. Sen olsan bu ihaleye girmez misin? İhaleye insanlar ve şirketler niye girerler? Kar elde etmek amacıyla. Osmanlı eti peki ne yaptı? 1. O bölgelerdeki devlet memurlarının maaşını ödedi. 2. Öyle ya da böyle oradan vergiyi topladı. Doğru mu? Hiç böyle çok uzak yer yani. 3. Devletiin nakit para ihtiyacını karşıladı. O yüzden iltizam sistemi, iltizamı kazandı. kazanan mültezim. Bunlar tamam. Peki senede bir defa yapılan iltizam sistemi dediğimiz bu ihalede Osmanlı'ya acil paraya ihtiyaç duyunca Gökhan'ın yanına bir daha geldi. Gökhan 6 ay geçmiş bu arada Gökhan paraları toplamaya başlamış vergileri. Gökhan kardeşim benim acil para ihtiyacım var. Küçük kaynarca anlaşmasıyla Rusya'ya savaş tazminatı ödeyeceğim. Gökhan'a diyoruz ki öbür seneye girmene gerek yok ihaleyi. Ver bana bir 400 altında girme ya. Hatta ömür boyu senin olsun. Ömür boyu. İltizam sisteminin ömür boyuyla çevrilmesine malikane nedir? O zaman ben 3 tane kavramı bilmem lazım. 1-İltizam. Salyani eyaletlerde vergilerin yıllık olarak çıkartılan ihalenin adı. İki, ihaleye adan adamın adı mültezim. Üç, ihale yıllık olarak değil de bir kişiye ömür boyu veriliyorsa adı ne? Malikane Sen bu üç kavramı bilmezsen yapmazsın. Bir, ayrıca buradaki devlet memurlarına toprak verilmez. Çünkü tımar sisteminde... Sistemi uygulanacak. Toprak yok. Hep saydığım yerler çöl. Bak bir şey söyleyeceğim. E hocam bizim dayı gitti Cezayir'e. Her yer ağaçmış. Her yer yeşillikmiş. Lan kardeşim benim bahsettiğim sene bundan bin sene önce ya. Yanii öğrencimiz lütfen o günün şartlarında tarihi düşünsün. Bugünün şartlarıyla olmaz. Anlaştık mı? O yüzden salyaneli. Peki salyaneli kelimesi şimdi buraya yazdık. Uzak Eyaletler Merkezi'ne yani başkent İstanbul'dan. Şimdi salyanesiz yazalım. Bu Bunun Yazın bir salyanesiz. Görüyorum ben seni. Yazmıyorsun. Hemen yaz. Salyanelisiz. Hoca görür. Hoca görür. Salyanelisiz yaz. Şimdi sil o salyane kelimesini. Maaş yaz şimdi. Oku şimdi. Söyle söyle. Maaşsız oldu değil mi? Ha dur şimdi. Bey buradaki eyaletler hangisiyse buradaki devlet memurlarına ne vermiyorum kardeşim? Maaş vermiyorum. Ha dikkat düşünün. Lan ben adama maaş vermezsem ne vermem lazım? geçirmesi için tımar yani toprak vermem lazım. Peki bu topraklarda ne uygulanıyor? Tımar sistemi uygulanıyor. Doğru mu? Peki bu topraklar mantıken tımarın uygulanabilmesinin o toprakların verimli olması şart mı? Şart. O zaman Adana verimli mi? Karaman verimli mi? Çanakkale verimli mi? Balıkesir verimli mi? Erzurum verimli mi? Kars verimli mi? Arkadaşlar sonuçta çok çeşitli Malatya'da kayısı var mesela. Ya aynı günümüzdeki gibi düşün. O zaman şansa hem İstanbul'da başkentiye yakın yerlerde eyaletlerdir. bunlar. Ama Salyanelili Salyanelisiz ayrımının temel sebebi bir daha söylüyorum. Sakın ola uzaklık yakınlık değil. Bir daha söylüyorum. Sana sınavda Osmanlı Teyare Sisteminde Salyanelili ve Salyanelisiz olarak ayrılmasının temel sebebi ne? Hemen akla ne geliyor? Birsi başkente uzak, diğeri başkente yakın. Hayır arkadaşlar. Tımar uygulanıyor mu? Uygulanmıyor mu? Ona bakacaksın sen ya. Tımar uygulanıyorsa, orası halyanesiz, maaşsız eyaletler. Tımar uygulanmıyorsa, zaten orası niye uygulanmıyordu tımar? Çöl vardır. Çölde nasıl yetiştireceğim bir şey? Çölde yetiştiren ise kaktüs yetişir. Onda herhangi bir ticari değeri yok. Peşte ver bana. Anlaşıldı mı değerli arkadaşlar? Bunları bilmemiz şart. Evet, şimdi ise bir diğer konuya geçelim. Şöyle baktık Osmanlı eyalet sistemini işledikten sonra. Gelelim Osmanlı'nın hukuk sistemine. Değerli arkadaşlarım, Osmanlı Diyeti hukuk sistemini oluşturan etmenler nelerdir? Dikkat düşünelim. E Müslümansa, İslam'ın getirdiği olan esaslar vardır. Türk gelenekleri vardır. Yanii eski örfü hukuk kuralları ve fethedilen bölgelerdeki uygulamalar. Osmanlı Diyeti bir bölgeyi fethettikten sonra yerleşmiş bir hukuk kuralını hemen değiştirmemiştir. Çünkü bu sefer de tepki çekeceğinden dolayı orayı biraz daha, biliyorsunuz istimalet diye bir politika var. Kalp kazanma, hoşgörü politikası. O yüzden Osmanlı yerleşmiş bir şeyse çok da müdahale... etmemiştir değerli arkadaşlarım. Ki Osmanlı etinin en önemli şeylerinden bir tanesi mahkemelerdir. Şeri mahkemeler, herkesin dahil olduğu mahkemelerdir. Cemaat mahkemeleri bizim cemaat deyince öğrencinin aklına başka şeyler geliyor. Cemaat mahkemeleri sadece gayrimüslimlerin davalarına bakan mahkemelerdir değerli arkadaşlar. Bir de özellikle Kâin Sultan Süleyman'ın etkisiyle beraber Fransa Karamanlı Fransa ile yapılan sözleşme gereği, ahdi dediğimiz bu kapitülasyon sözleşmesine göre... Fransa tüccarları ve Türk tüccarları arasındaki davalara bakan konsolosluk mahkemeleri oluşmuştur. Dikkat! Klasik dönem dediğimiz dönemde Osmanlı'da 3 mahkeme vardır. Şeri mahkeme, cemaat mahkemeleri ve konsolosluk. Ama tanzimat dönemiyle beraber nizami mahkemeleri, ticaret mahkemeleri gibi ekstra mahkemeler açıldı. Ve görev ve yetkileri tam olarak dağıtılamadığından dolayı ister istemez bir karışıklık ortaya çıktı. Türkiye Cumhuriyeti 1926'ta çıkartılan Medeni Kanun Osmanlı'ya tüm mahkemeleri de kaldırarak tekrardan hukuk birliğini... sağlamıştır kıymetli dostlar. Mahkeme deyince aklımıza ne gelmeli ya? Tabii ki kadı gelmeli. Osmanlı Devletii'nde kadılar özel yetiştirilen doğuştan Müslüman olma. Demek ki bir deviştirmeden ne olmuyor? Kadı olmuyor değerli arkadaşlar. Doğuştan Müslüman olma zorunluluğu var mı? Var. Medreselerde.den mezun olduktan sonra değerli arkadaşlarım kadılar iki kısma ayrılır. Bir Mevleviyet kadıları normal hepimizin bildiği Ankara'ya atanan, işte Çankırı'ya atanan, Antalya'da ama bir de taht kadısı vardır. Taht kadılığı üç tane yere atanır. Bursa, Edirne, İstanbul bunlara taht kadısı bunlar Osmanlı Devletii'nin başkentini yapan 3 büyük şehir olduğu için Osmanlı Devletii bu bölgelerde bayağı bir ne yapmışlar ise önem verdiğini de buradan gösteriyor Bursa, Edirne ve İstanbul'a. Buradaki kadılara taht kadısı ünvanı da verilmiştir kıymetli dostlar. Kadıların en önemli görevleri bir, bir bölgede 2 yıldan daha fazla kalmıyorlar. Niye? E çünkü oranın halkıyla ne olmasın? Hasani çok böyle samimi olmasın diye. Kadılarda yaklaşık bir yerin her şeyi denetleyebilir, nar koyar. Bir fiyatı indirir veya çıkartır, bir yeri kapatır veya açabilir. Nikah işlemlerini kadılar yapar, noterdeyir, belediye hizmetlerini yine kadılar yapar. Kadıların görevleri çok fazla. Hatta kaza da, kaza denilen bir birim var. Eyalet sistemin içine köy, dedik ya köy, kaza, sancak, eyalet. O kazaların yöneticisi de kadıdır. Yanii kadı o kadar önemlidir. Peki ilk kadı kimdir? Şimdi asıl gelelim buraya. Evet Mehmet, ilk kadı kimdir? Sana bir soru. İlk kadı kimdir? Şimdi bazıları orada. Evet. İlk kadı Kadı Rumeli mi? Davudu Kayser mi? Dursun Fatih mi? Arkadaşlar Kadı Rumeli diye bir seçenek gelirse ana kadıymış bu da ne güzel ben yapıştırayım deme. O yüzden anlatıyorum. Osmanlı Devletii'nin ilk kadısı Karacahisar'a atanan Dursun Fatih'tir değerli arkadaşlarım. Fatih kelimesinden de zaten aslında kadılık olduğu çözülebilir. Bunu da dikkatli bilelim. Tabi Osmanlı Devletii de kadıların görevleriyle beraber şunu da söylemek lazım. Mahkemelerde Osmanlı Devletii mahkemelerinde mesela kadı yeni bir yer atandı. Örnek Ankara'ya yeni bir kadı atandı. Yeni mahallede oturuyorum. maliye atandı. E tamam da kardeşim kadı yeri malide yıllardır süren bir miras davası var. Yıllardır süren bir atıyorum kan davası var. Buraları çözebilmek amacıyla ve olayı anlayabilmek amacıyla bölgenin ileri gelenlerini ve olaya şahit olanları bir kere daha dinler. Yanii bir ön araştırma yapar. Bu ön araştırma yaptıkları kişilere şuhudül hal. Şuhudül hal halin şahitleri. Hal olay. Olayın şahitlerini çağırır. Bu şuhudül hal şöyle diyebiliriz değerli arkadaşlar. Özelellikle bir olayın bir çözülebilmesi ve en doğru kararı kadının verebilmesi amacıyla başvurulan yerel kaynaklardır. Öyle söyleyeyim. Şuudülhal önemli bir kavram. Daha KpssS'de gelmedi. Onu da size söyleyeyim değerli arkadaşlarım. Ve kadıların tuttuğu en önemli defterlerden bir tanesi de kadı eğer miras davasına bakacaksa tereke defterine bakar. Terike diye günümüzde devam ediyor. Tereke defterleri Osmanlı Devletii'nde bir mirasçının sosyoekonomik durumunu yansıtan en ��nemli şeylerdir. Bir adamın öldükten sonra ne alacağı var, ne kadar arsası var, ne kadar gayrimenkul var, ne kadar parası var Hepsi burada yazar. Peki hepinize sorun. Kadıların tutmuş olduğu tereke defterinde sizce o kişinin boyu, posu, kilosu, fiziksel özellikleri, göz rengi yazar mı? Yazmaz. Çünkü bunlar hepsi değişebilir mi dünyada? Ya adamı 18 yaşında kaydetsen, bir de 60 yaşında kaydetsen aynı mı oluyor? Sen KpssS'ye başladığındaki sen misin aynı? Sana sorayım bir. Videodakiler, YouTube'dakiler, başlangıcıyla şimdiki halinizi bil mi? Gözünüzün rengi bile değişmiştir okumaktan ya. Anlaşıldı mı durum? O yüzden tereke defterlerinde fiziksel veya fizyolojik özellikler yazmaz. Haberiniz olsun. Gelir yazar, gider yazar, borç yazar, alacak yazar. Gayrimenkul yazar, ne kadar parası var yazar ama adamın boyusu, kilosu yazmaz. Bey de KpssS'ye başladığımda 64 kiloydum, bugün 100 kiloyum. Aynı şey olur mu? O zaman beni her sene datması lazım bu devletin. Anlaşıldı mı? Var mı sıkıntısı olan? İşte o yüzden tereke derdlerinde insanların fizyolojik özelliklerinin bulunmadığını da söyleyelim. Gelelim sosyal hayata. Osmanlı Devletii sosyal hayatında tabii ki en önemli kurumlar da vardır ama kurumlara geçmeden önce Osmanlı Devletii'nde dengeyi, millet dengesini gözeten bir sistem var. Adı millet sistemi. Şimdi millet günümüz mantığıyla düşünüyoruz. Osmanlı Devletii'ne millet ikiye ayrılır. Nasıl ayrılır hocam millet ikiye ayrılır? Şöyle Osmanlı Devletii'ne göre Osmanlı Devletii'ne millet oluşturan iki yolculuk var. Bir Müslüman bir de gayrimüslim var. Osmanlı Devletii'ne millet sistemi dine göre ayrılır. Bir kere daha söylüyorum. Osmanlı Devletii'nde ya Müslümansın ya da gayrimüslimsin. Yanii Müslüman olmayansın. Müslüman olmayanların içine Hristiyan girer, Yahudi girer, Dinsiz girer, Ateist girer, Deist girer ne dersen girer. Müslüman Müslüman orada bir sıkıntı yok. O zaman Osmanlı Devletii'nin millet sistemi, Osmanlı Devletii'nin değerli arkadaşlar toplumun dine göre ayrılmasıdır. Peki dine göre ayrılmanın özelliklerini anlatayım mı? Müslümansa meşhur vergisi verir mi onda bir? Kardeşimim Hristiyan aynı işi yapıyoruz, çiftçi Gökhan. Gökhan onda iki verir. Tamam. Mesela bunlar var. O zaman Müslüman her zaman Osmanlı Devletii'ne tabii ki ayrıcalıklıdır. Ta ki tanzimat ve ıslah fermanına kadar. Anlaşıldı mı? Osmanlı Devletii'nin millet sisteminin ayrımı nasıl yapılıyor? Halkın sınıflara, sınıflar derken toplumsal olarak söylüyorum din olarak ayrılıyor. Müslüman veya gayrimenşif. Çünkü ona göre ödediğim vergi değişiyor. Ona göre devlet memuru olup olmaman değişiyor. Doğru mu? Peki Osmanlı Devletii'nde özellikle sosyal hayat düzenleyen bir başka olay da ziyafet, şenlik, sünnet. Osmanlı Devletii'nde bazı şeyler halka açık yapılır arkadaşlar. Böyle bir de toplumsal gelişim ve toplumsal barış sağlanmak ister. Özelellikle bu tür durumlarda yapılan yazılar vardır. Bu yazılar da surname. adı verilir değerli arkadaşlarım. Yine Osmanlı Devletii'nde şenliklerin önemi çok fazladır. Şenlik günümüzde de yapılıyor. Panayır şeklinde veya şenlik şeklinde. Ne oluyor? Farklı köylerden insanlar geliyor. Kaynaşma ortamı oluyor. Ekonomik bir ne oluyor? Gelişim gösteriyor orası. Yanii uluslararası bir mesela benim kendi memleketimden bahsediyorum. Silifke'de uluslararası folklor neyi vardır? Festivali vardır. Festivalde ne var kardeşim? Yörükler geliyor. Çadırlar kuruluyor. Sıkma börek yapılıyor. Öbür taraftan batırık yapılıyor. Herkes onu satıyor, para kazanıyor doğru mu? Mersin'den geliyor, Mut'tan geliyor, Karaman'dan geliyor, Konya'dan insanlar o festivallere geliyor. Festivalde renklensin diye sanatçılar çıkartılıyor. Daha fazla kalabalık olsun diye. O zaman şenlikler ve panayırların yapılmasındaki temel amaçlardan bir tanesi hem toplumsal huzur, ayrıyetten değerli arkadaşlar hem devletin gücünü gösterme, hem merkez otorite, hem de ekonomik bir sebep vardır. Hakkaniyet çemberi. Osman Ve toplumu yönetirken bir çember kullanıyordu arkadaşlar. Bir çember derken buna uymaya çok dikkat ediyor. Hepinize sorun. Bir ülkede adalet olmasa ne olur ya? Hiçbir şey olmaz. O zaman Osmanlı Devletii adaleti en böyle ortaya koyar. Peki bir ülkede adalet olması için ne lazım? Kanun lazım doğru mu? Kanunlar çıkartır. Peki bu kanunu neyle korursun? Orduyla korursun değil mi? Ordunla, bir askeri gücünle, bir polis gücüyle bir jandarmayı onu uygulaması için. Peki bu ordu, polis, jandarma için ne lazım? Para lazım. Para neyle karşılanacak? Para neyle karşılaşacaklar? İnsanların servetleriyle, vergileriyle değil mi? Peki bunları koyan kim? Bu vergiyi, serveti insanlardan alan güç ne? Mülk gücü yani padişah. O yüzden Osmanlı Devletii'nde bu çembere biz hakkaniyet çemberi diyoruz. Bir daha söyleyeyim. Biz adalet sağlamak için önce kanun. Kanunu korumak için orduyu. Ordu için ne lazım? Servet Servet için de ne lazım? Millet. Milletten alıyorsun vergi olarak. En son bunları uygulayan kim? Padişah. Yanii mülk gücü. Tarihte biz buna... Hakkaniye çemberi diyoruz derse Osmanlı Devletii bu çembere çok dikkat etmiştir. Peki Osmanlı Devletii'nde özellikle sosyal yapıyı ayakta tutan ve Türkiye Cumhuriyeti'nde çok önemli bir yer olan vakıf sistemi önemlidir. Vakıf bir kişinin kendi içinde bulunan kendine ait olan bir şeyi başkalarının kullanması amacıyla kendisinden vazgeçmesidir. Beyim şurada bir tarlam var tarlamın getirisi senede diyelim 100 bin lira ben bundan vazgeçiyorum. Diyorum ki kardeşim bunun yerine... buradan alınan parayla şuradaki burs vereyim çocuklara, çocuklar okusun. SMA'lı hastalara, efendim bunlar geçsin, LÖS'e ve gitsin. Bir şekilde o insanlara faydalı olacak bir şeyimden vazgeçiyorum. Bu vazgeçilen şey değerli bir şey vakıftır. Vakf edilen şeyin adı mefkuftur. Bu irade beyanına sıhhat verilir. Vakıf ilk defa Osman Bey döneminde başlamıştır. Osmanlı Devletii'nin temel taşlarından biri olmuştur. Bakın Osmanlı Devletii, vakıf sisteminde öyle vakıflar vardır ki, kuşları koruyan, yabani hayvanları koruyan, yani şu vakıfları bence bir araştırın. İnanılmaz farklı vakıflar var Osmanlı Devletii'ne. Köpekleri koruyan, özellikle hayvan üzerine çok yoğunlaşmıştır Osmanlı Devletii. Bir de tabi ki burs verebilme, parasal nakdi yardım. Veya Aşevi gibi bunlara çok dikkat eden bir, mesela ilk Nilüfer Hatun İmarathanesi kurmuş. Nilüfer Hatun, Osman Beyn eşi. İlk vakıf teşkilatı Osman Bey diyoruz ya. Ta biliyorsunuz İslam Öncesi Uygurlardan beri vakıf teşkilatı var. Vakıflar da aslında ikiye ayrılıyor. Onu da size söyleyeyim. İki tane vakıf türü vardır. Normal bildiğimiz vakıflar vardır. Bir de avarız vakıfları vardır. Avarızı ileride geleceğim vergilerde. Olağanüstü durumlarda alınan vergidir. Osmanlı Devletii'de bir cami yıkıldığı zaman fırtınadan hangi vakıf devreye girer? Avarız vakfı hemen oradan para toplanır ve cami minaresi bir daha yapar. Peki normal zamanda bir cami yapılsa normal vakıf yapar zaten. Avarız olağanüstü durumlardaki vakıflardır. Zaten avarız verginin de adıdır derler. Vergiler kısmında işleyeceğim. Ve Osmanlı Devletii'nde. Osmanlı Devletii'nin toplum yapısını elbet ki ve elbet ki sosyal kurumlar önetler. Mesela değerli arkadaşlar ben geçen bahsetmiştim Gökhan. Darül bitiyorsa sonu cığcığı getireceksin. Bir şey dar ile başlıyorsa kurum veya ev anlamına gelir. Doğru mu? Darü'l-ezze, darü'l-şafaka, darü'l-eytab, darü'l-elhan. Anlaştık mı? Bunlar önemlidir. Örnek, darü'l-aceze. Şimdi bakın, darı boş ver. Darı sil oradan. Aceze. Ne geliyor aceze aklına? Aciz. Bir insan niye aciz olur? Kimsesizdir, güçsüzdür, efendim ondan sonra yaşlıdır. Bunlar aciz kişiler. Bir işi tamamıyla yapamayan insanlardır. O yüzden darü'l-aceze bu kişilere... yardım eden kurmuştur ve günümüzde de hala devam eder. Darüşşafaka. Şafak ortaokula giden günümüz anlamında anlatayım çocuk demektir arkadaşlar. Bakın Osmanlı Devletii tıfıl demek. Tıfıl Günümüzdeki bebe demek yani. Öyle anlatayım. Şafak ortaokula giden çocuklar yani ergenliğe girmeden önceki son evre veya ergenliğe ilk giriş evresindeki çocuklara Şafak adı verilir Osmanlı Devletii'nde. Anlaştık. Darüşşafaka. Hala günümüzde yok mu kardeşim? Öğrencilerinin hem barınma hem de eğitim ihtiyaçlarını karşılar. Darül Eytam, Eytam, dikkat daha evvelden sınavda soru olarak geldi. Yetim kelimesinden türeme, yetimler yurdu. Doğru mu? Özelellikle yetim ne zaman kaldı? Hadi bakalım Osmanlı'da en çok yetim ne zaman kaldı? Yetim olabilmesi için bir kişinin babasının ölmesi lazım. Bir kişinin babasının ölmesi için savaş olması lazım. Birnci Dünya Savaşı. O yüzden Darül Eytam ağırlıklı olarak ne zaman açılmış? Bir Dünya Savaşı'nın akabinde açılmıştır. Darül Elhan, Elhan sanat evi, name evi demektir. Osmanlı Devletii'de Darül Elhan derse günümüzdeki ne olarak söyleyebiliriz? Mesela konservatuvar olarak söyleyebiliriz. Evet. Mesela başkalarına sen söyle. Darül Bedai. Darül Bedai derse Osmanlı Devletii'de tiyatro anlamına gelen bir kelimedir. Donanma cemiyeti. Osmanlı Devletii'nde adı üzerinde bir donanma kurulabilmesi için halktan toplanan değerli arkadaşlar paralardır. Yardım kumpanyalarıdır mesela. Efendimm himayi etfal. Etfal ne demektir? Tıfıl kelimesinden sürer. Çocuklarları esirgeme kurumu. Doğru mu? Efendimm Hilal-i Ahmet Ahmet kızıl demek. Hilal ay, kızıl ay. Doğru mu? Yanii şöyle baktığımız zaman Osmanlı Devletii birçok vakıf var. Bu önemleri söylüyoruz. Yine 2. Abdülmecid zamanında açılan Darül Hayrettin Ali. Özelellikle Ermeni saldırı sonucunda yetim kalan çocukların, değerli arkadaşlarım, hem eğitim yönünü üstlenir, hem de ahlaki ve ilmen bozulmasını engellemek amacıyla Darül Hayrettin Ali açılmıştır. Osmanlı Devletii'nin önemli... Vakıf kuruluşları dediğimiz kuruluşlar genel artı budur ama binlerce vakıf olduğunda Osmanlı Devletii'nde unutmayalım sosyal kurumların içinde. Yine Osmanlı Devletii'nde arkadaşlar yönetici grupları vardır. İyi dikkat dinleyin bunu. Genelikle ortalama 4 senede bir sınav sorusu olmuştur. Bir kere daha söylüyorum. Kpss'de ortalama 3-4 yılda bir bu soru geliyor. Soru ne biliyor musunuz? Soru şu. Aşağıdaki yönetici gruplarından hangisi de işte Seyitli'ye grubuna girmez. Ya da bilmem ne. Arkadaşlar bir kere Osmanlı'da yönetici grubu üç kısmı ayrılır. Seyfiyeye, kalemiye ve bir tane daha var ilmiye. Seyfiyeye, kalemiye, ilmiye. Hazır mıyız? Seyf kılıç demektir. Anlaştık mı? Kılıç O zaman yönetici olacak, hem bu yönetici olacak hem de yanında kılıç taşıyacak. Padişahınn kılıcı var mı? Var. Sadrazam kılıcı var mı? Var. Vezirin kılıcı var mı? Var. Arkadaşlar bunların hepsinde kılıcı var. Yeniçeri ağasının var mı? Var. Kaptan Derya'nın var mı? Var. Arkadaşlar, Tımar Süperi'nin var mı? Levni'in var mı? Zaten askerlerin hepsinde kılıç var. Yanii demek istediğim şu, özellikle asker ve divan-ı hümayun üyelerine baktığımız bazıları hepsi değil, genellikle Seyfiyeye grubuna girer. Seyf Kılıç demek. Seyfullah diye bir isim var. Seyfullah diye bir erkek ismi var. Arkadaşlar, kılıca bakacaksın. Kılıca. Anlaştık mı? Şöyle düşünelim. Bu kılıç taşınma, taşımaz mı? Mesela bu. Örnek, kalemiye. Adüzenleri tutan, kalem tutan. Kalemiye kim tutar? Devamlı yazı yazacak yani. Defterdar, defterdar devamlı hesap yapıyor. Elinde kalem düşmüyor ki. Reis Küttaplık devamlı anlaşma yazıyor, anlaşma tavsiye ediyor. E düşer mi Reis Küttaplık'ın elinden? Dikkat düşünün bakalım. O zaman Nişancı, devamlı Tapu Kara işlemleri, sosyoekonomik tahrir defterlerine kaydediyor. Elinden kalem düşüyor mu? Düşmüyor. İşte bu kişilerde değerli arkadaşlar, Defterdar, Nişancı ve Reis Küttaplık'lar kalemiye grubuna girer. Peki gelelim. Oraya yani ilmiye grubuna. İlmiye din adamları ve eğitim öğretimle değerli arkadaşlar meşgul olan kişilerin bulunduğu sınıftır. Özelellikle bunun başında Şeyhülislam vardır. Onu da başta söyleyelim. İlmiye sınıfının başkanı Şeyhülislam'dır. Şeyhülislam'ın altında kazasker, kadılar, doğru mu deriz müderrisler, naibler hepsi ama hepsi değerli arkadaşlar muhitler. Yanii ataması bekleyen öğretmen gibi düşünün. Bunların hepsi ilmiye grubuna girer. Tamam. O zaman Seyfiyeye, Kalemiyeye, İlmiye. Şimdi ben size soru sorayım, siz bana oradan cevap verin. Hazır mısınız? Kaz asker. Şimdi niye kaz asker örneği verdim? Heh, heh. Ösm soru yazarlarından çok kıymetli profesör doçentlerimiz bu soruyu yazarken sizi düşürmek amacıyla yazar ve çok güzel sorudur. Kaz askere dikkat edeceğiz. Sonunda ana asker var, Ramazan Hoca ne dedi? Asker varsa yapıştır Seyfiyeye. Heh, Seyfiyeye. Oğlum kaz askerinin elinde kılıç mı var? He? Kılıç mı var size sorayım. Bey sana dedim elinde muhakkak ne olacak? Kılıç olacak. Ve devamlı onu yanında taşıyacak. Onu indiremez. Asker kılıçsız gezer mi? Askermiz silahsız gezer mi? Kaz askere dikkat edeceğin, kaz asker hangi gruba girer? İlmiyeye girer. Sonundaki asker kelimesinden gidip seyfiye yapma diye söylüyorum. Anlaşıldı mı? Mesela reis-i küttab, düşündüğün reis-i küttab dışişleri devamlı anlaşma metni yazıyor. O zaman elinden kalem düşmüyor, o zaman kalem ye. Vezir, sancak bey, beyler bey, efendim sadrazam, hepsi hangi gruba girer? Tımar... Bahri, Levni, işte atıyorum Kaptan Derya, Yeniçeri Ağasısı. Hepsi Seyfiyeye'ye girer. Bunu anladık mı arkadaşlar? Bak Kazaskerin'e dikkat edin. Çünkü en çok düşürdükleri nokta orasıdır. Seyfiyeye aşadıkları hangisi? Seyfiyeye grubu. grubuna girmez diye sorar. Hemen A'ya gaz asker yazar. Tamam mı? Sen A'ya gaz asker Seyfiye askerdi deme diye ben sana burada anlatıyorum. Anlaştık mı? Şimdi şimdi biliyorsun bir saat anlatım. 5 dakika mola veriyoruz. 5 dakika molayı verdik değerli arkadaşlar. 5 dakikayı lütfen çok geciktirmeyelim. Soğumamanız lazım. Şu genel tekrarlarda en büyük sıkıntı öğrencimizin oturduğu an esnasında soğumaması. Önce ne yapacağız peki? Hemen önemli yerleri çizeceğiz. Ver bana bir tane kalem. Mavi kalem var. Mavi nerede? Var kardeşim. Önemli gördüklerimi çizeyim. Hazır mıyız? 1. Osmanlı Devletii'nde en son veraset değişikliğini yapan 1. Ahmet'tir. Özelellikle İstanbul'un diğer adlarını öyle ya da böyle aklınızda bulunsun. Osmanlı Sarayları'ndan Topkapı Sarayı'nın bölümleri, birinin en derin harem bilinmek zorunda. Divan üyeleri ve divan-ı humayun bilinmek zorunda. Özelellikle kaz asker, defterdar ve nişancı kesinti ve reisli kitap bilinmek zorunda. Dereksizlik. arkadaşlar. Sadrazam da bazı özellikleri var. Sadaret Ketudalı ve buyruldu gibi şeyler. Onları da bilesin. Taşla teşkilatından özellikle hangi ikisini bileceğiz? Salyanelili ve salyanesiz. Özelellikle bunun ayrımını yaparken nasıldı? Şu kelimeyi siliyorduk. Ne yazıyorduk? Maaş. Bu kelimeyi siliyorduk. Ne yazıyorduk? Maaş. Ondan sonra kafayı çalıştıracaktık. Yoksa sınavda bunu yanlış yaparsın haberin olsun. Geldim buraya. Osmanlı'da derece özellikle kadıların görevleri önemlidir. Tamam. Sosyal hayatta millet sistemi ne demek? Bir. Hakkaniyet çemberi ne? Vakıf teşkilatı ne demek? Sosyal kurumlarda özellikle darla başlayanlar çok önemli. Yönetici grupları ortalama kaç senede bir geliyordu? Dört senede bir ortalama. Kpss'de sorulmuş. Buraya dikkat edelim. Şimdi 5 dakika ne yapıyorduk? Durduruyorduk. Normalde Pomodoro'da 20 dakika ders. 5 dakika dinlenmeydi ama bu Ramodora.. Yanii yeni bir tekniği. 1 saat ders 5 dakika dinlenme değerli arkadaşlarım. O zaman biz de 5 dakika dinleyelim. Müsaade verelim sizlere ama ben anlatımıma devam edeceğim ama siz 5 dakika muhakkak verin. Hadi bakalım. Evet şimdi tabi 5 dakika hemen geçti fark ettiyseniz. Zaten ders çalışırken geçmez. Aralardaysa aralar çok hızlı geçer. İnsanoğlu ders çalıştırdı normalde memur olacaksınız. Vakitler hiç geçmeyecek bir tatile çıkayım diyeceksiniz. O tatilde bu sefer çok daha hızlı geçer. Ayrıca bu günler sizin için çok kıymetli. Bu zamanları iyi değerlendirenler iki gün sonra devlet memuru olarak karşımıza her yerde çıkacaklar. Bey her zaman söylüyorum biz sizleri A101'lerde, BİM'lerde ya da A101'lerde görüyoruz. Ya da herhangi bir markette kasiyer olsun diye yetiştirmiyor bu ülkesizi ona göre. Sizler bilinçli bir toplum, bilinçli üyeleri olacaksınız. Tarih ki bunun en önemli dersidir. Bey bunu baştan söyleyeyim. O yüzden şunların hepsi gelir geçer ama 2 gün sonra çoluğunuzda çocuğunuzu anlatacaksınız. Sadece böyle kalmayacak. Bey bu videoların hepsinin sonunda fahri tarihçi olacaksınız. Bey size söylüyorum. Artık eskisi gibi hiçbir şeye bakamayacaksınız. Şimdi gelelim ordu kısmına değerli arkadaşlar. Sen orada gelmeden önce birinci videonun altında tuttuğunla ilgili... ilgili birçok yorum gelmiş. Arkadaşlar Tudun vergi memurudur. Doğru. Ama İbrahim Kafesoğlu'nun kitabında ayrıca normal sivil vali olarak da geçer. Bir de tutuk var. O da askeri validir. Aslında Tudun hem vergi memurudur hem validir. Bey orada sadece vali kısmını söyleyip vergi memuru kısmını söylemeyince değerli arkadaşlar ister istemez ne olmuştur? Söyle Gökhan. Peçeteyi alayım. Niye? Kötü mü gözüküyor? Gözüksün ne olacak öğrenci? Alışkınım ben silmeye. Evet. Şimdi gelelim orduya. Tamam. Tudun'la ilgili şunu söyleyeyim. Hem vergi memurudur hem de validir. Söyle. Sivil validir. Tutuk ise askeri validir. Tamam. Bunu da söylemiş olalım. Arkadaşlarım Osmanlı'yı ete iyi gördü. Kim kurdu sorusunun cevabını arayacağız. Hepiniz cevabını verdiniz. Duydum ben sizi. Evet cevabınız doğru. Osman Bey. Osman Bey kurduğu zaman Yaya ve Mesele adıyla kurmuştur. Ancak Yaya ve Mesele ordusu daha sonra geri hizmet edilecek. Çünkü 1. Murat'tan itibaren Osmanlı'da Kapıkulu Ocağı diye bir ocak kurulacak. Ve bu ocağın içine bağlı Top Ocağı, Top Akıncılar Ocağı, Yeniçeri Ocağı, Bostancı Ocağı... Cebeci Ocağı gibi ocaklar kurulacaktır. Kapıkulu Ocağı'nın tabii ki birçok özelliği var. Kapıkulu Ocağı 1. Murat zamanında kurulurken ilk asker alma sistemine pençik diye bir sistemden karşıladı. İlk Müslüman Türk Devletileri'ndeki gulam sisteminin Osmanlı Devletileri'nin karşılığı pençiktir. Orada da 5'te 1, burada da 5'te 1. Ancak şunu söyleyeyim. Bir ülkede devamlı esir askerinden bir asker almak mantıklıdır. Ama o zaman mantıken bir şeyi esir elde edebilmek için de o yapılan tüm savaşları kazanmanız lazım. Peki hepinize soru. Osmanlı Devletileri'nin en büyük sorunları ne? Osmanlı Devletii 1402 Ankara Savaşı'nı kazandı mı? Hayır. E o zaman Osmanlı Devletii kazanmazsa mantıken esir almamış. Üstüne bir de ne vermiş? Kendi askerinden esir vermiş Timur O zaman bu sistem mantıklı bir sistem değil. O zamanlar ilk başlarda Mevlana Rüstem'in önerisiyle, Karaman bir bilgindir bu. Mevlana Molla Rüstem'in önerisiyle alınmıştır bu sistemde. Ama pençik sistemi özellikle Ankara Savaşı'dan sonra uygulanamaz hale gelecek. Onun yerine devşirme sistemi. Devşirmek de ne? İçindeki yaşayan Hristiyan ailelerinin kapısını çalıyorsun. Çaldıktan sonra... onlardan çocuğunu istiyorsun. Belirli bir kriterlere uyan çocukları alıyorsun. Aldıktan sonra Tokat, Sivas, Malatya, Kırıkkale, Ankara gibi yerlerde özel aileler var. Bu aileler çocuklar teslim ediliyor. Çocuklarlar Müslüman ediliyor. İşte sünnet ediliyor. Türk adet, örf gelenekler, görenekler öğretiliyor. Sonra beş sene sonra tık tık tık kapı çalmıyor. Çocuğu geri alıyoruz. Peki çocuğu biz geri aldıktan sonra ne yapıyoruz? Bu çocuk eğer askeri işlerde çok çok iyiyse zaten askeriye gider. Ama bak Çocuğun askerlikten ziyade kafası daha çok çalışıyorsa en deruna gider. Ama askeriye de gitse de en deruna da gitse bu çocuk Müslüman olmuştur. Yanii devşirilmiştir. Yanii bize benzetilmiştir. Anlaşıldı mı? Olay bu. Şimdi tabii şunu da söylemek lazım. Orduyla alakalı kapı kulu ocağında bir, o zaman 1. Murat zamanında kuruldu. İki, önceleri pençik sonraları devşirme. Üç, bu kapı kulu ocağın içinde sınıflar var. Bu sınıfların birisi acemi olanlar ocağıdır. Acemi olanların ocağı nedir? Günümüzdeki acemi birlidir asker. Biz askerliklerimizde önce acemi birliğine gitmiyor muyuz? Daha sonra usta birliklerine gidiyoruz. Peki acemi birliğinde ben senin top atma yeteneğini görüyorsam, top yapma yeteneğini görüyorsam daha doğrusu senin topçu ocağına. Efendimm silahların bakım ve onarımını görüyorsam cebeci ocağına. En çok gelen sınav sorusudur cebeci ocağa dikkat. Silahların bakım ve onarımını yapan sınıfın adı cebeci ocağıdır. Ankara'da cebeci diye de bir semtin o ismi almasında temel sebebi var. Efendimm başka bu çocuk savaştır. göğüs göğüs çarpışmada iyiyse, en önde gidebiliyorsa, askeri sınıfın vurucu gücü ise o çocuk yeniçeri ocağını alır. O çocuk çok boyu uzunsa, çok kalıplıysa bostancı ocağını alır. Vezir, sadrazamların konaklarını korur. Bu çocuk değerli arkadaşlar tünel kazabiliyorsa, tünellerden dinamit döşeyip kalelerin altına kalleleri veya surları uçurabiliyorsa o çocuğun lağımcı ocağını alır. Peki hep size söyleyeyim. Bunların hepsi nerede belli oluyor? 3 yıl veya bazı zamanlar 5 yıl süren... Acemi oğlanlar ocağında belli oluyor. Acemi oğlanlar ocağında komutan seni izliyor. Bakıyor, bakıyor, bakıyor, bakıyor. Bu çocuk diyor topçu ocağına alalım. Bu çocuğu yeniçeriye, bu çocuğu cebeciye. Peki size soru, bu çocukların acemi olanlardan, bu usta birlikleri dediğimiz birliklere geçerken ki, bu bir isim takılıyor, buna kapıya çıkma veya bedergah denir. Elbet bir gün sorusu gelecek, bir daha söyleyeyim. Acemi olanlar ocağından usta birliklerine geçilmesine, ya kapıya çıkma veya diğer adıyla bedergah denildiğinde, unutmayalım değerli arkadaşlar, özellikle bu kapıkul ocağına bağlı askerlerin... her 3 ayda aldıkları bir maaş vardır. Bu maaşın adına ulüfe denir. Her taht değişikliğinde ise culus bahşişi verilen bir bahşiş verir padişah askere dağıtır. Asker hasta çok seferde alırlar, sefer bahşişi alırlar. Yanii ulüfe ile culus bahşişini karıştırman. Ulüfe her 3 ayda aldıkları bir maaştır. Culus bahşişi ise her taht değişikliğinde. O zaman dikkat edelim. Yeniçeri, yani Kapıkolu Ocağı'na bağlı askerler devamlı padişah değişsin isterler mi? Zaten ömrüm 30 yıl. 30 yılda 3 padişah görsem 3 kere Culus Bahçeli. Sen şimdi Culus Bahçeli'ni anlamıyorsun. Culus Bahçeli günümüzün parası ile 30-40-50 milyara tekabül ediyor. Yanii anlatabildim mi? Yanii bir anda her padişah değişikliğinde bu para sana geliyor. Bu çok önemlidir. Yeniçeri memnun olmazsa da ne oluyor? Ayaklanıyor. Başlarda Kapıkulu Ocağı dediğimiz bu ocak neydi? Devleti, ocak, devlet içinden anlayışı vardı. Sonra bozuldu ne oldu? Devleti, ocak için. Yanii devlet asker için vardır diyor. Ya asker mi devlet için vardır, devlet mi asker için vardır? Yorumunu size bırakıyorum. Peki bu zihindeki değişme ileride ne oluyor? Kendini devletten üstün görmeye, padişahları değiştirmeye, vakay vakvaki gibi önemli devlet adamlarının asılmasına, genç Osmanlı'nın öldürülmesine yol açılıyor. O yüzden asker devlete çok fazla müdahale ediyor değerli arkadaşlar. Yeniçeri ağalarının, işte saraydaki bazı insanların ihtirasları, hırsları yüzünden de birçok padişah da görevinden ayrılmak zorunda da kalmıştır. Osmanlı'nın ordusunun tabii ki sınıfları vardır. İki tane sınıf var. Hazır mısın? Bir deniz kuvvetleri, bir de kara kuvvetleri. Önce deniz kuvvetlerinden başlayalım. Osmanlı Devletii kuruluş yeri Söğüt ve Domaniç değil mi? Söğüt ve Domaniç'te deniz var mı? Yok. Osmanlı Devletii deniz gücüne nasıl erişti? Karesioğulları son verdi değişti. Doğru mu? Osmanlı Devletii'nin ilk son verdiği beylik Karesioğulları. Karesioğullarına önemli denizcileri, ecaliler, doğru mu? Efendimm, Mürsel Bey, yani Kara Mürsel dediğimiz, Kara Mürsel Ali. Efendimm onu aldı, Hacı İlmiye'i aldı, bir deniz gücü oluşturdu. Osmanlı'da donanmayı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın tarihçesine baktığımız zaman bazı kısımları ayırır. Özelellikle önce Derya Bey dönemi derler. Daha sonra Kaptan Derya derler. Onun ayrımını bir yapayım. Osmanlı'da özellikle Karesioğulları'ndan aldıktan sonra ta 1390'lara kadar yani Yardım Bey zamanının olduğu kısma kadar Gelibolu Tersanesi'nin yapılıp da o zamana kadar yani 1324'den 1401'e kadar düşünün. Öyle düşünün. Buraya kadarkilere Derya Bey. ünvanı vermiş değerli arkadaşlar. Derya Bey. İlk Derya Beymizde Kara Mürsel Ali olarak geçer veya Mürsel Bey olarak geçer. Ancak 1401'de Gelibolu Tersanesi'nin yapımı ile beraber bitimi ile beraber oraya atanan komutanlara Osmanlı Devletii Kaptan Paşa veya Kaptan Derya demiş. Osmanlı Devletii'nde biz ilk Kaptan Derya diye anlattığımız kişi Kara Mürsel Ali, Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın tarihçesine giren her arkadaş bakabilir orada ne yazmaktadır? Evet. orada Derya Bey olarak ilk başta Karaat, Kaptan Derya ünvanlı ilk kişi ise Sarayı Paşa olarak geçmektedir. E hocam biz yıllardan beri ilk Kaptan Derya'yı Barbaros öğrendik. Yanilış öğrendin oğlum. Bey yıllardan beri söylüyorum. Senin Barbaros Hayrettin Paşa dediğin adam ta Kan-ı Sultan Süleyman zamanında yani 1500 yıllarda. Kaptan Derya olan Barbaros'un özelliği şu. Kendisi değerli arkadaşlar divan toplantılarına katılmıştır. Ve en önemli tabi bilinen bir denizci olduğundan dolayı da herkes ilk kaptan deryayı kim zannediyor? O zaman ne zannediyor der arkadaşlar? Barbaros Hayrettin. O zaman bir ayrımını yapalım mı şöyle? Tahtaya da bir yazayım. Hasani öğrenci arkadaşlarımıza bu bilgiyi bizden yeni öğrenmiş olsunlar. Şöyle diyelim. Hazır mısınız arkadaşlar? İlk derya beyi. Ünvanı bu çünkü. Bu adı Kara Ali. Tamam mı? Bu bir. İlk Kaptan Derya. Bu ünvan olarak veriliyor. Bu da adı Sarayı Paşa Tamam. Divana katılan ilk, divana katılan ilk Kaptan Derya ise, doğru mu? İlk Kaptan Derya ise neymiş değerli arkadaşlarım? Barbaros Hayrettin Paşa Bu ayrımını bir yapalım değerli arkadaşlar. Tamam. İsteyen arkadaşlar Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarihçesinden de okuyabilir kıymetli dostlar. Evet. Osmanlı ordusunun sınıflarından önce denizcilikle başladık. Denizcilik için birçok tersane lazım. Her tarafta tersaneler yapıldı. Önemli denizciler yetiştirdik. Reis, Pirii Reis, Seydi Ali Reis, doğru mu değerli arkadaşlar? Barbaros Hayrettin. Ancak burada şöyle Piyale Paşa falan da var. Turgut Ali Reis var mesela. Malta kuşatmasına şehit oldu. Dikkat! Burada kitabı olanlara dikkat etmek lazım. Kitabı Bahri'nin yazı... Yazarı Pirii Reis'tir. Direkt sınavda çıkar ki daha evvelden hem 2006 Kpss hem 2010 Kpss'de direkt sınavda soru geldi. Kitap Bahri'nin yazarı kimdir? Bir de değerli arkadaşlarım İndeniz Seferlerine katılan bir kişidir zaten Pirii Reis Pirii Reis'in öldürülmesinden sonra idam edilmesinden sonra o bölgeye giden bir denizcimiz var. İsmi Seydi Ali Reis Ki Seydi Ali Reis görmüş olduğu yerleri Miratül Memalik adında bir kitabına taşımıştır. O zaman kitaplı olanlar... Kitaplı olanlar önem arz ederek kitapsızlara göre daha önemli. Anlaşıldı mı? Bir daha söyleyeyim. Kitaplı olan denizciler kitabı olmayanlara göre ölsevme açısından daha çok önem arz ediyor. Hepinize soru. Çakabey bir Osmanlı denizcisi midir? Evet size sordum YouTube'dakiler Olabilir mi? Çakabey 1081'de öldü gitti Osmanlı kuruluşu zaten 1294 O zaman aşağıdakilerden hangisi Osmanlı'da yetişen Nüdenicilerden biri değildir Hacı İlmiye Ede Hal yazıyor Hiç duymadın adını Hiçbirinin adını duymadın Duymadın. Ama Çakabey'i gördün lan. Çakabey olur mu diyeceksin ya. Çakabey öldü. Kemikleri bile bitmiştir diyeceksin. Meselaye bu gözle bakalım. Osmanlı Devletii'nin donanmasından gelen sınav soruları genellikle böyle olmuştur değerli arkadaşlarım. Şimdi gelelim öbür tarafa. Yanii kara kuvvetlerine. Osman Devletii'nin kara kuvvetleri diye nitelendirdiğimiz kuvvetler arkadaşlar Bağlı Beylik ve Devletii'nin yöneticilerinin gönderdiği askerler var. Eyalet askerleri var, yardımcı kuvvetler var ve tabi ki kapı kulu ocağı vardır. Burada şuna dikkat etmek lazım. Burada eyalet askerleri en önemli askeri gücümüzdür. Şu anlamda en fazla kalabalık olan askeri gücümüzdür. Eyalet askerlerinin ağırlıkları tımarlı sipahiler oluşturur değerli arkadaşlarım. Ancak tımar sisteminin bozulmasından sonra oralara ücretli askerler alınıyor. Bunların adına da tek sekman veya sarucu adını verdik. Osmanlı Devletii'nde özellikle yardımcı kuvvetler bazı kaynaklara göre de eyalet askerlerinin içinde birçok sınıf vardır. Hepiniz duymuşsunuz mesela su taşıyan, sakalar, turnalar mesela haber getirip getiren doğru mu? Efendimm sancağı taşıyıp en önde gidip atıyorum mermerlere falan çalışan deliler var. Reis diye bir grup var biliyorsunuz doğru mu? Efendimm yine başka ne var mesela? Tatarlararlar var, yörükler var. Efendimm başka ne var? Azepler var veya azaplar. Bekar çiftçe erkekler oluyor bazıları. Efendimm başka ne var mesela? Akıncılar var sınır boylarında oturup istihbarat bilgi toplayan. Yanii İslam öncesindeki neye tekabül ediyor o? Şöyle baktığımız zaman, Yelme Teşkilatı'nın... devamı düşünelim. Akıncılar Başka kim var? Deliler var. Doğru mu? Yolların güvenliğiyle, yolların bakımıyla. Bunlar var ağırlıklı. Yanii bunlar yardımcı kuvvetler var. Yay ve müsellemler var. Osman Bey döneminde ilk kurulan ordu. Daha sonra geri hizmete çekilmiştir. Peki Osman dedik ya. Kapıkulu ocağı ise ikiye ayrılır. Bir piyade sınıfı derse bir süvari sınıfı diye en önemli yer burada tabii ki piyade sınıfı dediğimiz acemi olanlar ocağı. Kapıkulu ocağı, cebeci ocağı, top arabacılar ocağı, topçu ocağı, bostancı ocağı gibi ocaklar ve lağımcı ocağı gibi ocaklar vardır. Bir daha söyleyelim acemiden karşı tarafa geçmeye yani usta birliği geçmeye kapıya çıkma veya bedergat denildiğinde unutmayalım. Buradaki ise sağ olüfeci, sol olüfeci, sağ sancaklar. Ancaklar değil mi geçen? Sağ garip, sol garip. Bunlar vardı derse. Özelellikle gariplere hep hazineyi taşıma görevi vermişler. Ne de olsa çalmaz diye. O yüzden arkadaşlar gariplerin de böyle bir şeyi var. Tabi Osmanlı Ede'nin ordusu önemlidir. Ancak Osmanlı Ede'nin ordusu zamanla bozulmuştur sizler de biliyorsunuz. Osmanlı Ede'nin ordusuna birçok yenilik için çok önemli dışarıdan adamlar getirmiştir. Mesela Komtede Boneval biliyorsunuz Humbara Ahmet Paşa olmuştur daha sonra ismi Müslüman Osman sonra. Bey de Top ki bu seneki gelen 2022. İptal edilen KpssS arasında. 1775 tarihindeki mühendis sahne-i bahri-i mayın açısında etkili olan devlet adamı sordular. Yani devlet adamını. Bey de, baron de, tottur değerli arkadaşlar. Mesela bunlar da gelip Osmanlı Devletii'nin özellikle ıslah etmeye çalışmışlardır ordu kısımlarını. Peki gelelim değerli arkadaşlarım mülk topraklarına veya toprak çeşitlerine. Osmanlı Devletii'nin mülk, miri ve vakıf olarak üçerliliyor topraklar. Mülk zaten alır, satar, bırakır. Bunlar ikiyerlidir. Öşri ve haracı. Öşri Müslümanıdır. Kara gayrimüslimdir. Alır, satar, devreder, miras bırakır. Bunların hepsi mülkte tabi. Ancak Osmanlı Devletii'nin toprak sisteminin %99.5'i neredeyse miri topraklardır. Onu da söyleyeyim. Vakıfları geçiyorum. Vakıflar haricindekileri söylüyorum. Vakıflar ise bir kere daha söyleyelim. Kamu yararına ayrılan topraklardır. Dikkat! Osmanlı Devletii miri toprakların içindeki bu toprak çeşitleri ortalama 4 senede bir sınav sorusu olmuştur. O yüzden bunların içinden herhangi bir tane sınav sorusu olarak gelebilir. Örnek. Paşa. Arkadaşlar, paşmaklık padişahın eşine veya eşlerine, kızlarına ayrılan geçinmesi için ayrılan topraklara dedir. Gelirleri padişahın kızlarına ve eşlerine ve annesine ayrılan topraklara paşmaklık dedir. Murat, geliri doğrudan devlet hazinesine aktarılan topraklardır. Yanii iltizam sistemine uygulandığı topraklardır. Malikane, doğru mu? O nedir malikane? Üstün hizmetleri olanlar, insanlara verilen topraklardır. Yurtluk Yurtluk ne? Sınır boylarında oturanlara verilir. Ocaklık, kale muhafızlarına ve tersanecilere verilir. Dirlik, şimdi buraya dikkat, buraya dikkat. Dirlik, tımarın Osmanlı etniki adıdır. Arkadaşlar, daha doğrusu ikna'nın Osmanlı etne karşılığıdır. Dirlik topraklar. Statü bakımından üçe ayrılır. Has topraklar, ziyamet topraklar ve tımar toprakları. Bu sene gelen sınav sorusu buradan gelmedi mi toprak yönetiminden? Dirlik neye göre ayrılır diye gelmedi. Statüye göre ayrılır, sosyal sınıfa göre ayrılır. Dirliğin başında... İlk, ilk, has, ziyamet, tımar diye ayrılmıyor mu? Bunu size sıralamasıyla da sorabilirlerdi. Büyükten küçüğe veya küçükten büyüğe. Büyükten küçüğe, yani önem sırası açısından, has, ziyamet, tımar. Tımar, ziyamet, has. Alttan yukarı mı, yukarıdan aşağı mı? Soru oraya da gelebilir. Has toprakları, adı üzere dersek en iyi topraklardır. En iyi toprakların gelirleri padişaha veya divan üyelerine verilir. Her gelirinin 5 bin akçesiyle de bir atlı asker beslenir. Ziyamet orta dereceli memurlara verilir. 20 bin akçeyle 100 bin akçe arasında değişir. Burada da orta dereceli devlet memurları bunun gelirinden elde ederler. Arkadaşlar tımar Osmanlı'da günümüzdeki asgari ücretli gibi düşünün. Asgari ücretleri ayrılan ve en düşük devlet memurları ayrılan topraklardır. Gelelim. 3.000 ile 20.000 akçe arasındadır. Orada da her 3.000 asker gene 3.000 akçeyle de ne besleniyor? Bir asker besleniyor değerli arkadaşlar. Arpalık var buraya dikkat. Arpalık şudur. Bir adam hayatı boyunca birçok fethiye katılmıştır. Birçok kalenin zaptında görev almıştır. çok devlete yararlı üstüne hizmetler sağlamıştır. Osmanlı Devletii buna emekli olduğunda da geçinebilmesi amacıyla daha rahat bir hayat sürmesi amacıyla ona bir toprak ayrılır. O topraklara da arpuluk adı verilir. Toprak sistemi 2022 iptal Kpss'de geldi ama bu ön lisansla orta ritme tekrardan lisansa gelmeyecek gibi durum söz konusu da değildir. Arkadaşlar tarihte sorular silinmesi demek bir kere daha soru. Tarih silinmedi. Soru silindi. Havuzdaki. Bu ne demek? Yeni soru yazıldı. Belki de hepsi sizin yararınız olacak. Hatta çalıştığınızın belki de karşılığını et. Alacaksınız inşallah. Gelelim Osmanlı Devletii eğitime. Dikkat. Osmanlı Devletii'nde eğitim iki kısma ayrılır. Mahtta üç kısma. Örgün eğitim, yaygın eğitim, askeri eğitim. Asker eğitimi konuşmaya gerek yok. Asker donanma da var. Acemi olanlar ocağında var. Ve Kapıkolu ocağında var. Yeniçeri ocağında var ağırlıklı. Yaygın eğitim ne demektir? Kıraathanelerde, tekkelerde, zaviyelerde yaygın eğitim vardır. Ama buralardan soru gelmez. Ağırlık olarak gelen soru örgünden gelir. Örgün ne demek? Planlı programlı eğitim öğretimdir kardeşim. Planlı programlı eğitim nerede yapılıyor? Sıbyan mekteplerinde. Nerede yapılıyor? Medreselerde.de. Nerede yapılıyor? Sarayı Sıbyan mektebi ne demek ya? 4-6 yaş arasındaki çocukların gittiği okullar değil mi? Bunlar mahalle mektebi olarak da geçer. Kardeşimim senin Sıbyan mekteplerine kız erkek çocukları karışık gider. Bir. İki. Sıbyan mekteplerine giden çocukların okula alışma süreci, yani günümüze oryantasyon diyoruz. Bu sürecin içine girebilmeleri amacıyla ilk gün bir tören yapılır. Törende hoca bir... Atatürk bindirilir, görkemli bir ata. Öğrencilerin at, eşek atır, ne bulduysa ona bindirilir. Ve böyle medreseye doğru ailelerle beraber yola çıkarlar. Heybelerine şeker atılır. Çocuklarlar ilk defa başlıyor. Bizde de vardır. Anneanneler, babaanneler suluğunu alır, beslenme çantasını alır da hatırlayalım. Bizde alan olmadı da. Biz tuvaletteki musluğa dayıyorduk ağzımızı. Ne suluğu. Ama günümüz şartlarında öyle mi? Değil. E kardeşim bunlar oluyor. Bak o zamanda da vardı. Adet gereği devam ediyor. Ha birisi açlık verir, birisi... pusuluğunu alır. Bir beslenme. Bunlar devam ediyor. Şimdi dikkat. Dikkat. Sıbyan mekteplerinde yapılan bu törene amin alayı denir. Niye? Medresenin önüne gelen öğrenci ve veliler hocanın eşliğinde bir dua ederler. Allah size inanç versin. Allah hepinizi en güzel yerlerde şey yapsın diye. Orada hocanın müthiş bir duası vardır. Hatta dua metninde bende vardı amin alayının bir duası var. O dua edilir. O dua edildikten sonra hep beraber amin denildiği için amin alayı denir. Bir gün sınavda muhakkak gelecek. Ya ben buna inanıyorum. Sınav sorusu istediği kadar sizlisin. Yeni sorular içinde muhakkak ki amin olayın bir gün geleceğini düşünüyorum haberiniz olsun. Sıbyan mekteplerindeki olayı da anlatıyorum. Gelelim orada saraya. Ya sarayın içinde davetlerini anlatmadık mı? Enderunum var. Erkek çocukların, devşirme çocukların geldiği. Müslüman çocukların yani geldiği. Bir okuldu. Harem'i biliyoruz. Harem kız çocuklarının. Orada eğitim görüyorlardı. Burada bir de şehzadegan mektebi var. Adı üzerinde. Şehzadenin mektebi. Ya arkadaş Şehzadenin yani padişahın oğlu, oğlu seninle beraber gider mi kardeşim aynı okula ya? Dikkatli düşünelim arkadaşlar yani günümüz şartlarıyla da zaten entegre etsek aynı şeylere çıkar. Bugün özel ders alabilmen için neye ihtiyacım var? Paraya ihtiyacım var. Kim özel ders alıyor bu ülkede, kimi dershaneye gidiyor, kimi koleje gidiyor, kimi hiçbirine gidemiyor. Bizi izliyor mesela. E şimdi aynı şartlarda olur mu? Şehzadegen Mektebil'nde padişahın oğlu ne yapıyor? Ders görüyor. Dönemin en ünlü alimlerinden ders görüyor. Bu dersin ilk başlangıcına da bedi besmele. Yanii Allah'ın izniyle başlamak gibi bir kelime koymuşlar. Hatta bazı kaynakları bunun adı da amiralayı diye geçiyor yani. Gene orada da var. Ama genelde bedi besmele. vesmeli olarak öğrenmenizde fayda var. Peki medreselerin özellikleri ne? Osmanlı Devletii'nin en önemli kurumlarından bir tanesi medrese. Günümüzdeki lise veya üniversiteye tekabül eder. Osmanlı Devletii ilk medrese Osman Bey döneminde açılan İznik Medresesi'dir. Süleyman Paşa Medresesi de günümüze kadar kalan ve şu an yapısal olarak duran en eski medresedir. İlk medreseye atanan öğretmen kimdir? Davudu Kayser'dir. Doğru mu? Davudu Kayser ilk atanan öğretmendir değerli arkadaşlar. İlk müderristtir. Osmanlı Devletii'nde medreselerde öğretim dili Arapçadır. Ayrıca Osmanlı Devletii medreselerinin başında 20, 30, 40, 50, 60, 70 gibi sayılar varsa o sayılar neyi gösteriyordu? Medreselerde.deki öğretmenin aldığı maaşı gösteriyor. Şimdi şöyle dikkat edin. Bir medresede bir öğretmen 20 akçe diğer öğretmen 70 akçe. Bak şimdi. çocuğunu bir yere yazdıracaksın. Zaten kafana göre yazdıramıyorsun anlatayım. O 20 ile 70 arasında diyorsun ki ulan 70 lira alan bir öğretmen özel ders saatine en iyi öğretmendir herhalde. Çünkü fiyatı devlet belirliyor. 70'de Akşemseddin var 20'de bizim Gökhan var. Kurban oldum. E sen şimdi çocuk kimden alsın istersin yani? Biz de 30'larda 40'lardayız Gökhan senden farkımız yok. Anlaştık mı? Olay bu. Medreselerde.in bu arada ilk kurulduğu zamanlar Osmanlı'da büyük bir Büyük bir eğitim ihtiyacı eksikliği hissediliyor öğretmen ihtiyacı. Fars bölgesinden, Azerbaycan bölgesinden, İran bölgesinden, Arap coğrafyasından önemli alimler getirilmiştir. O yüzden Osmanlı Devletii'nde ilk öğretmenlerin adlarına baktığınız zaman hep gelirdikleri bölgelerin adlarını taşır. İşte Acemi, Acemi diye yazarsan o öğretmen Acemi'ten değil yani. Acemi dediği Farslılar yani. Azeri mesela sallıyoruz. Kafkasyalı, Suriyeli. Yanii buna benzer takılar takılmıştır hocalara. Bu sebebi eğitim eksikliği. medresesinin olduğunu göstergesi ilk başlarda. Peki Osmanlı'da tabi ki medrese deyince benim aklıma Fatih Sultan Mehmet gelir. Çünkü Fatih Sultan Mehmet çağ atlatmıştır medrese eğitimine. Sahne-i Süleyman medreselerini açtı. Günümüzün ilahiyat fakülteleri anlamına gelir. Hatta ilahiyat fakültelerine öğrenci yetiştirmek amacıyla da tetinme medreseleri açıyor. Yanii ortaokul düzenindeki imam hatipleri açıyor. Öyle anlatayım anlayın. Tetinme ortaokul atıyorum. Sahne-i Süleyman lisedir. Oradan ilişkiden oraya geçiyor sonuçta. Yanii Sultan Süleyman zamanında Süleyman medreseleri açıldı. Arkadaşlar medreseler çok önemliydi ama medreselerde zamanla değerli arkadaşlar hem medreselerin kapasitesinin üzerinde öğrenci alınması. 17. yüzyıldan itibaren bazı şehiristanların fetvası eskisi gibi kaliteli eğitim verilmediğinden dolayı akli bilimlerin yerine daha fazla nakli bilim derslerinin alması, bazı medreselerin direkt olarak akli bilimleri kaldırması gibi sebeplerden dolayı çağın gerisinde kalan medreselerde bozulmalar başlayacaktır. Hatta bozulmaların bir 17. yüzyılda anlatacağım suh diye ayaklanmaları. Yanii öğrenci ayaklanmaları da çok çok etkili olmuştur. Aslında medreselerin bozulmasının bir başka sebebi ise sizler de biliyorsunuz alimin oğlu alimdir. Yanii hocanın oğlu hocadır anlayışı. Arkadaşlar herkesin babası öğretmen değil. Mesela ben öğretmenim ama benim babam mimar. Kardeşim sen? Beyim babam muhasebeci. Babam muhasebeci. Mehmet? Beyim serbest meslek. Serbest meslek mesela yani. Yanii herkesin oğlu kızı öğretmense o da öğretmen olacak diye bir şey yok. Ama peki neden böyle bir şey yapılıyor? Çünkü 7 yaşında... Çocuklarlar 6 yaşında hafız yapıyorlar. Duyuyorsunuzdur haber kanallarında. 6 yaşındaki çocuk Kur'an'ı ezberledi. Tamam. Osmanlı'da öyle yapıyordu babalar. Babalar ikinci bir maaş eve girsin diye çocuklarına hemen ezberletiyordu Kur'an-ı Kerim'i. Ve Kur'an-ı Kerim dersleri verdiriyordu. Bak ben 7 yaşında bir çocuktan Kur'an-ı Kerim dersi aldığınızı düşünün. Şöyle bir hayal edin. KpssÖ öğrencileri. Bak yaşınız kaç. O zaman da ne oluyor? Hop çift maaş eve giriyor. Sen öğretmen maaşını düşük bulmazsan öğretmen maaşı çok yüksek Osmanlı devletinde. Tamam. Peki öğretmenler medreseleri. giriyorlar tamam. E hocam ben medreseyi bitirdim. Osmanlı Devletii'nde bir medreseyi bitirdikten sonra hiçbir şey yapmazsan belli bir zaman beklersin ve öğretmen olarak atanırsın. Ama ben kadı olarak atanacağım dersen ihtisas yapman lazım. Yanii yüksek ihtisas yapman lazım. Anlaşıldı mı? Osmanlı Devletii'nde hocam ben medreseyi bitirdim. Doktor olacağım, hekim olacağım. E o zaman diyor ki Darül Tıp'a gideceğim. Osmanlı Devletii'nde Kur'an öğretisi, hadis öğretisi olacağım. O zaman Darül Kur'an'a gideceğim. Osmanlı Devletii'nde ben çok iyi bir mühendis olacağım. O zaman Darül Hee Yanii ne demek istiyorum? Bu medreselerden çıktıktan sonra eğer hiçbir şey yapmazsanız zaten direkt öğretmen oluyorsunuz. Tamam mı? Bir mülazemet diye bir süre var. O süre en fazla 7 yıldır. En fazla. Ama Osmanlı'da 7 yıl bekleyen hiçbir öğretmen yok çünkü çok fazla açık var. İki, hiç beklemeye gerek yok. Hoca ben kadı olacağım. Kadı olacaksın da kardeşim biz medreselerde sana her eğitimi verdik. Sen kadılık üzerine bir yüksek sans yap bakayım diyoruz. Onu bir şeye yolluyoruz. Kadılık okuluna yolluyoruz. Şimdi ismini unuttum. Kadılık okulun var mı orada yazmıyor mu? Yazıyor mu? Mektebill Kudat mıydı? Öyle bir şeydi. Neyse şimdi aklıma gelmedi. Mesela tıp eğitimi için Darül Tıp'a, Kur'an öğreticisi için Darül Kurra'ya yolluyoruz değerli arkadaşlar. Bakmana gerek yok. Şimdi bir başka olay ise değerli arkadaşlar budur. Medreselerde. bizim için çok kıymetli. Ama medeseler bozulduktan sonra sizler de biliyorsunuz Atatürktürk zamanında medeseler kapatılacaktır kıymetli dostlar 1925'li senelerde. Şimdi gelelim biz bunları söyledikten sonra bura bölgedeki işaretlemelere gelelim. Hazır mıyız? Bir. Şu çok ayrım sorulur mu bilmiyorum ama gene de bilmekte fayda vardır. Yanii şöyle divana katılanı bilelim en azından. Kim? Barbaros Hayrettin Paşa İki tane daha bilmemiz lazımdır hatırla. Pirii Reis Kitab-ı Bahri ve Seyyidi Ali Reis Minatül Memalik. Bunlar çıkabilir. Osmanlı ordusunun ilk ordusunun yeye ve müsellem olduğunu biliyorum. Bedergahı biliyorum doğru mu? Diğer adıyla kapıya çıkmayı biliyorum. Onları bilim. Cebeci'nin silah bakımını onarım yaptığını biliyorum. Toprak yönetiminden. en önemli toprak çeşidimiz ne? Miri. Bunlar arasında paşmaklık, mukata, malikane, dirlik ve arpalık bana göre yurtluk ocaklığa göre daha önemlidir ama bunlar çıkmaz zannetmeyin. Çıkmış daha evvelden sınavda. Eğitimde, örgün eğitimdeki sıbıyan mekteplerinde amin olayı medreselerin özelliklerini saydım. Sarayda özellikle şehzadeki amin mektebi çok çok kıymetli. Şunları zaten biliyoruz. Medreselerde.in bozulma nedenleri her zaman soru olarak gelebilir. Dikkat edelim değerli arkadaşlar. Şimdi ne yapıyoruz? 5 dakika bir ara veriyoruz. Teknimizin adı neydi Gökhan? Ramodora. Bu teknikte 5 dakika mola 1 saat dersi. Evet şimdi molayı verip bak mola vermemesi sakın yapmayın dediğimi dinleyin. Sonuçta bu videoları ben normal eğitimde çektiğimde neredeyse 20. videolardaydı. Yanii 15-20. araya gelen videolar bunlar. Düşünün 20 videosu ikinci videoda dinliyorsunuz. Yanii siz bazıları soruyor hocam ben genel tekrarları dinlesem faydası olur mu? Hiç çalışmadım. Arkadaşlar tabii ki faydası olur ama önce ana tekrar videolarını seyretmiş olmanızın bir rahatlığı olması lazım. Yanii şöyle genel tekrar ben söylediğimde sen hatırlıyor musun? Bey söylediğimde sen hatırlıyorsan sıkıntı yok. Ama sen ilk defa benden duyuyorsan e bunun hemen acil sorusunu çözmen lazım. Denemesini çözmen lazım. Branş denemelerini muhakkak alın çözün. Bu 40-45 günlük arada ön lisanslar sizin daha zamanınız var biraz daha orta öğretimler. Sizin de biraz zamanınız var ama bu zamanları heba etmeyelim. Bakın bugün kütüphanelere saldırın gidin kütüphanelerde ders çalışın. çalışın kardeşim. Hatta ders çalışan insanları görünce daha çok neye gireceksiniz? Ne derler ona? Tabii şevke geleceksiniz. Bey şimdi Diyarbakır'a gidiyorum. Çocuklar Diyarbakır'a gittiğim zaman zannediyor ki tek geliyor. Bir geliyor spor salonunda oluyor. Dört bin kişi gelmiş. Çocuklar böyle bakıyor. Çünkü hep evinde yalnız çalışıyordu. O yüzden ben KpssS'de her zaman bir başka arkadaşla birlikte çalışmayı görüyorum. Yanii askeriyedeki bodylik gibi. Bir body'niz olmalı. Bir KpssS body'niz olmalı yani. Hatta bir söz elciyle bir sayısalcı olmalı. Anlaşıldı mı? Öyle olsa daha iyi mi olur acaba diye düşünüyorum. Tabii bundan sonra nasıl arkadaş bulacağım hocam kurban olayım. O kadar yalnız da alışık diyenler var. Kütüphanelerde çokça tanışılıyor ve orada insanlar birbirine yardımcı oluyor. Sizler de birbirinize yardımcı olun. Evet. Sınav gününe kadar herkes birbirinin kardeşi. Sınav günü herkes birbirinin rakibi. Sınav bittikten sonra herkes gene kardeş. Tamam. Bunu böyle bileceğiz. Şimdi 5 dakika ara hemen devam ediyoruz. Devam edelim. 5 dakika ara. Her zaman gibi hemen bitti ve eğitimin bilim insanları kısmındayız. Değerli arkadaşlarım bilim insanları normalde her sene sorulsa niye sorul demeyeceğimiz bölüm. Ancak ÖSM'nin son 3-4 senesinden beri gene bilim insanları yok. Ancak bu bilim insanlarından soru gelebilir dikkat ediyoruz. Birsiyle başlayacağız değerli arkadaşlar. Önemli gördüklerimi yazdım bu arada. Bazılarını zaten ders içinde de müzüratla anlattık. Davudu Kayser. Seydi Davudu Kayser? Osmanlı Devletii'nin ilk müderrisi. Doğru mu izlik medresesine atanan ilk müderrisliği Davut'u Kayser Akşemseddin. Şimdi değerli arkadaşlar en çok sorulan sorulardan bir tanesi Akşemseddin'dir. Çünkü kendisi bir kanser araştırmasıdır. İşte mikroplarla uğraşmıştır. Yine kendisi değerli arkadaşlarım Madde Tüli Yaya diye bir önemli eseri vardır. Yine Akşemseddin'i en önemli kılan şeylerden bir tanesi Fatih Sultan Mehmet'in hocalığını yapmasıdır. Zaten bununla beraber soru geliyor. Onu da size söyleyelim. Yine. Yine o dönemlerde Altuncu Zade, özellikle Bey dediğimiz idrar yolları hastalıklarıyla değerli arkadaşlarım baya bir çalışmalar yapmıştır. Sabuncu Oğlu Şerafettin. Arkadaşlar bu isme, nasıl diyeyim ben size? Yanii adam derler isminden kaybediyor diye. Gerçekten Sabuncu Oğlu Şerafettin isminden kaybediyor. Halbuki Osmanlı'nın ilk ve en önemli cerrahıdır bir. En önemli kitabı değerli arkadaşlarım bir kitap yazdı. Hatta kitabı çevirdi ve yazdı. Bir kere ameliyat tekniklerini yapmıştır. Yapmış olduk bütün ameliyatları değerli arkadaşlarım. Resimsel olarak çizdi. Artı bir şey deniyorsa önce kendine dene. Zehir mi yapacak mı? Geliri mesela kendine denetiyordu. Çok ilginç bir adam Sabuncuoğlu Şerafettin. Bir kitabı var. Miratül Cerrahiyetül Hasaniye. Bu kitap yazmış olduğu cerrahların el kitabıdır. O yüzden çok çok kıymetlidir. Sabuncuoğlu Şerafettin'e dikkat. Tamam. Lan böyle bir adam var mı? Bu ne öyle kötü kedi Şerafettin'e benziyor demeyin diye söylüyorum. Soru gelebilir. biliriz abunca oğlu Şerafettin'den. Dikkat edin bak söylüyorum. Tabii onun arası Ali Kuşçu. Hepimizin bildiği bir adam. Normalde kendisi Akkoyunlar'da ve Timur devletinde yetişti. Timur önce Akkoyun'du daha sonra. Akkoyunlar'dan Fahri Sultan Mehmet'e, Ottukbeli Savaş öncesine geldi. Fahri Sultan Mehmet'e onu davet etti gitti. İzin aldı. Uzun Hasan'dan geldi. Ömrünün son iki yılı nerede geçirdi? İstanbul'da. Özelellikle değerli arkadaşlar Ayasofya'yı sıfır kabul etti. Yanii günümüze griv işlenen olay bizden geçiyordu. Yanii Ayasofya yani İstanbul'dan geçin. Sıfır İstanbul'du. E şimdi şöyle düşünün, o niye değişiyor devamlı? Dünya devleti kimse, dünyaya hükmeden kimse onu kendine alıyor sıfırı. Yanii doğru mu? Bir gün Çorumlu kardeşlerim birinci şey olursa, dünyaya hükmeden, nereden geçecek o? Dünyanın merkezi Çorum'dan geçecek inşallah. Bütün çabamız bu. Evet inşallah. Tabii Ali Kuşçu'nun özellikle değerli arkadaşlarım, gök cisimleriyle ilgili yapmış olduğu çalışmalar vardır. Onu da size... Söylemiş olalım ömrünün son iki yılını İstanbul'da geçirmiştir. Tabi bunlar arası Piri Reis Biliyorsunuz ki Kitab-ı Bahri'nin yazarı Seyyidii Ali Reis ise Miratül Memali'nin yazarıdır değerli arkadaşlar. Ona çok dikkat edin. Ülkelerin aynası anlamına gelen özellikle Hint Deniz Seferlerinde görmüş olduğu yerleri yazmıştır. Hatta Kitab-ı Muhit diye bir yön kitabı da yazmıştır Seyyidii Ali Reis Taküttin Mehmet. Taküttin Ali Reis diye de gelebilir size. İlla Taküttin Mehmet demek zorunda değil. Taküttin Mehmet veya Taküttin Erraşi, Taküttin kelimesinden çözün. Osman Devletii'nin ilk rasathanesini yapan, kuran ve Osman Devletii'nin otomatik makinelerin üzerine ilk eser yazan adamdır Taküttin Mehmet. Çok çok kıymetlidir. Bir rasathane kurmuştur. Günümüzde işte Kandili Gözlemevi dediğimiz rasathanenin kurulduğu yerdir burası. Çok çok kıymetli. Yine bakalım, hepimizin bildiği Evliya Çelebi, ünlü seyahatnamesi vardır. Yine Katip Çelebi değerli arkadaşlar gene çok çok ünlüdür. Çünkü Katip Çelebi bir bibliograftır. Bibliografya ne demektir değerli arkadaşlar? Kitapların tasnifini yapmıştır. 5000 tane kitabı tasnif etmiştir. Ve çok önemlidir Katip Çelebi Dünyada Hacı Kara olarak da bilinmiştir değerli arkadaşlarım. Önemli bir kitabı vardır. Bu kitabın adını bilen var mı? Keşfü Zünnun diye bir kitabı var. Yine bir coğrafya kitabı da daha vardır. Sinan Mimar iki tane kitap var ama en çok Keşfü Zünnü'nden gelir. Bibliografi olması gelir, Hacı Kara. Bunlar arası soru sorulacaklardan özellikle ben Evliya Çelebi'yi sormam. Eğer ÖSM'de bir soru yazarı olsaydım, Katip Çelebi'yi sorardım. Hezerfan'ı sormam. Niye? E çünkü Hezerfan'ı bilmeyen yok. İlk başarılı uçuşu yapan insan olarak da harika. Ama ben Lagari'yi sorarım. Çünkü Lagari uçmakla kalmamış. Bir füze kapsülünün içine girerek uçmuş. 300 metreye yakın havalanmış, ondan sonra yere inmiş. Yanii Lagari, dünya tarihinin roketle uçan ilk insandır bana göre. Lagari Hasan Çelebi'yi sormak daha doğru olacaktır. Tabi bunlar arasında Koçubey, hepinizin bildiği gibi ünlü bir risale yazdı. Piyale 4. Murat sundu. Devletiin duraklamasını ve gerilemesinin sebeplerini araştırarak ortaya koymuştur Koçubey Risalesi'yle. Naima, Osmanlı'nın ilk resmi tarihçisi. Ne demek bu? Demek ki Osmanlı Devletii'nde Naima, yani Naima 17. ve 18. yüzyılda yaşadığına göre, ağırlık olarak 18. E 18'den yaşadığına göre, Osmanlı Devletii'nde 14. yüzyılda kurulduğuna göre, kardeşim bu 200-300 yıl boyunca ne yapılış, tarihçi yok muydu? Var. Var tabii de bu tarihçilere ne isim veriliyordu? Asıl ona bakmak lazım. Özelel tarihçilik vardı, onlara da şeynameci deniliyordu. Ama Naima Vakaniyeti'tir. O yüzden resmi tarihçilere Vakaniyeti adı verilir. Daha evvelden çıkan bir de KpssS Sınav. Zor usul. Erzurumlu İbrahim Hacı Marifiname. Çok ünlü bir eseridir değerli arkadaşlar. Erzurumlu İbrahim Hacı'yı lütfen bilelim Marifiname adlı eserini. Humbara Cahmet Normalde gerçek adı komitede bone var. Fransalı bir Macar subayıdır değerli arkadaşlar. Osmanlı Devletii'ne geldikten sonra Müslüman olup Ahmet ismini aldı. Humbara Ocağının saattinden dolayı da Humbara Cahmet olarak arıldı. Efendimm bunun arasında Ahmet Devleti Paşa Kısası Evliya. Peygamberler Tabi. Ve en önemli eseri Mesela. Biliyorsun Mesela Osmanlı Etni İnsan Hukukuna göre düzenlenmiş ilk medeni kanunu olduğunu da unutmayalım. Ahmet Devleti Paşa çok çok kıymetlidir. Kendisi bu arada tarihçidir. Kendisi ayrıca bir vaka nüfusu da Tabi Devleti adında bir eseri de vardır. Bir insanları çok kıymetli. Gelelim ekonomiye. Zaten şu son iki, yedi ve sekiz, şöyle söyleyeyim yedinci ve sekizinci ünitede yazdıklarım büyük bir ihtimal lisans, ön lisans ve orta öğretimden. birisine gelecek. Ama bunu müneccim olmadığından dolayı bilemiyorum. İnşallah üçünüze birden gelir. Eğer aklınızda hafızanızda tutabiliyorsanız bu isimleri çünkü baktığınızda zor yani ayırt etmesi. Biz bunları ne yapacak? Birsine anlatarak ancak çözelim. Yanii anneni karşısına alacaksın. Hezer falan anlatacaksın annene ya. Annen hezer falan anlatırken annen diyecek ki Lagari kimdir diye soracak ya. Bu iş böyledir arkadaşlar. Bak o yüzden takım çalışması önemlidir. Aile çalışması Kpss'de önemlidir. O yüzden siz benim dediklerimi yapın. ağzınızdan çıksın. İlla kulağınızdan duymanıza gerek. Yok ki kalıcılığını arttıralım. Ekonomi. Bak buraya. Osmanlı'nın elinde bir kalem. Bu kalem değerli arkadaşlar o ülkede bulunuyorsa bunun adına iyaşecilik denir. Bu kalem var mı ülkede? Var. Peki bu kalemden kaç tane satılmış geçen sene kardeşim? 10 tane. Bu sene nüfus 1 milyon arttığına göre ortalama yapılmış. Demiş ki 15 tane üretirsek anca bu kalem yapar. O zaman biz buna ne diyoruz? Gelenekçilik. Yanii iyaşecilik malın bulunma durumu Gerilekçilik bu malın, bu malın... Her sene değerli arkadaşlar, üretimin ayarlanması durumudur yani. O yüzden gelenekçilik malın aynı şekilde bir kere daha üretilmesidir, yetecek şekilde. Osmanlı Devletii'nde bir de fiskalizm diye bir kelime vardır. Fiskalizm ise şudur, Osmanlı Devletii gelirleri üste giderleri düşürmeye yarayan ekonomik anlayışı biz fiskalizm deniriz. Fiskalizm ne demek bir kere daha söylüyorum? Gelirleri yukarı çıkartacaksın. Ne yapacaksın mesela? Seferlerden galimet elde edeceksin. Ne yapacaksın mesela? Denk bütçeyi yapacaksın. Mesela ne yapacaksın? Gideri azaltacaksın, saray masraflarını kısacaksın, cülus bahşişi vermeyeceksin yani sallıyorum bunları. Gider olan kalemleri düşürürsen gelirde zaten otomatikmanı yükseltirmiş oluyorsun. Böylelikle ne oluyor değerli arkadaşlar? Arada bir fark oluşuyor. Biz buna fiskalizm diyoruz. Osmanlı Devletii'nde ve dünyada normalde zenginliğin temel prensibi aslında toprağının olmasıdır. Ne kadar toprağın var o kadar zenginsin. Ne zamana kadar? Tabi ki değerli arkadaşlar coğrafya keşiflerinden sonra Amerika kıtasının bulunmasıyla beraber İspanyolların ve Portekizlerin oraya gidip... o bölgelerdeki değerli madenlere el koymasıyla beraber artık zenginliğin kaynağı toprak değil de altın ve gümüş gibi değerli madenlerle ölçüldüğü bir Avrupai sisteme geçildi. Bu sistemin adı merkantilizmdir. Bak dikkat, merkantilizm. Zenginliğin kaynağının değerli madenlerle ölçüldüğü. Mesela zenginliğin kaynağı her zaman değişir ve Türkiye'de de değişir. Eskiden Türkiye'de bir evi bir arabası olan ne deniliyordu? Zengin. Şu an ne deniliyor? Gene zengin. Yine zengin deniliyor. Yanii Türkiye'de eskiden 1950'li yıllarda toprağı olanlar deniliyordu. A diyordun ya. A, A. A diyordun kardeşim sen. Yanii zenginlik hala 1950'lere, 60'lara kadar hala Türkiye'de toprak, hala günümüzde yok mu toprak zenginleri? E gene onlar da zengin diyor. Bak toprak zengini diyorsun zaten. Her zaman bu sistemler... Zadianla gelişeceği değişebilir. Bugün belki üç arabası, mesela bugün zenginlik nedir? Yatay olan, katı olan, villası olan, işte arabası olan, rahat geçim sayılan insanlar biz zenginleriz. Etiketlere bakmayan, istediği markete giren, senin gibi A101'e girmiyor adam. Doğru mu? O yüzden burada dikkat etmek lazım. Zenginlik her zaman değişiyor. Osmanlı'da merkantili sistemle beraber altın ve gümüş girdi. Altın ve gümüş girince toprak o toprağa olanlara bakılmadı. Ne kadar altın var? Bu kadar altın. Tamam sen zenginsin. Anlaştık mı? Merkantilizm. Bizim Osmanlı'ya çok zarar verdi. Niye? Çünkü değerli madenler ülkemize girerken derse bizim paramız o tarafa doğru çıktı. Olay bu. Gelelim bir başka kahramanı. Nar. Arkadaşlar nar sistemi çok çok kıymetli. Osmanlı'ya bir fiyatın alt fiyatı ile üst fiyatı belirlenir. Arkadaşlar bu sabit fiyat değildir. Yanii bazı kaynaklarda biz de bazen sabit diye anlatıyoruz ama şöyle. Bir şeyin alt fiyatı ve üst fiyatı belirlenir. Bu kalem. Alt fiyatı 1 lira üst fiyatı 2 lira. Bir kişi bunu 1 liraya da satabilir 2 liraya da. Ama 3'e satamaz. Ama 50 kuruşa satamaz. Anlaştık mı? Rekabeti bozar. Osmanlı Devletii özellikle halkı korumak için birçok tedbir almışlardır. Bunlardan bir tanesi NAR sistemidir. Yine halkı korumak için, tüketiciyi korumak için kapan sistemi vardır. Osmanlı Devletii'nde biliyorsun mallar gelir. Geldimten sonra un kapanı, yağ kapanı insanlar oraya gidip direkt oradan alışveriş de yapabilir. Osmanlı Devletii'nde yine üretilen malların bir kalitesinin olması için standartizasyon denilen bir kelime vardır. Bu kelimeye göre standart ne demek? Aynı malın aynı kalitede devamlı sürekli üretilmesi. Bunlar tüketiciyi korumak için yapılan hamlelerde standartizasyon, kapan ve bir tane de nar sistemi ki narı açıkladık burada. Lonca Osmanlı'yla ilgili esnaf teşkilatıdır. Ahalik sistemin devamıdır ama ancak ahalik sistemin sizler de biliyorsunuz Müslüman sadece girebilirken, doğru mu? Lonca'ya gayrimüslimler de katılabiliyor. Lonca teşkilatına gayrimüslimler katılırsa iki gün sonra Osmanlı ekonomisi bozulup Lonca teşkilatı kimin lehine döner? Gayrimüslimlerin lehine dönmeye başlaktır. Özelellikle 1838 Baltaniman Anlaşması'ndan sonra. Sonra ihracat ve ithalattaki o oranların değişmesiyle beraber ithalat kolaylaşıp ihracat zorlaşınca Osmanlı etinde klasik biliyorsunuz üretim var. Gelenekçi ve ilkel üretim var. Bu da sıkıntı yapıyor. Mesela Osmanlı etinin gelenekçi ve ilkel üretim yapan marangozlar, duvarcılar, kunduracılar gibi bunlara ehli hiref veya ehli hirfet adı verilen bir teşkilat kurmuş. 2022'de iptal olan Kpss'de ehli hirefi sordular. Biz bazen kaynaklarda hiref bazı kaynaklarda hirfet yazar değerli arkadaşlarım. Bu... Bunlar kunduracı, boyacı, hatta kuyumcu, küçük esnaf diye geçer. O zaman hepinize sorun. Türkiye'de bakkallar odası var mı kardeşim Gökhan? Var. Var değil mi? Türkiye'de bir de Ato''da kurulur. Ankara Sadaret Ağası. Sen bakkalsan Ato''ya mı gidersin? Yok. Bakkallar odasına gidersin. Daha az oraya gider. Ama büyük bir şirket sen nereye gidersin? Ato''ya gidersin. İşte mantıklı. Ato' burada ne? Lonca Bakkallar odası ne? HİRFET veya Hi̇rfet. Anlaşıldı mı? Mesela bu. Mekkarii tayfesi. Bu da nasıl Osmanlı ettiğini de biliyorsunuz değerli arkadaşlar. Birçok teşkilat var. Ancak teşkilatların bir tanesi özellikle Osmanlı'da ulaşımla alakalıdır. Bunlardan bir tanesi menzil teşkilattır. Osmanlı Devletii'nde. Menzil teşkilatı belirli bir mesafeler arasındaki ulaşımı kontrol eden teşkilattır değerli arkadaşlar. Menziller deniz oralara. Bu menzillerin üstüne bir adam çıkar. Böyle kervanların yollarını gözlerler. Niye? O kervanın başına bir şey gelmesin diye. Değerli arkadaşlar peki kervanda yolda gidiyorsun. Bir anda at öldü. Erkek öldü. Deve gitmem dedi. Deve doğum yaptı. Ne yaptı? Her şey olabiliyor. Yolculuk mu kardeşim? Sen yolculuğa çıkınca lastiğin patlamıyor mu? Allah korusun kazayı geçirmiyor musun? Osmanlı Devletii'nde de bu ulaşım yollarına giderken herhangi bir insanın başına bir şey gelebilir. Soygun da olabilir bu arada. Osmanlı Devletii ne yapıyor? Peki özel ulaşım şirketleri var. Kasko gibi düşün. Tamam. Gitti senin araban bozuldu ne oluyor? Kaskodan bir araba istiyorsun gönderiyor. Aynı mantı düşün. Deve ölünce dene gönderiyorlar sana. Bir deve gönderiyorlar. Tabi bunlar paralı. Mekkarii taifesi. Mekkari, at, eşek, deve ve katırın ortak isimleri. Taife yolculuk. Mekkarii taifesi at, eşek ve deve ile yapılan yolculuk anlamı taşır. Özelel ulaşım şirketleridir. Bunu böyle bilin değerli arkadaşlarım. Gedik hakkı nedir peki? Gedik şudur. Bir iş yeri açması için istenilen belgelerdir aslında. Ona gedik deniliyor. 7 kak kalan bir kişi gidip istediği dükkanı açabiliyor değerli arkadaşlar. Ehli ibrah. Bu çok önemli dikkat. Şimdi bir şey söyleyeceğim. Biraz önce NAR sistemini anlattım değil mi? Bir malın kalitesinin ürünü belirleniyor. Yanii fiyatı belirleniyor. 1 lira olacak bu kalem veya 2 lira olacak. 1 ile 2 arasına. Peki bir şey söyleyeceğim. Burada da bir kalem var. Şimdi bu kalemle bu kalem bir mi kardeşim? Bu kalem imza kalemi. Bu kalem 15 lira fiyatı var. Peki bir şey söyleyeceğim. Bu fiyatları kim belirliyor? Padişah mı belirliyor? Kadı mı belirliyor? Yok. Bir adam belirliyor. Her işin bir ehli hibresi var. Hilesi değil, ehli hibresi. Ne demek o? Bir malı değerli arkadaşlar, fiyatını belirleyen bir adam var. Ama altından anlıyor, adam sebzeden anlıyor, adam balıktan anlıyor, adam undan anlıyor, adam kalemden anlıyor. Hepsini var. Ve ehli hibreler diyor ki bu imza kalemidir kardeşim, bu çok nadir bulunur. Siyah renk zaten zor bulunuyor, bunun fiyatı 15 ile 20 arasında olsun. Doğru mu? Kardeşimim bu her zaman her yerde bulunabilen bir kalemdir. Hasani vardır ya bakkal kalemi. Sarı, sarı böyle bir renk bakkal kalemini biliyorsun. E bu her yerde bulunur kardeşim, o zaman onun fiyatı 1 lira olsun, herkes ulaşsın. O yüzden ehli ibre, bunların arasındaki farkları bilen, farkları bilen, Gurmelerdir, gurme gurme. Yiyeceklerde biz buna isme ne veriyoruz? Gurmelerdir Mesela şu, bir tane program var, Mehmet. Biliyor, üç tane adam çıkıyor, biri bak da bana benziyor. O üç tane adamlar, üçü eğer Osmanlı'da yaşasaydı, üçü de gurmeydi ya. Doğru mu kardeşim? Yanii gurmeden ziyade ehli hibreydi. Doğru mu? Ya böyle bir şey olabilir mi? Aynı yemeği yiyorlar, üçü de aynı lezzeti alıyor. Mümkünatı var mı kardeşim? Düşünebiliyor musunuz arkadaşlar? Ya üçü de aynı şeyi yiyip, üçü de aynı lezzeti. Ya bunda diyor zeytinyağı eksik, o da diyor evet diyor be zeytinyağı. Evet diyor ki evet zeytinyağı. Lan nereden biliyorsunuz zeytinyağını? Kurban olduğum biz ne yediğimizi bilmiyoruz içinde ne varsa. Ama bunu biliyor. Bu diyor kuzu etinin bilme... E tamam da kardeşim bunu bilmek için bir damak lazım, bir ağız lazım yani. Bu adam ehli hibre işte. Osmanlı Devletii'ndeki o şepleri ben ehli ibre yapardım. Doğru mu kardeşim? Doğru. Olay bu. Burayı anladınız mı? Ehli ibre her zaman gelir. Umurumda olmayın. Gökhan yıkılıyor şu anda. Macar şefi at burayı tamam mı? At onları, onları izlesinler. Evet. Osmanlı Devletii tabii ki ekonomi deyince hatta vergiler de gelir. Sadece kavramlar değil. Osmanlı Devletii vergiler biliyorsunuz. Şeri vergiler ve örfi vergiler olarak bilinir. Şeri vergiler, İslam'ın koymuş olduğu esaslar, Peygamber Efendimmiz döneminde koyulan esaslar veya Emevi Abbasiler dönemi. konulan vergilerde Osmanlı bunu devam ettirmiştir. Esen Osmanlı zekat bir vergi olarak alınmıştır. Bunu bilin. Artı anan bir şeri vergi olarak alınmıştır. Biliyorsunuz küçükbaş hayvanlardan alınan. Kırkta bir oranda vergi. Aynı zekat gibi. Yine Osmanlı etinde Müslüman olan bir toprağı, Müslüman olan bir çiftçinin toprağından alınan ürün vergisinin adı peşin olarak alınır. Onda bir oranda öşürdür. Bu eğer gayrimüslimse bunun adı haraç olmaktadır. Gayrimüslimler askere gitmedikleri için ödedikleri vergi var. En çok gelen sınav sorularından biridir. Cizye. Bak cizyeye dikkat. Vergiler arasında iki tanesine çok büyük önem vardır. Bir cizyedir. Birazdan geleceğim bir tanesine. O da avarızdır. Avarız Osmanlı Devletii'nin olağanüstü hallerde alınan vergidir. Hep size soruyorum. Osmanlı Devletii'nin olağanüstü hali bitiyor mu? Türkiye Cumhuriyeti'nin olağanüstü hali bitiyor mu arkadaşlar? Bu kadar büyük bir coğrafyada olağanüstü hal biter mi size sorayım ya? Savaş bitti mi Osmanlı'da? Kıtlık, darlık, efendim... Doğal affetler, Osmanlı'da çok doğal affetler. E şimdi bunlar bitmediğine göre bu vergi normalde geçici olarak konulmuşsa ne olmuştur? Kalıcı hale gelmiştir. Avarız vergisi, olağanüstü durumlarda alınan vergidir. Her zaman sınavda cizye vergisiyle beraber en çok sorulan vergi çeşitidir. Tabii ki örfü vergileri için birçok vergi vardır. Bac vardır, pazar vergisi, dervet vardır, geçit vergisi vardır. Efendimm, maden vergileri vardır, tuzla vergileri vardır. Efendimm yine imdadiye, seferiye, seferdanlır. İmdadiye, azariye, barıştanlır. Efendimm İzn-i Seyfiyeye boğazlardan geçinen gemilerden alınır. Yine Osmanlı Devletii'nde değerli arkadaşlarım. Çift bozan, dikkat! Buraya dikkat! Çift bozanı biliyoruz. Çift, tarım. Tarımı bozan. Bir insan tarımı nasıl bozar ya? Bir çiftçi tarımını nasıl bozar? Yapmaz, ekmezse tarım bozulur. Ama Osmanlı Devletii diyor ki, iki sene ekmezsen sana diyor cezalar keserim. Bazı kaynaklar iki, bazı kaynaklar üç yıldır. Üçüncü yılda ise bu vergi cezasını keçip toprağı da alır başkasına verir. Dikkat! Osmanlı Devletii'nde bir de Bir çift bozan diye bir vergi var, bir de çift tane diye bir vergi var. Çift tane şudur arkadaşlar, buraya dikkat. Bir kişinin, bir çiftçinin bir öküzü ile, bir tane öküzü. kadar sürebileceği tarla kadar değerli arkadaşlar verildi. Bir çift öküzü yani iki tane. İki tane öküzüyle diyor ki Osmanlı sen diyor bu iki öküzde anca diyor bu iki dönümü sürersin. Bey diyor bu tarlaları sana kiralayayım. Şimdi biz tımar diye anlatıyoruz ya biz sana tımar. Şimdi dirlik veya tımar dediğimiz bu sistem devletin gözündeki adıdır. Çift tane köylünün gözündeki adıdır. Bir kere daha söyleyeyim. Osmanlı'da tımar diye anlattığımız sistemin bir de köylü gözünden bakalım. Köylü ne yapıyor? Devletiten arsa talep ediyor. Devleti diyor ki kaç öküzün var? Diyor ki iki öküzün var. O zaman sana iki dönüm. Kaç öküzün var? On öküzün var. O zaman sana on dönüm. O zaman senin öküz sayın, devletin vereceği tarlayla paralellik gösteriyor. Doğru mu? Büyüklüğüyle yani. Bir çift öküzünle sana bir devlet arsa veriyor, tarla veriyor. O tarlayı sürüyorsun. Elde ettiğin gelirli, sizler de biliyorsunuz geliri veriyorsun. Gelelim.nin kısmıyla asker besleniyor. Devleti memuru maaş ödeniyor. Vergiler peşin olarak alınıyor. O yüzden... Halkın gözündeki ismi çiftane, köylünün gözünden ama Osmanlı devletine göre dirlik. Dirliği içinde has ziyamet, tımar dediğimiz sistemdir aslında çiftane. Çiftane bir gün sorulur. Beyden size söylemesi. Çiftane çok önemlidir. Hep dirlik, has ziyamet, tımar gelecek diye düşünmeyin. Bir gün çiftaneyi devlet sorabilir değerli arkadaşlarım. Peki Osmanlı devletinde ağırlıklı olarak vergileri söyledikten sonra var. Çok var. İspenç var, bennak var, arusane var. Birçok vergi var. Ama bilmeniz gereken önemli vergiler. Bunlardır diye düşünüyorum. Peki Osmanlı Devletii'nde? Ayrıyeten paralar var. Biliyorsunuz ilk Osmanlı parasını Osman Bey zamanında bastırıldı. Daha sonra Osman Bey bunun gümüşünü bastırdı. İlk bir çıkı bastıran para bakır. Sonra gümüş. Fatih Sultan Mehmet Sultan adında bir para bastırdı. Bu Sultan adındaki para değerli arkadaşlarım sizler de biliyorsunuz altın paradır. Yanii bu Osmanlı ekonomisinin ne kadar güçlendiğinde gösteren bir para çeşididir. Bunu da bilelim. Abdülmecid zamanında kaime, kağıt para. Ve mecidiye kuruş dediğimiz demir paralar da basınçlı. Kağıt ve demir altına göre masrafı daha az, basın maliyeti daha az olduğu için ekonominin nereden nereye geldiğini de göstermiştir değerli arkadaşlarım. Ancak sultanın bir diğer adı vardı. Sultan parasının. Sikke-i Hasan, parlak para yani. Anlatabildim mi? Altın parlıyor mu? Demir parlıyor mu? Parlamıyor. Şimdi biz bunları söyledikten sonra yine Osmanlı'da biliyorsunuz bir de bankalar var. Osmanlı Devletii'nin biliyorsunuz ilk bankası bankı ders adettir. Direkt sınavda gelir. Ders adet İstanbul demek İstanbul Bankaası demektir kelime manası. Doğru mu? Peki Osmanlı Devletii'nde Galatalı bankerlerin açmış olduğu bu banka zamanla değerli arkadaşlar iflas edecek. Yine Osmanlı Devletii'nde bir başka banka açılıyor. Bankaa Osmani Terike oku. Osmanlı Bankaası. Ooo Osmanlı. Bizimkiler açtı zannediyorsun değil mi? Arkadaşlar değil. Bizimkiler açmadı. Kim açtı peki? İngilizler açtı. Hatta İngilizler Bankaa Osmani'nin üzerine bir de şahane kelimesini eklediler. Banka-ı Şahane Osmani veya Banka-ı Osmani Şahane diye bir isim koydular. Banka-ı Osmani İngilizlerin bir bankasıdır derse ismi Osmanlı bankasıdır. Yanii bizim günümüzde kullandığımız birçok yiyecek içecek firması ismini bir okuyorsun yabancı zannediyorsun Türk çıkıyor. Ulan Türk zannediyorsun gidiyorsun yabancı çıkıyor yani. Doğru mu? Olabiliyor birçok giyin firması aslında böyle. Bizim ama hep yabancı isimler Collinsler şunlar bunlar Türk malıdır mesela Reisler falan. Ama biz onu okuduğumuzda hep yabancı zannediyoruz mesela alakası yok. Şimdi bir de burada şuna dikkat etmek lazım değerli arkadaşlarım. Osmanlı Devletii'nde bankacılık sistemlerinde iki tane daha banka vardır. Ama bu bankalardan en çok soru geleniz Ziraat Bankaasıdır. Çünkü Ziraat Bankaası normalde bir eski adı vardır. Mehmet Kadıların. Ve Mehmet Kadıların değerli arkadaşlar Ziraat Bankaası'nın kuruluşu sayılır. Mehmet Kadıların'nın kuruluşu da Mithat Paşa'nın çok önemli rolü vardır. O yüzden Ziraat Bankaalarına giden arkadaşlar resimlere bir baksınlar. Reisler. Bir tane Mithat Paşa'nın muhakkak resmi vardır. Ankara'daki Ziraat Bankaası Gene Müdürlüğü'nde de Mithat Paşa'nın heykeli vardır. O kadar önemlidir. O zaman Ziraat Bankaası'nın temelini oluşturan ne? Mehmet Bankaası. Mehmet Bankaası'nın ismi Ziraat Bankaası 1888'de adı Ziraat Bankaası oluyor. Zaten fark edilir bir başak var Ziraat Bankaası'nda. Zaten amacı böyle çiftçiyi desteklemek amacıyla kurulmuştur. Peki Ziraat Bankaası Atatürktürk döneminde açılan bir banka mıdır? Hayır. Zaten gelen eşleştirme sorularında aşağıdakilerin hangisi Atatürktürk döneminde açılan bankalardan biri değildir? Ziraat Bankaası çünkü Ziraat Bankaası bir Osmanlı Devletii'nde açılan bir bankadır. Bunu asla unutmayan var. Millet. İtibar Bankaası falan da var. Osmanlı Devletii'nin en önemli bilmeniz gereken bankı derse adet. Bir, Banka Osmani İki, ve memleket sandıklarının Ziraat Bankaası'na dönüşme hikayesi. Bunları bilmek zorunda. Peki Osmanlı Devletii zamanla ne oldu? Elbette ki ekonomisi dara düştü. Niye dara düştü? Bir, masraflar arttı. Genişletince masraf arttı. İki... Eskisi gibi savaşları kazanamazsan ganimet elde edemiyorsun. 3. Yapılan bazı anlaşmalarda ekonomik sıkıntılar var. Örnek bak bir kere daha 1838 Bal Talimanı. Osmanlı ekonomisinin çökerten anlaşmadır bu. E kapitülasyon veriyorsun. E kapitülasyon veriyorsun da kardeşim kapitülasyon başlarda faydalı gibi gözükse de ileriki yıllarda seni zarara uğramana yol açacaktır. E saray masrafları artıyor. E ordu kısmının giderleri artıyor. E culus bahşişi, ulüfeler falan gitgide artıyor. E bunların hepsi ne dedi arkadaşlar? Tabii ki sıkıntı var. Tabii ki Osmanlı ekonomisinin bozulduğunu görmüyorum, görüyor. Enflasyon diye bir gerçek olduğunu görüyor. Efendimm gelir giderin gider kısmının daha fazla olduğunu görünce hatta gelir gideri eşitlemek için duraklama döneminde de anlatacağım. Tabi Cahmet diye bir adam gelecek ilk defa denk bütçe yapmaya çalışacak. Yanii Osmanlı aslında ekonomik sıkıntılara şahit üretmek istemiştir ama olmamıştır. Ki coğrafi keşiflerle beraber İpek ve Baharat yollarında önemini kaybetmesi de çok çok bu yönde etkili olmuştur kıymetli dostlar. Peki bunları söyledikten sonra gelelim. Osmanlı Devletii'nde mimari ve sanata değerli arkadaşlarım. Osmanlı Devletii'nde mimari deyince aklınıza kim geliyor? Hemen söylediniz değil mi? Kim geldi? Mimar Sinan geldi kardeşim. Mimar Sinan o kadar önemli bir kişi ki yapmış olduğu eserler hala günümüzde böyle taş gibi ayakta duruyor. O kadar sel, fırtına. Ya geçen fırtına oldu Ankara'da caminin minaresi yıkıldı. Niye yıkılıyor kardeşim bu caminin minaresi? Mimar Sinan yapsaydı yıkılır mıydı bu? Köprü yapılıyor. Doğru mu? 10 gözlü yapılıyor, bilmem neyle yapılıyor. Bak bir sel oluyor. Mimar Sinan'ın yaptığı köprüye bir şey olmazken bizim köprüler yerle bir. Nasıl oluyor bu? Demek ki bir tekniği olmuş, taktiği olmuş, bir şeyden malzemeden kaçılmamış. Doğru mu? Mimar Sinan yapmış olduğu eserleri hiç kısma ayırmadım özellikle camilerde. Çıraklık eserim diyerek İstanbul'da Şehzade Camii. Efendimm, kalfalık eserim dediği Süleyman'ci. Camii gene İstanbul'da ama ustalık eseri Edirne'ye yapmıştır. Selimiye Camii'dir. Selimiye Camii UNESCO tarafından koruma altındadır. Tamam. Selimiye Camii'yi kim korur kardeşim? Allah korur. Sonra UNESCO korur. Tamam bunda böyle. Evet bunu bilmemiz lazım. Mimar Sinan'ın özellikle çıraklı, kavfalık ve ustalık eserlerinin ustalığı bilmemiz lazım. Selimiye Camii olduğunda bilmemiz lazım. Ancak bizim öğrencilerimizin çoğu bazı camileri de veya bazı köprüleri de hep Mimar Sinan yaptı zannediyor. Örnek Sultan Ahmet Camii'nin mimarı değerli arkadaşlar Mimar Sinan değildir. Bak bunu bilmeniz lazım. Sultan Ahmet Camii'nin mimarı kimdir? Sedefkar Mehmet Ağası. Bak çok çok önemli. Osmanlı değil ki. Altı minareli camistir. Niye altı tane minare yaptık? Gücü göstermek için. Demek ki Osmanlı Devletii'nde ve Selçuklu döneminde özellikle camilerin minarelerinin iki, dört ve altı şeklinde yapılması devletin gücüyle alakalıdır. Anlaştık mı? Mesela Selçuklu zamanında ne var hep? Çiftane minareli diyoruz. İki minare. Peki Osmanlı ne yapmış? Dört ve altı minare. Ha Osmanlı Devletii o zaman minare sayısına baktığın zaman neymiş? Daha güçlü bir devlet olduğu da aklınıza gelsin. Mesela Osmanlı Devletii camiler yapılırken bazı camiler o dönemin padişahın katkılarıyla yapıldığı için Süleyman camisi. Yanii o camiler padişahın ismini anlatır. Örnek Sultanahmet Camii. Demek ki 1. Ahmet zamanında yapılmış. Doğru mu değerli arkadaşlar? Oradan anlarsınız. Süleyman Camii. Padişahınn adı geçen camilere biz Süleyman Cemil adını da veriyoruz değerli arkadaşlar. Peki Osmanlı Devletii'nin özellikle şunu da söylemek lazım. İlk değerli arkadaşlar batı tarzında yapılan camimizin adı da Nuru Osmani Camiidir. Osmanlı Devletii'nin ilk açtığı camide İznik'te bulunan Hacı Özelbek Camiidir. Özelellikle burada Nur Osmani'ye dikkat. Bir daha söylüyorum. Osmanlı Devletii'nin batı tarzıyla, barok tarzıdır. Yapılan camisinin adı Nur-u Osmani Camii'dir. Peki Osmanlı Devletii'nde sanat kısmında ne işlememiz lazım? Peki Osmanlı Devletii'nde mantıken? Hat sanatı önemli birindir. Her yerde hat sanatı var. Kardeşimim hat sanatı çok çok önemlidir. Hat sanatın önemli kişileri vardır. Ahmet Kara gibi. Hacı Osman gibi mesela. Tamam mı derdiniz? Yeserizade Zade. İzzet gibi mesela. Çok çok önemli kişiler var. Say bakalım onları. Şeyh Hamdullah. Amasyalı Şeyh Hamdullah. Şimdi buraya dikkat. Şimdi Osmanlı'da had sanatında Şeyh Hamdullah diye bir adam var. Bu adamın lakabı Kıbletün Hattatin. Yanii Hattatların Kıblesi. Ne demek bu? Demek ki bu adamın stiline göre herkes bir şey yapmaya çalışıyor. Hattatların Kıblesi ne demek ya? Bey buna yapmadan, ben buna bakmadan bir şey yapamam demek. Bu anlamı bu değil mi? O yüzden Kıbletün Hattatin lakaplı Osmanlı'da en büyük had sanatçısı Şeyh Hamdullah'dır. Şimdi dikkat gelen sınav sorularına baktığımız zaman genelde şöyle sorur. Şeyh Allah, Ahmet Kara birkaç tane daha adam verir. Aşağıda veren hangi sanatlarla uğraşmıştır? Cevap hat ya da şöyle de daha zorlaştırırsa şöyle sorar. Osmanlı'da hat sanatçılar arası aşağıdakiler hangisi bulunmaz? Daha zordur. Bu sınav sorusunu çözmek daha zordur mesela. Doğru mu? Kazaskerin var, Mustafa Efendim mi vardı? Say bakayım onları bir şimdi. Hoca Mustafa İzzet Mustafa İzzet Yeserizade Mustafa. Yeserizade Mustafa. Hacı Osman Ahmet Kara. Evet bunlar. önemli hat sanatçıları da Osmanlı'da hat olan padişahlar da vardır bu arada. Onu da size söyleyelim. Peki Osmanlı Devletii'nde gelelim bir başkasına. Miratül Biliyorsun minyatür perspektif kurallarına uyulmadığı insanların statüllerine göre çizilip uzatılıp yakınlaştığı bir sistemdi. Dikkat! Perspektif kurallarına uyulmayan minyatür Osmanlı'da resmin yerine bir dönem almıştır. Osmanlı'da minyatür sanatçıların en önemlisi tartışmasız değerler. Bak söylüyorum takip... tartışması dahi yapılamaz. İki tanedir. Bir, Lale Devri'nin en ünlü minyatürcüsü. Kim? Levni'dir. Doğru mu? Bir de bir tane daha var. Ama bu adam çok çok kıymetli değerli arkadaşlar. Miratülde özellikle Kandili Sultan Süleyman zamanındaki Irak Seferini almıştır. Beyan-ı Menazili Irak'ı sefereyin diye bir eseri var. Kim bu adam? Matrakçı Nasuh Tamam. Çünkü Matrakçı Nasuh önemli. Peki minyatür sanatıyla uğraşanlara ne isim verilir? Hadi bakalım. Miratül sanatı. sanatıyla uğraşanlara ne ismi verilir? Nakkaş ya da Mustafa. Evet genellikle bu isim Nakkaş Osman mesela. Şimdi şunu söylemez Osmanlı Devletii'ne soru şöyle gelmez. İşte miyat-i sanatıyla uğraşanlara Osmanlı Devletii'ne Nakkaş veya Mustafa adı verilir. İşte aşağıdakiler hangisi bunlardan biri de aaa Nakkaş Osman Olur mu? Ama böyle sorar mı? O zaman mantıken sorular sana nasıl gelir? İsimden belir yani isimden onun isminden ne olduğu anlaşılmayacak. Onun o sanatlarıyla uğraştığı anlaşılmayacak. Levni anlaşılıyor mu kardeşim? Matrakçı nasıl? anlaşılıyor mu? Anlaşılmıyor mesela. Surname'nin yazarı var Süleyman'da herhalde. Süleyman Çelebi miydi? Bakar mısın? Orada yazar, orada yazar. Lan Gökhan, önünüzdeki defteri okuyamıyorsunuz. Allah canınızı amma ver. Niye okuyamıyorsunuz bu defteri ya? Bizim öğrencimiz sizin gibiyse valla ay vay yedik biz. Yazıyor oğlum burada. Burada yazıyor. Nakkaş Osman Surname. En önemli bir tanesi bu mesela. Bunlara dikkat etmeniz lazım. Size burada özellikle ne olarak gelecektir? Ismi okunduğu an itibariyle sizin o sanat dalını hatırlamaman. Şimdi aşağıdakilerden en önemli hattatlardan. Aa hattat Osman La olur mu oğlum? La öyle soru gelir mi? O yüzden sorunun geliş stili var. Sorunun geliş stili var. O yüzden bunlara dikkat edelim. Şimdi devam edelim. Görmeyle bakmak arasındaki fark. Hemen cep telefonuna Google amcaya soruyor. Gelelim. tesvipe. Kara Mehmet'in önemli temsi tesvip biliyorsun altınlamak, yaldızlamak anlamına gelir. Genelikle Kur'an-ı Kerim'in değerli arkadaşlar içindeki o altın yaldızlarla kullanılır. Tesvip Kara Mehmet'te önemli temsi. Resim. Allah Allah Osmanlı Devletii'nde resim var mı hocam? var. Arkadaşlar kısmı olarak var zaten. Osmanlı'da biliyorsunuz resmini yaptıran ilk Osmanlı Padişah Fatih Sultan Mehmet'tir. Doğru mu? Belliniye bir resmini yaptırmıştır. Osmanlı'da resmini özellikle devlet dairelerine astıran 2. Mahmut'U'u hatırlayalım. Yine Osmanlı'da ilk resim sergisini açan Asker Ahmet Paşa'dır. Yine Osmanlı'da resim sanatıyla çok büyük uğraşlar veren adam özellikle Kaplumbağa terbiyesiyle ünlü bir insandır. Sana Nefse Mektebil'nin de kurucudur. Osman Hamdullah Bey mesela çok çok çok önemli ressamlardı. Yine Osmanlı'da ilk kadın ressamı Miri. Müşfik'tir değerli arkadaşlar. Bunları da bilmekte fayda var. Yine Osmanlı'da müzik. E çok önemli Osmanlı'da müzik taa mehterhaneden beri var. Doğru mu? Osmanlı'da Itri diye bir adam var. Zekai'de de var. Efendimm önemli gördüğümüz Tabi Ahmet Bey var. Tabi Cemil Bey var. Çok önemli kişiler var kardeşim. Ama Itri bunlarda müzik ilminin şehidiye geçer. Ayrıca Osmanlı Devletii'nde mızıkayı Mızıkay-ı Hümayun diye ileride Mahmud'un saatlerinden anlatacağım. 2. Mahmud'un saatlerinde çok önemli bir kurum vardır. Mehmet kapatılmıştır. Deniz Paşa İtalya'dan gelip burada Mızıkay-ı Hümayun'da kuracaklardır değerli arkadaşlar. Müzik Osmanlı Devletii'nin son döneminde özellikle Tanzimat dönemiyle beraber ve 2. Mahmud'un saatiyle beraber büyük gelişme gösterdi. Peki diğer dallar var mı? Var. Ahşap işlemeciliği, halıcılık, Osmanlı'da Çinicilik, tombak yapımı, vitray, ebru, kalem işi, malakari. Telkari, telkari biliyorsunuz. Gümüş işleme sanatı özellikle Mardin midyatlarının sahibinde ve eski Mardin'de çokça var. Telkari, malakari var. Duvar süsleme sanatı. Cidleme var mücelliklerini yaptı. Birçok sanat dalı Osmanlı'da 600 yıl boyunca da büyük gelişme göstermiştir. Şimdi bir işaretleyelim. Buradan bize hangi sorular gelebilir? Bakıyor muyuz? Hayır hazır mıyız? 1-Davudu Kayser ilk öğretmen. Akşemseddin Fatih Sultan Mehmet'in hocası. Molla Fener ilk Şehülistan. Doğru mu? Sabuncuoğlu Şerafettin. Hekim. Ameliyat yapıyor. Ali Kuşçu. Fatih'in hocası. Pirii Reis Kitabı. Bahtiye. Seyid Ali Reis Miratül Memalik. Taküttin Mehmet. Osmanlı Etinin ilk resathanesi. Evliya Çelebi Seyahatname. Burada bir yan yalıya atlamışsın onu anlatayım. Hezerfan Ahmet Çelebi İlk defa uçan. Koçi Bey değerli arkadaşlarım. İlk resale yazan. Naime Osmanlı Etinin ilk resmi. Vakaniyeti. Lagari Hasan Çelebi İlk defa roketle uçan. Komtede Boneval Müslüman oldu. Humbar ocağını ıslandı. Humbara Ahmet Marifi Camii'nin yazarı. Erzurumlu İbrahim Hacı. Mecelle yazarı. Ahmet Devleti Paşa İdrar yolları hastalıklarıyla uğraşan. Altuncu Zahide. Burada Yani Yalışsat'ı da hatırlayayım. Yani Yalışsat Efendim dönemin alimleri tarafından. Bak bir daha söylüyorum. Dönemin alimleri tarafından Lale Devri'nin ünlü adamlarından bir tanesi. Özelellikle Ariston'un Fizika adlı eserini Arapça'ya tercüme ettiriyor. Kendisi o dönemin muhalimi. Muallim-i Sal yani üçüncü öğretmen olarak devrin. O devrin insanları tarafından böyle kabul edilmiştir. Tamam bir daha söyleyeyim. Muallim'i ilk öğretmen olarak kim kabul ediyor dünyada? Ariston mesela. E Muallim-i Sana kimdi? Farabi'di hatırla. Üçüncü öğretmen olarak bazı kaynaklar iklisi İnhader. Ama Osman devletinde, Lalidevinde yaşayan insanlar üçüncü öğretmen olarak kimi kabul etmişler? Yaniyalı Esat Efendim'yi kabul etmişler. Fizika, Ariston'un fizika diye bir eserini çevirmesi sebebiyle. E bunları size anlatmış. Oldu. E hocam hepsini işaretledik. Evet zaten ben en önemlileri yazdım. O yüzden burada bir atlama yapamıyorum. Geldim buraya ekonomikte. Bir malın bulundurulması durumu. İAŞ. Malın değerli arkadaşlar her sene aynı standartlarda üretilmesi. Gelinlikçilik veya standartizasyon. Söyleyemiyorum anlayın. Fiskalizm. Gelir üste gideri altı. Merkantilizm. Toprak değil altın günüş. Nar. Fiyatların belli olması. Fiyatları belli ederken kim yardımcı oluyordu? Eylül'e lonca esnaf teşkilatı. Bu küçüğünün adı. HİRFET VEYA HİREF TEŞKİLATI İŞ YERİ AÇMA BELGESİ GEDİK AKKI DERBENT YOLLARDAKİ GEÇİŞ YERLERİNDEN ANLANAN VERGİLER VEYA O TEŞKİLAT YOLLARI KORUR MECKAR TAYFESİ AT EŞEKLE VE ULAŞIMLA ALAKALI DOĞRU MU? MENZİT TEŞKİLATI HER 70 KM'YE BİR KORULUR GÜVENLİĞİ SAĞLAR GELDİK OSMANLİTE EN ÖNEMLİ VERGİLER ŞERİ VE Örfi̇ BUNLARINDA ŞERİ'NİN ARASINDAKİ EN ÖNEMLİ VERGİ CİZYE BANA GÖRE BU ARADA ÖRFİ'NİN ARASINDAKİ EN ÖNEMLİ VERGİ ÇİFT BOZAN VEYA AVARIZDIR DERKÇİLER BUNU BİLERİM OSMANLİTE Adeta ilk altın para kimdi zamanında? Fatih Sultan Mehmet. Kaime kimin zamanında? Sultan Abdülmecid. Geldin mimaride. Mimar Sinan'ın özellikle çıraklı, kalfalık ve ustalıklarını bilecek. Çıraklı şehzade, kalfalık. Süleyman, ustalık. Selimiye. Selimiye'yi kim korurdu? Allah Allah korurdu. Güzel. Bu nesne tarafından da korunuyor. Evet. Hat sanatıyla ilgili önemli kişileri bilmek zorundaydık. Ama şey yandı lan. Çok önemli bir insan olduğunu ve çok iyi bir hatat olduğunu bilelim. Miratül sanatında değerli arkadaşlarım özellikle matrak... ...rakçı Nasuh ve Levni'yi dikkat edelim. Teslifte Kara Mehmet vardı. Müzikte de yerleşik Itri ve ikinci bağımlılığımızı......Kadı Hümayun önemli. Resimde dikkat Asker Ahmet Paşa İlk resim sergisini açan... Ama sanayi nefse mektebini kuran, resim öğretmeni yetiştiren ve kendisi de Kaplumbağa Terbiyesi gibi birçok eseri olan adam Osman Hamdullah'ydi. Şu gördüğünüz tahta, tahtayı bir gösterelim kardeşim. Arkadaşlar burada 3 soru var. Şimdi bu 3 soruyu yapmanızı istiyoruz sınavda. Her tahtamız en az 3 sorudan oluşacak. Bazıları da tabii ki 4 sorudan veya 5 sorudan oluşacak. Mesela... Bu Osmanlı Devletii Kültür Medeniyet kısmını bitirdik. Bitirmemizle beraber ikinci videoda bitti. Üçüncü video Osmanlı Devletii siyasi tarihi olacak. Kuruluş yükselme, duraklama, gerileme ve dağılma olarak olacak. Mütiş bir Osmanlı serisi sizi bekliyor. Üçüncü videoda görüşmek dileğiyle. Allah'a emanet olun.