Ruhu çağırdım. Ruhun yanına gittik, gördük ruhu. Ama bir anormallık var idi. Göz, nefs ve cadunun varlığını nice ispat edebilirsin? Eve bir dostumu çağırdım.
Annesi ki bu dostum kadınıydı ve regil olmurdu. Dedim ki gel bunu sağal da. Üç gün sonra bana ağlamalı bir sesle ses attı ki ben 8 yıldan sonra ilk defa ki iğnesiz bir şekilde özüm regil oldum. Sen diyebilirsin ki sen hayat yoldaşını sen alırsın ve o 100 faiz değil. Gördüm ki yanımda bir nefer özünü ağaçtan asıp yüzümü çevirdim korkuyla ki bu nedir bela ve gördüm ki hiç kimse özünü asmıyor.
Dırnak da akşamlar ya da ne vakti kesilende, aten ışıklı vakti kesilirdi ve yığılar torpağa bastırılardı ki kimse seni caddeye bilmesin. Sen nece yokluyup ve emin olabiler ki, senin üçüncü gözün açıktı veya diyelim şamallığın var, şamansın? Bir insan ölüp, uşağı olarak doğulup, tezlenden ve doğulanda öz katilini ve öz gebrini böyle gidip gösterip ve katil ortaya çıkıp.
Selam, ben Hüseyin Nalıyım. Tegdimatımda Üzleşme'ye Bakusuz ve bugünkü konağımız Şaman. Selam, hoş geldin. Selam, hoş bulduk. Dözünüz hakkında kısaca malumat.
Ben Reşat Hacıyev, astrolog, şaman, Bakü'de doğmuşum. Astrologi üzere tesis almışım. Şamanizm üzere de illerde bir şamandan işliyorum. Bununla hem Bakü'de hem Bali'de yaşıyorum. Ve yüzden çok talim almışım ve bu deyince spirtüel sahede faaliyet gösteriyorum.
Şamallar kimlerdir ve siz nice şaman olmağa karar verdiniz? Şamanlığın kainata ve insana faydası nedir? Şamanlar spirtü olarak daha güclü sayılabilen insanlardı.
Lakin burada diğer insanlardan daha farklı ya da üstün manasında demiyorum. Yani ki ruhani, spirtü olma özellikleri daha yatkın, daha meyilli olan insanlardı. Bir şaman, bir adi yani şaman olmayan insandan hiçbir böyle farkı yoktu. Tek yani farkı yoktu ki bu insan biraz daha yatkındı. ...daha meyillidir ve daha tez bu mevzularda, ruhani, menevi mevzularda inkişaf edilir.
Yani böyle fikir yaşayak bir insan düşünelim ki idmanında......mesela biri idman edilir, biriyle ne kadar inkişaf edilir. Birisi daha altı ay inkişaf edebilir. Altı ay inkişaf edilen şamandı ama idman mevzusunda yok. Spiritual, menevi, ruhani mevzularda.
Şamanlar ruhani dünyayla fiziki dünya arasında körpü kuran insanlardalar. Menevi dünyadan haberler getiren ve menevi dünyanın enerjisini......bu fiziki dünyaya tezahür eden insanlardılar. Şaman kadın olabilir, kişi olabilir, farklı cemiyetlerde, medeniyetlerde farklı insanlar olarak tezahür edebilir.
Şamanlar adeta astral seyahate çıkmakları, diğer alemlere geçmekleri, ettikleri büyük ritüeller ve farklı ruhani, spirtual praktikalarıyla bilinir. Şaman olmağa karar vermemişim. Şaman olmağa karar verebilmezsin.
Ya şaman olarak doğulursan ya şaman olarak doğulmursan ve bu ilk doğulduğundan itibaren belli olur, zamandan ortaya çıkır veya hiç bak ortaya çıkmır ve sen... Şamanlığın karanlık tarafında batıp yok olup gelirsin. Böyle ki eğer sen şamansansa ve bunu kimler seçir birincisi? Senin ulu ulu nenelerin, babaların yani ki ölmüş ulu ecdatların sen doğulmamıştan önce artık bu seçime ilerlemiş olurlar.
Senin ruhun artık bu mügaviyeni bağlayır ki ben bu dünyaya şaman olarak geleceğim. Ve doğulandan üçüncü gözün normalde böyle diyeyim ki şaman olmayan insanların ezeren daha aktif olur ve daha geç bağlanır. Ve daha... üçüncü göz aktif bir hayat yaşamaya başlıyorsan eğer şamanlığını kabul edemezsen bir yaşından sonra şamanlığın sana bildirilir, değildir. Ya da ne tersi bunu başa düşürsen ve dünyada bir tane şaman yoktu.
Minlerden, belki de on minlerden, belki de yüz minlerden şaman var. Sen bunu eğer kabul eylemediğin tegdirde bunun ağır neticeler olur. Sen bunu kabul edildiğin tegirde ise eleyeceğin iki tane esas vazifen var.
Aslında da bir tane vazifen var. Bütün en yüksek heyrena hürmet edemek, lazım olan da kimlere senelerse kömeğiyle mehruhane cahattan. Kimse için caude ilemek, mage ilemekten Söhbet getirmiyor. Söhbet burada Lazım olanda insanlara sadece yol göstermek Lazım olanda farkındalıklarını artırmak Onları herhangi bir menevi praktika ile İçi içe salmaktan getir. Bu kadar.
Bir misal getirebilirsin Doğulup, şaman olarak Zannediğin gibi. Ona nece bir şey Gelir ki, neyse Bilmiyorum ki Bunu nece kabul edilir Veya kabul etmeme, inkar edilir Böyle bir şey nece başverir? İlk vahlardan evvelcesine senin yolun şamanizmle kesişir, spirtuallılıkla, meneviyatla kesişir. Bunu istersen sen şuur altı ile de, yüreğin istir de çakralarla, yüreğin istir de enerjilerle, neyleyse yani ruhani dünyayla yolun kesişir.
Ve bir yerden sonra imeni şamanizmle daha çok yolun kesişmeye başlıyor. Ve şamanizmin felsefesini başa düşürsen, örgenmeye başlıyorsan hayatında bu dahil olur. Çok insanda böyleydi bu arada.
Hamıda eyni olmalı değil. Şamanlık ferdi bir tecrübedir. Her insanın öz ruhani tajürbesi var ve bu tamamen 10 şaman birbirinden 10 tane farklı tajürbe yaşayabilirler.
Orta nöktelere geleceğiz aşağı yukarı ama yine de farklı farklı tajürbeler olabilir. Ondan sonra olabilir ki sana yuklarında veya herhangi bir menevi praktikada veya ruh herhangi bir varlık karşıya geçip iki gözünden göreceğin bir şekilde ya da işitebileceğin bir şekilde sana bir informasyon verir, haber verir. Ondan sonra da bunu kabul olmalısın.
Vay ki sen bunu kabul olmayasın. Kabul olmadığın halde iki hadise yaşanabilir. Bunlardan biri %100 reddilediğin ve asla kabul edemediğin tegdirde ya sen delikanlıya düşeceksin ya da sen ağır bir gaza neticesinde ya da aynı bir gaza neticesinde öleceksin.
Sadece iki varyant olabilir eğer sen şamansın ve bunu kabul edemezsin. Ya ölmelisin ya şamanlığı kabul edemezsin. Ya ölmelisin ya delikanlıya düşmelisin ya şamanlığı kabul edemelisin eğer şamansın.
Ben düşmeyi de en müşteride aşağı yukarı. Şamanizmi diğer inancılardan farklendiren en esas cahetler, anısılardır. Şamanizm başka din ve inanclarla vahdeti nece tesavvur edebiliriz? Şamanizm birincisi bir din değil.
Şamanizm bir inanç sistemidir. Ona göre onu başka dinlerle mügayese edemeyi düzgün tapmıyorum. Bir inanç sistemi olarak şamanizmde sadece çok hürmet ve sevgi merkezli bir inanç sistemidir. Belki sen şamanizmde sensin, senden gözlenilen şey sadece hürmet edemeyindi. Senden başka bir şeyler gözlenilmir.
Yani esas tebiyete, dağa, daşa her şeye hürmet edemelisin. Şamanizmde sen insanla heyvana, bir daşla bir bitkini, canlıyla cansı birbirinden ayırmağa hakkın yoktu. Şamanizmde sen her şeyi hamın olduğun gibi kabul edemelisin. Ne cevarlarsa eyle. Pis insanı da, yakışı insanı da cemiyetin.
gösterdiği pis ya da yakışı insanlar böyle diyelim. Bunların hamısını tenkit edemeden oldukları kim kabul edemelisin ya da sadece hürmet edemezsin. Kabul edemeyi mecbur değilsin. Kabul edemek dediğim sadece hürmet edemeyi aslında. Her şeye mesela oturup yoldaki bir gördüğün bir heyvana hürmetsizliği diyebilmezsen, bir daşa tahtaya hürmetsizliği diyebilmezsen senden gözdenlen bir tane şey var.
Her şeyi sev ya da hiç neyi sevmesen böyle sadece hürmet ile tenkit edeme yapabilirsin. ve onu öz fikirlerini, öz düşüncelerine göre değiştirip dönüştürmeye çalışma. Sadece olduk ki her şeyi kabul eder. Bu kadardı.
Şamanizmin ne başka daha güçlü ya da ciddi bir kaydası yoktu, bir kanunu yoktu. Yeni kaydası sevgi ve hürmetti, başka içine. Her şeyi sevsen veya sevmesen, böyle hürmet etsen, neyse tenkit edilebilmeli sende.
Ama tenkit edilemezsen de insan olarak inkişaf edilebilmelik. Bu nece fikirlenme vakti? Buradaki mevzu aslında bizim tenkit edemediğimiz şey ya da değiştirip dönüştürmeye çalışmadığımız şey şahsiyetler, karakterler veya insanların seçimleridir.
Biz fikir bildirebiliriz. Fikir bildirmekte bir problemimiz yoktur. Bizim dediğimiz tenkit, yani şamanizmdeki felsefede, senin birini kırıp tökmek manasında ya da öz zayıf egovu doydurmak meksediyle elediğin tenkit.
Söğütten sohbet gelir. Annesi ki sen özü ve ne dese kifayetsiz görürsen ve bunu öz içinde kabul edebilmemsen ve karşında bir insan neyse belki senden yakışır ya da içinden ince daha ne dese yakışır da öz güveninde ne dese yani diyebilmem. Ve sen onu görürsen öz içinde trigger olursan, gıcıklanırsan ve ona başlarsan fikir bildirmeye.
Söğüt buradaki tenkitten gelir. Yoksa fikir bildirmek, büyümek, inkişaf manasına tenkidi biz sevgiyle kabul ediyoruz. Buradaki sohbet... Sırf incitmek, değiştirmek Meksediyle, nifret yaymak Meksediyle dediğin tenkitte Yani böyle. Diğer dinlerde de Aslında bu yani sevilmeyen bir şeyde Farkı yoktur.
İslam'da böyle bu kabul Olumlu. Öz ego'ya göre kimse Tenkit, tehdit etme vesaire yani Demek ki aşağı yukarıya aynı Okşar şeylerdir. İslam'da da kabul olunmuyor ki sen gidip kimseye tenkit ediyorsan, öz egola göre neyse öz fikirinden tenkit ediyorsan, sevesen veya sevmiyorsan bu yeni şeydir bence.
Dinle bağlı bir tane şey diyeyim ki şamanizm dinlerin hepsini kabul ediyor ve şamanizmi çok demiyor ki... Şamanizm düzdü İslam sefti. Böyle bir sohbet yoktur şamanizmde. Şamanizm İslam'ı 100% kabul ediyor.
Hristiyanlığı da kabul ediyor. Yahudiliği de kabul ediyor. Çünkü biz bir din değil ki bu. Ama şaman diyebilmez değil mi? Diyebilir.
Şamanizm bir inanç sistemi değil ki. Her şeyi diyebilir. Benim okuduğum ve bildiğim kadarıyla Şamanlığı bir ara şamanlığa çok da seyrederdim, araştırırdım.
Benim okuduğum yerde, bir kitapta, Şaman'ın hansı bir dini inancı olabilmez diye ben okumuştum. Ben buna katılmıyorum. Yani düzdü. Biz bakanda şamanlarda bu din inançları görmüyoruz. Yani böyle ki...
Çünkü her şey tabiiyete bağlandığı bir şey. Spesifik dine sahip olan bir şaman görmemişim. Ama bu mümkün olabilir. Çok güçlü, dindar biri.
Müslüman biri bütün en yüksek heyrena hürmet ediyor, dini yayıyor, yaratıcının düşündüğü kadarıyla emirlerini gerçekleştiriyor ve başkalarını da gerçekleştirmek için teşvik ediyor. Sevgi, hürmetle yakınlaşıyor. Ama ritüaller dinde kabul olunmuyor mu? Sen bir şaman olarak...
Müslüman da sadece bütün İslami kaydaları riayet ediyor, namazın kılır vs. Ama ritüaller falan... Bazıları mesela dinde de var, gözlü, nefisti... İslam dininde de var.
Onsuzluk bu adları çekilir. Ama bazı ritüallık olan şeyler kabul olunmayan şeylerde sen İslami dini kabul edip ona namazını falan her bir şeyin bütün müslüman gayrılarını riayet edersen ama gidip ritüallık edersen orada tekzip ediyler akıllar birbirini. Sen bunu yüzde yüz ediyebilirsin. Burada hiçbir problem yoktur. Ritüallı edemezsen bütün ritüalları atarsan.
Çünkü ama aslında yine de her bir yolda ritüallı edileceksin. Çünkü ritüallı dediğimiz şey tekrarlanan hareketlerdir. Sen günde beş defa Allah için namaz kılırsanız, sen onsuz da bir növ ritual edersen, sen her gün yatağı yakıştırırsanız, bu da senin bir ritualında. Sen her bir yolda tekrarlanan bir şey eyleyirsen.
Hem verdişlerimiz rituallıydı. Veli verdiş, onsuz da ritual budu da tekrarlanan hareketler, aynı şeyin tekrarlanma hedeflerinden, aynı cür edilmeyi. Ve namaz mühteşem bir spiritual praktika, meditasyon ve ritual da.
Ve bu sevgiyle kabul edebileceğimiz bir şey de. Tamamen bunu eyleyerek de şamanist bir felsefeyle gelebilirsin. Senden istediğim tek şey sevgi ve hürmet. Ve hiç bundan tedeb deyilemiyorum. Bu sadece şamanizmde.
Mesela bizde hala da o vakit şamanlığından gelen bir şeylerde de ağaca mesela için bağlamakta, muasir dövürde diye ekranlık şekline dolar koymak, telefon ekranına vesaire. O hislerle şey diyor ki bu kalıp da bizde hala da bu geçmişten kalan o ritüallarımız kalıp. Bu hansısa bir bizim şamanlığından veyahut biraz tarihe evvela geçse.
Biz onu şamanlıktan götürmüştük diye bir şey var. Tabii ki. Yani birçok bizim ritüellerimiz şamanlıktan gelip, üzerlik şamanizmdeki yüz erlik, yüz erlik, erlik şamanizmdeki yeraltı ve ölüm tanrısıdır. Her şeyden alaba. Buradan başlayırız.
Duzlardan edilen başının üstüne fırlatmak, atmak, dırnakları akşamlar kesme. Bunların hepsi şamanizmin ritüelleridir. Göz muncuğu en büyük şamanizmin göstericisidir. Ve yani biz bunları o dövürden yani geçmişten özgedim inancımızdan getirmişiz.
Ve bugüne kadar da daşıyırız. Ve bu şekilde belli bunlar şamanizmden gelip. İsterse açıklayabilirim ki nelerdi. Ben şeyi mesela için meraklı geldim. Akşam niye tırnak tutma olmaz?
Bu aslında biraz batılıyor anca da. Bunu biz burada biraz karışır. Bak işte bu nokta karıştıran noktada. Ben onu batıl gibi bilirdim. Şamallıktan gelir.
Şamallıktan gelen bir batil inançta. Buradaki mevzu bilirsen ne de. Dırnağı ona göre kesmiyorsun ki. Dırnak senin bir materyalındı.
Senin bir parçandı. Ve o yere düşer vesaire. Ve senin bir düşmenin gelip ondan çeneni cadı ediyer. Buna göre de.
Yoksa bugün sen akşam istediğin gibi dırnağı kesebilirsin. Dırnak da akşamlar ya da ne vakti kesilende. Hatta ışıklı vakti kesilirdi.
Ki göz aydın görsün de. Ki yere düşüp mü düşmeyip mi? Ve yığılar torpağa bastırılırdı ki kimse senin cadıya yiyebilmesin.
Yoksa bu başka bir manası yoktu. Şamanlar cadıya yiyor. Şamanlar cadıya yiyedebilir, yiyemeyebilir.
Bu şamanın seçimlerinden aslı bir şeydi. Şamanın vazifesi nasıldı? Her şamanın vazifesi birbirinden aynı olmur. Biri dağda meditasyon iletmekte, birinin görücülüğü iletmekte, biri şefaçılıktı.
Ama belli, magi edebilir. Ve cadı sözü şamanizmden gelip, tarihi degik demeyebilirim, Ya 17 ya 18. esir, sefte diyebilirim tarihte takılmayak, Türklerle Çin arasında olan bir savaştan sohbet gelir. Bunu tarihte araştırabilirler. Hansı ki Türkler Türk şamanlardan kömeği alırlar. Türk şamanlar yaşlı renkte ya da adı yadı olan bir tebii taşla bir ritüel edilir.
Ve bu ritüel ile havanın iklimini değiştirirler. Hansı ki bu havadaki hava ruhlarıyla bağlanan tek içeri havanın iklimi değiştirilir. Ve belirli ki Türkler. Üstünlük kazanırlar ve galip gelirler. Ama dediğim gibi tarihi seftemiş olabilirim.
Özü uzaklaştırın. Ve ondan sonra Şamanlar da bu magiyaya, bu sehire değiller. Bu Türklerde kalmadı ama bizde kaldı. Biz bu sözü elde işletiriz. Şaman seyahati prosesini nice tasavvur edebilirsin?
Şaman seyahati ne kadar bir prosesdi? Bu, kadimdeki ile indiki arasında bir fark var. Birinci buradan başlayalım. Kadimde insanlar daha çok tabiiyetten iç içe olabilirdi.
Hansı ki biz bu kadar bina vesaire yokuydu. Ve insanlar tabiiyette ettikleri praktika veya kabul edildikleri bazı maddelerle menevi bir tecrübe yaşıyordular. Ve burada özünde farklı faktörler de vardı, farklı şeyler de vardı.
Mesela Şaman nağaraları vardı. Şaman nağaraları çalınır. O sesin ritmiyle şaman oynayarak veya farklı bir bahis yada transa gelir, transa düşür ve böyle değil beyni sanki uyuşur, keyir, ruhu bedenden çıkır.
Ruhani dünyaya, üst dünya, bizim dünya ya da alt dünyaya seyahat edilir ve buradan malumatları alıp gelir. Lakin bugünkü gün böyle değil. Bugünkü gün biz hiçbir mahitte ya da hiçbir şamanla arasına veya bir ateşin karşısında fırlanarak, oynayarak bunu etmiyoruz.
Bizim ettiğimiz ve bu arada bu ediledebilir Peru'da vs. Peru şamanları veya bazı Türk şamanları bu tür tecrübeyi mesela ben de bu dek bir şeye gidebilseydim ateş yanırsa ve hamız oturmuş olsa tam bu cür olmasa böyle yani buna yakın bir tecrübeni isteyerdim. Ama muassir şamanik seyahatte şaman gözlerini bağlayır ve bir yerden sonra çok süratli bir şekilde çok ufak transa geçir. Yani ki beyni hakikaten de keyir, uyuşur beynindeki dalga değişir. Ve şaman bir seyahat edemeye başlıyor.
Seçimine göre ya üst dünyaya gideceksen, ya bu dünyada seyahat edeceksen, ya aşağı dünyaya ineceksen. Ve orada istediği ruhlarla, bu yaşayan insanların ruhları, ölülerin ruhları, tabiatın ruhları, eyyeler, ateşin, torbağın, havanın veya suyun eyyeleri, dağların eyyeleri, çayların eyyeleri, bunlarla bağlantıya geçir ve informasyaları örgendir, malumatlar alır. Ondan sonra bu malumatlar ya hemen mırıldanır, danışır ve yanında kimse bunu yazır. Ya da özü gözünü açır, tez yazır, geyirir ve ondan sonra bu yadından çıkır.
Çok vakti. Bazen bazı tecrübeler yaddan çıkmır. Şamanik seyahati zamanı her şey çok netti, her şey çok degikti.
Eğer karşıdaki ruhlar bize cevap vermeyi istiyorsa bunu net bir şekilde verirler ya da bize hiçbir malumat verilmeler ve bizi boş kaytarırlar. Bu, beziyettin aslı da. Ve onu net bir şekilde işitiriz ve o informasyonu veririz ve o da bütün en yüksek yerine adeten hikmet edilir. Göz, nefs ve cadunun varlığını nice ispat edebilirsin?
Göz, nefs ve cadunun varlığını ispat edebileceğim. Bu ilmi bir şey değil. Ben ilim adamı değilim. Bu arada bir ispatım yoktu. Bu arada ve belli bir iddiam yoktu ki bunlar var.
Bu arada her manevi, inançlı insan bunlara inanmalı değil. O kadar spirtüel insan tanıyacağım ki inanmıyor. Ve bu uygun değil. Problem değil. Lakin aslında bunu ispat edemeyin bazı yolları var.
Belki insanlar... Biz yok, ben yok ama edilen araştırmalarda enerji ölçen aparatlar, elektromagnetik saheleri ölçen aparatlar, frekanslar yani tizlikleri ölçen aparatlarla müeyyen kadar enerjileri ispat edebilirler. Belki mesela bazı, bunlar dedim ki benim sahemde, ben hayatıma buna vermemişim, elimi bir şekilde örgenmeyen. Ama geçmişte spirtuallık bir dönem tamamen reddedildi, tamamen. Bugün ise artık Dünya Sağlamlık Organizasyonu kosmik enerjinin kabul edildiği ikinci derecede tip olarak bu artık tamamen kabul edilip, kosmik enerji elden şafa vermekti.
Kadimdeki şamanların, nenelerimizin, bazı şafacıların elediği şey bugün bu elma olarak kabul edildi çünkü ölçülebildi. Elinden geçen frekans. İminle kosmik enerjika, kosmik enerji kabul edilip. Tamamen.
Ve göz nezarda. Bunlar hepsi birinin enerjilerdi. Geyradi bir şeyler değil. Biz çok zor geçmiş yaşayıp mistikleştirmeye. Wow görürsen bu nedir?
Ruh çağırdı. Yüzellik yandırdı. Ne oldu görürsen? Burada mistik hiç ne yoktu. Bizim bedenimizde atomlar, moleküllerin hareketlerinin yaydığı bir enerji tezlik var.
Ve biz bu tezlikle, hislerimizle, emosyalarımızla bir enerji yayırık. Elektromagnetik sahaya yayırık. Hansı ki bunu ölçmek olur. Bu mümkündür.
Hatta bir... kameratçılık sistemi var. Bu kameratçılık sistemiyle senin bedenindeki energetikanın şeklini çekmeye olur.
Hatta namaz kılan bir insan yani burada gösteriyorum ki şamanlığın dinlerinin hiçbir problemi yoktu. Çünkü şamanizm aslında bir din değil. Kamerayla namaz kılan bir insanın şekli çekilir ve namaz kılan insanın üzerinde ağa bağ bir ışık görsünür. Yani ki biz sevgi ve ışıkla bütün dinler kabul edilir ve enerjiler belli.
Yavaş yavaş ölçülebilir. Yavaş yavaş Her şey ispat edilir ama hala da %100 ispatlanmış değil. Zaman lazımdı.
Korunma şarı vardı. Abaloçka değiller, tebiş, taş gibi usullarla göz, nefs ve cadudan korunmak mümkündür mü? Evet mümkündür. Korunma şarı bizim... Öz enerjimizden yarattığımız bir şeydi.
Burada ne tanrıya şirk koşmursan, ne onu bunaylamırsan. Böyle ki yani çok elementer bir şeydi. Yerden enerji, göğden enerjinin çektin bedeni ve ondan sonra bir kalhan olduğunu canlandırdın. Tabii ki biraz daha etrafına girmeyeyim.
Bu şekilde özlüğü koruyorsan bunu hammeyle yer, spirtual insanlardan söhbet getir. Bunu hem şamanlara ile yer, hem cadugarlara ile yer, hem spirtualistlere ile yer, hem sevgi ve ışık, çakra, tebidaş diye diye gezenler de ile yer. Bütün hamımızın ortak edildiği bir şeydi. Öz enerjiden özü koruyorsan. Tabi taş da mevzu nedir?
Bayağı izah edeyim ki bizim bedenimizde atom manikulları arasında hareketin yarattığı tezlikler ve enerji var. Yani bizim auramız. Ve tabi taşlarında bir aurası var.
Aynı şekilde onların da bir atomları, manikulları var. Mesela diyelim ki, şimdi biraz daha Lordi'den iman göstericem. Benim frekansım, yani tezliğim 500'dü diyelim mesela. Ve benim korumağım için benim min frekansa çatmağım lazımdı.
Hemin aldım, ben o tabi taşı götürüyorum. Tabi taş da 500'dü, ben de 500'den birleşiriz ve 1000 oluruz. Ve benim enerjim korunur.
Yani tabi taş enerjinin mahdi halıdır. Mesela enerjinin farklı farklı cinsleri var, növleri var. Tabi taş en berk ve sabit halıdır.
Onu götürerek sen öz atom moleküllerinin arasındaki hareketi o taşa uygunlaştırırsan. Çünkü bizim bedenimizin değilene göre 70 faizi, 60-70 faizi sudan ibaret. Yani sen ve suların da molekül atomları arasındaki hareketler çok değişmeye meyillidir.
Bunu biliriz. Ondan sonra donanda, istenende, kaynayanda hatta düz ya da sef. Değilene göre pozitif danışanda güzel kristallar, güzel formalar negatif ama bu sef de olabilir. Buna inanmağa mecbur değiliz.
Ve sen o taşı götürerek sen özü o frekansa getirirsen. Elediğin tek şey tebiyetin sana verdiği bir şeyle öz auran da bir değişme yaratmakta. Bundan ibarettir. Ve böylelikle özü koruyursan.
Her de bir daha. tabi taşla korunabilmezsen kara ve kırmızı renkte tabi taşlarını istifade edemezsen kalem tutan kolu takmalısın. Bu korunma şarı dediğimiz bu şeyler birçok insanlar buna sadece psikoloji taraftan bakır ki beynine yeridir ki benim bir korunma şarım var ve bana hiçbir göz nefis tersi eylemeyecek ve onu kabul eylemiyor.
Yani hayatına onu keçirtmiyor diye bir şey var. Bundan onun arasındaki fezanın insanlar doğrudan ona inanarak aslında bunu mu ediyor mu? Özüne onu yaradır mı?
Öz özlüğüne yarada bilir mi bunu? 100% Yani sen bunu özlüğüne inandırmanın kifayetti Sana ihtiyacı yoktu ki başka şeyler edersen Sen bunu hakikaten Ama hakikaten içten içe gizli gizli şüphe duymadan Bu dakika göz götüreceğim Bunu buna kimese dedim nesi olacak Ya da biri gelip evve cadı atanda Yok yani bu beni ters eleyecek demeyeceksen Sen Hakikaten %100 Korunduğu ve inanacaksansa Güveneceksense O Çok ağır bir spiritual atak yaşamadan hayatı yaşayabilersen, çok ağır spiritual atak yaşasan onda ne inanırsanız inan hiçbir manası yoktu. Ruh var mı ve ruh çağırarken ritüeller nece hayata geçirilir ve buna nece inanırsan ki ruh hakikaten de gelip? Ruh hakikaten de var. Bu tabii ki benim inanç sistemimde ama bu biraz bence benim inanç sistemimden önce geçip artık daha artıgı da.
Belki ruh aslında... Bilinen kadar yine filmlerde, kinalarda gözel abartıldığı kadar mistik bir şey değil. Ruh nedir?
Bunu böyle izah edeyim. Bak, her müşehrin en siftiğine geleceğim. Atom-malikül hareketine geleceğim. Onun yaydığı enerji öyle ruhtu. Bu kadar.
Nökte. Ruh enerjidir. Fiziki bedensiz enerjinin halıdır. Yani ben insan olarak fiziki bedenimin içinde bir de onun ruhunu taşıyorum. Aslında ben bir ruh olarak fiziki bedenin içindeyim.
Böyle diyeyim. Buradaki bu sahte bitkinin molekülleri atomlar var plasması ne de olsa yine de onun da bir ruhu var. Tamamen sahte olsa böyle canlı bitkinin de senin de ve burada oturduğumuz şeyin de hamısının bir ruhu var. Yani tanrının parçası olan her şeyin bir ruhu var.
Neyin enerjisi varsa neyin bir atom molekülü varsa onun da ruhu var bu kadar. Buradan başlayalım. Ama şimdi sana yakin ki daha maraklı olan şey daha ciddi ruhlarda. Daha hansı ki kino'larda gördüğümüzden. oraya geçecek.
Bu ruhlar da belli var. Bu ruhlar bedensiz olan frekanslardı, enerjilerdi. Böyle ki bu ruhlar adeten elementlerine göre bölünür.
Ateşin ruhları havanın, suyun ve torpağın ve efirin ruhları olur. Efirin ruhları yani ışığın ruhları meleklerdi. Baş melekler, melekler vesairedi.
Ateşin ruhları İslam mitologyalarından bilinen cinlerdi. en meşhurları. Ondan sonra torpağın ruhları, şamanizmin çok fazla ruhları da böyle böyle gruplara bölünür.
Öz içinde de ayrı ayrılıkta gruplara bölünür. Ruh çağırma nece olur? Bundan bağlı hatta bir tane tecrübemde istesem danışabilirim. Ruh çağırma ettiğin bir praktika ile çokla. Bir ritual ile, bir simbolika ve lazım olan şeylerle olur.
Bir tane nimoyuna gösteririm. Ondan sonra orada çok haydın olacak. Böyle ki bundan iler kabak ruh çağırmak istemiştim.
Bu ruh kara bir ruhuydu. Yer altı ruhlarından biriydi. Ve güdüretli bir ruhuydu.
Bunu çağırmak için neyle yemiştim? İnceliklerimi vermeyeceğim ki zamanı tehlike başına oynayamazsın. Tekrarlamayın.
Tekrarlamıyorum. Duzla başladım. Bir simbol çektim stoğun üstüne.
Ateş, torpa, hava, su ve efiri temsil edeyim. Ondan sonra o duza evvelinde daha doğrusu nelerse okudum. Mühimliğe niyetleri. Çektim duzu.
Duzu çekenden sonra da lazım olan ne diyeyim aletleri koydum oraya. Mesela filan tabi daş. Onu nereden bilirdin ki? Onu araştırırsan, öğrenirsen.
Yazılıp da yani, haradasın. Aynen, kaynaklarda, kitaplarda da var. Ama bazen kaynaklarda, kitaplarda olmayan böyle daha hususi ruhları çağırmak için sen bağlanırsan ilahi kanallığa ve üçüncü gözüne sual verirsen de diyorum bana, neler lazımdı bana.
Üçüncü gözünden sana informasiye gelir. Eğer o ruhu çağırmağın hayırıydıysa. Başka bir izah edir ki filan taşı filan yere koyursan...
Falan şey şimala, canuba bunu koymalısın. Garba bunu, şarga bunu, yukarı bunu, aşağı bunu. Böyle düzdün, koydun.
Neyse ben iler kabahat başladım bir ruhu davet edemeyi. İlk ruh çağırma tecrübem kötü değildi. Çağırdım ama bu çok güdüretliydi. Karaydı bir de güdüretliydi. Meksedim öz şuraltımın en karanlık tarafına tokunmağıydı.
En ekstrem noktasına. Hansı ki en korktuğum, en zayıf, aciz tarafıma tokunmak ve burada bir şefalandırma iletmek istiyordum. Belki de ruh geldi.
Bunun geldiğini her zaman şaşırırdım. Ben özümü çok... çok pisselenmeye başlayırdım.
Hakikaten de o korktuğum taraf dehşet aktiveydi ve ruhu eşitmeye görmeye başlayırdım. Yani hem psikoloji telsirler var idi üzerimde, hem de ruhun geldiğini bilirsen, üçüncü gözün açıktıysa sen görürsen, görürsen ki kabağında oturup, kabağında hemşer bir sılda ya da sağında, ya da sağında dayanıp elini çiğneve koyur. Onun senin nice tohumduğunu hissedersen, onun senin ne dediğini eşitirsen, onu iki gözünden görürsen ve bu arada şizofren olmadığımı böyle ispat edeyim. Ben başka spirtual dostlarımdan bir yerde bir praktik edildiğimiz zaman, nasıl ki üçüncü gözü açık olanlar. Biz bir ruhu davet ediyende, hamımız otağda üç neferde olanda, dört neferde olanda birbirimize demeden hem bu ruhu aynı noktada görürük.
Biz demiriz, otağın her yerine gelebilir. Aynı yerde görürük. Canlı gibi aynı yerde. Mesela buraya gelip ise, hamız burada birdenbire bakmaya başlayırız. Hamımız aynı şeyi eşitiriz.
Ve hamamız ruhu aynı cür görürüz. Bu bazen biraz farklılığı gösterebilir. Ruh birimize biraz daha ışıklı görsenebilir, birimize biraz daha karanlık. Ama çoğu hamamızı aynı görsenebilir adeta. Ve bu da bilmiyorum ne kadar büyük ispatlı ama artık böyle.
Neyse bu ruhu çağırdım çağırdım böyle bir dönem geçti. İki gün, üç gün. Benim öz müellimim de Şaman'ıydı ve ben o bilmedim Şaman'ı.
Yani adi normal hayat yaşıyordum. İstedim Şaman müellimim bana algışlasın ve bana şeylesin, tegdir eylesin ki halal olsun, düzdür ya da desin ki sefeylemişsin. Bu ruh.
pis ruhtu, işlem ondan, korku ondan, kaç ondan. Ona göre ne ağılsa, biz gece saat üçte seans ederdik. Ben Bakü'deydim, temtek yaşıyorum.
Evde hiçkes yoktu. Evde sadece bir adet pişim var, süsengül. Ve o pişikte korkur. Ruh, ruh praktikaları yerinde pişiyemiş, korkur, kaçır. Hep şeyler hissediyorlar.
Mesela eve bir gün girerken da mesela negatif enerjiye daçın. Pişimle ben aynı noktaya bakarız. O cin hareket ediyende ikimiz de, öyle bilinese var, top. Böyle hareket edilir.
İkimiz de aynı noktaya doğru bakarız ve çıkışın görürüz. Net bir şekilde görürüz. Yani buna hiç üspem yoktu. Neyse, pişiyi de çıkartmışım otaktan. Bilirim ki korkur, ona pis ters reydeyir vs. vs. Seansımızın kutarmağına 10 dakika kalmıştı.
Şaman'dan video call ediyorduk gecelikçide. Ve ben dedim ki, ben gel bu ruhu çağırayım. Bak görüneterdi. Benim çok hoşuma gelir.
O da dedi çağır. Ve ben dedim ki, ben çattırmayacağım. Duzdan istifade edemedim Duzdan çekmeliydim simbolu Çekmedim Sanki bir duayla çağırmağa Öz dünyamca çalıştım Olaqlar daha tez olaqlarımdaydı Ve ne başverdi?
Ruhu çağırdım Ruhun yanına gittik Gördük ruhu Ama bir anormallık var idi Stolun da üstünde Khususi bir tebidaş var Şamlar, yağlar, otlar Ve başka şeyler de var Onlar kalıp İkimiz de gözümüzü bağlamışız Transalındayız Ve sakitçilikti. Ama nasıl normallık var idi. Sonra birdenbire gördüm ki üstümde nasıl bir hareket oldu.
Evde temin teken bir şey. O bir otahta da kapı bağladı. Ben dedim ki yakin benim boyun bağım kırıldı. Çünkü enerji praktikalarında olur. Çok takılmadım.
Elime attım ki o ruhu çağırmak için istifade edildiğim obsidiyan 200 gramıydı. böyle ucuda itiydi. Obsidiyan evveler ameliyatlarda istifade edilip o kadar keskin bir taştı.
Üstümdeydi. Stolum üstümdeydi. Ben stolu dayan.
Gözlerim bağlıdı. Evde hiçkes yoktu. Gece saat üçtü.
Ve o taş benim üstümdeydi. Ben gözümü açmıyorum da elimi sadece atıyorum ki neydi? Görendik ki büyük bir şeydi.
Gözümü açtım, baktım ve tez şamalıma dedim ki dayan. Nese bir şey yaşanır, nese bir şey olur. Ve Bu deygi ben daha çok istemiyorum, korkuyorum.
Yani eşya, solun özde ortasında olan, bana yakın yerde de değil de deyim ki ucdaydı düştü, ortasında olan bir şey mermisizim dedi bu deygi. Biz üçüncü gözümüzden fikrimizi oradan çıkarttık. Eve baktık, evde kara güvveler, kara ruhlar, cinler kaynıyordu. Eledimse ritüala göre, duzu istifade edemedim, kaydalara emel edemedim. Çok korkmuştum.
Evdeki bütün negatifleri temizledik, bütün ruhları gönderdik. Beni geçen canı korumaya aldık. Bakıladık, o balıcı uşakları bağlayırlar, hele bağladılar.
Gönderdiler ki git yat. Yani Şam'a Meryem'imden sohbet gelir. Çok şükür ki o gün saksı almadık, yatabildim. Mesela o da gözünü bağlamıştı da. O da gözünü bağlamıştı.
Evde kamera koymağı düşünmüyor musun hiç? Hiç çok düşünmemişim. Çünkü o kadar ekstrem, paranormal hadisler yaşamıyorum. Sayabilirim 7 tane bu ters. Eşya oynadı, 7 tane 5 tane.
Ne bileyim falan şey uçtu, falan şey nasıl oldu. Böyle şeyler bir beş tane, altı tane, yedi tane olur. Mesela genelde onsuz da her günün paranormaldığı ve o artık bu cüre olmuyor. Bir yerden sonra başka cüre olur. Yani onun farklı bir öz dili var.
Böyle diyelim. Ruhlarla danışarken onlardan aldığın mesaj nece olur? Onlar bizim hayatımıza hangisi tesirleri edebilir? Ruhlarla danışanda sen onları telepatiye olan iş edersen çok vah.
Bazen vaziyet öyle yere gelir ki beyninde yani telepatiye yayınlanan işitmek beyninde işitmek demektir. Degik bir şekilde ses işitirsen, çok degik bir şekilde ve mesaj degik net olur. Şaman olduğumu öğrendiğim vakte otelimden gelip, balide olan da olmuştu bu. Kart karıştırdım ki kart açtım ki bu hakikaten düz malumattı.
Ve emin tegdirde bana bir şey dedi ki dayan. Kart karıştırma ve ihtiyaç yoktu. Ne sualım varsa ver.
Otelimde, otağımda tekiydim. Sağımda bir şey var idi, hiç ne görmürdüm. Hiçbir sıfat sima, hiç ne görmüyorum.
Sadece degik bir ses gelir ki sualımı bana ver. Sualımı verdim, dedi cevap ha düzdü. Böyle de helal, beni izah helal. Degik malumat.
Yani dedi ki sana bu anandan geçip ona bundan geçip. Ben başı bağlı dindar kuranı okuyan anamdan. Yani böyle böyle böyle böyle geçip vesaire.
Ve ramayı anama zengeledim. Dedim ki böyle böyle böyle şeyler bana dediler. Bu düzdüme. Ve o bana başladı etraf edemek.
Aslında böyle şeyler olup böyle hadiseler yaşamışam. Bunlar bunlar başıma gelip bu cür paranormal şeylerden geçmişem. Vesaire. Sonra ben dedim koy kartı karşıdım.
Kartı açtım. Şaman anamı bir tane belli kartı var idi. O promo geldi. Ve bağladım sohbeti. Yani ruhlar sana degik.
informasyon verir. Çok net informasyonları. Cinler daha da degik verir. Ruhlarla cinler mügazese edilse cinler çok keskinli. Ben hiçbir cinden işlemem ve şamanlar olarak biz cinlerden işlemem.
Şamanlar olarak bizim cinlerden hemşe problemimiz var ve hemşe cinlerden savaşmağa mecbur kalırız. Çünkü onlar negatif frekanslıdır. Ve o informasyonu alandan sonra da bütün en yüksek heyetine hürmet edersen.
Mesela ben bu degi senin için. Sen diye ki benden seans alırsan. Senin için ruh davet edebilirim.
Burası işim bu da. Sürtü aciz tam. Ve o ruhla soruşabilirim ki, filan kes, filan kes, neye ihtiyacı var? O ruh sana diyecek ki, bu insanın mesela sakral çakrasında bir problemi var, bunun için bu renkte giyinmelidir, bunu takmalıdır, bir de filan gün gidip filan yere filan şeyi koy, filan niyet edemelidir.
O ruhun dediği neye diyeceksen, sağ olacaksın, hayatına devam edeceksin. Ama hemen ruh gelebilir ve diyebilir ki, bu insana hiç ne diyebilmezsen, sana icaz vermiyorum, kömeylemeyeceksin. Çünkü onun karması var, onun öz yolu var, gıtiyen talihsine karışma. Onda da ben senin için demeyeceğim, sen gidenlere can bak, bu cürdü Melmutlar. Sen nece oldu ki şamanlığı kayboluyordun?
Benim şamanlığı kaybolan şun balyada başvermişti. Balyadaydım, ben ünlüydüm ki balyada yakışıyorum dönem dönem. Hatta burada geç gelmemin de sebebi balyaydı. Öyle oldu ki ben bir gün ağır bir tecrübe yaşadım.
Sağlamlık gelin diyelim. Ama biraz daha karışık idi. Pis güne düştüm. Ve çok ölümcül bir vaziyette, çok yakın ama ölmedim.
Yani öyle böyle diyelim ki pis gündesen hastanaya düşmüşsün, ölebilirsin, kalabilirsin. Böyle fikir eşek. Bali'de, İndonezya'da, tem tek, hiçbir tanışıp tutunuşu yakını hiç ne olmayan bir insan olarak böyle bir tecrübe yaşadım. Ve ondan sonra şükür Allah'a ölmedim. Ondan sonra bir hafta sonra bir daha da tadam, bir daha da bedenim, organizmim çok pis bir şekilde reaksiyon verdi.
Ve yine ölüme yakın bir tecrübe yaşadım. Böyle pis güne düştüm ikisi defa ve ikisinde de ölmedim. Ve bilmiyordum şamanlık vs. hiç işimiz yokuydu da yani sakitce hayatımı yaşıyordum.
Ondan sonra bir gün Sant'i İling'e gitmiştim. Sestan Şafaya. Bali'de çiğ piramidelerde eden bir yer var. Orada değiller başka şamanlar ya da kimlerse.
Orada bana informasyonlar başladı gelmeye şamanlıktan bağlı. Şamanlıktan bağlı informasyon da ilk bir şekilde geldi. Ondan sonra gittim otelde bunun cevabını almağa.
Hemen vaxta yanımdaki ruhlar cevabı verdi. Bununla da bayağı tanışmışım. Yani bu şekilde informasyonu aldım, kurtardım. Şimdi ben dedim ki, ben Şamanlığı kabul ediyorum. Bomba.
Onsuz da istediğim şey buydu. Onsuz da bunu ederdim. Bütün en yüksek yerine hürmet ederdim. Pulsuz neler neler edemişem.
Açık açık, minlerden on minlerden insandan. İnsanlar ona göre beni, öz izleyicilerimi sever. Çünkü pulsuz çok şey koymuşum ortaya. Dedim kabul ederim. Ama benim kabul ederim demeyimi ruhani dünya kabul edemedi.
Benim kabullandığımı kabul edemediler. Ve ben kabul etmedim. Bunun sebebi neydi? Benim şaman maddimin bana 6 ayka bak demişti ki sen hem şamansan hem de filan praktikalara meyilsen.
Ben de demiştim ki her şey olabilmez. Ya ağam ya karayım kutardı. Mä'n öz düşünce zayıflıyım.
6 ay geciktirdim vazifemi ve buna göre beni hiç kimse kabul edemedi ruhani dünyada. Dediler ki yok sen kabul edilmemiş bahis yasındasın. Dedim ki kabul edilmeyende 2 hal yaşayabilirsin.
Ya öleceksin ya da elhanaya düşeceksin. Ne başverdim? Ben başladım yavaş yavaş özünü pis söylemeye, garibi bir narahatçılık hissedemeye başladım ama mena verebilmedim. Bir gün, iki gün böyle hissederdim.
Üçüncü gün Bali'de, Meşe'de, Meşedak Bali özlüde, Meşek'in bir yerde. O tüyün... Otelde oturmuşum, hayatımda. Ve tarotum var elimde. Bir bakış edeyim.
Özüm için ya da ümumi karışıkta. İlan sesleri işitmeye başladım. Ve bilirsin, şamanizm tabiat.
Tamamen tabiat. Yani seni delileyecek tabiatla. Bunu öz gözlerimle gördüm. Başladı ilan sesleri gelmeye.
Ssss, bu cür. Ben de dedim ki, Bali'de ilk de bir zahmet ilan olabilir burada. Çok düşünmedim bunu. Ama yakınımdaysa bir baktım.
Hiçbir yılan yoktu. Sonradan oturduğum yerde gördüm ki... Böyle bakırım gözümün kenarıyla.
Hava da karalamağa doğru gelir ama hala karalamayıp. Gördüm ki yanımda bir nefer özünü ağaçtan asıp... Yüzümü çevirdim korkuyla. Ki bu nedir böyle?
Ve gördüm hiç kimse özünü asmayıp. Adi bir ağacıydı. Sadece normal bir ağacı dayanıp. Yüzümü çevirdim dedim çok takılmadım. Dedim gözüme gör sen dedi.
Dayayın. Gözün kenarıyla bakıyorum. Gaysonasyada demedim. Dedim bir göz yanılmazsa hiç o kadar ciddiye almadım.
Üzümü çevirdim. Yalan sesi yavaş yavaş yakınlaşıyor ve devam ediyor. Sonra bir anda daha degil bir şekilde gördüm ki adam özünü yanımdaki ağaçtan asıp. Üzümü yine çevirdim.
Yine hiç ne yoktu. Ben dedim ki ben özümü yakışıklı hissedemiyorum. Ben pis olurum.
Yetişeceğim. Ama hala da oradayım. İnatkârlıktan oturmuşum stılda.
Bir de baktım ki yanıma kimse geldi. Dedim yakin ki otelin işçileri. Dedi ki Alif Arureyviz nasıl hissediyor vs. Üzümü çevirdim. Hiçkes yoktu.
Yanıma birinin geldiğini kısası ekstraseniz gibi hissediyordum. Yok ha normal. Ben bu dakika sen yanına gelsem ya sesimle ya küreğimle neylesi hissediyorsam. Fiziki olarak. Gördüm hiçkes yoktu.
Dedim neyse. Üzümü çeviren kimi daha da bana yakınlaştı. Lap yakınıma geldi.
Tezden tez korku alındı. Üzümü çevirdim ki ne başverir. Ve ondan sonra Ben dedim ki ben hiç özümde değilim.
Durdum dedim otelin otağına gidim. Dururdum gitmeye ki o an gördüklerimi ne ben danışıyorum ne sen işit. Ağaçları onu bunu çok garip bir vaziyette gördüm ve korktum.
Ve geriye kayıttım tezden hemen üstüme. Ve tez dostuma zengiledim. Dedim bana düzgün denen. Ben nasıl içki içmişim ya da belki Özüm haber olmadan ben nasıl kabul edemişim Sen ne demişsin Çünkü içki içende de dostlarımla hemşire danışırım İletişim alındayım Yani nasıl kabul edemiyorum ama Böyle bir şey olsa da mütrek diyerem Özümü tanıyorum ne olsa hemşire diyerem dostlarıma Bir de esasında yakın dostuma Zengeledim dedi hiç ne demişsin Sakin can oturmuştun Normal o günde danışmıştık ondan da Hayatıma devam edersen Ruhlarımı davet ederdim Dedim ki bana deyin benim başıma ne gelir Dedikler ki sen Şamanlıkla alakadar bir tecrübe yaşarsan ve alem değiştirirsen, şamanlığın bilincine geçirsen ama kabullanmamsan hala da, kabullanamamış gruptasan.
Zen geldim başka üçüncü gözü 100% açık olduğuna emin olduğum bir şefacıya, master'a zen geldim başka birine ve zen geldim hiç ne demedim. Sadece dedim ki ben ne düzündeyim, yemeğime nesel katıplar ya da nesel belki balide yem ne bileyim orada burada kimse nesel katıp atıp bilmiyorsan da ne yedizdirip ne içizdirip belki. Ben dedim ki yok sen hiçbir şey yememişsin, hiçbir şey kabul edememişsin.
Öz ağın, öz şüurundu. Dedim ben sana yaşayacağım. Bana dedi ki alem değiştirirsen.
Hansı ki ruhların bende değil şey ve ben bu o kadını dememiştim bunu. Başa düştüm bunu. Gittim sakin cana otağıma bir praktika eyledim.
Ruhani bir praktika eyledim. Ve canım kurtardı. Hele niçin de hemen anda paranormal hadiseler yaşadım.
Ve ben o gün çok güzel başa düştüm ki insan nece deli olabilir şamanlıktan. Bu hikaye burada bitmiyor Güya bir kadarını kabul ederdim Geldim Bakü'ye Bir gün ruhlarımı davet ederdim Bir gün ruhlarımı davet ederdim Ve dedim ki ben şamanlığın bütün gücünü istiyorum Ne gücü varsa Bütün en yüksek yerine şafa verebilmeyi Sağaltmak en ağır hastalıklarla İşleyebilmek ki unutmayın ki Hastalığında şamanlardan birinci gidin hekimlerin yanına İkinci derecede yanında şamanların Yanına gelebilirsiniz asla birinci şamanın Yanına gelmeyin fiziki tipi inkişaf edip Lazım değil buna Ruhlarımı çağırdım. Gecenin bir yarısı bir mügavile bağladım onlardan.
Dedim ki ben bütün her şeyi kabul ediyorum. Bütün gücü, potansiyalı. Bana dediler ki bunun mensuliyeti ağır olacak.
Yani bu zarafat değil. 100% kabul edersen de dedim ha. Esas güç olsun, enerji olsun, hoşuma gelir, seviyorum bu şeyler. Düz elimi uzadırdım onlara. Şamanik seyahatte, şamanik yolculukta izah edeyim.
Elimi tutmamıştığım vakit bir şey beni geriye çekti. Ve dediler ki cümleleri değiştirdin. Daha zararsız, daha güzel, daha hoş bir şekilde kabul ediyorum.
Ben de başa düşmedim. Niye bu kadar haus çıkardılar ki? İcaza verin şamanlığımı kabul edeyim de demiyorsanız şamanım. Tamamen kabul ediyorum.
Müdahalelerin predimesinde. Dedim ve... Onların dediği kimi dedim ve kabul ettim. Ve ne boşverdi. Bir hafta sonra ben üreği çatmamazlığıyla hastahanaya düştüm.
Çünkü şamanlıkta hemşe şaman, şaman olmamıştan kaba ölür ve dirilir. Ölüme yakın bir tecrübe yaşıyor. Ya ağır bir gaza ile ya neyineyse. Neyse bir ölümet ya da şaman hastalığı denen bir şey var. Şaman, şaman olmamıştan kaba şaman hastalığı geçirdir.
Bu çok bilinen bir şeydi. Ve ondan sonra gücünü tamamen götürür. Bir hafta maksimum 10 gün sonra.
Ben başladım, rengim sarılmaya başladı. Benim eyni anda hem ürek çatmamazlığı yaşadım, hem kara ciğerim çöktü. Çökmedi, gariba bir vaziyete düştü. Sap sarıydı rengim, gözümün ağları sarılmıştı.
Ondan alavrı olarak dalağından bağlı sıkıntı yaşadım. Bundan alavrı olarak boğazım mehvolmuştu. Ama boğaz ciddi değildi. Ama bu biriler ciddiydi, ürek ölümcülüydü.
Ve ben hala da başa düşmüyorum ki. Ben 10 gün kadar bir şey demedim, bir söz dedim. Ortaya bir şey attım. Buna göre yaşanır. Başa düşmüyorum.
Pis güne düştüm. Hele başa düşmüyor ki bu yüreğe göre. Gittim nenemin yanına.
Nenem hekimiydi. O bana bakmaya başladı. Gittikçe pisleşmeye başladım.
Yemekten sudan kesildim. 10 gün arzında 7 kilo arılamıştım. Yemekten sudan kesildim. Ezelelerim tutmamağa başladı. Böyle elimi kaldırırdım.
Kaldıranda 10 dakika özüme gelmeye çalışırdım. Elimi kaldıram diye. Bir ayak yoluna gitmek için üzülür sayın. Yarım saat, yirmi dakika ben vah lazımydım.
O kadar pis gündeydim. Ondan sonra böyle böyle her şey iki gün tekrar edildi. İki gün boğazıma göre yemek yiyebilmedim.
İki gün hareket edemekte çetini çektim. Ondan sonra bir gün yüreğimin tutmağı inandı. Gözümü açtım.
Gördüm ki yüreğim tutur. Çok pis güne düştüm. Gözlerim... İnfarkt? Yok.
Yüreğe çatmaması. Onun verdiği ataklarıydı böyle diyelim. İt günündeydim.
Çok pis gündeydim. Hele de bana çatmıyor. Nedir vaziyette? Evde nenemin bacısı vardı. O gelip benim belimi böyle vururdu.
Daha iyi hissediyordu. Bana dedi ki peki sen nese verirler? Onunla bana çattı.
Söhbet ne dengedir? Ben 10 gün kadar bir mügavile bağlamıştım. Onunla bana dangıledi. En son yüreğim tutandan sonra...
Yürek tutmak mı değil buna bilmiyorum. Ağır atak geldi. Skorup olmuş vs. vs. neyse.
Gözümü yumup sadece canlandırırdım ki... Balideyim, güneşin batımına bakıyorum. Sakitim. O gün özüme şey demiştim ki... Hayatta bir dakika böyle olsa sakit geçirebileceğimiz çok kıymetliydi.
Çünkü bir saniyen huzuru değil. Ne oturabilirsin ne uzanabilirsin. Dayanmadığın yüreğin seni mahveder.
Buranda öyle bir ağır taşlar koydular. Çok pis hissiydi. Ve orada bir şamanik yolculuk gördüm. Gördüm ki bir mağaradayım. Ve mağaran içindeyim.
Ve neyse elimden uzatmışım. Ve diyemem ki bunu benden götürün. Ben bunu istemiyorum. Kabul edemiyorum, istemiyorum.
Benden bunu götürün. Onda hala tam çatmıyor bana bu sohbet şamanlıktan bağlı da. Sadece yuhu görüyorum.
Ve bu arada geceler yatmıyordum. Gözümü yuvanda sadece galiflansiyeler görürdüm. Bu pis vaziyette olmağımdan da alakadar olabilir. Kızdırma vesaire. Görüyorum ki elimi uzatıyorum, derim.
Hayşe ederim, benden götürün. Beni rahat bırakın. Ben bunu dözebilmiyorum. Benim canımı kurtarmak istiyorum.
Düz sanki nasıl benden onu götüreceğin geri çektim. Dedim ki yok. Bura kadar dözemişim bundan sonra da dözeceğim Kabul edeyim dedim gözümü açtım Sabah saat 6'da yüreğim yine pisküne düştü Skorpa olmuş geldi iğneler vurdu O günde gittim hastahanaya Sarılığıma göre bana o hastahanayı yaparmıştılar Orada 3. gözüm bana dedi ki sen Hepatit hiç ne hepatit falan yoktu 2 saat sonra cevap geldi ki hepatit değilsen Tezde ben gayet harfler evime eşiğime Ondan sonra hastahanaya yüreğime göre yattım Bu defa ve orada Dedim ki 3. gözüm bu kadar güçlüse Tesevvür ile gözümü yumuram meşe görürüm Gözümü açan da meşe yukarı kalktı. Bak böyle. Düşün ki meşe görüntüsü de bu.
Bu burada. Gözümü yumuşam. Bak böyle. Meşe yukarı kalktı.
Dünya geldi. Bu cürüydü. Bu çok pis günde olmağım.
Dervanlar iğnelerinde verdiği bir tesirlen. Dedim üçüncü gözüm bu kadar güçlüsün. Bana cevap ver. Ne bak bu hastaneden çıkacağım. Dedi beşinci gün.
İki saat sonra mamam zengi dedi ki. Başakimle danışmışım. Beşinci gün çıkırsan. Çıktım geldim.
Hemen gün dedim ki. Görerek bu şamanlık ne kadar güçlü bir şeydi. Eve bir dostumu çağırdım.
Hansı ki bu dostum kadınıydı. Ve regil olmurdu. Lordi'de dese ya aybaşı olmurdu.
İllerdi, 8 yılda. Dedim ki gel. Dedim ki gel bunu sağal da. Sadece bir praktika iledim.
5 dakika, 10 dakika. Dedim ama bilmiyorum da sağalar sağalmaz. Sadece yokluyordum.
3 gün sonra bana ağlamalı bir sesle ses attı ki ben 8 yıldan sonra ilk defa iki iğnesiz bir şekilde özüm regül oldum. Ve böyle. Bu tür. Ağır tecrübeler idi.
O gücün herhalde var ya, o şefaını verebilirsem. O şefaını verebilirim ama istediğim hamıya verebilmem. İstediğim hamını düzeltebilmem.
O tarz bir şeylerde yani. Yanımdaki ruhlarım icaza verseler eleyebilirim. Yani ben ciddiyen ekstra bir güdürete sahip değilim. Hamı icaza verse yanımdakiler.
Her şeyi eleyebilirim. Ama onlarda... Her şeyi caza vermediler. Biz sence şamanik muhalicilerden danıştık da.
Şamanik muhaliciler muhasir tipin teklif edebilmediği neyi sağladı bilersen ki muhasir tip onu eriyebilmir. Muhasir tip önceliğimiz. Biz geldim zamanında yaşamırız. Ve muasir tip en vacibidir.
Müttehk bir insan bir hasta olanda birinci hekime gitmelidir. Psikoloji problemi varsa psikologun yanına gitmelidir. Problemi ne ediyorsa buna uygun insan yanına git. Sonradan gel spiritual'ın yanına.
Hiçbir şey birinci şamanın yanına gitme. Bu birincisi. Yani fiziki. Fiziki tip daha profesyonel bir şeydir.
Daha düzgündür aslında. Çünkü sen gelirseniz sen hiç nasıl demersin ki... Ben sana sağlatmayacağımı gönderirim. Öyle bir şey olabilmez.
Ama bizim böyle kaydalarımız var. Sen gelersen benim yanıma pis günde. Tek alacım benimse.
Yanımdaki ruhlar beni icaza vermezse. Seni yarı yolda koymağa mecburum. Başka yolum yoktu.
Ona göre de birinci fiziki tip şeyle melsiz. Şamanlık dimitsiz bir şeydi. Eğer şamanlık ruhları icaza verse. Sen bir hırçın hastasında sağda bilersen. Sen ölüm ayakında olan birini de geri kayıt ara bilersen.
Ama dik gel ki buna kim icaza verendi ki. Çok. az icaza verilir.
Tek tük alda mesela o kızla dedim ha onu çağırmamıştım. Bak soruşmuştum. İcaza verirsiniz? İcaza verdiler.
Ona göre yani böyle mesela özümün yüreği pisküne düştü. Ölümcül vaziyete geldim. Ama o kadar tez berb oldu ki.
Hiçbir şey olmamış gibi tazeden çıktım kasakhanadan ve hayatıma geri kayıttım. Yani böyle muasir tipden. Muasir tipi daha güçlüdü hemşer.
Ama muasir tipin halledebileceği bilmediği şeyleri. bazen halledebilir. Şamanlık hem hekim ve şaman dostum var.
Hangisi ki hem hekim de fiziki olarak bildiğim bir hekim de. Hem de şaman da. Mesela o da birinci fiziki tipinden gelir. Olmasa eğer lazım olsa spirtu.
Ümumiyetle ritüalların elimle zid olduğunu nazara alsak ne derecede mantıklıydı bu? Elim bunu tekzip eliyor. Ve bu var.
Aslında fikir açtığın kadar ritüallar elimle zid değil. Ritüallar birçok zaman aslında psikolojik. Psikoloji telsizleri de gösteren şeylerdi. Senin ulu ulu nenelerin ne deyip, ulu ulu nene babaların ne bileyim üzeri yandırıp deyip der ki üzeriysen, havasan, göznazara ne bileyim çaresen, hele böyle nesil cümleler kurup.
Cümleler diyor. Cümleler derdiler. Ya da duzu fırlıyordular ne bileyim bu neter yanırsa bu da yansın, üstündeki göznazarı da geçsin, tongaldan tulanırdılar ne bileyim bu bura. Hemşe bir gafiyelerden cümleler kurup var. Senin nene babalarından...
...keçmiş bir şuurun var. Şuraltın var. Çünkü bu elma olarak da bilinen bir şeydi ki......bizim ecdadlarımızdan bize travmalarımız da......keçir.
Ne bileyim......hastelikler de keçir. Ve senin yüz iller, bin iller......boyu ecdadların......hemşire inançlı olup da......inanmıyorum ki bundan 500 yılda bak ateist ecdadların çok oydu. Böyle yetim alın hamza......hemin dine ya da o dövrün inançlarına......essas sende biz Azerbaycanlılar ve Türkler......şamanizmi inanmışız.
Düzdür. Bu bizim kadim inancımızdı. Ama... Bak o vaklarda onlar bunu o kadar deyirdi ki bizim bugün şuuraltımızda bunların hamısı var. Hamsı.
Biz sadece bunu o yadırık. Yani bu aslında fikir aşı ile çok daha psikoloji bir şeydi. Sana bir tane ritüel göstereyim.
Bir tane karaşam götürdün üstündeki göz nezarı temizlemek için. O karaşamı yandırdın ve dersen ki bu karaşam ne carip gelirse üzerimdeki göz nezarı negativde belirip gelir. O an senin beynindeki mantıke ve uydu bu. Yani beynin en azından bir kadar Başa düştü ne demek istenir Bu garaşam şimdi gidecek Sen de buna biraz inanırsan Garaşam da gidecek üstüme ki gözünün zarı da gidecek Sen onu psikoloji inandırırsan da Sen hiç ona fiziki Psikoloji olarak böyle değil Fiziki olarak bu işitemezse böyle Sen bunu psikoloji olarak inandın Bize bu vaciptir neyinir ki Ay o neter işitirdi böyle işitirdi Asas oldu temizlendin temizlendin Artık daha hoş ufak da olacaksın alacaksın Ya da pul yandırdın Psikoloji hoşbahtı oldum.
Fiziki olarak da kayıt alır. Ya sana bunu izah edeyim. Diye ki pul ritüalı iledim.
Ne şeydi? Pul ya gelecek ya yanılmayacak. Düzdür.
On sağlıklı oluyordu. Yandırdım ve dedin ki ne bileyim bu şey ne kadar yanırsa hayatımda pul bolluk, bereketinde ışığı böyle yanır, parıldıyır vesaire. Cümleleri kurdun.
Khususi gününde, khususi saatinde iledin ritüalı. Düzdür. Sen o an şu altın Ve şuurun kabul ediyorki sen pul eylemen için, pul kazanmak için, pul yaratmak için nesil edin, düzdü? Evet. Ve bizim bütün realıqımız, şuuraltımızda her şey, bütün kabağımıza çıkan insanlar, hatta böyle bir şey, bunlar psikoloji şeylerde de var.
Düzdü, ben bir psikolog değilim, bunu psikologlar şeyler. Ama mesela bir insan atasına okşayan bir, bir kadın atasına okşayan bir kişini seçir, çok vah. Hiç bilmiyorum, mesela atası anasına şiddet gösteren bir insan olursa. Bir uşağ da gelir özüne gelecekte büyüyende, partner seçende çok nezaketli birini seçti.
O da gelecekte şiddete meyilli olur. Çünkü beyin aile bir şeydi, ruh aile bir şeydi ve seçebilir. Eskidi, düzgünü. Senin şuuraltın inanırsa, bolluk bereketi içinde sen, o demek ki senin bütün enerjin ve frekansın bolluk bereketine köklenir. Ve sen yaradıcının bir parçası olarak neye inanırsanız onu yaradırsan ve hayatına çekersen ve hayatına bolluk bereketi geldi.
Psikoloji olarak inanmak bizim için basit. Neyse fokus fokus olsun göğden melekler insin kimse üstüne nur yakıştırsın. Esas o da pul geldi pul. Biz kalanına maraklanmıyoruz. Ben analiz edilen adamımdır ömür boyu ve fikir vermişim çok pulu olan insanların, hayatta her şeyin iyi olan insanların 90%'i pozitif insanlardır.
Anasını satayım doğrudan da pozitifi verir ve özünden pozitif çekir. Ve ömür boyu o pozitifle yaşayır. Adam.
En pis gününde bile yani çok tanıyorem öyle bir adam ki hatta böyle diyemde bir defa pahıllı hissiyle bu yakınlarda soruşmuşum Ben öyle bir adamım ki işimde hansısa bir tesir olan vakti bütün avram değişen bir insandı Yani işimde nesli bir aksaklık oldu veya nesli gecikme oldu gözlediğim bir iş gecikti Ben köklenirim negatiba ve her yerde demeyi olarak negativ saçıram ve bunu bilirim kabul ediyorum. Mübarize yaparım ama pozitife geçebilirim. Çünkü beynim anca onu işliyor ki ben bunu gözlüyordum.
Bir misya gibi bir target koymuştum kafama ki ben bunu olmalıydım. Bu olmayanda artık her şey değişir. Evde hatta münasebetim böyle daha negatif olarak gidebilir. Yani hissediyorum. Sonradan da diyorum ki ben negatif değilim çünkü bu baş vermişti işte.
Ama bir adamı tanıyorum hayatımda. Hansı ki adamın felzeleki dükkanı yanar. Ve içinde ne kadar malı, mülkü.
Adam çok pozitivdi. Hedden artık pozitivdi. Diyelim ki sen nice bunu bacarırsan da. Yani senin, okey de bu özün ölmemi. Sen özüne bir şey olmayayım ama ben mesela için oturup onun yerine özümü koyarım.
Diyelim ki ben başıma bu gelseydi ben belki de özümü asmağa kadar gelip çıkardım da. İllerle, eziyetle koyduğum bir şey bir gece içinde kül ve hiçbir sigorta sana bunu vermiyor. Ama sen yine pozitifsen.
Olacağı da gayet arayacağım. Ve insan çok kısa vakte bunun yüz katını böyle kaytarır. Aynen, aynen. Onlara getirirdim.
Çünkü biz özümüz özü realıımızı yaradırız. Yani spirtual felsefe bize der ki, neyse itirmekten korkma. Çünkü o şeyi sen yaradırsan.
Yani her şeyi, bugünkü bütün realıları sen yaratmışsın. Hamsını, etrafındaki bütün hamını, her şeyi, bütün seçimleri ve pulu bu, gücü bu. Sen bir defa yaradabilmişsensin, her defa da yaradabilirsin. Sende o demek ki bu güç var. Ona itire...
Bunu senden hiç kes alabilmez. Bu gücü hiç kes. Çünkü bunu sana yaratıcı verir. Bu yaratıcının bir parçası olmağından gelen bir şeydi. Ona göre de üzülmeye çok vaga ihtiyacı yoktu.
Yani ne olursa olsun yine yaratacaksan, yine var edeceksen. Çünkü en siftede de sen yarattın. Başkası yaratmadı senin yerine.
Başkası yarattıysa da onu böyle sen yaratmışsan böyle diyelim. Ona göre de rahatçılıktı. Böyle bir şey de vardı.
Üçüncü göz var. Hamunun eşit. diye, hamının bildiği.
Üçüncü göz sualım oldu ki, üçüncü göz yaşamımız boyunca aktif olur ve üçüncü gözün çakrasının açık olması için DMT ifraz olunmalıdır. Ve DMT ise yalnız insan dünya geldikte veya dünyadan köşkdükte ifraz olunur. Hansı proseslerde mümkün ol haline gelebilir? Üçüncü göz energetik olarak iki kaşın ortasında olan mavimsi benövşemsi bir çakradır. En iyi kanalda en iyi akış noktasıdır.
Organ olarak ise beynimizde böyle epivizbezi kabul edilir. Düz beynin ortasındadır. Ve çok mistik bir şeydir.
Mesela ranın gözü var ya. Mesela ranın gözü ya da kadim misirde bu çok olurdu. İnsanın başını bak buradan düz ortaya bölende beynini.
Orada epivizbezinin olduğu nokta ranın gözünün noktasına düşür. Yani... o kadar mistik bir sohbetti ki eyni ya üst üste düşürler tamamen.
Bu çok mistik bir mevzudur. Üçüncü göz hamımızda doğuştan var ve hamımız gözümüzü açandı. Üçüncü gözümüz aktifiydi. Hatta uşaqlar lap balacalıklarında ruhları görebilirler, melekleri görebilirler, nelerle soynayabilirler ama çok hayal gücü kesip gedirir.
Ama aslında herkesten de bir iki yaşa kadar bildiğim kadarını iki ya da üç yaşa kadar iki hatta. Üçüncü göz normala nezaren çok daha aktif olur. ...hatta geçmiş reinkarnasyonlarını hatırlayabilirler.
O kadar bununla bağlı yani......bundan ispat değiller. O kadar var ki bu ispatlar. Mesela araştırsalar internette......şeyi değil, bu boyda elimde......şeylerin kağıdlarına gelmemişim ama......mesela geçseler araştırsalar......net bir şekilde gazetelerde yazılan......her yerde yazılan......reinkarnasi ispatları var. Annesi ki bir insan ölüp......uşak olarak doğulup tezlenden......ve doğulanda öz katilini... öz gebrini böyle gidip gösterip ve katil ortaya çıkıp.
Bundan bakıl o kadar şey var ki bir de araştırsan hamısı çıkır onsuz ortaya. Neyse. Üçüncü gözümüz bizim ruhlar dünyasını görmeyimizse, enerjitik dünyanı görmeyimizse, onunla temasa geçebilmeyimizse ve bizim yukarı alemden informasyon almamıza kömeği değil. İlk üçüncü gözüm açılanda birinci auraları görmeye başlamıştım ben de. Bu şekildedir.
Ya auraları görürsen ya ruhları görürsen fiziki gözle. Ve gözü bağlayanda yaratma, gözün kabağını canlandırma bacarığın çok daha kuvvetli iştir. Ve bir yerden sonra sen bunu idare edemişsen. Gözü gömdüm, sal verdin.
Nelerse canlanır, yaranır. Fantezi dünyanın açısından. Aynen aynen o da var. Böyle bir tarafı da var.
Her bir noktada sen daha böyle fantastik bir dünyaya geçirirsen. Üçüncü göz biraz korkulu. kabul edilir. Bir anda sakit cana yaşadığın yerde çok yüksek işlese, hamınız da işliyor.
Öyle bir ihtimal yoktu ki sen üçüncü gözünü işlemezsin. Ancak sen ölendi, üçüncü gözün bağlanır. Öldün, kurtardın, üçüncü göz bitti.
Sen spiritual praktikalar ediyende, meditasyalar ediyende, öz içine dönende, belediyette DMT daha çok ifraz edilebilir. Daha epiviz bezin daha aktif olabilir. Epiviz bezinle bağlı çok araştırma var.
Sen belive ışık tuturur ya da harası ışık tutulur. Sen bedenin bunu hissedemezse böyle. Hatta paltanın üstünden bir şey nesi olsa böyle.
Epiviz bezi reaksiye verir. Beyni reaksiye verir. O üçüncü göz çok kuvvetlidir.
Başka mesela senin bağın olan bir insan var. Da ananı diyelim ki. Ona nesi olur?
Sana tatak beyni reaksiye verir. Yani o görünmez bağımız aslında bizim spirtual bağımızda. Üçüncü göz zamanla bağlanır insanlarda çünkü insanlar korkullar.
Mesela senin uşağın, kadim zamanda diyelim de, geçmişe düşünelim. Geldi, nesil gördü? Dedi ki, ruh görürüm. Nesil görürüm? Otağda nesil var?
Büyük ihtimalle neyine geldin geçmiş zamanda? Aparacaktın bir cadugara, hocaya, hacıya, mullaya, bağlattıracaktın. Diyecektin ki bunu halleyle. O da nesil okuyup yüklenecekti.
Üçüncü gözüme bağlayacaktı. Gece muhansır dövre. Senin uşağın geldi, dedi ki, ben ruh görürüm. Neye neyeceksin? Aparatösten psikiyatre bir yere.
Dermanlardan ondan uyuşturacaksın Caza vermeyeceksen görsün Bu karıştırmayalım Şizofrenya ile üçüncü göz aynı şey değil Üçüncü gözü açık olan insanlar Hamisa aynı anda aynı şeyi görür Şizofrenyası çok farklı gösterebilir Yani bunları karıştırmayalım Üçüncü göz seni idare edemiyor Sen onu idare ediyorsun Şizofrenyası bu situasyonlar bildiğim kadarına böyle değil Bunu bir kenara koyalım Hiç ne böyle ve tamamen açık olanda Aura, gelecek, geçmiş, indi Her şeyi görmeye başlıyorsan ama gelecek ve birçok şeyi hemşe ihtimal kim görürsen. Yani Tanrı'dan başka yüzde yüz geleceği bilen yoktu. Gelecek her gün tezden yazılır.
Talin her gün yenilenir, güncellenir. Seçtiğin seçimler, verdiğin kararlar ağzından çıkan sözlerden ve yeni bir tali yaranır. Ve ben bu reallıkları görürüm sadece. Sadece senin geleceği görmek için üçüncü gözüme sual veriyorum.
Ve senin olabileceği reallıkları mı diyerem. Sen bugün karar verersen, diyersen ki ben artık bunu edemiyorum, hayatımı değiştireceğim, ben bu kehanetimi sef çıkartacaksam bu kadar asantı. İstenilen bir adam böyle çıkır ki, eyni sen dediği gibi bak buradan kimse işidir, onu istifade edebilir.
Nece istifade edebilir? Mesela ben, diyelim ki ben geleceği görürüm. Ben hep bir şey diyorum ki o geleceği görürüm diyen insanlar eğer yalan danışırsa, doğru danışırsa, yine de öz vergisidir, vahidir vs. diyeyim. Çok dünya görüşü ve fentezisi güçlü olan bir insan olmalı ki onu böyle demeyin. Yalan danışırsa bile, yalandan değilse bile onu fentezi dünyası onu canlandırabilsin ki adama uygun neyse diyebilsin.
Hamsi bir fentezi gücü, fantezisi çok güçlü olan bir adam. Çıkıyor ki ben geleceğe diyorum, sende ne olacağını diyorum ve o düşüncelerinden bir uydurma bir şey diyor. Ve sabahlarım diyor ki adam da gelip diyor ki sen böyle demiştin ama olmadı.
Sen dediğin sözü istifade ediyorsun. Her gün yeni yazılır, sen benden sonra eşittin neyse, gittin değiştin ve olmadı diye. Ama o hizmeti diyerek veya neyse deyip onu da istifade edip pul kazanabilir. Belki sen üçüncü gözü açık bir insan, azdan çoktan bilirsen, nasıl danışanda, geleceğe yönelik değilsen o hiç. Ama geçmişinden indinden sorular ver, yokla, gör demek istir, demek istemir bir hizmet alırsansa, ya da aslında düz dersen, bunu anlayabilir.
Yani bu barda diyebileceğim bir şey yoktu. Ama azdan çoktan tutursan da sohbeti, yani mesela tutak ki bakırsan münasebeti üçüncü gözüne, dersen ki partnerin sen ağıldadır falan kızdan, bunun üçüncü gözüne yüzde yüz bağlıdırsa ve... Sinsi yollarla bunu örgenmemisense adi böyle normal bir halde bu biraz geri mümkün değil ki sanki.
Yani ona göre o noktalar... Sen diyebilirsin ki yani sen hayatı yoldaşını sen aldadın ve o 100% diye. 100% hiç vakit demiyorum. O sözü hiç çok işletmiyorum. Bu fırıldakçılık da o ayrı şeydi.
Ama diyebilirim ki sen yoldaşını sen aldatma ihtimalini görüyorum. Falan kestin, falan şeyle. Yani böyle. Düzdür müşterilerime bunu edemiyorum. Müşterime ferd insanlarını işitemiyorum.
Ama dostlarımla çok öyle mişem? Mesela bakmışlar mı demişler ki bu senin bundan bundan aldadır. Bu şey değiller. Bugün de buradaydılar.
Hamza ortaya çıkıyor. Gel sual verim de sana öz hakkımda. Gel çayına bakma. Ben hayalet edeyim.
Yok. Yok. Özümden. Çüncü gözünden beni gör. Sen tahmini de bir öz düşüncem.
Ben karşındayım. Görebilirsen size diye görebilirsiniz dedim. Sence ben hayaletkar adamım.
Bu arada fikir bildirmeyi istemiyorum. Bunu normal bir şekilde seans eyleseydi, sen nit bir şekilde fikir bildirerdim. Doğum kartı açardım, üçüncü gözlendim.
Ama bu dega burada, bu ortamda, bu saniye buna uygun bir şekilde değil. Ama sen hakikaten bu su alman, doğrudan meraklanırsan, gelersen seansı götürersen, gelersen ferdi seanslar açılandı. Ve sana degil cevap veriyorum ki, en yüksek ihtimalle, yüz faizse hiç bak. Yani ben dediğim sefte çıkabilir hayatta.
Ama sana en yüksek ihtimalle diyerem ki, bak böyle beledi, burada bu bu bu var. Mesela sen her şeyin bir cüsü, her şeyin bir cüsü çok hayli canlıdır. Hayalet edemeye meyilli değiller. Astroloji bilgiyle gelirim.
Ya da üçüncü gözümü açarım ve bakarım ve sana diyerem ki sen böyle ihtimal ile hayalet edeceksen ya da hayalet yaşayacaksan ya da bunu artık eylemişsen. Sen etraf edersen ya da bunu gizledersen bu senin şahsi işinde. Ama beslediğin sef olacaksa mesela.
Ayrıca sef olmuyor da sef olsa o kadar tanımazdım. Yani aynen düz dilerim. Ama beni de gelip...
bu cür çok vakit yoklamıyorlar da kimse. Yani çünkü hemşire ben deyirem her şey ihtimaldir. Ben çok demiyorum ki vav ben çok bombayım. Görürüm her şeyi falan filan.
Hatta ferdi seansı bile götürmüyorum insanlardan. Yani ben asla bunu reklam edemeyim eğer bundan pul kazanmayacağımsa. Ve kazanmıyorum. Ona göre bunu çok reklam edemiyorum.
Sadece deyirem. Yani gelip benden falsiyansı götürebilmezsen. Böyle diyeceğim.
Bir akşibat dedin ki oturan adamı bilirsen ki üçüncü gözü açıktı yoksa yoktu. Ya senin yanında, mesela diyorum, hansısa bir seans götürüp gelen adam, sen nece yokluyup ve emin olabilir ki senin üçüncü gözün açıktı veya diyelim şamallığın var, şamansan? Bunun için birincisi sen benden seans götürmemişsin.
Bak, onsuz da bana inanılacak vaziyete gelip hele yanıma gelirsin. Sadece seyfemi izlemeyin, kifayette. Orada ödenişsiz, pulsuz bir şekilde çoklu üçüncü gözle bağlı şeyler edeyim, malumatlar da veririm, informasyalarda, postlarda paylaşırım ki bak, Bu ayıfta bu şey baş verecek.
Bunlar olacak. Beş tane taş koyarım kabağıma. Seç birini. Bu, eğer bunu seçtiyse bunu yaşamsam bu olacak.
Bu var, bu, bu, bu, bu. Böyle böyle danışırım. Ve onlarda artık sen onsuz da görürsen düzdü.
Belki de sefti. Sana demek ki uymurum, alınmır. Sana gücüm çatmıyor, bacarmadım. Ya da senden uyuşmuyoruz. O takdirde de gelmiyorsun benim yanıma.
Ama o prosese gelene kadar sen artık yüzde yüzü bana inanmış olursan. Ve benim yanıma gelip bana inanmayan. Son illerde hiç kes olmayıp demiyorlar ki ve ben o sefer dolarlı insanlar dediğim gibi götürmüyorum. Yani gelip bana ne kadarsa pul takip ederek bana üçüncü göz işlettirebilmezsen. Çünkü ben şamanım.
Bundan daha büyük önemli şeyler var. Bütün en yükseğe, hayırına hürmet edemeyi, ferginliği artırmak, malumat vermek. Bu daha mügattas değil. Neyin ki gelip sana geleceği görmek. Ama sayfamda sana bunu ispat edeceği çok şey var.
Sayfada çoklu ritüallar var. Sayfada çoklu praktikalar var. Tecrübeyi de.
İş diğer yanıma gelersen buyur hoş geldin. İşlemese de bana diyersen ki onu işlemir ve öz yola devam edersen. Öyle bir şey var ki sana mesela bayağı dediğimiz gibi de icaza verilmiyor.
Onu çekip paylaşmalı. 100% 100% o kadar olup ki neyse hazırlaşırdım, ne seyrederdim. Ay falan mehsulu takdim edeceğim falan şey icaza vermediler kaldı. Yani hiç ne.
Şimdiye kimi sana gelen en absürt istek ve müraciyeat hansı mevzudu? Bilal Kavak bir defa. aslında çok şey olur.
En yadda kalanım mı? En absürt. En absürtü neydi?
Biri geldi benden bir defa dedi ki Reşat Bey siz cadı ediyorsunuz. Dedim yok. Dedi pulunu ne kadar pul versek de edemiyorsunuz.
Dedim edemiyorum. Dedi yakışı. Yakışı bir cadıgar tanışsın.
Bana yönlendirin de. Ya da gözlüyürüm. Bir şey tapsasın. Bana yönlendirersin.
Büyük sabah kazanırsın. Bunu demiştiler. Çok absürt gelmişti bana ki ne alaka. Allah razı olsun falan diye diye büyük sabah kazanacaksan. Yani cadı...
Meksedi şeydi de ya birini dağıtmak ya aile nesi böyle şeyler edemekti. Bu tarz hapsoluş şeyler oldu. Sonra biri gelip yanıma demişti ki göz rengimi değiştir.
Yani. Göz rengi mi? Göz rengi.
Bunu bu arada edemeyi olur ama ben yok sen özünü özü veriyebilirsin. Bunun adı biyokinezidi. Gözü rengi verilen şey on sınav Melanin'di.
Ve sen beyninde buna özü ve yüzde yüz inandırsan ki yok. Yani benim gözüm yaşıldı kapkara gözlerinden. Yani zamanla yavaş yavaş değişim yaşayacaksan.
Her defa disiplinli davransan. Her gün buna 20-30 dakika vakti versen, özüme inandırsan, değişim yaşayabilirsin. Bununla bağlı bazı araştırmalar var. Bir tane dostum tanışımda var idi bunu eyleyen. Böyle vav gözünün rengini değiştirmemişti.
Ama gözü kahveyden daha yaşlılıkçalarına gelmişti. Ama o da aylarla devam ediyor. Bir defa ben bir çılgınlık edip bunu eylemeye çalışmıştım ve bacarmamıştım.
Üç gün eyleyenden sonra başımı bıraktım dedim. Kimdi bununla uğraşan? Ve karşı tarafa da benim eylemeyim besteydi.
...özü gelip işlesin, aylarla, aylarla gitsin diye çete meselede. Hatta böyle bir şey vardı, en çok işittiğim. Analar, ana bedeninde uşağı olduğu zaman, hamile olduğu zaman......neyese inandırıp da özün o ritualı erdiyorsan......häri gün deniz kırağına gidip, denizin mavisine bakıp......uşağının gözü göğü renk olacağına inandırıp......olanlar da var, olmayanlar da var.
Ben çok işitmişim. Mesela adam diyor ki ben 9 ayımın her günü gidip hamile olduğumu bilenden sonra her gün gidip denize oturup 3 saat 4 saat boş vaktimde denize bakırdım ki o kadar istedim ki uşağımın gözü göğü renkli olsun ama hiçbir genetik derece. ...dereften yakın bildikleri......ya uşağın atası ve ana......öz tarafından yani nesilde......göğü renk yoktu da.
Biz de bildiğimiz kadarıyla......genetik geçen bir şeydi. Göz rengi......yoktu ama......nicisi olup. O kadar inanıp ki......uşağın gözü......çok açık renkli böyle göğü......ve çok gayradi bir göğü renk olup......onu değiştirmiş ama tam dersi değiştirmiş.
Eyni şeyi demiyorlar ki......eliyen adam olup ama olmuyor. İşte bu özü ve ne kadar inandırı......bunu yaratmağından bağlı da... hep böyle ne terözü inandırırsan, ne ter eylesen. Bir de insan biraz enerjisinde güçlü olmağa vacip. Sen üstüne göz nazarı negatif cadupite ovu varsa, özünün menfi fikir yaşayan bir insansan sen çok bir şey yaradabilmiyorsun.
Çünkü tanrının ışığını tezahür ettirebilmen için kanalını temiz tutmalısın. Eğer o kanal kirlenirse, göz nazarı negatif, pis fikirler, menfi düşünceler, karmalarla Sen Tanrı'nın ışığını rahat tezahür elettirebilmeyeceksin. Sanki Tanrı'nın ışığı buradadır, onun üstü kara bir kirle bağlıdır. Yine sen Tanrı'nın parçasısın, yine içinde o güç var. Ama o kir temizlenmelidir ki içindeki ışık ortaya çıksın ve bir tezahür yaradabilirsin.
Çikirli turbanın temiz su çıkması. Karma'ya inanırsan ve mütlük herkes öz ettiklerinin karmasını yaşayır. Ben karma astrologam.
Hansı ki astrologam, muhasir astrologlar var. Bir de karmik benim kimler var Ben imeğinin bundan bağlığı tesisle almışım Üstelik olarak Bali'de yaşamışım Ve Bali'de karmanın vatanlarından Hinduizm de Bali'de %100 karmaya ben öz dünyamda tamamen inanırım Ve karma gördüğüm En keskin, en güzel Ve en mühteşem iş diyen şeydi Hamımız için Fark yoktu şamansan, güçtüsün, zayıfsın Cadugarsan Hamımız karmamızı yaşayırız Eğer şanslıyızsa daha yumuşak yaşayırız Karma inancına inanarak Sen Bilirsen ki sen artık Allah'a günahlandırmırsın karma inanarak. Böyle diyeyim ki sana başıma bir iş geldi Allah bana niye bunu eyledi Allah niye benim böyle cezamı verdi demirsen.
Senin dediğin şey nedir? Ben negatif bir şey sebep verdim ve bu meran kimi bana geri kayıttı. Ben bunu özüm eyledim.
Yani bu sayede artık günahı Tanrı'ya atmırsan. Ay Tanrı bana böyle eyledi ay Allah'tan küstüm vardı insanlar. Ben de tanıştığım var ki şey derler yok ben Allah'tan küstüm. Sen bir dayan, bir özüme yönel. Bak gör sen ne inersen.
Yani ve karmalar hem bu hayatta biz kazanırız. Yani pozitif ya da negatif karma. Mesela ben sana güzel bir jest ederdim, güzel karma kazandım.
Sen kalbimi kırdım, negatif karma kazandım. Ya da ki bizim geçmiş reinkarnasyalarımızdan karmalar gelebilir. Geçmiş reinkarnasyaya inanmayan insanlar için de nene babalardan geçen karmalar deyip geçirir.
Çok uzatmıyoruz. Belki geçmiş hayatlarında ilediğin seflere, düzlere göre. Tabii ki sef düz nisbi bir şeydir, net bir şey değil. Ama ahır ki kırdığın kalplere, sağ attığın insanlara, yol gösterdiklerine ya da zarar vurduklarına göre bu hayatta nelerse yaşayırsan. Ve biz doğum kartalarıyla ya da numaroloji sistemlerden, astroloji ve numaroloji sistemlerinden senin net bir şekilde karmayı ortaya çıkartabiliriz.
Diyebilir ki mesela senin finansal mevzularda karman var. Ona göre pullan bağlı hayatın boyu böyle sınahlardan geçeceksen. Senin evlilik karman var. Sen eşlikten yana her zaman sınahlar yaşayacaksan, bunu yaşayacaksan onu.
Var. onu sağlatmak için bir meslek verir. Ama karmanı %100 sağlatmak olur mu? Yok.
Eylemişseniz çekeceksen böyle diyelim. Çok üzülü haklı elediyse özünden. Kimden sözü istemelisin?
Sen elenmişsin. Özü daha yakışı davrandıysa özünü dert ettiyse başa düştünse belki daha yumuşak geçir dersin. Belki.
Ama her şeyin karmanı. Bu mereng daha yavaş değerde sana. Bumerang daha yavaş gel, değer ama bir tane de maraklı bir şey var ki sana ruhun koca ruhtusa, mesela sen diye ki yüminili ruhsan, Bumerang sana her şeyden tez değecek. Ona göre ihtiyatta olmak lazımdı.
Genç ruhlar, öyle bir teze dünyaya reenkarnasiye gelen ruhlar, bir hadise yaşananda onun cezasını geç çekirler. Cezasını demeye de karmasına. Gece yaşıyorlar.
Mesela eğer insanlar var ki gitti birini öldürür, onu elir, bunu elir ama o kadar hoşbağ yaşıyor, hoşbağ da ölür. Gel onda bunun halı ne oldu karma? Vicdanla mı bağlı? Hiç vicdanlı problemde yaşamır. Gül kimi de zararını vurdu.
Öz dünyasıca düzeyledi. Gül kimi de yaşadı gitti. O insan diğer reenkarnasyalarında ruh büyüdükçe, koca oldukça karmalarını tecrübe etmeye başlıyor.
Çünkü o hala çok tezedi. Bu de ki o karmanı yaşamak... Vicdansızdı da.
Onu da böyle çıkartayım. Olabilir tabii ki. Yani vicdansız bir insan...
Vicdansız ruh. Yeni ruh, vicdansız ruh. Ruh olabilir bu hayatta vicdansızlığı Tercürbeylemeye ihtiyacı duysun Bu onun en yüksek hırı nedir Ve bilinen ne kisine karma korkulası bir şey değil Karma bizi büyüdür Ben karmasız nece büyüyüm Yani ben Diyelim ki sıfırdanam Gelirim elimi isti bir şey vururum Örgün ederim ki parmağım yandı artık bunu eylemeyeceğim Başkalarına da kömeği yiyeceğim Yol göstereceğim karma güzel bir şeydi Ona göre şey mesela Ay karmadan kork bundan kaç Ondan eyle bunu Bu günahı eyleme, bunu eyleme bu felsefede değiliz biz. Kefile. Yani kefile bir iki bedelinde yaşayacaksan, bir şey edesen, negatife sebep olan bir şey edesen, yaşayacaksan, pozitif edesen, yaşayacaksan, bugün ben de her an karma götürebilirim.
Geçmişte ilerlediğim neyse bir anda cezasını çekebilirim. Hayatta da. Çok takılmamak lazım.
Son olarak buradan tövsiyel olarak insanlar şamallığından, özünü inkişaf, şahsi inkişraftan ve özünü derek etme vasıtası gibi nece efektif istat edebilirler? Benim mesela gördüğüm şey oldu ki sadece artık tenkit elemeyi, büyümek için tenkitten sohbet getirmeyince ona söz attığım bunun saçına, bunun çekisine, bunun boyuna bir şey diyeyim. Bunlar bir dayanamıyor. Bunlar aslında gıybet.
Gıybeti dayandırırsan artık sakitleş. Buradan başla. Ondan sonra özü bu korumaya al. Bir iki dk'lı iş de. Maksimum dünya dağısı 3 dk vakti alacak.
Yerden kırmızı göğüden böyle bir şey YouTube'da var, gelip topa bilirler. Her yerde var. Özü bu korumaya al ki cemaatin negatifi, menfisini götürme.
İnsanlara şuurlu olarak negatif bir şeyler eyleme. Ve yakışı şeyler eyle ki yakışı şeyler hayatıma gayretsin. Üstünde ağırlık hissediyende üzerelik yandırarsan eğer asman yoktusa.
Yani böyle böyle sadece alovunu sakitleştir. Bil ki sen Tanrı'nın parçasısan ve onsuz istediğin her şeyi yarada bilersen. Mügavimete, savaşa, direşmeye ihtiyacı yoktu. Şaman nizmin en büyük farklarından biri oldu ki......diğer inanç sistemlerinden savaşmırız.
Yani sen gelip desen ki......ben giyana tek yol olan......Hristiyanlığa, İslam'a, Yahudiliğe inanırım. Ben diyeceğim, ha düzeltirsin. Ben seni hiç bak bu yana çekmeye çalışmayacağım.
Sen olduğun gibi güzelsin. Olduğun gibi sevilmelisin. Olduğun inanç sistemi sen bu deken......yüksek hiyeri ve hürmet ediyorsun.
Sadece kabul alın. Anavızı kabul alın. Çünkü her şeyin kökü onlardandı Yani Bir ki senin anan Atan pis insanysa Sen özün ruhlar dünyasında bunu seçmişsen Bu dünyaya gelmişsen Özün bu insanlar seçmişsen Ki sana kömeğlesinler Biz seçmişiz Ona göre bunu sen der ki Anavata olan gazabin azalır Artık nifret frekansın azalır Ve hayata sevgi işçiliklerine bakmaya başlıyorsun Bunlar hayatımızda yaşayacak Bu neydi?
9.10'a. Çok sağolun devletimizi kabul edin, geldin. Hoş oldu.
Hoş oldu seninle. Sörpütümüz, podcastımız. Benim için de çok hoş oydu. Teşekkür ederim, çok güzeldi.
Bu videonun da sonuna geldik. Üzleşmeye bakıyoruz. Geleceği bölümlerde Konak isminde kimleri görmeyi istiyorsanız size şah bölümlerinde de kaydedebilirsiniz.
Özünüze ve üzünüze yakışır bakın.