Gençler merhaba, virüsler konusuna başlıyoruz. Hocam hemen ikinci videoda canların karakteristik özelliklerinden sonra virüse geçmek biraz abartı olmadı mı? Yani aslında virüsler sınıflandırmadan sonra anlatılıyordu.
Ben de diyorum ki canların karakteristik özelliklerini anlatırken bir de virüsle bir kıyaslama yapalım. Hem oraya geri göndermeleri çok rahat yapabiliriz. Virüs nedir?
Canlı mıdır, cansız mıdır? Aslında kazanımlara baktığımız zaman webin kazanımlarına virüslerin temel özelliklerinden canlılık... cansızlık özelliklerinden ve aslında canlılarla olan ilişkisinden bahsetmemizi istiyor.
Hadi gelin birlikte öğrenelim. Virüslerin genel yapı ve özelliklerine baktığımız zaman Bu çok temel bir ifadedir. Aslında gidip işte tıf fakültesi ya da farmakoloji vs. okuyacak arkadaşlar için şimdiden söyleyeyim.
Hani hocam sen bir şeyler anlatmıştın ama aslında bunun gerçekle bir alakası yokmuş. Burası özetin özetinin özeti. Öyle bir viral enfeksiyon, öyle bir viroloji dersi var ki gerçekten size hayatı sorgulatır. O yüzden biz burada klasik bir takım şeylerden bahsedeceğiz.
Mesela virüsler hızlı mutasyona uğrar. Dolayısıyla ben geçen sene grip oldum, bu sene de grip oluyorum, önümüzdeki sene de olacağım. Bu virüslerin üçü de birbirinden farklı olacak.
Adı aynı olsa bile genetik materyalleri farklı olacak. O yüzden ben o antivirale maalesef muhtacım. Bazı virüsler daha yavaş mutasyona uğrar. Mesela kızamuk, kabakulak, su çiçeği gibi. O yüzden onları hayatımın belli dönemlerinde geçiririm.
Çok nadir bir şekilde eğer bağışıklık sistemim ciddi manada düşmemişse, yerlerde değilse kolay kolay bu hastalıklara yakalanmam. Yani bütün virüsler mutasyona hızlı bir şekilde uğrar mı? Hayır. Bu genel bir ifadedir.
Kendisine virüs bulaşmış hücrelerin ürettiği interferon ve vücutta oluşan yüksek ateşten virüsler etkilenir. Interferon aslında şöyle bir madde. Ben diyelim ki bir hücreyim. Benim içime virüs girdi. Ben hücre olarak kendimi kurtaramayacağımı biliyorum.
Ama etrafımdaki hücreleri uyarmak için interferon salgılıyorum. Ve bu interferonu algılayan diğer hücreler diyor ki Ah ortamda virüs var. Dikkatli olmam lazım ona göre değişiklikler yapıyor. Savunma mekanizması geniştiriyor.
Böylece virüs diğer hücreleri enfekte edemiyor. Enfekte edilen hücre gitti. Bir de vücudumda bir yüksek ateş mekanizması var.
İşte ateşim yükseldi. Ne zaman yükselir ateşimiz? Hasta olduğumuz zaman.
Bu bir savunma mekanizmasıdır. İşte öyle gidip hadi ateş düşürücü alayım falan o yanlış bir harekettir. Biz çocuklara evet bebeklere çocuklara ateş düşürücü tabii ki veriyoruz.
Neden? Şöyle bir başlık var pediatride. Nedeni bilinmeyen ateşin nedenleri.
Şimdi çocuklar asla şakaya gelmez. Uykularında bir şekilde yüksek ateş onların beyinlerinde ya da kalplerinde geri dönüşsüz sonuçlar doğurabilir. Ama yetişkin bir insan için bu öyle derin bir olay değil. Eğer bir hasta onkoloji hastası değilse yani bir kanser hastası değilse, böyle yoğun bakım hastası değilse normal şartlar altında hadi ateşini bu ilaçla düşür demiyoruz. Çünkü...
Ay hocam benim ateşim var ben çok perişan durumdayım. Yok. Ateşin yükseldiğinde sen o cümleyi kuramazsın.
O yüzden ateş yükselmesi savunmanın bir parçası olduğu için onu düşürmeye çok da telaş etme. Hatta yaşlılara sor. Mutlaka dede, nine, amca, dayı şunu yapmıştır.
Hasta olurlar, giderler sıcak bir duş alırlar, battaniyeye sarılırlar, ertesi gün zımba gibi uyanırlar. Neden? Vücut ateşini yükseltin. Tamam da hocam yani ateşin yükselmesi neden bu kadar önemli?
Çünkü ateş yükseldiğinde mikroorganizmaların ve virüslerin çoğalma hızı yavaşlar. Yani siz 10 bin tane yabancı organizmayla mı savaşmak isterseniz 10 taneyle mi? Tabii ki 10 taneyle.
Dolayısıyla size ne yapmış oluyor yüksek ateş? Aslında savaşmanız için fırsat tanımış oluyor. Tamam peki.
Metabolizmaları olmadığı için antibiyotiklerden etkilenmezler. Kanayan yaramız. Hastalanırsın, hekime gidersin, bana antibiyotik yazmadı.
Tamam da kardeşim sen antibiyotik yazılacak bir hasta değilsin. Viral enfeksiyonlara antibiyotik yazılmaz. Çünkü antibiyotik enzim sistemlerine hedef alan, işte DNA üzerinden bir şeyler yapan, protein sentezi üzerinden bir şey yapan kimyasal bir madde.
Virüslerde bu yok ki. Virüslerde metabolik enzim var mı? virüsler solunum yapmayacak, virüsler kendi kendilerine durdukları yerde protein sentezlemeyecekler.
Birazdan bunları yazacağım. Dolayısıyla metabolizmaları olmadığı için antibiyotiklerden etkilenmezler. Ve virüsler enfekte ettikleri yani içerisine girdikleri hücrelere özgüdürler. Mesela eğer bir kuduz virüsünden bahsediyorsam ben burada bu sinir sisteminin, santral sinir sisteminin etkilenmesine neden olur. Ya da Eğer sadece hepatit virüsünden bahsediyorsam, e bu da hocam karaciğeri etkiler gibi.
Yani benim karaciğerimde çoğalan bir virüsün vücudumun herhangi bir yerinde çoğalması mümkün değil. Çok nadir istisnalar kaydeyi bozmaz. Birden fazla dokuda çoğalabiliyordur. Ama o dokular da komşu akraba dokulardır.
Bakın çok güzel bir örnek vereyim size. Mesela bir viral enfeksiyon... Özellikle zona dediğimiz, halk arasında zona olarak bilinen, işte özellikle koltuk altı bölgesinde, meme bölgesinde ya da kulak arkasında sihirlerle kendini gösteren virüs gider sinir sistemimizde, sinir hücrelerinde saklanır.
Yani siz o hastalığa bir kez yakalandığınızda hayat boyu o virüs sizin vücudunuzda durur. Ne zamanki strese girersiniz, ne zamanki bağışıklık sisteminiz düşer, o virüs ilgili sinirin temas ettiği, biz ona dermatom alanı diyoruz ya, işte derma, işte deri. ilgili bölgeye gider ve kendini orada gösterir. İşte biz ona zona diyoruz. Kaşıntılı, ağrılı bir süreçtir.
Bu sizin aslında bağışıklık sisteminizin de düştüğünün bir göstergesi kabul edilebilir. Tamam Yani virüsler gördüğünüz gibi vücudunuza bir kez girdi mi aslında orada saklanır ve uygun zamanı, kendisi için uygun zamanı bekleyebilir. Hocam. Virüsler neden canlı alemde incelenmezler? Çünkü hem canlı hem cansız özellikleri var.
Bakın bu virüsler yalnız birbirlerine de çok benzemezler. Böyle bir tane bakteriofaj görürsünüz. Bakın bu bakteriofaj. Şöyle yapayım mı? Şuraya yazayım.
Bakteriofaj ne demek hocam? Bakteriofaj bakterinin içerisinde büyüyen çoğalan virüs demek. Çoğalan diyelim, büyüyen demeyelim. Bakteriofaj bakterinin içinde çoğalan virüs. Bunun bir protein kılıfı var.
Protein kılıf. Evet hocam burayı güzel yazalım. Protein kılıf.
Bir de içerisinde ne var? Bir DNA materyali var. Tamam Burada da işte zarflı virüsler de olabiliyor. Mesela koronavirüs zarflı bir virüstü.
İyi ki de zarflı virüs. Öyle dezenfektanlar falan zarfını, o fosfolik bir tabakayı eritti. Zarfsız bir virüs olsaydı. Eyvah eyvah.
Hocam cansız ve canlı özellik diyorsun ya. Şimdi bu... Eğer dış ortamdaysa kristalize.
Masanın üstünde bir sürü virüs var. Tuzdan farkları yok. Kristalize. Bunların hiçbir şekilde metabolik enzimleri yok.
Öyle solunum yapayım, protein sentezi yapayım, işte hadi gel ribozomlarımla bir şeyler yapayım bu tarz şeyleri yok. Bu adamların metabolizması, hücre zarı, sitoplazması yok. Dolayısıyla aslında cansıza biraz daha yakın.
E hocam şimdi... Allah aşkına ATP sentezi yapmayan bir şey. Çok var aslında böyle alt başlık, alt başlık, alt başlık ama beni ilgilendirmez hocam.
Ben şuna bakıyorum. Metabolizma yok, sitoplazma yok, hücre zarı yok, protein sentezi yok, ribozom yok. E bir zahmet şunu cansızlara at ama birisi de çıkıp diyor ki bir saniye sen nasıl cansızlara atıyorsun direkt? Ben de diyorum ki sana bunun bir protein kılıfı var. Bunun içerisinde bir nükleik asit var.
Dikkat! Hem DNA hem RNA olmaz. DNA ya da RNA.
Mesela koronavirüs RNA virüstü, kuduz DNA virüsüydü gibi. Bir sürü örnek var ama temel şeyleri bileceğiz. Tütün mozaik virüsü, hep de yazarlar işte tütün mozaik virüsü, RNA, işte bakteriofaj DNA. Bu neden önemli? Aslında bunu paragraf içerisinde sana vermek zorunda.
Çünkü diyecek ki, kalıtım molekülü DNA olan bir virüs. Bütün monomerlerine parçalandığında oluşan maddelerden hangisi? İşte tütün mozaik virüsünde kullanılamaz.
Tütün mozaik virüsü, RNA virüsü. DNA ve RNA arasındaki farkı biliyorsan işte DNA'da timin var, RNA'da kullanılmaz. DNA'da deoksiriboz var, RNA'da kullanılmaz. Aslında sana bunu soran çok eski bir soru. Benim öğrencilik yıllarımdan kalma bir soru.
Peki hocam protein kılıf var, nükleik asit var. Bir de şu var. Konak... içerisine girince, konak içerisine girince sayısı artar.
Yani çoğaltıyor kendisini. Bir de konak içine girerken bir takım sindirici enzimi var. Burada öyle hidroliz midroliz falan işte besin sindiriyor falan değil. Hocam ben bir zara tuttuğumda, tutunduğumda zarın, çeperin erimesine neden oluyorum.
İşte canlı mı, cansız mı? Kocaman bir soru işareti. O yüzden bilim insanları demiş ki bu bir geçiş formudur. Peki. Virüslerde çoğalma ve çeşitlilik nasıl sağlanıyor?
Hadi bir de ona bakalım. Sonra güzel bir checkpoint yaparız. Ben diyorum ki ben bir bakteriyim.
Şurada bakteri olarak duruyorum. Masum bir şekilde dünyadan haberim yok. Geliyor bir tane bakteriofaş.
Beni tanıyor ve yapışıyor. Ne yaptı bak. Nükleik asit içeri aktarılır. Nükleik asit içeri aktarılır, kılıf dışarıda kalır.
İşte kılıf dışarıda kalır ifadesi kilit bir ifadedir. Çünkü ileride ben size şöyle bir şey öğreteceğim. Diyeceğim ki bir virüsün kılıfı işaretlenerek virüs takip edilebilir mi? Sence eksik basit mantık. Bakteriofaj sormuşsan hocam edilemez.
Çünkü neden? Bakteriofaj kılıfı dışarıda bıraktı. Nükleik asit içeride.
Nükleik asit ne yaptı? Kendini çoğalttı. Nükleik asit kendini çoğaltır.
Tamam, bu nükleik asit kendini çoğalttıktan sonra etrafına bir kılıf ürettirecek. Kılıf ürettirir. Hep bak kime yaptırıyor bunları? Bakteriye yaptırıyor. Peki kılıf ürettirdi, bir bütün halinde oluştu ve belli bir sayıda, belli bir sayıda içerisinde bulunduğu bakteriyi parçalar.
Bakteriyi... Parçalar ve etrafa yayılır. Hocam bu kısır döngü süreklilik arz eder.
Peki hocam ben bu işlemler olurken şöyle bir soruyla karşılaşsam. Mesela virüs bakterinin nesini kullanır? Bakterinin nesini kullanır?
Ne diyeceğim? İşte bakterinin aminazisini kullanır protein sentezler. Bakterinin tRNA'larını kullanır, sonuçta aminazisleri tRNA'lar taşır. Bakterilerin ribozomunu kullanır, sonuçta ribozom protein sentezler.
Bakterilerin nükleotitlerini kullanır, DNA sentezler ya da RNA sentezler. Bakterinin rRNA'sını işte ribozomunu kullanır ifadesi oradan gelir zaten. Peki bakteriye ait olup da virüsün kullanmadığı şey nedir?
Ben bariz bir şekilde söylüyorum. Bakterinin DNA'sı, bakterinin mRNA'sını kullanmaz. Bakteriye ait neyi kullanmaz sorusu cevap bakterinin DNA'sı, bakterinin mRNA'sı. Neden?
Çünkü ben zaten hücrenin içine girdiğimde, bak hücrenin içine girmişim, ne yaptım ben? O bakterinin DNA'sını zaten etkisiz hale getirdim. mRNA'da bakteriyi ilgilendiren proteinlerin sentezlenmesini sağlayan bir nükleik asit. O da benim işime gelmiyor.
Dolayısıyla ben ne yapıyorum? Aminasidi kullanıyorum. Nükleotitleri kullanıyorum.
İşte bunlarla ilgili enzimleri, tRNA'yı, ribozomal RNA'yı, ribozomu kullanıyorum. Ve işime bakıyorum. Hadi bir checkpoint. Şimdi virüslerin genel özelliklerinden bahsettik. Ne dedik?
Virüsler hızlı mutasyona uğrayabilirler. Virüsler antibiyotiklerden etkilenmezler. Çünkü metabolizmaları yok. Bak kocaman yazıyorum.
Antibiyotik boşuna. Neden? Çünkü metabolizmaları yok.
Virüslerde... Özellikle neyden etkilenir mantığı antibiyotikten etkilenmiyorsa? İnterferon ve yüksek ateşten etkilenirler.
Bu çok değerli. Peki virüs canlı mı cansız mı? Ne dedik?
Hocam cansız özellik kristalize dış ortamda. Metabolizma yok. ATP üretmiyor.
Ribozomu yok. Protein sentezlemiyor tek başınayken. Ama canlık özelliği var. Çoğalabiliyor.
O canlık özelliğinin altına yaz o kelimeyi. Çoğalabiliyor. Neden? İşte bir hücrenin içerisine girdiği zaman DNA'sını ya da RNA'sını eşleyebiliyor.
Protein kılıfı var, nükleik asit var. Dikkat tekrar söylüyorum DNA ya da RNA ikisi beraber olmaz. Peki hocam bazı işte virüsler DNA virüsüdür, bazı virüsler RNA virüsüdür. Güzel. Hocam peki bu DNA virüsü, RNA virüsü ayrımı bizim için önemli mi?
Değil. Hani kim DNA virüsü, kim RNA virüsü tuttu onu ezberlemeye çalışmayan böyle bir şey yok. Tamam Bir virüs bakteriofayza... Bu bakteriofaj üzerinden bana sorular sorabilir. Bakteriofajlar %99 DNA içeriyor ve soruya şöyle girersin.
Bu DNA'sını aktarıyor. Aktardığı zaman hücreyi kontrol altına alıyor. O DNA'sını girdiği hücrenin enzimlerini kullanarak, nükleotitlerini kullanarak, işte sentezliyor ATP'sini kullanarak. Protein kılıfı için aminazleri kullanıyor. TRNA'yı ribozomları kullanıyor.
Ama virüs... Bakterinin ya da girdiği hücrenin nesini kullanmıyor? O hücreye ait kalıtım molekülü DNA'yı ve onu ilgilendiren proteinleri sentezletecek olan mRNA'yı kullanmıyor.
Evet bitirdik. Umarım anlaşılmıştır. Hepinize kolay gelsin.