Merhaba sevgili arkadaşım, FizikFinito kanalına hoş geldin. Ben Didar Baskın, ODTÜ fizik öğretmenliği mezunuyum. ve fiziğe dair okumalar yapmayı, araştırmayı, sorgulamayı çok seviyorum. Hedefim sana da bu kampın sonunda aynı keyfi yaşatabilmek. 8 yıllık meslek hayatımın son 2 yılı aslında fiziği daha iyi nasıl anlatabilirim diye düşünmekle, yani özümde bu kampı planlayarak geçtim. "Ya hocam Allah aşkına bir kamp için 2 yıl plan mı yapılır?" diyebilirsin. Tabii ki de sana sadece tablet üzerinden kitabı okuduğun bir anlatım olsaydı, böyle bir hazırlığa gerek kalmazdı diye düşünüyorum. Peki bizim derslerimizde seni tablet anlatımı dışında neler bekliyor? Şu arkamda görmüş olduğun 10 kutu bize tüm TYT derslerimiz boyunca eşlik edecek, ve içinden derste gördüğümüz kavramlarla alakalı demolar çıkacak. Yani fiziği hayali bir şey olmaktan çıkartıp daha da somut bir hale getireceğiz. Mesela basınç dersini bitirdin. Şöyle videoyu kapattıktan sonra "Gel ve elimi yüzümü yıkayayım, rahatlayayım" dedin. İşte tam musluğu açtığın anda, "Ya ben bunu daha yeni derste işlemiştim!" heyecanını yaşamanı istiyorum. Aynı zamanda dersi simülasyonlarla destekleyeceğiz. Tahtada görmüş olduğun kavram haritalarıyla hızlı bir özet yapacağız. Ders içerisindeki günlük hayat örnekleri, öğretici test sorularıyla seni sıfırdan eksiksiz bir şekilde tamamlayacağız sevgili arkadaşım. Ben senin önyargılarını kırman ve fizikte başarılı olabilmen için birçok yenilik yaptım. Şimdi gelelim senin yapman gerekenlere. Kitabını aldın, eğer durumun yoksa açıklamadan PDF'sine ulaştın, kampımıza hazır bir şekilde geldin ve benimle birlikte tüm kampı sabırlı ve disiplinle tamamladın. Elbette kampımız boyunca anlamadığın yerler olabilir. Lütfen bunu pes etmek için bir bahane olarak kullanma. Senden soru sorma cesaretini kazanmış olmanı istiyorum. Yani anlamadığın yer olursa yorumlarda seninle buluşuyoruz sevgili arkadaşım. Eğer sen üstüne düşeni yaparsan, bu kampın sonunda fiziği sıfırdan eksiksiz bir şekilde tamamlayacağını sana garanti ediyorum. Şimdiden beni desteklediğin için sana çok teşekkür ederim. Öyleyse anlaştıysak, hızlı bir şekilde fizik bilimine giriş dersimiz başlasın. Sevgili arkadaşım, derste başladığımızda seninle bu derste şu kazanımları halledeceğimizi görmeni istiyorum. Eksiksiz bir şekilde tüm kazanımlara tık atarak gideceğiz. Kitabın önünde öyleyse dersimize başlayalım artık. İlk olarak "Bilim nedir?" ile başlıyoruz. Bilim, evreni ve evrendeki olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemlerden ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgiye denir. Yani aslında düzenli bilgi sistemi bizim için bilinmiş sevgili arkadaşım. Ve bu bilgiler deneye dayalı açıklamalardan oluşmaktadır. Peki hocam, bilim buysa fizik nedir? Fizik ise uzay, zaman, madde ve enerji arasındaki ilişkiyi inceleyen, deneysel olarak araştırılabilen, ölçülebilen, matematiksel olarak tanımlanabilen bir bilim dalıdır. Aslında fizik tüm bilimlerin en temelinde vardır arkadaşım. İnsanlar çok eski zamanlardan beri makro evreni anlamaya çalışmışlar. Yani bu gezegenler, yıldızlar nasıl hareket ediyor? Şimşek ve yıldırım nasıl oluşuyor? Gibi doğayı inceleyerek pek çok soru sormuşlar. Yani aslında sadece bu incelemelerden bile fizik doğmaya başlamış diyebiliriz. 17. yüzyılda ise Galileo ve Newton'ın hareket ile ilgili çalışmaları fiziğin alt dalı olan mekaniği oluşturmaya başlamış. Aslında zaten Newton'ı klasik fiziğin babası olarak kabul ediyoruz. Bu dönemde bizim için fiziğe dair sorulan sorular matematikle entegre hale geldi. Ve matematikle evrensel bir şekilde ifade edilmeye başlandı. 20. yüzyılın başlarında ise bazı sorular soruyor insanoğlu ve bunu klasik fizikle cevaplayamıyor. Yani makro evreni incelediği çizgi maalesef 20. yüzyılda sorduğumuz sorular için yetersiz kalıyor. Ve bu açıklanamayınca yeni bir fizik anlayışı ortaya çıkıyor. Modern fizik gibi. Bu modern fizik kısmı da seninle aslında LGS, yani 12. sınıfın son konularında konuşacağımız bir kısım. Modern fizikle de birlikte mikro evreni açıklamaya başlıyoruz. Mikro evreni sorguluyoruz. Atom altı parçacıklar neler, nasıl davranıyorlar? Maalesef bunların cevabını makro evrendeki fizik kuralları cevaplayamıyor. Fizik bilimi sürekli gelişim ve değişim halindedir. Yani mutlak bir doğru yoktur sevgili arkadaşım. Her zaman fizik bilimi ve diğer tüm bilimlerde olduğu gibi yenilenmeye açıktır. Lütfen bunu aklınıza tutun. Yani fizik bunu diyorsa %100 doğrudur diye bir şey söz konusu değil. Yanlışlanana kadar o bilgi bizim için doğrudur. Geldik fiziğin alt dallarına. Şimdi fizik uzay, zaman, madde ve enerjiyi inceliyor. Yani neredeyse evrendeki her şeyi inceliyor. Dolayısıyla çok geniş bir çalışma sahası var. Bu alanın çok geniş olması ve zamanla elde edilen bilgilerin artması fiziğin alt dallarını oluşturuyor. Peki nedir bu alt dallar? Aslına baktığında bu konu bizim için tamamen sözel sevgili arkadaşım. Biz burada senin yorumlama yeteneğini geliştirmeye çalışıyoruz. Buradan direkt sana bir soru gelmeyecek. Ama sen bu konuyu özüm sersen, sorgulamaya başlarsan, fiziğin büyüdü dünyasına giriş yapabilirsen bundan sonra göreceğin tüm konulardan keyif almaya başlayacaksın. Öylesi hızlı bir şekilde alt dalları bir incelemeye başlayalım. Neymiş ilk de alt dallımız? Mekanik. Hareket, kuvvet ve denge ile ilgilenen fiziğin alt dallarına deniyormuş. Yani hareket olacak, kuvvet olacak, denge olacak. Mekanik sistem dengedeyse bu alan üzerinde çalışan bölüm ne? Statik. Eğer kuvvet etkisinde bir hareket gözlemlediysek bu bölümde çalışan alanı dinamik. Eğer kuvvetin etkisine bakmaksızın sadece hareketi inceliyorsan bu bölüme de kinematik denir. Yani hocam mekanikte 3 bölüm var anladığım kadarıyla. Statik dengeyi, dinamik kuvvet etkisindeki hareketi, kinematik ise sadece cisimlerin hareketini inceliyor. Aynen öyle. Öyleyse bizim için ilk göstermemiz gelsin. Evet arkadaşım kutumu aldım, kitabımı koydum. Bu arada seninle bu kutuları bitirdikçe kitabı da en son kutuya ulaştırmış olacağız. Yani tüm kitabın bölümleriyle alakalı sana çok güzel sürprizler gelecek. Hemen o zaman kutudan ne çıkıyor bakalım. Elimde bir adet bardağım, iki tane çatalım, kürdanım ve kibritim var. Şimdi şu çatalları birbirine geçirelim. Gerçekten bunları yaparken kaç kere elime batırdığımı bir bilsem. Dersim ki dur ben şu kadının videosunu beğeneyim. O kadar uğraşmış benim için dersin. Kürdanı kırmamak ayrı dert. Lan, dur bakayım. Hayır. Yaptın. Yaparsam ne veriyorum? Dur o zaman şunu iyice bir sıkılayacağım. Sıkıladım. Tamam. Buradan da şöyle. Yaptım valla kız. Şimdi bunu bardağımın burasına bırakmaya çalışacağım. Hayır, evet. Gördüğün üzere kürdanla bu sistemin dengesini sağlayabildim. Şunu diyebilirsiniz. Ya hocam aslında var ya şu kürdanın şu kısmı ne yapıyor? Senin bu çatallarının ağırlığını dengeliyor. Eğer öyle düşünüyorsan hemen kibritle orayı bir yakalım. Yandı. Şurayı da bir düşüreyim. Neden düşmüyor? Vay be düşürürsem çok üzülürüm. Dur bakayım. Yansın yansın kül olsun. Ya var ya dengeyi bozacağım diye aklım gidiyor. Ama gördüğün gibi temas noktasına kadar yakabildim. Peki bu nasıl oldu? Ya da bu sistemin dengesini açıklayan nedir? Mekaniktir hocam. Ve mekaniğin içindeki aslında statikle ilgili çalışma alanı tam olarak bu sistemin dengesini bize açıklamaktır. Aslında burada kütle merkezi diye konuştuğumuz bir kavram var. Fakat yine bu kavramı biz seninle AYT'de konuşacağız. Sadece buradaki dengenin aslında mekanik altladığına ait olduğunu bilmeni istiyorum. Umarım beğenmişsindir. Bak şimdi ne yapalım. İşte bu. Öyle kanki. Öyle yaparız yani. 800 kere bu videoyu çekince tekte yapmış gibi oldum. Evet arkadaşım. Şimdi bu bardak ve çatalla sana gösterdiğim denge sisteminden tut da koskoca binalar nasıl dengede kalıyor hepsine statik bakıyor. Dolayısıyla sen yarın bir gün inşaat mühendisi olmaya karar verirsen bu evlerin depreme dayanıklı olması, yıkılmadan durabilmesi, denge prensiplerini bilmen gerekiyor. Yani senin iyi bir inşaat mühendisi olman için iyi bir fizik bilgisine, iyi bir ahlaka sahip olman gerekiyor diyelim ve devam edelim. Yandım. Gerçekten yani bir ders çekiyorum sevgili arkadaşım. İnan ki 85 derece yani burası. Ve bu sıcakta gerçekten ölüyorum. Ama neyse beraber gebereceğiz. Bu mekanik nelerle ilgileniyormuş bir bakalım. Gezegenlerin hareketleri, yanardağ patlamaları, rüzgar oluşumu, uçağın uçuşu, mekanik dalga hareketi, köprü ve binaların yapımı, arabaların aerodinamik yapısı, basit makineler, motor gücünün hesabı, robotların kinematik özellikleri, maglev frenlerinin saatte yaklaşık 500 km hızla gitmesi gibi bir çok konu mekanik çalışma alanına giriyor sevgili arkadaşım. Aklımda gelen başka örnekler varsa hemen videoyu durdurup hocam şu da aslında mekaniğe girer, bu da girer diye yorumlara yaz ki seninle birlikte kitabımızı daha da güzelleştirelim. Senden gelen örnekleri de muhakkak ekleyeceğimi bilmeni istiyorum kitaba. Hangi meslekler bu alt dalla ilgili peki? Nimarlar, makine mühendisleri, inşaat mühendisleri, birçok meslek sahibi fiziğin alt dalı olan bu mekanik bilgilerinden yararlanırlar. Daha yeni alt dallara başlarken sana şunu demeyi de unuttum. Bu alt dallar %100 birbirinden ayrılamaz. Yani makine mühendisi sadece mekanikle ilgilidir, hayır tabii ki de. Ya da mekaniği bilen diğerini bilmesine gerek yok. Böyle bir durum söz konusu değil. %100 bir ayrım yok. Biz sadece genel anlamda sunuzlandırmaya çalışıyoruz. Hikaye bu. Gelelim termodinamik alt dalımıza. Isı, sıcaklık ve madde arasındaki ilişkiyi inceler. Zaten aslında termodinamik günlük hayatta seninle bir tık biliyoruz. Nereden biliyoruz? İşte hocam termometreleri kullanıyoruz sıcaklık ölçümünde. Dolayısıyla termodinamikte ısı, sıcaklık gibi kavramları ve bunların arasındaki etkileşimin ne olduğunu bize açıklayan bir alt dalımız. Şimdi sana bir sıcak su getireceğim, bir termos getireceğim ve bir bardak getireceğim. Hemen bunların sıcaklıklarıyla alakalı biraz konuşacağız. Yani gerçekten 800 GB oldu şu fizik bilimine giriş videosu arkadaşlar. Bu deneyleri yapıyorum ama sor bana nasıl yapıyorum. Gerçekten aklımı peynir ekmekle yediğime inanıyorum. Ama eminim birileri bu ders anıtımızı beğenecek, sizlikten keyif alacak. Öyleyse sevgili arkadaşım elimde bir adet termosum, bardağım iki tane harika termometrem ve kaynar suyum var. Şimdi seninle birlikte bu sularımın sıcaklığını ölçeceğiz. Ve göreceğiz ki neymiş ne değilmiş. Evet. Şimdi ilk olarak sana termometredeki değerlerimi göstermeye çalışıyorum. Ki aynı sıcaklığa sahip olduğunu gör. Umarım yukarıdan gözüküyordur. Yaklaşık 25'lerde. Buna bakıyorum. E biliyorsun ki aynı ortamda sıcaklığım aynıdır sevgili arkadaşım. O da yine hemen şurada 25'lerde. İki tane termometrem var. O da sıcaklığını gösteren. Kaynar sularımın içine atıyorum. Normalde 25 santigrat derecede olan bu termometrelerim. Azıcık etkileşime girsin ortamla. Bakalım kaç santigrat dereceye çıkacak. Yükseldiğini görüyorum he. Yuh 80'e kadar geldi neredeyse kız. İkisine hemen baktığımda neredeyse 70'lerde olduğunu görebiliyorum. Yani bak tam şuralarda. Tamam mı? Evet 65-70 civarlarında. Şimdi seninle ne yapacağız? Sıcak sularımızı koyduk. İki termometre de aynı sıcaklık olduğunu bulduk. Birazcık termometreleri çıkartıp bekletmeye alalım. Ağzını da kapatayım şu termosun ki katkısı neymiş görelim. Bunları şu kenara alıyorum. Dersin sonunda bana hatırlatıyorsun tamam mı? Isının, maddeler arası aktarımı, ısıl denge, maddelerin ısıldık verme özellikleri termodinamik alt başlığının bazı konularıdır. İklimler, yağmur, rüzgar gibi meteorolojik olaylar termodinamik bilgileriyle daha kolay anlaşılır ve yorumlanır. Yani düşün ki iklimleri, mevsimleri bile biz aslında termodinamik alt dalıyla açıklayabiliyoruz sevgili arkadaşım. Enerji tasarrufunun çok önemli olduğu günümüz dünyasında ısı yalıtım ve iletimi termodinamik bilgilerinden yine. İklimlendirme uzmanlığı ve klimatoloji, fiziğin termodinamik alt dalıyla ilgili meslekler arasındadır. Sadece bu mu hocam? Mesela evinde buzdolabını veya klimamı tamire gelen bir usta da aslında termodinamik alt dalına hakim olmak durumunda. Senden benden çok daha iyi biliyorlardır diyebilirim. Geldik elektromanyetizmeye. Aslında elektromanyetizme hepimizin günlük hayatta samimi olduğu, alışık olduğu bir kelime. Elektrik ve manyetizmayla ilgili her şeye bakıyor. Peki elektriğin nerelerine bakıyor bir ona bakalım. Aslına baktığımda elektriğin durgun haldeki yüklerin etkileşimini inceliyorsa bu bölüme elektrostatik diyoruz. Ya da daha yeni seninle statiği konuşmuştuk denge diye. Şimdi dengedeki durgun haldeki elektriği incelersek de elektrostatik kısmı inceliyormuş. Hareketli yükler ve etkileriyle ilgilenen bölümüne elektrik, mıknatıs, maddelerin manyetik özelliği, manyetik alanlar ve bu alanların etkileriyle ilgilenen bölümüne de manyetizma diyormuşuz. Şimdi o zaman kutudan bir şeyler daha gelsin. Evet arkadaşım elimde bir adet balonum, kağıt parçalarım ve şöyle bir kumaşım var. Bir balonumuzu şişirelim. Balonu şişirdim. Ne yapıyorum? Şununla şöyle bir tık sürtünmeyle elektriklenme yapıyorum. Aslında bence bunu ortaokuldan beri biliyorsun sen. Şimdi bile çıtır çıtır sesleri duyabiliyorum. İzle. İzle. Ya çok tatlı. İşte bu sana göstermeye çalıştığımız ortaokuldan beri hakim olduğum bu deneyine biliyor musun? Bizim için durgun elektriklerin etkileşimi yani elektrostatik. Aynı zamanda bunların birbirine kuvvet uygulaması elektrikle alakalıdır diyebiliriz. Bir de sana göstermek istediğim pusulam var. Ve tabii ki de tatlış bir mıknatısım. Çünkü hazır manyetizma dedik. Yani manyetik maddeler ve manyetik alandan etkilenen maddelerden bahsettik. Sana şunu da gösterebilmek istiyorum. Pusula bizim için dünyanın manyetik alanı ile birlikte bize yön gösterebilen bir alet. Hemen şu mıknatısı yaklaştırmak istiyorum. Acaba pusulamda bir değişiklik olacak mı? İzle. Bak bak iyice kafasını sapıtayım. Sapıtırayım. Ne yapıyorum? Temas etmeksizin pusulla mı hareket ettirebiliyorum? İşte bunu da seninle manyetizmayla açıklıyoruz. Buradaki tüm örnekleri daha da ilerleyen derslerimizde türeteceğiz. Ve senin bahanet görmeni sağlayacağım sevgili arkadaşım. Elbette elektromanyetizma bugün günümüzde teknolojik ürünlerin hepsinin temelinde yer almakta. Biz elektrik var olan bir dünyaya geldiğimiz için elektriksiz bir dünyayı hayal etmekte zorlanıyoruz. Ama şunu görebilmeni istiyorum. Bizim bugün kullandığımız her alet dünyada elektriğin bulunmasıyla mümkün oldu. O yüzden elektrik ve manyetizma gerçekten çok önemli kavramlar sevgili arkadaşım. Elektriğin iletiminde elektromanyetizma bilgilerinden yararlanılıyor. Hangi mesleklere ilgileniyor? Elektrik, elektronik, bilgisayar mühendisliği, biyomedikal mühendisliği bunlar arasında sayılabilir. Yine evinde bir sigorta attığı bir elektrik ustasını çağırdın. O da ne yapıyor aslında? Hayata uyarlayabildiği elektrik ve manyetizma kavramlarını kullanıyor diyebiliriz. Gelelim optiğe sevgili arkadaşım. Aslında bu optik kelimesine seninle gözlükçülerden hakimiz. Neymiş bir bakalım? Işık, ışık olayları ve madde arasındaki ilişki inceler. Hatta şöyle bir soru var ya, sabah zil çalıyor, sen de hemen kapıyı açmak istiyorsun. Gözünü açtığın ilk ne görürsün? Biri diyor ki kapı, biri işte kapıdaki adam, biri de diyor ki ışık. Yani benim aslında görmemi sağlayan şey ışık. Dolayısıyla gözünü açtığın andan itibaren maruz kaldığın bir alt dal var günlük hayatta. O da nedir? Optiktir diyebilirsin. Işık ve görüntülemenin olduğu her alan optik dalıyla ilgilidir diyoruz. Teleskop, mikroskop, kamera, fotoğraf makineleri, gözlük gibi birçok araç optik bilgileriyle hayata geçirilmiştir. Yani bugün sana sunduğumuz şu teknoloji, videoyu çekebilmek için kullandığım kamera, tablet, hepsi ama hepsi arkasında görüntüleme barındırdığı için ne diyoruz? Optik alt dalını iyi bilmemizden teknolojiyi buraya getirdik diyebiliyoruz sevgili arkadaşım. Sana şimdi ne yapacağım? Gözlük takacağım. Yani bunda da bir gösterim yapmak istedim. Madem ışık ve görmeyle ilgili her şeyi optikle ifade edebiliyorsak, şimdi ilk önce bana arkadaki şu güzel stüdyoya bir bak ve ne yapalım? Kameraya yani sana bir gözlük takalım. Zeyno bir uzanma beyim. Şimdi bak nasıl görüyorsun ve gözlüğü taktığında neler değişiyor? Muhtemelen arkada gördüğün ışıklar biraz değişti. Çünkü bu gözlüğün camı aslında mavi ekran korumalı cam. Değil mi? Mavi ekran korumalı cam mıydı kız? Ne deniyordu ona? Mavi ışık korumalı. Şöyle ki burada kullanılan özel cam sayesinde ışıkların beni rahatsız etmesini engelleyebiliyoruz. İşte optikte nerede olursa olsun ışık ve görüntülemeye dair her şey bizim için optikle alakalıdır diyebilirsin sevgili arkadaşım. Optiğin ilgi alanındaki fiber optik kablo teknolojisinin keşfi ile ışık hızında veri aktarımı konusunda önemli bir gelişme sağlanmıştır. Yani hep görme ve ışıktan bahsettik. Ama senin bugün internet kullanımının da temelinde optiği iyi bilmek olduğunu öğrenmeni istiyorum. Ya hocam internetle ne alakası var diyebilirsin. İnternet dediğimiz durum da aslında bizim için yine bir ışın kullanlığımız sevgili dostum. Dolayısıyla internetin temelinde de yine optik yatmaktadır. Lütfen bunu unutma. Optikle ilgili meslek dalları arasında elbette ki fotoğrafçılar, kameramanlar, teleskop ile gözlem yapan astronomlar ve bence en önemlisi göz doktorları yer almakta. Yani bugün sen tıp okumak isteyebilirsin. Yarın doktor olmak isteyebilirsin. Fakat orada doktor olduğunda kullandığın aletlerin temelinde de yine fizikle karşılaşacaksın. Dolayısıyla ben fiziği sevmiyorumdan ziyade fiziğin hangi alanlarına ilgi duyarım, hangi alanları beni daha iyi hissettirir, hangi alanda okuma yapmak, çalışma yapmak beni mutlu eder bunları düşünmeni istiyorum. Yani şurada bir soluklanmak istiyorum. Hem de böyle alt dallar üst üste üst üste sana okuyup da kafanı karıştırmak istemiyorum. Alt dallardan şimdiye kadar seninle konuştuklarımız mekanikti. Bunu ilerleyen konularımızda kuvvet hareketi ayrıntılı göreceğiz. Termodinamik vardı yine TJT konularımızdan ısı sıcaklıkta en ince ayrıntısına kadar sana anlatacağız. Sonra ne vardı elektrik manyetizma yani elektromanyetizma bunu da yine TJT konusunda uzun uzun bir ünite olarak işleyeceğiz. Ve en sonunda da optiği gördük o da TJT'nin en son konusu. Orada da ışık nasıl ilerliyor, nasıl yansıyor, nasıl kırılıyor, farklı ortama gitti mi, değişiyor mu, değişmiyor mu? Hangi ortamlarda nasıl davranıyor bu ışık? Uzun uzun onu konuşacağız. Bu ilk dört kısım sana anlattığım buraya kadar ki olan kısım neredeyse klasik fizik yani makro evrenle alakalı konuştuğumuz kısımdır. Şimdi sana fizik müfredatının aslında sıkıntılı olduğunu söylemek istiyorum. Neden? Çünkü bundan sonra göreceğiniz kavramlar yani atom fiziği, nüpleer fiziği, katı hal fiziği, yüksek enerji ve plazma fiziği bugünkü teknolojinin var olmasını sağlayan, atomu iyi bildiğimiz için bu kadar hızlı bir teknolojiye ulaşmamızı sağlayan ana kısım. Fakat ne oluyor biliyor musun? Biz sonra fizik bilimine girişte buraları okuyoruz. Önemsiz bir şekilde sen de geçiyorsun bu dersi. Sonra bir geliyorsun modern fizikle hiçbir şey anlamamışsın. Ya da zaten şu son 5 yılın 2 yılında maalesef bu son 100 yıldaki icatların temelini oluşturan kısmı anlatmadan sınava gönderiyoruz öğrencilere. Ve bu çocuklar teknoloji çağında büyüyen çocuklar. Dolayısıyla fizik onlar için sadece ya çok sinir bozucu bir ders olarak kalıyor. Oysa ki bence fiziğin büyülü dünyasını anlayabilmek, yani bu atom kısmını anlayabilmek insana çok daha büyük bir keyif veriyor. Çünkü sorgulama alanı çok fazla. Zaten ne dedik? Fizik sorgulanacak. O yüzden aklımıza takılan her şeyi soracağız. Şimdi biraz nefes aldıysak atom fiziğiyle devam edelim. Atom fiziği, atomun yapısını, atomik boyutta gerçekleşen olayları, atomların ve moleküllerin birbiriyle olan etkileşimlerini inceler. Ya hocam atomla aslında kimyacılar bakmıyor muydu diyebilirsin. Alt dallar zaten %100 birbirinden ayrılamaz demiştik. Aynı zamanda bilim dalları da ortak incelediği alanlar vardır elbet. Fizik, kimya ve biyoloji aslında ortak olarak atomu incelemekte. Parçacık hızlandırıcılar. Şimdi hiç bilmeyen bir insan, yani bir 9. sınıf öğrencisiysen şayet parçacık hızlandırıcı ne demek değil mi? Çok garip kalıyor. Parçacık hızlandırıcı dediğimiz durum atom altı parçacıklarına hız kazandırdığımız bir sistem. Bir böyle mıknatıslı, manyetizmanın içinde olduğu bir sistem. Parçacık hızlandırıcılar, dedektörler, lazer teknolojileri atom fiziğinin elde ettiği bilgiler ışığında geliştirilmiştir. Nanoteknoloji ve lazer teknolojisi atom fiziğinin uygulama alanlarından biridir. Kuantum bilgisayarlar, yapay zeka ve 3D yazıcılar gibi çalışmalar nanoteknolojinin popüler konuları arasındadır. Ki burada da zaten CNC'leri yani lazer teknolojisini ve 3D baskı kafasını, baskılı kafa tasını görebilirsin. Bunların altını neden çiziyorum sevgili arkadaşım? Özellikle sorularda belli kelimeleri seçmeni istiyorum. Kuantum bilgisayar varsa veya bir yapay zeka varsa atom fiziğindeyim diye kendini hatırlatmanı istiyorum. Özellikle bu altını çizdiğin yerleri de sen de küçük küçük kitabının yanına falan not alabilirsin. Hangi meslek bunu yapar hocam? Atom mühendisliği bu alanı örnek mesleklerden biridir. Devam edelim. Şimdi atomu gördük. Tamam. Bir de elimizde katı hal fiziği var. Katı hal fiziği ise atomu biraz daha özel bir alanda inceliyoruz. Nedir bu özel alanın? Kristal yapılı, 3 boyutta simetriye sahip katı haldeki maddelerin mikroskobik ve makroskobik özelliklerini araştıran fiziğin altı. Yani atomdan farklı olarak kristal yapılı atomları incelediğimiz bir alanmış. Katı hal fiziği, kristallerin ve çok atomlu moleküllerin oluşturduğu yapıları, özellikleri inceliyor demiştik. Bu özellikler arasında elektriksel, manyetik, optik ve termal özellikleri bulunmaktadır. Bu katı hal fiziği nanoteknoloji ve süper elitikenlik üzerine çalışmalar yapar. Ya hocam bir soru geldi. Bana nanoteknoloji diyor. Ben şimdi yukarıda da sen atom fiziği dedin. Burada da katı hal fiziği dedin. Ben hangisini seçeceğim? İnan bana zaten şişliklerde bu ikisini bir arada göremeyeceksin. Ne demiştik? %100 ayrım olmaz. Sen sadece nanoteknolojiyi gördüğünde aslında atomu daha iyi tanıdığımız için bu alandayızı kendine hatırla. Yoksa ikisini de bir arada verip de seninle böyle %100 bir çelişkide bırakma durumumuz söz konusu değil. Katı hal fiziği, kuantum mekaniği, istatistiksel fizik, elektromanyetizma gibi dağların bilgilerinden yararlanır. Kalem ucu, granit tencereler, akıllı kumaşlar, leke tutmayan duvar boyaları, hafızalı metaller, şarjlı piller, güneş pilleri pek çok uygulam alanlarından birkaçıdır demişiz. Peki hangi meslekler bunu yapar hocam? Malzeme mühendisi, mikro elektronik mühendisi, nanoteknoloji mühendisi bu alt dalla ilgilenen meslekler arasındadır. Yani sen burada şuna karar ver. Ben bir gün mikro elektronik mühendisi olmak istersem kristal yapılı atomları araştırmak hoşuma gider mi? Onların davranışlarını, özelliklerini incelemek hoşuma gider mi? Bu teknolojinin neresinde yer almak istiyorum? Kendine lütfen bu soruları sor ve ilgi alanını bana aşağıda yorumlarda belirt tamam mı? Hem seni de daha iyi tanımış olayım. Geldik nükleer fiziğe. Nükleer aslında çok basit. Ne demek biliyor musun? Atomun çekirdeği demek. Atom çekirdeğinin yapısını ve çekirdek tepkimelerini inceliyormuş. Çekirdek fiziği olarak da bilinen bu nükleer fizik radyasyon ile ilgili araştırmalar yaparak radyasyonun zararlarından korunma yolları geliştiriyor. Normalde nükleer dediğinizde maalesef bizde kötü etki bırakan atom bombaları geliyor aklımıza. Aslında baktığımda dünya enerji verimliliği üzerine ortak bir amaç belirlemiş durumda. Ve nükleer enerji de en büyük enerji kaynaklarından bir tanesi. O yüzden sadece atom bombası olarak hazır bir de Oppenheimer filmi de vizyona girdi. Belki böyle tam bu aralar araştırma konumuzdur. Sadece atom bombası olarak değil de enerjisinin büyüklüğünü de anlamaya çalışarak geçirin vaktinizi. Veya evet ortada bir radyasyon var fakat aynı zamanda bu radyasyondan korunma yollarını da nükleer fizik araştırıyor diyebilirsin. Hemen ilgi alanlarından aslında ne kadar da kıymetli olduğunu göreceksin. Enerji üretimin de önemli gelişmeler dedik. Bir diğeri de tıpta hastalık teşhisi için kullanılan X ışınları, pozitron emisyon tomografisi yani bilgisayar tomografisi olarak geçiyor. Vücut içi görüntüleme sistemleri, kanserde ışın tedavisinde kullanılan cihazlar yine nükleer fizik sayesinde geliştirilmiştir. Yani böyle güzel yatırımlar yapabileceğimiz bir alanda diyebiliriz sevgili arkadaşım. Nelerle ilgileniyormuş? Dünyanın yaşının hesaplanması, arkeolojik kalıntılarının kökeninin belirlenmesi. Gıdaların iyonize radyasyon ile raf ömürlerinin uzatılması. Tohum ıslahı gibi pek çok alanda çalışmalar yapıyormuş. Hangi meslek bununla ilgilenir? Nükleer enerji mühendisliği bu alana örnek verilebilir. Daha fazla meslek de türetebilirsiniz. Sadece bunlarla kısıtlı kalmadığımızı bilin. Şöyle yorum yeteneğinizi geliştirin istiyorum. Geldik son, dayan tamam mı? Son alt daldayız. Totalde 8 tane alt dalımız var ve sonuncusundayız. Bu da yüksek enerji ve plazma fiziği. Şimdi seninle atomu konuştuk. Atomu bir tık daha özelleştirdik. Kristal yapılı atomları konuştuk. Atomun çekirdeğini konuştuk. Tek bir yer kaldı fizikte gitmediğimiz. Atomun çekirdeğinin de ta ta ta en içi. Yani en küçük atom altı parçacıklarını yüksek enerjili parçacıkları incelediğimiz alan. Normalde biz atom altı parçacıklarını proton, nötron ve elektron olarak tanımlıyorduk. Ta ki modern fizikle birlikte neleri gördük biliyor musunuz? Atomun altından da bir sürü parçacık çıktığını gördük. 300'e kadar daha küçük parçacık keşfettik. İşte biz bunlara yüksek enerji ve plazma fiziği dedik. Bunların arasındaki etkileşimi yüksek enerji ve plazma fiziği inceler dedik. Yüksek sıcaklıktaki maddenin yapısı ve davranışlarını, yıldızların yapısı ve işleyişini inceliyor bu kısımdan. Plazma ekranlar, floresan ve neon lambalar, elektronik çipler, roket teknolojileri, tekstil, otomobil sektörü, tıp alanında kanser ve yanık tedavilerinde plazma fiziğinden yararlanıyoruz arkadaşım. Hangi meslekler örnek olarak verilebilir? Elektronik ve bilgisayar mühendislikleri bu alt daldan yararlanan meslekler arasında sayılabilir. Yani bilgisayar mühendisi dediğinizde sadece elektromanyetizmayı bilip, katı hali bilmez, atomu bilmez gibi bir durum söz konusu değil. Bir bilgisayar mühendisi de kuantum bilgisayarları, yapay zekaları anlayabilmesi adına aslında fiziğin alt dallarından atomu bilmesi lazım. Neyi bilmesi lazım? Yüksek enerji ve plazmayı bilmesi lazım. Elektrik ve manitizmayı bilmesi lazım. Bu iletimin sağlanması için neyi, o değil bilmesi lazım gibi sevgili arkadaşım. Dolayısıyla mühim olan fizik zaten her şeyle ilgileniyor. Sen hangi alanına daha yatkınsın? Hangi alandan daha keyif alıyorsun? Sadece bunları düşün bu derste. Şimdi seninle bu alt dalları bitirdik. Benim için en önemli kısım şu son dört kısımda. Yani son yüzyıldaki teknolojinin temelini oluşturan atom, katı hal, yüksek enerji, plazma ve nükleer kısmıydı. Diğer kısım neydi peki? Mekanik, elektromanyetizma, termodinamik ve optikti. Aslında böyle fiziğin alt dallarını ikiye bölüp, bu diğer kısım bizim için klasik fizik daha çok, son dört kısımda atomla alakalı modern fizik kısımları diye aklında tutabilesin. Genelde öğrenci modern fiziği de alt dallı gibi düşünüyor kuantum fiziği diye bir şey duyuyor. Onu da alt dal gibi düşünüyor. Gördüğün üzere konuştuğumuz alt dalların hiçbirinde kuantum fiziği yoktu. Onlar alt dal değil, başka çalışma alanları aslında bu alt dallarla alakalı. Aslında bunları kamyonet olarak kodlayabilirsin sevgili arkadaşım. Öyleyse biraz da örneğini çözelim. Evet, sohbetini yaptığı fizik bu kadar şeyle ilgileniyor. Örnekleri nasılmış bir ona bakalım. Şimdi ilk örneğimiz şunu diyor. Bu bilgilerden herhangi biri aşağıda verilen fiziğin alt dallarından hangisiyle ilgili değildir? Biz kelime seçeceğiz, tamam mı? Soruyu okuyacağız ve soruda verdiği kelimelerle öğrendiğim kavramlar arasında ilişki kurmaya çalışacağım. Maddelerin aldığı ya da verdiği ısı, onların sıcaklık değişimlerinin bağlı olduğu etkileri inceler. Isı, sıcaklık, unutturmayacaksın bir de ne vardı burada bizi bekleyen termometre değerlerimiz vardı. Dolayısıyla termocinemikle alakalı bilgi verilmiş hocam dedim. Işık ve ışık olaylarını inceler. Gözün görmesi gökkuşağının oluşumu uğraş alanlarından bazılarıdır. Işık dedin, görme dedin, hemen optiği sildin verdi bu bilgiyi. Atom çekirdeğini inceler. Çekirdek ne demekti? Nükleer demekti. Nükleer fiziği de sildin. Maddenin katı haliyle ilgili mikro boyuttaki olayları inceler. Elektroniğin temelini oluşturur. Şimdi, eğer ki burada atom fiziği de olsa belki seninle böyle bir heyecanlanabilirdik. Katı hali mi diyeyim, atom mu diyeyim? Ama öyle bile olsa katı halinin mikro boyutu yani kristal yapılan atomları bana hatırlatıyor. O zaman diyorum katı hali fiziği de vardır. Bana mekanikle alakalı hiçbir bilgi verilmemiş. Hareketle alakalı hiçbir şey sorulmamış. O yüzden kolaylıkla sorumu cevapladım bitti. Yani ezber yapmama gerek yok. Tamam, sadece öğrendiklerimi minnacık tekrar etsem bu konu cepte. Geldik diğer sorumuza. Yüksek enerji ve plazma fiziği ile ilgili hangileri doğrudur demiş. Güvenli uzay seyahatleri için uzaya gidiş süresinin kısaltılabilmesi ve gerekli olan enerji kaynağı miktarının belirlenmesi inceler. Şimdi aslında seninle konuşurken böyle bir şeyi ayrıntısına girmedik. Ama şurada ne dedik? Roket teknolojisi dedik. Dolayısıyla roket teknolojisindeki kastımız aslında bu uzaya git gel sürelerimizin kısalması. Daha kolay bir şekilde uzaya gidebilmemizi sağlayan teknoloji. İşte bu da yüksek enerji ve plazma fiziğinden geçmekte. Güneş ve diğer yıldızların yapısını ve enerjilerinin kaynaklarını inceler. Ne demiştik? Yüksek sıcaklıktaki maddenin yapısını, davranışını, yıldızların yapısını ve işlevini inceler. Dolayısıyla bunu da kabul ettin. Atom altı parçacıklar ve bu parçacıklar arası ilişkileri inceler. Seninle atomu konuştuk, kristal yapıl atomu konuştuk, atom çekirdeğini konuştuk. Yüksek enerji ve plazma da artık atomun da içine girip atom altı parçacıklarını konuşmuştuk. Öyleyse bunu da kabul ettin. Tüm cevaplarım doğrudur deyip soruyu rahatlıkla bitirdim. Artık şöyle bir derin nefes alabiliriz. Çünkü bu kısım biraz daha sohbet kısmı. Fiziğin diğer disiplinlerle ilişkisi. Aslında bunu senin atom fiziğinde ya hocam atomu kimyacılar incelemiyor muydu değil. Aslında kimya biyoloji ile fiziğin ortak bir çalışma alanı olduğunu söylemiştik. Fizik diğer disiplinlerle ilişkili. Bunu anladık. Peki nelerle? Ya hocam kesin matematikle ilişkilidir. Neden? Çünkü fizik denilince öğrenci gibi böyle gıcık oluyor. Tüyleri diken diken oluyor. Çünkü sanki çok ağır sayısal bir dersmiş gibi. Oysa bize yıllardır sadece yorum sorusu soruluyor. Fakat gerçekten fiziksel çalışma yaptığında ihtiyaç duyduğum şey bunu evrensel olarak ortak bir dille tanımlayabilmek. Yani matematikle ifade edebilmek sevgili arkadaşım. Dolayısıyla matematik sadece fiziğin değil. Tüm bilimin ortak dili olduğundan nedir bizim için? Diğer disiplinlerle ilişkilidir. Matematik cepte. Başka neyle ilişkili olabilir? Hocam zaten fizik, kimya, biyolojiyi ben ortaokulda tem bilgisi diye görüyordum. Yani biyolojide bak dikkat et canlılığı işliyorsun. Canlılığın en özünde hücreyi görüyorsun. E hücrenin var olabilmesi, yaşayabilmesi için kimyasal bir tepkime gerçekleşiyor. Dolayısıyla biyolojinin altından ne çıktı? Hop kimya. E kimyayı daha iyi anlayabilmen için yani atomu inceliyor kimya. O tepkimeleri konuşabilmesi için atomları tanıması lazım. E atom fiziğini de zaten fizikle inceliyordu. Dolayısıyla evet bu fizik, kimya, biyoloji de birbiriyle ilişkili. Fakat sadece bununla sınırlı değil. Hani sana dedim ya fizik bilimin en temeli diye. Aslında baktığımda fizik formülden ibaret değil. Fizikle düşünceden doğuyor. Yani felsefe ile birlikte var oluyor. Fizik ve diğer tüm bilimler. Çünkü ortaya bir düşünce atman lazım. Bir sorgulama sürecine girmen lazım ki sen gerçek bir bilgiye ulaşabil. Dolayısıyla bütün bilimlerde olduğu gibi fizikte felsefe ile doğmuştur. Düşünceden doğmuştur. Felsefe ile birlikte anlamlandırılır. Felsefe ile aramızdaki fark ne? Felsefeleri sayısal data bir deney, bir ölçüm söz konusu değil. Fizikte biraz daha onlar işin içine giriyor. Fakat düşünceden bağımsız diyemeyiz asla. E hocam sadece bunlarla mı? Hayır tabii ki. Müzikte bir gitar çalarken, akordunu yaparken, bir piyano motosunu belirlerken yine arkada fizikteki ses dalgaları var mesela. Veya ne diyebilirsin? Tiyatroda sahnenin ışığını ayarlarken bir optik bilgisini kullanıyor. Yine fizik var dersin. Veya sporda. Ya hocam sporla da fiziğin ilişkisi olmasın. Orada var bizi rahat bırakın diyebilirsin. Ama bu sefer orada da neyi görüyorsun? Mesela yüzücülerin ıslanmayan kumaşları ne demiştik seninle yukarıda? Mano teknoloji demiştik. Dolayısıyla yine atom fiziğini bilmemizden, katal fiziğini bilmemizden kaynaklanıyor. Veya bir basketbolcunun ayakkabısının yapısı, daha rahat o yüzeyi tutabilmesi için sürtünmenin arttırılması gibi durumlarda bizim için yine fizik bilgisi gerektirmekte. Veya bir resim yaparken perspektif, açı, renk ilişkisi ve yine yeniden fizik bilimiyle ilişkisinden bahsediliyor. Dolayısıyla fizik diğer tüm disiplinlerle ortak bir ilişki içindedir dedik. Bu kısmı sana okum olarak bırakıyorum. Zaten bu dediklerim yazılı burada. Hemen bir de bu kısımla alakalı soru çözelim. Yani yorumlama yeteneğimizi geliştirelim istiyorum. Fizik bilimin diğer disiplinlerle olan ilişkisine hangi arkadaşların yorumları örnekleri yanlıştır demişiz? Ayça demiş ki konser salonlarında sesin en iyi şekilde dinleyiciye ulaşması ve dış ortamdan izolasi için sesi gerek iyi yansıtan gerekse iyi soğuran malzemeler kullanır. Hemen sana bir tane göstereyim. Gönder bakalım. Mesela bak şimdi. Allah! Aslında senin görmediğin stüdyonun bu arka kısmı full bunlarla kaplı. Nedenini şimdi sana deneyerek göstereceğim. İzle beni. Umarım mikrofona da yansımıştır. Alabilirsiniz. Yani sevgili arkadaşım sadece konser salonunda değil stüdyoda da şu ses yalıtımını sağlayabilmek için kullandığımız sistemin arkasında yine fizik yatıyor. Bizden soru ne istedi? Fiziğin diğer disiplinlerle olan ilişkisini istedi. Konser salonundaki bir ses yalıtımında diğer disiplinlerle yani sanatla olan bir ilişkisidir. Ayça'nın örneğini kabul ettim. Burhan'a bakıyorum dünyanın manyetik alanı, yüklü parçacıklar, yıldırım, şimşek, elektromanyetizmanın çalışmalarına girer dedi. Aslında Burhan'ın dediği doğru. Fakat soru benden fiziğin diğer disiplinlerle ilişkisini sormuştu. Bu direkt fiziğin kendisinden bahsediyor. O yüzden Burhan'ın verdiği örneğe fiziğin diğer disiplinlerle ilişkisi diyemedim. Canan ne demiş? Biyoloji, elektromanyetizma bilgilerine dayanarak gözün işleyişini açıklar demiş. Biyoloji ile olan ilişkisinden bahsediyor. Bunu da kabul ettim. Belki sen bu soruyu okuyunca ya bence hepsi doğru diyebilirsin. Senden ricam soru bana neyi verdi ve benden neyi istiyor. Fiziğin diğer disiplinlerle ilişkisini istediği için maalesef Burhan'ınki yanlıştır Dave. Bu soruyu da kolaylıkla bitirdik. Bu arada şu bilim ve araştırma merkezine geçmeden ben unutmadan ne yapayım biliyor musun? Şu termostaki ve bardağımdaki suyumun sıcaklıklarını bir ölçeyim. Çünkü artık seninle termodinamiğin ısının yalıtımıyla da ilişkili olduğunu söylemiştik. Merak ediyorum. Neredeyse 70'lerdeydi hatırlarsan. Hemen koyalım termometrelerimi. Bardağımdakine bakıyorum. Yaklaşık 45'lerde falan. Şöyle sana da göstermeye çalışan Danla Bilic gibi. Şöyle maalesef göremeyebilirsin. Bu 45'lerde. Şuna bakıyorum termosunkini çok merak ediyorum. Çünkü benim olduğum bir termos kendisi. Vallahi daha var ya azalmadı desem yeri. 70'lerde neredeyse var ya. İnanılmaz. Demek ki gerçekten bu termosun yapısı bizim için ısının hapsolmasına yani enerji kaybı yaşamamasını sağlıyor. Bu da güzel bir gösterim oldu bence. Şöyle kenara atıp devam edebiliriz. Çünkü normalde ben bu dersi yaklaşık 3-4 kere çektiğim için her defasında sana bunu göstermeyi unuttum. Neyse ki artık akıllandım. Yani arkadaşım şu gösterimleri yapıyorum ama gerçekten nasıl yaptığımı bir de bana sor. Yani böyle arkada müthiş sancılar var. İnanıyorum bu anlatımın sana yararı dokunacaktır. Biliyorsun ki Fizik 3.0 projesi altında hayalimiz fizik eğitimini iyileştirmek. O yüzden senin desteklerine ihtiyacım olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bana buradaki gösterimleri geliştirebilmem için, kitaptaki eksiklerimi geliştirebilmem için yorum yapıp senin eleştirilerini beklediğimi hatırlatayım dedim. Yani bu proje benim için çok kıymetli. Daha iyi nasıl anlatabilirimi sizden gelen dönüklerle ancak yapabilirim. Öyleyse dersimize devam edelim. Şimdi bir de bilim araştırma merkezleri var. Aslında bu adı üstünde bilimin yapıldığı, bu araştırmaların yapıldığı yerler. Bir bakalım neymiş? İnsanların birlikte çalışma imkanı buldukları, bilimsel çalışmalarını, buluşlarını, projelerini, bilgiye ulaşma yolu ve yöntemlerini paylaştıkları merkezlerdir. Aslında baktığımda bir diğer hayalim, yani Fizik 3.0 projesi gerçekten hayata girip böyle farklı insanlar, öğretmenler, öğrenciler bir arada daha iyi nasıl eğitim verebiliriz tartıştığımız noktadan sonraki kısım. Şu kutuları gördüm ya, bu kutuların daha büyük hali. Yani bir Junior Bilim Merkezi gibi bir hayalim daha var. Yani böyle laboratuvarımı genişletebileyim, her deney malzemesine ulaşabileyim istiyorum. En büyük hayallerimden biri gerçekten bir de bir gün, belki bir gün neden olmasın, bir bilim merkezine sahip olabilmek. Orada eğitimi tartışabilmek, eğitimi araştırabilmek, fiziği daha iyi görsellik sunabilmek. Umarım güzel şeyler olacak, inanıyorum bu yolculuğun sonunda. Hemen bakalım bilimsel araştırma merkezlerimiz nelerdir? Hepimizin hakim olduğu TÜBİTAK'la başlamak istiyorum. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, özellikle lise grubunda çok yaygın. Yeni proje yapmak isteyen arkadaşların desteklendiği bir yer. Yani bilimle, teknolojiyle alakalı araştırmalarınız veya projeleriniz varsa TÜBİTAK'tan yardım alabilirsiniz arkadaşlar. ASELSAN var, adı üstünde Askeri Elektronik Sanayi. Savunma sanayisinin haberleşme teknolojisinin araştırıldığı bir merkez gibi düşünebilirsin. CERN var, bunu duymuşsundur diye düşünüyorum. CERN Avropa Nükleer Araştırma Merkezi olarak geçiyor. Hani seninle yüksek enerji ve plazma fiziğinden falan bahsetmiştik ya, işte oradaki atom altı parçacıklarının bulunduğu, davranışlarının incelendiği dev bir laboratuvar gibi düşün. En büyük parçacık fiziği laboratuvarı. Bunun bence ilgi çekici olan kısmı belki araştırmak istersin. Yerin 100 metre altında, 27 kilometre çevresi olan dairesel tünel şeklinde bir yerdir. 9 binin üzerinde mıknatıs ve 4 büyük deney sistemine sahiptir. Bu mıknatıslarla yani elektromagnetizma bilgisiyle ne yapıyoruz? Atomları çarpıştırıp yeni maddeler yapmaya çalışıyoruz. Onları çarpıştırdıktan sonra ortaya çıkan atom altı parçacıklarını inceliyoruz gibi gibi gibi. ESA var, Avrupa Uzay Ajansı. Bunu da belki geçtiğimiz yıl içerisinde uzaya gönderdiğimiz James Webb Uzay Teleskopu'ndan hatırlayabilirsin. ESA merkezliydi, artı 15 farklı ülkenin çalıştığı bir teleskoptu kendisi. Bu da direkt uzayla alakalı adı üzerinde. NASA var, o da yine Ulusal Avacılık ve Uzay Dairesi. Bu da Amerika'nın uzay araştırma merkezi gibi düşünülebilir. Fakat bence bilim merkezlerimiz sadece bunlarla sınırlı değil. Oppenheimer'ı yine hatırlatacağım sana. Özellikle izleyenler bilirler atom bombasının mücidi olarak geçmekte. Ve onun çalıştığı dönemlerde de Los Alamos'ta bir laboratuvarda gerçekleşen bir durum, gelişen bir durum aslında. Manhattan Project adı altında geliştiriliyor atom bombası. Yani bizim için bilim merkezleri sadece bunun saydıklarımızla sınırlı değil. Belli üniversitelerin laboratuvarları da bilim merkezi görevini görmekte. Mesela araştırabilirsin Caltech laboratuvarı, Cavendish laboratuvarı, çok ünlü fizikçilerin çalışmalarını yaptığı laboratuvarlardır. Bunları da aklında tut, genel kültür olarak dursun. Gelelim bilimsel araştırmalarda epik ilkelere uymak. Maalesef bu kısmı çok hızlı geçiyoruz. Etik nedir, ahlak nedir gibi. Etik kişilerin ahlak ilkelerini, davranış biçimlerini, görevlerini ve zorunluluklarını belirleyen kurallar bütünlüğüdür. Yani bir sene ne bir toplumda yaşıyorsak etik değerlerin neler olduğunu felsefi anlamda düşünüp yorumlayabilmemiz lazım. Yani bu bir derste sana aktarılabilecek bir bilgi değil. İnsan kendini sorgulayıp bilmesi lazım. Ben ne kadar ahlak değerlerine uygun bir insanım. Ne kadar bu değerlere sahip çıkıyorum. Bu toplumda nasıl bir yerde görüyorum kendimi. Bunlar üzerine gerçekten uzun uzun konuşabiliriz. Bu tarz konuşmalar yapıp da biraz daha felsefi düşünceye gitmek istiyorsan bu arada Discord kanalımıza da gelebilirsin. Aşağıya ben koyayım linki. Ara sıra orada böyle sohbetler yapıyoruz. Sen de bu konulara meraklıysan ve sohbet etmek istiyorsan muhakkak aramıza katıl. Daha iyi bir şekilde tanışmış olalım hem de. Etik değerlere sahip kişiler güvenilir, dürüst, saygılı, açık ve tarafsızdır. Bilim insanlarının alanlarıyla ilgili etik değerlere sahip olması gerekir. Bence en önemli kısım burası. Çünkü tarihte de ben sana böyle tarihsel süreçle alakalı bilgiler verdiğimde bazı mitlerden de bahsedeceğim. İşte bir bilim insanı aslında yanında çalıştığı bir diğer arkadaşının çalışmalarını çalıyor. Veya bir başkasına yaptırıyor ispatını ama onun adını hiç geçirmiyor çalışmalarında. Bu maalesef günümüz dünyasında da çok fazla. Yani bir teşekkür etmekten aciziz veya ya ben şunu da şu arkadaştan öğrendim demekten aciziz. Umuyorum zaman içerisinde sadece fiziğe dair değil kendimize dair de katkılar sunabildiğimiz bir yolculuk olacak. Şimdi seninle fizik bilimine girişin ilk kısmını bitirdik. Tamamen yorum olduğunu gördün. Birazcık bu dersin üzerine bir felsefe yapmanı istiyorum. Yani ben neyi seviyorum? Nerede mutluyum? Nasıl bir gelecek hayal ediyorum? Bunları yap. Üzerine tabii ki de bir ders bir test kitabımız olduğu için ilk dersi bitirdik seninle. Geriye senin test ödevin kaldı. Zaten 5-6 tane soru yerleştirdim. Hepsi yeni nesil yorum soruları sevgili arkadaşlar. Onları çözdüğünde bu dersle gördüklerini tekrar etmiş olacaksın. Anlamadığın yer olursa ne yapıyorsun? Yorumlarda bana yazıyorsun. Ben de direkt cevaplıyorum. Hangi kavramları gördüğümüze de bir bakalım hızlıca. Bugün seninle birlikte fizik bilimini konuştuk ve fiziğin alt dallarını konuştuk sevgili arkadaşım. Kamyonet olarak kodlamıştık hatırlarsan. Bak şuradan da seçeyim. Kamyonet Ve bu alt dallardan sana ne demiştik? Bu 4 aslında son teknolojiyi sağlayan kısımdı. Modern fizik olarak görüyorduk burayı. Üst biraz daha bizim için klasik fiziğe yatkındı. Bunlara dair örneklerini çoğaltmanı istiyorum. Bu kısmı hallettik. Bilim merkezlerini hallettik birlikte. Asansör, masasör ve diğer bilim merkezlerini konuştuk. Kalan kısmı seninle diğer derste halledeceğiz. Kendimden isteğim şu kavram haritasına bakarak, tekrarlarını yaparak, ödevlerini yaparak gelmen. Beni desteklediğin için kanalıma abone olup arkadaşlarımla paylaşıp koskocaman bir sınıf olmamızı sağladığım için sana çok teşekkür ediyorum. Diğer derste görüşürüz. Ödevi sakın unutma. Bay bay. Bay bay.