Transcript for:
Gazlar ve Plazma Hakkında Ders Notları

Tonguç Akademi'den herkese merhabalar. Dersimizin konusu gazlar ve plazmalar olacak arkadaşlar. Maddenin halleri ünitesinde baya bir yol katettik artık... ünitenin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bununla birlikte şöyle hemen programımıza bir bakıyoruz. Gazlar ve plazma halinden bahsedeceğiz maddenin ve sonraki aşamada bir sonraki ünitemize geçiş yapacağız arkadaşlar. Yani doğa ve kimya ünitesine geçiş yapacağız. Gördüğünüz gibi oldukça dolu dolu bir programımız var. Hemen önümüzde yazılı kampımız olacak arkadaşlar. Programı kaçırmadan bütün dersleri güzelce takip etmenizde çok büyük fayda olacaktır diyelim ve geçelim bakalım. Bu konumuzun içeriğinde neler varmış? Öncelikle arkadaşlar gazların genel özelliklerinden bahsedeceğiz. Bunlardan zaten daha önce bahsetmiştik. Şöyle bir tekrar etmiş olacağız aslında. Gazları ilgilendiren temel büyüklükleri değerlendireceğiz arkadaşlar burada. Daha öncesinde hatırlıyorsunuz katılarda katı türlerinden bahsetmiştik. Sıvılarda sıvıları ilgilendiren viskozite gibi, buharlaşma gibi, kaynama gibi çok önemli bazı özelliklerden bahsetmiştik. Burada da önemli olan nokta gazları ilgilendiren büyüklükler olacak. Onlar üzerine konuşacağız. Ardından hal değişim grafikleri. Maddenin bütün hallerine tekrardan bir bakış atacağız ve son olarak da plazma halinden de bahsediyor olacağız. Peki dersimizi tamamladığımız zaman biz neleri cebimize koymuş olacağız arkadaşlar? Gazların günlük hayatta karşılaştığımız neredeyse bütün özelliklerini aslında değerlendirmeye almış olacağız. Ve tabii ki dersimizin sonunda artık ödevimizi yapmak için hazır hale gelmiş olacağız. Dinamo Kimya kitabımız temel kaynağımızda Mesela. 1626 arası bizim ödevimiz olacak arkadaşlar. Şöyle sayfa. Kafa içeriğinden de gidelim. Neler var şimdiye kadar neler yaptık onları da hatta bir göz atmış oluruz. Maddenin halleri ünitesinde maddenin fiziksel hallerini katıları ve sıvıları değerlendirmeye almıştık. Şimdi gazlar diyeceğiz ve plazma halini tamamlayacağız. Doğa ve kimya ünitesi öncesini tamamlamış olacağız. 168'den 191'e kadar artık bizim ödevimiz bak üniteyi tamamladığımız için artık burada ünite testleri de karşımıza çıkıyor olacak. Peki kaynağımızda neler var? Öncelikle her sayfada bir tane çözümlü örneğimiz var. Bu çözüm... Çözümlü örnek bize konuyu öğreten örneğimiz olacak arkadaşlar. Ve her sayfada çözümlü örnekten sonra bununla alakalı 4 tane soru çözümümüz için bizi bekliyor olacak. Bunları tamamladıktan sonra yani bölümü tamamladıktan sonra ise tarama testleri bizi bekliyor olacak. Tarama testlerini tamamladıktan sonra artık ünitenin sonundayız. Dolayısıyla ünite tekrar testlerimiz olacak. Bu bütün bir üniteye göz atmamıza sağlayacak. Fen lesisinde okuyan arkadaşlarımıza yönelik testlerimiz var. ÖSYM tarzında soruların bulunduğu kısım var. Ve tabiki en önemlisi... Yazılı tipinde sorular bizi tam da ünitenin sonunda bekliyor olacak arkadaşlar. Ödevimizi de yapmayı tabii ki imal etmiyoruz ve geçiyoruz bakalım neler çıkacak karşımıza. Şimdi sıvılardan bahsetmiştik. Sıvılarda tanecikler arası boşluğu nasıl değerlendirmiştik mesela? değerlendirirken demiştik ki katılarda çok çok yakın duruyor tanecikler birbirine. Boşluk çok az. Sıvılara geldiğimiz zaman o boşluklar biraz daha artıyor. Ama biz bunu gazlar başlığına çevirdiğimiz zaman artık bu boşluklar çok fazla hale geliyor. İnanılmaz fazla boşluklar var. Hatta ideal bir gazdan bahsediyorsan tanecikler arası boşluk o kadar fazla ki tanecin kendi hacmini ihmal ediyoruz. Sanki sadece boşluk varmış gibi düşünebiliyoruz. O kadar fazla boşluk var. Maddenin bu özelliğinden ötürü en düzensiz hali gaz halidir arkadaşlar. Bak şunu karıştırmıyoruz. Maddenin en düşük enerjili hali katı hali. En düzenli hali gene katı hali. Ama maddenin en yüksek enerjili hali plazma olmasına rağmen en düzensiz hali gaz halidir. Çünkü tanecikler arasındaki boşluk plazmadan bile daha fazladır gazlardan bahsettiğimiz zaman. İşte bu düzensizlik ona şöyle bir nitelik kazandırıyor. Bunların ne hacmi ne de... Şekli belirli değil arkadaşlar Belirli bir hacmi ve şekli yoktur Hatta bunlar bulundukları kabın Hem hacmini hem şeklini doğrudan Alırlar bak sıvılarda ne demiştik Buradan bahsederken sıvılar Belli bir hacme sahip 1 litre su her yerde hangi kabın İçerisine koyarsan koy 1 litre oluyor Ama şekli kabın Şekline bağlı olarak değişebiliyor Akışkanlık özelliğinden ötürü gazlara geldiğimiz zaman Artık tanecikler arasındaki boşluk Ve düzensizlik o kadar fazla ki Kabın tamamen Tamamını doldurabiliyor. Dolayısıyla kendilerine ait bir hacmi yok. Bulundukları kabın hacmi neyse gazın hacmi de odur diyeceğiz. Sonra bundan tekrar bahsedeceğiz zaten. Dolayısıyla bulundukları kabın hem hacmini hem de şeklini alır diyeceğiz arkadaşlar. Maddenin gaz halleri için. Taneciklerin hareketlerine gelecek olursak. Bak tekrar ederek gidelim. Katılarda demiştik ki orada tanecikler sadece ve sadece titreşim hareketi yapabilirler. Sıvılara geldiğimiz zaman titreşim hareketi yaparlar. Bir de üstüne... Üstüne öteleme hareketi yaparlar. Ama gazlara geldiğimiz zaman bu düzensizlik onlara ekstra hareketler kazandırıyor. Katıların yaptığı bu titreşim hareketini tabii ki gazlarda yapabiliyorlar. Sıvıların yapabildiği öteleme hareketini tabii ki gazlarda yapabiliyorlar. Ve bunun üstüne bir de dönme hareketi geliyor ki o sayede zaten en düzensiz fiziksel hal gazlar olabiliyor arkadaşlar. Ve akışkan özellik gösteriyorlar. Daha önceden hangi fiziksel hallerde bunu söyledik dedik ki katılar akışkan değildir. Çünkü öteleme hareketi yapmazlar. Sıvılar akışkandır. Çünkü öteleme hareketi yaparlar. Bak aynı özelliği gazlar için söyleyeceğiz. Öteleme hareketi varsa o madde akışkandır. Dolayısıyla gazlar da akışkan özelliğe sahiptir diyeceğiz. Ve sıkıştırılabilme özelliğine geldiğimiz zaman. Katılar ve sıvılar ikisi içinde sıkıştırılamazlar diyorduk. Çünkü tanecikler arasındaki boşluk onlarda azdı. Bu yüzden de ihmal edilebilecek kadar az sıkıştırılabiliyorlar. O yüzden sıkıştırılamaz diyorduk. Ama gazlara geldiğimiz zaman tanecikler arasındaki boşluğun bu çok fazla olması onların kolaylıkla sıkıştırılabilir olma özelliğine sahip olmasına getiriyor arkadaşlar. Peki gazların temel büyüklüklerini değerlendirecek olursak arkadaşlar. 4 tane temel büyüklükten bahsedeceğiz. Burayı 11. sınıfa geldiğimiz zaman sayısal seçersek iyice detaylı olarak da incelemeye işlemeye başlıyor olacağız. Gaz taneciklerinin kap çeperlerinde birim yüzeye uyguladığı dik kuvvete biz basınç adını vereceğiz arkadaşlar. Bak zaten katı basıncında da aslında çok benzer bir şeyden bahsediyorduk. Diyorduk ki birim yüzeye uygulanan dik kuvvet basınçtır. Sıvılarda da aynı şey geçerli, gazlarda da aynı şey geçerli. Sadece bu basıncı oluşturan etken biraz daha farklılaşıyor. Burada yine... Bir kuvvet oluşması gerekiyor. Bu kuvvet gaz taneciklerinin kap çeperlerine yaptığı çarpmalardan kaynaklanıyor. Çünkü gaz tanecikleri sürekli ve her yönde hareket ederler arkadaşlar. Hem birbirlerine hem de kap çeperlerine sürekli ve sürekli çarparlar. İşte bu çarpmalardan ötürü oluşan kuvvet bir birim yüzeyde oluşan dik kuvveti değerlendirmeye aldığımız zaman ona basınç adını vereceğiz. Peki basıncın birimleri nedir? Arkadaşlar şöyle 3 tane temel birimle karşılaşacağız. Diyeceğiz ki bir atmosfer basıncı. En sık karşılaşacağımız birim bu olacak. Peki atmosfer basıncı nedir? Deniz seviyesinde ölçüm yaptığımız zaman havadaki gazın daha doğrusu atmosferin yaptığı basınca bir atm adını vereceğiz. Ve biz bunu eğer santimetre civa yani civa sıvısının tabanında oluşturduğu basınçla kıyaslayacak olursak Bunun 76'ya eşit olduğunu söyleyeceğiz arkadaşlar. Yani 76 santimetre yüksekliğindeki civa sıvısının tabanında oluşturduğu basınç neyse o bir atmosfer basıncı eşit olacak. Ve Thor'a gelecek olursak arkadaşlar Thor zaten aslında Torricelli adından geliyor ki bu değerlerin hepsini onun yaptığı deney sayesinde keşfetmiştik. Torricelli diyor ki bir Thor demek bir milimetre civa demektir. Yani bir milimetre. yüksekliğindeki cıvanın yaptığı tabanında yaptığı basınç bir toru eşittir. Dolayısıyla santimetre ile milimetreyi kıyasladığımız zaman hani 10 katı oluyor ya işte o yüzden bunların ikisinin karşılığı da aslında 760 olacak. Dolayısıyla 10 tor 1 santimetre cıvadır şeklinde de burayı değerlendirmeye alabiliriz. Geçiyoruz bir diğer büyüklüğümüze sıcaklıktan bahsedeceğiz arkadaşlar. Bak sıcaklığın tanımı çok önemli. Sürekli ve sürekli karşımıza çıkacak ve Bunun üzerinden yorum yapmamız gerekecek hem bu sene hem ilerleyen yıllarda. Arkadaşlar diyeceğiz ki taneciklerin sahip olduğu ortalama kinetik enerjiye biz sıcaklık adını veriyoruz. Daha doğrusu bu ortalama kinetik enerjiyi veren büyüklüğe sıcaklık adını veriyoruz. Peki neden ortalama ifadesini kullanıyoruz? Şimdi kinetik enerji dediğimiz zaman hani fizikten hatırlarsınız 1 bölü 2 mv kare yani maddenin Hızıyla alakalı bir enerji çeşidiydi. Madde ne kadar hızlıysa o kadar yüksek kinetik enerjiye sahip oluyordu. Şimdi tanecikler sürekli hareket ediyorlar ve birbirlerine çarpıyorlar dedik. Dolayısıyla her biri aynı hızla hareket etmediği için her birinin kinetik enerjisi birbirinden farklı. Yani bir gaz düşünün gaz ortamındaki bütün taneciklerin hem hızı hem de dolayısıyla da kinetik enerjisi birbirinden farklı oluyor. Dolayısıyla burada o taneciklerin kinetik enerjisini değerlendirirken... Ortalama kinetik enerjisi ifadesini kullanacağız. İşte buna da sıcaklık adını vereceğiz arkadaşlar. O zaman sen bir gazın sıcaklığını artırdığın zaman bu taneciklerin çok daha hızlı hareket etmeye başladığı anlamına geliyor ki kinetik enerjisini artırdığın için. Şimdi burada birim olarak ne kullanacağız peki? Tabii ki günlük hayattan hepimizin bildiği bir santigrat derece yani selsiyüs cinsinden sıcaklık ölçümü var. Hani biz bunu kullanıyoruz günlük hayatımızda ama bilim dünyasının kullandığı sıcaklık birimi Evet. Kelvin'dir arkadaşlar ve Kelvin'e mutlak sıcaklık adını veririz. Neden mutlak sıcaklık diyoruz? Bak eksi Kelvin diye bir şey yok. Eksi 10 Kelvin diye bir sıcaklık yok. Çünkü 0 Kelvin mutlak sıcaklıktır. Bunu da tanımdan yola çıkarak gideceğiz. Hani dedik ya kinetik enerjiye ait ortalama bir değere aslında sıcaklık diyoruz. Kinetik enerjide hareket enerjisi olduğuna göre 0 Kelvin taneciklerin o titreşim hareketinin dahi durduğu bir sıcaklıktır. Dolayısıyla kinetik enerji sıfırlanmış oluyor. Kinetik enerji sıfırsa burada sıcaklık da sıfırdır. Bu da mutlak sıfırı bize getirir. Oradan daha düşük bir enerjiye geçme ihtimalimiz olmadığı için. O yüzdendir ki Kelvin cinsinden sıcaklıklara biz mutlak sıcaklık adını vereceğiz arkadaşlar. Peki bunlar arasındaki geçişi nasıl yapıyoruz? Biz eğer Kelvin cinsinden sıcaklığı bulmak istiyorsak santigrat derece cinsinden bildiğimiz sıcaklığın üzerine 273 eklememiz yeterli olacak. Yani mesela soru bize dedi ki 0 santigrat derece biz bunu Kelvin'e çevirmek istiyorsak bunun 273 Kelvin'e eşit olduğunu söyleyebiliriz. Ya da 27 santigrat derece sıcaklıktan bahsediyor. Biz kelvin cinsinden kullanacaksak eğer bunun hemen 273 fazlası yani 300 kelvine eşit olduğunu ifade edebiliriz. Şimdi arkadaşlar geliyoruz sıcaklıktan bahsettik bir de hacimden bahsedebiliriz artık. Şimdi gazların hacmi ile ilgili tanımı yaparken ne dedik? Gaz hacmi kap hacmi eşittir. Çünkü gazlar bulunduğu kabın hem hacmini hem şeklini alıyorlardı. Yani bulunduğu kabın her tarafını dolduruyorlardı. Yani şöyle düşün. Küçük bir spreyin içerisinde bir gaz olsun. O gazın hacmi nedir? Spreyin hacmi neyse o. Kabının hacmi neyse o daha doğrusu. Biz onu sıkıp bir süre bekledikten sonra artık oradaki hacim yani daha doğrusu oradaki gazın hacmi odanın hacmini eşit olacak. Çünkü odanın her yerini kaplamıştır artık. Dolayısıyla da kap hacmi eşittir gaz hacmi ölçüm yapacaksak bunu söylememiz yeterli. Burada birimler arası geçişimiz nasıldı peki? Bir litre demek bir desimetre küp demek arkadaşlar. Yani iki farklı... Birimlendirme sistemini kullanabiliriz ikisi de karşımıza çıkabilir. 1 litre demek 1 santimetre küp demek ve hani litre ile mililitre arasında geçiş yapmak istiyorsak bir ifadenin önüne mili geliyorsa bu aslında bin ile çarpmak demek oluyor. Dolayısıyla 1 litre 1000 mililitredir. Buradan yorum çıkarırız arkadaşlar o zaman 1 desimetre küpte 1000 santimetre küptür ya da benzer şekilde 1 desimetre küp 1000 mililitreye eşittir bu geçişlerin hepsini kullanabiliriz. Miktara gelecek olursak, miktar arkadaşlar, yani hemen bize bir mol kavramı diye bir kavrama götürecek aslında. Ve diyeceğiz ki tanecik sayısını, bir maddenin, bir gazın taşıdığı tanecik sayısını ifade eden değere miktar diyeceğiz. Ve bunu da mol ile göstereceğiz. Ve mol değerini de şöyle bir sayıyla kullanacağız. Bunu önümüzdeki yıl çok daha detaylı bir şekilde göreceğiz. 6,02 çarpı 10 üzeri 23 tane. Tanecik bu atom ya da molekül olabilir. Bize aslında bir mol taneciği ifade eder arkadaşlar. Ve bu sayede de kütle ile tanecik sayısı arasında ya da mol sayısı arasında geçiş yapma fırsatı sunar. Bak burada şöyle bir ifade kullanacağız. Hani bu yıl değil de daha çok seneye kullanacağımız aslında bir hesaplama sistemi olacak. Bize molekül yapıları ya da bileşik yapılarını verecek. Ve biz bu bileşik yapılarının kütlesinden yola çıkarak kaç mol olduğunu basit oran orantı hesabıyla yapacağız. Mesela. Bak karbondioksit diyorsa diyeceğiz ki karbondioksit burada da bize atom kütlelerini vermiş. 12 artı 2 çarpı 16'dan 44'e eşittir. Bak bunu bulduğumuz anda şunu söyleyeceğiz. Bu 1 molünün 44 gram olduğu anlamına gelir. O zaman 22 gram karbondioksit diyorsa bak yarısı olduğu için 0.5 mol karbondioksit eşittir. Ya da 20 gram SO2 demiş bak SO2 hemen ne yapıyoruz? 132 artı 2 çarpı 16'dan 64 olarak bulacağız. O zaman diyeceğiz ki bunun 1 molü 64 gramsa 20 gramı kaç moldur buradan hesabımızı yapacağız. Hemen yani nasıl söyleyebiliriz? Demek ki 20 bölü 64 mol gibi bir değer buna yazabiliriz. Ve 32 gram CH4. CH4'ü alıyorsun karşına 12 artı 4 çarpı 1 bize verdiği değerlerden yerine yazıyoruz. Burayı 16 olarak buluyoruz. Eğer 1 molü 16 gramsa 32 gramı... Bunun iki katı olduğuna göre demek ki iki moldur şeklinde değerlendirmeyi alıyoruz. Geçelim artık hal değişim grafiklerinden bahsetmeye arkadaşlar. Şimdi maddenin ta katı halden gaz hale geçene kadar tabii ki bir süreç var ve biliyoruz ki bu süreç esnasında bu olayların tamamı endotermik yani dışarıdan ısı alarak gerçekleşir. Biz sisteme bir maddeye ısı verdiğimiz sürece bu ya sıcaklığını artırır verdiğimiz enerji sayesinde ya da. Hal değiştirir. İşte katı halde ise sıvı halde ise gaz halde geçiş yapar. Şimdi böyle bir grafikle inceleyeceğiz biz bunu. Diyeceğiz ki eğer bizim bahsettiğimiz madde saf bir madde ise saf maddelerin hal değişimleri sabit sıcaklıkta gerçekleşir. Yani bu grafikte sabit sıcaklıkta gördüğümüz anlar aslında onun hal değiştirdiği anlar olacak. O yüzden biz bu grafiği şöyle bölgelere ayıracak olursak sıcaklığın arttığı yerler. hal değişiminin olmadığı, verdiğimiz ısının tamamen sıcaklığa dönüştüğü yerler, sıcaklığın sabit kaldığı yerleri ise maddenin hal değiştirdiği yerleri olarak değerlendirmeye alacağız. Mesela bak birinci bölgede ne oluyormuş? Madde katı halden gaz hale gidene kadar ısındığı bir süreci veriyor ya bu. Birinci bölgede sadece katı halde madde var. Üçüncü bölgede sadece sıvı halde olan madde var. Çünkü sıcaklık artıyor, sıcaklık artıyor. Sadece işim yok saf maddelerden bahsediyorsak. Ya da beşinci bölgede sadece gaz fazında maddeler var. Ama ikinci ve dördüncü bölgelere geldiğimiz zaman, bak erime ve donma süreci var burada değil mi? Dolayısıyla ikinci bölgede hangi fiziksel haller bulunur? Maddenin hem katı hem de sıvı hali bu bölgede bulunur arkadaşlar. Her ikisi de vardır. Çünkü erime sürecinde katının tamamı sıvıya dönene kadar Bu sistem devam edecek veya dördüncü bölgeyi devam değerlendirmeye alacak olursak bu defa da maddenin sıvıdan gaza geçtiği süreçten bahsettiğimiz için sıvı ve gaz fazındaki maddelerin her ikisi de ortamda aynı anda bulunur. Dolayısıyla birinci, üçüncü ve beşinci bölgeleri değerlendirmeye alırsak bak sadece katı var sadece sıvı sadece gaz. Dolayısıyla burada madde homojen bir görüntüye sahiptir diyeceğiz. İki ve dördüncü bölgeye geldiğimiz zaman hani aynı anda... birden farklı fiziksel hal olduğu için buraya diyeceğiz ki oradaki görüntü heterojen bir görüntüdür. Oradaki maddemiz birden fazla fiziksel hal içerdiği için. Şimdi diyeceğiz ki biz burada sisteme belli bir miktar enerji veriyoruz ve bu enerji bir şekilde ya kinetik enerjiye dönüştürülüyor ya da potansiyel enerjiye dönüştürülüyor. Eğer sıcaklık artıyorsa hani sıcaklığın tanımından nasıl yorumluyorduk biz bunu? Taneciklerin sahip olduğu kinetik enerji olarak tanımlıyorduk. Dolayısıyla... Birinci, üçüncü ve beşinci bölgelerde yani sıcaklığın arttığı bölgelerde maddenin kinetik enerjisinin arttığını söyleyeceğiz arkadaşlar. Verdiğimiz ısı enerjisinin tamamı burada kinetik enerjiye dönüşüyordur. Ama ikinci ve dördüncü bölgelerde bak sıcaklık sabit. Sıcaklık sabitse kinetik enerji değişemez. Maddenin hal değiştirmesi bizim için önemli değil. Kinetik enerji sabit bir durumdadır. Peki verdiğimiz enerji ikinci ve dördüncü bölgelerde ne oluyor? Onlar arkadaşlar bu defa maddenin hal değişimi için kullanıldığı için ve maddenin hali potansiyel enerjiyi ifade ettiği için potansiyel enerjinin artar bir durumda olduğunu söyleyebiliriz. 1, 3, 5'e geldiğimiz zaman bu defa da hal değişimi olmadığı için maddenin aynı fiziksel halde kaldığını bildiğimiz için potansiyel enerjinin sabit bir şekilde ilerlediğini belirteceğiz arkadaşlar. Buradaki sıcaklık değerlerine gelecek olursak... Birden üçe geçen şu sıcaklık aralığı var ya bu maddenin katıdan sıvıya geçtiği aralık olduğu için erime noktası adını alacak. Benzer şekilde üçten beşe doğru giden şu dördüncü bölgede madde sıvıdan gaz hale gittiği için kaynama noktası olarak adlandırılacak. Yani bu sıcaklıkların karşılığını da bu şekilde okumamız mümkün olacak hal değişim grafiklerini yorumlarken. Eğer burada hal değişim grafiğinde karşımıza çıkan madde de daha doğrusu grafik de hal değişim esnasında da sıcaklık artıyor olsaydı. Buradan şu yorum yapacaktık. Demek ki bizim elimizdeki madde saf bir madde değildir. Çünkü saf maddelerin hal değişimi esnasında sıcaklıkları değişmez diyecektik. Bunu tabii ki soğuma grafiğinde de aynı şekilde değerlendirmeyi alırız arkadaşlar. Az öncekinde ısınma grafiği vardı. Bu defa biz ortamda ısı çekiyorsak bu defa ne olacak? Birinci bölgede sadece gördüğümüz üzere gaz halinde maddeler var. Yine burada hangi enerji azalıyor? Kinetik enerji azalıyor. Sıcaklıktaki azalmadan ötürü. Biraz daha soğuttuğumuz zaman ne oluyor arkadaşlar? Ortamda gaz ve sıvı haldeki maddeler birlikte bulunuyor. O yüzden heterojen bir durum gene burada karşımıza çıkacak. Burayı yoğuşma noktası olarak adlandırıyoruz. Çünkü madde gaz halinden sıvı hale geçiyor. Ve şunu söyleyeceğiz arkadaşlar. Yoğuşma noktası dolayısıyla kaynama noktasına eşittir. Çünkü grafiği aslında bize tersten vermiş burada sadece. Değişen hiçbir şey yok. Üçüncü bölgede sadece sıvı halde maddelerin olduğunu görüyoruz. ...ve maddenin sıcaklığının azaldığını görüyoruz. Dolayısıyla üçüncü bölgede kinetik enerji azalıyordur......ve madde yine homojen bir görüntüye sahiptir. Dördüncü bölgede sıvı ve katının birlikte olduğunu......ve bir hal değişimi esnasında çekildiğini görüyoruz. Dolayısıyla burası yine bize donma noktasını veya erime noktasını verecek. İkisi aynı sıcaklık değerini aslında bize ifade edecek. Ve burada madde heterojen görünümde olacak. Ve burada azalan enerji bu defa potansiyel enerji olacak. Tıpkı ikinci bölgede olduğu gibi... Beşinci bölgeye geldiğimiz zaman madde yine sıcaklığını düşürmeye başladığı için orada artık hal değişimi tamamlanmıştır. Ve sıcaklık düştüğü için kinetik enerji azalıyordur şeklinde yorumlayacağız. Bu bölge boyunca da yine potansiyel enerjinin sabit kaldığını söyleyeceğiz. Geçiyoruz arkadaşlar maddenin artık plazma halinden bahsetmeye. Şimdi plazma halinin tanımı aslında çok önemli. Biz tanımını öğrendikten sonra geri kalan yorumları oradan yapacağız. Diyeceğiz ki maddenin plazma hali iyonize... Olmuş gaz hali demektir arkadaşlar. Yani gaz halinde bir madde olacak. Bak sıvıdan direkt plazmaya geçiş yok ya da katıdan plazmaya geçiş yok. Madde gaz halinden plazmaya geçer. Çünkü gaz halindeki bir maddenin iyonize olmasıyla oluşur. Peki bu... ...tudan... İonize olmaktan kastımız ne? Şimdi mesela maddenin gaz halini değerlendirecek olursak hidrojen gazı. Bak hidrojen gazında ne var arkadaşlar? Hidrojen molekülleri var. Sadece molekül var değil mi? Başka hiçbir şey yok. Eğer biz bunu plazma haline geçirecek olursak plazma hali maddenin en yüksek enerjili hali olduğunu da biliyoruz arkadaşlar. Bunu da bir cebimize koyalım. Maddenin en yüksek enerjili hali olduğu için o kadar fazla enerjisi oluyor ki artık şuradaki bağ yerinde kalamıyor. Bağ kopmak istiyor. O hidrojen atomları arasında durmak istemiyor. Dolayısıyla ne yapıyor? Bunun önünde birkaç seçenek var. Buradaki iki elektronun ikisi birden hidrojenlerden birine gidebilir. Bu demek oluyor ki H artı ve şöyle H eksi iyonları oluşuyor ortamda demek oluyor. Veya elektron kopup ortamdan tamamen uzaklaşabilir. Yani ortamda dolaşan elektronlar ortaya çıkıyor. Ve tabii ki hidrojen molekülleri de yine aynı ortamda bulunmaya devam ediyor. Yani gaz haldeydiğin zaman sadece molekülü... yapısı var ya da işte bir soy gası atomlar var. Ama eğer sen onu plazma haline getirirsen bu defa ortamda artı ve eksi yüklü iyonlar olacak. Elektronlar olacak ve moleküller olacak. Birden fazla tanecik ortamda bulunacak ve bunların büyük çoğunluğu da yüklü hale gelmiş olacak. Tamam mı? Bu hangi özellikleri kazandırıyor bize? Bak iyonize olmuş oldu. Hatta hal değişimi esnasında da diyorduk ki maddenin gazdan plazmaya geçişine iyonizasyon plazmadan gaza tekrar dönüşüne ise deiyonizasyon adı veriliyor. Dur. Aslında o da bu tanımdan geliyor. Şimdi elektrik ve manyetik alandan plazmalar etkilenir arkadaşlar. Neden? Ortamda yüklü tanecikler var ve bu yüklü tanecikler de çok hareketliler. Sürekli hareket ediyorlar. Tıpkı gaz taneciklerinde olduğu gibi moleküller elektrik ve manyetik alandan etkilenmez. Çünkü yüklü değiller. Tamam mı? Bu yüklü olma durumu bu özelliği kazandırıyor. Bunun yanı sıra hareketli ve yüklü tanecikler olduğu için ısı ve elektriği çok iyi iletir arkadaşlar. Plazma halindeki maddeler hatta ışık hızında iletirler diyeceğiz. Bu haldeki maddeler için gaz hali iletiyor mu? Yani hidrojen iletiyor mu? Yüklü tanecik yok o yüzden iletmiyordur diyeceğiz. Ama plazma hali bu iletim şansına sahip olacak. Ve çok yüksek enerjili arkadaşlar. Aşırı yüksek enerjili ve hatta diyeceğiz ki maddenin en yüksek enerjili hali bu ama en düzensiz hali gaz dedim. Ve bütün maddelerin iki tane ortak eğilimi var. Maksimum düzensizliğe ulaşmak ve minimum enerji. Şimdi bu ikisi de gazların özelliği yani plazma halinde olmak istemiyor bir madde. Biz ona enerji verdiğimiz zaman hem daha düzensiz olmak hem de bu enerjiden kurtulmak için kendiliğinden gaz hale geçiyor. İşte bu gaz hale geçiş esnasında da bu üzerinde fazladan biriken enerjiyi açığa çıkarıyor ve bu enerjiyi de ışık yoluyla açığa çıkardığı için ışıma yaptığını söyleyeceğiz. Şimdi burada dolayısıyla plazma halini hani örneklendirecek olursak günlük hayatımızdan çevremizden gör... Gördüğümüz plazmalara ışıma yapan neredeyse bütün maddeler ışık yayan bütün maddeler plazmadır diyebiliriz. Mesela kim var? Güneş arkadaşlar güneş plazma haldedir. O yüzden zaten ışık yiyebiliyor. Ya da yıldızların plazma halinde olduğunu söyleyeceğiz. Benzer sebeplerden ötürü. Bak ateş aslında maddenin havadaki gaz taneciklerinin plazma hale geçmesi sayesinde ortaya çıkar. Bu yüzden ateşten ışımalar görürüz. Ya da ateş böceğinin mesela arka tarafı yine aynı şekilde plazma. halinden ötürü ışınmalar yapar. Bunun yanı sıra bak bunlar doğal plazmalar. Günlük hayatımızda karşımıza çıkan işte yıldırım, şimşek gibi ışıma yapan bir şey görüyorsak bu plazma halinde olduğu içindir. Bunun yanı sıra plazma küreler ya da plazma televizyonlar gibi bazı yapay plazmalarda mevcut onların da ya da işte florasan lamba bu da yine plazma hal örnektir. Bu sayede ışınmalar yapar ve biz kullanıma sahip oluruz. Onu kullanmak O zaman ne yapıyoruz? Tabii ki ödüllü sorumuzu cevaplandırıyoruz. Yorumlarda paylaşmayı ihmal etmiyoruz. Videoyu beğeniyoruz. Ve kanala hala daha abone değilsek bir an önce abone olup hiçbir dersi kaçırmadan yolumuza güzelce devam ediyoruz. Ve bir sonraki dersimizde tam da burada yeniden buluşuyoruz. Hepinize sağlıklı günler diliyorum. Tekrar görüşmek üzere. Altyazı M.K. İNTRO