Transcript for:
Atina ve Peisistratos'un İktidara Gelişi ve Med-Pers İmparatorluğu Olayları

onu düşürenler ise sonra yeniden Birbirlerine girdiler Dört yandan ayaklanmalarla çevrilen medakles bir adam gösterdi pes istirahat olsa çeyiz olarak tiranlığını ona verirsem kızımı alır mı diye sordurdu pes istratos pek hoşlandı bu öneriden kabul etti anlaştılar ve yeniden başa geçmesi için bir plan kurdular ki ben bu planı gene de pek çocukça bulurum Yunanlıların barbarlardan öteden beri çok daha ince düşünceli olmakla ayrıldıkları ve onlar kadar böyle olmadıkları göz önünde tutulursa Yunanlıların da en açık gözü olmakla övünen atinalılara karşı böyle bir planla çıkılamazdı payına demosunda file adında bir kadın vardı iri bir kadındı boyu 4 dirsekten 3 parmak eksikti ve çok güzeldi sırtına Bu kadının bütün bir zırh geçirdiler bir arabaya bindirdiler görkemli görünmek için için Nasıl davranması gerektiğini Öğrettiler sonra Atina'ya götürdüler önlerinde koşan adamları kente girdikleri zaman bağırmaya başladılar atinalılar pes istratosu bağınıza basınız atene kendisi getiriyor onu akropolüne çünkü bütün insanlar arasında en beğendiği odur 4 yana dağılmışlar bu sözleri yayıyorlardı Athena'nın ve ististra tuzu getirdiği hemen her demosda yayılıyordu ve kent halkı Bu kadının sahiden tanrıç olup olmadığından hiç kuşkulanmadan bu ölümlüye tapıyor ve tesisatosu karşılamaya koşuyordu tiranlığı işte böyle ele geçiren pes İsra toz aradaki anlaşmaya uyarak Mega kulesinin kızıyla evlendi ama yetişkin oğulları vardı bir de akmayın oğulları zaten Tanrı lanetine uğramış sayılırlardı Bu yüzden yeni karısından da çocuk olsun istemiyordu bundan ötürü karısını tersinden kullanmaya başladı genç kadın önceleri kimseye bir şey söylemedi sonradan anasının zorlamasıyla belki anasına söyledi O da babaya haber verdi megaklesin çok Gücüne gitti bu durum ve istirahatosu namusuna el uzatmış olmakla suçladı o öfkeyle politik düşmanlarına yaklaştı kendisine karşı bir dolap döndürüldüğünü öğrenen passistra toz ülkesinden ayrıldı ve eritirayiye çekildi orada durumu oğullarıyla birlikte düşünmeye başladı kendisi ile beraber gelenlerden hepi yazısını düşüncesi tiranlığı yeniden ele geçirmekti elektriği ya da Eskiden kendilerine boyun borcu olan bütün illerden para topladılar çoğu büyük paralar verdiler en Cömert davrananları da tebaileler oldular ama işe başlayıncaya kadar yıllar yıllara katıldı ve Dönüş için hazırlandılar çıkıp kente doğru yönelmişlerdi polen athenesi tapınağının orada karşılaştılar ve karşılıklı konakladılar orada akarmaniyalı Bilici amfiltos tanrısal bir Esin'e uyarak geldi pes istratosu buldu ona doğru yürüyerek heksametron dizeler halinde şu oraklı söyledi ağlar atıldı Ayaydın gece de balıklar gergin ağalara takılacaklar Böyle konuştu tanrısal Bilici ve stratos oraklinin anlamını kavradı ve ona göre davrandı ordusunu yürüttü kentli atinalılar yemek yemişlerdi yemeğini bitirenlerin kimi zarın başına oturmuş kimi yatıp uyumuştu pes istirahatosunu adamları onları bastırdı ve Kaçırdılar bunların kaçtıklarını Gören ve istirahatoz toparlanmalarına fırsat vermemek için başka daha ustalıkla bir şey düşündü oğullarını adlandırdı ve önden gönderdi Bunlar kaçanlara yetişiyorlar Korkacak bir şey olmadığını Herkesin kendi işinin gücünün başına gitmesini pes istirahat olsun buyruğunun böyle olduğunu söylüyorlardı atinalılar inandılar ve işte pes istirahatoz böyle üçüncü kez Atina'da Egemen oldu bir sürü paralı asker topladı ve bir de hem kendi ülkesinden hem de streamon madenlerinden sağladığı gelirle trenlılığını iyice pekiştirdi hemen kaçacak yerde kendisine karşı savaşmış olan Atinalıların çocuklarını rehin olarak toplattı nakşosta yerleştirdi bu adayı ele geçirmiş ve ligdamis'in yönetimine vermişti son olarak da orakların dediklerine uyarak Delos adasını arıttırdı tapınağın görüş alanı içinde kalan mezarları açtırdı ölüleri çıkarttırdı ve adanın başka yerlerine gömdürttü ve ististratoz artık Atina tiranıydı atinalılardan Kimisi savaşta ölmüş Kimisi de atmayın oğullarının peşine takılıp göç etmişti yurtlarından uzakta Sürgün olarak yaşıyorlardı soruşturma yaptırdığı sırada Atina'nın başına İşte bunlar gelmişti ve crossyos'ta bunu böylece öğrenmişti lakabeimonlular hakkında öğrendiklerine gelince o da şöyleydi Bunlar pek zor bir dönemi arkada bırakmışlar ve tegallıları yenmişlerdi sparta'da leon ve hegax sesin hüküm sürdükleri dönemde başarıdan başarıya koşan lex abilen Bir tek bunları olmuşlardı daha da eskiye gidilirse le le dayım oğlular bütün yunanistan’ın uygarlıkta engeli olan halkıydılar dışarıya kapalıydılar kendi aralarında da bir toplum yaşayışları yoktu Bunlar bakınız nasıl kötü yasaları kaldırıp yerine iyilerini koydular spartanın hatırı sayılır yurttaşı lukurgos delforya'ya gitmişti orak le danışacaktı tapınakta büyük salonun kapısından içeri adımını atar atmaz bit ya onu şu sözlerle karşıladı zengin tapınağımda görmeye geldin beni Zeus'un ve olimpos'ta oturan Tanrıların sevgilisi bir konuksun sen Ey lukurgoz sen bir ölümlü mü yoksa bir Tanrı mısın bilemiyorum ama şu gözlerimin önündeki lukurgoz daha çok bir tanrıdır Kimileri bugün sparta'da yürürlükte olan yasayı da ona pitanın vermiş olduğunu söylerler ama lakedeyim onlulara göre bir kurgos bu yasayı yeğenin Sparta Kralı lebotezin Valisi olarak bulunduğu giritten getirmiştir bu görevi aldı ve gerçekten bütün yasaları değiştirdi ve koyduğu yasalara karşı çıkılmamasına dikkat etti bundan sonra da savaş işlerine değin olarak animationları tarikatları ve stilleri son olarak da efeosları ve yaşlılar meclisini kurdu kötü yasalarını böyle değiştirmişlerdir ve lukurgos ölünce onun adına bir tapınak kurmuşlar ve ona büyük Onur vermişlerdir Toprak bereketli ve hak kalabalıktı kısa zamanda geliştiler zenginleştiler ve artık Barış içinde yaşamak onlara Yetmez oldu arcadyalılardan daha güçlü olmakla övülmeye başladılar bütün Arka adiayı ele geçirebilir miyiz diye orakle danıştılar Onlara aşağıdaki oraklı söyledi arka diye istemek fazlasına kaçmaktır olmaz orada meşe palamuduyla beslenen güçlü bir halk var çabalarınızı boşa çıkarırlar ama sizden esirgemem ölçü işleriyle ölçülmüş ve ayaklar yere vurularak oyunlar oynanan toprağı bereketli size onu vereceğim bu oraklı dinleyen lakademionlular arkayalılarla çatışmaktan kaçındılar yalnız takelialılara karşı sefer açtılar yanlarına zincirler almışlardı oğlu orestisin kemiklerini spartaya getirmelerini buyurdu ama onlar mezarı bulamadılar ve tanrıça'ya yeniden adam gönderip Nerede yattığını sordular pita Bu soruya şu cevabı verdi arkadia'da tg'ye bir ova iki Rüzgar Eser orada uğursuz ve değişmez bir yasadır bu yumruğa karşı yumruk eziyet üstüne eziyet oestez oradadır canlı tohumlarla dolu Toprak örtüyor Onu al onu Kent senin olacaktır bu sözleri üzerine rakadiumonlular aramadık kıyı Bucak bırakmadılar ama gene bulamadılar ta ki spartalıların agathergos dedikleri kimselerden biri olan nikas mezarı buluncaya kadar bu agatergoslar kentte yaşayan spartalılardandır yaş sırasına göre her yıl 5 tanesi aklı birliklerden çıkıyorlardı ve çıktıkları yıl hemen emekli olmuyorlar devlet hesabını her biri ayrı bir işte Görev alıyorlardı İşte bu adamlardan biri olan Lucas bir rastlantıdan yararlanarak biraz da kafasını çalıştırarak tagea'daki mezarı meydana çıkarmıştır O Aralık tekealılarla ilişkiler yeniden başlamıştı orada bir Demirci dükkanına girmiş demirin nasıl işlendiğini hayranlıkla seyrediyordu onun bu halini fark eden Demirci İşini bırakıp ona şunları söyledi eyle yabancı şu demirin işlenişine bakıp şaşıyorsun ya Bir de benim görmüş olduğumu görseydin ne yapardın şu avluda Bir Kuyu açmak istiyordum toprağı kazarken 7 dirsek boyunda bir tabut çıktı şimdiki insanlardan daha uzun bir insan olabileceğini inanmadığım için tabutu açtım ve ölüyü gördüm tabut ölünün boyuna göreydi ölçtüm ve sonra üstüne toprak attım kapattım adam gördüğünü saf saf anlatıyordu ama sözler öbürünün ilgisini uyandırmıştı orakliğinin verdiği işaretlere göre bunun orastest olabileceği sonucuna varıyor ve şu yakıştırmaları yapıyordu Demircinin iki körüğü iki rüzgarda örs ve çekiç karşılıklı iki çarpışmaydı dövülen demir eziyetten Doğan eziyet Bu da demirin bulunuşunu insanoğlunun bahtsızlığına yoran bir ayrıntıydı kafasında bunları bir araya getiren lykas doğru spartaya döndü lakadimonluları Olan biteni anlattı lakadimonlular onu uydurma bir suçlamayla Sözde mahkemeye verdiler ve ülkeden sürüp çıkardılar O da yeniden tagea'ya geldi demirciye gidip başına gelenlerden yakındı adamın olmaz demesine bakmayıp avluyu kiralamak istedi zamanla amacına ulaştı oraya yerleşti tabutu çıkardı kemikleri toplayıp spartaya götürdü O gün bugün ne zaman iki halk boy ölçüsüzse savaşta üstünlük hep lekadayım oğlularda kalır ve şimdiden pelopenizin büyük bölümü onların elindedir Şimdi gelelim gene prosese o bu durumu öğrenince spartaya elçiler göndermişti Bunlar armağanlarla beraber birlik olma önerileri de götürüyorlardı ve kullanacakları değil kendilerine iyice belletilmişti bakınız nasıl konuştular spartaya varınca bizi buraya gönderen lidyanın ve daha başka yerlerin kralı olan cros'dur Size şunları söylüyor lakademi mumlular diyor tanrısal olarak bana Yunan ülkesinde bir bağlaşma aramamı buyurdu yunanistan’ın başta gelen halkı olarak bana siz gönderildiniz işte ben de oraklı uyarak sizinle Yalansız dolansız dost ve birlik olmak istediğimi bildiriyorum crose yosun adamlarıyla ilettiği haber işte şöyleydi prosiossa iletilmiş olan orakten haberleri olmuştu lidyalıların gelişine sevindiler ve Yeminle pekiştirilmiş bir dostluk ve birlik sözleşmesi yapmaya karar verdiler zaten crossyoz bundan önce de kendilerine karşı iyi davranmıştı bu yüzden ona bağlanmışlardı lakoloniya'da termoks dağının tepesinde Bugün de Duran Apollon heykelini yapmak için neredeyse gönderip altın satın almak istemişlerdi ve crosios'ta satın almak istedikleri altını onlardan esirgememişti bu hatıra zaten bağdaşmadan yana çekiyordu Yakayı prosios'un bütün Yunanlılar arasında dost olmak için kendilerini seçmiş olmasından ötürü koltukları kabarıyordu ve isteği kabul etmekle kalmadılar bir de krateros yaptırdılar bronzdan dışı işlemeli ağzının çevresi hayvan resimleri ile süslü 300 amforalık bir krateros kendileri de bir armağanla onurlandırmış olmak için bunu gönderdiler ama bu krateros serdes'e ulaşamadı nedeni iki türlü anlatılır lakadeyim onlulara göre samoslular bunu haber almışlar krateros serbest'e gönderilerken samos yörelerinde samoslular uzun kayıklarına binip kafilenin üstüne gidip yağma etmişler Ama öbür yandan samoslular da diyorlar ki krateros'u götürmekte olan lekadayım onlular geç kalmışlardı ve serdesin ve crossosun düşmüş olduğunu haber almışlar ve kriteros'u samos'ta satmışlardır orada bunu özel kişiler Satın almış ve Here tapınağını adamışlardır ola ki haberciler satıp sapıp spartaya döndüklerinde samoslular bizi soydular demiş olsunlar krateros'un başına gelen İşte budur Bu arada oraklı yanlış yorumlamakta olan cruisos Kapadokya'ya karşı sefer açmıştı kayros'u devirmeyi Pers devletini yıkmayı umuyordu tam perslerle savaşa tutuşacağı sırada yurttaşları arasında bilgeliği ve aklı başında oluşuyla tanınan bir Lidyalı ona düşüncelerini şu sözlerle bildirdi bu lidyalı’nın bu insanların ne halde olduklarını düşün Ayaklarında bol deri pantolonlar var zaten üst başları hep deriden istedikleri kader değil buldukları kadar yiyorlar Zira toprakları taştır şarap içmesini bilmezler içkileri şudur ağızlarını tatlandırmak için incirleri ya da başka bir şeyleri yoktur ellerinde bir şey olmadığına göre bunları alt etsen de eline ne geçecektir ama Yenilirsen Bak neler kaybedeceksin bir kez bizdeki şeylerin kıvamı tatlılar mı Sımsıkı yapışacaklar Bir daha da bırakmayacaklardır bana kalırsa tanrılara şükrediyorum perslerin kafasına Lidya üzerine yürümek düşüncesini sokmuyor diye crossyoz bu öğüde kulak asmadı gerçekten de perslerin lidyalıları yenmeden önce bir tek lüksleri ve iyi bir şeyleri yoktu kapadokyalılara Yunanlılar Suriyeli derler Bu Suriyeliler Pers egemenliği altına düşmeden önce meddere bağlıydılar medlerin toprakları ile lidyalı'nınkiler arasında sınır Aslında hals ırmağıdı ki bu Irmak Ermenistan dağlarından çıkar klikyadan geçer mateenlerin sağına pirgia'ya soluna alıp bu ülke arasından Akar Bu ülkeleri geçtikten sonra kuzeye doğrularak Kapadokya Suriyelileri ile sol kıyıdaki flagonya arasında sınır çizer Demek ki Halis Irmak hemen hemen bütün Asya'yı kıyıdan öbürüne kesmiş olur bir yandan Kıbrıs adasının karşısına rastlayan kıyı öbür yanda Karadeniz kıyıları Burası bir çeşit boyun noktasıdır ve ayağına çabuk bir adam bu yolu 5 günde alabilir crysos Kapadokya'ya sefer açıyordu Çünkü bir defa imparatorluğuna yeni Topraklar katmak isteyen bir Fatih olma Tutkusu vardı içinde bir de asıl kairos'tan Asya gelinsin öcünü almak istiyordu zaten orak de kendisine başarı ümidi vermişti Bu Asiye gezesin oğlu crosios'un kaynı ve medlerin kralıydı ve kan bir ses oğlu kayros tarafından devrilmişti nasıl olup da kaynı olmuştu cros'un şöyle bir parti Göçebe bir ayaklanmadan sonra gizlice medyaya kaçmıştı o zamanlar burada preortes oğlu de questorunu kıyak res egemendi kıyak res İlkin yalvararak gelen sitleri iyi karşılamıştı o kadar ki kendilerine büyük değer vermiş genç çocukları yay kullanması ve dil öğrensinler diye bunlara emanet etmişti zaman geçti bu sikler düzenli olarak ava çıkarlar her seferinde bir şeyler getirirlerdi ama bir gün hiçbir şey getirmediler Elleri boş dönünce kıyak eski pek huysuz bir adamdı bunları kanlarına dokunacak kadar hırpaladı Bunlar kıyak res tarafından küçük düşürülmüş ve yüzlerine layık olmadıkları bir kara çalınmış saydılar kendilerini yanlarına verilmiş olan çocuklardan birini doğrayıp avda yakaladıkları hayvanları her zaman yaptıkları gibi güzel bir parça pişirip kıyak resim önüne sürmeye karar verdiler Bu armağanı sunacak ve sonra hemen kısa yoldan serdes'e sadiatesin oğlu Ali tezinin Yanına gideceklerdi öyle yaptılar kıyak res ve konukları yediler bu eti ve sütler bu marifetten sonra yalvarıp yakararak alyat etsin yanına gittiler bunları geri istedi ama Alya test vermedi Bu yüzden lidyalılarla medler arasında 5 yıl süren bir savaş çıktı sık sık medler lidyalıları dövdüler sık sık onlar tarafından dövüldüler Hele bir seferinde tuhaf bir gece savaşına da tutuştular savaş denk koşullar altında sürüyordu ki 6 yılda bir çarpışma sırasında ve ortalığın en çok karışmış olduğu bir anda gündüz birden yerini Karanlığa bıraktı bu Işık tutulmasını biletos'lu Tales iyonyalılara daha önceden bildirmişti yılına gününe kadar ama Lidyalılar ve medetler gün ortasında gece olduğunu görünce çarpışmayı kestiler ve hemen bir anlaşma bir Barış sözleşmesi yaptılar kilit Yolu siyanesiz ve babilli laboratosun kendilerini aracı seçtiler Bunlar Barış yeminlerini getirip götürmektense iki kralı bir araya getirecek bir evlenme tezgahladılar Aliya test kızı arienis'i girakresin oğluna asyage seversin dediler Zira bağ sağlam olmazsa uzlaşma dayanaksız olur bu haklarda yemin yunanlılarda olduğu gibidir Ayrıca bir de kollarının derisini çizip karşılıklı kanlarını yalarlar İşte kahiros aslında anasının babası olan bu asra gezisi daha sonra açıklayacağım bir nedenle devirmişti ve crosios'un kaos'tan şikayeti buydu bundan ötürü orak le danışmış perslere karşı savaş açması gerekir mi diye sormuş ve aldığı ikili cevabı işine geldiği gibi yorumlayıp onlara karşı sefer açmıştı prosios Halis kıyılarına vardığı zaman askerlerini mevcut köprülerden geçirmiştir ben öyle sanıyorum ama Yunanistan'da yaygın olan söylentiye bakılırsa ona ırmağı aşmasının çaresini biletos'lu Tales göstermişti crosios'un diyorlar Çok canı sıkılıyordu Çünkü onlara göre demin söylediğim Köprüler o zaman kurulmuş değildiler o sırada onun Konak yerinde bulunan talez ırmağı ordunun sol yakasında görüyordu ve onu sağa kadar da akıttırdı şöyle yaptı bu işi derin bir hen kazdırttı Konak gerinin üst yönüne doğru ve yarım ay biçimde Öyle ki eski yatağından sapan Irmak Konak yerinin ters yönünden giriyor ve çevresini dolandıktan sonra gene ilk yatağına dönüyordu ve böylece ikiye bölünmüş olan ırmağı aşmak daha kolay olmuştu Kimileri eski yatak büsbütün kurutuldu diyecek kadar ileri giderler Ama ben bunu kabul edemem öyle olsaydı ırmağı dönüşte nasıl geçebilirlerdi ırmağı açtıktan sonra Kapadokya'da piterya denilen yöreye vardı biter ya bu bölgenin en sağlam yeridir aşağı yukarı Karadeniz'in tanınmış kentlerinden Sinop yerlerine düşer orada konakladı ve Suriyelilerin yurtlarını yağma etti ülkenin başkentini aldı ve halkını köleleştirdi çevrede köy kasaba ne varsa hepsini aldı ve kendisine hiçbir zararları kullanılmamış olan Suriyelileri göç etmek zorunda bıraktı kairos ordusunu toplamıştı Ve aralarından geçtiği bütün haklardan da beslenip gücünü arttırarak crossos'a karşı yürüyüşe geçmişti onu topraklarından atmak için yola çıkmadan önce iyonyalılara elçiler göndermiş crossos'a karşı ayaklandırmayı denemişti iyonyalılar kulak asmadılar sonunda kairos cros'a ulaştı ve geldi biter ya da onun karşısında konakladı İşe başladılar ve birbirlerinin boyunu ölçtüler büyük savaş oldu iki yandan da çok adam düştü sonunda gece ayırdı onları birbirlerinden yenen yenilen belli olmadı bu tasarımların orta yerinde sadece senin çevresini yılanlar kapladı ve bu sürüngenler ortaya çıkar çıkmaz atlar otlaklarında otlamayı bırakıp kendilerini ava verdiler ve bunları yediler bu olay proses ile bir mucize gibi göründü gerçekten de mucizeydi hemen Terme sosyal kahinlerine başvurdu danışmak için habercileri geldiler gelmesine termosa mucizenin anlamını da öğrendiler ama cevabı cross'a götüremediler Zira gemi onları Sadece doğru götürürken Beni yanında crossos esir düşmüştü Ayrıca biz gene de termos hosluların yorumunu söyleyelim crossos demişlerdi üzerine yabancı dil konuşan bir ulusun yürümesini beklesin Bunlar ülkeye yayılacak yerlileri boyunduruk altına alacaklar Zira yılan toprağın oğludur at ise savaşçı ve Göçebe bir hayvandır termessoslular bu cevabı verdikleri zaman roseos çoktan yakalanmıştı Ama onların serbest de olup bitenlerden ve crosios'un felaketlerinden haberleri yoktu kahros biter ya savaşından sonra daha crosios'un Yola çıktığı an kestirmişti ki Cross dönüşte ordusunu terhis etmeyi düşünmektedir içgüdüsü ona lidyalıların kuvvetlerini yeniden toplamalarını beklemeden olanca hızıyla Sardes üzerine yürümesini söylüyordu bir kez Kararını verdikten sonra hiç zaman kaybetmeden uygulamaya geçti ordusunu soktu rusya’s'un onu karşısında görene kadar haberi olmadı her ne kadar birden baskına uğradı ise de Çünkü olanlar beklediğinden başka türlü çıkmıştı lidyalıları savaşa sürdü O dönemde Asya'da hiçbir halk yiğitlikle ve güçlükte lidyalıların bileğini bükemezlerdi at üstünde dövüşürlerdi büyük mızrakları vardı ve Usta bineceği idiler serbest Savaşı iki Ordu sadece kentinin önünde uzanan o uçsuz bucaksız ve çıplak ovada ve başka ırmaklara Kar burada hepsi de İçlerinde en büyüğü olan ve kutsal anaya adanmış bulunan dindimon Dağından çıkan ve fiyokya yörelerinde denize dökülen hermos ırmağına karışırlar Kaos Savaş düzenine Geçmiş olan lidyalıları görünce bunların atalarından ürktü ve medyalı harpagos'un sözünü dinleyerek şu tedbirleri aldı ordunun peşinden gelen ve yiyeceklerle öbür şeyleri Taşıyan develerin hepsini bir arabaya toplattı yüklerini indirdi üzerlerine Süvari askerlere bindirtti bu hazırlık tamamlanınca bunları cros'un atlılarını üzerine sürmek için Emir verdi ordunun geri kalanı bunların arkasındaydı piyadeler buyrultuya göre dev arkasından yürüyeceklerdi onların Arkasından da tüm atlı birlikler sıralanmıştı Herkes yerini aldıktan sonra karşı koyacak olan lidyalıların Aman vermeden öldürülmesini yalnız crosios'un Hatta çevresinin sarıldığını görüp kendisini savunsa bile öldürülmemesini buyurdu buyrukları böyleydi atlılara karşı develerin çıkarılması şundandı at deveden korkar ne görmeye ne de kokusuna dayanabilir işte kayros lidya'nın Mucizeler beklediği parlak süvarisini hiçe indirmek için bu ustalıkla çareye başvuruyordu savaş başlayıp da atlar develerin kokusunu alınca ve onları görünce cros'un bütün ümitlerini kırarak ters yüz ettiler bu hali gören Lidyalılar hiç de korkuya kapılmadılar bineklerinden indiler ve yaya olarak görüldüler perslerin üzerine iki tarafında ağır kayıpları oldu sonunda Lidyalılar savaş alanından çekildiler ve kale duvarlarının arkasına kapandılar persler kenti kuşattılar Lidyalı kuşatılmışlardı Rose Baktı ki kuşatma uzayacak müttefiklerine yeni haberciler koşturdu Daha önce gitmiş olanlar 4 ayın sonunda Sardes önünde bulunmaları için haber götürmüşlerdi yenileri ise kuşatmayı haber verecekler yardımın en kısa sürede gelmesini isteyeceklerdi crossyoz bütün öbür müttefikleri gibi Akademi yollara da elçiler yollamıştı ama tam o sıralarda spartalıların kendilerinin de Tire denilen yerden ötürü argoslularla başları belaya girmişti Burası Argos toprakları içindeydi ve lakedeyim onları el koymuşlardı Batıya doğru uzanan ülke ta male burnuna kadar hep argoslularındı ve anakaradaki bu topraklara kitre ile birlikte öbür Odalar da ekleniyordu Argos toprakları Koparılan kentin yardımına koştu karşılıklı konuşmalar başladı iki yandan da üçer üstü Savaşçının dövüşmesi üzerine anlaştılar kim kazanırsa onun olacaktı tirya iki Ordu kendi sınırlarına kadar geri çekilecekti dövüş sırasında orada bulunmayacaklardı kendi adamlarının kaybetmekte olduğunu görüp yardıma koşmasınlar diye karar verilince birlikte Uzaklaştılar ve rei üstün Savaşçılar dövüşe tutuştular dövüş eşit değerde olduklarını meydana çıkardı 600 yiğitten 3 kişi kaldı ayakta iki argoslu alkenor ve kromios ve lakademonlu otrardes en son bunlar kalmıştı ki gece indi O zaman iki argoslu kendilerini kazanmış sayarak argosa koştular ama lakadeyim onlu oturağıdes argoslu ölülerin silahlarını topladı kendi Konak yerlerine götürdü sonra gelip dövüşteki yerini aldı ertesi gün iki Ordu savaşın sonucunu görmek üzere geldi önce iki tarafın İkisi de başarıyı kendisine mal ediyordu biri geriye benden daha çok adam kaldı diyor Öbürü de bu kalanların kaçtıklarını Oysa kendi şampiyonunun yerinde kalarak düşman ölülerinin silahlarını topladığını ileri sürüyorlardı sonunda bu çekişme bir karışıklığa yol açtı iki yandan da ağır kayıplar verildi ve la kad dinleyen Spartalılar başlarındaki belaya rağmen yardıma koşmak için hazırlığa giriştiler hazırlıklar bitmiş gemiler yola çıkacak duruma gelmişken bir başka Haber geldi Kent düşmüş crossos canlı olarak ele geçmişti bunu büyük bir felaket saymakla beraber hazırlıkları da durdurdular sardes'in düşüşü bakan yönüdür Lidyalı bir asker düşen başlığının peşinden bu Bayırı inmiş başlığı almış sonra yeniden yukarı tırmanmıştı bizim mardiyalı hirodes bunu görmüş ve aklı buna takılmıştı kafasında evirip çevirmişti o gün Kendisi de tırmanmayı başarmış öbür persler de onun gibi tırmanmışlardı kale bedenlerini yeteri kadar adam aşınca serbest düşmüş ve yağma edilmişti profesyona gelince başına gelen şuydu bir oğlu vardı daha önce de söylemiştim genç bir adam bütün erdemlere sahip ama konuşamıyor göz kamaştırıcı eski günlerinde iken rosios bunu iyileştirmek için elinden geleni yapmış bin çeşit çareyi denemiş Bu arada derfoyu orakliğine de başvurmuştu bitya ona şu cevabı vermişti lidyanın güçlü Kralı hiç de ihtiyatlı değilsin sarayında işitmeyi isteme çocuğunun duymayı o kadar özlediğin sesini çevreni saran şimdiki sessizliği daha hayırlı onun Zira o acılı bir günde konuşacak kentin düştüğü gün kendisini tanımayan persler onu öldürmek için üzerine doğru yürüyorlardı prosios bunu gördü ama felaket Öyle çökmüştü ki üzerine korunmaya değmez sayıyordu kendisini ölüm bir Hiçte artık onun için ama oğlu o dilsiz persin gelişini gördü üzerine çöken korku ve acı tutuk dilini bağlayan ipleri kırdı ve cros'u öldürme diye bağırdı ilk olarak konuşuyordu ve artık Ömrü boyunca da dili çözülmüş oldu işte böyle ele geçirdiler perslerdesin ve crossosu 14 yıllık bir saltanattan sonra 14 günlük bir kuşatma sonunda onların eline düştü canlı olarak ve böylece yerle bir etti bir büyük İmparatorluğu oraklin dediği gibi yani kendisininkini persler Tutsağı kahrolsa götürdüler kairos odun yığdırdı üzerine Zincire vurulmuş olan crossözü çıkarttırdı iki yanında iki kere 7 yaşında Kaos bunları bir ganimet sunusu olarak tanrılara kurban etmek istiyordu bir adağı vardı onu yerine getiriyordu yoksa cros'un dinine ne kadar bağlı bir insan olduğunu öğrenmişti de gelsin bakalım tanrıları da onu diri diri yanmaktan kurtarsın diyerek mi çıkarmıştı odunu Yalanın üzerine neden olursa olsun o böyle yaptı diyorlar ve ekliyorlar crossyoz odun yığının üstünde ayakta Durmuş böyle tam bir felaketin ortasında sonunu düşünecek zaman bulabilmiş ve şu sözün tanrısal anlamını kavramıştı Hiçbir canlı mutlu değildir bunu düşünmüş göğsünden derin bir inilti yükselmiş ve karanlık bir dilsizlikten çıkarak 3 kez solon diye bağırmış bunu işiten Kaos adamlarına buyurdu cros'tan sorunuz Bu çağırdığı kimdir diye Bunlar odun yığınına yaklaşıp sordular prosios bir süre sustu cevap vermedi sonra kesin bir Emir üzerine şunları söyledi bir adam ki dünyayı yöneten kişiler onunla konuşabilmiş olsalardı Bu benim için büyük hazinelerden daha değerli bir şey olurdu bu sözlerden bir anlam çıkaramadılar ve bu sözün ne demeye geldiğini söyletmeye çalış yakasını sıyıramadığı sıkıcı sorulara karşı atinalı solo'nun nasıl geldiğini gördükleri karşısında nasıl şaşırdığını onu nasıl bir söylevle küçük düşürmüş olduğunu ve olayların nasıl onun Aslında kendisine prosese değil daha çok bütün insanlığa ve özellikle kendilerinin Mutlu olduğuna inanan insanlara yöneltilmiş olan sözlerine hak verdiğini bir bir ve içtenlikle anlattı Rose bunları söylediği sırada Ateş verilmiş odun yığını uçtan uca Alev almaya başlamıştı ama tercümanların dilinden bu sözleri dinleyen Kahrolsun yüreği sızlamıştı ve düşünüyordu ki kendisi de bir insandır ve yakmak için diri diri ateşe verdiği adamın zenginlik bakımından kendisini kıskanacak bir şeyi olmamıştır ve bir gün kendi başına da böyle bir şey gelebileceğinden ürkmüştü çünkü dünyada insanoğlunun yenebileceği hiçbir şey yoktu ve ateşin hemen söndürülmesini roseos ve arkadaşlarının odunların üstünden indirilmesini emretti ama bütün uğraşmalara rağmen Ateş söndürülemiyordu o zaman diyor Lidya hikayeleri Kahrolsun davranışındaki değişikliği fark eden ve herkesin ateşi söndürmeye çabaladığını ama başaramadığını gören crossyoz yüksek sesle apollonu yardıma çağırmaya başladı ona sunmuş olduğu güzel sunular yüzü suyu hürmetine bugün kendisine yardım etmesini tehlikeden kurtarması için yalvarıyordu ve böylece gözleri yaşları içinde Tanrıya yakarırken durgun havasında hiçbir Esinti olmayan açık ufuktan bir bulut koptu Bulut yarıldı sel gibi yağmur indi ve ateşi söndürdü kahros bununla anladı ki crossos Tanrılar katında değerli tutulan Erdemli bir kişidir onu indirtti ve sordu crossos kim sana söyledi benim topraklarıma saldırmayı ve benimle dost yerine düşman olarak karşılaşmayı Kral dedi crossos bunu yapan senin iyi tarihin ve benim kötü talihimdir kabahat senin üstüne yürümek gibi kendini beğenmişliği bana veren Yunanlıların tanrısındadır Çünkü kimse Barış dururken Savaşı seçecek kadar deli değildir barışta oğulları babalarını gömerler savaşta Babalar oğullarını mezara indirirler ama Şüphesiz böyle olması hoşuna gidiyordur Tanrıların böyle oldu konuşması Kahrol onun Bağlarını çözdü yanına oturttu ve onu Peki pek hoş tuttu Kendisi ve çevresindekiler ona hayranlıkla bakıyorlardı crossos düşüncelere dağılmıştı sesi çıkmıyordu sonra dikkati lidyalıların kendini yağma eden perslere kaydı Kral dedi Şu gördüklerim karşısında aklıma gelenleri söyleyeyim mi yoksa susayım mı kahros istediğini istediği gibi söyleyebileceği cevabını verdi ve ona sordu bu kalabalık ne yapıyor böyle canla başla senin kendine dedi Kaos yağma ediyorlar varını yoğunu paylaşıyorlar crossyoz cevap verdi yağma ettikleri benim kentim benim varlığım değil bunların hiçbiri benim değil artık yağma ettiklerinin alıp götürdüklerinin Hepsi senin malın bu gözlem karşısında Kahrol tasalandı yanındakileri savdı ve ondan şu durum karşısında kendisi için en yararlı olan yolun hangisi olabileceğini sordu Mademki dedi crossyoz Tanrılar beni sana köle olarak verdi Benim görüp de senin görmediğin şeyi sana bildirmem gerekir dersler düzen tanımaz yaradılışları gereği yoksuldurlar Eğer onların bu hazineleri ceplerini atmalarına seyirci kalırsan başına gelecek olan şudur içlerinden en çoğu kapanan kimse bil ki senin karşına dikilecek şimdi eğer beni dinlersen şöyle yap kapılara kendi adamlarından seçilmiş nöbetçiler koy Hazineyi dışarı çıkarmak isteyen ellerinden alsınlar ve desinler ki bunların onda birini zeus'a ayırmak gerekir Böylece Hazineyi onların elinden alırken gözlerinden düşmüş olmazsın ve askerler senin niyetinin doğruluğuna inanarak İsteğe İsteğe verirler ellerindekilerini bu sözler pek hoşuna gitti Kahrolsun Çünkü işine geliyordu cross'a tatlı sözler söyledi ve Ne dediyse onu yapmaları için Emir verdi adamlarına sonra ona şöyle dedi Mademki bir krala yarışır Gönül yüceliğiyle davranıyor ve öyle konuşuyorsun şimdi sen de şu anda ne istediğin varsa iste benden Efendim dedi Tanrılar arasında en çok saygı beslediğim Yunan tanrısına şu zincirleri gönderip sordurmak istiyorum kendisine karşı daima saygı göstermiş olan kimseleri aldatmak diye bir hikmet var mıdır bana Bunun için izin verilsin en çok istediğin budur kairos o zaman Tanrıya ulaştırılmasını dilediği bu sitemi açıklamasını istedi crossos eskilere çıkarak ona o bütün Olan biteni orakliğin cevaplarını özellikle sunduğu armanları ve tanrısal sözlerin perslere saldırmak için ona nasıl cesaret verdiğini bir bir sayede döktü ve yeniden yalvarmakla bağladı sözlerini o tanrıyı böyle sövererek kınamasına izin verilmesi için Kaos güler yüzle cevap verdi ona bu dilek ve benden istemek fırsatını bulacağın öbür dilekler yerine getirilecektir bu oluru alır almaz crossos delfoiye lidyalıları gönderdi onlara şu zincirleri tapınak kapısının eşiğine koymalarını ve Tanrıdan sormalarını buyurdu Utanmadın mı diye oralıkları Kahrolsun İmparatorluğunu yıkacağına inancını verip rusyosu perslere karşı savaşa tutuşturmaktan İşte o imparatorluğun yağmasından eline geçen ganimet sadece şu zincirlerdir bunu söylerken zincirleri göstereceklerdi Ayrıca Yunan Tanrıları nankör olurlar diye bir şey var mıdır onu da soracaklardı Lidyalılar Tapınağı vardılar ve görevlerini yerine getirdiler pikya diyorlar şöyle cevap verdi alın yazısını bile Tanrı değiştiremez crossos herakles oğullarının bir askeri iken bir kadının ihanetini alet olarak efendisini öldüren ve üzerinde hiçbir Hakkı bulunmadığı tahta ele geçiren 4 kuşaktan dedesinin yaptığını Ödemiş alın yazısının gereğini yerine getirmişti luxias serdes'in yıkılışını çocuklarının zamanını erteleyerek cosusu Kurtarmak istemişti ama Kaderin Elinden kurtaramadı onu alın yazısı ona neleri uygun gördüğü ise onu yaptı ama cross'tan kendi hizmetlerine de esirgemedi Zira 3 yıl süreyle sadece seni düşüşünü erteledi ve şunu iyi bilin ki crossyoz kendisi de belli günden 3 yıl sonra yakalanmıştır Ayrıca yanıca sırada imdadına koşan yine yok dediklerine gelince prosios'un bundan da yakınmaya hakkı yoktur yoksiyos ona perslere saldırırsa büyük bir İmparatorluğu yıkmış olacaktır diye haber vermiştir eğer doğru düşünebilseydi yeniden adam gönderip sorduracaktı bu yıkılacak olan imparatorluk Benimki mi yoksa Kahrolsun ki mi diye Tanrı sözünü anlayamadı Sonrasında da sormadı O halde kendini suçlasın bir de son sorusuna verdiği cevapta laksios ona bir katırdan söz etmedi mi İşte bunu da kulağı duymadı kahros'ta bu katır Çünkü anası ve babası aynı Soydan değildirler anası daha iyi bir Soydan geliyordu babası ise onun kadar Soylu değildir ana medya Kralı astragesten inme bir medya kızıydı babası ise ters hiç layık olmadığı halde sahibi olan kadının çatısı altında yaşamasına izin verilmiş bir adam fethian'ın lidyalılara cevabı böyle oldu ve onlar da bunu serbest'e götürdüler prosese ilettiler Bunu duyunca kusurun tanrıda değil kendisinde olduğunu itiraf etti İşte crossos İmparatorluğu'nun ve iyonya'nın ilk olarak elden çıkışı böyle oldu proseostan Yunanistan'da daha önce sayılanlardan başka armağanlarda kalmıştır bu etiyadaki tebaide ismini sunduğu büyük boy altın Kalkan bu sunular Ben gençliğimde oradaydılar öbürleri kaybolmuştur milletos branşa son oğullarında böyle bir söylentiye göre delföy'dekiler ayarında ve ağırlığında bağışlar varmış ki onları da proses vermiş delfidaos tapınağındakiler kendi malındandır kendi gelirinin birer parçasıydılar öbürleri daha Kral olmadan kendisine karşı çıkan ve lidyalıların başına pantolonunu geçirmek için yerdakilik eden bir düşmanın mallarındandı eltesin öbür oğluydu bu pantolon ana ayrı kardeşiydi crossyoz kariyerli bir kadından doğmuştu panteleon iyonyalı bir kadından crossyoz babasının isteği gereğince tahta çıkınca kendisine karşı dolaplar çeviren adamı bir tarak makinesinin sivri uçlarında sürükletip öldürtmüştü ve bu adamın Vario ki daha önceden Adak olarak gösterilmişti Biraz önce de söylemiş olduğum gibi yukarıda sayılan sunular için harcanmıştı crosya sunduları üzerine artık hiçbir şey söylemeyeceğim Lidya ve Lidyalılar hakkında bilgiler Lidya toprağı öbürlerinde olduğu gibi öyle pek adı anılacak olağanüstü şeylere sahip değildir yalnız timolostan akıp gelen altın kumu vardır ama Mısır ve babil’deki anıtlar bir yana öyle bir Anıt vardır ki bilinen bütün Öbürlerini Aşar bu crosios'un babası alyatas'ın mezarıdır etekleri büyük taşlarla Örülmüş bir toprak yığınıdır küçük esnafın el işçilerinin ve aşk satıcısı küçük kızların topladıkları paralarla yükseltilmiş bu Anıt en yüksek yerinde ben oradan geçtiğim zamanda da 5 tane taş blok vardı üzerlerine kazılı olan yazıtlarda buna katılan Her meslek dalının ne kadar verdiği yazılıydı bu rakamlara göre en Çoğunu bu küçük kızcağızlar vermiş oluyorlardı şunu da belirteyim Lidyalı halk kızlarının Hepsi de kocaya varıncaya kadar kendilerini satarlar çeyizlerini bu zanaatte yaparlar zaten koc bile bu kızları ancak kızın Kendi isteğiyle yanlarında tutabilirler bu mezar çepeçevre 6 stat ve iki platondur genişliği 13 platondur yanında bir büyük göl vardır ki Lidyalılar hiç kurumaz derler adı giges gölüdür İşte bu konudaki Sözümde bu kadardır lidyalıların görenekleri yunanlılarınkine hiç benzemez ayrıldıkları nokta şudur ki Lidyalılar kız çocuklarını orospuluğa bırakırlar bizim bildiklerimiz için de ilk olarak altın ve gümüş para basan ve kullanan ve ilk olarak ufak tefek Ticaret işlerine girişenler bunlardır kendileri anlatırlar ki bütün gerek kendi ülkesinde gerek yunanlılarda oynanan oyunları türetende kendileridir ve bu etrol rüyanın koloni haline getirildiği zamana rastlar bakınız ne anlatıyorlar bu konuda manes oğlu atris zamanında Kıyıcı bir kıtlık sarmıştı bütün lidyeyi bir süre dişlerini sıktılar Lidyalılar sonra kıtlık sürüp gittiği için çareler aradılar her biri kendince bir çare sürdü ileriye Bu oyunlar zarar Aşk kemiği ve top oyunları tavladan gayri hepsi o zaman da ortaya çıkmıştır Zira Lidyalılar tavlayı biz yok demiyorlar bunları bulduktan sonra bakınız ne yapıyorlardı açtıklarını bastırmak için yiyecek peşinde koşmayı unutmak için iki günün birini oyuna veriyorlardı ertesi gün oyunu bırakıp yemek yiyorlardı 18 yıl boyunca böyle yaşadılar ama kıtlık azalacağı yerde kırımını büsbütün arttırınca Kral lidyalıları ikiye ayırdı kim kalacak kim gidecek kura çekilsin dedi kaderin kalmak üzere ayırdıkları gene kendi hükmü altında bulunacaktı göç edecek olanlara da oğlunu veriyordu Kral olarak adı tresenostu Böylece ülkeden çıkmak üzere ayrılmış olanlar İzmir'e indiler orada gemiler edindiler işlerine yarayacak şeyleri yüklediler bir yurt ve yaşama çaresi peşinde kıyı kıyı dolanıp sonunda omuriye yanaştıkları güne kadar denizlerde gezdiler orada kentler kurdular ve torunları bugün de orada otur bulunmaktadırlar Lidyalı adını değiştirdiler kendilerini yola çıkaran Kral oğlunun adını aldılar yeni adları olan trisenler sözünü onun adına göre üretmişlerdir Lidyalılar artık Pers egemenliği altına girmişlerdi Şimdi şunu soracağız kendimize Kimdi bu crossyoz saltanatını deviren kairos ve Asya perslerin eline nasıl geçti bunu perslerin çeşitli alıntılarından öğreniyoruz Ben bunların içinden Kaos öyküsünü cilalayıp parlatanların yerine olanı olduğu gibi verenleri anlatacağım her ne kadar Bunlar da Kaos öyküsünü bambaşka 3 değişik biçimde veriyorlarsa da ben yine de bunları izleyeceğim medler ve persler kairos asurlar yukarı Asya'yı 520 yıldan beri egemenlikleri altında tutuyorlardı ilk olarak medler ayrıldılar bağımsızlıkları için Asurlulara karşı savaşarak yiğitlik kazandılar kölelikten kurtulup özgürlüğü elde ettiler onlardan sonra aynı şeyi başka halklarda yaptılar şu anlatacağım şekilde yeniden tiranlığa döndükleri zamanlarda boydan boya hepsi özgürdürler medler arasında Firarda becerikli bir adam vardı bu devu kesin gözü Yükseklerde idi Ve şöyle yapıyordu medler o zamanlar köylere serpilmiş olarak yaşıyorlardı ve Deyu kez kendi köyünün en çok sayılan kişisiydi büyük bir dikkatle ve bakıp usanmadan yargıçlık yapıyordu Medya baştan aşağı kargaşalık içerisindeydi o haklının haksıza düşman olduğuna inanıyor ve böyle bir ortam içinde çalışıyordu kendi köyünde yaşayan medler onun yaşam düzenini görüyorlar aralarında çıkan anlaşmazlıkları çözdürmek için ona başvuruyorlar O da gözü yüksekte olduğundan adaletten ayrılmaz doğru bir adam gibi davranıyordu gördüğü işler hemşehrilerinin nice alkışlarını kazandırıyordu o kadar ki başka köylerde yaşayanlar da ben de yüklesin haklı yargılar veren tek adam olduğunu duydukları için hem de daha önce doğru kararlar veren tek adam olduğuna inandıkları için kendileri de yargıçlık etsin diye Önüne işittikleri de yok kese koşuyorlardı ve bir daha da başkasına gitmek istemiyorlardı yargılarındaki doğruluk dillere destan olmuştu müşterisinin Günden güne arttığını görendeukez artık her şeyin kendisine bağlı olduğunu görüyordu bir gün her zaman gidip herkese açık olarak kararlar verdiği yere gitmedi ve bir daha oraya gitmeyeceğini bildirdi Zira diyordu bütün gün komşunun işlerine bakmaktan kendi işlerine bakacak zaman kalmıyor köylerde karışıklık ve yağma eskisinden beter hale geldi O zaman medler Olan biteni konuşup düşüncelerini karşılaştırmak üzere toplandılar diyor Kesin adamlarının şöyle bir dil kullanmış olduklarından hiç şüphe etmem Mademki bugünkü düzenimiz ülkeyi yönetmeye yetmiyor O halde Başımıza bir kral geçirelim o zaman ülkemize iyi yasalar gelir Biz de kendi işimize gücümüze bakarız karışıklıklar yüzünden yerimizden yurdumuzdan olmayız bu düşüncelerle herhalde bir kralın hükmü altına girmek için kendilerini kandırmış oluyorlardı kimi seçeceğiz sorusu ortaya çıkınca herkes deutkesi öne sürdü göklere çıkardılar onu seçelim dediler döviz krallığın şanına layık bir konut isterim dedi hüküm sürebilmek için koruyucularda istiyordu medler olur dediler gösterdiği yerde koskoca bir kale yaptılar bütün medler içerisinden Dilediğiniz seçip verdiler yanına koruyucu olarak iş başına geçer geçmez medleri surlarla çevrili tek bir kent kurmaya Yalnız Bunun için çalışmaya ve öbür kasabaları ikinci sırada tutmaya zorladı Baktı ki ne dese yapıyorlar Bu sefer büyük ve sağlam kalebe bedenleri yaptırdı Bunlar birbiri arkasında sıralanmış birçok sordur ki bugün buraya akbatı'na diyorlar surlar öylesine düşünülmüş ki her biri öbüründen bir savaş insanlığı kadar yukarıdadır Şüphesiz toprakta elverişliydi böyle bir yapı için Çünkü yokuştur ama sanatın Payı da büyüktür hepsi yedi sudur sonuncusunun içinde krank Sarayı ve hazine vardır en büyük sır aşağı yukarı Atina'nın çevresi kadardır birinci duvarın mazgalları beyazdır ikincisinin Kara üçüncüsünün parlak kırmızı 4 donuk mavi 5 reçine rengindedir böylece surların mazgalları bir renk sıralaması yapmış olur Son ikisine gelince birinin tahkimatı Gümüş öbürünün ki altın rengindedir diyor Kesin sarayının çevresini kuşatan kendisi için yaptırdığı yapılar işte böyledir halka Kalenin çevresini gösterdiği yerleşmek için bu Kaleyi tamamlamış olmak üzere değil kız bir takım kurallarda koymuştur şöyle kralın yanına kimse giremez işler aracılar bile görülür kimse kralın yüzünü görmez Ayrıca karşısında gülmek tükürmek bunu yapan kim olursa olsun büyük terbiyesizlik sayılır çevresini böyle gösterişli kurallarla kuşatması kendisiyle beraber büyüyen ve ne doğum ne değer bakımından kendisinden aşağı olmayan yaşıtları Onu görüp kıskanmasınlar bir kötülük etmesinler diyeydi gözlerine görünmediği sürece onlarda üstün bir kişi etkisi yaratacaktı Med boyları bu Protokolü koyduktan ve iktidarı tek başına ele aldıktan sonra da adaletten ayrılmadı Ama buna Bir de ağırlık ekledi davacılar işlerini saraya yazılı olarak gönderiyorlardı o da istenilen yargıyı verip geri yolluyordu davalara böyle bakılıyordu ayrıca şu tedbirlerde alınmıştı birisinin bir yaramazlık yaptığını öğrenince onu yakalatıp suçuna göre ceza veriyordu ve egemenliği altında bulunan bütün ülkede adamları ve gözleri ve kulakları vardı hükmü altında toplananlar yalnız Medya ahalisiydi medler çeşitli boylardan oluşmuştu Vuslat paratekenler suçlu katlar arizantlar budiler maglar Med boyları bunlardır dedikosun oğlu 53 yıllık bir saltanattan sonra öldüğü zaman oğlu onun yerine geçti ve işleri Eline alınca yalnız medlerle yetinmedi önce persler üzerine savaş açtı ve öbür ulusları da boyunduruk altına almayı onlardan başladı Sonra ikisi de birbirinden güçlü olan bu iki Ulus sayesinde birinden ötekine teker teker bütün Asya'yı ele geçirdi taasurlara Daha doğrusu nine ve asurlarına saldırdığı güne kadar daha önceleri bütün Asya'ya hüküm geçiren bunlardı freortes zamanında müttefikleri kendisinden ayrıldıkları için tek başına kalmıştı Ama gene de yardım kaynakları vardı freeortist üstlerine yürüdü ama ordunun en büyük bölümü ile beraber Kendisi de 22 yıl süren bir saltanattan sonra öldü Böylece ortadan Kalkan priörtes yerine kıyak rest geçti bu protesin torunuydu bu babalarından daha güçlü biri gibi geçinirdi ilk olarak Asya ordularını belli kolordulara ayırdı ve en önce o soktu orduyu savaşa belli bir düzen içinde mızraklılar Okçular Atlılar diye ayrı birlikler halinde o zamana kadar Bunlar karma karışık savaşırlardı en büyük çarpışmanın ortasında gün gece olduğu sırada lidyalıları yenen işte odur