Transcript for:
Tip 2 Diyabet ve Tedavi Yöntemleri

Tip 2 diabetin kamu sağlığını tehdit ettiğinden çokça bahsedilir. Tip 2 diabet dünya nüfusunun yaklaşık %10'unu etkiliyor. Ve dünya çapındaki ölümlerin en büyük 8. sebebi. Bunun için de tip 2 diabetin nasıl tedavi edildiğini anlamak çok önemli. Çünkü tip 2 diabet düzgün bir şekilde tedavi edilirse, hastalığın neredeyse tüm komplikasyonları engellenebilir ve kişi sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürebilir. Belli başlı tedavi yöntemlerinden bahsetmeden önce glikozun nasıl düzenlendiğini anlatalım. Bunu anlarsak tip 2 diabet tedavisinde kullanılan çeşitli yöntemlerin etkinlik mekanizmalarını yani farmakokinetiğini anlamış oluruz. Şurada ortada kandaki glikoz yani kan şekeri seviyesi bulunuyor. Kan şekeri arttıkça örneğin yemek yedikten sonra pankreas bunu hisseder. Bunun sonucunda pankreastaki beta hücreleri vücuttaki tüm hücrelerde aktif hale gelerek kan şekerini düşüren insülini salgılar. Kandaki glikoz seviyesi düşünce pankreas bunu da hisseder ve alfa hücreleri glukagon hormonu salgılar. Bu da glikoz seviyesini artırır. Pankreasın bunu yapmasını sağlayan mekanizmalardan biri, karaciğerdeki glikojenin glikoza çevrilmesi ve daha sonra kan dolaşımına katılımının sağlanmasıdır. Diabet, insülin yolunun düzgün işleyememesinden kaynaklanan bir grup hastalığa verilen addır. Bunun sonucunda vücut kandaki glikoz seviyesini yani kan şekerini düşüremez. Şimdi bu şemadan da görebildiğiniz gibi insülin yolunun düzgün çalışması için iki temel adımın gerçekleşmesi gereklidir. Öncelikle pankreasın beta hücreleri insülin salgılamalıdır. İkincisi, insülinin etkisini gösterebilmesi için vücuttaki hücreler insüline cevap vermelidir. Glikozun düzenlendiği bu yol bir binadaki iklimlendirme düzenine benzetilebilir. Termostatı pankreasa benzetebiliriz. Çünkü termostat sıcaklıktaki değişimi hisseder. Ve buna uygun farklı sinyaller gönderir. Değil mi? Sıcaklık artarsa termostat klimaya sinyal gönderir. Klima çalışınca da sıcaklık düşer. Aynı şekilde sıcaklık düştüğünde termostat bunu da hisseder. Ve bu kez kazana ve radyatöre gönderdiği sinyal sayesinde sıcaklık artar. Dediğim gibi burada iki önemli adım var. Termostatın sıcaklık değişimini hissedip sinyal göndermesi lazım. Bu da... insülin yolundaki ilk adıma benzer. İkincisi klimanın bu sinyale cevap verip sinyalin etki göstermesini sağlaması lazım. Şimdi biz insülin yolumuza geri dönelim. Diabet türlerine baktığımızda tip 1 diabetin genellikle ilk adımdaki bir bozukluk olduğu düşünülür. Tip 2 diabetin ise ikinci adımdaki bir düzensizlikten kaynaklandığına inanılıyor. Onun için de farklı diabet türlerinin altında yatan mekanizmaların farklı olması sebebiyle tedavilerinin de farklı olması mantıklı. Tip 2 diabet tedavisinde insülin direncine karşı insülin salgılanmasına yardımcı olacak bazı ilaçlar verilir. Bazı ilaçlar ise ikinci adımdaki insülin direncini doğrudan azaltmak üzere verilir. Hadi şimdi tip 2 diabet tedavisinde kullanılan belli başlı yöntemlere ve bu yöntemlerin işlediği mekanizmalara bakalım. Hayat tarzı değişiklikleri ile başlayalım. Hayat tarzında yapılan ilk değişiklik düzgün beslenme ve kilo kaybıdır. Bir kişinin kilosu başta ne olursa olsun düzgün beslenme ve buna bağlı olarak kilo verme sayesinde vücut kan şekeri seviyesini düzenleyecek hale gelir. Tip 2 diyabetten bahsederken düzgün beslenme dediğimizde Dengeli, düşük kalorili ve düşük karbonhidratlı bir beslenmeyi kastediyoruz. Tip 2 diabetli birçok kişi için bunun çok zor bir değişiklik olduğunu kabul etmek gerekir. Zira bu yeni beslenme şekline tamı tamına bağlı kalmak ve kişinin kendini kontrol etmesi gereklidir. Fakat bu çok önemli bir nokta. Çünkü düzgün beslenme ve kilo kaybının hem insülin salgısını artırdığı hem de insülin direncini azalttığı Hayat tarzında yapılan ikinci değişiklik fiziksel aktivite. Kilo kaybından bağımsız olarak daha çok fiziksel aktivitede bulunmanın insülin direncini düşürerek glisemik kontrollü düzenlediği gösterilmiştir. Egzersiz yapmanın faydaları kendisini neredeyse anında göstermeye başlar. Fakat fiziksel aktivite devamlı yapılmazsa bunlar kısa süreli olabilir. Örneğin egzersizin sağladığı faydalar bu rutin egzersizler kesildiği takdirde kendini yalnızca 3 veya 6 gün daha gösterir. Rutin egzersiz tavsiyeleri arasında günde 30 dakika, haftada 5 gün olacak şekilde orta yoğunlukta aerobik aktivite yapmak vardır. Hem buna örnek olarak mesela yürüyüş, hızlı yürüyüş, bisiklet sürüme verilebilir. Aslında hayat tarzında yapılan bu değişikliklerin en güzel tarafı bunların yalnızca tip 2 diabet tedavisi olmamalarıdır. Düzgün beslenme ve düzgün fiziksel aktivite yapmak, kalp ve damarların işleyişini düzenler. Lipid profilini geliştirir ve genel zihinsel sağlığa katkıda bulunur. Tip 2 diabet tedavisinde hayat tarzında yapılan değişikliklere ek olarak, birçok farklı ilacın işin içinde olduğu bir tedavi süreci söz konusudur. Ama bu ilaçların hepsinin adını söylemek kafa karıştırıcı olabilir. Onun için de Her bir ilacı tek tek anlatmaktansa bu ilaçları etki mekanizmaları ve glikoz düzenleme şemamızla nasıl bağlantılı olduklarına göre sınıflandıralım. Evet, biguanidler denen kategoriyle başlıyorum. Az önce ilaçlardan tek tek bahsetmeyeceğiz demiştim ama bunun bir istisnası var. Metformin. Bunun sebebi metforminin... Tip 2 diyabet tedavisinde en yaygın verilen biguanide olması. Aynı zamanda hastalığın başlangıç aşamasında verilen bir ilaç. Evet, metforminin glikoz düzenlemesine katkı sağlayan 3 etki mekanizması var. En önemlisi metforminin çevresel insülin duyarlılığını doğrudan artırması. Aynı zamanda karaciğerdeki glukagon etkinliğini de azaltıyor. Yani yalnızca insülin yolağını artırmaktansa Bu yolağın zıddı olan glukagon yolunu da engelliyor. Son olarak da bu şemada gösterilmemiş olsa da metformin glikozun barsak eminimini azaltıyor. Böylelikle kan dolaşımına katılacak olan glikoz miktarı düşüyor. Tabi aynı zamanda metforminin çok etkili bir ilaç olduğunu da söylemek gerek. Metformin kişinin hemoglobin A1c'sini ortalama %1 oranında düşürebilir. Fakat karaciğer yetmezliği olan kişilerin metformin alamayacağını ve ilacı alan kişilerin düşük bir yüzdesinin ileride ilacı almayı kesmek zorunda kalabileceğini bilmek önemli. Zira ilaç alınmaya devam edilirse laktik asidoz denen bir yan etki görülebilir. Diğer ilaç kategorisinin ismi biraz zor. Tiazolidindiyonlar veya kısaca TZD'ler. TZD'ler de metformine benzer şekilde ikinci adım üzerinde çalışarak insülin duyarlılığını artırır. Ama bunu yapma yolları daha farklıdır. TZD'ler, peroksizom proliferatör aktive reseptörleri yani kısaca PPAR gamaları aktive ederler. PPAR gamalar adipoz yani yağ dokusu, kaslar ve karaciğer hücrelerinde insülin duyarlılığını artıran birçok gen için transkripsiyon faktörüdür. Bunun için de TZD'ler PPAR gamaları aktive ederek insülin duyarlılığını dolaylı yoldan artırmış olur. Bir diğer ilaç grubu silfonilüreler. Bunlar diabete karşı kullanılan yaygın ilaç gruplarıdır. Silfonilüreler pankreastaki beta hücrelerinde bulunan potasyum kanallarını engeller. Bu kanalların engellenmesiyle hücrede potasyum birikir, Ve voltaj bağımlı kalsiyum kanallarını açan hücre zarı depolarize olmuş olur. Bunun sonucunda beta hücrelerine çok sayıda kalsiyum girişi gerçekleşir. Ve bu da insülinin kan dolaşımına katılmasını tetikler. Yani tip 2 diabet tedavisinde silfonil üreler insülin direncini düşürmek yerine artan insülin salgısı yoluyla insülin direncinin üstesinden gelir. Tip 2 diabet tedavisinde kullanılan son 2 ilaç grubu inkretin yolu üzerinde etkinlik gösterir. Onun için de inkretinler olarak adlandırılırlar. Bunlar glukagon benzeri peptid 1 yani kısaca GLP1 analogları. veya dipeptidil peptidaz 4 yani DPP4 inhibitörleridir. GLP1 gibi inkretinler kandaki gliko seviyesinin düşmesini sağlayan iki sinerjik etki yaratan hormonlardır. Öncelikle pankreastaki beta hücrelerini insülin salgılamaları konusunda doğrudan uyarırlar. İkinci olarak glukagonun salgılanmasını önlerler. Diğer yandan DPP4 DPP4'ler GLP-1'lerin yaptıklarını engelleyen enzimlerdir. Onun için de GLP-1 analogları bu inkretin yolunu doğrudan uyararak insülin yolağını güçlendirmek ve tip 2 diabeti tedavi etmek için verilebilir. Benzer şekilde DPP4 inhibitörleri de inkretin yolunun engellenmesini engelleyerek insülin yolağını dolaylı yoldan güçlendirmek için verilebilir. Evet. Tip 2 diabet tedavisinde karşımıza çıkan bu tedavi türlerinin insülin yolağındaki ilk adım üzerinde etki ettiklerini, dolayısıyla insülin salgısını artırdığını bilmek önemli. Ama bunlar aynı zamanda hipoglisemi yani düşük kan şekerine sebep olma riski taşıyor. Bu adım üzerinde etki eden ve bahsettiğim riski taşıyan tedavi türleri arasında hayat tarzında yapılan değişiklikler, silfonil üreler ve inkretinler vardır. Bu riski azaltmanın yöntemlerinden biri ise ilaçları öğünlerle beraber almaktır. Evet, bu videoda tip 2 diabet tedavisinde kullanılan farklı müdahalelerin farmakokinetiği hakkında genel bir bakış açısı verdik. Bu yapıyı anlarsak, hastalığın altında yatan mekanizmaları geri çevirmek ve hastalığı tedavi etmek için ilaçların nasıl kullanılması gerektiğini de anlamış oluruz. Fakat yalnızca mekanizmaları anlamak hastalığı tedavi etmede çok da pratik bir yaklaşım sağlamıyor. Çoğu kişi için tip 2 diabet tedavisi hayat tarzında değişiklik yapma, muhtemelen çok sayıda ilaç kullanma ve doktor tarafından düzenli şekilde kontrol edilme gibi birçok faktörün birleşmesini içeren bir tedavi anlamına geliyor. Bunun sonucunda kişi tip 2 diabet komplikasyonları olmadan mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürebiliyor.