Transcript for:
Almanca A2 Dersi Notları

Merhaba arkadaşlar. Online Almanca kanalına hoş geldiniz. Bu videomuzda, bu dersimizde A2 seviye Almanca konularını işlemeye devam ediyoruz. Birlikte bu videomuzda hangi konuları işleyeceğiz sırasıyla ilk başta den bağlacını, daha sonra Briefschreiben dediğimiz birlikte bir mektup yazacağız. Yazarak Almanca öğreneceğiz. Daha sonra sıfat tamlamalarını göreceğiz. Çok önemsediğim bir konu ve en sonunda günlük diyalog cümleleriyle konumuzu noktalayacağız. Hazırsanız başlıyoruz. Merhabalar. Bu dersimizde Almanca'da den bağlacını görmeye devam ediyoruz. Den bağlacı çünkü anlamında bir bağlaç ve cümle ögelerinin hiçbirinin yerini değiştirmediği için kullanımı son derece basittir. Günlük hayatta da çok sıkça kullanılır. İlk örneğimizle konuyu pekiştirelim. Ich komme nicht. Ben gelmiyorum. Ich bin krank. Ben hastayım. Şimdi bu iki cümleyi... olduğu gibi de günlük hayatta kullanabilirsiniz peş peşe. Ama den bağlacıyla birleştirdiğinizde bir sebep-soluç ilişkisi belirttiğiniz için çok daha anlamlı olacaktır. Ich komme nicht, ben gelmiyorum. Ich bin krank, ben hastayım. Den bağlacıyla birleştirelim. Ich komme nicht, den ich bin krank, ben gelmiyorum çünkü hastayım dedik arkadaşlar. İkinci örneğimiz Tom hat nicht angerufen. Tom aramadı. Geçmiş zamanda kurduk. Sein Handy war kaputt. Onun telefonu bozuktu. Sein Handy ist kaputt deseydik onun telefonu bozuktur olurdu ama geçmiş zaman kullandık war. Şimdi birleştirelim. Tom hat nicht angerufen. Den sein Handy war kaputt. Tom aramadı çünkü. Onun telefonu bozuktu. Görüldüğü üzere fiilin, sıfatın, zamirin, zarfın hiçbirinin yeri değişmiyor. İki cümleyi peş peşe yazıyorsunuz. Sadece ve sadece den ekliyorsunuz. Sebep sonuç bildirdiği için onun telefonu bozuktu cümlesine den ekliyorsunuz arkadaşlar. Eğer bu bir suka. O şeker yemez veya yemiyor. Her iki anlamda doğru. Eya vil apnimin. Apnimin kilo vermek, o kilo vermek istiyor. Eya is kaynen suka, den eya vil apnimin. O şeker yemez çünkü kilo vermek istiyor. Bir daha Türkçe'de o demeye gerek kalmıyor biliyorsunuz. O şeker yemez çünkü kilo vermek istiyor. Eya is kaynın suka den eya vil apnimin. Apnimin kilo vermek sunimin kilo almak. Apnimin. Gelelim diğer örneğimize. Ich komme eine şutunda spät. Ben bir saat geç geliyorum veya geleceğim. Mein auto is kaput. Arabam bozuk. Şimdi Bir sebep ve bir sonu söyledik. Sebebimiz arabamız bozuk. Sonucumuz bir saat geç kalıyorum. Ich komme eine Stunde spät. Then my auto is kaput. Bir saat geç geliyorum. Çünkü arabam bozuk dedik arkadaşlar. Burada dediğim üzere mein auto öznemiz kaput. Görüldüğü üzere yine kendi pozisyonunda sona gitmiyor. While bağlacında olduğu gibi while'da fiil her zaman sona giderdi. Dolayısıyla kullanımı biraz daha zordu arkadaşlar. Ben diş doktoruna gidiyorum. Dünden beri Zayd Zaytgestan diş ağrım var. O zaman nasıl birleştireceğiz? Peş peşe yapıştıracağız iki cümleyi. İhgiye sun san arz. Den ihabe zaytgestan san şmersin. Diş doktoruna gidiyorum. Çünkü dünden beri diş ağrım var. Sebep ve sonucumuzu birlikte aynı cümlede göstermiş olduk. İhgeye sum san ars, den ih habı zayt gestan san şımersin. İh habı zayt gestan san şımersin. Habın fiili görüldüğü üzere suma gitmiyor bu cümlede. Wir können am Wochenende nicht ins Kino gehen. Biz hafta sonu sinemaya gidemeyiz. Könün fiiliyle. Ich habe am Montag eine wichtige Prüfung. Wichtige Prüfung önemli bir sınavım. Benim pazartesi önemli bir sınavım var. Geçerli bir sebebimiz. O zaman cümleyi birleştirelim. Wir können am Wochenende nicht ins Kino gehen. Denn ich habe eine wichtige Prüfung. Hafta sonu sinemaya gidemeyiz. Çünkü pazartesi önemli bir sınavım var. Ona hazırlanmam gerekiyor. Hafta sonunu zaman kaybı olarak, sinemaya gitmeyi zaman kaybı olarak sunmuş oluyoruz. Sebep ve sonuç ilişkisini bir arada aynı cümlede belirtmiş olduk. Maria Volte Inskinogin. Biz gidememiştik, Maria da gitmek istiyor. Maria sinemaya gitmek istedi. Wollen fiili, möchten fiili istemek. Volte ise geçmiş zaman çekimlenmiş hali. Maria sinemaya gitmek istedi. Sie liebt filme. O filmleri seviyor. Çoğul olarak filmleri seviyor. Birleştirelim. Maria Volte ins Kino gehen. Denn. Çünkü sie liebt filme. Maria sinemaya gitmek istedi. Çünkü filmleri seviyor. Maria Volta ins kino gein, den zi libt filme. Burada arkadaşlar in das kino birleşince ins kino oluyor. Artık bunu bir kalıp olarak da zaten kulağınıza aşina olmuştur artık bu ins kino meselesi. Ins bed, ins kino. Ich gehe nicht schwimmen, yüzmeye gitmiyorum. Ich gehe nicht schwimmen, das wasser. Ist su kalt. Su çok soğuk. Su kalt. Burada çok ifadesini veren su. Ich gehe nicht schwimmen, denn das Wasser ist su kalt. Ben yüzmeye gitmiyorum, çünkü su çok soğuk. Ich gehe nicht schwimmen, denn das Wasser ist su kalt. Yüzmeye gitmiyorum çünkü su çok soğuk. Su soğuk olduğu için yüzmeye gitmiyorum. Sonuç olarak yüzme faaliyetinden vazgeçmiş olduk. Sebebimiz ne? Suyun soğuk olması. Ich lerne Deutsch. Almanca öğreniyorum. Denn çünkü ich möchte nach Deutschland reisen. Almanca öğreniyorum. Çünkü Almanya'ya seyahat etmek istiyorum. Ich lerne Deutsch, denn ich möchte nach Deutschland reisen. Sebep ve sonuç. Cümlenin yapısında hiçbir değişiklik olmaz arkadaşlar. Ich lerne Deutsch. Almanca öğreniyorum çünkü işte nokta nokta gelen yerleri de lütfen siz doldurmaya çalışın. Yanlış yapmaktan korkmayın. Yorumlara kısa bir cevap yazın lütfen. Lütfen şimdiden teşekkür ediyorum. Merhaba arkadaşlar. Bu dersimizde sıfat tamlamaları konusunu ele alıyoruz. Öncelikle bazı sıfatları çok kısa olma kaidiyle yeniden hatırlayalım. Gross, büyük. Good, iyi. Klein, küçük. Kuz, kısa. Schön, güzel. Lang, uzun. Offen, açık. Zauber, temiz. Schmutzig, kirli. Das, bu, şu, o demekti. Ist, zayn fiili, dır demek. Klein, küçük. Bu, küçüktür. Almanca'daki cümle dağılımı farklı olduğundan dolayı, dır dediğimiz fiil ikinci konuma geldi. Bu, Küçüktür, bu güzeldir, bu büyüktür. Türkçe'de hep en sonda bulunur ama Almanca'da ortada bulunuyor. Das ist groß, bu büyüktür. Şimdi o dır dediğimiz, tır dediğimiz ek bu sefer tür oldu. Türkçedeki büyük ve küçük sesli uyumuna uygun olarak bu büyüktür. Das ist schön, bu güzeldir. Burada da dir oldu. Bu... Güzeldir. Büyük ve küçük sesli uyumuna uygun olarak sürekli değişebilir. Türkçe'de. Almanca'da ise bu sabittir. Hep ist olarak kullanılır. Das ist schön. Das ist lang. Das bu şu anlamına geliyordu. Lang uzun. Bu uzundur. Bu uzundur. Burada da Dur oldu Türkçe'de. Yabancılar da Türkçe'yi öğrenirken zorlandıkları nokta burası oluyor. Das ist kurz. Bu kısadır. Bu kısadır. Buradaki dır ekini veren zayn fiili olmak. Olmak. Bu kısadır. Gelelim konumuza. Sıfat tamlamalarına. Das Sima ist schmutzig. O da kirlidir. Buradaki Sima artıklı das. Das Sima ist schmutzig. O da kirlidir. Die Tür ist offen. Tür'ünün arkadaşlar kapının artıklı die. Tekil de olsa çoğul da olsa bazı nesnelerin bazı isimlerin Artıklı, de bazılarını ki, der bazılarını ki, das olabilmektedir. Belirli artıkıl deniliyor buna. Der lege ist gut. Öğretmen, erkek öğretmen. Der lege ist gut. Gut iyi demektir. Öğretmen iyidir. Der lege die legerin. Schön. Schön güzel demek. Das Mädchen... Küçük kız çocuğu. Das Schöne Meccin oldu burada arkadaşlar. Dikkat ediyoruz. Tekil olan bütün isimlerin sonuna e takısı gelir. Bu ilk kuralımız. Das Schöne Meccin. Güzel kız çocuğu. Tekil ise sonuna her zaman E takısı alır. Artıklına bakılmaksızın. Şimdi kuşun artıklığı der. Der Vogel. Küçük kuş diyeceğiz. Klein sıfatını kullanacağız. Der Kleine Vogel. Burada da E aldı. Neden? Çünkü tek bir kuştan bahsediyoruz. Eğer isim tekilse her zaman, her halükarda E takısı alır sonuna. D taşı. Ne demek? Çanta demek. Der, di, das. Üçüyle ilgili örnek yapıyoruz. Gross, büyük demek. Büyük çanta diyeceğiz. Di, groze, taşı. Büyük çanta. Der, di, das. Üçüyle ilgili örnek yaptık ve üçünde de sonuna e geldi. Neden e takısı aldı? Çünkü verdiğimiz tüm örnekler tekildi. O zaman birinci kuralımızı tekrardan hatırlatalım. İsim tekil ise sonuna e takısı alır. Das schöne Mäçin, die schöne Taşı. Die große Taşı, die kleine Taşı veya der kleine Vögel gibi. Der, die, das olmasının bir önemi yok. Sadece tekil veya çoğul olmasına bakacağız. Bu örnekte olduğu gibi. Die Mädchen. Şimdi das Mädchen küçük kız çocuğu dedik ama başına die gelince çoğul videosunda görmüştük. Kız çocukları oldu. Çoğul oldu. Die Mädchen. Şimdi burada güzel kız çocukları diyeceğiz. Düşünün meçhin. Burada en takısı aldı. Neden? İsim çoğul. Birden fazla kız çocuğu var. O zaman sonuna en ekliyoruz. Bu kadar basit şaşırmaya mahal vermeyecek şekilde kendi zihninizde kodlamanız gerekiyor. Düşünün meçhin. Klein. Küçük demek. Klein. Dea füğgıl kuş demekti. Şimdi bunu çoğul şekilde yazalım. Dea füğgıl. Dea füğgıl, dea füğgıl oldu. Çoğul. Şimdi küçük kuşlar diyeceğiz. Sıfat her zaman article ile ismin arasına yazılır. Ve sonuna en gelir. Neden en gelir? Çünkü çoğuldan bahsediyoruz artık. Dea kleinen füğgıl. Küçük kuşlar. Dea kleinen. Fügel. Sıfat her zaman artikülle yani di ile fügel'in arasına yazılır. Almanca'da burada çoğul olduğundan dolayı en takısı aldı. Şimdi di taşı bir tane çanta demekti. Di taşı çanta ama di taşın çantalar demek. Çoğul videosunda en takısı alarak bunu görmüştük. Büyük çantalar diyeceğiz. D-tushin zaten bizim ismimizde arasına sıfatı ekliyoruz. Yani gross sıfatını ekliyoruz. Ve gross'un sonuna da çoğul olduğundan dolayı en ekliyoruz. D-gross'un tushin. Büyük çantalar. İkinci kuralımızda neymiş? Çoğul olunca her zaman en takısı alır. Klein küçük demek. Deahunt köpek demek. Ein Hund, Deer Hund belirli artikul arkadaşlar. Ein Hund belirsiz artikul. Ein Hund derken herhangi bir köpekten bahsediyoruz. Ein kleiner Hund diyoruz. Neden? Çünkü belirsiz artikul kullandık. Herhangi bir köpekten bahsediyoruz. Dolayısıyla der Hund'un yani köpeğin artikulunun sonundaki er takısının sıfatı ekledik. Ein kleiner Hund. Bir. Küçük bir köpek. Schön, güzel demek. Das Bild, resim demek. Ein Bild, bir resim demek. Şimdi, güzel bir resim diyebilmemiz için ein'i kullanacağız, belirsiz article. Ein Schön Bild. Peki o schön'ün sonuna ne gelecek? Es gelecek. Bu es nereden geldi? Articledan geldi. Das Bild. Das Bild çünkü oradaki Şönes bild oldu. Ein schönes bild. Güzel bir resim. Gross büyük demek. Die Schule okul demek. Eine Schule bir okul demek. Eine große Schule. Nereden geldi bu e takısı? Dinin artiklinden geldi. Çünkü biz herhangi bir die Schule yazmadık. Belirsiz artikl kullandık. Aynı, groze, şule. Eğer article yoksa araya sıfatın sonuna article'ı belirten takıyı kendimiz ekliyoruz. Aynı, groze, şule. Good, iyi demek. Das Buch. Kitap demek, ein Buch, bir kitap demek, ein gutes Buch, iyi bir kitap demek. Das ist ein gutes Buch, iyi bir kitaptır. Bu iyi bir kitaptır. Burada das Buch, söyleyen kişinin de, dinleyen kişinin de bildiği belirli bir kitaptır. Herkesin hangi kitaptan bahsettiğimizi bildiği kitaptır. Ama ein Buch derken dünyadaki herhangi bir kitap, rastgele bir kitap. Dolayısıyla belirsiz article diyoruz. Ein Buch. Ama das Buch belirli article'dır. Lang uzun demek. Der Zug tren demek. Ein Zug bir tren demek. Derler her zaman. Aynı olarak ifade ediliyordu. Ein Länger Zug. Uzun bir tren diyoruz. Ein Länger Zug. Uzun bir tren. Das ist. Bu uzun bir trendir. Şimdi böyle bir cümle duyduğunuzda da siz ein langasuk dediğinizde suk isminin yani trenin article'ının deya olduğunu hemen cümlenin sondaki erden çıkarabilirsiniz. Bu da pratik bir metot olarak zihninizin bir köşesinde kalsın. Klein, küçük. Die Katze, kedi. Eine Katze, herhangi bir kedi. Eine Katze. Eine kleine Katze, küçük bir kedi. Das ist eine kleine Katze. Bu, küçük bir kedidir diyoruz. Şimdi das ist eine kleine Katze. Kelimesini yazılı olarak bir yerde gördüğünüzde Cuts'ın artiklını Klein'in ifadesinin sonundaki E'den D olduğunu hemen... Çakmamız gerekiyor arkadaşlar. Zauber temiz demek. Das Sima oda demek. Ein Sima herhangi bir oda demek. Das Zauber Sima tekil olduğu için e ekledik. Temiz oda. Ein Zauber Sima dediğimizde temiz bir oda olur. Das ist ein Zauber Sima. Bu temiz bir odadır olur. Şimdi ein Zauber Sima'nın Kelimesini ve cümlesini gördüğünüzde zaub arasının sonundaki esten simanın artikılının das olduğunu esten anlayarak benzeterek das sima olduğunu hemen bilmemiz gerekiyor. Artikılları buradan da tespit edebiliriz arkadaşlar. Bu da güzel bir metottur. Gross büyük demek. De affel elma demek. Aynı... Aful bir elma demek, bilinen bir elma. Dea grosse afl. Neden dea grosse afl oldu? Çünkü tekil. Tekil olduğu için sonuna e geliyor. Büyük elma. Ein grosse afl. Neden er geldi? Çünkü afl'ın artikılı derdi. Ein grosse afl. Büyük bir elma. Das ist ein grosse afl. Bu büyük bir elmadır. Eğer elmanın artikılını bilmiyorsanız Ein großer Affel derken oradaki erden der olduğunu anlayabilir. Merhaba arkadaşlar. Bu videomuzda A2 seviye Almanca'da Briefschreiben, mektup yazma konusunu veya e-mail yazma konusunu ele alacağız. Bilindiği üzere tüm Almanca sınavlarında Schriftliche kısmı, yazım kısmı vardır. Bu kısımda Sizden seviye uygun olarak bir şeyler yazmanız beklenir. A2 seviyesinde ise çok kısa olma kaydıyla sizden bir mektup yazmanız istenir. Bu mektup yazılırken önce size bir durum değerlendirilmesi, situasyon verilir. Bu yönergede hangi konu üzerine yazmanız gerektiği söylenir. Örneğin bizim mektubumuzda situasyonumuz şu şekilde. Siz bir gazetede özel bir Ansaygı Ansaygı Ev demek Gazete ilanı Yani bir ev reklamı Buldunuz Zihabın Aynı Ansaygı Buldunuz Şimdi bu cümleye uygun olarak, yönergedeki elinizde bulunan bu cümleye uygun hemen bir cümle geliştirmeniz gerekiyor. Yönergeye uygun olarak. Burada bakın, hiç zahmete girmeden kolayca bir cümle yazabilirsiniz. Bize dedi ki, siz gazetede bir ev ilanı gördünüz. Biz de diyeceğiz ki, Ich habe in der Zeitung eine private Wohnungsanzeige... Gleason veya gzeen. Ben gazetede özel bir daire ilanı gördüm. Hiç zorluk çekmeden sadece zihabını ihhabı olarak değiştirdik arkadaşlar. Bu kadar basit. Şimdi yönergedeki elinizde bulunan, sınavda size verilecek olan ikinci cümle Eshandıl ziş. Yani şunla ilgili. Neyle ilgili? İşte ilgili olan kısım umdan sonra gelir. Um eine Dreissimavohnung. Bu ilan neyle ilgili? Üç odalı ev ile ilgilidir diyor. En es handelt sich umla. Kullanılır her zaman. O zaman üç odalı bir evle ilgili bir cümle kurmanız gerekiyor. Ich brauche ein Bedink. Eine Dreissimavohnung. Benim gerçekten kesinlikle çok acil üç odalı bir eve ihtiyacım var diye bir cümle kurduk. Yukarıdaki cümlenin yarısını aldık. Sadece başına ich brauche dedik. Benim ihtiyacım var. Geldik üçüncü cümleye arkadaşlar. Die Miete für die Wohnung ist niedrig. Burada niedrigin anlamını bilmeniz gerekiyor. Bu düşük demek. Kira ile birlikte sürekli kullanılan bir ifade zaten. Die Miete kira demek. Für die Wohnung. Dairenin kirası düşüktür. Şimdi bu cümleye uygun kendinize bir... cümle düşüneceksiniz. Sınavda zaten buna vaktiniz olacak. Elinizde bir yönerge olacak. Biz de diyeceğiz ki bu kira bana çok uygun veya çok güzel ya da çok düşük. Bu anlamlarda bir cümle kullanmanız gerekiyor. Demite ist für mich ganz gut. Bakın hepsi neredeyse sıfatlarla oluşan bir cümle. Kira benim için oldukça iyi dedik. Sonra geldik yönergenin, situasyonun üçüncü veya dördüncü cümlesine. Da füya, bunun için Buna karşılık, bunun için Meli malı, zolun yani yapmalısınız. Ne yapmalısınız? By the way, garden abide helfen. Yani bahçe işlerinde, garden abide de helfen yapmalısınız. Yardım etmelisiniz kime? Ev sahibine, house, bezislerin, frau, buşmana. O zaman bu cümleye uygun olarak biz mail veya brief yazarken uygun bir karşılık vermemiz gerekiyor. Bu da şöyle olabilir. O zölün dedi. Biz könün diyebilmeliyiz. Yani könün ile cümle kurmalıyız. Ich kann Ihnen gerne bei der Gartenarbeit helfen. Bahçe işlerinde size memnuniyetle yardım edebilirim. Bunu yazabilmeliyiz ki evi tutabilelim. Ich kann Ihnen yani size gene memnuniyetle bei der Gartenarbeit helfen. Zaten yönergede vardı. Hepsini biz oradan aslında cımbızla alıp yazmış olduk. Yani siz çok güzel yazamasanız bile yönergede size verilen cümleleri kullanarak çok harika bir brief yazabilirsiniz. Sonra ikinci bir cümle geliştirebilirsiniz bununla ilgili. Ama önce bilmeliyim. Mus'er Wissen Was ich machen soll? Ben ne yapmalıyım? Yani benim ne yapmam gerekiyor? Ama ne yapacağımı önce bilmem gerekiyor. Gartenarbeit dedik ama bahçe işleri olarak ne yapmalıyım? Buradaki cümleye biraz dikkat etmeniz gerekiyor. Çünkü müssen var. Müssen olunca wissen sona infinitif olarak gelecek. Was ile başlayan cümle yan cümle olduğu için sollen yani model verb de sona gelecek. Burada gramatik hatası. yapmamaya gayret etmeliyiz. Sonra geldik. Yine yönergede kullanabileceğimiz evle ilgili olan kalıp bir cümle bu. Und wie viel kuatrat meter hat ihr wohnung? Sizin daireniz, sizin eviniz kaç metre kare? Bunu her sınavda daireyle ilgili olan, kirayla ilgili olan, ev görmeyle ilgili olan bütün mektuplarda veya e-maillerde kullanabilirsiniz. Und wie viel Quadratmeter hat Ihre Wohnung? Veya kaç oda diye sorabilirsiniz. Kaç metrekare olarak sorabilirsiniz. Peki daireniz kaç metrekare dedik? Und wie viel Quadratmeter? Bu şekilde okunuyor. Und wie viel Quadratmeter hat Ihre Wohnung? Sizin daireniz kaç metrekare dedik? Uygun bir cümle olarak, hatasız bir cümle olarak mektubumuza veya e-mailimize ekledik. Ist sie renoviert? Peki daire yenilenmiş mi? Renoviert yapılmış mı? Buradaki sie daireyi kastediyor. Bir daha ist die Wohnung demeye gerek yok. Die Wohnung'ı kısaltıp direkt die artiklına sahip olan evi biz sie olarak yazdık. Ist sie renoviert? Peki o yenilendi mi? İşte o nedir? O dairedir. Die Wohnung'tur. Bunu bu şekilde kısaca yazarak puan da toplayabilirsiniz. Aslında ist die Wohnung renoviert de diyebilirdiniz ama o biraz daha kulağı uzun yoldan göstermek şeklinde olurdu. Peki son cümlemiz. Wie viel oigo muss ich? Als nebenkosten jährlich bezahlen. Jährlich yıllık demek. Teklisch günlük demek. Monatlich aylık demek. Nebenkosten yan giderler. Yani doğalgaz, bahçe giderleri, çöp giderleri. Bunlara Almanya'da nebenkosten deniliyor. Als olarak, bunu bir önceki videoda görmüştük. Nebenkosten yan giderler olarak ne kadar euro ödemek zorundayım. Ek masraf olarak. Yıllık kaç euro ödemem gerekiyor? Bu şekilde arkadaşlar bir mektup, bir brief ya da bir e-mail yazabilirsiniz. Dediğim gibi yönergeyi çok iyi kullanmanız gerekiyor. Yönerge neydi? Sie haben in der Zeitung eine private Wohnungsansage gefunden. Es handelt sich um dreissimal Wohnung. Die Miete für die Wohnung ist niedrig. Dafür sollen Sie aber der Hausbesitzerin Frau Buschmann, 82 Jahre alt, Bei der Gartenarbeit helfen. Siz ona bahçe işlerinde yardım etmelisiniz. Şimdi cevap olarak biz neyi yazdık? Sehr geehrte Frau Buschmann. Resmi bir brif olduğu için sehr geehrte diye başlamanız gerekiyor. Frau Buschmann. Biz soyadını bildiğimiz için yazdık. Ich habe eine Privatwohnungsansage in der Zeitung gelesen. Ich brauche unbedingt eine Dreissimalwohnung. Mite benim için iyi. Yardım işine yardım edebilirim ama ilk ne yapacağımı bilmem. Ve evinizde kaç m2'lik? Renovasyon mu? Ne kadar para ödeme yapmam lazım? Sevgilerle, Bianca Schneider. Bianca Schneider, biz oluyoruz. Alta kendi adımızı yazdık. Mit freundlichen Grüsen saygılarımla dedik. Resmi bir brief veya e-mail olduğu için. En başa Zeya Geerte Frau Buschmann olarak yazdık. Dedik ki gazetede ilanınızı gördük. Kira bana çok uygun. Ben size bahçe işlerinde yardımcı olabilirim. Şimdi geldik püf noktalarına. Zeya Geerte Frau Buschmann. Buradaki arkadaşlar, buşmandan sonra virgülü kesinlikle unutmuyoruz. Bütün resmi evraklarda virgülle bu hitabı bitiriyoruz. Virgül geldikten sonra ilk kelime, yani ben, yani yazdık, ih yazdık. Buradaki i harfi mutlaka ama mutlaka küçük harfle başlamalı. Aksi takdirde puan kırılır mektubunuzdan, briefinizden veya e-mailinizden. Altına da... Saygı ifadesini saygılarımla mit, front, dişin, gürüzün dedik. Bianca Schneider. Bu üç noktaya çok dikkat ediyoruz. Selamlama, vedalaşma ve virgülden sonra gelecek olan ilk kelimenin her zaman küçük harfle başlayacağını unutmuyoruz. Arkadaşlar bu kadar basit size bir yönerge verilecek. O yönergeyi çok iyi kullanarak güzel bir mektup yazabilirsiniz. Başarılar diliyorum. Merhaba arkadaşlar. A2 düzeyi Almanca kursumuza Almanca kelimelerle, cümlelerle ve kısa özet gramatik bilgisiyle devam ediyoruz. A2 düzeyinde günlük hayatta kullanabileceğimiz gerek kalıp cümleler, gerek örnek cümleler ve gerek Vorschau's kelime bilgisiyle ilgili cümlelerle konumuza devam ediyoruz. Hazırsanız başlıyoruz. İlk Kelimemiz the ample. Lamba çoğulu en alarak yapılıyor. The ample. Du kannst fahren. Sen sürebilirsin. The ample is grün. Işık yeşil. Trafik ışığı yeşil. Burada könün fiiliyle cümleyi kurduk. Könün fiili du öznesine göre kannst oluyor. Du kannst fahren. Sen sürebilirsin. The ample is grün. Di ampul dediğimiz gibi en takısıyla çoğul yapılıyor. Nach der Ampel. Lambadan sonra, ışıktan sonra. Mus du nach links fahren. Nach links sola. Nach rechts sağa. Nach der Ampel. Di Ampel olduğu için der Ampel oldu. Nach der Ampel. Dolayısıyla Mus du sen nach links fahren. Nach der Ampel. Mus du nach links fahren. Sola dönmelisin, sola sürmelisin. Fahren sürmek. Fahren sie an der nächsten kreuzung nachrecht. Nachrecht sağ demek fahren sürmek. An der nächsten kreuzung. Kreuzung kavşak demek. An der nächsten bir sonraki kavşaktan sağa dönün. Bunu navigasyon cihazlarında konuşan kişilerden sık sık... duymuşsunuzdur. Ziş trefın, buluşmak. Refleksif bir fiil. Ziş trefın. Via trefın ons. Via dediğimiz için refleksif pronomunu ekleyeceğiz. Ons. Dolayısıyla via trefın ons. Biz buluşuyoruz, buluşacağız. Nerede? Am kino. Sinemada buluşacağız. Dolayısıyla andim kino. Ande'im kısaca amkine olarak sinemada buluşacağız. Bir sonraki kelimemiz layda. Ne yazık ki. Amnestin montag, geyt es layda neşt. B1 konuşma sınavında çok kullanılan bir cümleydi bu. Ne yazık ki önümüzdeki pazartesi bu mümkün olmayacak. Geyt es layda neşt. Yani bu gitmez, bu yürümez. Hangisi? Pazartesi günü olan amnestin montag. Geht es leider nicht. Bu mümkün değil anlamında. Das Licht, ışık. Das Licht, ışık demek. Das Licht war die ganze Nacht an. Işık bütün gece açıktı. Burada geçmiş zaman kullanıldığı için war, sein fiilinin preteritüm halini kullandık. Das Licht war die ganze Nacht, bütün bir gece an. Işıklı cihazlar için biliyorsunuz anmachn kullanıyorduk. Anbieten. Anbieten, ikram etmek. Darfih, inen ein stück kuchen anbieten. Size bir parça kek, kuchen, kek demek, ikram edebilir miyim? Dörfün fiili, izinde olmak, bir şeyi yapmaya müsaadeli olmak. Dolayısıyla ikram ederken, Darfih, diyoruz. İnin anşütü kuhun anbidin. Anbidin, ikram etmek. Geçmiş zaman çekimlenmiş hali. Hat angebotun. Eya hat. Mia ayn-e şütele als ve koyferin angebotun. O bana teklif etti. Ya burada ikram etti diyemeyiz çünkü teklif etmiş olacak. Angebotun. Bana pazarlamacı olarak İş teklif ettim. Er hat mir eine Stelle als Verkäuferin angeboten. Finden, bulmak. Stellenangebote, iş teklifleri. Finden Sie, bulabilirsiniz, bulursunuz. Nerede? In der Zeitung. Oder im Internet. Şimdi die Zeitung olduğu için in der Zeitung dedik. Ama das Internet olduğu için... im internet yani internette bulabilirsiniz. İş tekliflerini gazetede veya internette bulabilirsiniz. Wollen, möchten. İşte istemek. Her ikisi de istemek. Türkçe olarak karşılığı istemek. Willst du diesen Mantel? Nein. Ich möchte den anderen. Bu ceketi, bu mantılı istiyor musun? Hayır. Diğerini istiyorum. Andırın. Andırın. Değen andırın olduğu için Değen andırı ismin İ hali. Nein, ich möchte Değen andırın. Hayır Diğerini istiyorum. Geçmiş zaman Çekimlenmiş hali Diğerleri Diğerleri zint çoğal olduğu için Eve gittiler. Diğerleri çoktan eve gittiler anlamında gitmişti veya zintle kullanıldı. Çünkü zayn fiilini kullanmamız gerekiyor. Enden, endet, değişim. Das, wette, hat, sich, ge, endet. Hava değişti. Das, wette, hat, sich, ge, endet. Sich, enden, değişmek anlamında, değişim anlamında hava değişti. Burada H'a bununla yaptığımıza dikkat edelim. Das, ve, ta, hat. Başına G geldi, sonuna T geldi. Ziş, ge, endet. Enden değişim demiştik. Wie kann ich mein Passport enden? Passport şifre demek. Bilgisayar telefon şifresi. Şifremi nasıl değiştirebilirim? Yine könün fiiliyle yapıyoruz. Wie kann ich mein Passport enden? Wie kann ich mein Passport enden? Enden infinitif halde sonunda bulundu. Ve fragın olduğu için könün fiili kan olarak ikinci pozisyonda duruyor. Bir sonraki cümlemiz yine aynısı geldi. Wie kann ich mein Passwort ändern? Şifremi nasıl değiştirebilirim demiştik. Yine V fragınla başladı. Fiil könün ikinci sırada. Özne hemen sonrasında geldi. Passport, der Passport. Der Passport olduğu için mein Passwort oldu. Yani şifre, possessive pronoun, mein Passwort olarak. Yazılmış oldu. Anders geyt das leider nicht. Ne yazık ki başka türlü mümkün değil, olmuyor, gitmez. Bu başka türlü olmaz anlamında. Ne yazık ki başka türlü çalışmıyor olarak çevrilmiş ama bir başka teklife kapalı olduğunu da ifade edebilirsiniz bu cümleyle. Anders geyt das leider nicht. Başka türlü bu mümkün değil. Tom is Anders als seine Freunde. Şimdi Tom erkek olduğu için seine Freunde dedik. Tom'un erkek arkadaşı oluyor. Freunde sonuna e geldiği için çoğul. Tom erkek arkadaşlarından Anders. Yani farklı. Burada als karşılaştırma edatıydı. Önceki videolarda görmüştük. Tom arkadaşlarından farklı. Tom is Anders als seine Freunde. Anfangın başlamak ayrılabilen bir fiil. Hier fängt die Bahnhofstraße an. Hier fängt die Bahnhofstraße an. Bahnhofstraße başlıyor. Nereden başlıyor? Buradan. Hier fängt die Bahnhofstraße an. Anfangın. Burada düzensiz bir fiil olduğu için fängt olarak çekiyoruz. Üçüncü tekil şahsa göre. Ders demek Ders başlamak üzere veya birazdan başlayacak. Ders başlamak üzere, ders birazdan başlayacak. Anfangın fiili ayrılabilen bir fiil. An en sona gitti. Fangın ise üçüncü teki şahsa göre çekimlendi. Würdünzi bitti anfangen. Lütfen başlar mısınız? Lütfen bitti Würdünzi. Burada könünzi de diyebilirdik, möşnünzi de diyebilirdik. Ama Würdün kibarlıkta bir seviye atlama şekli. En kibar haliyle, en höfüş haliyle söylenmiş. Würdünzi bitti anfangen. Anfangen infinitif olarak en sonda dikkatinizi çekiyorum. Ich fange im Herbst, Herbst, sonbahar, im Herbst meine Ausbildung an. Ben başlayacağım veya başlıyorum. Ne zaman im Herbst, sonbaharda neye başlıyorum? Die Ausbildung, meine Ausbildung. Yani meslek eğitimime başlıyorum. Almanya'da yapılan 3 yıllık meslek eğitimine genelde 3 yıllık Ausbildung adı veriliyor. Üniversitenin haricinde bu. Dea amfang. Başlangıç demek bu bir isimdir. Zeewont am amfang dea şıtırası. Zeewont oturuyor. Üçüncü tekil şahıs bir kadın, bir bayan. Zeewont nerede yaşıyor? Am amfang dea şıtırası. Sokağın başında yaşıyor. Dea şıtırası dolayısıyla dea şıtırası oldu. Datif olduğundan dolayı. De'ya anfank başlangıç demek, büyük harfle yazıldığı için isim olduğunu hemen anlayabiliriz. Wir machen Anfang Juli Urlaub. Temmuz'un başında. Anfang Juli. Anfang Juli. Temmuz'un başında. Wir machen Urlaub. Tatil yapacağız, yapıyoruz veya tatile çıkıyoruz anlamında. Wir machen Anfang Juli Urlaub. The angst, korku demek. The angst de korkular demek. Have keine angst, korkma. Bu günlük hayatta bir kalıp cümle. Have keine angst, korkma olarak çevrilebilir Türkçe'ye korkma. Bunu kalıp olarak alıp kullanmak en doğrusu. Have keine angst, korku yok. Senin korkun yok anlamında aslında. Sizin korkunuz yok anlamında. The angst korku demekti. Bir şeyden korkmak için for'la kullanıyoruz. Ich habe Angst vor großen Hunden. Neyden korkuyorum? Benim korkum var. Ich habe Angst. Benim korkum var. Neyden? İşte onu for'la açıklıyoruz. For großen Hunden. Büyük köpeklerden korkuyorum. Ich habe Angst vor großen Hunden. Ich habe Angst vor großen Hunden. Ankommen bir aracın varması, bir yere varması, bir şehre varması, bir istasyona varması. Wann kommt dieser Zug in Berlin an? Ankommen ayrılabilen bir fiilde an sona geldi. Bu tren, dieser Zug, bu tren Berlin'e ne zaman varacak ya da varıyor? Wann kommt dieser Zug in Berlin an? Ankommen fiili. Die Ankunft, bu da isim hali, Die Ankunft, varış bir isim. Auf diesem Fahrplan steht nur die Ankunft der Süge. Süge trenlerin çoğulu. Bu tarife, Fahrplan, bu tarifede sadece trenlerin varışı gösterilmiştir veya gösteriliyor. Bu tarife sadece trenlerin varışını gösteriyor. Anmachn açmak ama neyi açmak? Sadece elektrikli araç ve gereçleri açmak için kullanılır. Anmachn. Machbitte das Licht an. Bu da bir emir cümlesi. Machbitte lütfen aç. Neyi aç? Das Licht. Lütfen ışığı aç. Veya kannst du bitte das Licht anmachn? Lambayı açabilir misin? Aynı anlama gelir. Anmeldin, zişle kullanılır. Ziş anmeldin, kendinizi bir yere kayıt ettirmek. Bir kursa, bir iş yerine, bir programa. Wo kann ich mich anmelden? Wo kann ich mich anmelden? Nereden kayıt yaptırabilirim? Kendimi nereden kayıt yaptırabilirim? Bu kurs için nereye başvurmalıyım anlamında. Nereden veya nereye kayıt yaptırabilirim? Ziş anmeldin demiştik. Aine anmeldung. Aine anmeldung. Fü dizin kurs ist nichtmeyen mökliş. Artık mümkün değil. Ist nichtmeyen mökliş. Bu kurs için kayıt artık mümkün değildir. Yani süresi geçti. Başvuru süresini kaçırdınız anlamında. Aine anmeldung. Fü dizin kurs. Burada akuzatif var. Dea kurs. Dizin kurs oldu. Die Anmeldung ise isimleşmiş hali, isim hali, kayıt demek. Wo bekomme ich das Formula für die Anmeldung? Für die Anmeldung, kayıt için. Das Formula, kayıt formu. Kayıt formunu nereden alabilirim? Bekommen, sahip olmak, almak, beklemek anlamında, bir şeyi almak anlamında. Wo bekomme ich das Formula für die Anmeldung? Anruf beantvorta yani telesekretet, anruf aramaydı, aramaya cevap veren kişi anlamında bu beantvorta. Wir sind im Moment nicht da. Şu anda burada değiliz, müsait değiliz. Sprechen Sie bitte auf den anruf beantvorta. Lütfen telesekreterle konuşun veya mesaj bırakın anlamında telefonlarda kayıtlı olan ses mesajı. Anrufun birisini telefonla aramak. Anrufun fiil ayrılabilen bir fiil. Kann ich Sie heute Abend anrufun? Sizi bu gece, bu akşam daha doğrusu gece değil, abend akşam, sizi bu akşam arayabilir miyim? Burada könün fiiliyle söyledik veya dösünle de kullanabilirsiniz. Darfih Sie heute Abend anrufun da diyebilirsiniz. Tom ruft seine Freundin an. Ayrılabilen bir fiil demiştik. An sona gitti. Rufun fiili üçüncü tekil şahsa göre yani Tom'a göre çekimlendi. Tom ruft seine Freundin. Tom erkek olduğu için ona ait olan şeyler seine ile ifade edilir. Seine Freundin. Tom kız arkadaşını arıyor veya arar şeklinde Türkçe'ye çevirebiliriz. Die Anruf. Gelen bir telefon araması, bir çağrı anlamında isimdir. Lisa bekont file anrufe. Von ihrem Freund Tom. Lisa erkek arkadaşı Tom'dan çok sayıda telefon alır. Şimdi Lisa bayan olduğu için, üçüncü tekil şahıs bayan olduğu için ihrem oldu, ihrem Freund. Freund da erkek olduğundan dolayı ihrem olarak yazıldı. Değe anşulus bağlantı demek. Tren bağlantısı, otobüs bağlantısı şeklinde. İn şututkart erayşın zi ale anşülüse. Ağuk deyâ suğuk nah paris vartıt. Şututkarttan tüm bağlantılara ulaşabilirsiniz. Erayşın ulaşmak. Parise giden tren de bekliyor. Vartıt. Anşulus bağlantı demek. In Mannheim haben Sie Anschluss nach Saarbrücken. Mannheim'de Saarbrücken şehri ile bağlantınız vardır. Sie haben. Burada yani sizin orada bir bağlantınız var anlamında. Tren bağlantısı veya otobüs bağlantısı olarak ifade edilebilir. In Mannheim haben Sie Anschluss nach Saarbrücken. Anschluss bağlantı demekti. Gibt es in der Wohnung einen Waschmaschinen Anschluss? Dairede çamaşır makinesi bağlantısı var mı? Bu şekilde de bağlantı anlamı taşıyor. Gibt es in der Wohnung evde, dairede var mı? Gibt es in der Wohnung einen Waschmaschinen Anschluss? Çamaşır makinesi bağlantısı var mı? Anzein seyretmek, dikkatle bakmak. Darf-i oyğ-ı urlaps fotos anzein. Urlaps fotos, tatil fotoğraflarınızı. Darf-i görebilir miyim, görmeye iznim var mı anlamında. Başa yazıldığı için dürfün fiili, soru cümlesi oldu. En sona da anzein, ayrılabilen fiili ayrılmadan infinitif halde yazılmış oldu. İhze miya, dize zendung yedintak an. Zendung, program demek, haber programı, televizyondaki programlar. Bu programı yedintak izliyorum. Televizyonda bir şey izlemek de an zeyin fiiliyle kullanılıyor. İhze miya, miya diye de bilirsiniz. Dize zendung yedintak an, an, sona gelmiş oldum. Merhaba arkadaşlar. Almanca öğrenmeye IQ düzeyi cümleler ve kısa gramatik bilgileriyle devam ediyoruz. İlk kelimemiz abgeben, vermek, teslim etmek. Ich muss meinen Schlüssel an der Rezeption abgeben. Schlüssel anahtar demek, anahtarımı resepsiyona bırakmam gerekiyor. Zaten oradan almıştım, teslim edeceğim, abgeben. Sadece geben olsa vermek anlamı taşırdı. Burada... Meinen schlüssel dedik. Oradaki meinen nereden geliyor ona kısaca bir bakalım. Nominatif yani yalın haldeki artiküller der, di, das. Üç tane artikülümüz vardı. Nominatifte sadece ve sadece der değişir, din olur. Dolayısıyla meinen schlüssel oldu arkadaşlar. Tekrardan cümlemize bakalım. Abgeben teslim etmekte. Ich muss meinen schlüssel. Maynın şülüsül an diye resepsiyon upgeben. Anahtarımı resepsiyona vermeliyim, vermek zorundayım. Upholen. Upholen gidip alıp gelmek, birisini bir şeyi alıp gelmek. Van. Ne zaman? Kaniş. Di zahın bay diye. Bay diye upholen. Di zahın eşyalar demek çoğul. Van ne zaman demek eşyalarımı senden, senden, by dia, senin yanından ne zaman alabilirim. Yine bir diğer Apollon cümlemiz. Wir müssen noch meinen Bruder Apollon. Meinen Bruder. Yine aynı gramatik bilgisi var. Der Bruder. Dolayısıyla der artikalı din oluyordu. Meinen Bruder. Meinen Bruder. Yani kardeşimi ismin i hali. Wir müssen noch meinen Bruder Apollon. Daha kardeşimi almamız gerekiyor. Apsilisin. Apsilisin kilitlemek arkadaşlar. Hastu ditüa apgeşil olsun. Bu geçmiş zaman kapıyı kilitledin mi? Habınla, habın yardımcı fiiliyle yapıyoruz. Apsilisin düzensiz bir fiil olduğu için apgeşil olsun oldu. Ortaya g geldi ve sondaki e değişmiyor. Hastu ditüa apgeşil olsun. Kapıyı kilitledin mi? Aşşilişin aynı zamanda kilitlemek demiştik ama aynı zamanda bir üniversiteyi, bir okulu, bir eğitimi tamamlamak, bitirmek anlamına da geliyor. Aşşilişin bu yıl eğitimi, üniversite eğitimi oluyor. Bu yıl eğitimimi bitiriyorum. Das Studium. İkisinin de artikalı Das. Abfahren. Bir taşının bulunduğu yerden hareket etmesi, harekete başlaması. Achtung, achtung, an gleis drei. Die Tür und Schließen der Zug fährt jetzt ab. Bunu otogarlarda, trengarlarda çok duyarsınız. Üçüncü peronun dikkatine. Kapıları kapatın. Tren şimdi kalkıyor. Achtung, achtung, an gleis drei, die Türen schließen. Şeklinde çok anons duyarsınız. Geben, abgeben'i görmüştük teslim etmekte. Geben sadece vermek. Yani aldığımız bir şey değil de elimizdeki bir şeyi de vermek. Könün zimiye ıgı adresi geben. Adresinizi verir misiniz? Burada verir misin diye yazmışım. O yanlış olacak sonuna verir misiniz? eklememiz gerekiyor. Çünkü zile höfüş ifadeyle kullanmışız. Könün zimiye iğğı adresi geyben. Adresinizi verir misiniz? Anuk. Anuk fikir demek. Ahtunkla karıştırmamak gerekiyor. İh heti kayna anuk. Hiçbir fikrim yoktu. Das du heute geborstak hat hast. Senin bugün doğum günün olduğunu bilmiyordum. Bu konuda hiçbir fikrim yoktu. Ich hätte keine Ahnung. Hiçbir fikrim yoktu. Das du heute geburtstag hast. Burada keine Ahnung da diyorlar sadece. Ich hatte demeye de gerek yok. Bazen keine Ahnung, hiçbir fikrim yok diye sokakta çok kullanılıyor. Ama çok da höfliş bir ifade olmadığını söyleyebilirim. Wie spät ist es? Saat kaç? Wie spät ist es? Ich habe keine Ahnung. İşhabı kayna anuk. Saat kaç? Hiçbir fikrim yok. Yani bu direkt birazdan kestirip atma şeklinde olduğundan dolayı çok da höflüş sayılmıyor. Ama sokakta da maalesef çok sıkça kullanılıyor. İşhabı kayna anuk. Hiçbir fikrim yok bu konuda. Machen fiili Almancanın amiral gemisi olan bir fiil. Machen yapmak demek. Jonas is zea aktif. Jonas çok aktiftir. Und ve macht. Kim yapar? Yani Jonas macht viel Sport. Burada bir tane özne olduğu için bir daha unddan sonra Jonas yazmaya gerek yok. Jonas is zea aktif. Macht viel Sport. O çok aktif ve çok spor yapıyor Jonas. Aktuel. Aktuel. Türkçe'de de çok kullanılan bir kelime. Güncel demek. Das ist bu. Das aktuelle Kinoprogram. Bu güncel sinema programıdır. Buradaki das arkadaşlar programın artikalı. Yani kinoprogram, sinema programı ama en sondaki ifade hangisi program. O zaman onun artikılını her zaman kullanırız Almanca'da. Das program. Dünşim Bir şeyi dilemek, istemek anlamında İhvünşediyye ales gute Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle anlamında kalıp bir cümle İhvünşediyye ales gute Ales her şey demek, gute güzel demek, güzellik Ben diliyorum sana her şeyin güzel olmasını Bire bir Türkçesi bu ama kalıp anlamı Her şeyin gönlünce olması dileğiyle Möçtün. Möçtün istemek sıkça kullanılan bir fiil yine. Möçtün zinnuh etvas. Bunu restorantta, başka yerlerde çokça duyarsınız dönercilerde. Başka bir şey ister misiniz? Başka bir isteğiniz var mı anlamında? Möçtün zinnuh etvas. Möçtün başa geldiği için soru cümlesi oldu. Hemen sonrasında özne geliyor. Möçtün zi noch etvas etvas. Bir şeyler, bir şey anlamında. Alain, alain, yalnız demek. Kommt seine Freundin mit. Mitkommen, birlikte gelmek. Mitkommen, ayrılabilen bir fiir. Kız arkadaşı da onunla. Seine dediği için Freundin mit. Kız arkadaşı da onunla gelecek mi? Nein. Hayır, er komt allein. O yalnız geliyor. Nein, er kommt allein. Dediğimiz gibi mitkommen, birlikte gelmek. Alain'le ilgili ikinci cümlemiz. Alain yalnız demekti. Zoll ich ihnen helfen. Size yardım etmeliyim. Size yardım etmeliyim. Zoll'ün meli malı anlamı katıyordu. Nein, danke. Ich schaffe das allein. Das bu demek. Schaffen, başarmak, yaratmak gibi birçok sözlükte anlamı var. Burada başarmak anlamında. Hayır, teşekkürler. Bunu yani das, kendim yalnız başarırım. Ich schaffe das allein. Als. Als'in birçok anlamı var A2 seviyesinde. Bir tanesi karşılaştırma. En çok kullanılanlarından bir tanesi bu. Tom is Yunga. Als Zayne Şvesta. Zayne Şvesta Tom'un kız kardeşi oluyor. Erkekler için Zayne kullanıyoruz. Tom kız kardeşinden daha genç. İşte burada daha anlamını katan ifade Als. Als Zayne Şvesta kardeşinden daha genç. Yunga. Oradaki er takısı. Alsın bir diğer anlamı ise olarak gibi. Lisa arbeitet als. Lisa çalışır. Ne olarak? Als burada o anlamı veriyor. Als kranken schwester. Yani hemşire olarak çalışıyor. Lisa hemşire olarak çalışıyor. Lisa arbeitet als kranken schwester. Kranken schwester hemşire anlamında. Schwester kız kardeş. Krank hasta demek. O şekilde bir hemşire anlamı katmışlar. Also. Almanların çok kullandığı bir ifade. Yani bu yüzden gibi bir anlam var bu cümlede. Ehe hat seid. Onun zamanı var. Also. Bu yüzden. Yani. Kann ehe uns helfen. Bu yüzden o bize yardım edebilir. Könün fiiliyle yaptık. Onun zamanı var. Bu yüzden bize yardım edebilir. Bir sonraki videoda görüşmek üzere.