Transcript for:
Takıntılı Düşünceler ve Kurtulma Yöntemleri

Merhaba sevgili dostum. Şu dünyada bazı insanlar hata yapmaktan ölesiye korkarlar. Böyle insanlar için her şey doğru ve düzgün olmalıdır. Kimseyi kırmamalı, kimseyi üzmemeli ve kendi içinde bile ufacık hataya yer kalmamalıdır.

Ama öyle bir an gelir ki bu hatadan bu kadar korkan insana zihnine bir virüs gibi bir düşünce yapışır ve bu kişi bu düşünceden dolayı çok rahatsız olur. Genelde bu rahatsız edici düşünce ya öyle yaparsam, ya öyle olursa, ya başıma böyle gelirse gibi ya da sevdiklerimin başına böyle şeyler gelirse gibi hep olumsuz ve bazen kişi tarafından iğrenç, rahatsız edici ve korkunç görünen şeyler olur. Sonrasında kişi bu düşünceden kurtulmaya çalıştıkça bunun batağına saplanır. İşte bu videoda sana...

böyle takıntılı düşüncelerden nasıl kurtulabilirsin? Bunlardan bahsetmek istiyorum. Takıntılı düşüncelere örnek ve detay vermek istemiyorum.

Çünkü eğer takıntıya meylim varsa benim verdiğim örnekleri de düşünüp acaba bende bu var mı diye kendi halinde bunu da takıntıya çevirebilirsin. Ama şunu söyleyebilirim. Kategorik olarak hangi takıntılarla karşılaşıyoruz?

Dini takıntılar çıkabiliyor. Temizlik takıntıları çıkabiliyor. Kirlenme takıntıları yani.

Hasta olma takıntıları çıkabiliyor. Başıma şöyle bir şey gelirse takıntıları çıkabiliyor. Ya ben şöyle biriysem ya dini anlamda rahatsız edici düşünce takıntıları ortaya çıkabiliyor.

Bunlar bizim sık karşılaştığımız takıntılı düşünceler. Şimdi bu insanlar genelde takıntılı düşünceye meyilli olan insanlar başta söylediğim gibi hata yapmaktan korkan, her şeyi doğru düzgün yapmaya çalışan insanlar. Şimdi bu insan internette, televizyonda, gazetede bir arkadaş muhabbetinde kendisini rahatsız edecek bir örnek duyuyor.

Bir düşünceye şahit oluyor. Bir şekilde bu bazen kişinin kendisine uygun olmayan rahatsız edici bir şey olabiliyor. Ve sonrasında kişi o anda diyor ki acaba bende böyle bir şey olabilir mi?

Ben öyle birisi olabilir miyim? Ben böyle bir şey yapabilir miyim? diye kendi içinde bir döngüye giriyor.

Döngüye girdikten sonra kişinin o andan itibaren düşüncesel cehennemi başlıyor. Öyle miyim değil miyim, öyle miyim değil miyim? Bunu kafasından atmaya çalıştıkça o düşünce büyümeye başlıyor. düşündükten kaçıyor çünkü eğer öyle olursa onun için korkunç bir senaryo oluyor. Bu sebeple o korkunç senaryoya maruz kalmamak için elinden geldiğince kaçmaya çalışıyor ama kaçmaya çalıştıkça o düşünce büyüyor.

Şimdi şöyle bir şey bu insanlar dediğim gibi o düşünceyi duydu ve zihnine yapıştı. Kişi burada yapması gereken şu aslında o düşünceden kaçtıkça o düşünce büyüyor. Özellikle rahatsız olduğun düşünceyi bir önüne al bakalım ve sonrasında bu düşünce hep belli bir bir yere kadar gelir.

Ya öyle olursa diye düşünürsün ve kaygılanırsın. Öyle olduğunu düşün. Başına kötü şeylerin geldiğini düşün. Aklına gelen o rahatsız edici düşünceyi en detayına varıncaya kadar olmuş gibi düşün bakalım. Şimdi bunu belli bir müddet yaptıktan sonra bu rahatsız edici düşünce git gide sana daha az rahatsızlık vermeye başlayacaktır.

Ama ilk başta bu çok zordur. O kadar korkarsın ki onu düşünmekten. Sanki düşündüğün zaman gerçek olacakmış gibi düşündüğün zaman O zaman onu istiyormuş gibi hissedersin ama kesinlikle alakası yok.

Bir şeyi düşünüyor olman onu istediğin anlamına gelmez. Aynı zamanda takıntıya meyilli olan insanlar düşünceyle isteği birbirine çok karıştırırlar. Şöyle der, benim aklıma bir şey geliyorsa ben onu istiyorumdur, ben onu arzuluyorumdur. Halbuki düşünceler zihnimiz çok da kontrol edebildiğimiz alanlar değildir. Yani o an onun zihnimizle binlerce kombinasyon gelir ve biz sadece izleyici konumunda bile olabiliriz ama ne zaman ki ona elimizi sokmaya çalışıp sen buradan çık dediğimiz zaman bütün kontrolümüzü kaybettiğimiz gibi özellikle atmaya çalıştığımız şey oradan çıkmaz.

O yüzden bir şeyi düşünüyor olman onu istediğin anlamına gelmiyor. Bundan dolayı özellikle kendimizi zihinsel anlamda korktuğumuz şeye maruz bırakmaktan korkmamanı rica edeceğim senden ama ilk başta bu detayları düşünüyor olmak sana çok rahatsızlık verecek. İlk sefer böyle. gün de belli bir zaman dilimini ayırabilirsin. Her gün belli bir zaman diliminde bu maruz bırakmayı o korkulu düşünceye kendini maruz bırakmayı öyle olmuş gibi, hep o korktuğun senaryo başına gelmiş gibi hatta bazen en detayıyla abartarak hayal etmeni gözlerini kapatarak istiyorum senden.

Sonra bu zihinsel maruz bırakma sendeki kaygıyı yavaş yavaş azaltacaktır. Ve bir bakmışsın ki o korktuğun düşünce senin gözünde gitgide küçülmeye başlıyor. Küçüldüğü zaman daha az düşün. başlayacaksın ve hatta umursamamaya başlayacaksın. Takıntılı düşünceler çok yoğundur ve aynen bir prizmanın içinde ışık bir sürü rengi barındırır ya ve bu çok hızlı döndüğü zaman bu renkler tekrar beyaza dönüşür.

Sen sadece böyle atak ve kriz anlarında o beyaz rengi görürsün. Ama o kadar Çok parçalı şeyden oluşur ki o seni sıkıntıya sokan düşünce. Böyle zamanlarda o düşünceyi biraz yavaşlatman lazım.

Özellikle cinsel anlamda rahatsız edici düşüncelerde şöyle bir şey var. Kişi belli şeylerden acaba cinsel arzu duyuyor muyum? diye kendisini test etme ihtiyacı duyar. Diyelim ki ben burada yine örnek olmaması açısından saçma bir şey söyleyeceğim.

Ben diyelim ki taşlara karşı acaba taşlardan tahrik oluyor muyum diye kendi kendimi sorguluyorum. Şimdi o an taşa odaklanırım ve kendimi kendimi bir yoklarım acaba hoşuma gidiyor mu diye. Ama bunu cinsellikle bağdaştırdığım için zihnim o kadar hızlı çalışır ki geçmişte cinsellikle ilgili duyduğum şeyler aklıma gelir.

Ama ben sadece o an taşa odaklandığım için taşı düşündüğümü zannederim. Ama farkında olmadan o kadar hızlı dönen düşünceler arasında zihnimde cinsellik de vardır. Ve o an belki de cinsel bir his içime peydah olur.

Ve ben derim ki aha gördün mü taşa karşı bir arzu hissediyorum. Böyle durumlarda sakın ola ki, aa ben taşa karşı bir cinsel arzu hissediyorum gibi bir düşünceye kapılma. Sadece çok hızlı düşündüğün için farkına varmıyorsun.

Hatta bunu bile test edebilirsin kendi içinde. Ben senin neyi kafana taktığını az çok tahmin edebiliyorum çünkü çok sık karşılaşıyorum böyle vakalarla. O an sana tahrik oluyormuşsun gibi geliyor ya, o sadece senin zihninin bir oyunu.

Aslında öyle bir şey yok. Düşüncelerin düşünce olduğunu unutmaman lazım. Zihninde binlerce opsiyon, binlerce kombinasyon var. Özellikle sen hayatında neye önem veriyorsan takıntın oradan payda olur.

Cinsellik senin için bir tabuysa oradan çıkar.Deni konularda aşırı katıysan ve bir şekilde onlar senin için tabuysa oradan peyda olur.Ya da bir şekilde mükemmeliyetçiysen her şeyin çok tertemiz olduğunu düşünüyorsan olmasını istediğini düşünüyorsan temizlikten patlak verebilir. Yani sen hangi konuyu aşırı önemsiyorsan sanki ona uymayacakmışsın gibi gelir. O yüzden buna dikkat etmen lazım.Aslında sen bu konuda çok iyi olduğun için aksi şekilde düşünme ihtiyacı ortaya çıkıyor.Öyle bir rahatsızlık ortaya çıkıyor.

Bu konuda da birkaç kişi var. Sen rahat olsan, sen gerçekten umursamasan dini konuları, cinsel konuları zaten bu takıntı aklına gelmeyecek. Ne olmuş oldu?

Şundan emin olabilirsin. Bu düşünce aklına geliyor çünkü sen gerçekten bu konuyu önemsiyorsun. Yani o konunun korktuğun gibi olma ihtimali yok. Öyle olan insanlar öyledir zaten. Bir insan senin kaygılandığın...

durumlarda olduğu zaman yapacaksa yapıyor gidecekse gidiyor oluyorsa oluyor zaten abi ben böyle miyim diye genelde sorgulamıyor bu sebeple aklına bunlar geliyorsa bil ki bu sadece düşünce bir istek ya da bir arzu değil özellikle bu düşüncelerin yoğun olduğu zamanlarda kişi gün içinde belli aralıklarla bu düşünceler aklına gelir ve onlardan uzaklaşmaya çalışır.Ara ara savaşır ara ara rahatlar.Ama özellikle ben bu sıkıştığın zamanlarda senden şöyle bir şey isteyeceğim. 10-15 hatta belki 20 dakikasını sıkıntılı hissettiğin zamanlarda özellikle bu takıntılı düşünceye ayırmanı isteyeceğim senden. Bu 15 dakika evin bir köşesinde, kimsenin seni rahatsız etmeyeceği bir köşe.

15 dakika boyunca o takıntılı düşüncenin zihninde her yeri kaplamasına izin vereceksin. Başka bir şey mi geliyor aklına? Diyelim normal şeyleri düşünmeye başladın, izin vermemeye çalışacaksın.

Tekrar takıntılı düşünceyi çağıracaksın. Biz buna taşırma diyoruz. Normalde sen hep bu takıntılardan uzaklaşıp normal şeyleri düşünmeye çalışıyorsun ya ve takıntı geliyor aslında bu işlemi tersine çeviriyoruz.

Ne yapmış olduk? Sen takıntıyı çağırıyorsun, normal düşünceleri itiyorsun. Böyle olunca bir noktadan sonra bunu belli bir süre düzenli yaparsan o düşüncelerin Normalde kontrol etmen zorken birazcık daha kendinden uzaklaştırman, sağlıklı şekilde uzaklaştırman mümkün olabilir.

Takıntılı düşüncelerde her zaman kişi belli bir ihtimal üzerinden korkuyor dedik ya işte bu ihtimal bazen kişiyi o kadar korkutur ki kişi onay almak ister etrafındaki insanlardan bazen internet kaynaklarından kitaplarından. Diyelim ki sen bir şey olmaktan korkuyorsun, bir şey yapmaktan korkuyorsun. Eşine sorabilirsin, annene sorabilirsin, babana. Öyle miyim? devamlı onlardan onay almak istersin.

Ve onlar ne alakası var oğlum kızım dediği zaman geçici bir süre rahatlarsın. Birkaç saat belki de birkaç gün sonraya kadar. Sonrasında tekrar sorma ihtiyacı hissedersin.

Zannedersin ki sen sordukça rahatlıyorsun. Halbuki burada... sen bir bağımlılık geliştirmiş oluyorsun.

Oradaki sorup rahatlama döngüsü seni rahatlatmayacak. Ve bir şekilde o takıntılı düşünceden kurtulmanı da engelleyecek. Ne yaptın? Sen aslında ağzından bir parmak bal çalıyorsun, asıl sorunu çözmüyorsun.

Şimdi içinde o kaygının çok yoğunlaştığı anlar vardır takıntılı düşünceler bastırdığı zaman. Ve o an dayanılmaz bir istek gelir içine. Sormak istersin, onay almak istersin, internetten araştırmak istersin.

Ne olursa olsun o yükselen... Kaygıya direnmen lazım. Ne kadar direnebilirsen, ne kadar sormazsan o kadar iyi.

İlk başta bu kaygı yükselir, yükselir, yükselir, yükselir ve sen dersin ki Allah'ım ben dayanamayacağım, öleceğim artık bu dayanılacak gibi değil. Ama şunu söyleyebilirim sana kimse... bu durumdan ölmedi.

Kimse bu durumdan dolayı delirmedi. Sen o kaygı yükseldiği zaman zannediyorsun ki bu sonsuza kadar yükselecek. Hayır.

Belli bir süre yükselecek. Sen sabrını, dirayetini devam ettirdiğin müddetçe yavaşça aşağı inmeye başlayacak. Bunu bir eroin bağımlısının yoksunluk krizi gibi düşünebilirsin.

O yoksunluk arzusu o kadar yükselir ki kişi delireceğim, öleceğim zanneder ama sonra gitgide azalmaya başlar. İşte sende bu onay alma bağımlılığından uzak durmak için bu kaygıya direnmen lazım. İnternetten araştırmayacaksın, kitaplara bakmayacaksın, etrafındaki insanlara sormayacaksın ve belli bir süre sonra o kaygının azaldığını hissedeceksin.

Gün içinde bu takıntılı düşünceler geldiği o bulunduğu ortamdan uzaklaşıp kafasından bu düşünceyi atmak için yalnız kalmaya gayret eden bazı danışanlarım oldu. Böyle durumlarda bence şöyle bir şey yapmak gerekiyor. Yer değiştirme dediğimiz bir mevzu.

Sen zihninde aslında o takıntıyı atmaya çalışırken bütün dikkatini, enerjini o takıntıya vermiş oluyorsun. Ve zihninin her yerini o takıntı kaplamış oluyor. Halbuki özellikle gün içinde, mesai saatinde, okulda, arkadaşlarınla beraberken bu düşünce geldiği zaman ona bir cevap vermeye kalkışmadan sadece etrafındaki insanlarla konuşmaya devam etmek ya da eğer tek başınaysan odaklanabileceğin bir film, dizi, kitap bulabilmek geçici bir süre o düşünceden uzaklaşmanı sağlayacaktır. Bu kaçma değil, sağlıksız olan şey onu zihninden atmaya çalışmak.

Ben de burada diyorum ki burada zihnine o düşünce geldiği zaman sen tamam burada dur. Ben sana bir cevap da vermeyeceğim. Zihnimden seni atmaya da çalışmayacağım. Ben şu an seninle değil başka bir şeyle ilgileneceğim.

Belki şu an bu videoyu izlerken bunu yapmaya çalışıyorum ama başaramıyorum diyebilirsin. Bu kolay bir beceri değil. ve genelde bu beceriyi öğrenmeye çalışan insanlar şöyle zannediyor ben başka bir şeye dikkatimi verdiğim zaman %100 unutacağım kurtulacağım o düşünceden hayır biz %5 o düşünceden kurtuluyorsak ilk başta kar ama bunu devamlı yapmaya çalıştığımız zaman dikkatimizi başka şeylere günlük hayatın gerektirdiklerine ilgi çekici şeylere verdiğimiz zaman her aşamada her deneyişte birazcık daha usta birazcık daha profesyonel olacağız ama başta %5 kurtarsak %5 kaygımızı azaltsak kâr kârdır diye bakıyorum ben. Takıntılı düşüncelerle uğraşmak zordur. Buradan söylemek kolay.

Bu söylediğim şeylerin hepsi aslında bir disiplin halinde geliştirilebilen ve sen bunu uğraştıkça, vazgeçmedikçe daha da iyi olabildiğin beceriler. Ama ilk başta vazgeçme sevgi dostum. Biliyorum bazen çok bunalıyorsun, bazen belki kafanı duvarlara vurmak istiyorsun o zihnindeki düşüncelerden kurtulmak için ama sabır. Özellikle bu takıntılı düşünceler konusunda en önemli ihtiyacımız olan şey sabır ve dirayet. Sen o dirayeti, o direnci gösterdiğin zaman yavaş yavaş azaldığını fark edeceksin.

Bir de şunu söyleyeyim son olarak. Bazı zamanlarda bakacaksın geçmiş hayatına, hayatının belli dönemlerinde takıntılı düşüncelerin daha da arttığını göreceksin. Böyle dönemlere şöyle bir özelliği var.

Genelde böyle düşüncelerin arttığı zamanlar hep arka planda hayatın seni yorduğu, gerçek problemlerin çok fazla olduğu zamanlardır. Özellikle takıntılı düşünceler çok artmışsa şuna da sormanı isterim kendine. Gerçek hayatta ne gibi problemlerin var?

Seni zorlayan başka gerçek sebepler var mı? Onları çözersen o konuda gerçek problemlerinde bir rahatlama hissedersen takıntılı düşüncelerin kendi kendine de azalacaktır. Zihnin böyle bir yapısı var. Takıntılı düşüncelerden kurtulma konusunda kendine iyi davran güzel insan kitabında da bahsettim. Bu konuda orada detaylı bazı açıklamalar bölümler var.

Eğer ilgini çekiyorsa aşağıya linki var. linki bırakacağım oradan sipariş verebilirsin. Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum güzel insan. Eğer ki bu videoyu beğendiysen beğenmeyi ve kanalıma abone değilsen abone olmayı unutma. Kendine çok iyi davran.

Görüşmek üzere.