Merhaba sevgili öğrenciler ben Deniz Hoca. Bu videomuzda anlatım tekniklerini ele alacağız. Yazarlar roman ya da hikayede olayları aktarırken okuyucuya daha etkili bir şekilde ulaşmak için anlatımda çeşitli teknikler kullanır. Bu tekniklerin başında ise iç konuşma, iç çözünmeme ve bilinç akışı tekniği gelmektedir.
Bu videoda da bu teknikleri detaylarıyla ve örnekleriyle ele alacağız. Öyleyse iş konuşma tekniğinden başlayalım. İş konuşma tekniği, hikayedeki kişinin duygu ve düşüncelerinin bizzat karakter tarafından anlatılması tekniğidir.
Yani bu teknikte hikayedeki ya da romandaki kişi kendi ağzıyla kendi duygu ve düşüncelerini okuyucu... En belirgin özelliği budur. Bu teknikte kahramanlar kendi kendine konuşuyor gibidir. İç konuşma ile karakterlerin duygu ve düşüncelerini okuyucu net bir şekilde görmektedir. Bu nedenle yazarlar roman...
ve hikayelerinde sıklıkla bu tekniğe başvurur. Ve son olarak hatırlatmak gerekirse bu teknikte anlatıcı yani yazar aradan çekilir. Anlatım birinci ağızdan yani ben ağzıyla yapılır.
Bu da yine belirgin bir özelliği bu tekniğin. Şimdi örneğimize göz atalım. Her zaman beklediğim büyülü gücü yarattı bu dörtlük.
Aldı, götürdü beni, yemyeşil bir çayırın ortasına bırakıverdi. Altımda ebe gümeşleri ışır ışır kırılıyor. Elimde yapraklı...
tomurlu top top beyaz şekli bir dal. Küçücük ninelerin oluşturduğu çiçek yumakları. Bütün özlemlerimle birleşip ak bir çiçek topu olan bu dal sensin.
Evin var sende. Anam babam doğmamış çocuğum var. Dikkat ederseniz karakterin o anki duyguları burada çok düzgün bir şekilde uzun uzun bir okuyucuya anlatılmış ama bu aktarım yapılırken de Kahramanın kendi ağzı kullanılmış.
Yani karakter burada kendi ağzıyla kendi duygu ve düşüncelerini aktarmış. Bu nedenle burada bir iç konuşma tekniği vardır diyebiliriz. Ve gelelim iç çözümleme tekniğine. Hikayedeki kişinin duygu ve düşüncelerinin... anlatıcı tarafından aktarıldığı tekniktir.
Az önce görmüş olduğumuz iç konuşmada duygu ve düşünceler bizzat kişi tarafından kendi ağızıyla aktarılır. Ancak burada duygu ve düşünceler yazarın yani anlatıcının ağzıyla okuyucuya aktarılır. Aradaki en büyük fark budur. Devam edelim. Anlatıcı hikayede kahramanın aklından geçenleri sanki onun karşısında durup da okuyormuş gibi okuyucuya aktarır.
Anlatım 3. ağızdan geçiyor. yapılır ki iç konuşmada birinci ağızdan yapılırdı. İç çözümleme tekniğinde hakim bakış açısı söz konusudur. Çünkü ancak ve ancak bu bakış açısıyla kahramanın o an ne düşündüğünü ne hissettiğini okuyucuya aktarabilir yazar.
Şimdi örneğimize bakalım. İlkin şaşırdı. Onun kasa yapımındaki yorgunluğunu şuradaki serin sularla giderdiğini, içini dışını yıkadığını sanmıştı.
Derken ürktü. Yüzüne bakmadı onun. Direndi.
Karanfillerinden Hem birini kulak ardından çekip resimli tahtanın üst başına kondurdu. Evet arkadaşlar burada yine kişinin o anki duygu ve düşünceleri aktarılmış. Ama dikkat ederseniz bu aktarım anlatıcı tarafından yani 3. ağızla yapılmış. Bu nedenle burada iç çözünmeme tekniği vardır. Eğer bu anlatım 1. ağızdan yapılmış olsaydı o zaman iç konuşma tekniği vardır diyebilirdik.
Ve son tekniğimiz bilinç akışı. Birazcık iç konuşmaya benziyor ama Ama aralarında temel farklar var. Bu nedenle dikkatli bir şekilde dinleyin.
Bu teknikte karakterin iç dünyası tüm boyutlarıyla okuyucunun önüne serilir. Bilinçte yer alan duygu ve düşünceler hızlı ve düzensiz bir şekilde resmedilmeye çalışılır. Yani iç konuşmadan en temel farklarından birisi burada.
İç konuşmada daha düzenli bir anlatım varken yani kahraman düzgün bir şekilde uzun cümlelerle konuşurken burada kahraman hızlı hızlı düzensiz bir şekilde resmedilir. Sensiz ve kısa cümlelerle konuşacak. Kendisini ifade edecek. En temel fark bu. Anlatıcı aradan çıkar ve bu bakışı karakterin kendisi bizzat yapar.
Yani anlatım birinci ağızdan yapılır. Bu da önemli bir madde. Bu anlatım adeta bir sayıklamayı andırır.
İfade edilenler arasında mantıklı bir bağ olmayabilir. Hani arkadaşlar bazen oturur düşünürüz ya. Yarın sınavım var. Yarınki sınavdan yüksek almam lazım.
Yoksa kalabilirim. O zaman ne yapmam gerekiyor? Akşam oturup ders çalışacağım.
Ama bu akşam ders çalışacağım da arkadaşlarıma söz verdim. Neyse canım onlar da bir günlük beni affetsin. Yoksa bu sınavdan da kalırım.
Ya bu arada akşam da maç vardı. Aslında maç da güzel olur biliyor musunuz? Fenerbahçe son zamanlarda çok güzel oynamaya başladı. Şimdi arkadaşlar bu şekilde bir anlatım karşınıza... çıkarsa bu bir bilinç akışıdır.
Neden? Çünkü şu anda aklıma gelenleri çok hızlı ve düzensiz bir şekilde sizlere aktardım. Hikayede de ya da romanda da böyle olur. Ve dikkat ederseniz anlatım hem hızlıydı hem kısa cümlelerle kurulmuştu.
Hem de anlatımda konudan konuya atladım ve sonunda konuyu Fenerbahçe ile bitirdim. İşte bu tarzdaki anlatım bilinç akışı şeklinde karşımıza çıkar. Ben tabi daha böyle somut örnek vermeye çalıştım günlük hayatımızdan.
Hikayede tabi ki böyle karşımıza çıkmayabilir. Şimdi örneğimizi ele alalım. O gün ne güzel bir gündü. Deniz ne serindi.
Ne güler yüzlüydü sandallar. Çocuklar, kadınlar, dünya yüzünde bir tek kötü lakırdı, kötü hareket, kötü düşünce o gün için, o günün başı için insan elinden, insan dilinden, insan kafasından çıkmamış gibi bir akşam oldu. Ben her zamanki gibi kimsesiz pazarımı bitirmiştim.
Hayatımdan memnundum. Her şey ışıl ışıldı. Her şey mavi. Akşama doğru kırmızı. Sonra lacivert oldu.
Dikkat edin. Burada da bir bilinç akışı var. Yani cümleler çok kısa kısa tutulmuş. Yine konudan konuya atlanmış. Ve o an kahraman...
Aklına gelenler çok hızlı bir şekilde bizlere aktarılmış. Bu nedenle burada bir bilinç akışı vardır. Toparlayacak olursak kişilerin o anki duygu ve düşünceleri eğer anlatıcı tarafından okuyucuya aktarılıyorsa zaten bu...
İç çözümleme tekniğidir. Belirgindir. Çünkü üçüncü ağızda yapılır. Ancak kahramanın o anki duygu ve düşünceleri birinci ağızda yapılıyorsa orada ya iş konuşma tekniği vardır ya da bilinç akışı tekniği vardır. Aralarındaki temel fark da şu.
İş konuşmada cümleler uzundur. Cümleler arasında mantıklı bir bağ vardır. Ve kahraman kendisini son derece düzgün bir şekilde ifade eder. Ancak bilinç akışında ise kahraman bir sayıklama içerisine girer. O anki düşüncelerini...
hızlı bir şekilde kısa kısa ve cümleler arasında mantıki bir bağ olmayacak şekilde okuyucuya aktarır. Bunu aklınıza tutarsanız aslında bu anlatım tekniklerini halletmişsiniz demektir. Ve böylelikle bu videomuzun da sonuna geldik arkadaşlar.
Eğer videomuzdan memnun kaldıysanız lütfen kanalıma abone ol tuşuna basmaktan çekinmeyin. Ve ayrıca şu anda ekranlarda gördüğünüz instagram adresinden bana çok hızlı ulaşabileceğinizi de unutmayın. Bir sonraki derste sizlerle tekrar görüşme dileğiyle.
Şimdiden hepinize başarılar diliyorum. Kendinize iyi bakın. Hoşçakalın.