TL'nin çok ciddi anlamda değer kaybetmesiyle beraber yazılımcılar artık ben nasıl dövizle para kazanabilirimin çok daha farkındalığını yaşıyor. Şu yılbaşındaki o yemin değilse artık çılgın partiden, bu New York'taki konferanstan, bu Helsinki'deki ravedan, bu Lisbon'daki ravedan. Yani güzel bir hayat, mutluyum.
Okumadan da bir sene, iki senede kendinizi alaylı şekilde yetiştirebilmeniz mümkün. Kadından yazılımcı olmadığını, bunun aslında doğamıza aykırı olduğunu savunan kitleler var gerçekten. Beyin göçü eskiden şu manaya geliyordu, daha iyi bir hayat.
standartına kavuşacağınızı düşünerek ülkeden ayrılıyordunuz. Artık fiziksel olarak burayı terk etmek zorunda değilsiniz. Amerika'daki çalıştığım iş part time yaptığım bir iş ve karşılığında ayda 3 bin dolar alıyorum.
Bir kurumsal firmada Android Developer olarak çalışıyorum. Lise sonunda karar vermiştim bilgisayar mühendisi okumaya. Daha sonra üniversitede bölümü kazandıktan sonra beni çok heyecanlandırdı bölüm.
Özellikle böyle sürekli kendini yenileme durumu çok sevdiğim ve istediğim bir şeydi. Ben bilgisayar mühendisiyim. 10 yıldır da kendi yazılım şirketim var.
Blok zincirler ve kripto varlıklar alanında yazılım geliştiriyor bizim ekibimiz. Türkiye'de bu alanda ürün geliştirmek çok yaygın değil. Ya da bunu yapan arkadaşlarımızın çok büyük bölümü ülkeden ayrıldılar.
2014 yılında Boğaziçi Üniversitesi'den mezun oldum. Çoğunlukla pazarlama üzerine bir kariyer aslında kurdum. 2019 yılında Talent Grid'i kurdum.
Talent Grid aslında yazılımcılarla teknoloji şirketlerinin... eşleştiren bir platform, bir eşleşme platformu. İstanbul Şehir Üniversitesi bilgisayar mühendisliğine mezunuyum. Bir start-up ile işe başladım.
İşe başvururken aslında İstanbul'da bir iş olarak görmüştüm, iş başvurusunu. Fakat İzmir'in merkezinde değil, Urla ilçesinde firma olduğunu öğrendim. Buraya taşınma kararı aldım. Yaklaşık 4-5 senedir burada yaşıyorum. Şu anda İstanbul'da bir firmada çalışıyorum ama uzaktan.
Ben bir mod şeklinde çalışıyorum. Bizim işimiz biraz futbol oyunculuğuna benziyor. Yani çocukluğunuzdan itibaren bir eğitim alacaksınız ama en üretken olduğunuz yaş neresi?
İşte 20 ile 30 arası. Bizde de en iyi yazılımcı 3 yıldır bu işi yapan sıfır noktasından beri onu yapıyor. Ve kaç yaşında? Mesela 23 yaşında. Pırıl pırıl bir beyin, üretken.
20 yaşındayım. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde bilgisayar bölümünde 2. sınıftayım. Aynı zamanda Amerika'da blockchain alanında.
bir startup olan Leech ile çalışıyorum. Babam bilgisayar tamircisiydi. Üst 4 yaşında bilgisayar kullanır haldeydim. Ama gerçekten bilgisayar adına bir şey üretme isteği bende ortaokulun sonuna doğru başladı.
Yaklaşık 7 yaşındaydım ilk bilgisayar deneyimlerimde. Bilgisayar parçalarını bozarak başladım. İnsanlar aslında yazılım öğrenebilir kolayca. Okumadan da bir sene, iki senede kendinizi alaylı şekilde yetiştirdiğiniz mümkün. Udemy gibi olsun, başka kaynaklar olsun, YouTube gibi kanallarda.
Yazılımcılık benim hayalimdeki meslekte. 2018'den beri de bir blok zincir geliştirme stüdyosunun kurucu ortağıyım. Programlama yarışmaları var, hackathonlar deniliyor.
Yurt dışına da bu hackathonlar tarafından bayağı bir davet edildim. Üniversiteden mezun olacağı kadar belki işte 23 ülke civarı gezmişimdir. Bu derste öğrenilen bir şey değil yazılım geliştirme.
Kendi kendinize projeler geliştirerek ya da arkadaşlarınızla takımlar oluşturup küçük girişimler yaratarak edinebileceğiniz güzel tecrübeler. İngilizce gerçekten çok mühim bizim sektörde. Yeteneklerimi liseden beri internette bir şey ararken tamamen İngilizce olarak aramaya biraz borçluyum. İngilizce Silikon Vadisi denen yerden çıkan o teknolojiler, o hikayelerine uyduğumuz şeyler artık bizim çok hayatımızda. Çok büyük başarılı start-up'lar var.
Avrupa'da 100 milyar dolardan fazla yatırım yapıldı şirketlere. Şimdi bu ne demek? Para oluk oluk akıyor.
Bir teknoloji start-up'ı yatırım aldığında ilk yapacağı şey ve ondan yapması beklenen şey ürününe yatırım yapması demektir. Ürünü geliştirmek için de ilk ihtiyacı olan kişi yazılımcı. Pandemi hayatımızda iş etiği, iş yapış şekilleri anlamında da çok önemli. Büyük farklar yarattı. Ülke sınırlarının şeffaflaştığı bir şey dönüştürdü mevzuyu.
Beyin göçü eskiden şu manaya geliyordu. Daha iyi bir hayat standartına kavuşacağınızı düşünerek ülkeden ayrılıyordunuz. Artık fiziksel olarak burayı terk etmek zorunda değilsiniz. Beyin göçü sadece beynin göç ettiği bir duruma dönüşüyor.
Yazılımcılarımız için bakıyorum, çalışma imkanları çok arttı. Şirketlerimiz için bakıyorum. Müthiş bir yazılım.
yazılımcı bulmakta zorluk var. Amerika'da çalıştığım iş, part time yaptığım bir iş ve karşılığında ayda 3 bin dolar alıyorum. Türkiye'de yaptığım işler daha çok proje bazlı. Yine aslında aynı ölçekte çünkü, blok zincir alanı, böyle para döndüğü bir alan.
Ben Gaziantep Paşa'da doğdum. Orta aile bir ailenin çocuğuyum aslında. Türkiye'de bir gencin yaşamı oldukça zor.
Normalde düşünmememiz gereken kadar siyaset, ekonomi düşünmek durumunda kalıyoruz. Bu noktada aslında yazılım bir kaçış kapısı benim için. Hem...
Ekonomik bir özgürlük, aynı zamanda aslında fikirsel bir özgürlük. Türkiye'nin stabil olmayan ekonomik durumundan dolayı yazılımcılar artık ben nasıl dövizle para kazanabilirimin çok daha farkındalığını yaşıyor. Türk şirketler özellikle dövize endeksli bir maaş ödemeye çevirmeye başladılar artık teknike gibi gitmesinler, kalsınlar diye. Eskiden de böyle kendimi digital nomad olarak görmek istiyordum.
Tanımı da herhalde işte bir yerden bağımsız olarak işte gezerek çalışan insan. Şimdi çalışan insan. New York'tayım. Nisan ayında hem Barcelona'da hem Amsterdam'da hem Paris'te 3 tane sektörle ilgili güzel konferanslar var. Bunlar kripto etkinliklerinden.
Yani bir tek şu yılbaşındaki o 20'li saatlik çılgın partiden işte örneğin bu New York'taki konferanstan, bu Helsinki'deki ravedan, bu Lisbon'daki ravedan. Sosyal medyayla ve internetle birlikte 10 satır kod yazıyorsunuz. 10 tane de yorum yapıyorsunuz.
Sosyal medya çok saldırgan, çok da yıkıcı. Kadınlara karşı her zaman tabii bir önyargı var. Kadından yazılımcı olunmadığını, bunun aslında doğamıza aykırı olduğunu savunan kitleler var gerçekten.
Bazen akrabalardan veya böyle arkadaşlardan, tanıdıklardan daha doğrusu, biz format atsana bizim bilgisayara falan diye böyle gelenler oluyor. Ya da üç yaşındaki çocuğum da benim bilgisayar biliyordu. Hani senin ne farkın var ki diye.
Gelip böyle abuk sabuk konuşanlar oldu. Abuk sabuk çok mu oldu? Bana şey sormuşlardı mülakatta.
Biz hepimiz erkeğiz, bu senin için sıkıntı olur mu diye bir soru sorulmuştu mesela. Bana çok ilginç gelmişti. Yabancı şirketlerin neredeyse hepsi genelde geldiklerinde ilk kadın yazımcı var mı?
Kadın yazımcı istiyoruz diye isteklerle geliyorlar. Yani gerçekten çünkü o muhabbeti, o içerideki kültürü çok etkileyemiyor. Kırmızı yöntemlerle ilgili bir şey yok. Kırmızı yöntemlerle ilgili bir şey yok.
Kırmızı yöntemlerle ilgili bir şey yok. Kurumsallarda kadınların yazılımcı olmasıyla ilgili destekler var. Kurumsallarda kadınların yazılımcı olmasıyla ilgili destekler var. Positif ayrımcılık deniyor ama aslında bunun akademide literatüre geçici özel önlem olarak geçiyor.
Yeterince kadın yazılımcı olduğu anda zaten sürdürülmeyecek bir şey. Yeterince kadın yazılımcı olduğu anda zaten sürdürülmeyecek bir şey. Kadın Yazılımcı 7-8 sene önce kuruldu. Bu beraberlik ve kolektif ruh benim çok hoşuma gidiyor. Çünkü beraber ses çıkarabiliyoruz gerçekten bir ayrımcılık yaşadığımızda.
Allah aşkına gereksiz duyar kasmayın. Varoluşlar olarak bilgisayar karşısında vakit harcamayı seven bir yapınız yok. PC başına 1 litre kola, 1 paket sigara koy, sabaha kadar oyun oynayacak veya kod yazacak kadın yok da ondan demiş mesela.
Bu sabaha kadar oturup 1 paket sigarayla, 1 litre kolayla kod yazmak bence erkeklerin yapmaması gereken bir şey. Çok sağlıksız yani. Buraya taşındıktan sonra aslında hayatım biraz değişti. Bir motor sahibi oldum. Bazen mesai içinde de gidip beraber çalışabiliyoruz.
Kumsal'ın başında. İşte biralarımızı alıyoruz, çerezlerimizi alıyoruz. Buradan çıkıp rahatça bir kuşadasına gidebiliyoruz, bir alaçatıya gidebiliyoruz.
Analog bir hayatın içinde dijital bir iş üretiyoruz. Uzaktan çalışmanın bir faydası da böyle beynimin yandığını hissettiğimde ya da çok yorulduğumda koşuya bırakabiliyorum kendimi. Sahile gelip koşup böyle kafama boşaltmak hoşuma gidiyor. Bir anlamda geleceği inşa ediyoruz.
Kısmen hibrit, kısmen bağımsız bir siber uzay inşa ediyoruz. Ve bu yapının içerisinde milliyetler yok, din yok, cinsiyet yok, büyük ekonomik karşılıklar elde etme hakkı var. Kod yazmanın sonuçta cinsiyeti yok. Otlumsal cinsiyet ve feminizm açısından birbirimize çok destekliyoruz. Biz bu sektörde varız ve var olmaya devam edeceğiz.
Hedeflerimden birisi 5 sene 10 sene sonra baktıklarında geriye Hamza Karabağ'ın bu alanda en büyük teknolojilerin birini geliştirmiş olması. Yani aslında bir iz bırakabilmek istiyorum günün sonunda. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak söylüyorum.
Ülkenin kalkınması ve birçok sıkıntılarını arkada bırakabilmesi... için de bu çok doğru bir istikamet. Bilgisayar oyunu olur, bir kripto varlık projesi olur, metaverse'de bir altyapı olur, herhangi bir şey. Yepyeni bir dünyayı inşa ettiğiniz bir fırsat var önlerinde genç arkadaşlarımızın ve burada eğer bunun bir parçası olabilirlerse orada söz sahibi olabilirler. Zehir gibi bir nesil yetişiyor ve teknolojinin içine doğup büyümüş bir nesil bu.
Bu fırsatların çok farkındalar, yazılım sektörünün dünyasının ne kadar hızlı geliştiğine de farkı var. hakkındalar ve bunu yöneten kişiler, bunu yönlendiren kişiler onlar olacaklar aslında.