Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Hz. Harun aleyhisselamın hayatı. İsrail oğullarına gönderilen peygamberlerden olan Harun aleyhisselam, Hz.
Musa'nın ana baba bir büyük kardeşidir. Babasının ismi İmran bin Yaserdir. Soy itibariyle Yakup Aleyhisselam'ın oğullarından Levi'ye dayanır.
Mısır'da doğdu ve Musa Aleyhisselam'dan 3 sene önce Tur-i Sina'da vefat etti. Harun kelimesinin menşehi bilinmemektedir. İbranice, Tevrat'ta Aharon şeklinde kaydedilen kelimenin, Filistin Süryanicesinden Arapçaya geçtiği tahmin edilmekte ve parlayan anlamında olabileceği belirtilmektedir. Kur'an-ı Kerim'de 20 yerde adı geçmekle birlikte, hayatı ve faaliyetiyle ilgili fazla bilgi bulunmayan Harun aleyhisselam, umumiyetle Hazreti Musa ile beraber zikredilmektedir. Hazreti Harun, Tevrat'ta da fazla yer almamakta ve Hazreti Musa'nın yanında ikinci planda kalmaktadır.
Tevrat'taki bilgilere göre, Lavi ailesinden İmran ile Yokabed'in oğlu olan Harun, Hz. Musa'nın erkek kardeşidir. Musa'dan 3 yaş büyük, kız kardeşi Miryam'dan küçüktür.
Harun aleyhisselam, İsrail oğulları üzerine Firavun'un ve Kıptilerin zulüm ve baskılarının arttığı sırada doğdu. Çocukluğu ve gençliği Mısır'da geçti. Musa Aleyhisselam'a peygamberlik emri bildirildikten sonra Harun Aleyhisselam'a da peygamberlik emri bildirildi. Musa Aleyhisselam'la birlikte Firavun'a gitmeleri, onu ve avanesini Allah-u Teala'ya imana davet etmeleri emredildi.
Harun aleyhisselam, Musa aleyhisselamla birlikte Firavun'u ve adamlarını hak dine inanmaya davet ettiler. Kendisinin tanrı olduğunu iddia eden ve insanların kendisine secde etmelerini isteyen Firavun, Musa ve Harun aleyhisselamın davetini ve izahlarını kabul etmedi. İlk önce alay edip hakaret dolu sözler sarf etti.
Musa aleyhisselama, inananlara ve İsrailoğullarına korkunç zulümler yaptı. İsrailoğulları durumlarını Musa ve Harun aleyhisselama bildirip dua istediler. Allah-u Teala Firavun ve kavmine ikaz olarak musibetler gönderdi. Musa ve Harun aleyhisselam Allah-u Teala'nın emriyle İsrailoğullarını Mısır'dan çıkarıp Kızıldeniz'den yürüyerek Sina yarımadasına geçtiler. Firavun ve ordusu da geçmek için denize yürüyünce küfür ve azgınlıklarının cezası olarak boğulup helak oldular.
Musa aleyhisselam kavmiyle beraber Tih sahrasındayken Allah-u Teala'dan gelen vahiy ile Tevrat-ı Şerif'i almak üzere Tur Doğan'a gittiği sırada Harun aleyhisselamı yerine vekil bıraktı. Musa Aleyhisselam Tur Dağı'ndayken İsrailoğulları Harun Aleyhisselam'ı dinlemeyip Samiri adında bir münafığın hilelerine kapılarak yaptıkları altın buzağı heykeline taptılar. Harun Aleyhisselam kavminin bu cahilce ve azgınca hareketi karşısında onlara nasihatlerde bulundu. Onları bu inanış ve hareketlerinden uzaklaştırmaya çalıştı. Onun nasihat ve uyarılarına bir kısmı kabul ettiyse de bir kısmı kabul etmedi.
Harun Aleyhisselam'ı tehdit ettiler. Harun Aleyhisselam kendisine tabi olan 12.000 kişiyle birlikte onların içinden ayrılmak veya onlarla sert bir şekilde mücadele etmek istedi. Fakat Musa Aleyhisselam'ın İsrail oğullarını parçaladın, birbirinden ayırdın diyeceğini düşünerek bu işten vazgeçti.
Hz. Musa'nın Tur'dan dönmesini bekledi. Kur'an-ı Kerim'de Harun'a vahiy geldiği, hidayete erdirildiği, lütufta bulunulduğu, güzel konuştuğu Musa ile beraber ona da furkan verildiği belirtilmektedir.
Hz. Musa, Firavun'a gitmekle görevlendirilince kardeşi Harun'un kendisine yardımcı olarak verilmesini, görevine onun da ortak edilmesini Allah'tan istemiş, bu isteği kabul edilerek ona peygamberlik verilmiştir. Daha sonra Hz. Musa ile birlikte ayetler ve gerçek bir diliyle Firavun'a gönderilmiş, Firavun'un sihirbazları mağlup olunca Musa ve Harun'un Rabbine inandıklarını açıklamışlardır.
Musa aleyhisselam Tur dağından dönüşünde kavminin altın buzağı heykeline taptığını görünce çok üzüldü. Bu halin sebebini Harun aleyhisselama sordu. Hz. Harun da İsrailoğullarının kendisini dinlemediklerini ve kendisini ölümle tehdit ettiklerini Samiri adında bir münafığa uyarak bu yola saptıklarını bildirdi. Musa Aleyhisselam Samiri'ye beddua etti ve İsrailoğullarının tövbe etmelerini bildirdi.
İsrailoğulları Musa Aleyhisselamın dediklerini kabul ettiler ve tövbe ettiler. Bu mücadeleler sırasında Harun aleyhisselam da Musa aleyhisselamla birlikte gayret etti. Bu durum Kur'an-ı Kerim'de şöyle bildirilir.
Hz. Musa tur dönüşü kavminin buzağıya taptığını görünce Harun'a Ey Harun! Onların saptıklarını gördüğün zaman sana ne engel oldu? Neden bana uymadın?
Emrime karşı mı geldin? Demiş, saçından sakalından tutarak onu çekip sarsmış, bunun üzerine Harun, Ey anamın oğlu, saçımı başımı tutma. Ben senin İsrail oğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın diyeceğinden korktum, diyerek gerekçesini açıklamış, daha sonra Hazreti Musa Samiri'ye kızarak onu kovmuştur. Diğer bir rivayette de Musa ve Harun'un hep hayırla yâd edilecekleri belirtilmektedir.
Allah-u Teala Musa aleyhisselama kavmini toplayıp Arz-ı Mebut denilen bölgeye, Filistin ve Şam bölgesine götürmesini ve puta tapan Amalika kavmiyle harp etmesini emretti. İsrailoğulları o beldelerde zalim ve kuvvetli hükümdarların bulunduğunu ileri sürerek harbe gitmediler. Allah-u Teala bu isyanları sebebiyle İsrailoğullarına 40 yıl müddetle Arz-ı Me'uda girmeyi haram kıldı.
İsrailoğulları bu 40 sene içinde Tih sahrasında şaşkın ve perişan şekilde dolaştılar. Bu sırada Harun aleyhisselam da Musa aleyhisselamla birlikte İsrailoğullarının sıkıntılarına sabretti. Harun aleyhisselam, İsrail oğullarının nankörlükleri üzerine Cenab-ı Hakk'ın kendilerini tih çölünde kalmaya mahkum ettiği 40 senenin sonlarına doğru Hz.
Musa'dan birkaç sene veya bir rivayete göre 3 sene evvel vefat etti. Kabrinin nerede olduğu hususunda çeşitli rivayetler vardır. Bunlara göre Allah Hz. Musa'ya Harun'un ruhunu kabzedeceğim, onu şu doğa getir diye vahyeder.
Bunun üzerine Musa ile Harun o doğa giderler. Dağ vardıklarında orada benzeri görülmemiş bir ağaçla bir ev ve üzerinde yataklar bulunan bir sedir bulurlar. Harun burada yatmak istediğini söyleyince Hazreti Musa yat ve uyu der. Harun'un isteği üzerine kendisi de yatar ardından Harun'un ruhu kabzedilince ev ve yatak semaya yükseltilir.
Hazreti Musa İsrailoğullarının yanına döndüğünde kavmi Harun'u göremeyince onu Musa'nın öldürdüğünü iddia ederler. Fakat Hz. Musa'nın iki rekat namaz kılıp Allah'a dua etmesi üzerine Hz.
Harun'un üzerinde vefat ettiği yatak semadan iner ve böylece İsrailoğulları gerçeği görüp kabul ederler. Başka bir rivayete göre ise kavminin ithamı üzerine Hazreti Musa onları Harun'un kabrine götürür ve Harun'a seslenir. Harun başından toprakları silkeleyerek kabrinden kalkar. Hazreti Musa'nın seni ben mi öldürdüm sorusuna hayır cevabını verince Musa ona yatağına geri dön der. Harun da tekrar ölüm uykusuna yatar.
Harun aleyhisselam ile ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'in Maide, Araf, Yunus, Taha, Furkan, Şuvara, Kasas, Saffat surelerinde bilgi verilmektedir.