[Müzik] Şimdi öncelikle Fatih Sultan Mehmet dönemiyle başlayalım Arkadaşlar hepinizin bildiği üzere ikinci Mehmet yani namı diğer Fatih Sultan Mehmet iki kez tahta çıkmıştır şimdi ilk kez tahta çıktığında daha çocuk yaşlarındaydı ve haşu tehlikesi başlamıştı Haçlı tehlikesi başlayınca tekrardan babası olan ikinci Murat tahta geçiyor ve Öncelikle İkinci Murat ne yapıyor önce Varna'da haçlıları yenilgiye uğratıyor ardından ikinci Kosova Savaşı'nda haçlıları yenilgiye uğratarak ne yapıyor Balkan topraklarındaki Güvenliği ve huzuru sağlıyor huzuru sağladıktan sonra tekrardan tahta oğlu ikinci Mehmet geçiyor yıl 1451 tarihini gösterdiğinde Şimdi ikinci kez yani yeniden tahta çıkan ikinci Mehmet'in aklında fikrinde tek bir şey vardı arkadaşlar O da İstanbul'u fethetmekti yani Fatih Sultan Mehmet'in Kızıl Elma ülküsü diye bahsettiği yer neresi İstanbul olur hocam Kızıl Elma ülküsü nedir Ana hedeftir yani arkadaşlar mesela sizi düşünün sizin Kızıl Elma üçünüz nedir sınavı kazanmak Fatih'in ülküsü de İstanbul'u fethetmekti o yüzden başka geçtikten sonra aklına fikrindeki tek şey en ana şey İstanbul'u fethetmekti şimdi diyeceksiniz ki ya hocam Avarlar denedi alamadı Emeviler denedi alamadı Abbasiler alamadı Osmanlı padişahların bir kısmı alamadı Gencecik ikinci Mehmet Fatih Nasıl İstanbul'u alsın Şimdi ben size biraz fatihten bahsedeyim öyle Fatih Sultan Mehmet boş bir adam değildi arkadaşlar 17 tane ülkeyi ele geçirmiş bir adamdan bahsediyoruz 7 farklı dil biliyor o dönem şartlarına göre dünyanın en büyük Mühendislik harikası olan şahit topların yapılmasında vesile olmuştur yani çok önemli bir mühendisleri aynı zamanda Yani boş bir adam değildi o yüzden Kızıl Elma ülküsü olarak belirlediği İstanbul'u 1453 tarihinde bu kararlılığından ötürü almayı fethetmeyi başaracak Peki hocam ikinci Mehmet İstanbul alabilmek için ne gibi hazırlıklar yaptı biraz ondan bahsedelim şimdi hatırlıyorsanız Yıldırım Beyazıt döneminde boğaza Anadolu Hisarı yapılmıştır değil mi Hani geçişleri kontrol altına alabilmek için işte bu Anadolu Hisarı'nın tam karşısına Fatih Sultan Mehmet tarafından Rumeli Hisarı yani Boğazkesen yapıldı niye yapıldı bu boğazların kontrolünün geçişlerine sağlayabilmek amacıyla İstanbul'un fethinin kolaylaştırabilmek amacıyla Fatih döneminde hazırlık amaçlı ne yapılmış Rumeli Hisarı yapılmış Ayrıca şimdi İstanbul düşünün arkadaşlar İstanbul'u koruyan büyük devasa surlar vardı İstanbul'un fethedilememesinin sebepleri bu surlardı Fatih'te düşünün diyor ki ya ben bu surları ortadan kaldırırsam o zaman İstanbul'u fethedebilirim o zaman bu soruları nasıl ortadan kaldıracak büyük güçlü toplarla yıkabilecekti O yüzden Şahi adı verilen büyük döktürdü bakın eski toplardan getirseydi bu surlarda çizik açacaktı belki çatlaklar açılacaktı ama giremeyecekti o yüzden farklı yapması gerekiyordu devasa büyük yaparak buradaki surları yıkabilecek üretti Ayrıca surlara daha yakın olabilmek amacıyla tekerlekli kuleler yaptırdı Arkadaşlar bu tekerlekli kuleleri surlara dayıyorlar ve bu surlara tırmanıp karşı tarafı daha rahat bir şekilde işgal Feth edebiliyorlardı Demek ki tekerlekli kulelerde çay toplarına destek olmuştur Bu süreçte Ayrıca Bizans'a yardımı önlemek amacıyla Edirne'de bir Ordu bulundurulmuştur bakın Bizans ne yapıyor sürekli haçlılardan Avrupa dünyasından yardım istiyor işte Bu yardımlar geleceği zaman önlerini Kim kesecek Edirne'de bulunan Ordu muz kesilecekti o yüzden böyle bir Ordu biriktiriyoruz Ayrıca İstanbul'u fethedebilmek için güçlü bir donanmada oluşturduk Bu donanmayla da İstanbul'u denizden kuşatma altına alacağız Peki hocam biz bu kadar hazırlığı yaparken Bizans olduğu yerde mi duruyordu Hayır ne yaptı mesela her zaman yaptığı gibi Avrupa dünyasından haçlılardan yardım istedi Haliç vardı e haliç'in zincirlerle devasa zincirlerle kapattı Dolayısıyla o zinciri aşamadığımız için zorlanıyorduk bunun dışında Rum ateşi yaptılar arkadaşlar Rum ateşi yani grejuva dediğimiz suda dahi yanabilen bir ateş yaptılar Bu da İstanbul'un fethini zorlaştıran bir hamleydi ve tüm bunların yanı sıra unsurları vardı ama bazı noktaları zayıftı bazı noktaları güçsüzdü bazı noktaları yıpranmıştı işte tekrardan bu surları güçlendirdiler Dolayısıyla Biz aslında boş durmamış ne yapmış bazı hazırlıklar içerisine girmiş Peki hocam İstanbul'un fethinin sebepleri nedir Fatih neden burayı bu kadar çok almak istiyor şimdi gelin sebeplerden bahsedelim şimdi hatırlıyorsanız Hz Muhammed'in peygamber efendimizin bir sözü vardı bir hadisi vardı ne diyordu İstanbul elbet bir gün fethe olacaktır orayı fetheden komutan ne güzel komutandır orayı fetheden askerler Ne güzel askerlerdir demiş değil mi o zaman Fatih Sultan Mehmet buradaki Peygamber Efendimizin müjdelediği kişi olmak istiyor yani Yani bunu dini neden olarak söyleyebiliriz Ayrıca devletin toprak bütünlüğünü sağlamak istemesi de önemlidir şöyle düşünün Arkadaşlar şimdi bu taraf bizim bu taraf İstanbul E bu taraf da bizim topraklarımız ve bizim topraklarımızın içerisinde bir toprak var ve Burası küçücük bir yer yani şu an İstanbul'u fethettik dediğimiz yer Avrupa Yakası'nın bir kısmıdır sadece buranın Bizans'ın elinde olması bizim Toprak bütünlüğümüzü bozuyordu O yüzden Toprak bütünlüğümüzü sağlamak amacıyla buraya almamız gerekiyordu Bakın bu bölgenin Bizans'ın elinde olması Rumeli ile Anadolu arasındaki bağın da kopmasını sağlıyordu O zaman biz bu toprağı ele geçirince Rumeli topraklarıyla Anadolu toprakları arasındaki bağı da sağlamış oluyorduk Şimdi üçüncü sebebe baktığımızda İstanbul'un jeopolitik yani coğrafi konumunun çok önemli olduğunu görüyoruz Burası önemli bir ticaret merkeziydi sonuçta çok önemli ticaret yolları Ticaret güzergahları İstanbul üzerinden geçiyordu şimdi Karadeniz ticaretini Marmara işte Ege'ye giden bu Ticaret yollarını kontrol altına alabilmek için İstanbul'u bizim elimizde olması gerekiyordu Demek ki aynı zamanda ekonomik açıdan da güçlenmek için böyle adımlar attığımızı söyleyebiliriz Bizans'ın entrikaları vardı e bunlara da son vermek istiyoruz hocam ne gibi entrikalar var Gidiyor hasarı sürekli bizlere karşı kışkırtıyor bu var bunun dışında Anadolu'daki Türk beyliklerine de ve Türk şehzadeleri de Şehzade padişah Çocuklarını da kışkırtıyordu Bizans'ın Tüm bu oyunlara bizi bezdirmişti artık yeter demiştik ve tüm bu oyunları ortadan kaldırmak amacıyla ne yapıyoruz Bizans ortadan kaldırmak isteyeceğiz Ayrıca boğazlara Egemen olup İpek Ticaret yoluna hakim olmak istememizde önemli bir ekonomik Sebep olarak karşımıza çıkıyor Peki hocam bu sayfadan nasıl bir soru gelir Hemen sorumuza bakıyoruz İstanbul'un fethinden sonra Ortodoks Kilisesi Osmanlı himayesine Ayrıca Ermeni kilisesinin teşkilatlanmasına olanak sağlanmış Osmanlı devletinin izlediği bu politikayla aşağıdakilerden hangisinin amaçladığı savunulamaz diyor şimdi ortodoksları kontrol altında tutmaya çalışıyor muyuz Evet onları kontrol altında tutmaya çalışıyoruz bakın burada Ortodoks kilisesini himaye altına alıyorsak onları kontrol altına almaya çalıştığımızı söyleyebiliriz ekatörlük listesine karşı güç oluşturmayı ortodoksları zaten katoliklere karşı bir güç olarak kullanıyoruz O halde onu da elleyebiliriz bakın Ortodoks ve Katolik diye bir ayrımı güçlendirmeye çalışıyoruz ki hani Birlik olamazsınlar ortodoksların devlete bağlılığını arttırmayı onları himaye altına alıyorsak Osmanlı'ya bağlılıklarını artırmaya çalışacağız Tabii ki de dinsel farklılıkları ortadan kaldırma işte yanlış olan bu Arkadaşlar biz dinsel farklılıkları ortadan kaldırmıyoruz Hatta Ortodoks ve katoliklerin birleşmesine dahi müsaade etmiyoruz ki onlar ayrı olsunlar bir olamasınlar ki güçlü olamasınlar diye düşünüyoruz yani Hristiyan dünyasını birleşmesini önlemek istiyoruz o yüzden cevabımız D seçeneği olacak Şimdi de İstanbul'un fethinin sonuçlarından bahsedelim arkadaşlar genellikle sorularda İstanbul'un fethini Türk tarihi açısından ya da dünya tarihi açısından değerlendirmemizi istiyor o yüzden iki başlık altında inceleyeceğiz Öncelikle Türk Tarih açısından sonuçlarına bakalım bakın Türk tarihi açısından sonuçlarına baktığımızda hepsi sadece bizi ilgilendiren sonuçlar ama dünya tarihi açısından sonuçlar bizi değil dünyayı etkileyen sonuçlardır mesela birinci maddeye bakalım Osmanlı'nın iki kıta arasındaki bütünlüğünü sağlaması Rumeli ile Anadolu arasındaki toprak bütünlüğünü sağladı mı Evet sağladı Avrupa ile Asya arasındaki bütünlüğü sağlamış olduğu Böylelikle Ayrıca boğazların egemenliği Osmanlı'ya geçti Dolayısıyla boğazların mutlak hake kim olduğu biz olduk Osmanlı Devleti oldu Ayrıca Osmanlı Devleti'nin başkenti önce bursaydı sonra Edirne'ye taşındı ve şimdi de İstanbul'a taşındı İstanbul'un ele geçirilmesi ile birlikte Artık yeni başkentimiz İstanbul olacak Ne zamana kadar yıkılışına Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına kadar bu böyle devam edecek Ayrıca İslam dünyasındaki saygınlığımız arttı Çünkü Hz Peygamberin bir hadisi vardı Ve bu hadisi ile müjdelendirdiği kişi kim oldu E bir Osmanlı padişahı olduğuna göre İslam dünyasındaki saygınlığı arttı bakın binlerce yıllık bir geçmişe sahip Bizans İmparatorluğunu da yıkıyorsan bu senin saygınlığını Tabii ki de arttıracaktır artık Fatih dönemi ile birlikte Osmanlı Devleti kuruluş dönemini tamamladı ve artık yükselme dönemine başlatmıştır Osmanlı Devleti bir imparatorluk haline de geldi bakın çok uluslu bir devlet olmuş oldu bakın topraklarımız genişledi ve bu topraklarımız içerisinde çok farklı Milletler bir arada olduğu için artık Osmanlı bir imparatorluk Görünürde olmaya başladı şimdi İpek Yolu vardı İpek Yolu'nun geçiş güzergahları İstanbul'dan da geçiyordu Dolayısıyla İpek Yolu'nun denetimi artık Osmanlı devletinin eline geçmiş oldu şimdi ikinci Mehmet diye tabir ettiğimiz Fatih Sultan Mehmet'e Fatih unvanı verildi bakın Fatih fetheden ele geçiren anlamlarına gelen bir ünvandır bu ünvan ikinci Mehmet İstanbul'un fethi ile birlikte almıştır tüm bu gelişmeler ile birlikte Türklerin Avrupa'daki ilerleyişi hız kazanmış oldu tüm bunlar Osmanlı Devleti açısından sonuçlarıyla şimdi dünya tarihi açısından sonuçlarına bakalım Öncelikle en önemli sonucundan başlamak istiyorum şimdi biz İstanbul'da fethederken kullandığımız en önemli araç neydi Şahi topları değil miydi arkadaşlar O zaman biz bu ile birlikte güçlü surların yıkılabileceğini dünyaya kanıtladık mı Evet kanıtladık bu da Avrupa'da bir sistemin Yok olmasına sebep oldu Bu sistemin adını unutmayacaksınız ve o özelliği bakın feodalitede de etrafı surlarla çevrili bir sistem değil miydi Evet artık İstanbul'un fethi ile birlikte biz Neyi kanıtladık bu surlara güvenmeyin bu surlara yıkabilirler dedik ve zaten de artık bu surlar yıkılmaya bir bir başlayacak bakın Bizans İmparatorluğu sona erecek kaç bin yıllık bir imparatorluktan bahsediyoruz ve artık tamamıyla ortadan kalkmış oldu orta açığa kapandı Yeni Çağ açıldı Yani bu Fetih bir Çağa kapatıp yeni bir çağ açmıştır Çağ açıp Çağ kapatan o olay olarak tarihe geçmiştir şimdi Avrupalılar ilk kez İstanbul'da elçilik bulundurmaya başlayacaklar bunu da söyleyebiliriz ama önemli bir sebepten daha bahsedeceğim Avrupa'da Coğrafi keşifler ve Rönesans'ın oluşumunu temelini hızlandıran olay İstanbul'un fethededir şimdi hatırlıyorsanız İstanbulda bulunan bilim insanları ne yapmışlardı İtalya'ya göç etmişlerdi ve İtalya'da Rönesans hareketlerin başlamasına sebep olmuştu şimdi ticaret yollarının Osmanlı'ya geçmesiyle birlikte Avrupalılar yeni yollar arayıp coğrafi keşifleri yapmışlardı Bunları sakın ama sakın unutmayın Peki hocam bu sayfadan nasıl sorarlar hemen bakalım İstanbul'un fethi askeri siyasi ve ekonomik açıdan hem Osmanlı Tarihi hem de dünya tarihi açısından önemli gelişmelere yol açmıştır Aşağıdakilerden hangisi İstanbul'un fethinin dünya tarihi açısından önemli bir sonucu olarak gösterilemez diyor şimdi Osmanlı toprak bütünlüğünü sağlaması Bakın bu dünya tarihi açısından değil Osmanlı yani Türk tarihi açısından bir sonuçtur ama derebeyliklerin yıkılması dünya tarihi açısından işte surların yıkılabileceğini anlaşılması feodaliteyi ortadan kaldıracak Bu da dünyaya bir mesaj veriyor işte Rönesans'ın başlaması aynı şekilde dünyayı etkiliyor çalışıp Çağ kapanması Bu da dünyayı etkiliyor ama Türk tarihi açısından dediği için yanlış olan seçenek a seçeneği olacak Şimdi de Fatih Sultan Mehmet döneminde batı ve Anadolu siyasisinden biraz bahseder Öncelikle batıya bakalım şimdi biz İstanbul'u fethetmemiz ile birlikte Batı dünyasına bir mesaj verdik batı dünyası bizden iyiden iyiye korkmaya başladı ve dolayısıyla Avrupa tehlikesi Bu dönem itibariyle başlayacak ve biz bu tehlikeleri bu tehditleri ortadan kaldırabilmek amacıyla ne yapıyoruz hem tepkileri önlemek hem sınırlarımızı genişletmek hem İslamiyeti yaymak hem de Avrupa'daki Hristiyan Birliği bozmak amacıyla ne yapıyoruz batı yönündeki fetihlerimizi artırıyoruz bakın İstanbul'un fethi Avrupa'da büyük Yankı uyandırdı ve avrupalıdaki bu Hristiyan Birlik bir olup Osmanlı'ya karşı mücadele etti biz de bu bileği yıkmak amacıyla ne yapıyoruz en iyi savunma saldırıdır diyerekten Batı fetihlerine Fatih Sultan Mehmet döneminde başlıyoruz arkadaşlar Bakın bu dönemde belgratı saymazsak Ayrıca rodos'u da saymazsak Onun dışında birçok toprağı ele geçirdik mesela Sırbistan aldık Mora yarımadasını aldık efla aldık Bosna'yı aldık her şeyi aldık bu odanı aldık arnavutluğu aldık bu dönemde 17 ülkenin fethedildiğini söyleyebilirim arkadaşlar yani Fatih döneminde Batıya doğru ciddi bir şekilde yönelmişiz ve batı topraklarının büyük bir çoğunluğunu ele geçirmişiz şimdi Anadolu siyasetine yani Anadolu fetihlerine baktığımızda ise ne yapıyoruz biz Anadolu'da da fetihler yapıyoruz özellikle Anadolu'da Türk siyasi birliğini sağlamak için ne yapıyoruz gidiyoruz candaroğullarını alıyoruz Esin o alıyoruz Trabzon Rum İmparatorluğunu da alıyoruz karamanoğullarının bir kısmını ele geçirip yok olma süreci içerisine sokuyoruz onları da bu maddeleri gördüğünüzde Anadolu'da Türk siyasi birliğini sağlamaya yönelik adımlar atıldığını söyleyebiliriz bakın batıyı fethetmişiz Anadolu'da da Türk beyliklerini Osmanlı'ya bağlamaya çalışmışız Ayrıca diğer Türk olmayan Devletleri de topraklarımıza katmaya çalışılmışız bu dönemde bir Doğu Anadolu'da tehlike vardı bu Tehlikenin adı Uzun Hasan da arkadaşlar Akkoyunlu hükümdarıydı bizim topraklarımıza saldırıyordu Biz de onları 1473 tarihinde Otlukbeli savaşında yenilgiye uğratarak Doğu Anadolu'daki bu tehlikeyi ne yapmış olduk sonlandırmış olduk arkadaşlar Demek ki batıda ve doğuda Fatih Sultan Mehmet döneminde önemli fetihler vardı bunları unutmayacağız şimdi bu sayfadan nasıl çıkar Fatih Sultan Mehmet döneminde candaroğullarından Samsun'a almışız Kırım Osmanlı hakimiyetine girmiş akkoyunları yenilgiye uğratılmış fetihlerine dayanılarak aşağıdakilerden hangisinin amaçlandığı savunulamaz Anadolu'da Türk birliğini gerçekleştirmeye çalışıyormuş Evet bakın Türk beyliklerini alıyorsak Türk siyasi birliğini sağlamaya çalışıyoruz İslamiyeti yaymaya çalışıyor muyuz Evet bakın yeni yeni Topraklar aldığımıza göre düzeltiyorum Arkadaşlar burası zaten Müslüman olunan bölgelerde Dolayısıyla İslamiyeti yaymak gibi bir sebep Şu üç madde de yok Karadeniz'in üstünlüğü sağlamak var mı var çünkü Kırım alıyoruz Hakimiyet sağlığımızı genişlettirmek var mı Evet yeni Topraklar alıyorsak Hakimiyet sağımız genişliği genişler İpek Yolu'nun denetimi sağlamak var mı var Çünkü bu bölgeler İpek Yolu'nun bir güzelgahı o zaman ekonomik sebebimiz de var ama İslamiyeti yaymak için candaroğullarını almaz Çünkü Candaroğulları zaten Müslüman değil mi arkadaşlar O halde cevabımız B seçeneği olacak Şimdi de gelelim Fatih dönemindeki denizlerdeki gelişmeler Arkadaşlar Fatih döneminde Hem Karadeniz üzerinde hem de Ege kıyıları Üzerinde birçok fetihler gerçekleştirmişiz özellikle Ege adalarının bazılarını ele geçiriyoruz Karadeniz kıyı şeridini ve Kırım dahil olmak üzere ele geçiriyoruz bunların sebeplerinden bahsedeceğiz şimdi bu dönemde biz cenevizler ve venediklerle mücadele ediyoruz onların elinden bazı toprakları Ela geçirmiş bakın imroz Bozcaada Gökçeada gibi bazı Adaları cenevizleri elinden almışız veniliklerden eğri Boss ve Midilli bölgelerini ele geçirmişiz şimdi buradaki çalışmalara Akdeniz ve Ege'deki fetihler olarak değerlendirebiliriz Ayrıca Karadeniz üzerinden de bazı fetihler yapmışız ne yapıyoruz Karadeniz'i ele geçirebilmek amacıyla 1475 tarihinde kırımı ele geçiriyoruz arkadaşlar Kırım'ın ele geçirilmesi önemlidir Çünkü Kırım'ın ele geçirilmesi ile birlikte Karadeniz bir Türk gölü haline geldi hocam Türk gölü haline gelmek nedir şimdi atıyorum Karadeniz buraysa etrafın ne yaptık çevrelemiş olduk artık bu Deniz Bizim denizimiz olarak düşünebilirsiniz o yüzden Türk gölü haline geldi o zaman Türk gölü haline geldiyse buradaki ticaret yolları artık Kimin kontrolünde bizim kontrolümüzde olacak o zaman Kırım bizim elimize geçmiş oldu zaten Karadeniz'deki limanlar vardı buradaki limanlar artık Osmanlı kontrolü altına geldi İpek Yolu'nun güzergahı buradaydı bu güzergah Artık kime geçti Osmanlı'nın eline geçmiş oldu şimdi şöyle bir şey söyleyeyim Arkadaşlar bir tane Anadolu haritası çizeyim bu hiç olmadı ya Durun bir daha çizeceğim Bu sefer daha güzel çalışacağım şöyle düşünün Arkadaşlar bu dönemde gidiyoruz Şuradaki kıyı topraklarını Karadeniz Rum imparatoruyla birlikte alıyoruz Hocam neden buraya alıyoruz buradaki Adaları da alıyoruz Hocam neden bunun ortak bir amacı var bunun ortak amacı Ticaret yollarını ele geçirmek yani ekonomimizi güçlendirmek amacıyla bu bölgeleri aldık şu iki harita arasındaki binlerce farkı yorumlar kısmına yazabilirsiniz Arkadaşlar şimdi hemen devam edelim Bu dönemde rodos'u kuşatma altına almıştık ancak ele geçirmedik ele geçiremedik şimdi Ayrıca devam ediyoruz venedikler ile bu dönemde önemli mücadeleler veriyoruz ve en sonunda onları yenilgiye uğratıp Onlarla bir barış süreci içerisine giriyoruz ve Diyoruz ki artık venedikler osmanlılardan aldığı yerleri verecek biz de onlardan aldığımız yerleri yere vereceğiz diyoruz ve Venedik her yıl Osmanlı Devletine vergi verecek tazminat verecek arkadaşlar Bakın bu yenilgiyi kabul ettiğinin bir göstergesi olarak şu maddeyi söyleyebiliriz Ayrıca yapıyoruz bu dönemde imtiyazlar veriyoruz arkadaşlar bakın Burası önemli imtiyaz dediği bir nevi kapitülasyondur ekonomik ayrıcalık ekonomik imtiyazları Ne yapmışız Fatih döneminde venediklere vermişiz bu daha sonra işte Fransızlara falan diğer ülkelere de verilerek artacak ve Osmanlı devletinin son döneminde Biz ekonomik açıdan çok olumsuz yönde etkileyecek son olarak baktığımızda venedikler istanbul’da Balyoz yenilen bir Elçi bulundurabilecekti arkadaşlar yani baktığınızda Fatih döneminde hem Ege'de hem de Karadeniz'de Balkanlarda Anadolu'da bir sürü fetihler yapılmış Peki hocam nasıl sorarlar hemen bakalım Osmanlı Devleti Yükselme Döneminde Hristiyan Dünyası siyasi dini ve ekonomik yönden bölme politikası izlemiştir Buna göre gelişmelerden hangileri bu politikanın doğrudan kanıtı değildir diyor şimdi Mora ve eflak'ın alınması doğrudan onları bölmeye çalıştığımızın bir kanıtı olabilir mi arkadaşlar ama İstanbul'u fethettikten sonra Fener Rum patrikhanesini alıyoruz ne yapıyoruz ortodokslarla katilleri birbirinden ayırmaya çalışıyoruz O zaman bu sebeptir venedikleri imtiyaz verip onlar arasındaki Birliği dağıtmak istiyoruz Bu da bir sebeptir o zaman kanıtı olmayan hangisi yalnızca bir seçeneği a seçeneği bizim aradığımız cevaptır Şimdi de gelelim İkinci Beyazıt dönemine arkadaşlar yükselme dönemi padişahları içerisinde İkinci Beyazıt olmasına rağmen İkinci Beyazıt dönemi için yükselme döneminde Duraklama devrini Yaşadığımız bir dönem olarak adlandırılır Hocam neden duraklama dönemi deniliyor Çünkü bunun sebebi şu; İkinci Beyazıt tahta geçeceği zaman kardeşi olan Cem ile bir mücadele içerisine girmişti taht mücadelesi içerisine giriyor İkinci Beyazıt kardeşi Cem'den önce Osmanlı tahtalarını ele geçirmeyi başarıyor ancak Cem Sultan budur Bu kabul etmeyerek ne yapıyor Beyazıt hükümdarlarının tanımıyor ve geliyor Bursa'ya kadar geliyor ve bu bölgede Bir nevi ne yapıyor padişahlığını ilan etmeye çalışıyor Tüm bu olaylar üzerine İkinci Beyazıt ile kardeşi olan Cem Sultan arasında bir mücadele başlıyor şimdi mücadelenin haritasını çizeyim önce Bursa'da şimdi Bursa'da geliyor ve İkinci Beyazıt kardeşinle ilgi uğratınca daha sonra kardeşi nereye gidiyor Karamanoğulları'na gidiyor hocam karamanoğullarına geldikten sonra burada ele geçiriliyor buranın da ele geçirilmesi ile birlikte rodos'a gidiyor Rodos şövalyelerine sığınıyor ver onu Rodos şövalyeleri de daha sonra İtalya'ya yani kime papaya bırakıyor dikkat ettiyseniz arkadaşlar Cem Sultan olayı bir iç meseleymiş Ama daha sonra Rodos şövalyeleri İtalyan işte Papa'nın da müdahale etmesi memlüklerinde olaya girmesiyle birlikte bir dış sorun haline gelmiştir Demek ki İkinci Beyazıt döneminde fetihlerin durma noktasına gelmesinin en önemli sebebi bu dönemde Cem Sultan meselesi ile uğraşılmasıymış Ayrıca ikinci Beyazıt'ın da fetih politikasının çok fazla gelişmiş olmaması da bu durumda etkili olmuştur Arkadaşlar dikkat ederseniz çok bir toprağa almadık zaten Ne yapıyoruz bu dönemde kili ve akarman kalelerini ele geçiriyoruz İspanya'da baskı altında olan Yahudileri Osman topraklarına getiriyoruz Bu bir ekonomik adımdır aslına baktığınız zaman bunun dışında ne yapıyoruz devletinin kışkırtmalarıyla bir ayaklanma vardı Şahkulu ayaklanması bu dönemde bu ayaklanmayı da bastırıyoruz yani genel olarak baktığımızda çok fazla bir Fetih yok Cem Sultan ile mücadele ediyor Bu mücadele bir iç sorun iken bir dış sorun haline geliyor ve bazı isyanlere ve birkaç bölgeyi de ele geçirebilmişiz ancak Yavuz Sultan Selim ne yapacak Babası da ölmeden ikinci beyazıt'e tahttan indirip tahta geçecek Şimdi gelelim bu sayfadan nasıl soru çıkar ona bakalım İkinci Beyazıt döneminde yükselme dönemi içinde duraklama dönemi olarak adlandırılması durumlarından hangilerin etkili olduğunu söyleyebiliriz diyor şimdi Cem Sultan olayın yaşanması bu dönemin duraklama dönemi olarak geçmesinler rol oynamıştır bunu alalım eğitim çalışmalarına önem verilmesi iyi bir şey olurdu o zaman bu yanlış Avrupa devletlerinin Osmanlı aleyhine ittifak kuramaması diyor bakın kurması deseydi bunu da alırdık ama kuramaması dediğine göre bunu da eliyoruz o zaman cevabımız yalnızca bir a seçeneği olacak öldürüp taht kavgalarını önlemeleri neyin göstergesidir merkezi otoriteyi sağladığının kanıtı olarak karşımıza soru olarak gelebilir Arkadaşlar bu yorumu mutlaka yapmanız gerekiyor şimdi ardından 1514 tarihine geldiğimizde Doğu Anadolu'da Çaldıran Savaşı'nı yapıyoruz kimle safevilere yani Şah İsmail tehlikesi Doğu Anadolu'da başlamış Şah İsmail Doğu Anadolu topraklarımıza defalarca saldırınca Yavuz Sultan Selim de diyor ki Erkeksen çık hadi Meydanı diyor ve iki taraf arasında 1414 yılında yapılan savaşı kim kazanıyor Osmanlı Devleti kazanıyor Arkadaşlar bu savaşı Böylelikle Safevi tehlikesi artık ortadan kalkmış olacak şimdi 1515 yılına baktığımızda Turna da Savaşı ile ne yapıyoruz Dulkadiroğulları beyliğini alıyoruz Bu belediye ortadan kaldırılmaması ile beraber Ramazanoğulları beyliğini de Osmanlı'ya itaati altına almaya başlamasıyla birlikte mutluluğa şu yorumu yapmanız lazım bakın böyle bir soru gelebilir bu beyliklerin alınması Türk beyliklerin alınması neyin göstergesidir Anadolu'da Türk siyasi birliğini sağlamaya çalıştığımızın Ve bu son beyliklerin alınmasıyla birlikte de kesin olarak Türk siyasi birliğinin sağlandığının kanıtı budur o zaman Anadolu'da Türk siyasi birliği hangi padişah döneminde sağlanmış Yavuz Sultan Selim döneminde bu Türk beyliklerinin alınmasıyla birlikte Kesin ve net olarak sağlanmıştır diyebiliriz bakın doğudaki tehlikeyi çözdük Türk beylikleri ile siyasi birliği sağladık ve ne yapıyoruz Memlük ilişkileri yani Doğu seferi yani Mısır seferine baktığımızda ise geliyoruz o dönemde memlüklerle mücadele ediyoruz önce Mercidabık savaşında memlükleri yeniyoruz ardından Ridaniye Savaşı'nda onları yenilgiye uğratıp artık bu tehlikeyi ortadan kaldırıyoruz bakın o dönemde memlüklerde memlüklerde halife yok muydu arkadaşlar halife buradaydı yani İslam dünyasının lideri o dönemde Memlük verdi Yavuz Sultan Selim diyor ki Siz de İslam dünyasına yakışmıyorsunuz lider olarak diyor gidiyor Doğu seferini başlatıyor onları yenilgiye uğrataraktan artık halifeliği ne yapıyor Osmanlı devletini getiriyor O zaman bu olay ile birlikte İslam dünyasının lideri kim oldu Osmanlı Devleti oldu Bakın bu Doğu seferi çok önemli Arkadaşlar bu Doğu seferi ile birlikte ne yapıyoruz baharat yolunu da kontrol altına alıyoruz Demek ki bu sefer bize ekonomik açıdan da güç sağlamıştır halifeliği getirdiğine göre siyasi açıdan da güç sağlamıştır Ayrıca burada kutsal emanetler vardı bu kutsal emanetleri alıyoruz ne yapıyoruz onları da getirdik ve şu an günümüzde Topkapı Sarayı'nda sergileniyor Yani İslam dünyasındaki saygınlığımız arttı artık bu dünyada İslam dünyasının lideri Osman'ı Devleti olmuş oldu Yavuz Sultan Selim dönemi gelişmeleri bu şekilde de arkadaşlar Peki nasıl sorarlar hemen bakalım yukarıda verilen gelişmelerden hangilerini Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi sonucunda gerçekleştirdiği savunulabilir diyor şimdi devletin teokratik yapısı güçlendi mi güçlendi teokratik dine dayalı yönetim diyor halifelik geldiğine göre doğru Baharat Yolu denetim sağlandı mı Evet bakın burada söylemiştim zaten o zaman buna da ulaştık Doğu Akdeniz'de Osmanlı egemenliği sağlandı E bu da doğru çünkü Doğu Akdeniz'e sınır komşusu olan bölgeleri ele geçirdik Mısır arkadaşlar Mısırın Kuzey kıyıları şey değil mi Akdeniz'in Doğu kısımları ve Doğu Akdeniz'de kontrollü sağladığımıza göre o halde aradığımız cevap bir iki ve üç olacak arkadaşlar Şimdi arkadaşlar birinci Süleyman yani nam-ı diğer Kanun Sultan Süleyman Avrupa ağırlığı devletler tarafından Muhteşem Süleyman olarak adlandırılıyordu Hatta dizisi de vardı Muhteşem Yüzyıl değil mi Avrupalılar kendisine Muhteşem Süleyman adına veriyordu Biz daha çok ona hangi ünvanıyla biliyoruz biz onu daha çok Kanuni unvanı Hocam neden kendisine Kanuni adı verilmiş Çünkü kanunlar yapıp yasalar yapıp yasaları derleyip topladığı için kendisine Kanuni ünvanı verilmiştir Demek ki birinci Süleyman döneminde çok fazla kanunlar yapılmış ve bu kanunlardan asla birinci Süleyman taviz vermemiştir bu kanunları son derece sert bir şekilde uyguladığı içinde Keskin bir şekilde uyguladığı içinde kendisine kanun unvanı verilmiştir arkadaşlar Kanuni 46 yıl boyunca Osmanlı Tahtında kalmıştır yani Osmanlı padişahları arasında en uzun süre tahta kalan padişah Kanuni Sultan süleymandır kendisi aynı zamanda şairdir Muhip bir mahlasını kullanarak da şiirler yazmıştır bunu da unutmayalım Peki hocam Kanuni Sultan Süleyman 46 yıl boyunca ne yaptı gelin şimdi onlara bakalım şimdi öncelikle 1521 yılına gelindiğinde belgrad'ı yani şu an günümüzde Sırbistan'ın başkentini ele geçirdi hocam Belgrad'ın alınması önemlilere son derece önemli Arkadaşlar şöyle düşünün Burası Osmanlı olsun Burası Belgrad olsun Burası da Viyana olsun arkadaşlar bakın bizim belgrad'ı almamız demek artık Viyana'nın kapısına dayanmamız anlamına geliyordu demek ki Kanun Sultan Süleyman daha önce Fatih döneminde alınamayan belgrad'ı almış ve Belgrad'ın alınmasıyla birlikte Avrupa'ya karadan yapacağımız seferler için burayı askeri üs olarak kullandığımız için Belgrad önemlidir şimdi bakın belgratı aldık ve ne yaptık askeri üs olarak kullandık neresi için Avrupa'ya daha fazla Avrupa'ya ilerleyebilmek için burayı bir üst olarak kullanmışız yine Fatih döneminde alınamayan bir diğer yer ise rodoslu rodos'ta 1522 yılında ele geçirildi hocam Rodos kimin elindeydi Rodos o dönemde şövalyelerin elindeydi arkadaşlar Bakın bu Şövalyeler sıradan askerler değil O dönemin en güçlü onların yani o devletler için düşündüğümüzde onların en güçlü askerleriydi Şövalyeler Demek ki Kanuni Sultan Süleyman rodos'u Rodos şövalyelerin elinden kurtarmıştır hemen bir ek bilgi daha vermek istiyorum arkadaşlar bakın sağ tarafa Düşman Hattı diye bir şey oluşturdum bu dönemde yani kanun döneminde bizim uğraştığımız Düşmanlar bunlardı şimdi gelin Onların da isimlerini yazalım mesela kendisini kutsal Roma cermen imparator olarak adlandırılan bir adam vardı kimdir şar kendi arkadaşlar kendisi Alman İmparatoru Yani aynı zamanda Avusturya Kralı vardı Avusturya kralının adı neydi o da ferdinand'da Arkadaşlar onu da unutmuyoruz Macar Kralı vardı Macar Kralı da ikinci Lodi Fransa kralı ise o da birinci Fransa ve İran Şahı vardı onu da yazalım Onun da adı ta maslakaydı arkadaşlar Demek ki biz Kanuni Döneminde bu sağ tarafta belirttiğim Düşmanlar ile mücadele edebileceğiz bu dönemde Bizim karşımızda Duran Düşmanlar bunlarmış Arkadaşlar birazdan zaten onlardan da tek tek bahsedeceğiz Nerede kalmıştık 1526 yılına geldiğimizde ise bu kez Bu ağaç Meydan muharebesini yaptık Peki hocam much Meydan muharebesini hangi devlette yaptık arkadaşlar gidiyoruz macarlarla yapıyoruz ve bu savaşın şöyle bir özelliği var dünyanın en kısa süren Meydan Muharebesi olmuştur arkadaşlar yalnızca 2 saat sürmüştür bakın Normalde savaşlar günlerce haftalarca aylarca yıllarca bile sürebilirken Boğaç Meydan muharebesinde Biz macarları 2 saatte tokatlamışız ardından Macar Kralı da ölüyor ve Macar kralın yerine de daha sonra yani o işlerinden bir adamı bizzat Biz getireceğiz arkadaşlar 1529 yılına gelindiğinde Bu kez viyana'yı kuşatma altına aldık bakın artık aradaki bölgeleri ele geçirdik ve önümüzde sadece Viyana kaldı Viyana'ya geliyoruz viyana'yı kuşatma altına aldık ancak başarılı olamadık Çünkü bakın viyana'yı kuşattığımızda toplarımızı yanımıza getirmedik bütün askeri teşhis şartlarımızı yanımıza getirmedik ve soğuk kış şartları da olduğu için biz viyana'yı öyle sanki kuşatmış olmak için kuşatmış gibi bir şey olduk tam anlamıyla önem vermediğimiz için birinci veya yani kuşatması başarısız oldu şimdi tarihler 1532 yılında gösterdiğinde Bu kez Almanya üzerine sefere çıkıyorlar arkadaşlar Almanya'ya sefere çıkmamızın temel bir sebebi vardı o dönemde Fransa kralı olan Fransa kutsal Roma German İmparatoru olan şarkenin eline esir düşüyor Fransa'nın annesi ise Kanuni Sultan Süleyman'a bir mektup yazıyor Ve ondan yardım istiyor oğlunu kurtarmasını istiyor arkadaşlar Kanuni Sultan Süleyman'da Bu mektup üzerine zaten kendisi de bir mektup yazıyor Ve daha sonra Almanya seferine çıkıyor Kanuni Almanya seferine çıktığında Şarken üzerine gidiyor ancak kanuniden öyle bir korkuyor ki karşısına çıkmayı reddediyor ve kaçıp gidiyor arkadaşlar karşısında herhangi bir Ordu bulamıyor Kanuni Sultan Süleyman ve bir sonraki Durağı ise Avusturya oluyor arkadaşlar Hocam neden Avusturya Çünkü kutsal Roma cermen imparatoru Şarken ile Ferdinand akraba Arkadaşlar bunlar Kardeşler Dolayısıyla yaşarken karşımıza çıkmadı O zaman bir diğer kardeşi Ferdinand üzerine gidiyoruz iki kardeş işte Kanuni Sultan Süleyman'dan çekindiler ve dediler ki gelin bir anlaşma yapalım dediler arkadaşlar Almanya Seferi sonrasında iki taraf arasında İstanbul antlaşması yapıldı arkadaşlar Bakın bu İstanbul antlaşması çok önemlidir yanına Yıldız atıyorum bir diğer ismi İbrahim Paşa anlaşmasıdır Hocam neden İbrahim Paşa Anlaşması denilmiş Şimdi Zaten ondan bahsedeceğim Alman seferi sonrasında bu adamların bizden Barış istemesi üzerine İstanbul Anlaşması yapılıyor ancak Kanuni Sultan Süleyman diyor ki bu adamlar bana denk değil benle değil sadrazamımla anlaşma yapsın diyorlar O yüzden İbrahim Paşa ile Avusturya Kralı yani arşidükü denk sayılıyor Bakın arkadaşlar tarihte böyle bir şey yoktur bizim ikinci adamımız yani sadrazamamız Avusturya'nın Kralı ile denk kabul ediliyor Bu anlaşma çok önemli ne zamana kadar onu da ek bilgi olarak verelim zitorok anlaşmasına kadar Bu geçerli olacak üstünlüğümüze devam ettireceğiz ama ne zaman ki litvatorluk Anlaşması yapılacak artık Avusturya kralıyla Osmanlı padişahı birbirine denk kabul ettirecek 1535 yılına gelindiğinde ise bu kez Fransa'ya kapitülasyon veriliyor arkadaşlar bakın kapitülasyonların geçmişine baktığımızda birkaç adımdan oluşuyordu Hemen onları da hatırlatayım önce gidiyoruz Orhan Bey döneminde kime kapitülasyon veriyoruz Orhan Bey döneminde gidip cenevizlere kapitülasyon veriyoruz Fatih Sultan Mehmet döneminde ise gidiyoruz ve nedik'e kapitülasyon veriyoruz Kanuni dönemine gelindiğinde ise bu kez Fransa'ya kapitülasyon veriyorsa arkadaşlar bakın önceki verilen kapitülasyonlar tam böyle kapitülasyon gibi değil kapitülasyon cuk gibi düşünebilirsiniz ilk defa gerçek anlamda harbi harbi kapitülasyonlar tam anlamıyla kapitülasyonlar Kanuni Döneminde Fransa'ya verilmiştir onu da hatırlatmış olayım ancak Kanuni Sultan Süleyman kapitülasyonu verirken şöyle bir anlaşma yapıyor Fransa ile diyor ki Bu anlaşma bu kapitülasyonlar bizim sağlığımıza geçerli olsun İki taraftan birisi ölürse Bu anlaşma geçersiz olacak diyor yani Kanuni Böyle yaparak ileride bize zarar verebileceğini düşünmüş bu kapitülasyonların O yüzden önemli niteliğinde Böyle Bir maddeyi de ekle etmiştir Peki hocam Fransa'ya neden kap veriyoruz bakın Aslında iki tane temel sebebi var Birisi ekonomik sebebi var amacımız buraya yani ülkemize daha çok ticaret yapılmasını sağlamak daha çok girişi daha çok geminin gelmesini sağlayarak onlardan vergi alıp daha çok zenginleşmek istiyoruz Bu kapitülasyonları ekonomik sebebidir Bir de siyasi sebebi var bakın Avrupalı devletler arasındaki Birliği beraberliği yok etmek için Fransa ile ya da başka devletlerle böyle kapitülasyon verip yanımıza çekip dost edinmeye çalışıyoruz ki Hristiyan birliğini bozalım bu sebeplerden ötürü gidip kapitülasyonlar vermişiz 1555 yılına gelindiğinde ise bu kez doğuda bir gelişme gerçekleşiyor İran ile ilk anlaşmayı yapıyoruz Demek ki kanun döneminde sadece batıda değil aynı zamanda doğuda da İran ile mücadele yapmışız onlarla yaptığımız mücadelelerden sonra da oturup anlaşma yapmışız ve ilk defa İran ile yaptığımız anlaşma olarak tarihe geçecek ve 1566 yılına gelindiğinde ise Bu kez Kanuni son seferine çıkacak zikret var seferine çıkacak hocam Ziraat var nerede adam Macaristan'da arkadaşlar bakın Normalde Sokullu Mehmet Paşa zigetvar'daki sefere Çıkıyor ancak sefere çıkarken Kanuni Sultan Süleyman'a da diyor ki padişahım Siz de gelin asker sizi görmek istiyor diyor ama Kanuni Sultan Süleyman hasta zaten de yaşlanmış O yüzden ilk başta gelmek istemiyor ama asker seni görmek istiyor moral olsun motivasyon olsun diye dedikten sonra bu kez sefere Katılıyor Ancak bu sefer Kanuni'nin son seferi olacak çünkü bu sefer esnasında Kanuni 72-73 yaş aracı vefat ediyor arkadaşlar Hatta iç organları ne yapılıyor Macaristan'a gömülüyor arkadaşlar Böyle kalbini falan iç organlarını alıyorlar oraya defnediyorlar üzüm Tepesi denilen bir yerde Hocam şu an Kanuni mezarı şey demiyorum Macaristan'da mı Hayır normal cesedini kabrini Getiriyorlar Süleymaniye Camiinde Türbesi var arkadaşlar Sadece iç organları çürümesin diye oraya koymuşlar son olarak sokul Mehmet paşadan da bahsetmek istiyorum arkadaşlar bakın Normalde sadrazamların isimlerini çok bilmeyiz ama Sokullu Mehmet Paşa'nın ismini özellikle yazdım çünkü bu adam özel bir adam çünkü hem Kanuni Hem İkinci Selim hem de Üçüncü Murat döneminde 3 tane padişah döneminde sadrazamlık yapmış O yüzden gücü otoritesi nüfusu son derece fazla olan bir sadrazamdı o yüzden Sokullu Mehmet Paşa'ya da Yıldız atıyorum unutmayalım Şimdi de Coğrafi keşiflerin etkisi ve Hint deniz seferleri konusundan biraz bahsedelim denizlerde ne gibi mücadeleler verdik ne gibi adımlar attık Ondan bahsedeceğiz Arkadaşlar şimdi neden Hint Deniz seferlerini yapıyoruz biraz ondan bahsedelim arkadaşlar Hint Okyanusu dediğimiz yer şurası bakın coğrafi keşiflerden önce iki tane ticaret yolu vardı Burası İpek olsun Burası da Baharat Yolu olsun İpek Yolu Bu da Baharat Yolu olsun Bakın iki tane ticaret yolu varmış Ve ikisi de Osmanlı devletinin eline geçmişti Dolayısıyla Avrupalı Devletler ekonomik açıdan zor duruma düşmüşlerdi yeni yollar arıyordu O yüzden portekizliler Coğrafi keşifler yaptılar Ne yaptılar Ümit burnunu da geçerekten burada Hint okyanusuna kadar ulaştılar arkadaşlar bakın Yeni ticaret yolları bulmaları Osmanlı devletini ekonomik açıdan zarara soktu aynı zamanda bu Hint bölgesinde bulunan bölgede Müslümanlar portekizlerden illallah etmişti portekizler Müslümanları sö onlara zarar veriyordu O yüzden buradaki Müslümanlar Osmanlı Devletinden yardım istedi Osmanlı Devleti nerede yardım çığlığı varsa oraya yetişirdi Nitekim öyle de yaptı 4 defa arkadaşlar buraya seferler düzenledi Piri Reis zamanında da gittik buraya Murat Reis zamanında gittik Seydi Ali Reis gibi birçok önemli komutan tarafından biz buraya geldik ve burada mücadeleler verdik ancak buradaki mücadelelerimizi başarılı olamadı Osmanlı'nın eski Ticaret yollarını canlandırmak istemesi de etkili olmuştur bakın İpek ve Baharat Yolu Eskiden en popüler ticaret yolu iken artık Avrupa devletleri buraya uğramıyor Demek ki bu olumsuz etkiyi etkiyi yıkmak için biz mücadelelere girişmişiz aynı zamanda portekizlilere de bu sulardan uzak tutmak istiyoruz Burası bizim toprağımız bizim çöplüğümüzle dedirtmek istiyoruz arkadaşlar yani Tüm bu mücadelelerin içerisinde Hızır Reis'in rolüne arkadaşlar Hızır Reis diye bahsettiğimiz kişi kim biliyor musunuz Hemen yazalım Barbaros Hayrettin paşa'dır arkadaşlar Eskiden ismi Hızır Reis'te kardeşi Oruç Reis ve İlyas Reis ile birlikte korsan faaliyetleri korsancılık yapıyorlardı arkadaşlar Kanuni Sultan Süleyman döneminde ona kaptanı deryâlâlılık teklif edilmiş Yani denizlerin en büyük komutanı ol demişler Ve Hızır Reis'te geliyor Kanuni Sultan Süleyman döneminde bizim kaptanı deryamız oluyor Hatta Hızır Reis yani Barbaros Hayrettin Paşa Osmanlı Devleti'nde divana üye olan ilk kaptanı derya özelliğine sahip Avrupalılar kendisine Barbara olsa yani Kızıl sakal unvanı verilirken daha sonra kendisine bizim tarafımızdan Hayrettin Hayrettin ünvanı verilmiştir Böylelikle Barbaros Hayrettin Paşa olarak tarihe adını yazdırmıştır Peki Arkadaşlar şimdi de gelin Barbaros Hayrettin Paşa ve diğer dönemlerde denizlerde ne gibi mücadeleler yapmışız Bunları tek tek sırayla inceleyelim Hadi bakalım [Müzik] Öncelikle rodos'un fethiyle başlayalım Rodos şövalyelerinin Osmanlı gemilerine saldırması üzerine ne yapıyoruz Kanuni Sultan Süleyman döneminde Rodos adasını ele geçiriyoruz Bakın arkadaşlar korsan gemileri varmış Korsanlar bizim ticaret gemilerimize saldırıyormuş bu da bize ekonomik kayıplar verdiriyordu O yüzden Rodos şövalyelerinin başlatmış olduğu bu sıkıntıları ortadan kaldırabilmek amacıyla Kanuni Sultan Süleyman döneminde rodos'a bir sefer düzenliyoruz ve Rodos adasını ele geçiriyoruz rodos'un ele geçirilmesi ile birlikte artık Ege ve Akdeniz'de daha güvenli bir Osmanlı'yı göreceğiz Bir sonraki savaşa baktığımızda ise Preveze Deniz savaşını ve Zaferini görebiliyoruz bu savaşta Haçlı donanması ile Osmanlı Devleti arasında yaşanmıştır Osmanlı devletinin meşhur kaptanı deryası Barbaros Hayrettin Paşa arasında yapılmıştır Hemen yazalım Osmanlı ile Haçlı donanması arasında yapılan bu savaşı biz kazandık arkadaşlar osmanlı’ya artıyı koyabiliriz Böylece Akdeniz'in kontrolü tamamıyla Osmanlı devletinin eline geçmiştir diyebiliriz Barbaros Hayrettin Paşa'yı unutmayacağız arkadaşlar Osmanlı Devletinin en meşhur kaftanı deryasıydı yani Denizcilik komutanıydı denizdeki diğer görevlilere ne deniliyordu onlara da Levent adı veriliyordu ama kaptan-ı deryamızın Barbaros Hayrettin Paşa olduğunu unutmayacaksınız denizlerde atacağımız bir sonraki adım ise Kıbrıs'ın fethedilmesi olacak peki Hocam neden Kıbrıs'ı ele geçirdik Çünkü savaş Adadaki korsanların Osmanlı Devletine saldırması üzerine İkinci Selim döneminde başlamıştır arkadaşlar yine korsanlar var ne yapmışlar Osmanlı gemilerine saldırmışlar bunun üzerine de İkinci Selim harekete geçerek Kıbrıs'ı ele geçirmiştir Böylelikle Doğu Akdeniz'in güvenliği pekişmiş oldu Bakın arkadaşlar buraya kadar her şey güzel olumlu ilerliyor ta ki ne zamana kadar İnebahtı deniz savaşına kadar bakın Burayı da kazandık ama yine bahtı Deniz savaşında kaybettik Haçlı donanması ile Osmanlı donanması arasında yaşanmış ve bu savaşı Maalesef ki Haçlılar kazanmıştır bu savaştan sonra denizlerdeki üstünlüğümüzü yavaş yavaş kaybe edeceğiz sıradaki konumuz Girit'in Fethi yine arkadaşlar korsan gemilerinin Osmanlı gemilerine saldırması üzerine bir adım daha atıyoruz ve gidiyoruz Girit'i fethetmek için adım atıyoruz arkadaşlar Çünkü bizim ticaretimiz olumsuz etkileniyordu ancak Biz burayı o kadar kolay alamıyoruz tam 25 yıl süren bir mücadele sonucunda Girit'i alabilmişiz bakın sorularda şunu sorarlar bize 25 yıl içerisinde Girit adası alınabilmesi neyin göstergesidir Osmanlı donanmasının artık eski gücünü yitirdiğinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor bakın İnebahtı deniz Zaferini kaybettiğimizde şöyle bir açıklamada bulunmuştuk demiştik ki siz inebahtında bizi yenerek bizim sakalımızı tıraş ettiniz ama biz sizi Kıbrıs'ta yenerek elinizi Kolunuzu kesmiş olduk kesilen sakal tekrardan yerine gelir ama Kesilen kol bacak yerine gelmez demiştik arkadaşlar aslında burada bu cümleyi söyleyerek Bizim daha konumda olduğumuzu ve denizlerde üstünlüğümüzü devam ettireceğimizi söylemiştik ancak baktığımızda Girit'in fethini bile 25 yılda yapıyoruz üstüne Üstelik ardından da Çeşme ve Sinop'ta Osmanlı gemileri baskına uğrayıp yakılıyor yani arkadaşlar o cümleden sonra daha da kötüye gitmişiz Rus birlikleri tarafından Osmanlı donanmaları yakılarak Osmanlı Devleti denizlerde ciddi bir zarar görmüştür bakın önce İnebahtı deniz zaferinde bir yenilgi aldık ardından Girit'in fethini Ancak ve ancak 25 yıl gibi Uzun bir sürede gerçekleştirebildik sonra da Rus birlikleri tarafından Çeşme ve Sinop'ta baskına uğradık Tüm bu yaşanan gelişmeler artık Osmanlı devletinin denizlerde Üstün olmadığının bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor denizlerdeki gelişmelerde bu şekilde [Müzik]