Transcript for:
Osmanlı Padişahlarının Az Bilinen Yönleri

600 yıllık imparatorluk geçmişinde 36 padişah gören Osmanlı İmparatorluğu'nda padişahlar sadece savaşçı özellikleriyle değil ilgi alanları ve değişik özelliklerle de ön plana çıkmıştır padişahlar henüz Şehzade iken zanaat Kuyumculuk marangozluk gibi aklınıza gelebilecek her türlü alanda eğitim alıp ilgilerine göre farklı alanlarda yoğunlaşıyor lardı günümüzde savaşçı kimlikleriyle tanıdığımız padişahların az bilinen özelliklerini sizler için derlemeye çalıştık İyi seyirler OSM Gazi'nin bacakları kısa kolları çok uzundu Öyle ki ayakta durduğunda ellerinin dizlerini geçtiği rivayet edilir Ayrıca güreşe çok meraklıydı askerleriyle sık sık güreştiği bilinmektedir yemek sırasında değil fakat Yemekten önce müzik dinlemeyi çok severdi bir giydiğini bir daha giymezdi Bunun sebebi ise garibanları sevindirmek elbiselerini bağışlıyor olmasıydı her ikindi vakti Evinde kim varsa onlara ziyafet verirdi Ata binmekte Kılıç kuşanmak da ve savaşmakta ustaydı 1326 yılında Bursa'da gut hastalığından vefat etti yumuşak uylu merhametli fakir halkı seven ve hiçbir zaman telaşa kapılmayan sakin bir padişahtı Salı ve Perşembe günleri oruç tuttuğu bilinirdi Mevlana Hazretlerine hürmeten başına sikke Giyer ve üstüne de bir beyaz Sarık sarardı zamanının çoğunu üzerinde Hakimiyet kurduğu yüz kadar Kaleyi dolaşarak geçirirdi Seyyahların belirttiği şekilde hiçbir şehirde bir aydan fazla durmadığı söylenirdi sık sık halkın arasına karışır onları ziyaret etmekten çok hoşlanırdı en uzun süre hayatta kalan Osmanlı padişahı olan Orhan Gazi 78 yaşından vefat etti özel kütüphanesi olduğunu bildiğimiz ilk Osmanlı padişahıydım ve adaleli bir vücuda sahip olmasına rağmen kibar bir yapısı vardı Mevlana'ya karşı büyük bir sevgisi olduğu bilinirdi çok sade giyinir beyaz elbiselerden hoşlanırdı Alim ve sanatkarlara hürmet gösterir fakirlere ve kimsesizlere şefkatli davranırdı dahi bir asker ve devlet adamıydı Sultan Murat tüm hayatı boyunca planlı ve programlı hareket etmiştir 1 Kosova Savaşı'ndan sonra savaş alanını gezerken Sırp asilzadesi Milos obvi tarafından hançerlenerek şehit oldu bizzat savaş meydanında uğradığı bir suikastle şehit edilen tek Osmanlı padişahıdır girdiği savaşlarda yorulmak nedir bilemesi ve hızlı hareket etmesinden dolayı babası ona Yıldırım lakabını takmıştı tahta çıktığında 29 yaşındaydı asla geri adım atmayan sinirli insanların Tedirgin olduğu bir padişahtı beyaz tenli sık Sakallı ve geniş omuzlu ydu iyi bir Pehlivan olduğu bilinen Yıldırım Beyazıt'ın avlanmaya da oldukça merakı vardı tarihçiler silah kullanmaktaki maharetini ve ata binmekte ustalığını anlatan anlata bitirememiş kaynaklarda şiir yazdığı söylenen ilk Osmanlı padişahıdır ve şiirlerinde Yıldırım mahlasını kullanmıştır Fatih Sultan Mehmet'ten önce İstanbul'u kuşatsın Bayazıt Timur'la yaptığı Ankara Savaşı'nda yenildi ve esir düştü 13 yıl süren saltanatının sonunda esaretinin başlamasının ardından 7 ay 12 gün sonra vefat etmiştir avcılığa büyük ilgi duyduğu bilinen Sultan ı Mehmet gençliğinde bir Kirişçi yanında çıraklık yaparak Yay ve Kiriş yapımını ustalık derecesinde öğrendi kuvvetli bir vücuda sahipti gayet hareketli ve cesurdu güreş yapar ve çok kuvvetli yay kirişlerini bile çekebilir padişahlığı süresince bizzat 24 savaşa katılan Çelebi Mehmet bu savaşlarda 40'a yakın yara aldı Ayrıca Mekke ve Medine'ye her yıl hediyeler gönderilmesi onun emriyle başlamış ve gelenek I Dünya Savaşı'nın sonlarına kadar Osmanlı'nın en zor dönemlerinde bile devam etmiştir avcılık konusunda aşırı derecede takıntılıyım bir av esnasında yaban domuzunu kovalarken attan düşüp vefat [Müzik] etmiştir sanata ve sanatçılara büyük önem veren bir padişahtı hitabet sanatına oldukça hakimdi ikna edici ve güzel konuşurdu Musiki ve şiirden keyif alırdı sanatçılara ayrı bir önem verirdi ve kendisini bir sanatçı olarak tanımlardan Gazi'nin dışında tahtı kendi rızasıyla oğluna devreden yegane hükümdardı olgunluğu ve bilgeliğiyle öne çıkan Sultan I Murat için bazı kaynaklarda Bilge padişah olarak bahsedilir okumayı çok severdi ilginç ve bilinmedik konular hakkında makaleler yazdırır ve bunları inceler Arapça Farsça İbranice slavca keldanice Latince Yunanca ve İtalyanca olmak üzere sekiz farklı dil bilen Fatih Sultan Mehmet Ayrıca İstanbul'un fethinde kullanılan Şahi toplarının çizimlerini de kendisi yaptı bilime büyük önem veren Fatih Sultan Mehmet yabancı ülkedeki büyük bilginleri İstanbul'a getirtti Nitekim astronomi bilgini Ali Kuşçu kendi döneminde İstanbul'a geldi ünlü ressam bellini de İstanbul'a davet ederek kendi resmini yaptırdı yemeklerini yalnız yemeyi severdi bu adeti saraya getiren ilk padişahtır devlet yönetiminde oldukça katı ve sertti savaşlarda çok cesur olur bozgunu önlemek için ileri atılarak askerleri savaşa teşvik ederdi İstanbul'un fethini gerçekleştirerek bük komutan olmı da Başaran Fatih Sultan Mehmet yüksek yeteneği ve dehasıyla dost ve düşmanlarına gücünü kabul ettirmiş bir Türk hükümdarıydı dine bağlılığıyla bilinen padişah aynı zamanda iyi bir şair Bilgin Hattat ve müzisyendi şehzadelik yıllarında hat sanatına önem vermeye başlamıştı ardından tenz sanatına yönelmişti bir diğer önemli özelliği is bestekarı kaynaklarda bahsedilen ilk padişahtır çok iyi bir kemen keş yani ok ve yay imalatçısı ydı Ata binmekten zevk duyardı 9 adet Peşrevi ve Sas Semaisi olduğu bilinir Öyle ki akıl hastalarının Musiki ile tedavisi de onun zamanında [Müzik] başlatılmıştı [Müzik] tarih Yavuz'un Özel İlgi alanıydı Ayrıca Osmanlı padişahları içerisinde çok okumaktan dolayı gözlerinin bozulduğu ve bu yüzden mercek kullandığını bildiğimiz ilk Osmanlı padişahıdır geceleri 3-4 saatlik uykuyla yetinir diğer zamanlarını okuyup yazmakla geçirirdi Topkapı sarayında bulunan ve sol kulağında bir küpe görünen resim genellikle Yavuz'a atfedilir kulağında küpe hele de bu resimdeki gibi bir İncili küpe taşıdığı söylenmese de bazı yerlerde mengüş yani bakır bir halka taktığı rivayet edilmektedir dil olarak Farsça Arapça ve tatarca öğrenmişti iyi bir yay yapmayı ve ok atmayı çocukluk denecek yaşlarda öğrenmişti Yavuz'un hobisi Kuyumculuk aynı zamanda bir koleksiyoner kutsal emanetler koleksiyonu vardı Ayrıca Topkapı sarayındaki çini koleksiyonunun da çok önemli bir kısmı ona aittir tarihçiler Yavuz Sultan Selim'i 8 yıla 80 yıllık iş sığdırmış büyük bir padişah olarak değerlendirirler Kanuni Sultan Süleyman öldüğünde 72 yaşındaydı tahta çıkalı 46 yıl olmuştu en uzun süreyle hükümdarlık yapmış Osmanlı padişahıydım Kanuni dönemi o kadar ihtişamlı ydı ki 16 yüzyıl Osmanlı'nın altın çağı olmuştu Alim ve şairlerle sohbet etmekten çok hoşlanırdı şehzadeliği de öğrendiği kuyumculukta Mahir bir sanatkardır muhibbi mahlasıyla şiirler yazardı Ayrıca en fazla gazel yazan şair unvanına sahipti iyi Kılıç kullanır ve avlanmaktan hoşlanırdı Arapça Farsça ve bazı Slav dilleriyle Tatar lehçesini bildiği söylenirdi 1 Süleyman'la birlikte kullanılan Kanuni sıfatı onun kendisi için taktığı bir unvan değildi Kendisine Kanuni denilmesinin sebebi mevcut kanunları oldukça sıkı bir şekilde uyguluyor olmasından kaynaklanıyordu Avrupalı yazarlar tarafından ise muhteşem büyük Türk gibi lakaplarla anılıyordu giyimine Her zaman büyük önem verirdi ve değerli taşlara merakı hat safhadaydı aynı zamanda savaş ydı savaş taktikleri üzerinde günlerce düşünürdü hemen her kaynakta Gut ve artrit hastalıklarından müz derip olduğu yazmaktadır ölümüne de bu hastalıklar sebep olmuştur ik Selim Kanuni'den sonra tahta çıkmıştır görünüşünden dolayı sarı lakabını almıştır ilk defa bu dönemde sadrazamlık makamı bu kadar öne çıkmış ordunun başında padişahın yokluğu bu kadar çok hissedilmiştir Çünkü Selim ehli keyif bir adamdı Aslında iyi Eğitimli ve zeki bir kişiydi ancak devlet işleriyle alakası olmadığını daha çocukken belli etmesine rağmen annesinin hırsları neticesinde kendisinden çok daha yatkın ve tahta geçmesi muhtemel ü adayın yanında biraz da şansın yardımıyla kendisi tahta geçmiştir herkesin yanlış değerlendirdiği bir durumsa Ülke yönetimi konularında çok da bilgisiz olmadığıdır yönetimden uzak zaman geçirirken Sokullu Mehmet gibi son derece iyi Eğitimli ve tecrübeli bir Devlet adamının da ülkeyi y mesine izin vermiş Sokullu hakkında yapılan komplolara kulak Asmam aksini düşündüğü konularda İsa ben öyle istiyorum dememiş tartışarak fikir birliğiyle son karar vermiştir Bu sebeple Osmanlı'nın sonradan gelen vasıfsız padişahlarından da ayrılır Zira zamanında birkaç olay dışında başarısız bir devlet yönetimi olmamıştır Dediğim gibi ben Devleti yönetmek istemiyorum diyen Hatta Mustafa'yı hem abi hem de gelecekteki padişah olarak zaten kabullenmiş bir adam zor la padişahlık yoluna sokulmuş Ve arkada dönen hesapların konum mankeni olmuştur bunların dışında farklı rivayetler olsa da haremindeki hamamda ayağının kayması neticesinde düşerek yaralanmış tedaviye rağmen 15 Aralık 1574 tarihinde vefat etmiş ve İstanbul'da ölen ilk Osmanlı padişahı olarak tarihe geçmiştir 3 Murat devlet yönetiminden uzak olan babasından iyi bir Ordu kalifiye devlet adamları ve yüklü miktarda hazine devr almış buna rağmen Osmanlı'nın sigortası olan devşirme sistemini keyfine göre düzenlemiş ve Osmanlı'ya en büyük darbeyi kendisi vurmuştur Hani klasik sorudur Osmanlı neden yıkıldı bunun bir dolu sebebi var elbette Fakat bu sebeplerden biri de 3 murattır 3 Murat devrine kadar Yeniçeri Ocağı bir disiplin içerisinde devam ediyordu fakat yeniçerilerden hoşlanmayan padişah şehzadesi için yaptığı 52 gün süren sünnet düğünü esnasında Mehmet'i eğlendiren herkesi mükafat olarak Yeniçeri ocağına aldırdı ocağa eğitimsiz halk girdikten sonra disiplinde kalmadı yeniçerilerin bekar kalması lazımken evlenmeler başladı Ticaretle uğraşmaları yasakken ticarete başladılar hal Böyle olunca da disiplinsizlik başladı Bunun yanında tımar sahiplerini de kenara itti ve ileride devletin başını ağrıtacak Celali isyanlarının zeminini hazırladı bunların yanı sıra 3 Murat en fazla çocuğu olan padişahtır tahminen 4 kadını dışında 40'a yakın Haseki denilen gözdesi bulunduğu söylenmektedir çocukların sayısı ise 100'ü geçmişti Ancak bunlar Bebekken veya Küçük yaşlarda öldüklerinde dolayı 3 Murat öldüğü zaman hayatta 19 erkek ve 30 kız olmak üzere toplamda 49 çocuğunun bulunduğu iddia edilmektedir Bu yüzden de en büyük kardeş katliamına davetiye çıkarmıştır Zira 3 Mehmet tahta geçer geçmez 19 kardeşini öldürtmüş bu cenaze saraydan aynı gün içinde çıkmıştır devletin 200 yıl sonra çökmesi tamamen bu padişaha bağlanmayacak olsa da bu süreçteki ilk domino taşını kendisi düşürmüştür diyebiliriz tarihle biraz ilgili olan insanlar bilir ki 3 Mehmet çokça tartışılan bir konu ve insanlar ikiye ayrılmış bir durumda öncelikle şunu söylemekte fayda var iki taraf da haksız dönemin şartları deyip normalleştirmek de ına ve dolayısıyla kendi hayatına tehdit oluşturan onlarca alternatifi ortadan kaldırdığı için padişahı sövmek de yanlış tarih bilgidir bilimdir kişisel algılanabilir bir şey değildir önce bunu bir anlamamız lazım Sultan 3 Mehmet'in hikayesini anlayabilmek içinse önce filmi biraz geriye sarmamız gerekiyor Zira bu adamın babası olan Sultan I Murat Biraz önce de söylediğim gibi Osmanlı tarihinde en çok çocuk sahibi olma rekorunu uzak ara elinde tutan kişi Dolayısıyla vefat ettiğinde ve en büyük şehzadesi olan 3 Mehmet tahta çıktığında şöyle bir etrafına bakılınca ortada neredeyse iki düzüne alternatif padişah görmüş ve bu yüzden de Osmanlı döneminin en büyük katliamına imza atmış Şimdi burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var kardeş katli deyince aklınıza çocukluğu beraber geçmiş Kardeşler gelmesin bu Şehzadelerin neredeyse Hepsi farklı annelerden Ve birçoğunu muhtemelen Sultan Mehmet bile görmemiştir Koskoca Saray ortada bir yığın çocuk var ve Hepsi farklı cariyelerin elinde büyüyor zaten Sultan Mehmet tahta çıktığında Manisa Sancak beyliğinde ydi Dolayısıyla İstanbul'dan uzaktı Bu sebepten de çok fazla duygusal bağ kurabildiğin de sanmıyorum ancak Tabii ki insani olarak düşündüğümüzde hayatınızda Bir kez görmeseniz bile kundaktaki bebeğin ölüm emrini vermek doğru değil kolay da değil Tabii ki yani bence burada asıl suçlanması gereken Sultan 3 Mehmet'le birlikte haram hayatına bu kadar düşkün olan babası Sultan ı muratı zaten bu infazların padişahta ruhsal yaralar açtığı ve kendisini dengesiz leştir diği de tarihi kaynaklarda mevcuttur işlettirmek u ise yine kendi tahtı için tehdit olarak gördüğünden boğdurttu tarihçiler Savaşçı bir karaktere sahip olan Şehzade Mahmut'u oldukça yetenekli bir Şehzade olarak rivayet ederler Yani Osmanlı için büyük bir kayıptı anlayacağınız bu kadar infazın ölümün katliamın ortasında Sultan ı Mehmet 38 yaşında erken denebilecek bir yaşta vefat edince tahta oğlu Ahmet Geçer 14 yaşında tahta çıkan Sultan Ahmet abisinin ölümüne şahit olduğundan ve amcalarının başına gelenleri duyduğundan bu kardeş katli mevzusunu bitirmek ister ve hanedanın yaşça en büyük üyesinin Sultan olmasını emreden bir yasa çıkartır Fakat bu sefer de kardeş katli bitince ortalıktaki şehzadeleri bir şekilde kontrol altında tutmak ister bunlara sarayda Odalar tahsis eder bu Şehzadelerin bu odalardan çıkmaları yasaktır Bu da Kafes sistemi oluyor fakat asıl önemli konu kafes sistemiyle sancağa gitmeyen Şehzat resmen olmasa da hapis hayatı yaşadıklarından dolayı ülke nasıl yönetilir bilemiyor lardı Bu da Osmanlı'nın sonraki dönemlerinde vasıfsız padişahlara sebebiyet vermiştir Tabii içlerinde mantıklı ve Vizyon sahibi olanlar da çıkmıştır Lakin ülke güç kaybettikçe artık kurtarılacak noktadan da çok uzaklaşılması yaşamadan her türlü olaydan habersiz geçirince bunların birçoğu ruhsal bozukluk yaşamaya başlamış her an Cellat gelecek korkusu eklenince ki hak vermemek elde değil birçoğu aklını yitirmiş bunların dışında 1 Ahmet için 14 sayısı oldukça önemlidir 14 yaşında tahta çıkmış 14 Osmanlı padişahı olmuş ve 14 yıl tahtta kalmıştır 27 yaşına geldiğinde ise tifüs hastalığı nedeniyle vefat etmiştir abisi 1 Ahmet en yaşlı ve en akıllı olanın tahta geçmesi şartını getirince ölmekten Kurtulmuş Sonradan da tahta çıkmıştır 1 Ahmet'in padişahlığı süresince 14 yıl Saray'ın bir odasında hapis hayatı yaşamıştır daha önce de bahsettiğim gibi o devirde bu gerekli görünüyordu Çünkü Aksi halde Şehzadeler devlet yönetimine karışıyor Hatta padişahı devirmek için harekete bile geçebiliyor ve devlet Birliği tehlikeye düşüyordu kafes hayatı Denilen Bu süre sonunda Sultan 1 Mustafa Osmanlı hanedanının en büyük erkek evladı olması dolayısıyla tahta çıkarılmış fakat kısa süre sonra Akli dengesinin yerinde olmadığı fark edilerek tahttan indirilmiştir zaten 1 Mustafa şehzadeliği döneminde bile Hiçbir zaman tahta gözü olmamış devlet işlerinden uzak Durmuş Ama onu kullanmak isteyenlerin zoruyla iki kez tahta çıkmıştır deli denilip tahttan indirilmesinin Sebebine gelince ise konuşmasının tek kelimelerden ibaret olduğuna dair kaynaklar bulunuyor Örneğin gel git ver al gibi kelimeleri tek tek kullanmaktayım Bunun dışında devlet erkanından birilerini gördüğünde kavuğunu alıp kaçtığını halkı selamlamaya çıktığında dil çıkarıp el işaretleri yaptığını ya da balıklara ihtiyaçları var diyerek altın attığını rivayet eden kaynaklar da var bütün gençliği daracık bir odada her an öldürülme korkusuyla geçmişti tekrar tahta çıkma sebebi olan öz yeğeninin yeniçeriler tarafından parçalandığını da düşünürsek Aslında pek aksız say ılmaz Tabii bu hareketlerinin nedeni Kafes sistemi mi Yoksa doğuştan gelen bir durum muydu bilinmiyor Sultan ı Mustafa ikinci kez tahttan indirildikten 16 yıl sonra 20 Ocak 1639 günü Sara krizi geçirerek Topkapı sarayında vefat etmiştir 2 Osman 1604 yılında Osmanlı'da bozulmaların hatrı sayılır bir seviyeye eriştiği zamanda doğmuş amcası Sultan Mustafa'nın rahatsızlığı yüzünden 14 yaşında tahta çıkmıştır Arapça Farsça Latince Yunanca ve İtalyanca olmak üzere beş dil bilen genç Sultan bunun yanında gözüpek ve cesur olmasına da rağmen etrafında iyi yetişmiş devlet adamların eksikliğini çok hissetmiştir genç Yaşına rağmen devletin sıkıntılarının farkına varmış yaşından umulmayacak derecede büyük ve önemli işlere teşebbüs edip tahta çıkar çıkmaz devletin hemen hemen tüm yönetim kadrosunu değiştirmiş kafasına göre fetva veren şeyhül İslamı yetkilerini kısıtlamıştır bunların dışında saraydaki haremi kapatmayı istemiş ve Fatih zamanından sonra terk edilen Saray dışından bir Türk kızıyla evlenme geleneğini yeniden uygulamıştır Genç Osman kendisinden öncekilerin aksine tüm muhalefet lere rağmen bizzat ordusunun başında Lehistan seferine çıkmış ve Hotin yürümüş sefer sırasında askerlerdeki özellikle yeniçeriler Deek bozulmayı da görmüştür Genç Osman Hotin Kalesi kuşatmasında birkaç kez taarruz emri vermesi in rağmen askerdeki isteksizlik yüzünden sonuç alınamaması kendisinde birtakım fikirlerin oluşmasına neden oldu Bu böyle devam etmezdi artık orduda yenilikler yapmalıydı Genç Osman harekete geçmeye karar verdi Öncelikle Yeniçeri mevcudu tespit edilecek ve Disiplin sağlanacaktı Yeniçeri mevcudunu tespit etmek için yapılan yoklamalarda mevcut olmayan askerlerin de var gibi gösterilerek maaşlarının Ocak ağları tarafından alındığı anlaşıldığında yapılan fazla ödemeler kesildi geceleri meyhanelere takılan yeni çerilerin denize atılması veyahut taş gemilerinde çalışmaya mahkum edilmesi gibi sert önlemler aldırdığı ve bunların da askerler arasında nefrete sebep olduğu söylenir Sultan Genç Osman'ın Halep Erzurum Şam ve mısır beylerbeyine asker yazdırmak için gizli bir Emir gönderdiğinin haberini alan yeniçeriler için bardağı taşınan son damla ise buydu bunun mevcut askerlerle yapılamayacağını düşünen Genç Osman haca gitme bahanesiyle Anadolu Mısır ve Suriye'den yeni askerler toplayıp bu işi çözeceğini umuyordu sultanın ısrarla haca gitmek istediğini duyan yeniçeriler sultanın bir iş çevirdiğini düşündüler çünkü daha önce hiçbir padişah haca gitmemişti sultanın haca gitme isteğinin altında yatan nedenin yeni Ordu kurmak olduğu yayılmaya başladı bu da Genç Osman için sonun başlangıcı oldu Sultan o sabah haca gitmek için Üsküdar'a geçti üskü gü geçtiği öğrenilince gerginlik arttı tüm uyarılara rağmen haca gitmek için hazırlıkların bitirilmesi bazı Sipahi ve yeniçerilerin isyanına yol açtı isyankarlar sultanı haca gitmeyi ikna edenler ve Hazineyi boşalttır fitneye sebep olanların katledilmesine dair şeyhül İslam'dan fetva aldılar fetvayı alan askerler meydana yürüdü meydana çıkıp sultanın haca gitmemesini yeni Ordu kurmaması ve fetva aldıkları kişilerin kellelerini verilmesini istediler durumun kötüleştiğini gören Genç Osman vakit geçmeden haca gitmekten vazgeçtiğini duyurdu Kalabalık biraz sakinleş de fetva aldıkları kişilerin kendilerine teslim edilmesi koşulunda vazgeçmedi Sultan Bu fikre sıcak bakmadığını ve o kişileri vermeyeceğini isyanın derhal sonlandırılması gerektiğini söyledi bunun üzerine İsyan daha da büyüyerek 1 Mustafa'yı tekrar padişah ilan ettiler çaresiz kalan Genç Osman padişah şahlığı geri alabilmek ve yeniçerileri yanına çekebilmek umuduyla Yeniçeri ocağına sığındı ancak yeniçeriler tamamen kontrolden çıkmıştı tutuklanan ve Yeniçeriler tarafından kötü muamele gören genç padişah başından beri işin içinde olan ve Mustafa'nın annesi Valide Sultan tarafından apar topar Veziriazam ilan edilen Karadavut Paşa'nın emriyle boğulmaya çalışılırken cellatlara uzun süre direnmiş rivayetlere göre ancak savunmasız bırakılıp kementle boğulmuştu Osmanlı tarihinin en vasıflı padişahlarından biri olacakken tecrübesizliği çeri belasına ve Saray entrikalarına acımasızca kurban gitmiştir Sultan 4 Murat 11 yaşlarında tahta geçtiğinde arkasında Sultan Genç Osman'ın bıraktığı yarım kalan işler önünde ise Yeniçeri Ocağının siyasete sert müdahaleleri vardı Devleti ne padişah yönetiyordu ne de padişah vekil sıfatın Taşıyan annesi ipler fiilen Yeniçeri ağlarının bugünkü ifadeyle Yeniçeri generallerinin elindeydi Yeniçeri generalleri sarayın iradesine tabi olmayı reddetmiş kendi iradeleriyle de tam olarak devlete hakim olamadıkları için iki başlı bir görüntü ortaya çıkmıştı Bu da siyaseti tamamıyla tıkamış tı halk perişan bir haldeydi korkunç bir kaos görülmemiş bir devlet buhranı yaşanıyordu siyasetteki olumsuzluklar ekonomiyi de sarsmış mali kontrolden çıkmıştı denetimsizlik yüzünden her şey gitgide başı boş bir hale geliyordu rüşvet başını alıp gitmişti küçük bir azınlık kaostan para kazanarak kargaşanın keyfini sürerken halk çoğunlukla eziliyor hırpalanıyorum kimse hesap sormadığı için bir parayı aldıklarını zorla 10 paradan halka satıyordu kimi askerler berberlik kasaplık manavlık gibi işlerle uğraşıyorlardı Kısacası Devleti kılıçların gölgesinde Kuran Yeniçeri Ocağı tümüyle şirazesinden çıkmıştı işi öyle bir noktaya getirdiler ki yaptıklarını hoş karşılamayan szam Ahmet Paşa'nın kellesini istediler buna razı olmayan çocuk padişahın yüzüne karşı genç Osman'ı hatırlatarak tehditler savuruyor lardı çocuk padişah çok sevdiği yardımcısını isyancı yeniçerilere vermek zorunda kaldı sadrazam anında linç edildi yerine kendi beğenilerine ve çık son derece uygun buldukları Topal Recep Baş'ı sadrazamlığa tayin ettiler 4 Murat abii padişah Genç Osman'ın katline şahit olmuş amcası 1 Mustafa'nın iki defa tahttan indirildiğini görmüş annesi Kösem Sultan tarafından naiplik adı altında Devlet 10 yıl idare edilmiş tahta çıktığında sadrazam olan Kara Ali Paşa tarafından ölümle tehdit edilmiş nedimi ve sırdaşı Musa Çelebi'nin katli ile en sevdiği devlet adamlarından biri olan Ahmet Paşa'nın kapı kulları tarafından linç edilmesini izlemiş Şüphesiz ki yaşadığı Tüm bu olaylar kendisinde birtakım psikolojik rahatsızlıklar yaratmış yaşadığı tüm Bu olaylardan sonra çok sinirli ve sert bir mizaca sahip olmuştu 4 Murat Genç Osman gibi sorunların farkındaydı ve bir şeyler yapmak zorundaydı ama bunu belli etmemeliyim çerilerin gözlerini korkutma peşindeydi kendisinin de kullanıyor olmasına rağmen içki ve tütünü yasakladı içkiyi ve tütünü yasaklamasına yeniçerilerin elinde olması ve İstanbul'da sayıları gittikçe artan bu yerlerde iktidarı deviren hükümet kuran siyaset muhabbetlerin artmasıyla büyük İstanbul yangınını da bahane ederek içki ve tütünü yasakladı kurala uyulup uyulmadığını bizzat tedbir kıyafet gezerek denetledi bu denetlemelerde binlerce kişinin kellesini aldı bu klasik bir içki yasağından ziyade genç Bir Sultanın otorite testi 4 Murat Ayrıca devlet mekanizmasındaki bozuklukları düzeltmeye de gayret etti ve bu bozukluğun çokça rüşvetten kaynaklandığını düşünüyordu bunların üzerine 4 Murat Tüm bu işlerin altında imzası olan Topal Recep Paşa'nın ölü bedenini isyancı yeniçerilerin önüne attı ve tüm yeniçerileri kendine biat etmeye zorladı gücü eline alan 4 Murat 1638 Bağdat'a sefer düzenleyerek Bağdat Fatihi oldu 4 Murat dön bozulan devlet mekanizmasının biraz olsun düzelmesi ve gücün tekrar merkezde toplanması bakımından çok ama çok önemli bir dönemdi bağdat'ı almaya çalışmak Bağdat'ın kendisinden daha mı güzeldi ne diyen bu genç Sultan 27 yaşında sirozdan hayatını kaybetti abi 4 Murat'ın vefatından sonra 25 yaşındayken tahta çıktı Sultan Murat'ın ani vefatı sarayın bir köşesine haps olmuş ve zat Zen ölüm düşünceleriyle harap olmuş Şehzade İbrahim'i çok sarstı ve padişah olduğuna İnanamadı annesinin ve devlet erkanının ısrarlarına ve abi Sultan 4 Murat'ın cenazesini gördükten sonra abisinin vefat ettiğine kesin olarak inandı Sultan 1 İbrahim tahta geçtiği ilk yıllarda sinir hastalığı yüzünden sık sık kriz geçiriyordu Ancak daha sonraki yıllarda devlet işleriyle bizzat ilgilenmeye başladı Sultan 1 İbrahim tahta çıktığında soyunun tek şehzadesi o kalmıştı Osmanlı tahtına varis olacak kendisinden başka şade bulunmadığı için kardeş katli yaşanmadı Yalnız bir sorun vardı kendisinin de çocuğu yoktu uzun bir süre çocuğu olmadı bu yüzden ilk oğlu Şehzade Mehmet doğduğunda ülkede şenlikler düzenlendi Sultan 1 İbrahim çok cömert bir padişahtı fakirlere ve kimsesizlere yardım etmeyi çok sevdiği çıkardığı fermanlar la açlık ve kıtlığın önlenmesine çalıştığı ve kediler kışın sokakta üşümesinler diye yığın para harcayıp kedilerin sığınabileceği yerler yaptırdığı kaynaklarda geçmekte haremdeki Voyvoda Kızı adlı cariyenin anlattığı Bir masalın etkisinde kalarak sarayın bir odasının tamamını Samur kürküyle kaplaması gibi olaylarının dışında genel kanı diğer bütün abileri boğduruldu için psikolojisinin bozuk olduğu çabucak sinirlendiği ve ani tepkiler verdiği şeklindedir ama 1 Mustafa ve 5 Murat seviyesinde bir deliliği olduğunu birçok tarihçi kabul etmez sinirleri yı mış bir insandı İbrahim ve Hiç kesilmeyen baş ağrılarından müzdarip Bu sebeple yemek bile yiyememek şikayetçiydi 8 yıllık iktidarında devlet düzeyinde hiçbir katkısının olmadığı doğru ancak tahttan indirilmesi ve akabinde 10 gün kadar 3 metrekare büyüklüğündeki Bir hücrede kalması çok dramatik olup hiçbir hükümdarın hiçbir insanın hak etmediği bir şekilde yaşamını yitirmiştir babası ava merakı yüzünden Avcı Mehmet olarak tanındı avcılıktan dolayı Ata çok bindiği için Kamburu olduğu rivayet edilir Sultan 4 Mehmet 39 yıl gibi uzun sayılabilecek bir süre tahtta kaldı bu sebeple Kanuni Sultan Süleyman'dan sonra en uzun süre tahtta kalan padişahtır Edirne'den Atina'ya kadar Geyik Avlayan yönetimi vezirlere Özellikle de köprülülü bırakan bu padişah çoğunlukla hayatını Edirne sarayında geçirmiştir rivayete göre ava o kadar düşkündür k ki 39 yılın 15'ini Edirne'de avda geçirmiş Ayrıca Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın Kanuni'den daha fazla asker toplayıp macaristan'daki çok da mühim olmayan yanık Kaleyi almaya gidiyorum deyip viyana'yı kuşattığını da düşünürsek kendisi pek de uyanık değilmiş bir rivayete göre 4 Mehmet'in ava buden meyl etmesinin asıl sebebi Baba diye hitap ettiği Köprülü Mehmet paşa'dır Valide Sultan Köprülü öne sürdüğü şartları kabul edip paşayı Vezir Azam yaptığında kendisi henüz 16 yaşında bir Delikanlıydı ve Köprülü Paşa padişahın işine fazla karışmaması için biraz da Valide sultanın işbirliğiyle ava çıkmasını teşvik edermiş Edirne'de av alanlarının saraya daha yakın olması İstanbul'daki veba salgını ve padişahın yaşının küçüklüğü ile birlikte onun neredeyse sürekli Edirne'de kalma sebepleri arasındaymış tahtı döneminde 2700 kişinin öldüğü 700'den fazla yapının yandığı bir yangın gerçekleşti Yangın Sonrası kentte kıtlık ve veba salgını başladı Çınar Vakası olarak bilinen Yeniçeri ayaklanması genç padişahın sarayın içinden istenen ağları idam edip surlardan aşağı atmasıyla ve yeniçerilerin bu kişileri Çınar ağaçlarına asmaları ile sonlanmıştır 4 Mehmet'in tahttaki durumu 1683'te Viyan önlerinde başlayan bozgunun durdurulamaması yüzünden sarsıldı Ordu ayaklanarak padişahın tahttan indirilmesini ve yerine kardeşi Süleyman'ın geçmesini talep etti bu talep kabul gördü ve 4 Mehmet 1687 de tahttan inmek zorunda kaldı 4 Mehmet tahttan indirildikten sonra iki oğluyla birlikte Edirne Sarayı'na kapatıldı ve hayatının sonuna kadar burada kaldı 2 Süleyman abi 4 Mehmet'ten 3,5 ay küçük olduğundan dolayı tahta çıkmak için tam 40 sene boyunca abinin tahttan indirilmesini beklemek zorunda kalmıştı sarayın bir köşesinde 40 yıl boyunca Hapis hayatı yaşamış ve 4 yıllık Hükümdarlığı ilk gününden son gününe kadar sıkıntılarla dolu olarak geçmişti ı Süleyman Osmanlı tarihinde en uzun süre Veliaht olarak bekleyen padişahtır ve tahta geçirileceği zaman buna inanamamış öldürüleceğini zannederek muhafızlara direnmiş ve sonra annesi tarafından ikna edilmiş Sultan Köprülü ailesinden Fazıl Mustafa Paşa'yı sadrazamlığa getirince işler bir ara düzelmeye başladı yeni sadrazam kaybedilen birkaç yeri geri aldı bozulan devlet düzenini yeniden kurmaya çalıştı Bu sırada padişah ise birdenbire hastalanıp yataklara düştü vücudu Gün geçtikçe su toplayıp şişiyor yerinden kaldırılırken bile ağır acılar yaşıyordu ve hiçbir tedaviye cevap vermiyordu talihsiz padişahın ölümü de gayet ilginç olmuştu tarihçi defterdar sarı Mehmet Paşa'nın eserlerine göre Ekim başı sultanı fazla diyet yaptırarak öldürmüştü o zamanlarda bilinmesi pek de mümkün değildi padişahın böbrek yetmezliği çektiğini Hekimbaşı padişah fazla periz ettirdiği su içmesini bile yasakladı ve böylece padişahın ölümüne sebep olduğu gerekçesiyle yedi kuleye hapsedildi abisinin ölümüyle tahta geçen I Ahmet Arapça ve farsçayı çok iyi biliyordu orta derecede bir eğitim görmüştü devlet işlerini çok yakından takip eder hasta bile olsa Divan toplantılarına katılırdı zaman zaman kıyafetinde değiştirerek halk arasında dolaşır insanların dertlerini sabırla dinler çare bulunması için gerekli yerlere Emirler verirdi Sultan 2 Ahmet bir mesele hakkında uzun uzun düşündükten ve bilenlere danıştık sonra karar verirdi sanatkarları korur onlara değer verir daha iyiye ve daha güzele yönelmeleri için çalışırdı 3 bu5 yıl Saltanat sürdükten sonra yakalandığı siroz hastalığından kurtulamayarak 1695 Edirne'de vefat etti ı Mustafa tahta Edirne'de çıktığında 23 yaşında padişahlık için çok ideal bir yaşt Osmanlı coğrafyasını ava meraklı babası sayesinde iyice tanıma fırsatı da bulabilmiş en büyük evlat olmasına rağmen Avcı Mehmet sonrasında tahtta toplamda sekizer sene kalan amcalarını da bekledikten sonra küçük amcası Ahmet'in ölüm haberini aldı ve tahta çıkma hazırlıklarına başladı umutlar yüksektir başlangıçta tahta geçtiğinin günü yapacağı işleri anlatan bir yazı yayınlar yazısında bize rahatlık haram Biz rahat ettikçe millet acı çekiyor der ı Mustafa'yı anlayabilmek için tahta çıktığı zamanı da bilmemiz gerekir zor bir dönemde tahta çıkmıştı ik Viyana bozgunu ve ardından gelen kutsal ittifak savaşlarında Osmanlı ordusu yenilgi üstüne yenilgi almıştı arka arkaya padişahlar değişti ama sonuç değişmedi devlet tarihinde hiç karşılaşmadı bir şeyle karşı karşıyaydı I Murat zamanında fethedilen niş bile bir ara düşman eline geçti işte ı Mustafa böyle bir ortamda tahta geçmişti padişahın işi hiç de kolay değildi karşısında güçlü Avusturya'nın yanında Lehistan Rusya ve Venedik vardı en büyük düşmanla bizzat savaşmak üzere sefere çıktı iki kez Avusturya ordusunu yendi Fakat daha önce arka arkaya alınan yenilgiler Divanda o kadar etki bırakmıştı ki vezirler padişahın kazanılan zaferler üzerine Macaristan'a girme isteğini engellediler kendisi gözü kara ve Yaman bir padişah olsa da paşaları ve vezirleri işe yaramayan adamlar olduğundan batıya yaptığı seferlerden eli boş dönmüştü iki seferde de Ordu avusturyalılar yenmesine rağmen ne bir kale ne de bir toprak Almadan geri döndü bunların üzerine padişah 3üncü kez sefere çıkma kararı aldı ı Mustafa önderliğinde başlayan sefer sırasında Macaristan'a girilmesine karar verildi zenta da köprü kuruldu ve Ordu Nehri geçmeye başladı fakat Osmanlılar daha önce yaptıkları bir hataya düştüler eski savaşların birinde Avusturya ordusu Osmanlıların Nehri geçmesine izin vermiş ordunun yarısı Nehri geçmişken köprüyü top ateşine tutup çökelmiş kendi tarafında kalan askerleri Bozguna uğratmıştı Osmanlılar bundan ders alacaklarına tekrar tedbirsiz bir şekilde Nehri geçmeye başladılar geçiş sürerken Avusturya ordusunun yaklaştığı Haberi geldi bunun üzerine zaten en Baş başından beri macaristanla savaşma fikrine karşı olan sadrazam ordunun yenileceğini Düşünerek hiç olmazsa kalan kısmını kurtarırım düşüncesiyle karşı tarafa geçişi oldukça yavaşlattı padişah İsa tam tersine bir an önce ordunun tamamının karşı tarafa geçip Savaş pozisyonu almasını istiyordu bu dur aksamı gören avusturyalılar hızla Osmanlı ordusuna yaklaştı ve orduyu ikiye ayrılmış bir şekilde yakaladı hemen köprüyü havaya uçurdu ve Karşıya geçmiş askerlere saldırdı o zamana kadar karşıya sadece yeniceriler geçmişti ve son Askere kadar savaştılar tamamen yok olmadan önce bozgundan sorumlu tuttukları sadrazamı da parçaladılar ordunun yarısının imha olması üzerine sefer iptal edildi ve geri dönüldü savaştan sonra ı Mustafa gitmiş yerine adeta yeni bir gelmişti zenta bozgunundan Sonra ı Mustafa Bir daha sefere çıkmadı ve barış yapılması gerektiğine karar verdi Böylece Osmanlılar batının üstü ünü kabul ettiler Barış sağlanınca tahta çıkar çıkmaz bize rahatlık haram Biz rahat ettikçe millet acı çekiyor diyen padişah bu sözünü hemen unuttu Edirne'ye yerleşerek av eğlencelerine başladı uzun süre İstanbul'a uğramadığı için İstanbul ekonomisi olumsuz etkilendi esnaf ve Yeniçeriler padişahı İstanbul'da istiyorlardı büyük bir kalabalıkla Edirne'ye yürüdüler ve padişahı tahttan indirdiler 8 yıllık Mustafa Salt sanatı Böylece bitti ı Mustafa tarihin akışının kaçınılmaz olarak değiştiği bir dönemde padişahlık yapmış ve tek başına bu akışa karşı durmuştur biraz şanslı olsaydı belki de bu akışı değiştirebilir fakat yanına kendi ayarında hiçbir devlet adamı bulamadı ve muhtemeldir ki pes etti Ondan sonra da hiçbir padişah bir daha ordunun başında sefere çıkmadı Ondan sonra hiçbir padişah bir daha batıya kafa tutmaya cesaret edemedi Edirne olayında abi ı Mustafa'nın tahttan indirilmesini istememiş ancak mecbur kalmıştı Bu yüzden tahta oturduğu zaman ilk işi bu isyanı tertipleyen lin kellesini almak oldu abi ı Mustafa ile arası çok iyiydi her daim yanında bulunurdu ancak abi gibi asker ruhlu biri değil daha çok barıştan yana biriydi ama gerektiğinde de zaten bahsedeceğiz savaştan kaçınmadı diğer şehzadelere göre kafes hayatı yaşamadı ve daha rahat bir şe Elik dönemi geçirdi Bu sayede oldukça bilgiliyim Erden dersler almıştı yönetime geçtiğinde abisinin şikayetçi olduğu konuları biliyordu Bu yüzden devlet yönetimini titizlikle idare edebilecek bir Vezir arayışı içine girdi bu süre zarfında 5 Vezir değiştirdi büyük hatalar yapmayan kişileri de makamından kolay kolay etmezdi Osmanlı Devleti açısından önemli bir yere sahip olan Lale Devri boyunca padişahlık yapan Sultan Ahmet Ayrıca iyi bir şair ve müzikle de yakından ilgileniyordu Sultan I Ahmet'in padişahlığın ilk günleri tamamen disiplinden çıkmış yeniçerileri yatıştırma gayretleriyle geçti ancak kendisini de padişah yapan yeniçerilere karşı pek de etkili olamadı Sultan 3 Ahmet'in sadrazamlığa getirdiği Çorlu al Paşa ona idari konularda yardımcı olmaya çalıştı hazine için yeni düzenlemelerde bulundu ve birçok savaşta ordusuna önderlik etti Sultan Ahmet sanılanın ve öğretilen Aksine gayet de iyi bir padişahtır m'yi geri alır Safavi derle savaşır İran'ı işgal eder Purut Anlaşması öncesi Rusya'yı Yener korfu Adası için 30.000 kişilik Ordu kendinden önceki ve sonraki hiçbir padişahın Rusya'ya karşı sağlayamadığı başarıyı sağlar Bu süre içinde Rusya'nın başında büyük Petro olduğunu da unutmayalım Çünkü daha önceki dönemlerde Rusya daha Beylik düzeniyle yönetiliyordu çökmüş ekonomiyi düzeltmiş sanılanın ve bilinenin aksine ağır koymadan Hazineyi doldurmuştur ancak kendinden önce başlayan ordudaki çöküş onu da götürmüştür ve Patrona Halil isyanıyla tahttan indirilmiştir ki Patrona Halil isyanını aslında başka bir videoda değerlendirebiliriz Sonuç olarak Sultan 3 Ahmet duraklama döneminin Nadiri padişahlarından tahttan indirilmesi Osmanlı imparatorluğuna büyük zarar vermiştir 8 yaşından beri kafes hayatı yaşadığı halde zekası ve kuvvetli karakteri sayesinde akıl sağlığını kaybetmediği söylenebilir küçük yaşlardan itibaren çeşitli hocalardan dersler aldı tarih edebiyat ve şiirle meşgul oldu özellikle kafes hayatında müzikle uğraştı fiziksel olaraksa Kamburu olduğu söylenir saltanatı öncesi ve sonrası buhranlı geçen Osmanlı İmparatorluğu tahtta bulunduğu 24 yıl boyunca rahat bir nefes almıştı Sultan Mahmut 35 yaşındayken padişah oldu Ve kutsal ittifak savaşlarının etkisinin hala sürdüğü bir dönemde tahta çıktı Avusturya önce 2 Viyana kuşatmasında ardından da 3 Ahmet döneminde Osmanlı'yı yenmiş olmanın verdiği özgüvenle Osmanlı'yı Avrupa'dan atmanın hesaplarını yapmaya başlamıştı Aynı zamanda da patronu Halil isyanının çıkmasına sebep olan İran cephesinde yeni bir çatışmanın yaşanması kaçınılmaz görünüyordu idareyi gerçekten de ele almayı başarabilen Mahmut'un yaptıklarını o dönemlerde hayal bile edemez Çoğu kişi Osmanlı ordusu yeni ve dünyada ilk olan humbaracılar ocağıyla bombası teknolojisini kullanmaya başlamamıştı bu teknoloji İran üzerinde çok etkili oldu ve İran'ın başkenti tebriz'e kadar fethedildi diğer devletlerin araya girmesiyle Barış antlaşması imzalandı Ordu daha sonra Batı cephesine Avusturya üzerine yöneldi ve bu savaşlar kazanıldı Avusturya'nın Osmanlı'yı Avrupa'dan atma hayali onlara ağır ödetilmesi le değil reformları la da göz doldurmuştur dünyanın ilk havan topu sınıfını humbaracı Ahmet Paşa'ya kurdurmuş Durmuş olan matbaacılığı hızlandırmış bir sürü kütüphane kurdurmuş Barok tarzı mimariyi baz alan nuru Osmaniye camiini yaptırmıştır genel bir değerlendirme Yapacak olursak 1 Mahmut Osmanlı'nın en kritik zamanlarından birinde padişah olmuş zekası ve cesaretiyle Osmanlı'nın Avrupa'daki varlığını güvence altına almıştır tüm bunlarla birlikte cepheye gitmemesine rağmen gazi unvanı almıştır [Müzik] Belki de Osmanlı Devleti'nin gelmiş geçmiş en şanssız padişahıdır 1699 yılında doğmuş ve babası ı Mustafa'nın tahttan indirilmesi üzerine henüz 4 yaşındayken kafese alınmıştır ve burada 1754 yılına kadar yani tam olarak 51 yıl kalmıştır bu konudaki rekorda kendisindedir zaten amcası 3 Ahmet'in ve abisi 1 Mahmut'un saltanatı sesince kafeste kalan 3 Osman için bence en trajik olan şey gençliğinin en güzel dönemlerinde Osmanlı Devleti Lale devrini yaşarken kendisinin kafeste tüm bunlardan uzak bir şekilde yaşamasıdır Nitekim 51 yıl kafeste kalmak kendisinin Akli dengesini fena halde bozduğu için müzikten ve kadınlardan ölümüne nefret edermiş Bu sebeple de tahta çıktığında saraydaki tüm müzisyenleri kovmuş ve sarayda dolaşırken cariyelerle karşılaşmamak için ayakkabılarını demirden topuklar yaptırmış kendisinin ayakkabılarından Gelen sesi duyan cariyeler padişahın yaklaştığını anlayıp hemen ortadan kaybolurlar mış zaten kendisinin hiç çocuğu da olmamış burada ek bir parantez açmak istiyorum bazı YouTube videolarında 3 Osman için doğrudan kadın düşmanı algısı oluşturulmuş Ama adamın 51 yıl kafeste yaşadığını söyleme gereği bile duymamışlar burada normal düşünemeyen bir insandan bahsediyoruz Özellikle kadın düşmanı olan bir insandan değil 3 Osman'ın diğer bir ilgi çeken yanı da 3 yıllık saltanatında Tam 7 farklı sadrazam atasıdır kendisinin döneminde yaşanan öyle önemli bir savaş falan da yok genel olarak sakin ve barış içinde geçmiş dönemi söyleyebileceğim kayda değer olaylar ise tahta geçtiği gün çıkan ve İstanbul'un yarısını kül ettiği söylenen büyük İstanbul yangını ve yıllardır yapımı süren nuru Osmaniye camiin açılmasıdır 51 yıllık bekleyişin ardından çıktığı tahta ise yalnızca 3 yıl kalab ve 1754 yılında ölmüştür bazı kaynaklarda kanserden bazılarında ise çıbandan öldüğü geçmekte rivayetlere göre hayatı boyunca zehirlenmekten korktuğu için vücudunda Panzehir oluşsun zehirlere karşı direnç gösterebilen diye kendini sürekli az dozaj da zehirletti Şahı Bu nedenle Teninin kar sarı bir renge döndüğü rivayet edilir babası Padişah olunca 27 yıllık kafes hayatı başl Osman ölünce de padişah olmuştur 2 dakika süren ve İstanbul'un hemen hemen yarısından fazlasını yıkan büyük depremde evlerini yakınlarını kaybeden halka devletin bütçesinden hariç kendi mal varlığından vererek yardım etti tedbir kıyafet giyip halkını denetlemek hoşlanan bir padişah mış suçlu gördüklerini hemen oracıkta infaz emrini verirmiş Ayrıca fala çok inanmış Topkapı Sarayı ömründe bu kadar falcıyı muskacı yı sadece 3 Mustafa döneminde Görmüş öyle ki 3 Mustafa devlet yönetiminde çok başarılı bulduğu Prusya Kralı ı Fred erken elçisi aracılığıyla ü tane iyi müneccim göndermesini istemiş Çünkü frederik dönemin büyük devletlerinden Avusturya Rusya ve Fransa'ya karşı 7 yıl savaşlarında kazandığı büyük başarıları kendisine yol gösteren müneccimler borçlu olduğunu sanıyordu Kral elçiyi birkaç gün sonra Sarayına davet etti etti ve ondan bulundukları odanın penceresinden dışarıda talim yapan askerlerine bakmasını istedi sonra da şöyle söyledi ülkemi düşmanlara karşı koruma ve iyi yönetme konusunda başarılı olmamın üç sırrı vardır 1 Tarih okumak tarihe ciddi bir ilgi göstermek Çünkü buradan dersler çıkararak hem ülkemi hem de savaşları Yönetmeyi öğrenirim 2 disiplinli ve gerekli şekilde donatılmış iyi bir orduya sahip olmak ve onu barış zamanında da hemen savaşa girecekmiş gibi sürekli eğitmek 3 savaşın masraflarını karşılayabilmek için daima dolu bir hazineye sahip olmak benim müneccimler işte bunlardır padişah dostuma Böylece bildirmenizi rica ederim bu yanıta karşın 3 Mustafa kendi bildiği yoldan sapmamış tı Savaş veya Barış kararı gibi tüm işlerini daima astrolojiye göre Uygun saatte yapılmasını istiyordu İşte bu dönemde müneccim lere uygun zamanı hesaplatılır savaş açtı ancak müneccimlerin tahminleri boşa çıktı 6 yıl sürüp Hazineyi tam takır bırakan Savaş aleyhimize gelişti 3 Mustafa yine büyüye sarıldı İstanbul'dan Rusya'daki müzakere eğitin bazı büyüler gönderdi ve bunların Rus heyetinin geçeceği yere gömülmesini emretti ama müzakerelerden yine sonuç çıkmadı iki yıl daha süren Savaşı Ruslar kazandı bunun üzerine 3 Mustafa da üzüntüsünden kalp krizi geçirerek vefat etti babası 3 Ahmet patronu Halil İsyanı sonucu tahttan indirildiğinde kendisi henüz 5 yaşındaydı tahta abisi 3 Mustafa geçtiğinde kafe sistemi yüzünden 1 Abdülhamid tam 44 yıl boyunca saraydaki odasında hapis kalmıştır bu 44 yıl sonucunda 3 Mustafa'nın ölümüyle birlikte tahta geçmiştir abisi 3 Mustafa ölüm döşeğindeyken abdülhamid'i değil Selim'i padişah yapın demesine rağmen devletin ileri gelenleri ekberiyet kuralını bozmamış ve Abdülhamid padişah yapmışlardır Abdülhamit ise sadece okuduğu kitaplardan edindiği bilgilerle tahta çıktı daha önce bahsettiğim gibi maalesef kafe sistemi Osmanlı Devleti'nin sonunu hazırlamıştır Sancağa çıkmayan Şehzadelerin ne halde padişahlık yaptıklarını biliyoruz Buna karşın ne 1 Abdülhamit ne de birazdan geleceğiz 3 Selim kafe sistemini benimsememiz tahta çıktığında başımıza bela olmuş devlet Rusya'yı ve nihayetinde Küçük Kaynarca Antlaşması yapıldı şartları o yüzyılda Dünya üzerinde yapılmış en ağır olan antlaşmadır bu Osmanlı Devleti kurulduğu tarihten beri ilk kez tazminat ödemiştir Bu sebeple Ayrıca bu antlaşmada Kırım'ın bağımsız olmasına karar verilmiş ancak sözlerini tutmayıp daha sonra Kırım Ruslar tarafından işgal edilmiştir Bu ve bu daha nice sebepler sonucunda Osmanlı İmparatorluğu dünya üzerindeki üç büyük devletten biri olma özelliğini kaybetmiştir 1 Abdülhamid döneminde Mısır'da kölemenler isyanı bastırılmış ilginç bir isyandır Aslında bu kölemenler türktür diğer adları memlüklüler Hatta Tarihte ilk defa bu devletin isminde Türkiye ifadesi geçer Mısır devletine satılan ve Arapların asker olarak kullandıkları Türk kölelerin zamanla sayılarının artmasıyla Spartaküs misali İsyan edip kontrolü ele geçirmeleri ile kurdukları bir Türk devletidir bu bağımsızlığına her daim düşkün olan Türkler yine Arap topraklarında da bağımsızlığı için savaşmış ve devlet kurmuş ancak Arap toprağında bağımsızlığı için savaşan Türk Diğer yandan kendi bağımsızlığına zarar gelmesin diye o isyanı bastıran yine Türk Her neyse Sonuç olarak Osmanlı Kötü bir dönem geçiriyordu ancak Sultan Abdülhamid tüm başarısızlıklara rağmen Osmanlı padişahları arasında iyi niyeti ve gayretiyle anıldı devlet işleriyle daima yakından ilgilendi her sorun hakkında fikir ve görüşlerini vezirlerine bildirdi yetenekli vezirler atamaya çalıştı halka karşı daima şefkatli ve ılımlı davrandı döneminde İstanbul'da yangın olayları çoğalmıştır bilindiği üzere klasik Osmanlı evleri ahşap ve birbirine bitişik Bu yüzden çıkan bir yangın hızla yayılır bir tüm malyi sarardı Yine bir gün böyle bir yangın çıkmış ve giderek büyümüş Abdülhamid yangın mahalline gitmiş yanan evin bitişiğindeki Eve girip oturmuştur Bunu gören tulumbacılar büyük gayret göstererek yangını padişahın bulunduğu eve atlamadan söndürmüş derdir Bu olaya şahit olan halkın sevgisini ve takdirini kazandı yani halkını gerçekten seven bir padişahtır 1 Abdülhamid 1787 Ruslarla yapılan özi Kalesi Savaşı'nda özi kalesinin düşmesi ve 250.000 Türkün katledilmesini duyunca buna çok üzülmüş ve birkaç kez sayının kaç kişi olduğunu teyit ettirmiş doğruluğunu öğrenince ise akabinde felç geçirmiş o gecenin sabahında İsa yaşama gözlerini yummuştur Siyasi ve askeri başarısızlıkları kendi suçu mudur yoksa Sistemin suçu mudur Buna tarihçiler karar versin ancak Maalesef ki ı Abdülhamid'in zerresi kadar konuşulmaz bu padişah tarihimiz her şeyiyle bir bütündür Asya Hun imparatorluğundan Hatta avarlardan günümüze kadar Ama biz ders almak yerine sürekli övünmekte bir şeylerle fakat Yapmamız gereken tek şey tarihten ders almak Bir önceki videoda falcılara inanan 3 Mustafa'dan bahsetmiştim İşte bu falcılar yeni Doğanoğlu Selim'in eşsiz bir padişah olacağını söylediler Mustafa'ya Bunu duyan padişah büyük bir sevince kapıldı ve 7 Gün 7 gece sürecek bir eğlence yapılmasını emretti ve kendisinden sonra oğlu Selim'in padişah olmasını istedi ancak Babasından sonra padişahlığı amcası Abdülhamid getirildi Sultan 1 Abdülhamid kendisi gibi hapis hayatı yaşamasını istemediği için Sultan ı Selim'i sarayda göz önünde bulunduruyor ve onun eğitimine çok önem veriyordu Bu sayede çok iyi bir eğitim aldı Selim edebiyata ve güzel yazı yazmaya Çok meraklıydı iyi bir şair Neyzen ve bestek besteleri Türk musikisinin başarılı yapıtları arasında Sayıldı Sultan I Selim güzel sanatlara düşkün ve açık fikirli olarak büyümüştü ancak zaafa varacak kadar yumuşak karakterli ve Osmanlı Devletinde batıcılığın yerleşmesi istiyordu Hatta o dönemde Osmanlı tarihinde ilk defa Latin alfabesi kullanılmıştı amcası Sultan 1 Abdülhamid'in ölümü üzerine 28 yaşındayken Osmanlı tahtına oturdu tahta çıktığı zaman halk ona büyük Ümitler bağladı genç hükümdarın Osmanlı Devleti'ni o eski güçlü ve ihtişamlı devirlerine geri götüreceğini düşünüyordu ancak tahta çıktığında Ruslar ve avusturyalılar Sava sürüyordu Selim komutanlara Dayanın fermanı yollasa da artık Savaş edecek hali kalmayan Ordu bozgunlar yaşadı döneminde devlet devamlı Toprak kaybetmiş ve imzalanan Yaş Antlaşması sonucu Osmanlı'nın dağılma süreci başladı Tabii bu kadar kötü Gidişin içinde yeniliklerin getirisi de olmadı değil Onun zamanında kurulmuş olan modern Nizam Cedit ordusu çok yeni ve genç bir Ordu olmasına rağmen napolyon'u ilk kez yenilgiye uğratmış ışı Tabii ki bu galibiyetin bir diğer mimarı İsa İngiliz Deniz subayı Amiral Nelson dı Amiral Nelson Nil açıklarında Napolyon'un Fransız donanmasını çok feci bir şekilde yenilgiye uğrattı ve bu sayede Osmanlı'ya Dolaylı yoldan yardım etmiş oldu bu sebeple 3 Selim kavuk sorguç varından birini yani üstünde elmas ve değerli taşlar olan bir kavuk ve daha da önemlisi ilk Osmanlı askeri nişanı olan Osmanlı hilalini hediye etmiştir Yani ilk Osmanlı askeri nişanı bir İngilize verilmiştir Amiral Nelson bu nişandan çok büyük gurur duymuş ve ömrü boyunca severek takmıştır kendisine ait portrelerde Bizim nişan açık şekilde görülür o savaştaki zaferin verdiği destekle Osmanlı ordusu da karadan Akka Kalesi önlerinde napolyon'u Bozguna uğratmıştı Tabii bu dönemde Bir Hayli başı bozulmuş ve çeteleşme olan yeniçerilerin ikinci plana itilmek pek hoşlarına gitmemiş önce ayaklanmalarla 3 Selim'in ayağını kaydırmış ardından da ortadan kaldırmış lardır ney çalarken odası basılan talihsiz padişah yeniçeriler tarafından öldürülen Son Osmanlı padişahıdır fakat kendisi boğularak değil kılıçla öldürülmüştür yani eski bir Türk Moğol geleneği olan Soylu kanığ katılmaması kuralı çiğnenmiş tahtan indirilen amcası 3 Selim'in yerine çıktığında 28 yaşındaydı Sultan Mustafa'nın şehzadeliği boyunca kendisine bir baba gibi davranan 3 Selim aleyhinde isyancılarla işbirliğine girmesi ve onun öldürülmesi için Emir vermesi karakteri hakkında fikir vermektedir Sultan ör Mustafa eğitim ve öğretimden çok zevk ve Sefa içinde yaşamaya önem verdi ihtiras ve hırs dolu bir insandı yeniçerilerle yapılan işbirliği devletin merkezi otorite ve Hakimi ini gittikçe zayıflatıyor 3 Selim ve nizamı Cedit yandaşları yakalandıkları yerde öldürülüyordu isyanı başlatan Kabakçı Mustafa ve yandaşları devlet yönetiminde etkin rol oynuyor kendi adamlarını önemli mevkilere getiriyorlardı Osmanlı Devleti bu isyandan sonra yeniçerilere çok büyük tavizler verdi Ancak yeniçerilerin istekleri hiçbir zaman bitmedi Hatta Osmanlı tarihinde hiç görülmemiş bir antlaşma yapıldı Kabakçı Mustafa İsyanında rol oynayan Yeniçeri ağalarının kendilerini sağlama almak için yaptıkları bu antlaşmaya göre yeniçeriler devlet işlerine karışmayacak ve Osmanlı Devleti bu isyandan dolayı Yeniçeri ocağını sorumlu tutmayacaktır yeniçerilerden kaçan Sultan 3 Selim taraftarları Alemdar Mustafa Paşa'ya sığınmışlardır Alemdar Paşa Osmanlı Rus savaşları sırasında Büyük başarılar göstermiş ve Ordu mensuplarının sempatisini kazanmıştı 3 Selime de sadakati tamdı topladığı orduyla birlikte 3 Selim'i hapis hayatından Kurtarmak ve tekrar tahta çıkarmak için İstanbul'a doğru yola çıktı Padişah 4 Mustafa bunun haberini aldıktan sonra 3 Selim ve 2 Mahmut'un öldürülmesi emrini verdi 3 Selim öldürüldü 2 Mahmut İsa kaçtı Alemdar Mustafa Paşa 4 Mustafa'yı tahtan indirdi yerine 3 Selim öldüğü için mecburen Mahmut geçti kendisinin yerine geçen ik Mahmut'un emriyle yine bir üç hazırlığı yaparken boğduruldu Osmanlı'nın başına geçmiş en zeki padişahlardan I Mahmut şehzadeliği sırasında Sultan olan amcası I Selim tarafından himaye edilmiş ve eğitimiyle bizzat ilgilenmişti Sultan ü Selim tahttan indirildikten sonra tahta çıkan 4 Mustafa tarafından katledilmek istenmiş fakat haremdeki kadınlardan birisinin sayesinde çatı arasına kaçarak canını zor kurtarmıştır Şehzade Mahmut İstanbul'a 3 Selim'i tahta çıkarmaya gelen rusçu kayını Alemdar Mustafa Paşa tarafından tahta çıkarılmıştır Bu noktadan sonra izlediği siyaset takdire şayandır tahta geçtiğinde siyasi bir desteği olmayan ve yeni çerilerin de pek iyi gözle bakmadığı Mahmut iktidarını sağlamlaştırmak için askeri güce ihtiyaç duyuyordu o askeri güç is dönemin feodal beyleri olan ayanlara vardı Böylece Mahmut sultanını korumak için ayanlarla sened-i ittifak adı verilen antlaşmayı imzalamıştı ayanların bu antlaşmayı imzalamak için şehre gelişleri de oldukça görkemliyollar ve hepsini öldürttü Sultan Mahmut artık mutlak otoriteye sahipti yeniçerilerle de hesaplaşmak için bekleyen Mahmut amcası Selim'in düştüğü hataya düşmemek için en uygun anı kolladı ve Yunan isyanı sırasında askerlerin isteksizce savaştığını bahane ederek ve halkın da desteğini alarak yeniçerilerin kökünü kazıdı şehirde yaşayan tüm yeniçeriler katledildi ve hatta mezarları bile bozuldu Fakat bu olay henüz da devam eden Yunan Savaşı'nı olumsuz etkiledi Çünkü elde doğru düzgün bir düzenli ordu kalmamıştı Muhammed'in ordusu adıyla bir ordu kuruldu Fakat bunlar hemen faaliyete geçmedi I Mahmut dönemi için çok fazla yenilik yapmıştır Örneğin ilkokul eğitimini zorunlu ve parasız yapmış cariyesine nikah kıymış kız çocuklarını okutmuştur sakalını kısa kesmiş sarayda pantolon giymiş yemek yerken sandalye ve masa kullanmıştır devlet memurları için Kılık kıyafet devrimi yapmış fes kullanımını zorunlu tutmuştur Kısacası kendisi cumhuriyet döneminde de taşınacak olan Bürokratik yapıların temelini kurdu modern anlamdaki orduya benzeyen bir Ordu yapısı düzenlemeye çalıştı postane çiçek aşısı Tulumba ekibi ve benzeri gibi birçok yeniliğe imza attı Kısacası Osmanlı İmparatorluğu bir müddet daha düşek halka varlığını sürdürdü isse bunda hiç kuşkusuz mun Payı çok büyük değeri bilinmeyen bir padişahtır Abdülmecid babası ı Mahmut'un isteği üzerine eğitim gördüğü için yenilikçi fikirlere sahipti Batı dünyasına karşı ilgisi büyüktü babasının vefatı üzerine Henüz 17 yaşındayken Osmanlı tahtına oturdu devletin ilerleyişi için avrupayı hayat tarzını ülke çapında yaygınlaştırılmasını istedi ilklerin ve Yenil padişahı diyebiliriz kendisi için ilk Posta teşkilatının kurulması ilk telgrafın kullanılmaya başlanması Şehir hatlarının kurulması ilk şehir planlamasının yapılması yine ilk belediyenin kurulması ilk Osmanlı Bankası'nın açılması ilk basılan kağıt para ve tüm düzenlemelerle yeni bir maliye planı ve sisteminin kurulması ilk nüfus sayımının yapılması resmi bayrak ve marşların düzenlenmesi gibi sayısız ilklerle doludur Bu dönem daha burada sayamayacağım pek çok yenilik getirmiştir kendisinin bu kadar batılaşma ve yenileşme hareketleri Tabii ki de değişik argümanlarla eleştirilmek Peki kendisinin hiç yanlış bir yönü yok mudur Elbette vardır Dolmabahçe Sarayı gibi pek çok Saray inşaatlarına çokça Gereksiz harcama yapmıştır her ne kadar bu Saraylar günümüze miras olarak kalsa da dış borçlanmanın yolunu açmıştır Bununla birlikte Evet Sultan Abdülmecid önemli bir şahsiyetti Türk demokrasisinin laikliğin şekillendiren ilk kişi o olmuştur onun reformları günümüz Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk temellerini oluşturmuştur O yüzden bir yerlerde Cumhuriyeti ve Demokrasiyi konuşuyorsak utanmadan ve çekin Anamız ve saygı göstermemiz gereken kişilerin arasında kesinlikle Sultan Abdülmecid'in bir yeri olmalı ve eğer tarih anıp aktarırken Vahdettin'in hainliğine ya da Abdülhamid'in mutlakiyetin bu kadar zaman ayıracağım ve Özellikle bu iki şahsiyet aracılığıyla padişahlığı yerip öveceğim unutulan Sultan Abdülmecid veya babası Sultan Mahmut'a ya da kalan diğer padişahlara zaman ayrılsaydı dönemler arasındaki farkı anlayabilir tarihle küs değil tarihiyle barışık bir kafa yapımız olurdu ve cumhuriyetin tarihsel bir Evrim olduğunu anlayıp demokrasi ve diğer ilkelere bağlı bir toplum olabilirdik tekrar söylüyorum tarih bilimdir bilgidir tarihi bilip dersler çıkarmamız gerekir abisi Sultan 1 Abdülmecid'in vefatı üzerine 25 Haziran 1861 günü tahta çıktığında 31 yaşındaydı babası öldüğü zaman 9 ya ancak abisi Sultan abdülme onun eğitimine çok önem verdi şehzadeleri sırasında rahat ve Korkusuz bir hayat sürdü çok iyi Fransızca konuşur şiir ve müzikle de [Müzik] ilgilenirdi AB bu muhteşem eseri adeta bir bet Of'un veya Mozart'ın elinden çıkmış gibidir batılılaşmanın öncülüğünü bizzat Osmanlı padişahlarının yaptığı gerçeğini bazı kesim bir türlü görmez görmek istemezler kafalarında yarattıkları mitleri sürdürmek isterler fakat modern Türkiye Cumhuriyeti'ni Kuran kadrolar da bizzat bu batıcı padişahların açtıkları okullarda yetişmişler onların inşa ettikleri kurumlar cumhuriyete giden sürecin temeli olmuşlardır Bu açıdan bakılacak olursa Osmanlı ile Türkiye Cumhuriyeti arasında kopukluk ziyade bir devamlılık bahsetmek [Müzik] mümkündür gondol şarkısı Hicaz Mandıra Hicaz Sirto valse davet ve daha bir sürü güzel besteyi Türk müziğine kazandırmıştır padişahın bu eserleri hiçbirimize gösterilmeyen şeyler halkımızın zerre tanımadığı ve anlatılmadı bir tarih tanımak ve anlamak istenir mi Ondan da pek emin [Müzik] değilim Abdülaziz ilk başta batılı yanı olmayan bir padişahtı 1867 yılında Avrupa seyahatinden döndük sonra batıya karşı fikirleri değişmişti Avrupa'nın gelişmişliği kendisini cezbetti ve Saray orkestraların tekrar kurdurdu bu dönemde de resmi olan ilgisi arttı Sultan I Abdülaziz Osmanlı donanmasını ısmarlayacağım bizzat kendisi çizdi Abdülaziz döneminde alınan Dış borçlarla dünyanın en büyük 3ün donanması kuruldu Abdülaziz tahta çıktığında Osmanlı Devleti'nde önemli derecede borç sorunu vardı hazine boşalmış ve Osmanlı Devleti'nin o eski görkemli dönemleri çoktan geride kalmıştı bunların haricinde Sultan Abdülaziz ok atmayı ata binmeyi avlanmayı ve özellikle güreş izlemeyi çok severmiş Güçlü kuvvetli ve iri yapılıy mış oturduğu O büyük tahtı kendi oymuş mesela tarihimizde Avrupa gezisine çıkan ilk padişahtır doğrudur ama aynı zamanda bu ziyaretleri öncesi çok büyük bir politik sorun çekmiş de bir padişahtır dönemin yasası çok nettir padişahın bastığı her yer padişahın toprağıdır yani Abdülaziz Paris'e ayak bassa Paris artık Osmanlı İmparatorluğu'nun bir kentidir bu yasaya göre dönemin hukukçuları da dahil herkes kafa patlatır padişah Fransa'ya gidecek Londra'ya gidecek ama Kural da çok net yüzyılların kuralını öylece değiştiremezsiniz Öyle kolay değil o işler Her neyse bu bu konuda iki ay kafa patlatılır Ve sonunda bir çözüm bulunur padişahın ayakkabısına özel bir bölme yapılır içine İstanbul toprağa konur Böylece Abdülaziz nereye giderse gitsin nereye ayak basarsa bassın Aslında İstanbul toprağına yani Vatan toprağına ayak basar büyük bir uluslararası kriz de Böylece çözülmüş olur Avrupa seyahatlerine çıkmasının bir nedeni de 3 Napolyon'un davetidir Aslında 18 67 senesinde 3 Napolyon'un Paris sergisi davetini kabul ederek yanına yeğenleri Şehzade Murat ve 2 abdülhamid'i alarak yolculuğa çıktı ardından İngiltere kraliçesi victoria'nın davetiyle Londra'ya geçti yurda dönerken de bavuluna çaldığı Fransa kraliçesi ögenin kalbinin yanı sıra Avrupa Rönesansın da koymuştu Fransa'da davetli olduğu sergide gördüğü tren ve demir yollarından etkilenmiş ve rivayete göre şu cümleyi kurmuştur ülkeme demir yolu yapılsın da isterse Sırtımdan geçsin Sultan Abdülaziz 14 sene 11 ay 5 gün tahtta kalmış bu süre içinde de Meşrutiyet fikrine başta sıcak baksa da Sonraları değişip bu fikri savunanlara karşı zor kullanmıştır dönemin aydınlarından Şinasi Namık Kemal ve Ziya Paşa la padişahlığın ilk dönemlerinde sıcak ilişkiler kurduysa da Namık Kemal'i Vatan Yahut Silistre iyesinden sonra Kıbrıs'a Sürgün edecek kadar sertleşmişti ülkede Meşruti yönetimin gelmesini isteyenlerin yarattığı bu özgürlük havası içerisinde Mithat Paşa'nın da kışkırtmaları sonucu Abdülaziz tahttan indirildi yerine 5 Murat getirildi şimdi Gelelim asıl meseleye videonun başında söylediğim o malum fotoğrafın incelemesine fotoğrafı çeken kişi Osmanlı fotoğrafçılığının en ünlü isimlerinden vaki Bey vasilaki Kargo pulo fotoğrafta ikisi ayakta biri oturur pozisyonda 3 kişi bulunuyor oturan kişi 50'sine merdiven dayamış ayaktakiler onun yarı yaşında bile değildir belki hatta yüzlerine bakılırsa Ergen bile sayılabilirler Ancak gençlerin kıyafeti ortadaki kişiye göre daha modern sadece kıyafetleri odaklandığımız kıyafetler arası tezatlık daha da belirginleşiyor gençler temiz ve kaliteli elbiseleriyle daha üst modern ve de okumuş bir sınıfa AET görünüyor ortadaki ise şalvarı sarığı ve çarığı ile yanındakilerle Pek uyumlu değil bambaşka bir dünyanın insanı sanki ancak yüzündeki asabiyete çalan o ciddi ifadeden o ortamdaki Otoritenin kendisi olduğu çok açık Gençlerden biri işlemeli ve bol düğmeli ceketiyle üniformalı bir askeri çağrıştırıyor ama rütbelerin olmaması ve Sağ kolunun altında görünen boncuklar bir te rlık yaratıyor sanki sadece beyaz eldivenleri eksik gibi ama bir dakika koltuk başına dayadığı Sağ kolunun dirseği ile elinin tam ortasında kalan bölgedeki renk farklılığından dolayı eldiven giydiğini de söyleyebiliriz Neyse bunu geçelim diğer genç ise kabana benzer uzun bir giysi giymiş sol kolu koltuğun diğer başına dayalı ve sağ elinin parmaklarını üst ve orta düğmeler arasından nazikçe içeri sokmuş Kimileri bu poza Mason duruşu deyip daha derin okum okumalara yönelebilir yönelsin Dediğim gibi biz şu an işin kabasın dayız ortadaki Sakallı olan kişi sağ ildizin de sol eli ise göbek hizasında duruyor gençlerin kıyafetleri bedenleriyle uyumlu iken yaşlı olanın tam olarak öyle değil kimliği hakkında hiçbir şey bilmesek bile bu kıyafetin bu adama bol geldiği Aşkar Hatta sol elinin göbek çevresinde durmasının nedenini kıyafetin bolluğunu nazikçe saklama çabası olarak bile yorumlayabiliriz diğer Ayağında renk koyulu undan anlayacağımız üzere Muhtemelen çorap varken sağ ayağının üst bitiminden itibaren görünen çorapsız bacağı sanki fotoğrafın Aceleye Gelmiş liğini söylüyor fotoğrafın kabası bittiğine göre incesine geçelim fotoğrafın tam tarihi bilinmiyor ama tahttan indirildiği gün olan 30 Mayıs 1876 ile öldüğü gün olan 4 Haziran 1876 tarihi arasındaki 4 gün iç de çekildiği Kesin evet ortadaki kişi 4 Haziran'da 46 yaşında intihar ederek ölen ya da öldürülen ki bu fotoğrafa göre öldürüldüğü çok açık 32 Osmanlı padişahı ve 111 İslam halifesi olan Sultan Abdülaziz yanındakiler ise Muhtemelen darbeye destek veren eski yardımcılarıyla böyle bir fotoğraf çektirdiler saraydaki onca alt görevli değil de niye bu ikisi oradaydı fotoğrafın çekilme kararı kime aitti fotoğrafçıyı kim çağırdı Padişah O giysileri kim giydir gibi sorular cevaplarını asla bulamayacak bundan 150 yıl önce yaşamış bir padişahın intihar mı ettiği yoksa öldürüldüğü mü çok önemli gibi görülmeyebilir lakin tarih her zaman objektif olmalıdır ve tarihte Her şey bir zincirleme reaksiyonu içindedir bir yanlış yorum koskoca bir tarihin tamamen yanlış yorumlanmasına neden olur Üstelik bundan Sadece 150 yıl önce diyoruz 1000 yıl değil bir ülkenin şu anda yaşayan kuşaklarından sadece 2i ü kuşak öncesinde meydana gelmiş bir olaydan bu kadar yanlış ve habersiz olması da acı bir şeydir bu olay aynı zamanda bu ülkede nasıl da istenilen her şeyin bir şekilde oldu bittiye getirilerek yapıldığını ve herkese kabul ettirildiğini gösteren bir olay şu anda tartıştığımız her şeyde yakın tarihimizde meydana gelen ve hep üstü örtülen oldu bittiler bir sonucu değil mi zaten Sultan Murat 1840'ta İstanbul'da doğdu Padişah Abdülmecid le Gürcü asıllı kadın efendinin büyükoğlan çok sevilmekte ydi ve bu nedenle onun tarafından Veliaht ilan edilmek istendi baba babasının ilk erkek evladı olması dolayısıyla öğrenimini ve eğitimine büyük Özen gösterilen 5 Murat Dönemin en ünlü bilginlerinden Doğu kültürü ve fen alanında dersler aldı önce eten Paşa'dan sonra ise Kemal Paşa ile gardet adlı bir fransızdan ders alarak 14 yaşında öğrenmeye başladığı fransızcasını ilerletti guatelli Paşa ve lombardi adlı bir diğer İtalyan aldığı piyano dersleriyle müzik alanında ilerleme kaydetti ve kendi kendine birçok şarkı [Alkış] besteledi okumaya ve edebiyata oldukça düşkündü Fırsat buldukça Fransa'dan getirdiği kitapları yabancı gazeteleri uzun uzun okurdu şehzadelik döneminde Ziya Paşa Namık Kemal gibi o devrin birçok şairiyle sohbetlerde bulundu müzeye de meraklı olan Sultan 5 Murat hem piyano çaldı hem de batı müziği dalında besteler yaptı [Alkış] [Müzik] 1867'de dönemin padişahı olan Sultan Abdülaziz yeğenleri Murat ve abdülhamid' le birlikte Avrupa seyahatlerine çıktı henüz Şehzade ik iken amcası Sultan Abdülaziz ve kardeşi abdülhamid' le yaptığı İngiltere seyahati sırasında dönemin Britanya hükümdarı kraliçe victoria'nın kızlarından biriyle evlendirileceğini dair hakkında söylentiler çıktı tabii böyle bir evlilik olmadı Murat hassas yapıda Tabiri caizse her duyduğuna inanan bir kişiliğe sahipti ve çok iyi derecede Fransızca bilmekteydi işte bazı kaynaklara göre Murat'ın masonlukla alakası ilk kez burada Fransız diplomatlarla yaptığı görüşmeler neticesinde başladı burada Kendisi de Mason olan Galler prensinin Murat'ı ikna ettiği biliniyor Mason olma konusunda masonluk nedir derseniz wikipedia'ya göre masonluğun tanımı kardeşlik duygusuna dayalı feodal bir yapıya sahip inisiyatif hayırsever sembolik felsefi seçici hiyerarşik uluslararası hümanist ve kurucu bir kurumdur diye geçiyor Tabii asıl amaçları nedir neler yaparlar gibi konulara burada değinmeye ileride bu konu ile ilgili detaylı bir video gelebilir şimdilik bu konuyu burada bırakalım ama devamını okumak isteyenler için açıklamalar kısmına birkaç link bırakıyorum bu konuda fikir belirtmek isteyenlere yorumlar kısmına yazabilir Her neyse konuya dönecek olursak sonraki yıllarda İsa Bir önceki videoda anlattığım gibi Sultan Abdülaziz bir şekilde Jön Türkler ve bazı kişilerce Tabii bu bazı kişilerin masonlar olduğu da iddia ediliyor tarafından tahttan indirilir Ve yerine 5 Murat tahta çıkarılır 5 Murat padişah olmasına rağmen taht töreni tam olarak yapılmamış ve kılıç kuşan amamı tahta çıkışından sonra ilk defa halkı selamlamak üzere görüldüğünde imparatorluk bandosu Osmanlı yanı sıra God sa Queen marşını da [Müzik] çalmıştır Bu da zaten kendisinin nasıl başa geldiğinin göstergesi gibi Nitekim uzun bir padişahlık sürmemiş fakat memleketin Yabancı devletlerin istedikleri yönde çekiştirilmek [Müzik] gün tahtta kalabilmiş amcası da öldürülünce iyice psikolojisi bozulmuştu Çünkü sarayındaki odasında sürekli Cin geçirmiş Bu dönemde Ama ne hikmetse halka sürekli padişahın iyi olduğu yönünde haberler salınmış Çünkü 5 Murat'ın tahta kalması bazı kişilerce çok önemlidir fakat padişahın sağlığı iyice bozulunca artık tahtan indirilmesi kaçınılmaz hale gelmiş bu noktada I Abdülhamid masonlara ve Jön Türklere tabiy imiş gibi görünerek tahta çıkmış ancak durum böyle değildir geçirdiği bunalımlar sonucu tahta uzun süre tutunamayan 5 Murat İsa I Abdülhamid tahta çıkınca Çırağan Sarayına hapsedilir ve burada yaşamasına izin verilir Lakin masonlar ya da Jön Türkler ya da 5 Murat yanlıları tarafından diyelim defalarca Murat'ı kaçırma teşebbüsünde bulunurlar Aslında ı Abdülhamid'in müthiş bir istihbarat tağı kurmasının sebeplerinden biri de bu masonlar olmuştur Tabiri caizse onlara nefes aldır Mazı İstanbul'da ve hatta pek çok localarını da kapattırmayın sarayından ilk kaçırma girişiminde aralarında İngiliz Elçiliği çalışanlarının da bulunduğu bazı masonlar kadın kıyafeti giyerek saraya girmeye çalıştılar İsa da bunun olacağını önceden haber alan I Abdülhamid bu kaçırma girişimini engellemiş ve suçluları Sürgüne göndermiştir Mason teşkilatına üye olan sadrazam eten paşa da görevinden azledilmiş bunun üzerine Rus asıllı bir Tüccar olan scaler tarafından sadece Sultan Murat'la ilgilenecek bir gizli cemiyet kurulur skaleri 5 Murat'ı daha Şehzade iken 18 dereceden Mason locasına kaydeden kişidir Bu cemiyet ik abdülhamid'e suikast kararı alır ancak bilmedikleri bir şey var cemiyetin içinde Amin adamı Hacı Hüsnü bey de vardır ve durumu padişaha bildirince Abdülhamid tüm suikastler kurtulur 1878'de ise ünlü jön Türklerden Ali Suavi ve beraberindeki 150 kadar kişi teknelerle çığan Sarayına çıkartma yapar ve sarayın muhafızlarını etkisiz hale getirir Saray muhafızlarını etkisiz hale getirdikten sonra yanındaki birkaç kişiyle birlikte ikinci kata 5 Murat'ın odasına çıkar Asiler 5 Murat'ın tutulduğu bölmeye ulaşırlar ancak akli dengesi yerinde olmayan 5 Murat korkuya kapılır ve Asiler le gitmeyi reddeder Ali Suavi eski padişahı ikna edemez Murat'ın bir koluna kendisi diğer koluna nişli Salih girer ve eski padişahı odasından çıkarırlar Bu sırada o zamanlar Beşiktaş karakolunda Mahfuz olan 78 Hasan Paşa adamlarıyla birlikte saraya gelir ve içeri dalar eski padişahı kaçırmaya çalışan Ali Suavi ve adamlarını görür Ali Suavi o sırada tanımamaktadır ama niyetini bildiği için ona engel olur ve kargaşada eline geçen bir sopayla aliu Abi'nin kafasına vurup onu öldürür 78 Hasanpaşa komutasındaki askerler asileren 60'ını öldürdüler ve bu başarısız ihtilal girişimini bastırdılar Hasan ağya Bu olaydan sonra paşalık unvanı verildi ve ik Abdülhamid'in en güvendiği adamı oldu kendisine 78 denilmesinin sebebi ise okuma yazması zayıf olduğu ve imzası Arapça 7 ve 8 rakamlarından oluştuğu içindir Bu yazım biçimi de Arapçada Hasan anlamına gelmekteyim miş Osmanlı ordusunda erlikten maraşe kadar yükselmesi de ayrı bir tartışma konusu olmuştur I Abdülhamid bu son kaçma girişiminden sonra çok daha sert önlemler alır artık tahttan indirilene kadar da mücadeleyi sürdürür 5 murats Aslında kimer ce masonlar Kimileri Jön Türkler tarafından kullanılmak istenen Zavallı bir adamdır 5 Murat 28 yıl boyunca yaşadığı çığan sarayında 1904 yılının Ağustos ayında Şeker hastalığından hayatını [Müzik] kaybetti ı Abdülhamid'in tahta çıktığı dönem 1876 Balta Limanı anlaşmasıyla devlet ekonomik anlamda bağımsızlığını yitirmiş duyunu Umumiye İdaresi ile de ekonomi kısmen yabancıya devredilmiştir batının dayatmasıyla devlet çarkları Absürt yönlere doğru kaymış dış borçlanma hat safaya ulaşmıştır amcası Abdülaziz kabataş'taki sarayda şüpheli bir biçimde ölmüş abi 5 Murat tahta çıktıktan 93 gün sonra Akli dengesini yitirmesi sonucu tahttan indirilmiştir Abdül ise daha sonra İngilizlere sığınan Mithat Paşa'nın da desteğini alarak padişah olmuştur Abdül hemit kitap okumayı seven marangozlukla uğraşan birisidir kapanır saatlerce atölyesinde çalışırmış yaptığı masa ve dolaplar hala İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi bazıları Bilfiil kullanılıyor hala polisi romanlarını sıklıkla okurmuş Ayrıca sıkı bir Sherlock Holmes hayranıyım Sir Arthur doyle ve karısı İstanbul'a geldiklerinde kendilerine iki devlet nişanı vermiş Hatta İngiltere'ye giden biri olduğu zaman özellikle Selam gönderirmiş jurnalciler tavan yaptığı bu dönemde Abdülhamid kendisine darbe yapılacağı kuşkusunu her zaman üzerinde hissetmiştir halk üzerinde pek fazla olmasa da devlet görevlilerinin üzerindeki baskısı yadsınamaz bir gerçektir bu paranoya nedeniyle gazetelerde darbeyi çağrıştıracak her şeyi yasaklamış ve Osmanlı donanması Haliç dışına çıkamamış Akdeniz'in en güçlü ikinci donanması olan Osmanlı donanmasını darbe korkusuyla çürütmüştür Fakat o dönemlerde ilk denizaltıyı alan yine kendisidir Ermeni Ayaklanması bastırdığı için o zamanın Batı medyası tarafından Kızıl Sultan ilan edilmiştir zamanla bu lakap Osmanlı Devleti içinde de yer yer benimsenmiş ve padişaha muhalif kesimlerce sık sık kullanılmıştır yaptığı anlaşma sonucu padişah olma şartıyla meşrutiyeti ilan etmiş ve Osmanlı hiçbir Asya ülkesinde var olmayan yeni bir sisteme kaymıştır Sultan ı Abdülhamid'in tahtta bulunduğu dönemde dünyada da pek az ülke Cumhuriyet Meşrutiyet gibi çoğunlukçu rejimlerle yönetilmekte eydi bilhassa Avrupa'nın genelinde otokrasi hakimdi getirilen bu sistemle öyle azınlıkların büyük bir oranda temsil edildiği bir meclis dünyayla yeni tanışıyordu fakat teoride iyi gibi duran bu sistem pratikte pek de öyle olmadı ve Sonraları 2 Abdülhamid tarafından kapatıldı Bu meclis meclisin büyük çoğunluğunun azınlık vekilleri taraf oluşturulup kendi milletlerini kayırma çalışmalarını göz önünde bulundurursak bu kararın Aslında yerinde olduğunu da görebiliriz Tabii bu meşrutiyetin iptal edilmesinin sebebini başta pek de gönüllü olmamasına da bağlayabiliriz Bunlar dediğim gibi işin yorum kısımlarıdır derken Abdülhamid döneminde 93 harb patlak vermiş Osmanpaşa videosunda detaylıca anlatmıştım isteyenler Oraya bakabilir Bu savaşta düşman Edirne'ye kadar gelip orada bir de heykel dikmiştir bu sıkıntılı dönemde mecliste bulunan azınlıklardan bağımsızlık isteğiyle kapısını sık sık çalmıştır padişah Tüm bu olayların devam ettiği ortamda Abdülhamid anayasal hakkını kullanarak Mithat Paşa'nın idam cezasını affederek onu Sürgüne yollamıştır fakat Mithat Paşa Sürgün sırasında bir asker tarafından taif'te boğularak öldürülmüştür Kimileri bu olayı Abdülhamid yaptırdığına Bağlar O da ayrı bir konu Abdülhamid uzun süreli padişahlığa Devleti ayakta tutmak için elinden gelen her şeyi yapmış ve kısmen de başarılı olmuştur şunu Unutmamak gerekir ki Osmanlı Devleti 1830'lu atmaları oynadı ve gerçekte ayakta kalması kendi yönetiminin başarısından ziyade yabancı güçlerin koca toprakları nasıl paylaşacaklarını karar veremem beleren de kaynaklanır Osmanlı Devleti 1830'lu ayakta kalamayacak kadar zayıftı kendi Valisi tarafından Merkezi ordusu yok edilmişti devlet yıkılmak üzereyken Ruslar İngilizler ve Fransızlar üşüştüler Devletin başına çünkü hiçbir devlet rakip devletin Osmanlı toprakları üstüne çöreklenmiş sonunda etrafındaki büyük devletler tarafından paylaşılıp kısa sürede yok oldu ama Osmanlı Devleti'nin farklı bir durumu vardı toprakları çok genişti ve çok karmaşıktı düz Polonya toprakları gibi paylaşmak Kolay değildi bu yüzden paylaşım zamana yayıldı uzun süreli bu paylaşım esnasında Büyük güçler birbirlerini gözet tiler hepsi Osmanlı'dan parça parça bir şeyler koparttı bunlara karşılıklı göz yumdu yine de devletin top yükün yıkılmasını istemiyorlardı işte Herkesler ce bahsedilen denge politikası da buradan doğdu Abdülhamit'in doğru bir şekilde yaptığı büyük güçleri ürkütmek olabildiğince birbirlerine karşı kullanmaktı bu yüzden gerçek bir kahramanın tepki vereceği birçok durumda tepkisiz kaldı İngiltere Mısır'ı Fransızlar tunus'u Avusturya Bosna'yı Bulgaristan Doğu rumeli'yi işgal ederken neredeyse hiç tepki vermedi ilk üçüne zaten tepki veremezdi bulgarlara karşı koyabilir ama muhtemelen Rusların müdahale edeceğini düşündü ve Ruslara karşı savaşmak istemediği için ona da sustu susmak zorunda kaldı Abdülhamid'in siyaseti kimleri tarafından Korkaklık olarak da görülebilir ama bu gerçekten de büyük haksızlık olur Çünkü elindeki imkanları bilen Zeki Bir liderin kazanamayacağı bir savaşa girmesi daha büyük bir aptallıktı içinde bulunduğu durumu en iyi şekilde yönetmeye çalıştı Abdülhamid'in padişahlık yaptığı 33 yıllık dönemde Osmanlı kendi çöküşünü geciktirmiş olsa da 1909'da tahttan indirildikten sonra hali kalmamış olan devlet yok olma sonucuna doğru hızla ilerlemiş kağıt üstünde öyle olmasa da Osmanlı'nın son padişahıdır kendisi Sonuç olarak Abdülhamid yaşadığı Devri iyi bilen denge siyaseti konusunda becerikli ülkesini 33 yıl idare etmeye çalışmış Vatansever bir padişahtır ne anlatıldığı kadar olağanüstü bir put ne de beceriksiz gerici bir kızıl Sulan kendisi sadece vatanını seven Elinden geldiği her şeyi yapan bir padişahtı ı Mahmut'un torunu olan Mehmet Reşat 18 oğlu ve 24 kızı olan Sultan Abdülmecid'in yaş sırasına göre 3ün oğluydu çocukluğu padişah olan babasının yanında geçti eğitimine fazla önem verilmedi babası ve amcasının Saltanat yıllarında özgür ve rahat bir yaşam sürdü abi I Abdülhamid döneminde veliahtlık yapmasına rağmen Dolmabahçe sarayının veliahtlık dairesinde kapalı bir hayat yaşamak zorunda kaldı Veliaht olduğu için Devamlı kontrol altında tutuluyordu seyrek olarak Balmumcu çiftliğine gitmesine izin verilmekteydi ama başkalarıyla görüşmesi ve İstanbul'da gezinmesi kesinlikle yasaklanmıştı söylenenlere göre gözlerinin mavi olduğundan dolayı Mehmet reşad'ın kendine nazar değdirebilir arasında Güler yüzü ve sıcak bakışıyla sempati toplamıştı tahta nasıl ve neden çıktı gibi soruların cevapları içinse zaman çizgisini biraz geriye almamız gerekiyor 19 yüzyılın sonunda gizli bir örgüt kuruldu bu örgütü 1889'da Osmanlı İmparatorluğu'nun içinde bulunduğu bunalımdan kurtulması için Kanuni esasinin yeniden yürürlüğe konmasını isteyen genç öğrenci oluşturuyordu daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti adını alacak bu örgüt aynı devirde kurulmuş irili ufaklı diğer pek çok örgütle birleşerek Osmanlı coğrafyasının en güçlü Teşkilatı haline geldi bu öğrencileri bir araya getiren devletin içinde bulunduğu Bunalım ve I Abdülhamid yönetimine duyulan hoşnutsuzluk Kurtuluş için acilen Meşruti yönetiminin kurulması Abdülhamid yönetiminin yıkılması gerektiği düşüncesinde i Gençler bu konuda Propaganda yapmak üzere pek çok yerde örgütlendiler önceki videolarda bahsettiğim gibi bu örgüt tarafından yıllar içerisinde ı Abdülhamit'e çeşitli darbe girişimleri cemiyete yönelik sürgünler detaylarına Bu videoda girmiyorum pek çok tutuklamalar gibi yönetimi zor durumda bırakacak olaylar gelişti yönetimde zaten İşler kötü giderken devletin Bir de iç karışıklıklara dayanacak pek de hali yoktu Sonuç olarak tüm bu durumlar sonucu isteklerini kabul ettiren Bu cemiyet çetecilik yoluyla yönetimi ele geçiren ilk hareket olarak tarihe geçti 24 Temmuz 1908 tarihinde meşrutiyetin ilanından sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti doğrudan hükümet kurmaya kalkışmadır hükümetleri dışarıdan kontrol etmeyi tercih etti 1908 tarihinde Selanik'te toplanan gizli kongrede cemiyetin siyasi fırkaya dönüşmesine karar verildi bir süre hem cemiyet hem de fırka yani Parti olarak anıldı zaten mebusan meclisinde seçilmiş olan üyelerin büyük çoğunluğu cemiyet tarafından desteklenen kişilerdi 1908 tarihinde meşrutiyetin ilanı ile birlikte Osmanlı Devleti'nde Yeni Bir siyasal yapılanma ve yeni bir zihniyet yapısının yanı sıra bu yeni zihniyetten de rahatsızlık duyan bir kesim ortaya çıkmıştı gerek sivil toplumlarda gerekse Ordu içinde artan kutuplaşma ve gerginlikler kaçınılmaz olan iç karışıklık ortamını doğurdu Nisan 1909'da cemiyete muhalif Gazeteci Hasan Fehmi Bey'in Galata köprüsü üzerinde kimliği belirsiz bir kişi tarafından öldürülmesi üzerine çıkan olaylar cemiyet iktidarına karşı 31 Mart vakası olarak bilinen ayaklanmaya yol açtı her devrimin karşı devrim doğuracağı tezini adeta kanıtlayan olaylar 13 Nisan 1909 tarihinde 31 Mart vakası olarak nitelendirilen ayaklanmayı doğurmuştu Rumi takvimle 31 Mart gününe denk geldiği için 31 Mart vakası olarak adlandırıldı Sultan ı Abdülhamid'in kendi beyanına göre Kardeş kanı dökülmemesi için isyana müdahale edilmesine izin verilmemesi üzerine Selanik'teki devrimciler bir Ordu toplayarak başken yürümeye başladılar ordunun çekirdeği Selanik'teki devrime Sadık kalarak 3 ordu birliklerinden oluşmaktaydı bunun yanı sıra Balkanlardaki Türk milis Kuvvetleri de orduda görev almıştır ordunun başkumandanı Hüseyin Hüsnü paşaydı Kurmay başkanlığını ise kol ağası Mustafa Kemal Bey yapmaktaydı Selanik'ten gelen hareket ordusu isyanı bastırdı ve beklenenin aksine cemiyet eskisinden daha güçlü bir şek iktidara yerleşti 31 Mart'ın sorumlusu olarak gösterilen ik Abdülhamid bu şekilde tahttan indirildi yerine getirilen 5 Mehmet reşad iktidarın elinde bir kuklu olmaktan ileri gidemedi Ağustos 1909'da yapılan Kanuni Esasi değişikliğiyle Siyasi güç meclisin tekeline alındı 31 Mart Olayı ardından 1909'da 65 yaşında olan Velat Reşat Efendi İttihat ve Terakki cemiyetinin desteğiyle tahta çıkarıldı Saltanat adı olarak asıl ad olan Reşat değil Mehmet adının kullanılması kararlaştırıldı bu isim değişikliği Sami Paşa önerisiyle yapıldı gerekçesi ise Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul ordusuyla girişi ile ittihatçıların gönderdiği Harekat ordusunun İstanbul'a gelişi arasında bir bağlantı kurmak olduğu söylenmiştir Osmanlı padişahları arasında tahta çıkan en yaşlı padişahtır Mayıs 1909'da ı Abdülhamid'in son hükümet başkanı olan Ahmet Paşa İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinin zorlamaları ile istifa edince yeni hükümet Hüseyin Hilmi Paşa altına kuruldu 5 Mehmet Sultan ı Abdülhamid'in padişahlığı sırasında hapis hayatı yaşadığı için devlet işlerinde pek de tecrübe edememişti ve Yaşı da 65'i geçmişti çevresine karşı çok iyi davranan sultan kimi zamanlar bir padişahtan beklenmeyecek kadar da alçak gönüllü ve yumuşak uylu bir insandı Bu nedenlerle padişahlığı sırasında devlet yönetimi daha çok İttihat ve Terakki partisinin ileri gelenlerinden Enver Paşa Talat Paşa ve Cemal Paşa'nın elinde kaldı bu liderlerin yeni padişahı çok sevdiklerinden dolayı onun adına çeşitli jestler yaptılar piyasaya onun adını taşıyan Reşat altını sürüldü birçok İstanbul semtine Anadolu'daki kasaba ve köylere Reşadiye adı verildi ı Abdülhamid'in uzun Saltanat yıllarında İstanbul'un sokaklarında padişahın görünmemesi yeni padişahın şehir içinde arabayla seyahat etmesi ve herkesi Güler bir yüzle selamlaması yadırganmak beraber İstanbul halkı arasında heyecan yarattı 5 Mehmet'in ilk Saltanat günlerinde suçluların ve özellikle 31 Mart Olayı ile ilişkili İttihat ve Terakki partisi karşıt olan siyasal suçluların Kent meydanlarında asılmaları onay vermeyeceğini üyelerine ısrarla bildirmesine rağmen sonunda iktidarda bulunan İttihat ve Terakki cemiyetinin ısrarlarına karşı gelemeye bunlara onay verdi bu süreçler içerisinde sadrazamlık makamı sürekli el değiştirmiş istifalar ardı ardına gelmiştir Tabii ki Osmanlı'nın Bu iç karışıklıkları aç kurt gibi bekleyen Yabancı devletlerin iş tanı kabarttı Bunlardan biri de İtalya'yı Siyasi birliğini sağlamakta diğer Avrupa ülkelerine göre geç kalan İtalya Sömürgecilik yarışına katılarak Kuzey Afrika'da Osmanlılara ait olan Trablus GB'ı ele geçirmek istedi Avrupalı devletlerin de desteğini alan İtalya Osmanlı Devleti'ne bir ultimatum vererek trablusgarp'ın kendisine bırakılmasını istedi italyanların bu isteği reddedilince Trablus carp ve Bingazi işgal edildi Trablus Garp Savaşı'nı aslında başka bir videoda ele alabilirim Özellikle de Yüzbaşı Mustafa Kemal'in gizli Trablusgarp görevini Her neyse konuya dönecek olursak Osmanlı Devleti tarihinin en kötü dönemlerini geçiriyordu bundan nasibini alan talihsiz padişah Osmanlı yönetiminde kuklu olmaktan öteye gidemedi İttihat ve Terakki tarafından şeklen tahta [Müzik] oturulması getirilmişti ne alınan kararları bir çift laf etmiş ne de kötü olaylar karşısında sert bir tepki göstermiştir en büyük korkusu tahtan indirilmek ki bu yüzden de devletin hiçbir işine karışmamış her şeyi id bırakmıştır Mehmet reşad'ın talihsiz saltanatı yalnızca 9 yıl sürdü ve 3 Temmuz 1918 tarihinde kalp yetmezliğinden vefat etti 1861'de doğmuştu Vahdettin tahta çıkana kadar bir gün padişah olabileceği ihtimalini Hiç hesaba katmıştı şehzadeliği türlü hastalıklarla geçmişti Bu nedenle iyi bir öğrenim hayatı olmamıştı ilerleyen yıllarda iç ve dış olaylara gerektiği teşhisleri koyamaması sebebi de buydu Belki iyi bir babaydı çok sigara içerdi ve karakteri fazla heyecanlıydı din önem verirdi fakat en sevdiği içki de konyak bu bilgiyi Vahdettin'in sanremo kaldığı müddetçe sürekli konyak sipariş etmesinden ediniyoruz Özgüven konusunda sorunları vardı Şeyhülislam Musa efendiye bütün dürüst le şöyle diyecekti ben bu makam için hazırlanmadı ki bu makama gelmeyi beklemiyordum fakat Takdiri ilahi bana teveccüh etti ve bu ağır vazifeyi üstlendim şaşmış bir haldeyim bana dua ediniz tarihin belki de en olmazsa olmaz ilkesi objektiflik ilkesidir Bu açıdan bakıldığında padişahın tahta çıktığı dönem şöyleydi al al al al İngiliz sancağını Türk vatanında dalgalandırmak o günlerde Osmanlı yurdunu süresiz olarak İngiltere'ye devretmek isteyen bir takım Aydınlar Türedi en ateşli savunucuları ise Vahdettin'in eniştesi olan Damat Ferit Paşa ve sarayın güvendiği bidin adamı olan Sait mollayı İstanbul gazetelerinde bu akımı savunan yazılar yazılıyor İngilizleri öve öve bitiremiyor lardı Bu arada zaman geçti Karadeniz bölgesindeki Pontus çeteleri ile yerel kuvai milliyetçilerinin çatışmalarını incelemek ve durdurmak amacıyla Mustafa Kemal 3 ordu müfettişi unvanıyla ve padişah Vahdettin'in onayladığı bir kararnameyle yetkilendirildi ve Samsuna gönderildi Mustafa Kemal bir süre sonra Anadolu içlerine doğru hareket etti ve havzaya geçti 1919 yılı mayısının sonuna doğru ulusal İstiklal mücadelemiz başlamış Mustafa Kemal ve Arkadaşları Şehir şehir dolaşıp kongreler düzenlemişti halk bu çağrıya inanılmaz bir canlılıkla yanıt veriyor Uyanış kitleler halinde gerçekleşiyordu yıllardır uyuyan Anadolu kemiklerini çatırdatır Anadolu'ya geçeli henüz 20 gün olmuştu Mustafa Kemal havza'daki askeri depoda bulunan silahları halka dağıttı Ayrıca İstanbul'a gitmekte olan 10.000 silah mekanizmasına da el koydu Tabii İngilizler bu olaya uyandılar ertesi gün İstanbul'daki İngiliz komutanı Amiral korp Osmanlı Devleti'ne resmi bir yazı yazarak karışıklık çıkaranların başını Mustafa Kemal çekiyor derhal geriye aynı gün Osmanlı Devleti'nin Harbiye nazırı Mustafa Kemal'e telgrafla Emir vererek derhal İstanbul'a geri dönmesini istedi Mustafa Kemal Harbiye nazırının bu Geri çağırma kararına karşı hemen doğrudan padişah vahdettin'e bir telgraf çekti İstanbul'da İngilizlerin emrindeki kişilerin kendisini geriye çağırdığını bunlara müdahale edilmesini arz etti padişah bu telgrafa yanıt vermedi Mustafa Kemal Havza'dan Amasya'ya geçti ve burada ünlü Amasya bildirisini yayınladı bu bildiride Vatan milletin azim ve kararıyla kurtulacaktır dedi ertesi gün Osmanlı Devleti bir karar alarak Mustafa Kemal'i görevden aldı tüm Anadolu'daki illere ve ilçelere Mustafa Kemal'in hiçbir resmi sıfatı kalmamıştır emirlerine kesin olarak uyulmamış karşısında padişaha sığın istedi kendisinin göreve padişah iradesiyle atandığını Bu nedenle kendisini görevden alacak makamında al al al al al al 922 gelindiğinde milli mücadelenin de sonuna yaklaşılmış onca fetvalara idam kararlarına ayaklanmalara kuay inzibati gizli anlaşmalara rağmen Mustafa Kemal'in değil yanın ordusu tepelena Vahdettin Damat Ferit Paşa ve Sait Molla'nın etkisi altında kalıp padişah olduğu süre boyunca görüşünün İşgalci kuvvetlere teslimiyetçilik olduğunu rahatça söyleyebiliriz burada biraz Vahdettin'in kişiliğine de bakmak gerekiyor Asi ve cesur bir ruha sahip olmadığından göreve geldiğinde halihazırda zaten kazanan konumunda bulunan İşgalci güçlerle aksı yönde davranması pek de mümkün mümkün olmazdı Zira hayatı boyunca abisi ı abdülhamit'ten epey korkmuş gözlerden uzak bir köşk hayatı sürmüştür politikaya dair en ufak bir ilgisinin Abdülhamid ajanları tarafından anlaşılması halinde kellesinin alınacağını bildiğinden kendisine Kalkan olarak hep sessiz kalma tavrı benimsemiştir böyle böyle geçen bir 57 senenin ardından karakterinin geri planda kalmak yönünde şekillendirdiğini iddia etmek pek de saçma olmaz Kurtuluş Savaşı zaferle sonlandıktan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1922'de hilafetle saltanatın ayrıldığını ve saltanatın kaldırıldığını ilan etti 17 Kasım sabahı Vahdettin Küçükoğlu ve hareminin mensupları ile birlikte Dolmabahçe Sarayı'ndan hiçbir mücaveret almadan bir kayığa binerek boğaziçinde demirlenmiş olan İngiliz Zırhlısı Malta'ya gitti İngilizler Vahdettin'in İngiltere'ye gelmesini kabul etmediği için bir süre Malta'da kaldı oradan Hicaz kralının daveti üzerine Mekke'ye ve Oradan da İtalya'daki San romo şehrine giderek Bu Şehirde kaldı Mayıs 1926'da San Remo da vefat etti kasaba ve berbere Olan borçları yüzünden cenazesi haciz edildiğinden 30 gün boyunca cenazesine el konuldu ardından Şam'a getirilerek Sultan Selim Cami kabristanına defnedildi Umarım video hoşunuza gitmiştir bir sonraki videoda görüşünceye dek kendinize iyi bakın hoşça kalın