Transcript for:
مفهوم الظلم وأنواعه في الإسلام

Euzubillahimineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabbi Alemin. Öfdolus salati ve temmült teslim ale nebina Muhammed ve alelihi ve sahbihi ecma'in. Rabbi şirahli sadri ve yessirli emri ve hlul ufdetem min lisani yefkav. Qawli Allahumma allemna ma yenfa'una ve enfa'na bima'allemtana ve zidna ilman birahmetike ya erhamel rahimin. Allah ati nüfusana takvaha ve zekke ente hayruma zekkeha ente veliyuha ve maulaha. De li kardeşlerim Allahü tala. Hicretinizi, ribatınızı, cihadınızı vs. bütün amellerinizi kabul buyursun. Allah Teala ayaklarınıza sebat versin. Değerli kardeşler, bugün sizlere insanı helake götüren, Allah Teala'nın gazabına götüren bir günahtan bahsetmek istiyorum. Büyük bir masiyet. O da zulüm masiyeti. Zulm, zulmetmek. Kardeşler, zulmetmek, haddi aşmak yani başkaları konusunda haddi aşmak, haklarını yemek, haklarına tecavüz etmek anlamına geliyor. Ve bu zulüm İslam'da yasaklanmış olan ve Allah Teala'nın bu amele gazaplanmış olduğu, Allah'ın nefret ettiği, sevmediği bir ameldir. Ve İbrahim suresinde, Estaizu Billah, وَلَا تَحْسَبَنَّ اللّٰهَ غَافِلًا عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ Allah Teala'yı zalimlerin yaptıklarından sakın sakın gafil zannetme. Allah Teala onları görmüyor, onlara cezalarını vermiyor, onlara karşı Allah Teala müdahale etmiyor diye sakın böyle zannetmeyesin. اِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْاَبْصَارِ Allah Teala gözlerin dışarı fırlayacağı O günün o dehşetiyle, o korkusuyla gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne onları Allah Teala erteliyor. Yani Allah Teala dilerse hemen azabı indirir fakat Allah'ın hikmeti var. Zulmeden insanlara hemen cezalarını vermiyor. Bir müddet sonra cezalarını verecektir ama çok çetin bir şekilde verecektir. Gözler yerinden fırlayacaktır o günün dehşetiyle, o günün korkusuyla. Mesela sadece... Tecil meselesidir. Yoksa Allah Teala gafil değildir bu dünyada var olan zulümler. Dünyada görüyorsunuz dünya zulüm üzerine kurulu. Şu anda insanların zulmü üzerine kurulu. Subhane. Zulümleri yerleri gökleri doldurdu. Nâm. Fetirke buyutuhum khâviyetum bime zalemuh. Bakın o eski helak olan kavimlere bakın. Evleri bomboş şu anda. Zulmetmeleri sebebiyle Allah'ın hakkına girdiler, peygamberlerin hakkına girdiler, insanların hakkına girdiler, kendi nefislerinin hakkına girdiler. Allah subhanehu ve teala da onları helak eyledi. Bakın onların evlerin haline yıkılmış olan o evler, bomboş olan o mekanlar bu işte onların zulümleri sebebiyledir. İnne fî zâlike le âyetenni kavmin ya'lemûn. Bu da bilenler için Allah'ın bir ayetidir. İbret alanlar için. Mesele sadece zaman meselesidir kardeşler. Bir gün gelecek Allah'ın izniyle Amerika'da, Rusya'da, İsrail'de, Avrupa'da, Çin'de ve zulmeden bütün bu ülkelerde Allah'ın izniyle binalarının yıkıldığını, evlerinin bomboş kaldığını inşallah göreceğiz Allah'ın izniyle. Kutsi hadiste, İmam Müslüm'ün rivayeti hadiste Allah Teala şöyle buyuruyor. Ya ibadi, ey kullarım, inni haramtu zulme ala nefsi. Muhakkak ki zulmü ben kendi nefsime haram kıldım. Allah Teala zerre kadar kesinlikle zulmetmez. Bazen bir musibet gelir insanın başına, şeytan oradan vesvese vermeye başlar. Bak Allah sana zulmediyor haşa. Sen böyle bir şeye... şeye müstahak değildin. Bu çok fazla değil mi? Niye şu kadar şu kadar masiyeti işleyenlere bela gitmiyor da sana gelmiş ve buna benzer vesveseler. Bunlar hepsi şeytanın vesveseleridir. Allah Teala zerre kadar zulmetmez. Bizim başımıza gelen musibetler ya bizim günahlarımız sebebiyle der ya da Allah'ın rahmeti bizim günahlarımızı bağışlaması için derecelerimizi yükseltmesi içindir. Ve daha birçok dersler vardır o musibetlerde. Şeriatta Allah'ın vaz kıldığı bütün kanunlarda haşa zerre kadar zulüm yoktur. Allah ve Resulü hakkında zulüm düşünenler, böyle itikad edenler kafir olunlar. Bu zulüm değil midir kadına? Bir kere evlenme hakkı vardır bir erkekle ama bir erkeğin dört kadın alma hakkı vardır, bir sürü cariye alma hakkı varmış. Böyle şey mi olur? Böyle zulüm mü olur? Haşa! Diyenler, vettahırsızın eli kesilir mi artık? Bu zamanda işte zina eden rejim edilir mi? Ediliyormuş. Öldürülüyormuş hem de taşlanarak bu bir zulümdür. Haşa böyle bir şey diyen bir kimse kesinlikle kafir olmuş olur. Allah Teala'yı iftira attığından dolayı, Allah Teala'yı beğenmediğinden dolayı, Allah Teala'nın ahkamını beğenmediğinden dolayı kafir olmuş olur. Evet. Ey kullarım ben... Zulmü kendi nefsime haram kıldım. Zerre kadar Allah subhanehu ve teala hiçbir mahlukatına Müslüman olsun, kafir olsun zulmetmez. وَجَعَلْتُهُ بَيْنَكُمْ مُحَرَّمًا فَلَا تَظَالَمُوا Kendi aranızda da haram kıldım, sakın sakın birbirinize zulmetmeyin buyuruyor. Allah'ın haram kıldığı bir şey. Evet, zulüm kardeşlerim kısımlara ayrılıyor. Birinci kısım ve en büyük kısım Allah'ın affetmediği... Bir zulüm vardır ki o da küfür ve şirk zulmüdür. Allah Teala'ya ortak koşmak veya Allah'ı inkar etmek veyahut da Allah Teala'nın bizlere bildirmiş olduğu bir şeyi inkar etmek, reddetmek, kabul etmemek veyahut da Allah Teala'ya ortak koşmak bu nedir? Zulümdür. Allah yapılmış olan bir zulümdür. Evet. Şirk nedir? ''En tec'alâ lillâhi nidden ve huve khalâkak''Seni yarattığı halde senin Allah orta koşmandır. Seni yarattı ne demek? Yani seni yarattı ve seni yaratırken sonsuz nimetler verdi. Sayılmayacak kadar nimetler verdi.''Ve in te'uddu ni'metallâhi lâ tehsûhâ''Sayamayacağınız kadar nimetler verdi. Seni yarattı, seni adam kıldı, sana değer verdi. Bütün bu iyiliklere karşı sen tutuyorsun, Allah ortak koşuyorsun. Ve hatta Allah, Allah'ın dinine küfrediyorsun, inkar ediyorsun, hakaret ediyorsun, reddediyorsun. Bu Allah ve Allah'ın dinine karşı yapılmış en büyük zulümdür. Bu en büyük haksızlıktır. En büyük nankörlüktür. Düşün ki annen baban seni büyütene kadar Sayamayacağın kadar sana iyilikler yapıyorlar ve sen anneni babanı bırakıp da komşunun annesini babasını kendine anne baba edinip onlara iyilik yapıyorsun. Anne babana zerre kadar hiçbir iyilik yapmıyorsun. Anne bile demiyorsun, baba bile demiyorsun. Bu ne kadar büyük bir küstahlıksa bir insanın da Allah Allah'ım ya Rabbi dememesi kadar büyük bir küstahlık. Büyük bir zulüm olamaz. Şu ayetin değil zaman O iman edip de imanlarına zulmü karıştırmayanlar işte onlara emniyet yani güven vardır. Onlar hidayet sahibidirler. İman edip de imanlarına zulüm katmayanlar bunlar hidayet sahibidirler. Bunlar emniyette olacaklar. Evet, Bukhari Müslim'de gelen rivayet, Allah bin Mesud diyor ki, bu ayet sahabe-i kiramın çok zoruna gitti, korktular, çok zorlandılar. Ve Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve selleme geldiler, dediler ki, ya Resulullah, hangimiz zulme karışmıyor ki? Hepimizde zulüm var. Ya çocuğumuza zulmederiz, ya komşumuza zulmederiz, ya hanımıza zulmederiz, ya hayvanımıza zulmederiz. Ya da canlılardan, mahlukatlardan birisine zulmederiz. İlla ki biz zulme karışıyoruz. O zaman bizim emniyetimiz yok. O zaman biz hidayet sahibi değiliz. O zaman Allah'ın azabına çarptırılacağız diye çok korktular. Aleyhisselatü vesselama şikayete geldiler. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki İleyse e huve keme tazunnûn. Sizin zannettiğiniz gibi değil, bu zulüm değil. İnne me huve keme kâle lükmanun ibnihi. O, Luqman Aleyhisselatü'ın oğluna dediği gibi يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللّٰهِ Ey oğulcum sakın sakın Allah orta koşma. İnne şirke le zulmün azîm. Çünkü şirk Allah karşı yapılmış en büyük zulümdür. İşte bu ayet ne diyor? Allah'ın yani hakkına girersen, şirk koşarsan işte Allah zulmetmiş olursun. Başka bir ayette de Ela la'netullahi ala zâlimîn. Allah'ın laneti zalimlerin üstüne olsun diyor. Yani Allah orta koşan, küfre giren. Evet. Bu birinci kısım kardeşlerim. İkinci kısım zulüm vardır ki o da bir insanın diğer insanlara yapmış olduğu zulümdür. Bunun da değişik halleri vardır. Birincisi kardeşler, insanların mallarını haksız yere yemek, hile yollarıyla, hırsızlık yoluyla, kandırarak, yalan söyleyerek, onları aldatarak onların mallarını almak. Ya da çalmak ve hatta gasp etmek kaba kuvvet ile ya da yollarını kesip haramilik yapmak ya da yetimlerin, mazlumların, zayıf olan kimselerin mallarını yemek ve buna benzer. Bu nedir? Haramdır. Böyle bir şekilde yapılacak olan zulüm haramdır. وَلَا تَأْكُلُوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ Sakın sakın mallarınızı kendi aranızda batıl yollarla yemeyin buyuruyor Allah Teala. Bugün dünya tabi bunlarla dolu. İnsanlar birbirlerinin haklarını o kadar çok yiyorlar ki. Mirasta bakıyorsunuz güçlü olanlar, zayıf olanları eziyorlar. Kız kardeşlerinin mirasını vermiyorlar. Yetimlerin mallarını vermiyorlar. Zayıf gördükleri kimseler. Yani kuvvetli olanlar zayıf olanlara çullanıyorlar ve mallarını ellerinden alıyorlar. Bir şekilde alıyorlar. Devlet ricalleri, tahhutlar, çökmüşler Müslümanların mallarını ve mallarını ne yapıyorlar? Gasp ediyorlar, alıyorlar. Bunlar hepsi büyük zulümlerdir. Evet. İkincisi Müslümanların arazilerine tecavüzde bulunmak. O da arazilerin yerlerini değiştirmek. Toprağını, arazisini almak, hile yollarıyla ve tegazbederek, kaba kuvvet kullanarak. Aleyhisselatü vesselam şöyle buyuruyor. من ظلم قيد شبر من الأرض أو قيد شبر من الأمر تووقه من سبع أراضين Kim diyor bir karış kadar komşusundan, yakınından yani yanındaki kimseden, arazisinden çalarsa O arazinin yedi misli diyor yere doğru hani yedi katman vardır. Yerin yedi katmanı vardır. Yedi kat yer vardır. İşte o yedi kat boyunca o toprak, o işte arazi onun boynuna dolanacak. Kıyamet gününde onu taşıyacaktır. Yani onun altında ezilecektir. Yedi kat toprak yani ta yerin dibine kadar ki olan o alan, o mesafe ne kadar çalmışsa. Az mıçaldı, o az olan onun tepesine bindirilecek, tepesine bağlanacak. Boynunun üzerine konulacak. Çok mıçaldı, işte o çok olan onun boynuna konulacak. Kıyamet gününde onun altında ezilecektir. Onu taşıyacak, onu sürükleyip gelecektir kıyamet gününde. Evet, insanları öldürmek yoluyla, hapse koymak yoluyla, vurmak, küfretmek, azap etmek yoluyla yapılan zulüm. Bu da haramdır. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem iki sınıf insan vardır ki bunlar cennetin kokusunu alamazlar. Halbuki cennetin kokusu çok uzak mesafelerden gelir. Ve bunlar beni görmeyeceklerdir. Evet. Bunlar diyor cehennem ehlidirler. Cehennemlik olanlardan diyor iki sınıf vardır ki bunlar ben onları görmeyeceğim. Yani benden mahrum olacaklar. İnsanlara zulmedenler, haksızlık yere işkence yapanlar, hapse atanlar, azap edenler, öldürenler. Evet iki sınıf bunlardan bir tanesi diyor hadisin başında kâsiyâtun âriyât mâ ilâtu mumilât işte yarı çıplak, yarı giyinmiş olarak meyilli, dar giyinmiş insanları kendisine meylettiren, insanlara meyleden ve kendisine meylettiren o kadınlar. Bir de diyor kavmun ma'ahum siyatun ke ezna bil bakari. Aynen diyor ineklerin kuyruğu gibi ellerinde kırbaçları olan. Sopaları olan kimseler, yani polis teşkilatı ve ta kuvvet güçleri, ve o kırbaçlarla insanları döverler, insanlara zulmederler, haksızlık yaparlar. İşte bunlar Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'i kıyamet günde görmeyecekler. Ve bunlar cehennemlik olan kimselerdirler. Başka bir zulüm çeşidi kardeşler, zenginin, fakirin ve hatta borçlunun hakkını yemesi. Yani imkanı olduğu halde borcunu ödememesi, hak sahibinin hakkını ödememesi, geciktirmesi. Aleyhisselatü vesselam diyor, Matlul ganiyyi zulmün. Zengin olan yani durumu olan bir kimsenin hakkını ödememesi, borcunu ödememesi nedir? Zulümdür diyor. İmkanı yoksa mazurdur imkanı olana kadar ama imkanı olup da borcunu ödemiyorsa karşı tarafa zulmetmiş oluyor. Evet başka bir zulüm çeşidi kadına karşı yapılmış olan zulüm. Kadının mehrinin mesela yenmesi, kadının haklarının verilmemesi, evdeki var olan haklar. Yani kocası üzerinde bir sürü hakları var kadının. Özellikle yemesi, içmesi, barınması, giyinmesi, onun iffetini, namusunu koruması, şehevi ihtiyaçlarını karşılaması, onu genel anlamda zararlı olan şeylerden koruması ve dini ve dünyayı olarak Allah'ın ona mükellef kıldığı, yani onun üzerinde hak kılmış olduğu şeylerde riayet etmesi lazım. Fakat birçok insan bu noktalarda hanımlarına zulmediyorlar. Nasıl olsa kadın zayıftır ve sessizdir. Bir şey demiyor, bir şey demeyecek. Ve bu yollardan, yola çıkarak, hele hele özellikle kardeşler bunu şeyde görüyoruz, adavet olduğu zaman, talak, işte hulu, bırakmalar, işte boşanmalar, buna benzer meselelerde bakıyorsunuz eşler, özellikle erkekler güçlü olunca Hanımlarını bu noktalarda çok fazla eziyorlar. Mehrini vermiyor, haklarını yemeye çalışıyor. Vetta illa hulu yapacaksın ta ki mehri vermemek için. Ona baskı yapmaya başlıyor. Vetta onu boşamak için bir şekilde artık öyle bir hale gelsin ki kadın desen tamam artık beni boşa nefret ediyorum. Onu nefret ettirmeye başlıyor. Zulmetmeye başlıyor. Tabi burada yapmış olduğu zerre kadar erkek olsun. Eşine karşı, yani kadın olsun eşine karşı yapmış olduğu zulüm ve de erkek olsun hanımına karşı yapmış olduğu bütün zulümler, taşımış olduğu niyetler hepsi Allah'ın katında yazılıdır. Allah Teala bunlardan gafil değildir. Evet, ukubeti hakkında diyor, اِنَّ اللّٰهَ يُمْنِي لِلظَّالِمِ Allah Teala zalime mühlet verir. فَاِذَا اَخَذَهُ لَمْ يُفْلِطْهُ Allah onu aldığı zaman diyor, onu bırakmaz diyor. Aynen bu şekilde diyor Rabbi diyor o kariyeleri, o beldeleri diyor aldığı zaman yani helak ettiği zaman. Allah'ın azabı çok çetindir, çok şediddir. Evet o zulmeden kariyeler yani beldeler, o beldelerin hükümdarları, o tağutlar, o zalimler ve o beldenin halkı. Gerek tağutlar kendi beldelerindeki Müslümanlar zulmederken, bugün bütün İslam aleminde Müslümanlar büyük zulümler görüyorlar başlarındaki tağutlar sebebiyle. Ve gerek o insanların diğer mazlum olan, zayıf olan kimseleri ezmeleri noktasında, zulmetmeleri noktasında Allah subhanehu ve teala o köylere, o beldelere azabını indirecektir. Tabi azabı da çok çeşit çeşittir. Bazen yerin altından gelen azaplar, bazen yerin üstünden gelen seller, depremler ve buna benzer felaketler ve hatta tağutları musallat edip kendi halklarını öldürmeleri ya da dışarıdan düşmanı musallat etmesi ve hatta pahalılığın olması, açlıktan insanların kırılması vs. bir sürü azaplar sayılabilir. Evet, Allah'ın azabı çok çetindir. Subhane ve teala. Hadiste diyor ki, ثَلَاثَةٌ لَا تُرَدُّوا دَعْوَتُهُمْ Üç kişi, üç sınıf insan vardır ki bunların duası reddedilmez diyor. الْاِمَامُ الْعَادِلُ Adil olan imam, imamın duası. Allah onun duasını kabul eder. وَالصَّائِمُ حَتَّى يُفْتِرُ Oruçlu olan kişi iftar edene kadar. Şimdi kardeşler bu oruç meselesinde biz zannediyoruz ki tam iftar edeceğimiz vakitte dua edersek o dua kabul edilir. Mesele öyle değil. Mesela Oruç tuttuğun vakitten ta iftar edene kadar olan ki vakittir. Yani fecirden başlıyor ta güneş batana kadar, akşama kadar. Allah'ın izniyle senin yapacağın dualar makbuldür. O yüzden gündüz akşama kadar dua yapmıyoruz. Tam akşama iki üç dakika kala tam ezan okunacak. Ellerimizi açıp dua ediyoruz. Yanlış yapıyoruz. Burada ne dedi? وَالصَّائِمْ حَتَّى يُفْتِرْ Oruç olan diyor iftar edene kadar. İftar edene kadar. Ve da'vetul mazlumi tuhmelu alal gamami ve bir de mazlumun duası diyor bedduası yani. O diyor bulutların üstünde taşınır melekler tarafından. Ve tuftahu leha ebvabu semai gökyüzünün kapları onun için açılır diyor. Ve yaqulur rabbu azze ve celallahu ta'ala şöyle buyuruyor. Ve izzeti leansuran neki velev badehîn. İzzetime kasem olsun. Velev ki bir zaman sırada olsa muhakkak ki ben sana yardımcı olacağım. Ben senin hakkını alacağım diyor. O zindanlarda dua edenler, o yaşlı olan kadınlar, erkekler, gözü yaşlı olanlar, dua ettikleri zaman tağutlar hakkında, çocuklarına zulmeden, onlara zulmeden, insanlara zulmeden, yıllarca hapishanelere atıp da onları çıkarmayan, işte akrabalarını öldüren, evlerini yıkan o... Zalimlere beddua ettikleri zaman Allah Teala onların intikamını alacak. Dediğim gibi burada Allah'ın hikmeti var. Allah müddet veriyor subhanehu ve teala. Ama gafil değildir. Muhakkak ki bir gün çok çetin bir şekilde onlardan intikam alacak. Tabi insanlar acele ediyorlar. Bazen mesela diyorlar ya bu Filistin'den ne zamana kadar bu zulüm devam edecek? Bu katliam nereye kadar devam edecek? Bu Müslümanlar niçin her tarafta öldürülüyorlar? Niçin bitmiyor bu çileler? Burada tabi biz acele ediyoruz. Allah'ın hikmetleri var. Subhane ve Teala. Eğer ki hemen mazlumun duası kabul edilmiş olsaydı o zaman imtihanın hiçbir anlamı kalmazdı. O zaman şeye benziyor. Günah işlediğimiz zaman hemen Allah'ın azabı inse bize. Bir imtihan yaşayabilir miyiz dünyada? Allah'ın rahmet sıfatı görünür mü? Halim sıfatı, mühlet verme sıfatı, tövbeye fırsat verme. Allah subhanehu ve teala çok büyük hikmet sahibidir. O yüzden Allah hakkında haşa zerre kadar yanlış düşünmememiz gerekiyor. Ama şuna itikad etmemiz gerekiyor ki Allah subhanehu ve teala o mazlumanların hakkını verecektir. Zalimden fitil fitil burnundan çıkaracaktır yani. Biz buna iman etmemiz gerekiyor. Bir de üçüncü kısım vardır ki kardeşler o da insanın kendi nefsine yapmış olduğu zulümdür günahlar sebebiyle. İnsan mesela gözleriyle harama baktığı zaman gözlerine aslında zulmetmiş oluyor. Onları o güzel gözleri cehenneme Allah'ın azabına sürüklemiş oluyor. Kulaklarıyla kezalik, diliyle kezalik, elleriyle, ayaklarıyla işte... eğer ki haram yemiş olsa kıyamet gününde ateş yiyecek karnına aslında karnına zulmetmiş oluyor. Ve insan kendi nefsini cehenneme helaka götürdüğü zaman yapmış olduğu masiyetler sebebiyle hatta sadece kendisine azap etmiyor. Aynı zamanda günahları sebebiyle ailesi de eziyet görüyorlar, hanımı, çocukları. Bu da işte insanın kendi nefsine zulmetmesi anlamına geliyor. Der ki o kimse ya Rabbi ben kendi nefsime zulmettim. Yani haksızlık yaptım. Burada tabi itiraf etti Allah karşı özür diledi. Faghafara lehu diyor Allah da onu affetti diyor. İnnehu huvel ghafuru rahim. Allah Teala çok bağışlayandır ve affedendir. Yunus aleyhisselam balığın karına girdi ya. Allah tarafından aslında bir cezaydı. Bir hikmet üzere Allah subhanehu ve teala onu denize attırdı. Balık sonra gelip. Balina onu yuttu. O karanlıklarda ne dedi Yunus Aleyhisselatü? La ilahe illa ente subhaneke inni kuntu minel zalimin. La ilahe illa ent. Ey Allah'ım senden başka ilah yoktur. Burada kendi imanını ne yaptı? Allah arz etti. Yani ya Rabbi imanımın hakkı için senden talep ediyorum. Subhane sen münezzehsin. Zelle kadar zulmetmezsin. Bütün ayıplardan, kusurlardan münezzehsin. İnni kuntu minel zalimin. Ya Rabbi ben zalim olanlardandım. Kişi eğer Yunus Aleyhisselatü'ın bu duasını yaparsa, günah işlediği zaman La ilahe illa ente subhaneke inni kuntumun az-zalimin ve ta Allah'tan bir şey isterse Allah subhanehu ve teala muhakkak ki onu ne yapar? Bağışlar ve onun hacetini yerine getirir, onu sıkıntılardan kurtarır. Yeter ki biz dua etmeyi bilelim. Allah karşı zalim olduğumuzu ne yapalım? İtiraf edelim. Evet demek ki burada insan kendisini cehenneme sürüklediği zaman ne yapıyor? İnsan kendi nefsine zulmetmiş oluyor. Son olarak aleyhissalatü vesselam diyor ki اَلَيْهِمْ اَنْ كَانَتْ لَهُ مَضْلَمَةٌ لِاَحَدٍ مِنْ اِرْضِهِ اَوْ شَيْءٍ فَلْيَتَحَلَّلْهُ مِنْهُ الْيَوْمِ Eğer bir insanın bir insan üzerinde diyor bir zulmü varsa onun şahsiyetine, onun onuruna, onun namusuna eğer ki dil uzatmışsa, el uzatmışsa, ona zulmetmişse Ve tabuna benzer haksızlık yapmışsa bugün ondan helallik istesin diyor. Kıyamete bırakmasın yani. قَبْلَ اَنْ لَا يَكُونَ دِينَارٌ وَلَا دِرْهَمٌ Ta ki o gün ne dinarın ne de dirhemin olmadı. Bir gün gelmeden önce kıyamet yani. اِنْ كَانَ لَهُ عَمَلٌ صَالِحٌ اُخِذَ مِنْهُ بِقَدْرِ مَظْلَمَتِهِ Eğer kıyamet gününe bırakırsa, salih amelleri varsa bu zalimin o zaman mazlum, o zalimin... sevaplarından almaya başlar. وَاِنَّمْ تَكُنْ لَهُ حَسَنَاتٌ اُخِذَ مِنْ سَيِّئَاتِهِ اَيَاْتِ صَاحِبِهِ Eğer onun sevapları yoksa o zaman mazlumun günahlarından alınır. فَحُمِلَ عَلَيْهِ Ve o zalimin üzerine yüklenir. Böylece cehennemdeki azabı çok daha fazla olur. O sebeple kardeşlerim eğer zulme girdiysek, haksızlığa girdiysek o Mazlum olan kimselerden helallik istememiz lazım. Haklarını geri iade etmemiz gerekiyor. İftira atmışsak bu iftiramızı şey yapacağız, beyan edeceğiz. Onları temize çıkaracağız. Onlardan özür dileyeceğiz. Mallarını almışsak mallarını geri vereceğiz. Ve buna benzer hangi noktada haksızlık yapmışsak bu noktalarda onlardan helallik alacağız. Yoksa kıyamet gününde bizim sevaplarımızdan alırlar. Sahaplarımız kalmazsa Allah korusun günahlarından bizlere yüklerler. Rabbim cümlemizi bütün zulümlerden muhafaza eylesin. وَاَخِلُ دَعْوَانًا الحمد لله رب العالمين