Evet hocam gel. Evet, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra kalıcı barışı sağlama çabaları. Şimdi değerli arkadaşlar, savaş bitti ama devletlerin aralarındaki problemler devam etmekte.
Evet Ee şimdi ABD biliyorsunuz bir son ilkelerini yayınlayarak arkadaşlar itiraf devletlerin yanında savaşa giriyor ama bir sonraki ilkelerini galip devletler Tabii ki hiç de hoşlanmayacak tır bu maddelerden bu maddeleri uymuyorlar bu uymadıklarını da gizli anlaşmalarla ne yapıyorlar gösteriyorlar Çünkü yani bu gizli anlaşmalarda yani savaşı açmış adamlar savaşı başlatmışlar ve doğal olarak Yenilen devletlerden bir takım toprak ve tazminat gibi bir şeyler almak isteyeceklerdir. İşte bu ilkeleri geçersiz sayıyor değerli arkadaşlar bu galip devletler. Ve doğal olarak adil olmayan anlaşmalar önereceklerdir ve önerip imzalatmışlardır. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra.
Artık barış dönemini başlatması gereken bu durum doğal olarak Barış dönemine işin gerçek gerçekleştirmiyor arkadaşlar. Çünkü haksızlıklar vardır. Eşit devlet muamelesi yoktur.
Çok fazla bir şekilde yenilen devletlere arkadaşlar yükümlülükler getirilmiştir. Yani bir nevi teslimiyet bayrağını kendilerine arkadaşlar vermelerini istemektedir. Yani ülkenin anahtarını kendilerine teslim edilmesini istemiştir. Hatta o dönemle ilgili kıymetli arkadaşlar hem yazar olan ve asker olan David Fronkin bu dönem için diyecektir ki, barışa son veren barış.
Anlatabiliyor muyum? Yani biz Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra barış anlaşmaları yaptık ama bu barış anlaşmalarının hiçbirisi arkadaşlar barışı gerçekleştirmemiştir. Yani barış ortamını dinamitlemiştir. Evet, şimdi bu dönemle ilgili cemiyete akvamın kurulması var arkadaşlar.
Milletler Cemiyeti'nin kurulması var, Bununla ilgili size zaten kısmen de olsa bir takım bilgilerden hatırlayacaksınız, bahsetmiştik. Şimdi onlara birlikte bir bakalım. ABD Başkanı Wilson değerli arkadaşlarım, Dünya Barışı'nın kurulmasıyla amacıyla hatırlayacaksınız, Wilson ülkelerinde uluslararası bir teşkilattan kurulmasını ne yapıyor, istiyor. Ve Paris Barış Konferansı, 32 devlet tarafından değerli arkadaşlar, kabul edilen bir anayasa ile ne yapıyor, oluşturuluyor. Ve bu kurulan...
32 tane devlet değerli arkadaşlar. Biliyorsunuz itilaf devletlerinden ilk başta itilaf devletlerinden yani galip devletlerden ne yapılmıştır? Olurmuştur. ABD kesinlikle ama kesinlikle bu şeyin içerisinde yoktur arkadaşlar şu anda. Yani cemiyeti akvamın içerisinde yoktur.
Çünkü biliyorsunuz kendisi yine Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Monre'a doktrini dediğimiz politikaya yani ben diyor herhangi bir şekilde diyor uluslararası sorunlarla uğraşmayacağım. Kendime herhangi bir şekilde saldıran olursa saldırıya da cevap veririm. Kendi iç içlerimde yaşayacağım şeklinde bir düşünceye sahiptir. Cemiyet 1920'de değerli arkadaşlar faaliyetlerini, 19 yılında kuruluyor ama faaliyetlerini 1920'de Cenevra'da ne yapıyor? Başlıyor kıymetli arkadaşlar.
Kısa süre sonra cemiyet galip devletlerin çıkarlarını koruyan bir maalesef neye dönüşüyor? Kuruma dönüşüyor. İşte bundan dolayı da biz zaten bir sıkıntı yaşayacağız hatırlayacaksınız. Hangi meseleyi biz cemiyete aklama götürdüğümüz zaman lehimize karar çıkmıştı? Hatırlayabiliyor muyuz?
Musul muydu hocam? Çok güzel, Musul meselesiydi değil mi? Çünkü cemiyete aklamın başında bulunan İngilizler, değerli arkadaşlar ne yapacaktır? Galip devletler bu meseleyi İngilizler lehine çözecektir. Evet, şimdi dedik ya kendi menfaatleri doğrultusunda halletmeye başlamışlar.
Mesela... Cemiyeti Akvam'ın içerisinde bulunan İtalya'nın Haberçlisi'nden işgaline ses çıkarmıyorlar. Almanya'da biliyorsunuz bir müddet sonra 1926'ydı yanlış hatırlamıyorsam, yılında değerli arkadaşlar, Cemiyeti Akvam'a katılıyor ve Avusturya'ya...
Avusturya'yı ilhak ediyor, işgal ediyor ve bu işgale de ses çıkarmıyorlar. İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasına engel olmuyorlar değerli arkadaşlar. İşte bunlardan dolayı diyoruz ki, Cemiyeti Akvam arkadaşlar, dünya devletlerin menfaatlerini koruma değil de, sadece ve sadece kurucu devletlerin menfaatlerini koruyan bir kuruma ne yapmıştır? Dönüşmüştür arkadaşlar. O yüzden Cemiyeti Akvam görevini yapamamıştır, işlevini.
gerçekleştirmemiştir. Sorunların çözümünde başarılı olmamış. O yüzden 2. Dünya Savaşı'ndan sonra bu kurum lağvedilecektir.
Yerine ise arkadaşlar Birleşmiş Milletler kurulacaktır. Haberiniz olsun maksat olarak aynı amaçla kurulan kurumlardır. Ama isimleri farklıdır.
Dikkat edin. Milletler Cemiyeti kıymetli arkadaşlar. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra 2. Dünya Savaşı'ndan önce kurulmuştur. Birleşmiş Milletler ise değerli arkadaşlar 2. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulmuştur.
Evet, Locorno Paktı var. 1 Aralık 1925 yılında değerli arkadaşlar bu pakt imzalanıyor. Paktla ilgili değerli arkadaşlarım biliyorsunuz Versailles Anlaşması'ndaki tamirat borçları Fransa ve Almanya'yı ne yapıyor?
Birbirine düşürüyor çünkü... Bu Almanya'ya arkadaşlar biliyorsunuz savaş tazminatı dediğimiz tahammülat masrafları yüklenmiştir. Almanya ise bu durumdan ne yapacaktır?
Rahatsız olacaktır. Ödemekte zorlanacaktır. Bu durum iki devlet arasında doğal olarak karşılıklı güven sorununu ne yapacak?
Meydana getirecektir. Çünkü bunlar sınır komşusu. Yani Almanya çatarsa hemen yanı başındaki tabiri caizse kimi çatacaktır?
Fransa'ya çatacaktır arkadaşlar. İşte bu Locorno Paktı'nın imzalanması... Değerli arkadaşlar, Fransa ve Almanya'yı karşı birbirlerine güven duymasına neden olacaktır.
Yani birbirlerinin topraklarına saldırmamayla ilgili bir antlaşmadır değerli arkadaşlar. PAK İsviçre'nin Lokorna kentinde imzalanmıştır. PAK'ta İngiltere, Fransa, Almanya, Belçika, İtalya, Polonya, Çekoslovakya katılıyor. Ve Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'daki düzeni ve barışı kurmak amaçlanacaktır bu PAK'ta.
Canlarım benim. Ve bu paktı imzalanmasıyla birlikte ne gibi sınırlarla ilgili maddeler var? Batı Avrupa tabii ki sınırları değişmeyecektir.
Fransa ve Almanya'dan gelecek saldırıları bu antlaşmayla ne yapmıştır? Önlemiştir arkadaşlar. Doğu Avrupa'daki sınırlar ise tekrar bir daha revize edilecektir. Yani sınırların burada tekrar bir daha değişebileceği mesajını karşı tarafa ne yapıyor? Veriyorlar değerli arkadaşlar.
Bu pakt... saldırmazlık paktıdır. Saldırmazlık anlaşmasıdır.
Yani bir nevi Avrupalı devletler birbirlerine burada ne yapacaktır? Güven duyacaktır. Birbirlerinin topraklarına saldırmayacaktır. Almanya anlaşmadan sonra 1926'da Cemiyeti Akbaba ne yapmıştır?
Üye olmuştur. Burada da neci olduğunu göstermiştir. Barışçı bir politika izlediğini dünyaya göstermiştir arkadaşlar. Türkiye ise pakta üye olmamıştır canlarım benim.
Evet. 3. gelişme Kellogg-Briand değerli arkadaşlar ya da Briand-Kellogg Paktı 1928 yılında bu imzalanacaktır. Fransa'nın doğu sınırını, Fransa'nın biliyorsunuz komşu olduğundan dolayı doğu sınırında bir sıkıntı yaşıyor, bir korku yaşıyor Almanlara karşı. Devamlı bir surette saldırabilir endişesi içerisinde. İşte bu paktın yapılmasına sebep olacaktır bu durum.
ABD ve Fransız Dışişleri Bakanları bu işin yapılmasına, PAKT'ın yapılmasına öncülük edecekler canlarım benim. Ve Milletler Cemiyeti bununla ilgili adımını atıyor ve PAKT'ın yapılmasını sağlıyor arkadaşlar. PAKT'a hangi devletler katılıyor?
ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, Belçika, Çekoslovakya, Japonya katılıyor. Ve anlaşmaların maddelerine bakınız. Sorunlar barışçıl yolla çözülüyor. Güzel. Yani eğer barışçıl yoluyla çözülemez ise arkadaşlar, meseleye cemiyete akvam ne yapacaktır?
Müdahale edecektir. Yani cemiyete akvama aktarılması isteniyor sorunun. Ve burada şöyle bir enteresan, güzel bir açıklama var. Savunmaya dayanmayan savaş kanun dışıdır.
Yani sizlere herhangi bir şekilde bir devlet sizin topraklarınızı ele geçirme amacıyla Saldırı düzenliyorsa siz çok rahat bir şekilde karşı cevap olarak o devlete saldırmanız lazım. Yani cevap vermeniz lazım. Çünkü siz topraklarınızı ne yapıyorsunuz?
Savunuyorsunuz. Diğer devletin ise bu durumda işgalci olduğu ne yapılıyor? İfade ediliyor. Yani saldırılara yasak diyor arkadaşlar bir nevi bu savaş. Bu pakt.
Anlatabiliyor muyum? Kellogg-Briant Paktı saldırı yapan devletlerin mücadelelerini yasaklıyor, gayrimeşru olarak ifade ediyor. Yani bu pakt savaşların arkadaşlar uluslararası problemlerin çözümünde kullanılmaması gerektiğini, bütün yolların barış yoluyla, bütün problemlerin pardon, barış yoluyla çözülmesi gerektiğini ne yapacaktır? İfade edecektir.
Anlaşmayı imzalamayan devlet kimdir burada biliyor musunuz? Fransa'dır. Dikkat edin.
Bu pakt kimin için yapılmıştı? Fransa. Çünkü Fransa Almanya'dan çekindiğinden dolayı bu paktın yapılmasıyla ilgili adımı atıyordu. ABD ve Fransa Dışişleri Bakanları bir araya geliyor ama paktı ise Fransa imzalamıyor.
Niye imzalamıyor? İngiltere Almanya'ya yakınlaşmış. Onunla kanka olmuş. Onunla dost olmuş. Yani tabiri caizse küstüm şova katılacak bu adamlar yani.
Devletler arasında böyle bir saçma şey olabilir mi? birazcık devlet adamı gibi ağır olmak lazım. Yani yok o onunla barışmış, yok onunla küsmüş, yok şunu yapmış bunu yapmış.
Dalga geçer gibi. Fransa bundan dolayı yani İngiltere ve Almanya'ya yakınlaşmasından dolayı paktı imzalamıyor. İtalya imzalamıyor bunu katıldığı halde.
Yayılmacı bir politik izliyor arkadaşlar. Hatırlayın 1870 yılında İtalya Birliği'ni kurduğu andan itibaren öncelikle yakın çevresini işgale başlamıştı. İtalya... Trablus Karp'ı işgal etmişti ve hatırlayacaksınız Birinci Dünya Savaşı'nda da İngilizlerin değerli arkadaşlar ya da itilaf devletlerinin Güneybatı Anadolu topraklarından kendisine vaat edilen toprakları almak istemişti. O vaatle itilaf devletlerinin safına geçmişti ama bir müddet sonra o toprakları Yunanistan'a verince hüsrana uğradı ve daha sonra tekrar bir daha yayılmacı politika izlemeye başladı.
O yüzden hatırlayacaksınız Sizden cevap Yasin. Hangi paktlar imzalanmıştı kıymetli arkadaşlar? İtalya ve Almanya'nın yayılmacı politikasından dolayı. Kimin saldırgan politikalarından dolayı da? İtalya ve Almanya'nın.
Evet, bunu diyorum. İtalya ve Almanya'nın saldırgan politikalarından dolayı imzalanmıştı arkadaşlar. Bu pakta değerli arkadaşlar, Kellogg-Briant paktının SSCB ve Türkiye'ye ne yapacaktır?
Sonradan katılacaktır. Ve enteresandır. Bu pakt imzalandıktan... Sonra değerli arkadaşlar 1930 yılında Londra Deniz Silahsızlanma Konferansı toplanıyor. Bu konferansta ABD, İngiltere ve Japonya Antlaşmayı imzalıyor.
ABD dünya siyasetine bununla ne yapıyor? Tekrar bir daha geri dönüyor. Hatırlayacaksınızdır. Wilson ilkeleriyle değerli arkadaşlar dünya siyasetinde 5. Dünya Savaşı'na girmişti.
Daha sonra tekrar bir daha ara verdi. Monroya doktriniyle. Ve 1930 yılında imzalamış olduğu Londra Deniz Silahsızlanma Antlaşması ile dünya aranısında artık ben de varım demeye başlamıştır arkadaşlar.
Evet Ruslar bu pakta üye olacak mı? Tamam Türkiye ile üye oluyor. Ve buna alternatif olması için arkadaşlar, bakınız dikkat edin.
Kellog-Briant Paktı'na alternatif olması için Litvinov Protokollü'nü imzalıyor. Bu Litvin'in protokolü Varşova Paktı'nın temeli olarak kabul edilir. Haberiniz olsun, ilerleyen zaman dilimde bunu sizden isteyeceğim. Bu pakta Türkiye, İran, SSCB, yani bu işin başında zaten Latonya, Estonya, Romanya, Polonya ve Danzing, Litvanya katılacaktır.
Dikkat ederseniz, Türkiye ve İran'ın dışındaki diğer devletler, Baltık ülkeleri devletleri gibi görülebilir değerli arkadaşlar. ABD ve SSCB doğal olarak artık ne yapmaya başladı? Gruplaşmaya başlıyor. Yani Doğu Bülü ve Batı Bülü yavaş yavaş kendisini ne yapmaya başlıyor arkadaşlar?
Göstermeye başlıyor dünya aranasında. Evet, bu pakt NATO'nun zeminini oluşturuyor gibi düşünebilirsiniz. Yani Kellogg-Briand paktı NATO'nun zeminini oluşturmuştur.
Litvino paktı ise Varşova paktı. Aklının zeminini ne yapacaktır? Temelini oluşturacaktır arkadaşlar.