Bu sabah bebeklerim biraz öksürüyordu ve boğazları ağrıyordu. Ben de evimde öksürük çıvı veya ilaç bulundurmuyorum. Bu yüzden onlara kendim boğaz pastili yapmak istedim.
Zencefil, limon ve mürverli yapacağım. Tencereye biraz bal koydum ve zencefilimi soydum. Çok fazla zencefil.
Cefil koymak istemedim acı olmasın diye. Sonra karışıma mür ve rüzgâr ekleyip yarım limon kadar sıktım. Siz kendi istediğiniz ayarda koyabilirsiniz.
Balımı tüm malzemelere ekledikten sonra ocakta iyice karıştırıp kaynattım. Bu arada kalımımı hazırladım. Balım yeterince ısınınca kalıplara döktüm. Burayı hızlı yapmanız gerekiyor çünkü bal sertleşmeye başlıyor.
Pastillerimi buzdolabına koyup soğuttuktan sonra kalıptan çıkardım. Birbirlerine yapışmalarını engellemek için de onları ara rodunluğunun üstüne serdim. Siz nişasta veya pudra şekeri de kullanabilirsiniz. Bunlar gerçekten harika oldular. Herkese merhaba.
Bugün sizinle Treadwife akımını, yani geleneksel ev hanımlarını konuşacağız. Sosyal medyada mutlaka görmüşsünüzdür böyle 1950'lerdeki gibi tatlı tatlı, şirin şirin elbiseler giyen çoğunlukla Mormon dinine mensup. Yani bayağı Hristiyanlığın muhafazakar bir kolu.
Bütün gün akşama kadar yemek yapan ve 15 tane falan çocuğu olan ama o kadar çocuğa ve ev işine rağmen her zaman inanılmaz güzel, bakımlı ve böyle hayatları muhteşem, evleri tertemiz gözüken kadınlar. Bu videoda ben aslında size bu kadınların birer tradwife olmadığını yani geleneksel ev hanımı olmadığını, temsil ettikleri şeyin gerçekte var olmadığını, böyle bir şeyin olamayacağını ve ayrıca nasıl bir dolandırıcılık yaptıklarını ve kadınlara nasıl zarar verdiklerini anlatacağım. Tanımayanlarınız için ben kazıklı Maria.
Böyle ilginç konularda videolar çekiyorum. Kötü kitapları yorumluyorum, bir şeylere tepki falan veriyorum. Kanalıma beğendiyseniz abone olabilirsiniz. Hemen kendi reklamımı yaptıktan sonra konuya dalıyorum. Shredwife akımı, asıl mutluluğun evde zengin koca ile geleneksel Hristiyan bir hayat sürmek, bir sürü çocuk doğurmak ve onları tamamen doğal içerikli yemek ve takviyelerle beslemek olduğu fikrine dayanıyor.
Zaten çok fazla çocuk eşittir. Sağlıklı ve %100 ilgilenilmemiş çocuklar ve... aşırı muhafazakarlık eşittir dini travma.
Bir de üstüne hastalandığında çocuğunu doktora falan götürmüyorsun. Zencefilli propolis macunuyla çocuğunun zatüresini bile iyileştireceğini falan düşünüyorsun. Böyle bir saçmalık demek istemiyorum. Daha nötr davranmak istiyorum. Ben anlatacağım ve sonunda beraber karar vereceğiz.
Şimdi Türkiye'de bunun... tam karşılığı yok arkadaşlar. Bu bir Amerikan kültürü. O içerikler bize batıdan geliyor. Doğu'da ve bizim gibi işte karışık ülkelerde diyeyim.
Hem doğu etkisi var hem batı etkisi var. Bizim kültür ve dinamiklerimiz çok farklı. Ama tabii ki bizden de çok izleyen var. Kültürü çok farklı olan insanlardan da bu Treadwife içeriklerini çok izleyenler var. Çünkü temelde mantık şu.
Parası olan, çocuğu olan, mutlu bir aile. Ne güzel dindarlarda. Bak demek ki böyle yaşamak da mümkünmüş.
Zenginlik, muhafazakarlık. Bol çocuk. Bu üçünün birleşmesi yetmiyor. Bir de üstüne esperek katıyorlar ya.
İşte o zaman bunu izleyen insanlar diyor ki yani daha ne olsun? Türkiye için şöyle söyleyebiliriz. Dilan Polat ve Büşra Nupçalar gibi yani bu ikisinin karışımı olabilecek şekilde soru işaretleriyle dolu bir zenginlik ve domestiklik tarzından bahsedebiliriz aslında. Ama bizdeki en muhafazakar takılan milyoner influencerlar bile aslında gerçekten nasıl bir lüks ve şatafat içinde yaşadıklarını gizleyemiyorlar.
Bu bahsettiğim Child Wife influencerları aşırı zenginlerse, milyonerlerse bile bunu çok iyi gizliyorlar ve saklıyorlar. Ama bizde öyle bir şey yok. Çünkü bizde hem kodlarımıza işlemiş bir gösteriş merakı var.
Hem de ülkemizde keskin bir sınıf uçurumu var. Zaten ekonomi kötüleştikçe bu uçurum iyice açılıyor. Zengin iyice zenginleşiyor, fakir iyice fakirleşiyor. Bu sefer ne oluyor?
Fakir zengine öfkeleniyor ama bir yandan inanılmaz da bir imreniyor. Bu duyduğu imrenmeyi de onu takip ederek, onu izleyerek bakalım zenginler nasıl yaşıyormuş, ne yapmışlar. Acaba çok şey kaçırıyor muyum?
Bu bir. İkincisi de acaba çok çalışırsam ben de böyle bir insan olabilir miyim? Bizdeki çalışan kadın nüfusu zaten çok düşük. Ve zaten birçok kadın Türkiye'de muhafazakar bir yaşam tarzı sürüyor. Yani özünde zaten Treadwife oldukları için Türkiye'de Treadwife içerikleri yok.
Yani böyle bir içerik fikri kimseye ilginç gelmezdi. Çünkü zaten neredeyse herkes Treadwife. İstisnalar var tabii ama toplumun genelinde maalesef böyle bir yaşam şekli hakim. O yüzden Türkiye'de Treadwife içerikleri yok.
Dediğim gibi işte şu an uçalar, dilen palat tarzı insanların içerikleri tüketiliyor. Bir de daha çok temizlik ve düzen influencerları var. Bundan zaten kanalımda daha önce bahsetmiştik birkaç tane düzen temizlik videoları çektim.
Onlar hakkında da konuştuk. Hatta gelin evi videom var bu konuda. O seride çok güzeldir.
Çok güzel bir örnek teşkil edebilir ev kadınlarının nasıl yaşadığı konusunda. Bizimkiler dizayner marka kıyafetler giyip hamur yoğurmak yerine börek çörek çay yapıp yüzey temizleyici ıslak mendil, zümre ana çam kozalığı macunu ve banyo duvarlarımızı paspaslayabilmemiz için Vileda seti linkleyerek ihya alıyorlar. Bizde böyle bir Treadwife içeriği var. Ona Treadwife içeriği denilebiliriz ama bu çok yeni bir akım.
Yani bunda çok daha farklı bir şey var. Bu tür içerikler bu yaşantıyı altın tepside sunuyorlar. Türkiye'deki Treadwifeler zaten bunun çok daha özenilmeyecek. çok şatafatlı, çok oradan göründüğü gibi durmayan bir yaşantı olduğunun farkındalar.
Ama Amerika'da bu böyle değil. Amerika'da çalışan kadın nüfusu çok fazla. Amerika'da şu çok fazla. Hani bizle de bir ara yaygınlaşmıştı 2000'lerde. Çocuk da yaparım kariyerde.
Hem evimin işini yaparım, hem çocuğuma bakarım, hem de giderim dışarıda çalışırım ve kariyerimde en tepe noktaya yükselirim. Buna işte girl boss feminizm deniyor. Kendimin patronu olacağım, biz her şeyi yaparız, biz çok güçlüyüz falan ama bu kadınlar için inanılmaz yorucu. ve kadınların bütün enerjilerini bitirici ve sömürücü bir şey ve hiç de gerçekçi değil.
Kadınlar hem çocuk doğurup, hem karnınlarında çocuk taşıyıp, hem onu doğurup, hem emzirip, hem bakımını, ilgisini, sevgisini verip, hem kariyerlerinde en tepe noktaya ulaşmak, bütün bunları yaparken evde süper yemekler yapıp kocalarını memnun etmek ve kocalarına süper bir cinsel hayat sunmak. Böyle bir performans güçlü kadın olmak anlamına gelmiyor. Ve Türkiye'de çalışan kadın nüfusu az olduğu için bunun...
yoruculuğu, bitiriciliği, yıpratıcılığı fazla konuşulmuyor. Ama Amerika'da bu çok daha fazla konuşuluyor. Bu Treadwifelık aşırı süper bir şeymiş gibi gösteriliyor.
Özellikle sağcılar tarafından ve geleneksel muhafazakar insanlar tarafından. Mutluluğun tek formülü bu. 1950'lerdeki ev hanımları gibi yaşamak gibi gösteriyorlar.
Bu da kadınları kapanak ıstırıcı ve yıpratıcı ve bitirici bir şey. İkisinin ortasında bir denge bulunması gerekiyor. Şu anda böyle bir uçtan çok öbür yüce gidiyoruz.
Yani Girlboss Feminizm'den Treadwife'a çok uçurum var ama o aradaki aslında dengeyi bulmak önemli. Bıktım çalışmaktan artık evimin kadını çocuklarımla nasıl olmak istiyorum diye ağızlarının suyu akak artık çalışmaktan her şeye koşmaktan yorulmuşlar çünkü evliliklerde %50-%50 olması gerekiyor ya teoride. %50 hiçbir zaman yapmıyor kadınlar.
Çok daha fazlasını saçlarını süpürge ediyorlar %80-%90'ını yapıyorlar işin. O yüzden bıkmış durumdalar ve yorulmuş durumdalar. O yüzden artık böyle şeyler çıktı ortaya ve bunları özeniyorlar. Sanırım genel fikri anladınız. Ama şimdi örnekle gösterince daha iyi anlayacaksınız eğer aranızda hiç duymamış olanlar varsa.
Ben TreadWide denince akla direkt olarak birkaç isim geliyor. Onlardan biri olan Nara Smith üzerinden anlatacağım bu akımı. Başta taklidini yaptığım kişi Nara Smith.
Tam adı Nara Azize Smith. Yani benim bu lokalizasyon çabalarım her zaman başınıza gittiği için tam Türkçe karşılığı Nalin Azize Demirci şeklinde çevirebiliriz. Ne alaka şimdi bu çeviriyi neden yaptım gerçekten ben de bilmiyorum ama. Şimdi de Nuriye Azize.
Demirci. Neyse. 2001 doğumlu. 22 yaşında. Yarı Güney Afrikalı.
Yarı Alman. Bir manken. Evli ve 3 tane bebeği var. Çocuk demeyeceğim.
Bebek hepsi çünkü. 2020'de doğurmuş ilk bebeğini. 2024 yılındayız.
4 yaşında hala bebek. 3 tane bebeği var. Düşünün.
Arka arkaya 3 tane. 20 yaşındasın. Arka arkaya 3 tane bebek.
Arkadaşlar istediğiniz kadar zengin olun. İstediğiniz kadar hayatı yaşamış olun. İstediğiniz kadar bu gerçekten çok mantıklı ve süper düşünülmüş bir karar değil ama 20 yaşında 3 tane çocuk çok iyi bir fikir değil ve ben bunu katılmayabilirsiniz.
Bunu söylediğim için kızanlar, üzülenler, erken yaşta evlenip çocuk yapmış olanlar olabilir. Ama erken yaşta evlenip çocuk yapmış olan birkaç tanıdığımda artık yaşları ilerledikçe itiraf ediyorlar ki gerçekten çok zor. Gerçekten çok zor.
Hiçbir şekilde bireysel alan bırakmıyor. Kendinizin ne olduğunuzu unutuyorsunuz. Kendinizi tanımaya fırsatınız olmuyor. Çok fazla. Yani tamam çocuk yapın istiyorsanız 10 çocuk yapın ama 20 yaşında gözünüzü seveyim.
Birazcık daha beklemek. Kimseye zarar vermeyecektir. Kimseye ben kanalımda.
Senin seçimin sonuçta kendini cehenneme atmayı istiyorsan atabilirsin. Böyle bir şey söylemeyeceğim. 20 yaşında 3 çocuk yapmayın.
Neyse. Bu kız Manken. Kocası da kendisi de mormon. Olayı ne biliyor musunuz? Kısık bir sesle yemek tarifleri çekiyor.
Buraya kadar her şey normal. Tamam. Bize ne?
Her şeyi istersen sıfırdan yapabilirsin. İstersen Big Bang'dan başlayarak yapabilirsin ekmek tarifini. Ama olay şurada.
İçeriğin. nasıl curated olduğunu, yani nasıl planlanmış ve önceden belirlenmiş ve üzerine inanılmaz çalışılmış ve hazırlanmış şeyler olduğunu çoğu insan bilmiyor. Zannediyorlar ki öyle mutfağa geliyor bir günün ara, blueberry pancake yapmak istiyor o gün ve işte şirin şirin yapıyor ve yiyorlar falan.
Böyle değil. Bir kere her şey evde doğal içeriklerle yapıyormuş gibi davranıyor, diş macununa kadar. Ama arkadaşlar biz diş macunu almıyoruz diyor. Evde diş macunu yok ama diş macunu için kil karışımı var ve nane özü var.
Evde sakız yok çocuklar için yani bakkala gidip 2 liraya alabileceğin sakız. 2 liraya al sakızı çocuk yarım saat çiğnesin. Tükürsün ve orada bitsin olay. Sakız almıyor eve ama sakız yapmak için evde sakız bazı var. Yanlış duymadınız, sakız bazı.
Yani mi geçiyorsun sen bizle kardeşim? Yani başta gerçekten güzel içerikler yapıyordu ama artık trollüyor. Öksürük şurubu yok mesela çocukların. Veya işte boğazlarını rahatlatacak pekmez falan tarzı bir şeyler yok evde.
Ama öksürük boğaz pastili yapmak için mürver özü ve ararot unu var. Yemin ederim size ararot ununun ne demek olduğunu Narasimet'in öksürük pastili videosundan sonra öğrendim. Bütün bunların aynı anda ne kadar zengin bir ev olursa olsun herhangi bir evde bulunması taze bir şekilde, tarihleri geçmemiş bir şekilde bulunması çok zor. Birçoğu Amerikan marketlerinde bile olmaya sadece internetten sipariş edebileceğiniz şeyler.
Buradan şunu anlamamız gerekiyor. İçerikler gerçek değil. Belki gerçekten seviyordur kendi kendine tarifler yapmayı falan ama TikTok'una girdiğinizde o yaptığı içerikler gerçek değil arkadaşlar. İçerik olsun diye çekilmiş içerikler.
Mesela sabah çocuğumun mısır gevreği çekti canım. Bunun gibi bir bahane hep böyle bir tarif yapmak için bir... bahane uyduruyor zaten hepsinin başında. Bana şey hatırlatıyor.
Hatırlıyor musunuz? Böyle yıllar önce küçükler hatırlamaz. 2012-2013 olaylarında falan olması lazım. O zamanlar viral reklam konsepti hiç yaygın değildi.
Ve çok fazla takipçisi olan fenomenler sadece bu şekilde reklamlar alabiliyordu. Ve Twitter şimdi bugün olduğu gibi bir yer değildi. Daha çok Instagram gibiydi. Orada reklam vermek cooldu eskiden.
Normal insanlar da vardı orada. Biraz doğal besleneyim diyorum. Doğalını bulana kadar canım çıkıyor. Bu kadar zor olmamalı ya.
Hele içecek konusunda durum daha da felaket. Kimyasal içiyoruz resmen. Bir de mentionları sona almaları.
Ama işte bir yerden başlamak lazım işte arkadaşlar. Böyle amatör amatör yazılmış reklam metinleriyle. Bana bunu hatırlatıyor işte Nara Smith'in.
İşte bugün annemler geldi. Benim de canım tavuk sote çekmişti. Ondan sonra ondan yaptım. Tarifi buluyor.
Ondan sonra bahanesini hazırlıyor. Bir kere bu konuda anlaşalım. Neyse bunu geçtik. Diyor ki işte mesela. Çocuğumun canı bugün mısır gevreği çekiyordu.
Kardeşim marketten al kelepsu. Kasenin içine koy. Üstüne de sütü boşalt.
Ver çocuğa. Yesin. Bitsin muhabbet.
Şimdi öyle olsa milyonlarca takipçi milyonlarca dolar kazanamaz. Fırında kurutuyorsun da çocuk açlıktan geberdi saat akşam oldu. Hala biz işte narasimit mısır gevreği yapıyor falan. Milyoner değilseniz 3 çocukla sabahın köründe 4 saat sürecek fırınlanması zartı zurtuyla birlikte bir mısır gevreği tarifi yapmanız mümkün değil arkadaşlar. Çocuğu olanlar ya kedisi olanlar bile ya Allah aşkına bak.
iki tane kedim var. Çiğ ve yaş mama veriyorum ben sadece onlara. Ve 6 saatte bir besliyorum. Sabah 6'da uyandırıyorlar beni çoğu zaman. Ya 4 ya 6'dır beslenme saatleri.
Önceden şey yapmaya çalışıyordum işte çiğ mamalarını hazırlayacaksın bilmem ısıtacaksın falan. Şu an yorgun anne noktasındayım. Diyorum ki ya çiğ mamalarını öğlen hazırlarım.
Şu an gözlerimi bile açmadan konserveye açıyorum. Tabaklarını koyuyorum, veriyorum ve yatağa geri dönüyorum. Öyle bir zaman yok dünyada. Öyle bir zaman sadece çok zenginlerim var.
Bu bir lüks. Kendi yemeğini sıfırdan pişirmek, en doğal malzemelerle pişirmek, en müthiş yiyecekleri yemek, vücudunu böyle o kadar müthiş şeylerle beslemek ki süper insan olmak falan. Bunlar lüks maalesef yani her insanın ulaşabilmesi gereken şeyler bunlar normalde ama sadece zenginlerin ulaşabildiği bazı ayrıcalıklar var.
Sıfırdan mısır gevreği yapmak da bunlardan biri. Ha yapamaz mısınız arkadaşlar? Tabii ki yaparsınız ama gününüzü ona göre ayarlamanız gerekir.
Diyelim 9-5 çal ışıyorsunuz, sabah 5'te kalkıp mısır gevreği yapamazsınız. Bütün gün çalışacaksınız çünkü. Ya akşamdan yaparsınız ya da bir şekilde gününüzü ona göre ayarlarsınız. Yani sabah Nara Smith gibi kalkıp Ne kadar güzel bir gün.
Limonlu suyumu içtim. Çocuklar blueberry pancake istiyor. Blueberry'leri dalından topladım.
Pancake miximi. Ununu bile kendimiz öğüttük falan. Yani bunu sen ben yapamayız.
Bir de tamam çocuklarının yüzünü çok göstermiyor. Bu güzel bir şey. Ve çok dramaya da karışmıyor. Zaten bu yüzden o kadar fanım var bence.
Çünkü kendi halinde bir insan yani. Sadece yemek tarifleri falan veriyor. Yüzeyde, görünürde.
Çocukları da çok göstermiyor ama yani çocukları hiç göstermiyor anlamına gelmiyor bu. Yani çocukların yüzleri bazen gözüküyor. Ve ben kamerada çocuk gösterme muhabbetine zaten çok karşıyım.
Onun üzerinden para kazanmaya, içerik üretmeye falan. Zaten bunlar çok... yanlış konseptler bana göre. Çocuklara uzun vadede zarar verecek şeyler.
Tamam sen kısa vadede o çocuğun üzerinden para kazanıyorsun ama çocuğa harcadığını düşünüyorsun. O şekilde kafanda rasyonalize ediyorsun. Ama çocuğun burnuna burnuna kamerayı sürekli sokuşturup onun bütün özel hayatını bireysel sınırlarını ihlal etmek çocuğa zarar veren bir şey.
Kimse kusura bakmasın yani. Bunun için zaten ayrı bir video yapacağım. Kafamda öyle bir fikir var.
Çünkü burada konuşması çok uzun bir konu bence. Çocuk hakları ile falan ilgili. O konulara da dalmamız gerekir.
Neyse. Özellikle mankenler. çocukları sahne dekoru gibi tutuyor. Bak bu bile o kadar her şey dedim ya planlanmış, önceden ayarlanmış.
Bu pozlar bile. Muhtemelen bu çocukların bakıcıları da var. Yani 7-24 kendileri bakmıyorlar. Bu mümkün değil. 20 yaşında bir kadının 3 tane çocuğunu yardım almadan tek başına büyütmesi ve bu yaşam tarzını sürdürebilmesi mümkün değil.
Asıl nokta ne biliyor musunuz? Bunları göstermiyor. Yani demesi lazım ki. Gerçekten izleyicilerini umursayan insanlardan bahsediyorum.
Tabii ki içerik üreticilerinden böyle bir şey beklemek yanlış yani. Böyle bir illa kural koyamazsın. Böyle bir yasa çıkaramazsın. Ama ahlaki olarak böyle bir şey bekliyorsun.
Özellikle genç kadının izleyicileri çok fazla var. Demesi lazım ki arkadaşlar biz bu yaşam tarzını böyle sürdürüyoruz ama bakın bizim şu da var bu da var. Yani açık açık söylemesine bile gerek yok. Bir videoda mesela işte yardımcı tutarken gözükür falan yani.
Ama bunları işte satmaya çalıştığı şeyin büyüsünü bozacağı için asla bunları yapmaz. İnsanların hayatı söz konusu olsa bile diyelim çok özel de ona birisi. Ve ulan ya ben de genç evleneyim boşver zengin biriyle evleneyim falan. Hani... Küçük yaşlarda bu fikirlere kapılanlar yok mu?
Ki ne kadar artık etkileniyor insanlar influencerlardan. Hayatlarının aşırı büyük kısımlarının kararlarını falan influencerlara özenerek alanlar var. Bunun sorumluluğunu ya tabii ki her şeyden sorumlu tutunmak mümkün değil. Onların aileleri var. Telefonları sınırlamaları gereken kişiler aileleri ama.
Ben mümkün olmayan bir şeyi satmanın ahlaken çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Mesela Balerina Farm var ya. O da işte Instagram'da baya bir takipçisi olan. Bahçede işte tarlada kulübede yaşıyoruz falan gibi gösteren bir kadın.
Ama babası JetBlue adlı havayolları firmasının sahibi. İnanılmaz zenginler yani öyle böyle bir zenginlik değil. Ama işte bunu saklamaya çalıştı bunu. Sonradan ortaya çıkardılar.
Kendisi yalan söylüyordu bu konular hakkında. İşte biz tarlada kendi halimizde yemekler pişiriyoruz falan filan. Kadının arkasındaki fırına bakıyorsun inanılmaz pahalı.
O kadar fazla çocuğu o çiftlikte şey yapmak. o kadar çok ineğe bakabilmek. Dedim ya size az önce.
Yani iki tane kediye bakmak bile yeterince zorken 500 tane çocuk 50 tane inek, 30 tane kuzu 50 tane dana, 70 tane tavuk falan yani mümkünatı yok yardımsız bu işleri yapmalarına. Hiçbir emek ve çaba harcamadan veya en azından başkalarının emeğini ve iş gücünü harcamadan gösterince düzenbazlık yapmış oluyorlar. Olayın iç gıcıklayan kısmı bu. Yoksa bana ne?
Çiftlikte, tarlada istediğini yapsın. İsterse akşama kadar patates eksin. İsterse Narasimit akşama kadar öksürük pastili tarifi yapsın.
Beni ilgilendirmiyor yani ama zarar verdiği kısım bu. Hayal pazarlamaya çalışıyor. Ayrıca bu kadar zengin.
Aynı zamanda mankenlik de yapıyor hala arkadaşlar. Bu kadının vücudu formda olmak zorunda. En iyi şekilde beslenmek zorunda. Mankenlik sektörü inanılmaz cinsiyetçi, ateerkil ve kadınların beden algı bozukluklarını, yeme bozukluklarını tetikleyecek bir sektör. Bu maalesef böyle yani.
Keşke böyle olmasaydı ama bu şartlar altında çalışıyor birçok manken. Birçok marka bunu istiyor. Kendilerini aç bırakmalarını.
İşte defilyeden önce 3 gün açlık orucu yapmalarını falan. İnanılmaz şeyler var. Acayip bir disiplin gerektiriyor yani. Böyle bir işte çalıştığınızı düşünün.
3 tane çocuğunuz var. Her şeyi kendiniz yapıyorsunuz. Tamam hadi ona da inanalım.
Gerçek değil ama. Tamam her şeyi kendin yapıyorsun. Evde diş macunu bitince geçiyorsun tezgahın başına.
Nane özü ve kilden diş macunu yapıyorsun. Gerçekten çok kuruldum o videoya. Boğaz pastili ve diş macunu videosu beni çileden çıkardı.
Bunların hepsini kendiniz yapıyorsunuz. Marketten hiçbir şey almıyorsunuz. Milyarder olmana rağmen böyle yaşarsan kere sana manyak derler. Bu bir.
İkincisi sürdürülebilir değil. Sürekli seyahatlere çıkıyorsun. Sürekli birlikte çalıştığın markalarla toplantılar yapmak zorundasın.
Kimi zaman yüz yüze, kimi zaman zoom üzerinden. Yani onlarla sürekli bir iletişim halinde olmak zorundasın. Ya ben bazen kedim klavyenin üstünden geçtiği ve arkada miyavladığı için toplantılarım bölünüyor. Siz bilmiyorsunuz mesela ama belki fark edenleriniz olmuştur. Kameranın açısı değişti.
Işık da değişti. Kedilerim oyun oynarken kamerayı düşürdüler. Koptu ve konuşmuştum böyle bir 20 dakika falan. Hepsi gitti. Bütün video bozuk çıktı yani.
Ve ben... Videoyu tekrar çekmek zorunda kaldım ve konuştum, not aldım. Bütün her şeyi size tekrar söylemek zorunda kaldım. Tabii arada mama falan da verdim.
Acıktılar çünkü falan derken zaman geçti. Işık değişti böyle. Yani şey yapamıyor, tahmin edemezsiniz mesela.
Kediniz ne zaman kamerayı düşürecek? Hiçbir zaman tahmin edemezsiniz. Bütün bunları kendisi başarması için gerçekten tanrı falan olması lazım. Üstüne de içerik üretiyor yani.
Bütün hesaplarına içerik yetiştiriyor. Siz zannediyor musunuz ki arkadaşlar böyle kendisi editliyor. Yazısını, altyazısını bilmem. Müziğini seçiyor falan. Hiç.
Bunlara kafa yorduğunu düşünüyor musunuz gerçekten? Bu insan tuvalet çiftlemekle uğraşıyor mudur? Bu insan mesela bizim uğraştığımız gündelik işler, kedi boku temizleme, koltuğa çocuğun sıçtı, onun bokunu temizleme falan. Böyle şeylerle uğraşıyor mudur sizce?
Onların çok daha önemli işleri var arkadaşlar. Mesela sürekli uçak seyahati yaparak küresel ısınmaya katkıda bulunmak gibi. O yüzden hala bütün bunlara inanıyorsanız gerçekten çok naif ve iyi niyetli bir insansınız.
Treadwife içeriklerinde pazarlanan şey fake. Tamamen bir cosplay. Gerçek dışı. Gerçekle bir alakası yok.
Sen tradwife değilsin, sen içerik üreticisisin. İçerik üretiyorsun internete, para kazanıyorsun bu içerikten. Tradwife olmuyorsun, geleneksel ev hanımı olmuyorsun.
O kadar yalan, o kadar tiyatro ki. Ama birçok insan bu mümkün olmayan yaşam tarzını gerçek zannediyor ve satın alıyor maalesef. Bir de üstüne savunmaya geçiyorlar biliyor musunuz?
Hani Elon Musk'ın simpleri var ya böyle Twitter'da Elon Musk ne yazarsa. Allah'ımsın sen benim sana tapıyorum Elon Musk falan diye mentionlar atan mavi tikli Elon Musk'a abone olmuş aylık para falan veren tipler. Ya çünkü öyle herhalde öyle milyarderleri savunarak milyarder olunacağını zannediyor.
Böyle garip çarpık bir mantık kuruyor bazı insanlar. Böyle bir şey yok arkadaşlar. Ya da işte onun kadar çalışırsam onun kadar zengin olabilirim.
Hayır öyle olmuyor. Çünkü o kadar zengin olabilmek için mutlaka çok sosyalist bir video oldu bu. Mutlaka birilerinin emeğini sömürmek gerekiyor.
Organik zenginlik tamam okey bir yere kadar ama milyarder böyle yüzde birlik bir zenginlik gerçekten birilerinin emeğini sömürmekle oluyor. Mesela Elon Musk'ın anne babasının Afrika'da zümrüt madenleri var. Ve Elon Musk böyle Amazon'un sahibi gibi bir garaj açtım ve bir rüya mı vardı falan öyle değil yani ki Amazon'un sahibinin bile annesi babası zenginliği.
Nepo baby diyorlar ya bir de öyle bir muhabbet var işte. Eğer Wikipedia'da annenizin ve babanızın adı maviyse ve üzerine tıklanıyorsa konuşmayın falan gibi. Zenginsiniz zaten bu hayata.
avantajlı gelmişsiniz, ayrıcalıklı gelmişsiniz falan gibi. Neyse uzun konular. Ama bunları savunan insanlar varmış.
Şimdi Narasimettin'de fanları gelecek bu videonun altına muhtemelen. Ama Meryem aslında onun her şeyi sıfırdan yapması tamamen bir otoyinun hastalığı var. Ondanmış.
İşte alerjisi varmış. Egzaması varmış. Oymuş buymuş falan. Bazı insanlar bunu gerçekten çok seviyor. Birileri böyle böyle yapsın ve onlar da çekirdek çitleyerek izlesinler.
Asla anlamadığım bir kendine işkence etme yöntemi. Neden bunu kendinize yapıyorsunuz? Yani neden Sen merak edebilirsin okey ama niye kendine işkence ediyorsun?
Çünkü bizim gerçekten Türkiye'de kendine işkence etme şeklinde tezahür ediyor bu. Bunun sosyolojik sebepleri falan vardır mutlaka ama aşırı merak ediyorum. Yani niye insanlar aşırı zengin insanların yaşamlarını izleyip sürekli depresif hissediyorlar kendilerini sonra üzülüyorlar.
Ve onlara özeniyorlar ve onlara birisi bir laf ettiğinde onu savunma içgüdüsü oluyor içerisinde. Ben şimdi Nora Smith'in... alerjisini ve otomün hastalıklarını buraya yazmaya gelen arkadaşlara kötü bir şey söylemek istemiyorum. Bu kadar da sert davranmak istemiyorum. Günün sonunda bir içerik.
İzliyorsun, rahatlıyorsun, geçip gidiyorsun, konuyu kapatıyorsun. Ben sadece zaten olayın görmediğimiz ve gerçekten konuşulması tartışılması gereken boyutundan bahsediyorum. Tamam hastalığı varmış, geçmiş olsun bir şey demiyorum zaten. Ama bu hastalık ona insanları kandırma hakkını vermiyor.
Sizce bir milyarder sırf alerjisi var diye diş macununu kil ve nane özünden yapıp diş sağlığını tehlikeye atar mı? Mankensin. İnanılmaz güzel gözükmen gerekiyor.
Dişte yani ağız sağlığı, gülümsemek yani dişlerinin de çok güzel olması gerekiyor. Sizce o skindirik kilden yaptığı macunu gerçekten kullanıyor mudur yani? Sabah akşam dişlerini onunla fırçalıyor mudur? Üstelik bakteri yuvası böyle fırçayı bildiğin içine soktu. Hobisidir.
Yapmaktan keyif alıyordur. Onu bilemem. Yemek pişirmekten hoşlanıyordur. Böyle şeyleri kendisi yapmaktan, DIY projelerden falan filan. Onu gerçekten bilemiyorum.
Sizce her gittiği yerden diyelim diş macunu bitti. Kilerden macun ve bu örneği çok kullandım ama gerçekten özür diliyorum. Nane özrü çıkarıp diş macunu yapıyor mudur her gittiği yerde?
Otelde mesela. Veya kahvaltı için otelin mısır gevreğinden yemek yerine kendi kavanozuyla getirdiği 4 saatlik fırınladığı mısır gevreğinden yiyor mudur? Ki zaten seyahat videoları da var.
Minicik bavullarla gidiyorlar her yere. Zaten kendi bütçesine uygun zibilyon tane zengin ürünü vardır. Doğal, organik, morganik bir şeyler bir şeyler.
Onları kullanıyordur. Yani gerçekten bu insanların nasıl yaşadığı konusunda biraz saflık mevcut. bizde.
Onların zaten gittiği üst düzey süpermarketler var. Bizim bu bir iki tane lüks market var ya. Onlar bunların yanında osuruk gibi kalır yani. Öyle söyleyeyim. Erevan falan gibi sadece Beverly Hills falan bu tarz böyle aşırı zenginlerin yaşadığı lüks semtlerde olan marketlere gidiyorlar.
İşte bütün olayı organiklik, doğallık, sağlıklılık filan üzerine kurulmuş. Bunu geçtik. Alerjisini falan geçtik.
O mutfakta bir ışık var. Bir kamera var. Böyle bir sahne set var.
Yani o Siz sadece mutfağı görüyorsunuz. Arkada ışıklar, kamera var, dağınıklık var, kablolar var. Videolar çok önceden tasarlanmış oluyor. Büyük ihtimalle aylık içerik takvimi oluyordur.
Ona göre video çıkarıyordur. Kullanacağı şeyleri önceden internetten sipariş ediyordur. Tariflerinde kullanacağı malzemeleri.
Bakın ben bile şurada bir ışığım var. Tripodum var. Burada bir sürü kablolar var. Ses kartı, zart zurt. Sizin görmediğiniz bir sürü dağınıklık var.
Ama işte buradan böyle gözüküyor. İşte kitaplığım ve ben. Çok kılız falan ama arkası... bir felaket. Sonra edit süreci var.
Case 40 videoları renderla diğer sosyal medya hesaplarına koy. Thumbnail seç falan. Bir sürü incik cıncık yani kimsenin dillendirmeyeceği ama içerik üretirken gerekli olan şeyler. Editörleri olduğunu söylemiştim.
Benim bile editörüm var. Videolarımı editörcüm olmadan nasıl yetiştirirdim gerçekten aklım almıyor. Hatta şu an bir ay boyunca editörüm olmayacak.
Askere gitti ve ben nasıl bu videoyu yetiştireceğim, nasıl editleyeceğim onun telaşesini yaşıyorum yani. Aşırı stresliyim ne zaman çıkaracağım falan filan. Aşırı mesela ben burada aşırı arka plandan bahsettim sizde bu videoda.
Belki de işin şeyini bozuyorum. Biraz böyle dördüncü duvara yıkıyorum. İşin büyüsünü bozuyorum belki de. Ama gerçekten size anlatmak istediğim nokta bu. Hiçbir şey öyle dışarıdan göründüğü gibi değil yani.
Sonra evde ilaç. İlacımız yok. Genelde aşı karşıtı filan oluyorlar bunlar. Nara Smith öyle değil de çok var böyle Treadwife.
Ona hiç girmeyeceğim zaten. Yani evde ilaç yok filan diyor ama yani siz arkadaşlar inanmayın ona. Muhtemelen. Çocukların sağlığına çok dikkat ediliyor.
Çok iyi doktorları vardır, sağlık sigortaları vardır, çok güzel ilaçları vardır hasta olduklarında kullandıkları. Birçoğumuzun ulaşamayacağı sağlık hizmetlerine ulaşıyorlardır. Amerika'da sağlık sistemi kötü ama dediğim gibi %1'lik bir zenginlik katsayısında oldukları için bunları düşündüklerini düşünmüyorum. Ararat unlu bir boğaz pastilinde kalmadı o çocuklar yani onu anlatmaya çalışıyorum. Bir de kadınları imkansız bir güzellik algısına özendiriyor.
Aa diyor çocuk doğurduktan 10 gün sonra video çekmiş. Vay anasını ya ben çocuk doğurdum ayağı bile kalkamadım. Bak işte çocuk doğurduktan önceki kilosuna geri dönmüş üstüne üstlük işine de geri dönmüş falan. İmkansız şeyler yani.
Bir de o kadar güzel ki böyle kuğu gibi böyle sakin tonda bir sesi var. Tırnakları her zaman çok güzel. Saçlarını böyle yapıştırıp 1920'lerdeki gibi yapıyor. Elbiseleri zaten dizdi artık dedim ya size. Artık işin bokunu çıkarıyor.
Yani bildiğin sadece podyumda giyilebilecek kıyafetlerle patates salatası falan yapmaya çalışıyor. Boyu aşırı uzun, zayıf falan biliyorsunuz artık. Zayıflık bir zenginlik göstergesi haline geldi.
Önceden böyle 2010'larda falan şeylik modaydı böyle koca göt, koca meme falan ama baktılar ki... Artık bütün kadınlar böyle gözükebiliyor. Bizim farklı gözükmemiz lazım diyor zenginler.
Zenginlerde böyle bir olay var. Avam takımı gibi gözükemeyiz biz. Madem onlar şişko artık biz de zayıf oluyoruz eşek. Kardeşin kardeşler göt implantlarını çıkardılar. Hepsi böyle inanılmaz bir tane şeker ilacı var.
Şimdi adını söyleyemeyeceğim biliyorsunuzdur bazılarınız. Birçok ürünü o diabet ilacını kullanarak inanılmaz zayıfladı. Kilolar verdiler falan filan.
Çünkü artık zayıflık böyle daha yüksek. bir klas göstergesi. Bunun senin metabolizmanla, boyunla, genlerinle çocuğu doğurduktan sonra ulaşabildiğin sağlık hizmetleriyle istediğin zaman yapabildiğin sporla, istediğin gibi güzel beslenebilmenle birçok şeyle alakası var ama o şekilde yansımıyor.
Bunların hepsinin açıklamasını yapmak zorunda mı? Tabii ki değil. Ben sadece işin güzellik algısı boyutunda konuşmak istedim. Muhtemelen bir de kadınlar işte ben de her şeyi evde yaparsam böyle fit olurum falan gibi düşünüyorlar.
Bu da bence çok yanlış. Bir de işin colorism kısmı var. ki ona girersek bir daha çıkamayız herhalde. Colorism şu. Siyahlar arasında da var bu.
Bir insan diyelim siyahi bir insansın ama ne kadar beyazsan melezsen, tenin beyazlığa ne kadar yakınsa, ne kadar açıksa o kadar az ırkçılığa uğruyorsun. Nara'nın teni aşırı siyah olsaydı, saçları kıpkıvırcık olsaydı falan bu kadar savunulur muydu? Bu kadar... Ya herkes çünkü kimseye toz kondurmuyor yani.
Bir de şey de var. Normalde saçı kıvırcık. Her siyah yıkadığında olduğu gibi.
Eğer aşırı böyle white passing değilsen saçları genelde kıvırcık olabiliyor. Ya da böyle düzleştirmesi kolay değil de daha zor. Onların böyle saçlarının numaraları var. Kimisi çok zor şekil alıyor.
Aşırı kıvırcık. Kimisi daha az kıvırcık. Daha kolay şekil alıyor.
Hepsinin bakımı farklı. Değişik koruyucu saç stilleri var. Mesela örgüler, Hindistan cevizi bakımları.
Bir sürü böyle işte peruklar, meruklar, peruk dikme. bu tarz şeyler bile var yani. Bunlar için aşağıya birkaç tane link bırakırım çünkü benim de çok ilgimi çeken konulardı bunlar.
Bir de Dear White People diye bir dizi var. Onu da izlerseniz bu konularda çok bilgilenebilirsiniz. Benim için çok bilgilendirici olmuştu. Siyahlar, yaşam tarzları, kendi aralarında yaşadığı ırkçılık sorunları falan filan.
Bu konularda çok bilgilendirici olmuştu. Böyle rujunu da şey sürüyor vintage böyle ortalarından hani 1920'ler dedim ya. Yine böyle yukarı taşırarak böyle daha estetik, esterek bir görüntüye sahip olmak için. Bilerek bu süresinde o umursamaz manken ifadesi var.
Böyle hiç gülmüyor o videolar. Normalde Google'a aratırsanız güldüğü hallerini bulabilirsiniz de o videolarda genelde böyle yani. Nasıl bir satış stratejisi gittiğini anlatmıştım az önce.
Bütün bu özelliklerinden dolayı ona böyle bir sanki pas geçiş kartı veriliyor. Yani bu kadar estetik ve bu kadar başarılı bir içerik üretici olunca bu şeyler konuşulmuyor. Bence bir de işin kültürel boyutu da var.
Mesela Avrupa ve Afrika melezi. İngilizceyi sonradan öğreniyor. 14 yaşından sonra taşınıyor Kaliforniya'ya.
Avrupalılığı çok cool'luk. olarak görüyor Amerikalılar. Onlar çok farklı bakıyor o mevzuya.
Yani hani bize nasıl çok yabancı ülkelerden, batıdan falan birileri gelince bize kıyafetleri, konuşmaları bazen çok farklı gelir, çok değişik gelir. Kimisi daha cool bulur. Burada da aynı mevzu.
Amerikalılarda Avrupalıları çok cool buluyorlar. Onlara böyle çok daha yüksek bir, nasıl söyleyeyim, daha yüksek bir coolluk seviyesi, daha farklı bir yaşam tarzları falan olduğunu düşünüyorlar. O şekilde de bir özenme vardır bence.
Çocukların isimleri bile zaten aşırı zenginlerin koyacağı saçmalıkta. çocuklarına o kadar saçma isimler koyabilirler ki o çocuklar hiç o isimleriyle dalga geçilmeyen ortamlarda büyüyecekler. Zaten aşırı zengin sörkıllarda büyüyecekleri için isimleri şöyle çocuklarının 3 çocuğunda ismini sayıyorum. Rumble Honey, Slim Easy ve Whimsy Lou.
Bu isimlerle Türkçe'ye çevirmek istiyorum yine. Lokalizasyonumuzu da yapalım. Gürleyen Bal, Hafif Narin ve Tuhaf Lou. Düşünsenize bu isimlerle A101'e yani mesela bir çağrı merkezinde falan çalışmaya çalışsanız. İyi günler efendim.
Hoş geldiniz. Ben Wimzy Lu. Ben Gürleyen Bal.
Asla çağrı merkezinde çalışmayacağım için asla bunları düşünmek zorunda kalmayacak. İşte bu kadar ilginç isimler koyabilmek bile sınıfsal bir üst sınıf göstergesi aslında. Bir de evlilikleriyle ilgili dedikodular var.
Biraz böyle çok araştırdım. Redis'in dibini sıyırdım. Baya internetin derinliklerine daldım kızı araştırırken.
2001 doğumlu. 2020 yılında evleniyorlar. Yani evlendiğinde 19 yaşında ve 6 aylık bir süreyle çıkıyorlar.
6 ay. 18 yaşındasınız 6 ay birini tanıyorsunuz ve evleniyorsunuz 19 yaşında. Dünyanın en kötü fikri olabilir bence.
Manyak mı çıkacak sapık mı çıkacak yani 6 ay bence kesinlikle bir insanı tanımak için yeterli süre değil. Ama hadi okey ya tamam bu arada yetişkin olursun ikiniz de birbirinizden eminsinizdir. Hayatınızda belli bir noktaya gelmişsinizdir o ayrı ama 18 yaşındasın.
Karşındaki insan da küçük yani. Neyse 19 yaşında evleniyorsun ve evlenir evlenmez çocuk yapmaya başlıyorsun. Her yıl neredeyse bir çocuk yapıyorsun. Kocası da 98'li.
Kimileri kocasının religious grooming yaptığını yani dinini kullanarak onu çok genç yaşta manipüle ederek evlenmeye hazırladığını söylüyorlar. Kocası zaten Utah'lı. Bir iki videoda bahsetmiştim Utah nasıl bir yer. Hani Trabzon'un Of ilçesi veya Adıyaman'ın menzili gibi düşünebilirsiniz. Bu iki yerin ortak noktası ne ben hala anlamadım diye soruyorsanız biraz araştırabilirsiniz.
Hani şöyle bir ipucu verebilirim. Din hakkında düşünmeyi çok seven yerler gerçekten. Öyle diyelim. Bazı kaynaklarda da Nara'nın yaşının aslında daha büyük olduğu söyleniyor. 20'li yaşlarının sonunda olduğu söyleniyor.
Aslında bu da mantıklı geliyor çünkü gerçekten çok olgun görünüyor. Ve bu şekilde bir karar vermek bu kadar çocuk doğurmak için daha ayaklarının yere basması gerekiyor. Ya tabii yapanlar yok mu?
Tabii ki var. Ama yaşı hakkında yalan söylediğini düşünen baya bir insan var yani. Bir de kocasının daha önceki ilişkisinde de kendinden çok büyük biriyle çocuk yaptığını biliyorum.
Bir tane üvey çocuğu var yani Nara'nın. O yüzden çok da... mantıksız bir şeymiş gibi gelmiyor bu bana.
Gerçekten yaşı büyük olabilir aslında Nara'nın. Çünkü diğer kız da 92'li miydi? 90'lı mıydı? Neydi yani? Belki herifin şeyi vardır.
Kendinden büyük kadınlarla çıkma fetişi veya breeding fetişi vardır. Breeding fetiş de şey. Birlikte olduğun her insanı hamile bırakma dürtüsü deniyor. Mormonluğa da girelim madem bu kadar detayına girdik olayın. Çünkü o da çok sansasyonel bir boyutu için.
Mormonluk kısaca Hristiyanlıktan sonra 1800'lü yıllarda Joseph Smith diye bir adamın yeni bir peygamber olduğunu iddia etti. Ve kendine böyle kült takipçiler oluşturduğu bir din. Hristiyanlıktan sonra bir peygamber daha geldi.
Onun adı da Joseph Smith. Biz buna inanıyoruz. Kendilerine Mormon diyorlar. Jesus Christ of Latter Day Saints diye geçiyor kiliseleri. Tarikat diyebiliriz aslında.
Çünkü nasıl Fethullah Gülen'e böyle peygambermiş gibi muamele eden, neredeyse tapan bir grup insan var ya. O da bence bildiğin kült. Bunlar da öyle.
Çok katı bir din. Çay kahve içmek bile yasak. Kafein tüketmek yasak. Yani hayatın en basit keyiflerinden birini bile yaşamaya hakları yok arkadaşlar.
Evlilikten önce cinsellik yaşamak falan yasak. Her hafta kiliseye gidip dua etmeniz gerekiyor. Çok garip bazı katı inançları var.
Burada şu an hepsini konuşmak istemiyorum. Yine başka bir video yapacağım bunun içinde. O yüzden Mormonluğu şu anda özet geçiyorum sadece size. Ama mormonluk ne kadar katı olursa olsun Amerika'da azınlıklar özgürlüklerini kazanmaya başlayınca tabi dinlere de update geliyor.
Mormonluk bu şartlara göre güncelleniyor. Normalde mormon tapınaklarına eşcinseller, siyahlar, bunun gibi başka azınlık gruplar giremiyor. Ama 1978'de artık siyahlar girebilmeye başlıyor.
Yani Nara 45 yıl önce yaşamış olsaydı nasıl söyleyeyim Nara'nın babaannesi veya anneannesi mormon kilisesine giremiyordu. Ay düşünsenize ya çocuk yapıyorsunuz o kadar emek veriyorsunuz bilmem ne sonra gidiyor mormon oluyor. Olmak istese bile mesela babaanne veya anneannesi mormon olmak isteseler bile tapınaklara giremeyeceklerdi.
Geyler hala alınmıyor o tapınaklara. Böyle bir din düşünün. Yani bazı insanlara açık açık ayrımcılık uygulanıyor. Öyle ki onları kendi ibadet ettikleri veya kutsal gördükleri mekanlara almıyorlar. O yüzden siyah mormonlara, Trump destekçilerine falan çok şaşırmışımdır.
Ama tabii bunlar... Siyah beyaz şeyler değil böyle tek boyutuyla ele alınabilecek şeyler değil. İşin içinde eğitimsizlik var.
Hırsat eşitsizliği var. Var da var yani. Nara çok gençken belki Avrupa'dan göçtüğü için bir bok bilmiyordu bu meseleler hakkında.
Öyle sevgilisiyle tanıştı zort diye kendini o dünyanın içinde buldu. Bunu bilemeyiz. Bunun için o yaşında onu suçlamak çok doğru olmaz bence. Ama artık dediğim gibi milyonlarca insan insana hitap ettiği için bir sorumluluk doğuyor ufaktan.
Sonuçta çocuk değil hatta kendisinin 3 tane çocuğu var. Yani mormon olduğunu söylüyor. 3 tane mormon çocuk yetiştiriyor. O yüzden bu konularda söz sahibi oluyor biraz aslında. Ama tabii buna da bahanesi var.
Kendisinin bir açıklama yapmıştı. Şey diyor içeriklerine sürekli tepki gösteren ve yaşantısının mormon yaşantısıyla alakası bile olmadığını söyleyenler var çünkü. Mankenlik yapıyorsun ne ayak sen hayırdır nasıl mormonsun falan diyenlere.
Hala dinimi öğreniyorum ne yaptığımı tam olarak bilmiyorum. Hardcore mormon değilim diyor ve işin içinden sıyrılıyor. Oh ne güzel dünya yani.
Bir de bu tarz içerikleri sevebilirsiniz tabii ki. Bunda hiçbir sorun yok. Ev kadınlığı konsepti size daha iyi gelebilir dışarıda çalışmaktan. Bunda da hiçbir sorun yok.
Ailenizde kendi dengesini, dinamiğini kuruyorsanız. Kimsenin yaşam tarzına karışamaz yani. Bunlara zaten hiçbir lafım yok. Ama yaptıkları düzenbazlığın farkında olmanız lazım.
Yani örnek gösterdikleri yaşamın parası olmayanlar için nasıl bir cehenneme dönüşebileceğini, özellikle etkilenmeye çok açık genç kadınların nasıl bir felaketi sürükleyebileceğini anlamamız gerekiyor. Bir de şey diyenler de var ya işte ırkçılık yapıyorsunuz sırf siyah diye bu kadar dikkatinizi çekiyor ve bu kadar laf ediyorsunuz aslında o sadece hayatını yaşamaya çalışıyor bilmem ne ama bu kadar basit değil ki benim ırkıyla hiçbir problemim yok yani. Bir sürü içerik üreticisi var Treadwife ama en ünlülerinden biri Nara Smith biri de Ballerina Farm zaten ki Ballerina Farm...
hakkında da bir sürü sansasyon, skandal şeyler var. Çiftlikteki ineklerin memelerini sürekli sağarak öldürdüğü, hasta ettiği, ilkaplandırdığı, çocuklarının sürekli hasta, ayaklar ı çıplak bir şekilde koştuğu ve sürekli hasta oldukları bilmem ne falan. Bir sürü hani Reddit linkini koyarım aşağıya. Onun hakkında da bir sürü şey var. Ama hani en çok takipçisi olan TikTok'ta benim bildiğim kadarıyla Nara Smith.
Ben o yüzden. Yoksa hani siyahlığıyla falan bence çok ilgisi yok. Yani en başarılılarından biri olduğu için bu kadar dikkat çekiyor. Resmen Twilight gibi bir fan kitlesi var düşündüğünüzde. Kusursuz güzellikleriyle kalın ailesini anımsatan, inanılmaz zengin ama aşırı geleneksel yaşayan kalın ailesi gibi.
Bella ve Edward gibi. Bir de tabi Amerikan rüyasını temsil ediyor. Biri siyah, biri beyaz. Bir Kürt sevdim falan misali.
Zaten Twilight'in yazarı da bir Mormondu. Ben cidden vibe'larına vampire gibiler. Bildiğin vampire gibiler. Çocuğun artistliklerini bir görseniz böyle ağzında kürdan falan. Böyle bir haller, tavırlar.
Edward'ın kasıntılıklarını çok hatırlatıyor bana. Bir de ikisi de manken zaten. O yüzden de aşırı dikkat çekiyorlar.
Ne oldu şuna? Bu videoları izlemek demek bu insanlara para kazandırmak. Bir görüntülenme bile dolaylı yoldan para oluyor.
Etkileşim vermiş oluyorsunuz. İzlenmelerinizi beğenmelerinizi küçümsemeyin arkadaşlar. Hepiniz musluğun altına konan kaba bir damla eklemiş oluyorsunuz.
Bu yüzden bu insanların içeriklerini tüketirken neyi promote ettiğimizi aslında dolaylı olarak Neyin propagandasına destek verdiğimizi bilmemiz lazım. Ya niye bu kadar ciddiye alıyorsun? Ben ASMR diye izliyorum.
Uyumadan önce izliyorum. Tarifleri hoşuma gidiyor. Okey. İzledim birkaç videoyu. Gerçekten bağımlılık yapıyor.
Çok güzel. Karışmıyorum yani. İsteyen istediğini yapsın da. Sadece sizin etkileşiminiz, görüntülenmeleriniz bile bu insanlara yarıyor.
Bunu anlatmaya çalışıyorum aslında. Ve insanlara etkileşim kazandırırken yüz kere düşünmemiz gerekiyor. Ayrıca şu an 22 yaşındı bu kız.
Kocasıyla toplam ilişkileri 4-5 yıllık. Benim evliliğimden bile daha kısa. Küçümsemek için söylemiyorum.
O yaşta yani çok küçük şu an yaşı. Onun 30-40 yaşlarındaki haline yani prefrontal korteksi kapanmış, beyin gelişimi tamamlanmış. 25 yaş civarlarında tamamlanıyor ya beyin karar verme mekanizmalarımız falan. Çok değişiyor insan 25 yaşından sonraki.
Siyah beyaz düşünmüyorsun artık nüansları da yavaş yavaş görmeye başlıyorsun. 25 yaş altı gerizekalıdır, beyinsizdir demiyorum ama çok daha fevri kararlar, çok daha büyük adımlar atılıyor bazen. Bundan bahsediyorum.
Çok merak ediyorum hani 30-40 yaşında nasıl olacak hayatı? Lütfen 10 yıl sonra bu videoya geri gelin tamam mı? 2005'te de vardı YouTube, 2015'te de vardı, 2025'te de var, 2055'te de olacak muhtemelen. Bu videoya 10 yıl sonra geri gelir misiniz? Eğer Narasimh bu içerikleri bitirip servetine servet katmamış ve boşanmamış olursa gerçekten size adres vereceğim ki gelin suratıma tükürün diye.
Bu kadar söylüyorum. Bir de bir tane daha skandalı çıktı bu son haftalarda. sanırım küçük siyah içerik üreticilerinden içerik çalıyormuş kendisi. Yani TikTok'ta gördüğü, çok az izlenmiş videoların tariflerini alıp kendi yapmış, kendi ürettiği tarifler gibi davranıyor.
Hatta bir tane kadın tepki verdikten sonra onu dava etmekle falan tehdit etmiş. Marka karalama falan şeklinde dava edeceğini söylemiş. Rezalet gerçekten. Öyle tatlı tatlı içerikler yapan biri için çok hoş bir imaj değil bence. Seni dava ederim falan bir de birileri.
Yani resmen ben size söyledim ya emeğe konmadan milyarder olunmaz arkadaşlar. Mutlaka birilerini kazıklamak gerekiyor maalesef. Şimdi işin sınıfçılıkla ilgili olan kısmı hakkında detaylı konuşmak istiyorum. Şimdi birçoğumuz 22 yaşında daha üniversiteden yeni mezun oluyoruz değil mi?
Ama bakın araya 22 yaşında bütün her şeyi halletmiş hayatıyla ilgili bizim asla hayal bile edemeyeceğimiz bir... Hayatı var böyle her şeyi çözmüş hiçbir şeyden yani hayatı boyunca bir daha ekonomik kaygı bu tarz hiçbir şey düşünmek zorunda değil yani. Ve aşırı zenginken Treadwife içerikleri üretmekte şöyle bir sorun var.
Onlar aslında yoksulluğu romantize ediyorlar estetize ediyorlar. Yani normalde bir insan neden bir şeyi sıfırdan yapar? Fakir olduğu için değil mi?
Ekmeği neden sıfırdan yaparsın? Fırından alamadığın için. Şimdi artık bu bir sınıf meselesine döndü işte daha sağlıklılık doğallık organiklik.
falan ama normalde her gün kendileri ekmek yapmak zorunda olan kadınlar var. Daha imkanların düşük olduğu yerlerde yaşayan veya daha imkanları düşük olan insanlar. Veya işte her şeyin doğalı olmak zorundadır. Çünkü zaten çiftlikte yaşıyorsundur ama bunu sen seçmemişsindir. Böyle yaşamak zorundasındır.
İneyi sağıp sütünü içmek zorundasındır. Yani başka yapabileceğin bir şey yoktur. Veya tavukları mı vardır? Yumurtasını yemen lazımdır. Zorunluluktan olan bir şeyi estetize ediyorlar.
Ben o kadar zenginim ki fakir gibi cosplay yapabiliyorum. Balerina Farm gibi. tavuklarımdan yumurta toplayabiliyorum ve onlarla cupcakeler yapabiliyorum.
Ama ertesi gün tekrar toplamak zorunda kalmayacağım. Ertesi gün işte Erovan'a giderim, Trader Joe's'a giderim, ne bileyim Whole Foods'a giderim. Oradan paket paket yumurta alırım yani. Dünyadaki bütün para benim nasıl olsa.
Bazı insanlar çalışamıyor. Kocaları izin vermiyor, aileleri izin vermiyor. Öyle bir ortamda büyüyüp yetişmiyorlar. Çalışma gibi bir şansları, kendi paralarını kazanıp bağımsız olma gibi bir şansları hiçbir zaman olmuyor.
Ama internette özellikle böyle içerik üreten insanlar çalışmayı, para kazanmayı o kadar... tuhaf bir şeymiş gibi gösteriyorlar ki artık normal bir işe gidip gelmek veya herhangi bir yerde işçi olmak. Mesela McDonald's'a çok dalga geçiliyor. İşte McDonald's'a.
LGS mi YDS mi kötü geçti. Ben Burger King'e iş başvurusunda bulunmaya gidiyorum falan. Servis işlerinde çalışmayı veya temizlik işlerinde çalışmayı yani normal işler bile 9-5 işler bile ay ne kadar sıkıcı bir yaşam diye hor görülürken bu tarz servis işleri iyice böyle hor görülüyor.
Yani sanki internette... Influencerlık yaparak para kazanmak asıl para kazanmanın ana yoluymuş. Ve bunlar da birer çok talihsiz insanların başına gelecek şeylermiş gibi.
Oysa ki insanların çoğu normal işlerde çalışıyor zaten. İnternetteki içerik üreticilerin para kazanma şekli aslında çok yeni bir para kazanma şekli ve birçok faktörün bir arada olması gerekiyor. İşte şans faktörü gerekiyor, içeriklerine ilgi duyulması gerekiyor.
Artık normal para kazanmak tuhafmış, anormalmiş gibi. İnfluencer olmak ve zengin aileye doğmak veya zengin biriyle evlenip zengin bir yaşam sürdürmek normmuş gibi. İnternette böyle bir sirk gibi bir şey oldu bu konuda. Ama öyle değil ve yaptıkları şey şöyle söylemek.
Ben o kadar zenginim ki yani 4 saatte harcarım mısır gevreği yapmaya, 6 saatte harcarım, 8 saatte harcarım. Ama o kadar vaktim bol ve o kadar çok param var ki kendim yapmayı tercih ediyorum. Böyle bir yere evriliyor. Bir de geleneksel evliliklerden bahsetmeden geçemeyeceğim.
Ben size hep söylüyorum evli olmak, evlilik atayakil bir kurum ve kadınlar genelde evlilikte... dezavantajlı konumda oluyorlar. Çünkü temelde öyle kurulmuş bir sistem. Kadın erkeğe hizmet edecek, yemeğini yapacak, ayağını yıkayacak, çamaşırını yıkayacak, erkek para kazanacak ama evdeki diğer hiçbir şeye parmağını bile sürmeyecek falan böyle bir sistem. Bu sistem çok haksız ve adaletsiz bir sistem normalde ama bunu sanki %50 %50'ymiş gibi gören insanlar var.
Yani hatta insanların birçoğu böyle görüyor. Sanki bir kadının çocuk taşıması karnında, çocuk doğurması, çocuk emzirmesi, çocuk büyütmesi, çocuğun her şeyle ilgilenmesi, mental olarak çok görücü şeyler bunlar. evin her şeyle ilgilenmesi, her gün yemek yapması. Bu çok büyük bir sorumluluk her gün yemek yapmak, çamaşır yıkamak. O evi döndürmek, özellikle kalabalık bir evi döndürmek inanılmaz zor bir iş.
Kendi ailem benim kalabalık oradan biliyorum yani annemden biliyorum. Ama koca işe gelip gidiyor ya sanki bunların hepsi cancel oluyor. Yani artık hiçbir şey yapmak, parmağını bile sürmek zorunda değil.
Tabağını bile kaldırmak zorunda değil. Çorabını kirliye bile atmak zorunda değil. Veya asla tuvalet temizlemek zorunda değil.
Yani bir yetişkinin zaten bekarken kendisi yapması gereken hiçbir şeyi asla yapmak zorunda değil gibi. Bu bugüne kadar böyle süre gelmiş. Yani 15 tane de çocuğun olsa bir kadın olarak eğer çalışmıyorsan dışarıda ve eve para getirmiyorsan hep sen aşağı konumdasın.
Ve kocan eve para getirdiği için onun kölesi, hizmetkarı olmak zorundasın. Böyle bir şey yok. Oradaki dinamik ilişki %50-%50 olmuyor. Zaten hiçbir zaman %50-%50 olmuyor.
Kadınlar özellikle çocukları varsa biraz daha ilişkiye bir şeyler katıyorlar. Hep zaten bu beklenir ya kadınlardan saçlarını süpürge etmeleri, fedakar olmaları. Birçok kadın artık bunun... çok büyük bir yalan olduğunu anlıyor. Çünkü artık biz de çalışabiliyoruz.
Sen de ebeveynsin bir kere. Sen de çocuklarına annenin verdiği ilginin yarısını da sen vermek zorundasın. Çocuklarına sen de vakit ayırmak ve onlarla ilgilenmek zorundasın.
Duygusal yatırım yapman lazım. Ailesiniz yani birbirinize sevgi, saygı, ilgi göstermeniz lazım. Birbirinizin zorluklarında yanında olmanız lazım. Hani eve para getirdim ve bitti. Böyle değil.
Bu sistemi daha dengeli bir hale getirmek için çaba göstermek gerekiyor. Öncelikle kadın erkek eşitliğine inanan sizi... birey olarak gören, sınırlarınıza saygı duyan bir insanla evlenmeniz gerekiyor.
Bu insanın mesela siz bebek taşıyorsunuz, karnınızda doğuruyorsunuz, emziriyorsunuz. Bunun karşılığını asla veremeyeceğini annelik özelinde bahsediyorum bundan. Herkes çocuk doğurmak zorunda veya her aile çocuk doğurmak zorunda değil.
Sizin çocuk için anne olarak harcadığınız çabanın karşılığı olmadığını ya da başka şekilde karşılıkları olduğunu ekstra bir şeyler yapmak zorunda olduğunu yani Eve para getirmekten bahsetmiyorum sadece. Ekstra duygusal olarak da yanınızda olmak. Bir takım olmanız gerekiyor.
Birbirinizi iyi korumanız ve her konuda işbirliği yapmanız ve sürekli birbirinizin arkasında yanında olmanız gerekiyor. Birbirinizi desteklemeniz gerekiyor. Maddi manevi. Yani birinin şey yapamadığı yerde biri diğeri devreye girecek.
Birisinin parasının yetmediği yerde diğeri cebinden para çıkaracak. Aynı şekilde birisinin kapasitesinin yetmediği yerde diğeri devreye girecek. Bunun gibi işte bir denge oturtmak gerekiyor.
Ve Türkiye gibi ülkelerde bu ekstra zor çünkü bireyselliğinize sahip olmak için, konforunuz için, söz hakkınız için sürekli savaş vermeniz gerekiyor. Tamam eşiniz sizi anlıyor ama belki başka insanlar anlamayacak. Kendi aileniz bile anlamayacak belki. Eşinizin ailesi anlamayacak.
Bir de kadınlar kendilerini bu yüzden tam sırf tam da bu yüzden maddi olarak garanti altına almak zorundalar. Yani erkek boşanınca hayatına devam edebiliyor ama kadın eğer hayatı boyunca hiç çalışmamışsa boşanınca dımdızlak ortada kalıyor. Yani o çocuk bakımları falan filan bunlar...
hayatta kalmasına yetecek bir deneyim oluşturmuyor kadın için. O yüzden kadın zaten ilişkiye bunları yaparak ekstra katkıda bulunduğu için, o %50'yi ekstra katkıda bulunarak sağladığı için bunu hep şey buluyorlar. Ya siz de feminist olacaksınız da işte kadına diyorsunuz ki altın al biriktir de bilmem ne de mehir ver falan filan.
İşte ona gelince feminizm niye kayboluyor kardeşim? Benim zaten mehire ihtiyacım yok. Feminizm derken ben zaten kendimden bahsetmiyorum.
Atıyorum Müge Anlı'ya çıkan. bir kadından bahsediyorum. Belki ekonomik olarak sömürülmüş bir kadından bahsediyorum. Onun nehir istemesi gayet normal. Aslında bir bakıma şey gibi oluyor.
Kalacak yer karşılığında ve boğazına girecek birkaç lokma yemek karşılığında kölelik gibi bir şey oluyor yaptığı. Hiçbir şekilde adaletli olmadığı için de ekstradan kendi için para biriktirmesi, kendini garantiye alması bu çok normal bir şey. Gerekli bir şey hatta. Çalışabiliyorsa çalışsın, çalışamıyorsa da bir şekilde para biriktirip kendini garantiye almak zorunda kadınlar.
Eşit olmayan bir sistem olduğu için. Çalışan kadınlar bazen kariyerlerini, sosyal çevrelerini, çalışmayan kadınlar bütün vakitlerini, vücutlarını... Çünkü ben şöyle kadınlar biliyorum mesela ev hanımı ve kocasından izin almadan dışarı bile çıkamıyor mesela kaç yaşına gelmiş ama kocasından izin almadan veya kocası hoş karşılamıyor dışarı çıktığında.
Veya belli bir saatten sonra eve dönmediğinde darlıyor sürekli. Bir de şey söylüyorlar sürekli ya işte bizim ev kadınları neden bir süre sonra şişme alınıyor. Ben zaten bu işin şey boyutunu geçtim artık. Sağlık da çok ataerkil bir şey.
Yani birçok şey ilaçlar erkeklere göre ayarlanıyor. Sağlık araştırmaları erkekler default alınarak yapılıyor. Bunu geçtim zaten. Kadınların kadın hastalıkları işte hormonal değişiklikler.
Kilo almak aslında çok hormonal bir şey. Bunun hakkında hiçbir bilgisi yok mesela. Diyor ki spor yap, yemel, kilolay.
Böyle değil, bir tek bu değil yani. Pikosu var, şekeri var, zart, zurt, hareketsiz yaşam, genetik falan. Bunun bir sürü şeyi var.
Ve birçok kadının sağlık okuryazarlığı yok. Kisti olduğu için veya şekeri olduğu için kilo aldığını veya sağlıklı kilo veremediğini veya daha hızlı acıktığını anlayamıyor. 50 yaşına gelmiş.
Şişman bir kadın zaten kötü besleniyor. Sürekli hamur işleri falan hani ucuz gıdalarla besleniyor. Kocasından izinsiz dışarı bile çıkamıyor.
Biz hani spor yapabiliyoruz, dışarı çıkıp yürüyüş yapabiliyoruz. İstediğimiz her şeyi yapabiliyoruz. Ama benim bahsettiğim kadınların kendileri dışarı çıkıp yürüyüş yapma hakları bile yok. Ve bu kadının sonra zayıf olmasını ve müthiş bir şekilde vücudunun dengesini sağlayan bedenindeki değişikliklere hakim olmasını bekliyorsun.
Müthiş bir spor yapma. Bir kere depresyon. Bu bile bir ayrıcalık. Depresif olmadığın, güzel bir hayatının olduğu.
Yeterince paranın olduğu, bu yüzden spor yapabildiğin, istediğin gibi hareket edebildiğin, istediğin gibi dışarı çıkabildiğin bir hayatının olması bu da bir ayrıcalık yani. Bazen depresif oldukları için de dışarı çıkıp spor yapmak veya yürüyüş yapmak, hareket etmek istemeyebiliyor kadınlar. Bu o kadar uzun konular ki. Yani evde her şeye yetişmeye çalışıyorlar.
Çamaşır, bulaşık, yemek, çocuklar falan filan onun toplantısı bunun bilmem neyi derken. asla yetiştiremeyecekleri bir zaman döngüsüne giriyorlar ve çoğu zaman kocaları onların görevi zaten yapman gerekiyor. Yapamadığın için performansın düşük olduğu için azar işitiyorsun. Hadi azarı geçtim takdir teşekkür bile alamıyorsun bütün bunların sonucunda.
Çünkü zaten bir kadın olarak senin görevin ya. Güzel söz bir gülümseme falan bunlardan bile yoksun birçok ailede birçok kadın. Teşekkür etmedikleri gibi bir gün bir şey aksasa, çamaşır, bulaşık, yemek aksasa sanki dünya başlarına yıkılmış gibi davranmaları. Ya bunu kocayla savaş olarak dalgılıyorlar veya işte erkeklerle savaş, erkek nefreti falan. Böyle bir şey değil.
Yani bu bir hayatta kalma savaşı. Kimseyle savaş değil, hayatta kalma savaşı. Ve bunu, bütün bu Treadwife mevzusunu kadın erkek savaşına indirgemek de istemiyorum. Çünkü inanılmaz bir sınıf şeyi de var aslında ortada. Tabii ki işin adaletsizlik, kadın erkek eşitsizliği boyutu var ama sadece bu konuda birbirimize girip işin sınıfsal boyutunu unutmamızı da istemiyorum.
Çünkü gerçekten çok sınıfsal. şeyler, anlattığım şeyler. Ama hayatınızda kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmek bir lüks olmamalı.
Bu bir insan olmanın bir gereği. İnsan olmanın bir yani insansan böyle bir kabiliyetin olmalı. Kendi başına yaşayabilme kabiliyetin olmalı.
Ama herkes bu kadar şanslı olmayabiliyor. Hayat bazı insanlar için çok daha dezavantajlı. Bu bir gerçek.
Ama mesela şöyle düşünün. Kocanızın başınıza bir şey geldiğinde illa boşanmak, ayrılmak, kötü yani kötü geçinmek falan demiyorum. Kocanızın başına bir şey geldi ve artık yok.
Çok iyi anlaşıyordunuz. Süperdi her şey ama artık yok. Böyle bir durumda da yani kendi ayaklarınızın üzerinde durabilmek durumundasınız.
Bir de bu ilişkideki dinamiği, dengeyi ayarlayamayınca bu sefer çiftler birbirlerine yani kadın erkek tabii bu arada ben sadece kadın erkek, Treadwife olduğu için kadın erkek üzerinden değerlendiriyorum. Bir sürü cinsiyet, cinsel yönelim falan bunları hesaba katmadan çok geleneksel bir şey konuşuyoruz ya o yüzden. Ama kadın erkek birbirlerine kızmaya, sinirlenmeye, öfkelerini içine atmaya başlıyorlar ve bu da zaten bütün ilişkiyi mahveden bir şey.
Mesela bu da Treadwife içerikleri çeken... insanların asla yaşamayacakları bir şey. Bir tarafın parası var, bir tarafın parası yok diyelim.
Parası olmayan kişi paraya ulaşamamanın hayal kırıklığını ve kızgınlığını yaşıyor. Bütün o ev işlerini yapmasına rağmen eğer karşılığını alamıyorsa. Diğer tarafta başka bir hayal kırıklığı ve üzüntüsü veya haksızlığına uğradığını düşündüğü durumlar oluyor. Gibi gibi yani bu ilişki dinamiklerini de hiç düşünmek zorunda değiller.
Onu anlatmaya çalışıyorum. Reklamını yaptıkları ilişkiler sadece kocanın çalıştığı, ve kadının... ekmek hamuru, yoğurdu, ilişkiler.
Tamamen kocaya olan güvene dayanıyor. Zengin kocayla evlendin. Aa süper her şey falan ama o zengin kocanın etrafında dönüyor o zaman ilişki.
Çünkü o zaman sen bütün ipleri, çünkü o zaman sen bütün ipleri onun eline vermiş oluyorsun. Diyelim birisi bunlarla Smith'e özendi. Gitti evlendi.
19 yaşında. Bir adamla, zengin bir adamla evlendi diyelim. Okulunu mokulunu bıraktı. Sonra bir gün bu adam ona artık cinsel olarak çekici bulmadığına karar verdi.
Seksi bulmadığına karar verdi. Şişman bulduğuna karar verdi. Ya da çocuk yaptıktan sonraki cinsel performansını beğenmedi. Yemeklerini beğenmediğine karar verdi.
Ya da aldatmaya karar verdi. Bırakmaya karar verdi. Boşanmaya karar verdi.
Ya da dövmeye, ekonomik şiddet uygulamaya karar verdi. Veya öldürmeye karar verdi. O kararı verince sizin hayatınız tamamen değişiyor. Yani tamamen onun iki dudağının arasından çıkacak söze bağlı.
Ben seni istemiyorum artık boşanalım dediğinde sen yaşam becerileri olmayan, hayatında hiç çalışmamış ve bir sürü de çocuğu olan o çocukların bakımına ve ekonomik yükünü üstlenmek zorunda kalmış. Hayata 500-0 geride başlamış bir insan olarak kalıyorsun. Zaten şiddet boyusunu geçtim.
Biliyor musunuz birçok kadın şiddet ilişkilerinde evli kalmak, o ilişkinin içinde kalmak zorunda kalıyorlar. Neden biliyor musunuz? Çünkü gidecek hiçbir yerleri yok.
Sırf bir ev var, kafasının üstünde bir çatı var çocuklarla durabileceği ve çocuklarının karnı doyuyor diye. Ya da ekonomik olarak belki. Güçleri yok. Avukat tutmaya, boşanmaya, boşandıktan sonra başka bir ev tutmaya. Şu an bütün dünyadaki kadınlar zengin olsa herhalde %70'i, %80'i falan boşanırdı.
Bu şey değil ama hani erkekler şimdi şöyle diyecek bunu belki dinleyen, izleyen bazı erkekler. Bütün bunlar bir yalan mı? O zaman sırf paramız için mi bizimle birliktesiniz? Hayır kardeşim sen bir ilişkiye başlıyorsunuz. Kadın üzerine düşeni yerine getiriyor.
Sen üzerine düşeni yerine getirmiyorsun. Yan çiziyorsun. Aldatmak.
bilmem ne yapmak falan derken bunu kastediyorum. Veya işte çocuklarla ilgili sorumluluklarını yerine getirmemek falan. Yan çiziyorsun sonra biz bir evlilik sözleşmesi yapmıştık.
Niye boşanmak istiyorsun? Demek ki hepinizi para tutuyor. Ekonomik gücünüz olsa demek ki bizle bir dakika durmayacaksınız.
Evet birçok insan bunu yapar ama niye yapar? Bir dakika durulmayacak insanlarla duruyorlar çünkü o yüzden. Belki psikolojik şiddet uyguluyor.
Belki ekonomik şiddet uyguluyor. Belki yani fiziksel şiddet uyguluyor. Belki öldürmeye kadar gidecek. Ya daha bugün bir haber okudum. Gencecik kadını.
polis miydi, asker miydi, neydi? Öğretmen boşandı karısını. Sokak ortasında vuruyorlar ve hiçbir şey olmuyor arkadaşlar. 5 yıl, 3-5 yıl hapis yatıp o bile fazla.
3-5 yıl hapis yatıp çıkıyorlar yani. Can güvenliğin yok. Ondan sonra da aman niye yani o zaman işte siz para gösteriyorsunuz.
Yani paranın kadınlar için ne kadar önemli olduğunu yarım saattir anlatmaya çalışıyorum. Ekonomik güvencenin ve bunların oynadığı internetteki cosplay'e benzemediğinin her şeyin. Bunu anlatmaya çalışıyorum aslında.
Şimdi size Treadwife alıp sonrasında çok pişman olan bir kadının videosunu izleteceğim. Bu zaten benim anlatmaya çalı ştığım her şeyi süper özetlemiş. Ve şimdi de karımda kovuştuğum için. Çünkü daha fazla para yok. Neden daha fazla para yok?
Çünkü 19 yaşında bir kızken sevindim. Müslüman dinimim bana evde bir anne olduğumu söyledi. Evde evlenmiştim. Bebeğimi evlenmeye başladım.
Üniversiteye çıkmıştım. Bir karı yoktu. Hayatımda en iyi işlerim çiçek yemeği ve malzeme yapmak.
İlk birkaç yıl evliliğim. Ben bir işçilik için bir işçilik yapmak istedim. 20 yaşındaydım. Ve Müslüman devlet başkanım oldu. kadınların işe yaramaz olduğunu bana hatırlattı.
O yüzden ben ayrıldım. Kendi işimi aldım, eşimden aldım. Ebeveynlerimle evi işlemi yapacaktım.
Ancak asla ödeme yapmadım. Ebeveynlerim yoktu. Bu kadar. Sonunda da bir ev kuruluşu kuruluşu başlatmıştım. Arkadaşım da bu kuruluşu kurdu.
Benim tasarımcım, evi kuruluşum. Ama eşim de adamydı. Ebeveynlerimle evi kuruluşu kurdu. Bir de ben bu evi ürettiğim en son bir kastüm evi. Onu satın aldık ve 260.000 dolar para aldık.
O para onun bankasına gittik. Ben banka hesabımda bile yoktu. İlk başta böyle söylemiştim. Ben banka hesabımda hiç yoktu. O bana kastüm evi alıp alışverişi yapmak için para vermişti.
Bu evi satın aldık ve para bankasına gittik. Ben de bir kastüm evi ile piyano alabilirdim. Bu evi 2 yıl boyunca kurmuştum. Bütün piyanolar bankasına gittik.
Hiçbir şey benim adımda kalmadı. Bir kastüm evi aldım ve bir evi alıp evi aldım. 44 yaşında evi buldum. Birkaç milyon dolar yaptığı zaman, evimde yaşıyordum. O zaman evi ödemeye başlamıştı.
O yüzden evi ödemeye başlamıştı. 5 yıl önce evimde evi ödemeye başlamıştı. Evimden sonra, evi ödemeye başlamak için çok mutlu oldum. Bir resüme yapıyorum. Bir de ben bir güvenlik şirketi için bir yönetim pozisyonu vardı.
Ve adam benimle ilgileniyordu. Çok şaşırtıcıydı. Ama o gülüyordu. Bu konuda, senin eşinle birlikte evlilik işlerini yönetmenizi yardım ettin ama en çok evlilik işini yapıyordun. Ayrıca, iş işleri ve iş işleri stratejisi ve marka ve iş işlerine sahip olduğun işlerden bir şey yaptın.
Ama bu işler için çok daha çok bilgi ihtiyacım vardı. Bu tür bir iş yönetimi yapmak için. Bence basit bilgilerle çalışamadım. Bir röportajda bana böyle bir iş yapma yapma yapma dedi. Bu tür işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın.
Bu yüzden bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın. Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın. Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın.
Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın. Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın. Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın.
Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın. Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın. Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın.
Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın. Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın. Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın.
Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın. Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın. Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın. Bu işlerden hiç bir şeye katılmayacaksın.
Açıkçası, çılgınca. Bir gün geçtiğinde neden bilmiyorum. Neden bir takım planı yoktu?
Neden çocuklarımın yemeği ve stabiliteyi romantik bir ilişkide bağlı olmaması? Neden kimse bana bankaya para koydu? Neden kimse bana, çocuklarımın eğitimini ve deneyimlerini yapmadan önce çocuklarımı yok ettiler?
Çok fazla çocuk yok. Umarım birisi benim adımı ve evlerimi evimize koydu. Umarım birisi benim babamı bir hafta boyunca evde tutup, okula gitip bir iş yapıp, bir tüm işe katılmak istiyorum. İzlediğiniz için teşekkür ederim.
Yani böyle bir ilişki dinamiği. Sadece karşı tarafa kör bir güven. Yani yarın bir gün bir yamuk yaparsa bütün hayatı sizin ellerinizde.
Bütün hayatınız bitti, mahvoldu demek. Gerçek Treadwifelık böyle. O Nara Smith'in sergilediği tiyatroya benzemiyor.
Bu arada şey diyeceksiniz. Ya o kızla ne alakası var? Ne kadar derin konulara girdin de aşırı analiz ediyorsun falan. O sadece bir örnek yani.
Tabii ki kişisel olarak şey yapmıyorum şu anda. Onu eleştirmiyorum. Treadwife içeriklerini eleştiriyorum.
Yoksa hani bir tek o soru. Bütün bu feminizm, kadın erkek. eşitsizliği, Narasimith sorumlu değil bütün bunlardan. Ben daha geniş bir perspektiften bakıyorum olaya yani.
Bir de arkadaşlar bunları özellikle gençlere söylemek istiyorum izleyen genç kadınlara. Eğer bir karar için çok acele ettiriliyorsanız bu muhtemelen çok da iyi bir karar değildir sizin için. Ki oldu bittiye getirilmeye çalışılıyordur. Mesela üniversite birinci veya ikinci sınıftasınız, erkek arkadaşınız ya hemen evlenelim, hemen evlenelim.
Niye? Çünkü sen bunu daha kolay kabul edebilecek ve bazı şeyleri daha az hesaplayacak bir yaştasın diye düşünülüyor. Neden mesela bazı erkekler yaşlı kadınlara sürekli neredeyse cadı diye yakacaklar yani böyle sürekli çirkin yumurtalıkları artık pişmiş kızarmış falan böyle iğrenç şeyler söylüyor ya insel red pill community'deki insanlar özellikle doktor red pill falan gibi tipler. Ben kedilerimle kocamla çok mutluyum. Herif oradan çıkıyor sen 32 yaşındasın çirkinsin o yüzden feministsin ayrıca yumurtalıkların kızarmış çocuk da yapamazsın.
Ben aynen kanka filan deyip geçiyorum. Çünkü toprağa değmemiş bir köprü altı trolü olduğunun farkındayım bu kişinin. Ve onun benim hakkımda ne söylediğinin benim gerçek değerimi yansıtmadığını da biliyorum. Ama 17-18 yaşında bir insana bu söylense.
Ya işte senin en verimli dönemlerin ah çok güzelsin de bilmem. Evlenelim ya erken evlenelim. Sen bakma bu feministlere.
Bunlar işte çirkin cazgır karılar. Bu tarz ezik erkeklerin yetişkin kadınlara yaklaşmamasının ve daha genç kadınları sürekli... daha uygun eş olarak görmelerinin bir sebebi var arkadaşlar. Çünkü beyni olan hiçbir insan onların aptal saçmalıklarına kanmaz yani.
Erkekler de kaçmıyor hiçbir yere. Okulunuzu bitirirsiniz, çalışırsınız, hayatınızı güzelce bir sürü şey deneyimlersiniz, kendinizi tanırsınız. Evlenmek çok büyük bir karar.
Yavaş alınması gereken bir karar, acele ettirilmemesi gereken bir karar. Olduya bittiye getirilmeyecek kadar önemli bir karar. Yani bütün hayatınızı etkileyecek bir karar.
Bir de kadınların sadece belli bir yaşa kadar çekici olduğunu düşünen biri E tarihi geçince çöpe atacak demek ki o kadını gibi anlaşılıyor. Yani o saygı duymuyor çünkü eşya olarak görüyor, insan olarak görmüyor. Madem sözünü açtık bu Treadwife teriminin nereden geldiğini de söyleyeyim size.
Treadwife yazıldığında genelde sağcı propaganda yapan Amerikanın hesapları var. Bir de insel komüniteleri var işte. Bu şekilde meme'ler yapıyorlar. yapan. Hani bu vocek mimleri var ya.
Herhangi bir tartışmada ben sakallı ve sarı saçlı adamım o yüzden haklıyım. Seni ağlayarak çizdim o yüzden sen haksızsın falan şeklinde. Açık hayattan o kadar kopuk ve hayatı yaşamamış, henüz hiçbir şey görmemiş ve bilgisayar başından, telefon başından millete akıl veren insanlar oldukları o kadar belli olan kişiler ki.
Birkaç tane buraya mim koyarım. Treadwifelıkla ilgili. Mesela bu en ilk sıralarda çıkan mimlerden biri. The Liberated Feminist vs. The Treadwife. Bir tanesi kölem olmaya uygun değil.
Bir tanesi köle olmayı kabul ediyor bana. Yani böyle özetleyebilirim. Soldaki özgür yani tırnak içinde özgür feminist.
Sağdaki de tradwife yani geleneksel ev hanımı. Sağcı ev hanımı. Soldaki feminist okuyorum size.
Düşük özgüveninden dolayı tonla makyaj yapar. Yani kesinlikle kendi istediği için makyaj yapıyor olamaz. Olsa olsa düşük özgüveni vardır. Bize daha iyi gözükmeye çalışıyordur.
Çünkü böyle görüyorlar ya dünyayı kendi etraflarında dönüyor zannediyorlar hep. Sonra saçını sürekli boyatmaktan saçı yıpranmıştır. Yine sana ne kardeşim demek istiyorum. Seni de ilgilendiriyor yani. Saçını istediği renge boyatabilir.
Hani senin de 31 çekmekten ellerin nasır tutuyor. Ama biz ona bir şey demiyoruz yani. Herkesin kendi bileceği iş.
Herkesin. Herkes özgürdür ne yapmak istiyorsa onu yapmaktan. 17 yaşında çirkin bir çiçek dövmesi yaptırmış.
Bunların dövmeye de aşırı bir kıllıkları var. Böyle dövme yapan kadınları direkt olarak o*** diye yaftalıyorlar. Ona da gıcık olmuş.
Böyle onu da sokuşturayım araya demiş. Meksikalı gözükmek için fake bronzlaştırıcı kullanıyor. Yine sana ne kardeşim?
Yani biz senin tipine yanlardan kazınmış saçına laf ediyor muyuz? Sen bize niye laf ediyorsun? Bu arada bu Türkiye'de çok yaygın değil. Fake bronzlaştırıcı ama... oralarda sürülüyor.
Sonra özgüvenini yükseltmek için birileriyle yatar ama bu ona kendini daha kötü hissettirir. Yine aynı şekilde erkekler birileriyle yatınca kimse özgüven yükseltmek için zavallı işte yatıyor falan demiyor. Hatta aksine aslanım, kaplanım bir sürü karı kız tavlıyor falan gibi lanse ediliyor ama bir kadın yapınca özgüvenini al düşük ve bunu yükseltmeye çalışıyor.
İki olayın arasındaki alakayı anlayabilen var mı bu arada? Neyse kendine olmayan kıyafetler giyiyor. Yine böyle kafasında bu arada yani.
Hani bu herhangi bir insan da olabilir. Kendine doğru uyan kıyafetleri seçememiş. Tamamen böyle kafasında var olmayan. Bu zaten sağcılarda meşhurdur. Kafalarında var olmayan bir canavar yaratıp işte ona saldırmak falan.
Ne alaka yani bunların hepsi aynı kişide mi? Veya bu kişi böyle asker gibi bir sürü bu kişiden mi var? Ne alakası var? Sonra...
Sadece siyah erkeklerden hoşlanıyor. Bu zaten artık işin şu boyutu arkadaşlar. Bu insanlar yani bu Treadwife akımını yaygınlaştıran yani buna bir isim veren böyle bir fikri ortaya atan insanlar genelde aynı zamanda ırkçı da oluyorlar ve beyaz üstünlüğünü küçülüğünü de savunuyorlar.
Yani zaten bunların genelde birçok düşünceyi aynı kişilere atfedebiliyoruz. Hani bizde var ya işte. Hem ırkçı hem köpek düşmanı, sokakta köpek olsun istemeyen, hepsini öldürmek isteyen, hem silahlara özgürlük getirilmesini isteyen, herkesin silah taşıyabilme özgürlüğünü savunan. Bu tarz böyle reaksiyonlar kişilerin belli görüşleri var zaten az çok biliyorsunuz.
Bu da bunların irasyonel bir korkusu yani. Sanki bütün sevgililerinde, bütün dünyadaki kadınları siyah erkekler çalacak ve bize hiçbir şey kalmayacak. Böyle tuhaf bir korkuları var. Çünkü ırkçılar ve... canavar zannediyorlar siyah erkekleri.
O yüzden aa siyah erkekler kadınlarımızı çalacak. Yani sanki kadınlar sana ait sen onlara istediğini yapmakta özgürsün ama siyah erkekler gelip çalıyor gibi. Bu arada bu korku bayadır var yani. Amerika'ya siyahlar köle olarak getirilmeye başlandığından beri var. Aa karılarımızı çalacaklar.
Hep böyle bir şey fantezileri var. İçten içe sanki. Böyle bir ne deniyor?
Kak fantezi işte. Aman Allah'ım karımı birisi çalacak falan. Bu da saçma sapan bir şey.
Sonra biseksel olduğunu iddia ediyor ama sadece erkeklerle çıkıyordur. Çok düşük asgari ücretli bir işte çalışıyordur. Çünkü cinsiyet çalışmaları diploması ona herhangi bir iş sağlamıyordur.
Ya bu da zaten aslında kızın hatası değil. Kız neye ilgi duyuyorsa onu yapmış. Toplumun hatası. akademisyenlik, iş bulamama falan filan bütün bu sorunları yine kıza yüklemiş. Yani soldaki bir queen diyebilir miyiz arkadaşlar?
Bana gerçekten queen gibi geldi. İstediğini yapıyor ve bu mimi yapan kişileri kudurtuyor o yüzden. Şimdi sağdakine geçelim.
The Tradwife. Ev hanımı. Gerçek traditional wife. Sadece çok hafif makyaj yapar.
Çünkü doğallığını çok sever. Bu konuda da bu arada çok yanılıyorlar. Hafif makyajı makyajsız yüzümüz zannediyorlar.
Makyajlı halimizi de hafif makyaj zannediyorlar. Oysa ki öyle bir şey yok yani. O kadar işte diyorum ya size kadınlarla o kadar az vakit geçiriyorlar ki neresinde kılıtıyı çıkar o da erkek gibi bir canlı aynı. O kadar doğal şeylere inanamıyorlar ki çünkü kadın vücudunu sadece pornolardan gördükleri için birçoğu öyle bir beklenti oluşuyor onlarda. Çiftlikte çalıştığı için sadece doğal bir bronzluğu vardır.
Sadece hani yanakları kırmızı öyle ekstra bir bronzluğu yok. Fark edebiliyor musunuz ırkçı tonu arkadaşlar? Soldakini biraz daha böyle koyuya.
Yapmışlar fake tan. Sağdakine ya sadece işte çiftliğe girdiği için hafif yüzü kızarmıştır o kadar yani. Bana çiftlikten çünkü mısır toplayıp getirecek o yüzden.
Kocası çalışır ve o da evde çocuklara bakar. Daha kapalı ve feminen kıyafetler giyer. Sağlıklı yiyecekler ve aktif yaşam tarzı sayesinde çok zayıftır.
Aynen kanka. Yani gerçekten kadının keyfini bile bilmiyorlar. Doğumdan sonraki kiloları, ne bileyim belli bir yaştan sonra hormonal alınan kiloları, dışarı çıkmayan, evde duran sadece çocuk.
Bakan kadınların ne kadar aslında aktifliğin tam tersi pasif bir yaşam tarzları olduğunu ve ne kadar bunun onlara depresif gelebileceğini bir süre sonra. Gerçekten hiçbir şey hesaba katmıyorlar. Çünkü tradwife böyle 18 yaşında böyle barely legal olması lazım.
Tamam mı? 18 yaşında birinin de doğum kiloları, hormonal kiloları, menopoz kiloları bilmem nesi olamayacağı için. İşte aktif lifestyle'ından dolayı zayıftır. Sonra.
okuldaki saçmalıkları öğrenmesinler diye çocuklarını evde eğitir. Homeschool denen bir sistem var Amerika'da. İstersen çocuğunu evde eğitebiliyorsun.
Cahiller yapıyor genelde. Çocukları bilim, evrim falan gibi şeyler öğrenmesin diye onları korumak için saçma sapan sadece 2 artı 3 eşittir 5 falan gibi sınavları oluyor. İşte devlete yine bildirmek zorundalar.
Homeschool yaptık. Ama ne kadar böyle izole. Şey biliyor musunuz?
İlk seri katillerden biri Amerika'daki. Ed Gein. O da böyle yaşıyormuş.
Aşırı izole. Annesi aşırı dindar. Televizyon yok.
Hiçbir şey yok. Hiçbir şey yapmasına izin vermiyor. Evde eğitim görmesi gerekiyor. Stephen King'in böyle bir iki tane romanı var.
Tavsiye ederim size okuyun ve bu adamı da ara��tırın Ed Gein. En sonunda o kadar kızıyor ki annesini, annesini öldürüyor ve annesinin derisini giyiyor. Ve evde böyle deri ve kemik koleksiyonları bulunuyor. Korkunç. Sonra başka kadınları da öldürüp onların da derilerinden koleksiyon yapıyor.
Yani çocuklarınız edgin olsun istemiyorsanız bence Treadwife Lifestyle'ını çok iyi bir şeymiş gibi lanse etmeyin arkadaşlar. Sonra en sonunda o ırkçılığı koymadan geçememiş Avrupalı kökleri hakkında bilgiye sahiptir. Kesinlikle siyah değildir veya başka Asyalı başka bir yerden gelmiyor. Kesinlikle beyaz olması gerekiyor çünkü Avrupa ailesini, ırkını ve ülkesini işte tam da bu sırada seviyor. Soldaki Queen sağdaki de zaten sağdaki kadının böyle bir yaşam tarzında mutlu olması deliyse sadece yani bir şeyleri görmezden geliyorsa sadece mümkün ve o ilişkideki yükün çoğunu üstlenecekse gönüllü olarak mümkün ki birçok mormon kadın bunu yapıyor ama diğer türlü sadece ideal bir köle yapmış aslında kendini.
Ben sevgilimin benim için Köle olmasını istemezdim, mutsuz olmasını istemezdim. Ama onlar karşındakine karşı temel empati gibi şeylerden yoksun oldukları için böyle bir ilişki onlara çok okey geliyor yani. Ne yapıyorsa yapsın, benim kölem olsun da ne olursa olsun gibi. Neyse, devam edelim. Bunların götünü yakan şey bu zaten.
Yani onların içlerini görebiliyor olmam. Bu alamda kız kardeşliğin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Şimdi çok banal bulanlar olacak aranızda ama arkadaşlar, erkekler birbirlerinin arkasındalar. Yani bro kodları var onların. Ya şeyi ben çok görüyorum.
Burası biraz hassas içerik olabilir. O yüzden dinlemek istemiyorsanız geçin biraz daha ileriye sarın. Kadın cinayetleri olduğunda kadından artık nasıl söyleyeyim vücudun yani bedeninden kurtulmaya yönelik yani YouTube sansürlemeden nasıl söyleyebilirim bilmiyorum. Cinayet işlendikten sonra bedenden kurtulmak için genelde hep erkek kankalarıyla işbirliği yaparlar.
İşte akraba ahısım olsun, kardeş olsun, arkadaş olsun beraber yaparlar. O korkunç toksik erkek dayanışması o kadar yüksek bir noktada ki böyle bir iğrençliği bile yapabiliyorlar birbirleri için. Ama kadınlar daha çok yani zaten bu sistemin de bir sorunu.
Kadınları atayaki bir dünyada büyüyüp kendilerinden ve hemcislerinden nefret ettikleri için doğrudan suçlamıyorum. Ama birbirimize daha şefkatli ve daha iyi yaklaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Daha iyi dayanışmamız gerektiğini düşünüyorum.
Çok zor bir dünya. O yüzden dayanışarak üstesinden gelebiliriz bazı şeylerin. Bu mesajı da vermiş olmadan geçmek istemedim. Böyle zihniyette olan erkekler bunların konuşulmasından hoşlanmazlar.
Tertişilmesini sevmezler. Çünkü düzenlerinin bozulmasından korkarlar. Aman Allah'ım.
Herkes feminist olursa ve herkes sadece köpek kedi annesi olursa bana kim kölelik yapacak? Benim boklu donumu kim yıkayacak? Kendilerine köle bulmaları zorlaşacak. O yüzden bu düzeni ne kadar adaletsizce ve riyakarca bir düzen olduğunu haykırmamız lazım her yerde ki bazı şeyler değişsin.
Neyse çok konuştum. Kısacası kadınlar Child Wife içeriklerini neden izliyorlar? Veya neden bu kadar rağbet görüyor bu içerikler? Çünkü artık ücretsiz emeklerinin, ev içi emeklerinin, ev dışı emeklerinin görünmez olmasından.
Girlboss Feminizm saçmalığından. hem çocuk bakımına hem çalışmayı hem ilişki sürdürmeyi hem yemek yapmayı hem bulaşık çamaşır yıkamayı hem kocaların hiçbir şeye el sürmeyip bunun için çalışmalarına getirdikleri parayı bahane etmesinden bıkmış durumdalar. O yüzden bu içeriklere düşüyorlar.
Çünkü hayal ediyorlar. Diyorlar ki yani daha yüksek sınıfa mensup bir de olsaydım, daha rahat olsaydım ekonomik anlamda, çocuklarımı daha güzel bir ortamda yetiştirebilseydim, daha sağlıklı yemekler yapabilseydim, daha sağlıklı alışveriş, yani sebze meyve bu bile çok büyük bir lüks. Yani zaten Türkiye şartlarında...
ekstra ekstra büyük bir lüktü. Bazı meyveleri çocuklar göremiyor bile. Çocuk yoksulluğu konusunda da Hacer Fogo diye birisi var. Onu takip etmenizi öneririm. Türkiye'deki yoksul büyüyen, aç büyüyen, çocukların haklarını savunan bir aktivist ve yazar.
Hatta bir hashtag var. Derin yoksulluk diye. Ona da girebilirsiniz.
Neyse çok üzücü konulara girdik ama sonuç olarak sebze meyvemi taze taze güzelinden alabildiğim, çocuklarımı iyi besleyebildiğim, tatlı tatlı bir çiftlikte beraber yaşadığımız, hiçbir şeyi düşünmek zorunda olmadığım, hiçbir saçmalığa kafa yormak zorunda olmadığım bir dünya. Birçok kadın Belki de buna düşen ve kanan da var ama birçok kadın bunun cosplay olduğunun da farkında aslında. Yani onun bir tiyatro olduğunu ve sergilenmekte olan şeyin neredeyse imkansız olduğunu anlayanlar da var ama yine de izlemek hoşlarına gidiyor. Kimseyi içerik seçimleri için suçlayamayız.
Herkes istediğini izlemekte özgürdür. Ama işte bunları tartışmamıza yardımcı oldular en azından. Öyle diyelim o zaman.
Birçok insanı kötü etkiliyorlar belki. Birçok ayrıcalık çok daha ulaşılabilirmiş gibi davranıyorlar. Yanlış bir mesaj veriyorlar. İnsanlara suçlu hissettiriyorlar belki.
falan filan ama kötü yönleri olduğu gibi içerik sonuçta rahatlatıcı. İzliyorum ve geçiyorum. Hani gece uykuya dalmadan önce yarım saat beynim durmuş bir şekilde real veya TikTok kaydırırken bakıyorum ve geçiyorum diye de açıklayabilirsiniz.
Olabilir ama her şeyin farklı bir yüzü daha da var ya onu tartışmak istedim aslında bu videoda sizle. Bunlar zaten hafif içerikler yani bunların çok daha ağırları da var. Baya baya propaganda içeriği yapanlar var. Komplo teorisyenliği tadında.
Çocuklarınıza aşı burdurtmayın falan deyip çocuğu 3 yaşında hıyarcıklı vebadan öldürtenler falan. Çok tehlikeliler de var. Kadınları çalışmamaya teşvik eden ama bir yandan da bir şeyler satarak paralarını alan. Şu zencefilli yağı çocuğunuzun götüne sürerseniz 5 tane aşı etkisi yapar falan. Sakın aşı olmayın.
Don't get the jab. Böyle salak salak ifadeleri var bir de. Sansürlenmemek için güya. Çünkü herkes onlara karşı. Boş boş işler.
Bir de dedim ya size 1950'lerdeki ev hanımlığı falan. Bundan bahsettik. 1950'lerde de kadınlar çalışıyordu arkadaşlar. Kadınlar çok çok uzun zamandır çalışıyordu yani.
Sadece erkeklerinki kadar değerli görünmüyordu, tanınmıyordu, yüksek maaş almıyordu, ayrımcılığa uğruyorlardı. Ama kadınlar tarih boyunca çalışmışlardır. Hatta şey de var, avcı toplayıcı kadınlar da var ve ateşin başında durup yemek pişiren veya böğürtlen toplayan erkekler de var. Hayvan avlayan kadınlar da var.
Bunların fosilleri falan bulunmuş. Bulabilirsem kaynak atarım bu konu hakkında da. Yani kadınlık erkeklik konusunda zaten cinsiyet rolleri konusunda siyah beyaz yok gri. İnsan çok daha karmaşık bir varlık. Bunlar çok daha nüans içeren konular da.
1950'lerde de kadınlar çalışıyordu zaten. Ay ben ev hanımı olayım. Böyle bir şey yok. Hatta erkekler savaştan geldiğinde kadınlar işsiz kalıyorlar Amerika'da.
İkinci Dünya Savaşı'ndan dönüyorlar. Kadınlar işsiz kalıyor. Şöyle değiller yani. Ay evimde oturayım kocam çalışsın. Ben de ekmek yapayım falan değil.
Aksine işleri elinden alındığı için çok üzülüyorlar. Hatta Serkan İnci feminist dünyada erkek olmak videomda bahsetmiştim bu durumdan. Kadınların özellikle o yıllarda depresyon ve anksiyete gibi şeyleri çok oluyor tabi.
Bu şekilde bir evde yaşayıp sürekli kocan para getirecek ama sen köle olacaksın. Bir de dayak yiyorlar sürekli. Belki cinsel şiddete falan da maruz kalıyorlar. Savaştan gelmiş adamlar. Yani kim bilir savaşta neler görmüşler.
Travmaları var. Bunun bütün acısını, öfkesini kadınlardan çıkarıyorlar. O dönemde kadınlar bu yüzden çok ansiyette, depresyon gibi çok mental hastalıklar yaşıyorlar.
Ve kadınların bu şeylerine histeri denip geçiliyor arkadaşlar. Üff çok histerik bir kadın falan. Hatta 1900'lerin başlarında lobotomi denen bir şey var.
Böyle beynin, az önce bahsettim ya prefrontal korteks. Davranışların bütün bileşenlerin bağlantısını yapan limbik sistem. ve önemli duyu ve motor sistemlerinin arasındaki geri bildirim döngülerinin ve bağlantıların yer aldığı alan arkadaşlar.
Orayı beynin içine bir çivi gibi bir şey sokarak koparıyorlar o bağlantıları ve aslında seni deliye çeviriyorlar böyle. Hani lobotomi öncesi sonrası fotoğrafları var ya depresif bir haldesin. O bağlantılar kesilince heee falan mahallenin delisi oluyorsun ama bunu çok güzel bir şeymiş gibi gösteriyorlar.
Çünkü önceki fotoğrafın üzgün, sonraki fotoğrafın mutlu. O yüzden... Çok iyi olmalı aslında değil mi?
Ama hayır. Beyni aşırı zarar veren korkunç bir işlem. Ve insanları sakat bırakan bir şey aslında. Beyinlerin kontrollerini tamamen kaybedenler bile var. Yani aslında ölüm gibi bir şey.
Kadınlara o uygulanıyormuş ya da aşırı ağır antidepresanlar veriliyormuş. Ve kafaları bir milyon geziyormuş. Yani 1950'deki o Treadwife ev hanımı denilen kadın gerçek değil arkadaşlar. Öyle bir insan yok.
1950'lerde kadınların kredi kartı kullanma, kendi evlerine sahip olma hakları yoktu. Birçok kadın hakkı çok yeni. Emin olun o dönemlere sadece belli zihniyetteki insanlar geri dönmek isterdi.
Bununla ilgili bu arada bir video daha önermek istiyorum. Cin'in tarihiyle ilgili cin içkisi. Daha çok kadınların içtiği veya yaptığı bir içkiymiş İngiltere'de.
Ama tabii bakıyorlar kadınlar çok süper para kazanmaya başlıyor bu cin içkisini üretirken. Bir de rahatlatıyor da kadınları içtiklerinde. Hatta bebeklere bile sussunlar diye verenler de varmış. Hemen böyle mafyavari tipler çıkıyor. Lordlar, efendiler falan hemen bu işi devralıyorlar ve devlet kadınları neredeyse yasaklıyor ve hatta cin yapan kadınlar cadı gibi bir şey olarak görünmeye başlıyor.
Bununla ilgili çok güzel cinin tarihini anlatan kısa bir video linki bırakacağım aşağıya. Yani bu bile birçok şeyi kanıtlamaya yeter aslında da neyse işte ama çok ağır konulara girdik bir anda. Kısacası Treadwifelık gerçek değil. Bunlara özenmeyin böyle bir şey yok. Bu kadınlar bireysel olarak feminizme aşırı zarar veriyor.
Sorumlu tutulması gereken insanlar değil ama. bu saçma söyleme katkıda bulunuyorlar mı? Evet.
İzleyen izlesin mi? Evet. Ama saçmalığını da görmemiz mi gerekiyor?
Evet. Umarım çok başınızı ağrıtmamışımdır. Böyle bütün ayrıntılarıyla, bütün maddeleriyle ayrı ayrı konuları tek tek incelemek istedim. Bu Treadway başlığı altında.
Narra Smith üzerinden giderek. Eğer Hristiyanlık, Mormonluk, Amerikan Sağı, Mormon içerik üreticileri veya Mormon romanlar, bok gibi book reviewsle inceleyebiliriz bunları. E bu tarz şeyler istiyorsanız hani ben sıkıldım artık Hidayet romanlarından ya.
İslami şeyler okuyorduk ya. daha önceden kitap incelemesi olarak. Ya ben artık sıkıldım.
Biraz da mormon romanı okuyup incelediyorsanız veya mormon içerik üreticilerini incelediyorsanız lütfen bunu yorumlarda belirtin çünkü benim aşırı ilgimi çeken bir konu. Çünkü aşırı benzerlikler var ve belki bazı şeyleri daha rahat bile tartışmamızı sağlayabilir bu mormonluk üzerinden gidersek. Çok da eğlenceli olabilir. Hatta elimde bir kitap var şu anda.
Ya aslında elimde o kadar çok kitap var ki incelemek istediğim. Açık olarak dindar veya mormon olduğunu söylemiyor ama bu kadının kitapları ile ilgili çok kötü videolar gördüm. Neyse işte yorumlarda belirtin lütfen.
İzlediğiniz ve dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum. Kanala abone olabilir, beğenebilir, kanal üyesi olabilirsiniz. Bugünlük bu kadar. Kendinize çok çok iyi bakın ve hoşçakalın.