Transcript for:
Codeway ve Ürün Stratejileri

Adaptive Türkiye Podcast'in yeni bölümünden herkese merhabalar arkadaşlar. Şu an yeni özel bir bölümümüzde yine stüdyo ortamında birlikteyiz. Bildiğiniz gibi artık 25. bölüme geldik ve hep dünyasından çok değerli konuklarımızı her ay ağırlamaya çalışıyoruz ve subscription, mobil uygulama dünyasıyla ilgili konuşmaya devam ediyoruz. Yine bugün çok özel bir konuğum var. Onunla birlikte size harika bir bölüm hazırladık. Şimdiden hepinize keyifli... İzlemeler ve dinlemeler diyorum. Bu bölüme özel yine söylediğim gibi çok değerli bir konuğum var. Ve konuğum Codeway ekibinden Lead Product Manager olarak çalışan Adem. Adem hoş geldin bölümümüze. Hoş buldum Murat. Davet için teşekkürler. Rica ederim. Biliyorsun ki uzun yıllardır seninle bu bölümü yapmak için yani peşinden koşturuyorum gibi diyebiliriz. Yani 3-3,5 yıldır galiba tanışıyoruz. Evet. Ve Hep bir planlarımız da vardı. Tabii ki seni yoğunluğun bizim de farklı planlarımızdan bugüne denk geldi ve o kadar yıl geçmişken ben de dedim ki hani güzel yeni bir stüdyo ortamında yapalım bölümümüzü diye. Ben de teşekkür ederim vakit ayırıp geldiğin için. Öncelikle istersen kısaca bir seni tanıyabiliriz. Seni daha önce tanımayanlar için neler yapıyorsun Codeway'de? Tabii. Çok kısa kendimden bahsetmeden önce tekrar teşekkür ederim. davetin için. Dediğim gibi uzun yıllardır tanışıyoruz ama benim de ilk podcast'ım. External olarak yaptığımız. Bu ilk podcast'ı senle yaptığım için de Adaptil'e yaptığım için de teşekkür ederim davetin için. Ben Adem. Codeway'de Lead Product Manager olarak çalışıyorum. 4 senedir Codeway'deyim. Codeway öncesinde aslında çok az bir tecrübem var. 2019 yılında Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun oldum. 1,5 yıllık bir CVC, Corporate Venture Capital tecrübem var. Yıldız Ventures'da. O dönemde aslında birçok sürece dahil olma şansı buldum. Performans marketing de yaptım. Yıldız Holding'in altındaki daha küçük şirketlerde depo optimizasyonundan tutta farklı project management süreçleri. Onun dışında 80 tane farklı startup'la görüştüm. İçerideki aslında şirketlerle farklı sinerjler çıkar mı diye. O süreç beni birazcık Codeway sürecime de hazırlamış oldu. Daha sonrasında da bir product domeni ve pure dijital bir işe geçiş motivasyonum vardı. Ve burada da aslında Codeway'li yollarım kesişti. Bu 4 senelik serüvende de aslında Product Specialist olarak başlamıştım. Cleanup projesi belki bu podcastı dinleyenlerin çoğunun bildiği ürünümüz. Amiral gemilerimizden biri olarak adlandırabileceğimiz bir ürün. Cleanup ile başladı sürecim. Başladığımda aslında 2 ürünümüz vardı. Şu an geldiğimiz noktada da 50'den fazla ürün diyoruz artık. App demiyoruz. Çünkü Mac'de, Web'de de ürünlerimiz var. Aslında Codeway Product ekibiyle birlikte... Bu ürünlerin product stratejilerinden sorumluyum diyebilirim. Harika. Zaten dediğim gibi ben bu bölümü ayarlamayı çok istiyordum. Çünkü bu işle uğraşan Türkiye'deki hatta şu an Türkiye değil globaldeki herkesin takip ettiği bir şirket Codeway. O yüzden de seni zaten dinlemeyi sabırsızlıkla bekliyorduk. Ve şu açıdan da zaten merak ediyorum. Neredeyse ilk başlangıç aşamasından itibaren bu macerada varsın. Buradaki yaşadığınız tecrübeler, ekibin küçük... küçük bir ekipten şimdiki bayağı devasa bir ekibe, App Studios'u ve App Studios'u mu diyorsunuz bu arada? Yoksa onu da sorayım hani az önce söyledin ya. Kendimiz aslında bir portfolyo şirketi, AI based bir portfolyo şirketi olarak tanımlıyoruz. Evet süper. Portfolyo şirketine dönüşüm hikayesini de dinleyeceğiz aslında. Burada sizdeki farklı bir yapı var. Kod ve çatısı altında farklı farklı küçük startuplar, işte stüdyo yapısı gibi aslında. Onlardan da istersen biraz konuşabiliriz. Tabii ki çok kısa bahsedeyim. Özellikle senin de vurguladığın gibi. Girdiğimde Kodvin 20. çalışanı falandım. Bizde böyle numaralar falan da var hatta formalarda. Her etkinlikte bir forma oluyor mutlaka. Şu an geldiğimiz noktada da hani tabii ki şirkette gelenler gidenler oluyor. Onun şu çalışanıyım gibi düşünebiliriz. Şu an geldiğimiz noktada da aslında 300 çalışana ulaştık. 300 ekip arkadaşımız var. Benim taraftaysa aslında Product'a kafayı oran. Buna işte Product Manager'ları... developerları, prompt enjinirleri, backend enjinirleri, flutter developerları, product designerları da kattığımızda aslında product.org'dan her ekibi kattığımızda 110 kişilik bir ekibi aslında lead ediyoruz. Teknik partnerim aslında İhsan'la birlikte. Bu süreçte koruduğumuz şeyler olduğu gibi birazdan bahsedeceğim stüdyo yapımımızı koruduk. Zamanla iter ettiğimiz yapılar da oldu. Bu aslında ilk başta 2 tane ürünle başlayan süreç. Şu an geldiğimiz noktada 50 ürüne evrildiği için. Doğal gelişen bir süreç oldu. Aslında biz stüdyo yapısıyla çalışıyoruz. Stüdyo yapısı ne demek? Codeway'i bir çatı şirketi olarak düşündüğümüzde altında aslında yer alan startuplar, kendi ürünlerini geliştiren startuplar var gibi düşünebiliriz. Şu an hali hazırda 6 tane stüdyomuz var. Bu 6 stüdyoda da hem... Farklı dikeller üzerinde misal işte elelan based ürünleri yöneten, büyüten ayrı bir ekibimiz var. Foto video alanında ayrı bir ekibimiz var. İşte short form drama kategorisinde ayrı bir ekibimiz var gibi düşünebilirsin. Aslında biz de leadler olarak bu stüdyolara bir nevi danışman gibi aslında hizmet veriyoruz diyebilirim. Ben product tarafında, diğer arkadaşlarım marketing, teknik taraflarda gibi düşünebiliriz. Aslında bu yapıda bize çok daha kompakt ekip. ...ekiplerle, dünyadaki büyük oyuncularla, belki yüzlerce çalışanı olan publisher'larla, developer'larla... ...rekabet etme avantajını veren şeylerden biri. Harika. Ekipler arasında şey var mı bu arada? Yani hem dikeyde hem yatayda böyle tabii ki vardır yani aynı şirket içerisindesiniz ama... ...oradaki şey de güzel yani. Rekabet falan oluyor mu mesela yani kendi aralarında? Tatlı bir rekabet güzeldir. Kesinlikle oluyor. Özellikle her ekibin işte artık dedem dolayı biraz da teknik... Tabii tabii. de konuşabilirim. Her ekibin belli ruhas hedefleri var, belli karlılık hedefleri var. Belli aslında retention hedefleri var. Dolayısıyla her zaman birbirleri arasında know-how alışverişi olduğu gibi o tatlı rekabet de oluyor. Ama gerçekten bu süreçler hem ekibi hem kodveyi besleyen süreçler oluyor. Özellikle know-how transferi anlamında. Mesela bir üründe veya bir portfolyoda bir A-B testi yaptık. Paywall'da bir A-B testi olabilir. Bunun know-how'u direkt olarak diğer stüdyolara veya stüdyonun içerisindeki diğer ürünlere çok hızlı bir şekilde aktarılabiliyor. Bununla birlikte marketing tarafında da aynı şekilde. Herhangi bulunan iyi bir hook, iyi bir kreatif, oradaki know-how direkt olarak tüm ekipler arasında aslında yayılıyor. Bu da bize rekabet anlamında gerçekten avantaj sağlayan noktalardan biri. Hani bulduğumuz iyi bir fikri. veya iyi bir iterasyon tek bir ürünle değil aslında tüm portfolyoda değerlendirme şansımız olabiliyor diyebilirim. O tatlı rekabette tabii ki işte kimin app'i daha çok download aldı, kimin app'i daha çok bütçe harcadı gibi tatlı rekabetler oluyor. Ama gerçekten hani ekiplerde de kişiler zaman zaman değişebiliyor, ürünler değişebiliyor. Ekip arkadaşlarımız aslında bunun farkında olduğu için bu yapının daha çok pozitif yanlarından faydalanıyoruz diye düşünüyorum. Evet gayet güzelmiş. Bir de bu arada... Güzel bir noktaya değinin. Şimdi bazen bizim bölümlerimizde işte sektör dışından da olsa hani bir şekilde sosyal medyada karşısına çıkanlar olabiliyor. Ben burada bir dipnot geçeyim. Bizim sektörümüzde çok fazla terimler var. Senin de söylediğin gibi ve bunların ne yazık ki bazen Türkçe karşılığı yok ve olsa da aynı anlama gelmiyor. O yüzden bir dipnot olarak kullandığımız teknik terimler için yani saygı duyuyorum. Yani çok fazla işte plaza dili kullanıyorsunuz falan demiyor ama ya ben mesela özellikle bireysel olarak böyle bulabildiğim terimlerin Türkçesini kullanmayı tercih ederim ama yok mesela Paywall'da ben 4 yıldır Türkiye pazarında bu işle uğraştığım için yani Paywall'un ben Türkçe... Ödemekten olarak söyleyemiyorsunuz. Evet yani aynı şeye gelmiyor yani. Bu terim olarak bu. Yine aslında birazdan daha çok metriklere de gireceğiz. Gerçekten ilk başta bölümleri kurgularken biraz daha genel gidelim. diye istiyordum ama bizim dinleyici kitlemiz her bu sektörün içerisinden işte yeni başlayanından işte C-Level'ına Founder'ına kadar geniş çapta dinleyici kitlemiz olduğu için herkesin ilgisini çekebilecek şeyleri konuşmayı biraz da detaylı işte konuda bulmuşken çünkü şimdi sen Product Manager olarak çoğu işleyişe hakimsin yani içerisindesin. O yüzden de oralara da geçeceğiz ve burada aslında şeyi sormak istiyorum. Şimdi 50'den fazla ürün ve giderek de artıyor ürün sayısı. Buralardaki işleyişiniz nasıl? Cleanup zamanından buraları mesela tahmin ediyor muydunuz bu kadar? Onu da belki sorabilirim. Ve buradaki işleyişi de belki öğrenebiliriz. Yani bir ürünün planlama aşamasından, markete girme aşamasında nasıl bir stratejiniz var? Aslında tahmin ettiğimiz şeyler vardı tabii ki. İnandığımız hem yolculuğumuz sürecinde, hem yolculuğun başında, hem bireysel... Aslında inandığımız şeyler vardı. Hem ekip olarak inandığımız şeyler, ulaşmak istediğimiz hedefler vardı. Ama tahmin edemediğimiz şeylerde yaşadık. İyi anlamda söylüyorum bunu. Bir de şeyi söyleyebilirim. Bazı noktalarda, portfolyo kısmından da sorduğun için, bir noktadan sonra şeye geldik. Biz evet başarılı ürünler yapabiliyoruz. Ama hangi ürünün başarılı olacağını aslında %100 bulabilmek de çok zor. Bu da bizi aslında portfolyo stratejisine itti. Biz bu... Ürünleri çok hızlı bir şekilde nasıl geçtiririz? Çok hızlı bir şekilde pazarda bu ürünlerin karlılık testlerini nasıl yapabiliriz? Çok iyi kafa yorduk. Ve her zaman aslında arkasında bir utility olan ürünlere bir noktada odaklanmaya başladık. Böyle çok kısa bir recap yapmak isterim. Hani kronolojik olarak. Aslında Codeway'in ürün geliştirme serüveni Cleanup ve Scanner ile başladı. Cleanup ve Scanner pazarlarını düşündüğümüzde gerçekten belli bir hacime ulaşmış. Product Market Fit'i kanıtlanmış pazarlarda. Her ne kadar Cleaner pazarı 4 yıl önce bu kadar, 4 yıl önce hatta Identification sürecinin, fikir bulma sürecinin ne kadar 5 yıl önce bu kadar büyük değildi. Bu aslında Product Market Fit'i net olan pazarlarla başladık. Daha sonrasında AI ürünlerinin ilk örneklerini görmeye başladık pazarda. Ve bizim de aslında bir sonraki jenerasyon diyebileceğimiz ürünlerimiz AI'in çok daha başındaki ürünlerden oldu. İşte FaceTense. Mesela bir deepfake ürünü, pixel up, yine AI'in şu anki AI'den bahsediyorum. Şu anki AI'in geldiği noktadan bahsediyorum. Basit bir AI. Vaktimizde bu arada cleanup'ın algoritmasını düşündüğümüzde de çok basit bir AI. Daha sonrasında Wander'la birlikte de ilk generatif AI aslında ürünümüzü yapmış olduk image alanında. Sonrasında da zaten yüzümüzü tamamen AI'in utility kısmına yani bu ne demek oluyor? AI'in consumer'a yani bizim yaptığımız biznesi işte sen de ifade ettin zaten subscription app business diyorlar vesaire. Genel hani ekosistemde bilinen adıyla da consumer business. Hani gerçekten ürün tüketiciye direkt olarak ürünü buluşturduğumuz noktadayız. Biz aslında bunun yanına bir de AI'yi ekledik. Yani e-yayın tüketiciyle... Kullanıcı ile buluştuğu noktada konumlanıyoruz. Bu hikaye de aslında 2022'lere kadar, Codeway'in kuruluşundaki ürünlere baktığımızda bu örnekleri nispeten görebiliyoruz. Ama 2022 itibariyle tamamen yüzünü AI'ye dönmüş aslında bir şirket, porfolo şirketi görüyoruz. Aslında bu süreçler de bizi yavaş yavaş şu anki geldiğimiz AI Utility kısmına da hazırladı. Ne oldu? Biz Face Dance, Pixel Up... Wonder gibi ürünlerde gerçekten AI'yi nasıl leverage ederiz, nasıl anlarız, nasıl ürünlerimizi yediririz o zamanlar keşfetmeye başladık. Ve şu an geldiğimiz noktada bizim 30 kişiden fazla ekip üyesi olan bir AI ekibimiz var. Bununla birlikte AI product engineer'larımız, prompt engineer'larımız içeride var. Ekip yapısı da aslında birazcık o AI'la birlikte gelişti. Özellikle bizim sektörde AI hani chat GPT API'nin çıkışı gibi. konumlanabiliyor. O yüzden burayı da ayrı bir parantez açmak isterim. Tabii ki o noktadan da inanılmaz bir şekilde faydalandık. Belki oradan da kısa bahsedebilirim. ChatGPT veya diğer generatif AI'lar bizim ürün geçirme stratejilerimizi nasıl evritti. Oraya da istersen ayrı bir parantez açabiliriz. Evet, burada güzel olur bence de. Aslında mesela ben de orada şöyle bir yorumum var. Sizle de bağlantılı. Ben her zaman mobil uygulamaları, mağazalardaki uygulamaları şöyle. nitelendiriyorum. İnsanlar bazen şeyle karşılaştırıyor ya. Atıyorum ya ChatGPT'nin kendi işte uygulaması var ya da web sitesi var. Yani neden insanlar bir uygulama indirsin? Bence burada tabii bu işin mantığında şey de var. Kullanımı daha kolay genellikle. İşte bir ChatGPT'nin içerisinde de belki bir resim oluşturabiliyorsun ama orada atıyorum belli promptları girmen lazım. Yani günlük kullanıcı dediğimiz kitleye bunlar zor gelebiliyor. Bizde de şöyle teknik insanlarda şey de var ya, yani bunu yapacağım ama kim kullanacak bunu? Hani kendi gibi düşünme var ya, sanki sizde de sorum da şöyle olabilir. Bu anlayış var mı yani? Hani consumer apps dediğimizde zaten aşağı yukarı bu anlamda bir şey. Günlük kullanıcının kolay bir şekilde, kısaca girip hemen sonucu görebileceği ürünler. Ne düşünüyorsun bu konuda? Böyle mi sence de? Bence çok öyle değil. Yani çok öyle değil dememin en temel sebebi de şu ana kadar farklı kategorilerde birçok ürün... Geliştirmiş ve bu ürünleri bir noktada başarıya taşınmış bir ekibin bir parçası olarak söylüyorum bunu. Bu arada biz aslında ilk ChatGPT API'ni kullanan ürünümüz eski aydı. Eski aya çıkardığımızda ChatGPT'nin kendi ürünü yoktu, mobil ürünü yoktu. Sektörde henüz böyle birkaç tane ürün oluşmaya başlamıştı. Hatta kötü bir anı olarak tam Şubat'taki depremle benzer. dönemde release etmiştik. Böyle hani günbegün hatırlıyorum. Ondan iki ay önce de aslında 2022 Kasım'ın sonu olması lazım. ChatGPT'nin kendi ürünün çıkışı. Aynı dönem şeyde geliyor yine tabii ki hatırlayanlar vardır lensa trendine de denk geliyor. İşte bir ayda 40 milyon dolar gelir elde eden E-Avatar konsepti. Aslında o dönemler çok daha fazla foma yaşıyorduk. Yani etraftan sürekli böyle farklı app'ler türüyor ve hani ya biz bunu da yapsak. Durur muyuz, yapar mıyız falan. Şu an geldiğimiz noktada çok daha tabii şey hani trend. Hem trend setter olduk hem de böyle trendlerin peşinden çok koşmuyoruz. Tamamen utility tarafına odaklanıyoruz. Tabii ki hani büyük bir trend olur. Hani her şeyi takipteyiz. Fakat hani o FOMO'yu, o bir şeyleri kaçırıyoruz hissini çok da eskisi kadar yaşamıyoruz. Onu söyleyebilirim. Biz o dönem hani eski ayı yapmadan önce, eski ayı yaptığımız süreçte daha doğrusu birçok ürün fikri konuştuk. Böyle bir teknoloji geliyor. Biz bununla ne yapabiliriz? Bu ürün fikirleri tamamen kolektif bilinçle oluşturuluyor. Hem bizim yönetim kadromuz hem ekipler. Zaten Codeway'de nereyi kazsan bir fikir çeker. Hatta kazmana bile gerek yok. Herkes farklı noktalardan sürekli fikirle besler bizi. O noktada konuştuğumuz mesela birkaç tane örnek saymak isterim. Bir öğrenciyepi konuşmuştuk. Ya öğrencilerin hayatını nasıl değiştirebiliriz bu teknolojiyle? Bir language learning ürünü nasıl yaparız? Bunu konuşmuştuk. İşte hali hazırda sektörde olan ürünleri AI ile nasıl leverage ederiz? Misal, kalori tracker konsepti. Bunun için daha önce daha geleneksel ürünler, işte database'ler kullanmanız gerekiyordu. AI şu an bunu tamamen çözüyor. İşte plant kategorisi yine benzer noktada. Dolayısıyla her ne kadar ilk anda çok general purpose, genel kitleye yani genel amaçlı bir chatbot ürünü çıkarmış olsak... da aslında farklı nişlerde AI'in utilitiesini de zamanla portfolyomuza yedirmiş olduk. Bunu söyleyebilirim. Bununla birlikte senin de dediğin gibi yani her ne kadar general purpose bir ürün yapmış olsan da orada kullanıcılara tek bir subscription ile farklı aslında AI'lara servis sağlayabilmek veya farklı tool'lar sunabilmek. Mesela şeyden bahsettim işte teknik kişilerin böyle bir ürün varken niye sizin ürünüzü kullansınlar? Bizim ��lk SKI kreatiflerimizden biri şuydu. Herkes ya ben chat GPT'ye nasıl kendi işlerimi yaptırırım, mail yazdırırımlarla uğraşırken. Bizim yakaladığımız winner kreatiflerden biri şuydu. Gel SKI'da kız arkadaşına ayrılık mesajı at. Veya işte kız arkadaşına ayrılık mesajı atmış onu geri döndür gibi konseptlerle aslında genel kitlenin de ya böyle bir teknoloji çıkmış evet ama nereden kullanabiliriz yakaladığımız ve bununla scale ettiğimiz bir gerçekte var. Hem ürün anlamında hem marketing anlamında kullanıcı bu tarz teknolojilerde en iyi nasıl faydalanırı çok iyi yakalıyoruz diyebilirim. Evet harika. Yani orada mesela ben de bu chatbot app'leri... düzeyinde şeyi seviyorum. Yani bu mobil kısımda gerçekten sizin gibi yani diğer farklı şirketlerde de yani orada içeride ya kullanıcıya nasıl daha farklı şeyler sunabiliriz? Bunlar çok düşünülüyor zaten. İçerideki ilk aşamasında temel şeyler vardı değil mi? Şu anki son güncel haline bakmadım ama mesela sizin uygulamanızın işte helper vesaire gibi yani işte e-mail helper. Hatta bunların içerisinde farklı ürünler de çıktı. Yani çok acayip bir noktaya gidiyor. İşte mesela benim bildiğim Sizin ürününüz var mı bilmiyorum. Tattoo generator gibi, e-mail writer. Bu aslında chatbot'un içerisinden çıkan yeni bir kendi şeyini oluşturan ürünler de var. Sizde mesela oldu mu hiç bu tarz bir örnek? Bizde de oldu. Aslında bu identifikasyon süreçlerinin birkaç şey bizde. Yeni ürün fikri süreçlerinin birkaç şeyi besliyor. Birincisi aslında kendi ürünlerimizdeki kullanıcı datası. Kullanıcılar eskiye ne soruyor? Nasıl bir kitle ile karşılaşıyoruz? diye baktığımızda birçok kitleyle karşılaştık. Onlardan bahsedebilirim. Onun dışında tabii ki market trendlerine bakıyoruz. Herkesin elinin altında marketing site tool'ları var. Sensor Tower gibi. Bunları çok sıkı takip ediyoruz. Bir de fokusumuz biraz daha AI olduğu için aslında yeni çıkan paper'ları, research'ları bunları çok sıkı sıkı takip edip, implemente edip buradan bir ürün fikri çıkabilir mi? gibi yaklaşımlarımız da var. Kaldı ki mesela Retake böyle bir ürün. Dünyada eşi benzeri olmayan bir mobil uygulama. Belki oraya da bir ayrı parantez açarız. Bizde de aslında SK'ye sürecinde öyle oldu. İlk SK'yi yaptık. Çok general purpose bir chatbot. Daha sonrasında kullanıcılar ya ben bunu klavyemde de kullanmak istiyorum dediler. Klavyeyi ekledik. Type A'yı çıkardık. Arada işte 4-5 aylık bir süreç var gibi düşünebilirsin. Aynı şekilde Nortia'ya da çok benzer dönemde çıktı. Homework helper. Yani öğrenci ürünümüz. Daha sonrasında plant ürününü de yine GPT-based bir şekilde release ettik. O dönem konuştuğumuz, zamanla denediğimiz ama geliştirmediğimiz bir fikrimiz daha vardı. Language Learning, aslında Dikey'i. LearnA'yı da geçen senenin Ekim ayında release ettik. Ve şu an geldiğimiz noktada portfolyomuzda en çok download, revenue alan ürünlerden biri haline geldi. Bizde de tabii ki her ürünümüz bir platform olduğu için... O platformdaki kullanıcı davranışları bizim yeni ürün fikirlerimizi kesinlikle besliyor. Harika. Bunu ben daha önce birkaç kez sordum sana yine sormak istiyorum. Şey çok fazla var ya sen de bahsettin ama mesela geçen hafta her gün yeni bir şey çıktı yani. Google'ın I.O. eventinde yani belki onlarca yenilik tanıttılar. Ertesi gün Cloud işte yeni bir sürüm yayınladı falan. Artık yani herhalde bir saatlere falan inecek böyle. Burada da şey oluyor sorum da oydu. Yani sürekli bir trendi ya hemen bunu yakalayalım hemen çıkalım. Mesela sizin gibi büyük bir stüdyo zaten anında çıkarsınız yani bu hani diğer know-how'la birleşirdiğinde. Ama sen de biz bu şekilde yapmıyoruz demiştin. Hani bunun bir sebebi var mı yoksa mesela ne tavsiye edersin yani? Çünkü benim hani çok fazla konuştuğum kişi de var. Bunlarda da ya kaçırdık mı işte oradan ya tüf şuraya girmedik işte AI müzik vardı ya girmedik oraya gitti işte ne yapacağız falan. Bu bir şey de oluşturuyor insanlarda yani bir kaygı mı diyeyim artık. Artık da FOMO diye Fear of Missing Out. Evet yani. Bir şeyi kaçırma korkusu. Kesinlikle ve sanki son 1-2 yıldır biz sektörümüzde çok fazla yani. Burada sizin bakış açınız ne mesela? İlk olarak şeyden başlamak isterim. Bence başarının tek bir yolu yok. Hani bu sektörde de çok farklı yollar izleyerek, çok farklı ürünler geliştirerek başarılı olan farklı hem... Türkiye'de hem global şirketler var. O yüzden hani tavsiyem var mı diye sordun ya. Tavsiyem şu arkadaşlar onu söyleyebilirim. Yani başarının tek bir yolu yok ve bu başarı tanımını sizin yapmanız ve ona göre bir ürün stratejisi veya işte marketing stratejisi belirlemeniz gerekiyor. Öncelikle hani Codeway ne yapıyor ondan bahsedeyim. Bir de genel hani belki ufak tavsiyelerimi ekleyebilirim. Aslında biz şunu yapmaya çalışıyoruz. Gerçekten AI'in kullanıcılara fayda sağlayabildiğini. Yani AI Utility kısmına odaklanıyoruz. Buna odaklandığımızda da her yeni çıkan model bizim için çözdüğümüz bir problemi daha kolay çözme, daha hızlı çözme, daha kaliteli çözme gibi artılar sağlarken bize şey gibi bir nokta yapmıyor. Yani işte evet bu teknoloji çıktı ve bir günde işte milyon... Download aldık, bir günde milyon dolar kazandık gibi bir yaklaşımımız çok yok. Onun dışında bu strateji bizim monetization'ımızda da yansıyor. Belki monetization kısmını ayrıca konuşuruz. Dolayısıyla tabii ki bu gelişmeleri anbean yakından çok takip ediyoruz ve neler yapabiliriz çok sıkı sıkı konuşuyoruz, sıcak sıcak değerlendiriyoruz. Fakat mesela Learna'yı ele alalım. Learna bir AI tutor, AI language learning ürünü karşınızda bir AI based. Öğretmen var size kendi dilinizde real-time İngilizce öğretebiliyor. Size farklı grammar da öğretiyor, vocab tarafından kelime de öğretiyor gibi düşünebilirsin. Fakat mesela hani diyelim ki ChatGP'nin real-time API çıktı. Bu devrimsel bir teknoloji mi? Bence evet. Fakat hani Lorna gözünden değerlendirdiğimizde ne yapabilir? Belki o deneyimi real-time'a taşıyabilir gibi ve biz bunu alıp deniyoruz, değerlendiriyoruz. Fakat hani ya bu... bir trend oluşturacak. Biz bunun peşine takılalım oradan belli bir geliri elde edelim ve çok girmiyoruz. Buna ilk bir de şeyi de söyleyebilirim. Müzik örneği verdiğin için. Mesela bizim bir AI müzik ürünümüz yok. Bunun en büyük sebebi de şu an piyasada official bir AI müzik, text to music veya işte music to music API'nin olmaması. Dolayısıyla legal olarak risk gördüğümüz kategorilere mümkün olduğunca girmemeye çalışıyoruz. Hani bu tabii ki herkese bir tavsiye değildir. Çünkü her biznesin Veya her şirketin kendi alabileceği riskler, alamayacağı riskler vardır. Bizim risk algımız biraz daha böyle. Tabii ki çok risk taker bir şirketiz. Mesela şey bence çok riskli bir yaklaşım. Bizim gelirimizin çok büyük bir kısmı renewal'lardan geliyor ve late LTV'ye odaklanıyoruz. Yani birinci yıl, ikinci yıl LTV'ye aslında maksimize etmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla kısa vadedeki cash flow'umuzu arttırıyoruz. Yaptırmaya çok odaklanmıyoruz ama bu mesela herkes için, her publisher için, her developer için doğru bir çözüm değildir. Neden? Herkesin işte belli ödemeleri oluyor, belli harcamaları oluyor. O nakit akışını yönetmek herkes için bu kadar rahat olmayabiliyor. Dolayısıyla belki bir yıl sonra elde ettiği %20 fazla geliri bir ay içerisinde elde ettiği %30 ek geliri tercih edebiliyor gibi aslında paylaşabilirim. Güzel bir genel değerlendirme oldu gerçekten. Tabii ki bu uzun vadeli hedef yapmak çok zor yani. Bir de platform bağımlı olarak ödeme süreleri de işte bir web ödeme altyapısı sunanlar gibi de değil. Apple tarafında özellikle 40 günleri bulan bir... Ortalama 35'e falan geliyor. Evet. O vadeyi yönetmek gerçekten zor. Orada haklısın. Ben AI ile ilgili konuştuğum zaman genelde konuklarıma sormaya çalışıyorum. Burada şey de çok etkili ya. Bir kullanıcıya bir sonuç oluşturuyorsun. Ve burada... arka taraftaki bir teknoloji ya da işte AI ile yaptığın için onun kalitesinde gerçekten iyi olması lazım. Çünkü kullanıcı o kadar uzun bir funnel'dan geçiyor ki işte reklam tarafından gelip App Store'a gidiyor. Orada kullanıcıyı etkiliyorsun. Screenshot'larını vesaire bir değer sunuyorsun. Uygulamaya geliyor. Onboarding falan. Yani gerçekten çok uzun. Ve hepsini yaptı. Ödeme de yaptı. İşte trial başlattı. Bir sonuç geldi. O kadar uğraşının sonucunda çok kötü mesela. Bu artık önceki yapılan çoğu şeyi çöpe atıyor gibi bir durum var. O yüzden hani burada kalite de çok önemli. Burada prompt engineer falan var dedin zaten ekip. 30 kişiden bahsettin. Yani demek ki bir şeyler var. Hatta şöyle bir geyikte var ya prompt engineer ne yapıyor ya falan. Yani varsa ekipte ne yapıyor bu arkadaşa onu da söyleyebiliriz. Bu arada ben de böyle düşünüyordum bir yıl önce kadar. Bu işte çalışan bir arkadaşımla konuşunca dedim ki gerçekten önemliymiş yani hani prompt yazmıyor işte kullanıcıya çıktığı ama onu sorayım bu kaliteyi nasıl sağlıyorsun? Sence de önemli mi? İşte buradaki akış nasıl? Benim aslında Codeway'de hani tüm yolculuğum boyunca birazcık şey gibi oluyor ya hani marketing bir söz veriyor kullanıcıya product ekibi işte development ekibi de o sözü tutuyor. tutmaya çalışıyor. Ben hep sözünü tutmaya çalışan tarafta yer aldım. O da senin dediğine geliyor aslında. Çeşitli funnel'lardan geçmiş kullanıcılar bir şekilde epi alıyorsun ve bir yandan o kullanıcılardan gelir elde etmen lazım. Maksimum gelir elde etmen lazım. Bir yandan iyi deneyim sağlaman lazım. İyi deneyim işte uzun vadede iyi gelir getiriyor gibi gibi denklemler var aslında. O noktada da şunu söyleyebilirim. Yani hem epin işte deneyimi anlamında işte Koyduğun görseller hani bugün Codeway ürünlerini incelersen aslında bizim product design dilimiz var. Bunu görürsün. Her ne kadar üründen ürüne değiştirse de bir iletişim dilimiz var. Bununla birlikte teknoloji tarafında da aynı şekilde. Bizim teknoloji tarafında yaptığımız geliştirmeler, farklı denemeler var. Neden? Çünkü çözmeye çalıştığımız birçok use case var. Ben retake'de kullanıcıya kendi fotoğraflarıyla eğit... Gittiğim çok iyi bir modelden farklı pozlar vermeye çalışıyorum. Bu pozlar işte ağzı, yüzü bozuk olabilir, göz rengini değiştirmiş olabilirim, kaşını değiştirmiş olabilirim. O gün saçlarının kötü çıktığını düşünen bir fotoğrafı upload etmiştir. Saçını çok iyi düzeltmem lazımdır. O yüzden orası A-Bit'e çok açık bir nokta. İterasyonu çok açık bir nokta. Dolayısıyla her ne kadar AI ekibi, prompt enjiniler, backend ekipleri, Bu Teknolojilerin en iyi ve en hızlı şekilde çalışmasını sağlayan ekipler olsa da işte e-ekibi ne yapıyor? Bu işin bir research'unu yapıyor. Daha sonrasında implementasyon sürecine kadar bir funnel kurguluyor. İşte ilk bu teknolojiyi kullanayım. Sonra bununla fine-tune edeyim. Sonra kullanıcıdan gelen fotoğraflarla bir model oluşturayım. Kullanıcıya çıktı vereyim. Ve kent ekibi ne yapıyor? Aslında kullanıcı çıktı. Çıktı verme tarafında o modeli ayağa kaldırma, hızlı bir şekilde cevap verme gibi noktalara odaklanıyor. AI product enjinirler veya prompt enjinirler ne yapıyor? Aslında o AI'leri en iyi şekilde çalıştırabilecek promptları yazıyor ve denemelerini yapıyor. Ya ben işte Google'ın modeliyle bu... Kaze'i denedim. Sallıyorum işte Norti'ye bir soru çözdüm. Şu kadar sürede işte bu sınavdan 70 aldı. Şimdi bir de şeyler oluyor ya sektörde benchmarklar oluyor. Her modelin benchmarkı işte bu model diğerini geçmiş. Foro işte Gemini 2.0'yu geçmiş gibi gibi benchmarklar oluyor. Ama bizim için benchmark ne demek? Aslında kendi kullanıcımızın benchmark kıymeti. doluyor. O yüzden kendi data setlerimiz var. O data setlerde bu modellerin hepsi düzenli olarak deneniyor. Bizim product enjinirlerimiz de, prompt enjinirlerimiz de aslında bu noktada yer alıyor. Tabii ki işin kalitesine en son dönüp dolaşıp product ekibi karar veriyor. Çünkü onların görevi de kullanıcı ihtiyaçlarını, kullanıcı deneyimini en iyi noktaya getirmek. Asıl product ekibi de nasıl karar veriyor? Tüm modellerin A-B testini, çıktıklarının A-B testini yaparak, senin bahsettiğin sonuç gördüğün ekranda Hem UI UX anlamında farklı aslında kurgular yaparak, farklı ev vitesler planlayarak en optimum hem LTV anlamında hem deneyim anlamında en optimum senaryoyu bulmaya çalışıyor. Evet yani şimdi şeyde gelmek istiyorum. Bildiğin gibi kitlemiz subscription dünyası olduğu için ve biz de subscription konuşmayı çok seviyoruz. Bahsettin zaten LTV'ye diğer metrikler ve seninle daha önce konuştuğumda şeyden bahsetmiştin. P-Wall üzerinde bile işte 160 miydi? Aynen 150'den fazla herhangi bir A-B testi 150'den fazla metreye bakıyoruz demiştim. Evet. Harikaydı. Yani bu tarz insightları da bu bölüme özel paylaşmayı çok istiyordum zaten. Biraz da artık bu konuya da geçmek istiyorum. Monetization tarafına başlayabiliriz. Bildiğim kadarıyla ilk baştan itibaren yani subscription modeliyle gidiyorsunuz zaten. Burada monetization stratejisini nasıl belirliyorsunuz? Belki kısaca buradan giriş yapabiliriz. Tabii ki. Şu anki monetization stratejimiz aslında bu 5 yılın birikimi gibi düşünebilirsin. Hala farklı ürünlerde farklı monetization stratejileri izliyoruz. Hem ürünün kendi kategorisinden dolayı hem de yaptığımız AV testlerden dolayı veya ürünün stage'inden dolayı. Belki ürünü yeni release ettiğimizde farklı bir monetization kullanıyoruz. Çok daha hızlı aslında sonuçlar görebilmek için. Fakat çok daha oturmuş bir üründe ve yüksek hacimli bir üründe yakaladığın yüzde birkaç uplift bile... büyük anlamlar ifade edebiliyor. Dolayısıyla orada zaten bekleten çok kuvvetli. Daha uzun vadeli LTV'ye odaklanabiliyorsun. Burada şeyi söyleyebilirim. Bence burada da bu kitleyle paylaşabileceğim tek bir doğru yol yok. Burada kendi best practice'inizi, kendi best monetization'ınızı kendiniz belirlemeniz gerekiyor. Sektörde birçok aslında insight sağlayacak. Aslında rapor var. Adaptive raporu da bunlardan biri. Biz ne yapıyoruz? İşte Adaptive raporuna bakıyoruz. Kendi backdatamıza bakıyoruz. Yaptığımız A-B testler. A-B testlerin kapsamı ne olabilir? Hani monetization tarafını düşünürsek onboarding günü olabilir. Onboarding'de çok ciddi bir oyun alanı var. Paywall'da neleri test edebilirsin? Product duration yani prodükanın süresini. Haftalık mı satayım, aylık mı satayım? Aylıkla haftalığı bir arada mı satayım? Yanına yıllık mı koyayım gibi. Bununla birlikte free trial süresini deneyebilirsin. Price ile oynayabilirsin. İşte haftalık 5 dolar mı satayım? 10 dolar mı satayım? Abi şimdi her bölümde neredeyse sorduğum sürekli bahsettiğim şey ama hep de şöyle insanların aklına şey geliyor ya evet Adapti'nin neredeyse başından beri iyi bir test feature'ımız var. İşte bu kendi tool'unu övmek için söylüyor. Gerçekten arkadaşlar değil yani bunu tekrar böyle üzerinden geçeyim. Bu işin içerisinde olan ya sizin gibi büyük firmalardan da bence yani çok fazla metrik var tabii ki ama hani tek bir doğru yöntem yok. A1 testin gerçekten çok önemli kısımlardan birisi. Bunu hem bizim müşterilerimizden hem sizin gibi birçok firmadan görüyoruz. Ve şunu sormak istiyorum. Bu paywall A1 testinin de bir sonu var mı? Yani tamam yaptık, denedik ama nereye kadar yapmak lazım? Sizde mesela clean up mesela 4 yıldır var. Yani bitti mi yani? En ideal paywall'u bulduk mu? Burada ne yapmamız lazım? Kesinlikle bitmedi. Ben de bu journey'e başladığımda ya gerçekten... Ödem ekranı bu kadar etkili olabilir mi? Gibi düşünüyordum. Fakat hani şu an söyleyebilirim ki bu iterasyon sonu yok. Ve bu iterasyonu az önce de konuştuğumuz gibi gerçekten sizin için veya senin ürünün için... Veya senin stratejisi için en mantıklı monetization nedir ona göre iterasyonlar yapman gerekiyor. Bu noktada şu tarz datalar verebilirim. 50 üründen data sıkıyor olacağım. Bizim bu vereceğim datalar Amerika, iOS gibi düşünebilirsiniz. Gerçekten aldığımız kullanıcıların %40'ına free trial başlatabildiğimiz ürünümüz de var. %30'ına başlatabildiğimiz de var. %10'una başlatabildiğimiz de var. %5'ine başlatabildiğimiz de var. Veya işte bir ödem ekranında birkaç tane farklı ürün sunabiliyorsunuz. İşte bu ürünlerden saldırıyorum. Weekly için %80 tek bir ekrandan 100 tane ürün satmışız. 80'inin weekly olduğu da var. 50'sinin weekly olduğu da var. 99'un weekly olduğu da var. Dolayısıyla burada iterasyona çok açık bir alan. Ve hani doğruyu kendi... Aslında karlılık ve LTV hedeflerinize göre iterasyonlar yaparak bulmanız gerekiyor. Cleanup'da şeyi söyleyebilirim. Son bir yılda 4'den 5'den fazla A-B testte belki her birinde %5'den 10'dan fazla LTV uplifti yakaladığımız oldu. Bu da hani şu anki hacmi düşünürseniz işte sensor tower verilerine göre Cleanup'ın 5 milyon dolardan fazla geliri var. Bu geliri neredeyse %20-%30 artıyor. diyorduk diyebilirim. Sadece paywall iterasyonlarıyla. Bu noktada da benim tavsiyem sektörü çok iyi takip etmek. Farklı publisher'ları, farklı raporları işte adaptör raporu gibi. Oradan kendimize alabileceğimiz noktalar. Tabii ki hani o genel bir hani raporlar genel bir şey veriyor. Görünüm veriyor. Mesela bana hep Şu gelir ya işte 3 aylık ürünün LTV'si çok yüksekmiş 3 aylık ürün deneyelim mi gibi. Ama orada hani konu sadece bir ürünün LTV'si yani o raporları da bence gerçekten dikkatli ve anlamlı okumak gerekiyor. Yani sizin hedefiniz bir ürünün LTV'sini mi arttırmak yani tek bir 3 aylık ürünün yoksa app'in LTV'sini mi arttırmak. O yüzden bu odakları doğru belirleyip doğru iterasyonları yapmak gerekiyor diye düşünüyorum. ve doğru A-B test metodolojilerini uygulamak. İşte biz yaptığımız herhangi bir... Monetizasyon testi bile olsun, pricing, paywall testi bile olsun. Ya bu paywall'un kullanıcı davranışına içeride, işte bu mesele atmaksa mesele atmak, fotoğraf çıktısı elde etmekse fotoğraf çıktısı elde etmek. Buna nasıl etki ediyoyu ölçümlüyoruz. 150'den fazla metreye bakıyoruz yaptığımız AV testlerde. Ve bu AV testleri uzun soluklu takip etmelerini ben aslında herkese öneriyorum. Çünkü Deiziro'da gördüğün data senin için bir şey ifade etmeyebiliyor. Evet. Yani burada mesela bu söylediğin 150 metrik arasında hepimizi çok klasik takip ettiğimiz metrikler dışında senin önerebileceğin çünkü geçen günde konuştuğum zaman birkaç tane söylemiştin mesela bunlara da bakabilirsiniz diyebileceğin neler var? Ya şöyle aslında sektörü göz önünde bulundurduğumuzda hepimizin baktığı tek bir metrik var o da LTV veya işte bunun içine marketing gıdak attığımızda acquisition cost veya işte CPI geliyor. Bu iki metrinin oluşturduğu da North Star metrimiz ROAS aslında hepimizin. Ama ROAS hani işte 100.000 kullanıcı aldın, 50.000 dolar gelir elde ettin. ROAS bugün bitmiyor. Aslında subscription biz nasıl yaptığımız için işte renewal'lar var, aldığın kohorttaki pay ile dönmeyen kullanıcıların daha sonrasındaki satın alımları var. Benim en çok önemsediğim şey aslında bu LTV'yi oluşturan metrikleri en iyi şekilde ayrı ayrı takip edebilmek. Yani senin alt evin Zamanla artıyor ama neden artıyor? Renewall'lardan mı artıyor? Pay'i de döndüremediğin kullanıcıların daha sonradan satın almasından mı artıyor? İşte churn'ünün, involuntary churn'ünün düşük olmasından mı artıyor? Veya churn olanların tekrar satın almasından mı artıyor? Dolayısıyla bu RTV oluşturan altmetrik diyebileceğim metrikleri iyi tanımlayıp bunları bu evi testlerde çok sıkı takip etmelerini ben herkese öneririm. Bununla birlikte... daha genel bir öneri olacak ama dediğim gibi sadece monetization deneyi yaptık. Monetization metriklerine bakalım değil. Ürünle alakalı metrikleri de mutlaka takip etmek gerekiyor. Çünkü şu tarz korelasyonlar çıkabiliyor. Ürünü daha çok kullanan kullanıcılar daha az convert ediyor free triyldan gibi ilginç satılar çıkabiliyor. O zaman ya ben yanlış mı kullandırttırıyorum gibi böyle sorgulayacağınız birçok nokta çıkıyor. Evet kesinlikle tek bir metriye odaklanmamak lazım. Buradaki diğer bağlantılı rakamları da incelemek lazım. Uzun vadeli düşünmek lazım aslında. Kısa vadeli şeylerden çok. Şunu da sorayım yine. Mesela bir app stüdyosuna payball'ayı bir test yaparken mesela önce nereden başlamasını tavsiye edersin? Bu tarz bir şey söylemek istersen. Yani ben butonun rengini mi değiştireyim? Yoksa işte köşelerini mi değiştireyim? Yoksa pricing'den mi başlayayım mesela? Ben pricing'i öneririm. Pricing'de gerçekten optimizasyon alanı var. Ama Async'te de şunu söyleyebilirim. Özellikle de benchmarkları iyi incelediyse kendi kategorisindeki ürünlerin. İşte Adaptive raporuna baktıysa. Yani işte ortalama Amerika'da weekly ürün ne kadar satılıyor, yıllık ürün ne kadar satılıyor. Ve bu ürünleri özellikle benchmarklar veya büyük publisherlar nasıl veriyor? İşte alt alta mı veriyor? İşte yan yana mı veriyor? Box halinde mi veriyor? Bunları incelerse aslında bir baz oluşuyor. Baz bir paywall oluşuyor. Daha sonrası ise az önce bahsettiğim gibi gerçek. Biznesin ihtiyaçlarına. Şeyi söyledin ama uzun vadeli odaklanmak lazım. Belki de bazı noktalarda gerek mi edebilir? O şirketin stratejisi gereği. Dolayısıyla orada beklenti ne? Bir ayda %100 ROAS mı? %100 karlılık mı görmek istiyor? Neyi istiyorsa aslında o publisher. Ona göre ilerlemeleri lazım diye düşünüyorum. Pricing'i öneririm. Eğer datayı düzgün takip edebiliyorlarsa ve zamanla izleyebiliyorlarsa free trial duration'ımı Mutlaka denemelerini öneririm. Onun dışında ürün miksi. Yani bazı ürün Paywall'da seçili geliyor. Bazısı gelmiyor. Doğru ürünü seçili getirmek. Doğru ürüne doğru bir şekilde vurgu yapmak. Bir de buna dipnot şunu ekleyebilirim. Yani her zaman sustainable yani sürdürülebilir bir business'a bet etmek gerekebiliyor. Özellikle hani daha önceki dönemlerde işte bundan belki 5 yıl önce 10 yıl önce. Aslında Apple Store'daki kötü kullanımlar işte kötü. Paywall'lar, çarpısı olmayan, fiyatın düşük yazdığı gibi gibi paywall'lar aslında çok daha kabul edilebilirdi. Ama zamanla Apple bu tarz ürünleri silme yoluna gitti. Dolayısıyla benim önerebileceğim şey Apple'ın guideline'larına %100 uymanız. Bu gerçekten size sürdürülebilir bir ürün, business inşa etmenizi sağlayacaktır. Kesinlikle orada ben de aslında hemen aklıma şey geldi. Mesela devamındaki metrikler dedik ya bazen... atıyorum yıllık planda daha hızlı satışlar elde ettiğin, ruhasının daha yüksek çıktığı senaryo olabilir ama bunun sonunda atıyorum buradan gelen porttaki kullanıcıların refund yaptığını görebiliriz. İşte bunun da ilerisine gidip kötü yorumların da arttığını. Hepsi birbiriyle bağlantılı olduğu için orada sana katılıyorum. Paywall'da evet bir şey yaptık. Konverjınlar arttı. LTV'de arttı ama sonraki sonuç ne oldu? Bunlara da kesinlikle bakmak lazım optimizasyonda. Ben aslında bunu, güzel oldu senin cevabın. Bizde de şöyle bir internal bir insight var. Biz de her zaman konuştuğumuz şirketlere ilk başta pricingden başlamasını öneriyoruz. Yani çünkü insanlar bazen tasarımı çok daha iyi bir hale getireyim işte. Hani başta da konuştuk ya teknik bir açıdan baktığı zaman mükemmelin peşinde olan insanlar da çok fazla olabiliyor. Evet kaliteli bir deneyim olması lazım ama bence küçük ayrıntılardan çok başlangıçta ben de pricingi söyleyebilirim. Burada aynı fikirdeyiz. Süper. Güzel oldu. Onun dışında segmentasyon tarafına gelmek istiyorum. Ben bunu yine çok fazla kişiye tavsiye ediyorum konuştuğumuz toplantılarda. Biz de yine böyle gururlanarak söylüyorum Adaptive tarafında da segmentasyon özelliğimiz var. Ve sevdiğim bir özellik çünkü kolay bir şekilde kullanıcıları segmentleyebiliyorsun app'in içerisinde. Siz de kullanıcıları segmentliyor musunuz? Yani burada mesela product tarafı dışında biz önerdiğimiz yani paywall... testlerinde segmentasyonu daha fazla kullanıyoruz. Tabi onboardingde de olabilir bu. Atıyorum marketing channelına göre işte Apple Searches'den gelen kullanıcıları segmentliyorum. Ya da ülke bazında ya da custom bir şekilde. Diyelim bir health and fitness app'im var. Uzun bir onboarding kullandım. Birazdan ondan da bahsedebiliriz. Burada özel sorular sordum. Bu sorulara göre de segmentleyip pricingimi, pay volume'u farklı testlerimi yapıyorum. Burada senin görüşlerine sizden ne tavsiye verebilirsin? Var mı sizde de bu tarz şeyler? Tabii. Biz monetizasyon tarafından özellikle %100 data driven ilerliyoruz. Data driven ilerlemek için de belli bir aslında şey, yani işe biraz daha bilimsel yaklaşırsak bir sample size'a ihtiyacımız var. Yani belli bir user bazına veya free trial bazı olabilir yapacağınız A-B testine göre veya aslında deneye göre. Bir de convergine ihtiyacınız var. Şimdi bir segmentasyon yaptığınızda Bu yaptığınız A-B test kitlesini bölmüş oluyorsunuz yani. Dolayısıyla datanız da bölünmüş oluyor. Ve bu zamanla sizin istatistiksel olarak signifikant bir şekilde karar vermenizi zorlaştıran bir durum. Ama datanız varsa bu pekala yapılması gereken bir şey diyebilirim. Bizim de... Özellikle hacimlenmiş ürünlerde yaptığımız bazı segmentasyonlar var. Dediğim gibi marketing channelına göre de değişebiliyor bu segmentasyonlar. Veya onboardingde seçtiği şeylere göre. İşte yaş soruyoruz bazılarını. İşte gender soruyoruz. Veya işte health and fitness ürünlerinde işte ne kadar hareket ediyorsun gün içinde gibi sorularımız var. Ona göre gördüğü paywall veya paywall öncesinde gösterdiğimiz belki analiz ekranı değişebiliyor. Ama hani naçizane tavsiyem. çok daha fazla koru oturttuktan sonra segmentasyon konusunda girmek lazım diye düşünebiliyorum. Çünkü zaman zaman ya evet çok kafamıza yatıyor yani. Az önce de söyledim birçok hipotezimiz var her konuda. Ve bu hipotezleri aslında iyi bir test yaparak doğru yanlış gözlemleyebiliyoruz. O noktada bazen hani bize çok doğru gelen şeyler hem kişisel olarak hem ekip olarak hem şirket olarak user da o kadar iyi sound etmiyor. O zaman da diyoruz ki ya bu niye böyle oldu anlamaya çalışıyoruz farklı metriklere bakıyoruz onu söyleyebilirim. Bazen de yani kullanıcı anlamak gerçekten imkansız gibi yani atıyorum paywall üzerinde bir detaylı bir inceleme yaptığında hani neden oraya tıkladı ne yaptı anlayamıyorsun yani bazı kullanıcılarda. Bu da aslında büyük bir sorun ama mesela bunu nasıl çözersin bir kullanıcı havuzu olması lazım dediğin gibi. belli bir data olması lazım. Kesinlikle. Burada Nightsign'e tavsiyem sen söyleyince aklıma geldi. Yani sektöre böyle hani 4,5 yıl önce girdiğim için hani böyle girdiğimde ne düşünüyordum, ne bekliyordum, şu an ne düşünüyorum zamanlarında değişti. Hani böyle aydanaya zaten fikirlerim değişebiliyor çünkü birçok test yapıyoruz. Birçok aslında data görüyoruz. İşte birçok yeni AI modeli çıkıyor. Burada Nightsign'e tavsiyem şu hani kendi perspektifinizden çok bakmayın. Subscription Business'a. Benim İlk sektöre girdiğimde bir ay içerisinde düşündüğüm şey bu oldu ve şu anda da mesela bu düşüncemdeyim hala. Gerçekten user'ı anlamak işte ya bu ürünler niye vikti satıyor gibi düşünmeyi bence bırakmalı yani herkes. Çünkü genel business mindset'i arz talep konusu ve hani alışkanlıklar konusu. Dolayısıyla hani tamamen user perspektifini anlamaya ya niye böyle oluyor anlamaya odaklanmak en iyisi. Evet yani orada ben de o kadar çok şey yaşıyorum. Şimdi ben 1,5-2 aydır bazı şirketlere paywall görüşmeleri, auditler yapıyoruz. Yarım saatlik görüşme. Bazı şeyler söylüyorum mesela. Bunlar da endüstri standartları yani yapılan şeyler. Bazılarında şey olabiliyor yani pozisyonunu itibariyle de olabilir. Bu çok mantıksız diyor mesela. Ama evet yani kendim düşünürsem mesela bazen ya evet neden kullanıcı bundan etkilensin ki dediğim şeyler bile olabiliyor. Tam olarak örnek olmasa da atıyorum mesela social proof eklemek, rating, review eklemek paywall'a ya da bazı uyarı metinleri eklemek. Diyelim ki bunları test edersen gerçekten dönüşümü etkiliyor. Nasıl olabilir? Onun dışında mesela en son bir görüşmemiz vardı. Onboarding kısmında garanti olmamakla birlikte yani kesin demiyorum. Çünkü şey de olabiliyor ya hani bunu yaptık ee olmadı. Yani konuştuğumuz hepsi bir test görüşü onu yine. Üzerinden geçeyim. Diyelim ki onboarding'de kullanıcıdan rating, review istemek. Bu belli bir süre yani çok popüler biliyorsun. Bu konuştuğumuz kişi dedi ki yani çok saçma. Ben uygulamayı görmeden neden yorum yapayım ya da rating vereyim. Burada da ya ben orada da açıklamaya çalıştım. Üzerinde de düşündüm açıkçası. Araştırma da yaptım. Yani bunun psikolojik sebepleri de var yani. Yani insan psikolojisiyle alakalı. Kullanıcı daha işte güzel bir deneyim yaşıyor. Belki paywall'u görmedi. ona sunduğun vaatleri görmüş. Yani güzel bir aşamadayken bize destek olur musun? Bir de güzel planladıysan. İyi çalıştığı senaryolar var. Yani o yüzden kesinlikle katılıyorum. Bence bu olmaz dememek lazım. Çoğu şeyde. Weekly'de de bunu çok diyorum. Yani neden Weekly? İşte yıllık daha ucuz. Yani ama... Almıyorlar. Evet. Yani şey değil bu. Evet ben de baktığım zaman ya uygun fiyatlı ya orada da farklı psikolojik. sebepler var. Benim gördüğüm mesela daha mesela ilk başta baktığın zaman kısa vadede daha ucuz gelebiliyor yani. İşte bir 5 dolar haftalıkla aslında baktığın zaman atıyorum 39 dolarlık bir yıllık. Evet daha şey gibi ama karşılaştığı basitçe baktığın zaman 5 dolar daha ucuz yani. Süresine vesaire bakmayabiliyor. Ya bunun çok fazla nedeni var. Şimdi dinleyenler de şey demesin ya öyle değil falan diyebilir bu arada hani dinleyen. yorumları da dinlemeye hazırım. Dediğim gibi kesinlikle katılıyorum. Bireysel düşüncenin dışında benchmarklara, standartlara bakmak lazım. Burada sohbet de harika gidiyor bu arada. Konuşsak böyle saatlerce konuşabiliriz. Sizin Codeway olarak en başarılı bulduğun uygulamanız ne mesela şu anda? Herkes de şunu soruyor. Ne kadar kalır? Hepsi falan. Nasıl? Ve aslında şöyle de söyleyebilirim. Bu projeye devam et. Ya da daha az öncelik versek dediğiniz şeyler de oluyor mu? Onu da dinleyebilir mi açıkçası? Sondan başlayayım. Aslında buna da öncelik vermemiz dediğimiz şeyler oluyor. Özellikle hani biz şu an... Yeni geliştirdiğimiz ürünleri tabii ki ürünün doğasına göre değişmekle birlikte ortalama da 3-4 hafta içerisinde geliştiriyoruz ve çıktığımız ürünler MVP ürünleri olmuyor. MMP dediğimiz minimum marketable gerçekten endüstri standartlarında ürünler oluyor. Burada ciddi anlamda oluşturduğumuz checklistler var hem ürün tarafında, development tarafında hem de marketing tarafında. Bu aslında hızlı geliştirme süreci bize herhangi bir ürün fikrini canlı 3-4 hafta içerisinde denememizi sağlıyor. Bu noktada... Birincisi karlılık testini geçemeyen ürünleri biz ağırlık vermeyi kesiyoruz. Bununla birlikte farklı metriklere bakıyoruz. Yani karlılığın yine alt kırılımlarını iniyoruz. İşte user acquisition tarafı mı pahalı? App'in free trial conversion rate'i mi düşük? Payday dönme oranı mı düşük? Gibi gibi noktaları aslında inceliyoruz. Bir de aslında pazar trendlerine de zaman zaman baktığımız oluyor. Eğer down trend de bir pazarsa işte AI based, AI utility tarafına odaklanmayan trend based olduğunu düşündüğümüz bir ürünse o üründen birazcık elimizi eteğimizi çekiyoruz gibi anlatabilirim. Favori ürün tarafına gelecek olursak tabii ki hacim her zaman benim için öncelik oluyor. Ve ekipte de o rekabeti konuştuk ya o rekabet oluşması için en sevdiğim ürün clean up benim zaten ilk ürünüm ve en yüksek geliri orada var deyip o tatlı rekabeti birazcık kızıştırabiliyorum. Ama hani bu yıl için şu an geldiğimiz noktada e-yayın utility tarafı beni özellikle çok heyecanlandırıyor. Retake, hani Nevi şahsıdan münhasır bir ürün olduğu için, gerçekten orijinal bir ürün fikri olduğu için ve büyük publisher'lar tarafından işte Banding Spons'un Remini'si gibi, Facetune gibi, FaceApp gibi şirketler tarafından yani bu saydığım app'lerin içerisine girerseniz hepsinde bir retake feature'ı göreceksiniz. Artık endüstriye de yön veren bir ürün olduğu için bir tek favori ürünlerimden. biri. Onun dışında Learn'a çok iyi gidiyor. AI Language Learning. Orada da gerçekten download anlamında hani Duolingo'yu bir kenara koyuyorum. Duolingo'nun herhalde şu an güncel değerlemesi 20-25 milyar dolar civarında. Duolingo'dan sonra en çok download alan globalde ürün haline geldi ve çok karlı gidiyor. Çok hızlı büyüyor. O noktada da konsept hani yine AI utility olduğu için ve pazarı çok büyük olduğu için ve 7-8 ayda çok iyi bir hacme geldiği için beni heyecanlandıran bir ürün. Ama dediğim gibi hepsi benim bebeklerim. Hepsiyle ayrı hikayelerimiz var. İyi günler, kötü günler. Dolayısıyla böyle yani şu benim favorimdir diyebileceğim. Bir ürünüm yok. Zaman zaman değişiyor şeklinde daha politik bir cevap verebilirim. Yani bir de şey var ya ben çok karşılaşıyorum. Hepsini mesela seviyorsun ama bazen mantıklı kararlar da vermek lazım ya yani ürününe aşık olan özellikle küçük orta çapta çok fazla görüyorum. Yani metrikler her şeyi söylüyor ya Belli bir şeyde belki farklı bir projeye geçmenin de zamanı olması lazım değil mi? O fail hissini herkesin bence en az bir kere tatması lazım. Ve kabul edip önüne bakmayı da en iyi şekilde öğrenmesi lazım. Başarı dediğin gibi aslında onunla geliyor. Az önce de şeyi konuştuk aslında. İyi iki insight oldu bence. Bir hani kendi gözünden mantıklı gelen mantıklı gelmeyen değil. Kullanıcı tarafına odaklanmak. İkinci de aslında ürünle aşık olmak değil. Belki oradaki... ihtiyaca veya işte dataya aşık olmak böyle öne çıkan bir nokta olabilir. Ben de kesinlikle katılıyorum çünkü yani çok vakit harcıyorsun bir ürüne. Emek harcıyorsun para harcıyorsun ve sonucunun kötü bitmesini tabii kimse istemez yani. Kesinlikle yani amaç bir ürününde product market fitli yakalamak, scale etmekse hani bu ürünü yapıp bitmekle yani şey artık zaten öldü yani tamamen. Ya benim çok iyi bir ürün fikrim var deyip hani scale Olabilecek veya başarıyı yakalayabilecek tabii ki farklı nişlerde vardır hiç yok demiyorum ama genel hani 199.9'u App Store'un Play Store'un bu tarz ürünlerle değil aslında o kitleyi en iyi şekilde anlayan o kitleyi anlayıp en iyi kreatifleri üreten en iyi ürünü yaratan ekipler şirketler aslında başarılı oluyor. Trendleri hani trend geldi ben bunu ayak uydurayım değil önden. Aslında o yapılarını hazırlayan şirketler başarılı oluyor, ürünler başarılı oluyor diyebilirim. Şimdi gayet sohbetimiz güzel gidiyor. Bir de ben Twitter'da görmüştüm galiba. Türk App Studios'u AI kreatiflerle işte şöyle başarı yakaladı işte falan gibi. Sonra bir baktık da Codeway orada. Marketing tarafına da geçmek istiyorum açıkçası. Burada onu görmüştüm. Çok fazla kreatif AI videoların ilk aşamalarındaydı galiba bu. Şu an artık... şeye hani gerçekle ayırt edilemeyecek noktalara kadar gelmeye başladı. Marketing tarafını konuşabiliriz. Eminim ki çok fazla takip edilen bir şirketsiniz. Yaptığınız. Çünkü bir de marketingde de şöyle bir şey var ya bütçen kadar, kreativin kadar güçlü olabiliyorsun. Platformların Yapısı gereği. Orada da tabii ki kimi takip edebilirsin? En büyükleri. Neler yapıyorsunuz? Yani reklam stratejileriniz neler? Biraz da o konuya girebiliriz. Tabii ki bizim 70 kişilik şu an aktif olarak market ekibimiz var. Belki sayıları artmıştır çünkü hiringlerimiz hala devam ediyor. Büyük bir kısmı art ekibi yani aslında o reklamları hazırlayan ekip. 30 kişi de yaklaşık. Aslında performans ekibi var. Tüm kampanyaları, metriklerini takip eden, yeni kampanyaları açan farklı platformlarda gibi düşünebilirsiniz. O noktada AI'yi aslında marketing ekibimiz ilk başladığından itibaren bu AI çoğunları kullanıyor. Ve gerçekten az önce işte eski ayda konuştuğumuz gibi o motivasyonları çok iyi yakalıyorlar. Hadi yani. Bir teknoloji var. Bu teknolojideki veya üründeki motivasyonlar neler olabilir noktası. Tabii motivasyonlarla da bitmiyor. İşte her dönem farklı hook'lar oluyor, farklı kopiler oluyor, farklı trendler oluyor, farklı müzik trendleri oluyor. Bu tarz trendleri çok iyi yakalayıp aslında bir kreatifte birleştirebiliyorlar. O noktada çok aslında taklit edilende bir ekibimiz var. Hatta şu an marketing ekibinde bir pozisyonumuz var. Sadece şuna bakıyor. Ya bizim reklamlarımızı kim klonlamış? gibi bir süreç ilerliyor. Yani tabii ürün tarafında klonlanan işte ekranlarımız, ürünlerimiz var. Fakat marketing tarafı biraz daha kolay olduğu için herkes aynı tool'ları kullanıyor vesaire. O tarafta ciddi bir efor koymamız gerekebiliyor. Yani o da acayipmiş. O arkadaşın işi de zor. Kesinlikle. Ama işte bütçe konusunda da şeyi söyleyebilirim. Yani data kısmını çok konuşmadık ama Codeway ve Codeway gibi aslında İşte AI'yi çok iyi utilize eden, çok iyi performans marketing yapabilen şirketlerde ki en büyük bence kompetitif advantage'lerden biri şu. Biz şunu çok iyi tahmin edebiliyoruz. Biz bugün 100 bin dolar marketing bütçesi harcadık. Şu şu şu şu ürünlere. Bu 100 bin dolar bir ay sonra ne olacak? İşte bir yıl sonra ne olacak? İki yıl sonra ne olacağı? Çok iyi bir şekilde tahmin edebiliyoruz. Dolayısıyla performans marketing ekibi de bütçe optimizasyonlarını... günlük hatta saatlik bazda yapabiliyorlar. Bu çok büyük bir avantaj diye düşünüyorum. Platformlar arasında şeyiniz var mı? Büyük bir ihtimalle olmadığınız platform yoktur yani. Evet olmadığımız platform yok ama şeyi söyleyebilirim. Facebook, Google, TikTok gibi büyük platformlar. Applovin bizim tarafta öne çıkan networkler diyebilirim. Evet yani şu anda mesela ben sektörde dinleyenler için de insight olsun. TikTok'u da son zamanda çok duymaya başladım. Yani reklam. Platforma anlamında. Burada da tabii iç insight bunlar ama yani seçimlerinizi yine buradaki metriklere göre yapıyorsunuz. Ve hangisine yoğunlaşacağınızı. Ürün buradaki kararı etkiliyor mu mesela? Atıyorum bir AI video uygulaması platformu da seçerken ya da önceliklendirirken bu kararı etkiliyor mu? Atıyorum görsel yerden gitmemiz lazım. TikTok'a ya da Meta'ya. Kesinlikle etkiliyor. İşte search. interneti olan bir ürünse belki Google tarafı çok daha öne çıkabiliyor. Veya işte düşük CPI gibi bir şey hedefleniyorsa belki Apple'a bir öne çıkabiliyor. Veya işte senin dediğin gibi farklı domain bazlı. Kendi artık hani backdatamızda da gördüğümüz için image ürünü şu platformda daha iyi çalışıyor gibi farklı kararlar verebiliyoruz. Ama çoğunun işte karlılık hedefleri çok daha benzer oluyor bizim tarafta. Onu söyleyebilirim. Şimdi dinleyenler da diyecek ki ya Evet. Tabii ki ona göre. Neden soruyorsunuz? Şöyle söyleyeyim. Soruyorum ki belki oradan birkaç bir şey kaparız. O yüzden soruyorum. Şeyi söyleyebiliyorum. Belli yani böyle oldu da. Ama şaşırtıcı sonuçlar da çıkabiliyor. O yüzden mümkünse harcama bütçesi varsa, harcama alanı varsa farklı platformların mutlaka denemelerini ben herkese öneriyorum. Hani içeride de ürün tarafında karşılaştırdığımız anomalleri işte beklediğimiz... Gibi çıkan çıkmayan şeylerden bahsettim. Marketing tarafında da yaşadığımız şeyler oluyor. Yanlışlaştıran kampanyaların iyi çalıştığı gibi kezler olabiliyor. O da ilginçmiş. Gerçekten. Yani mesela ben AppLavine'i de duymaya başladım şu sıra. Sektörde TikTok da öyle. Yani Meta Google zaten duyuyoruz ama. Google tarafında da mesela şortların öne çıktığını. Sen de öyle bir insight var mı bilmiyorum ama. Çünkü Google YouTube tarafında da şortu ön plana... Çıkarmaya başladı. Aslında genel anlamda platformlar sanki böyle kısa... videoları öne çıkarmaya başlıyor gibi. Meta tarafında zaten hani kreatif tarafında biliyoruz yani çok fazla test yapmak lazım vesaire gibi. Burada mesela şöyle bir insight var mı? Yani ben çok görüyorum ama AI video, AI generated videonun performansını yani gerçek bir influencerla çalışmayla öyle bir insight var mı? Paylaşabileceğim. Şu an AI generatedler gayet belli performanslar görmek için yeterli. Mesela Lorna'da Bizim arabalı kreatiflerimiz var. Bazıları AI generated. Ve bu podcastı dinleyen ve language learning ürünü olan birçok stüdyonun görüp aslında kopyaladığı kreatifler de olabilir. O noktada mesela şeyi çok ihtiyaç duymadık. Misal hani gerçek bir arabada çekelim gibi bir noktada. O yüzden AI'nin son geldiği nokta senin de söylediğin gibi gayet yeterli olarak görüyorum ben. Çok daha iyi noktalara gelecektir. Yani ben de tavsiye ediyorum. Ya zaten şöyle de bir şey var ya. Platformların kreatif kütüphaneleri genel anlamda açık belli yerler dışında. Burada da baktığın zaman anlayabiliyorsun yani trendleri. Kesinlikle. Mesela ben bir tane şirket biliyorum bir app yine AI ile alakalı. Bütün kreatifleri neredeyse AI generated yani. Hani ben anlayabiliyorum ama şöyle de garipti. Ve şöyle kolaylığı var ya aynı karakter İngilizce de konuşuyor işte Arapça da konuşuyor. Bu müthiş bir hız yani. Eskiden düşünürsek hatta daha da şeye gidersek localization tam anlamıyla bir işkenceydi yani. Hepi lokalize etmek falan. Yani şöyle bakıyorum ne günlere geldik yani. Bunun için servisler vardı bir sürü. Bence bayağı bir etkisi var şu an. Kesinlikle marketing tarafına çok distrapt etti. Hem voice anlamında dediğin gibi ses anlamında hem de image ve video anlamında. Daha da nereye kadar gidecek artık inanamıyoruz zaten. AI tabanlı stratejileri de konuştuk. Sohbet harika gidiyor. Konuşsak saatleri bulacak. Seni bulmuşken de her şeyi sormak istiyorum ama belki başka bir buna gelen tepkilerle part 2 yaparız diyeyim. Biliyorsun çok güncel bir gelişme. Amerika'da artık geliştiricilere mahkeme tarafından web paywall'ları da kullanma, web ödemeleri alma serbestliği getirildi ve Apple'da hemen buna bir izin verdi. İzin vermeye mecbur kaldı diyeyim artık. web ödemelerinden ne bir komisyon ne de böyle bir korkutucu ekranı vardı yani. Bu ekran dışında ödemi alabiliyorsun. App to web dediğimiz. Bununla ilgili siz mesela başladınız mı? Ya da ne düşünüyorsun? Kısaca onu bir sorabilirim sana. Tabii ki. Aslında Apple bizim en büyük partnerimiz. Dolayısıyla bu bizneste yer alan herkes için de en büyük partnerlerden biridir diye düşünüyorum. O noktada içinde bulunduğumuz işin, biznesin, ekosisteminde Evet. en büyük risklerinden biri de platform riski. Yani Apple'da herhangi bir yaşayacağınız olumsuz bir şey sizin biznesinizi gerçekten çok kötü anlamda etkileyebilir. Biz de az önce paywall tarafında, ödeme tarafında konuştuğumuz gibi Apple'ın guideline'larına veya platformun kurallarına mümkün olduğunca uymaya çalışıyoruz. Fakat komisyon noktası da ayrı bir gerçek Apple'ın. Her ne kadar tabii ki girişimcilere, publisher'lara Tüm dünyaya tek platformdan milyarlarca insana ulaşmayı Google Play için de aynı şeyi söyleyebilirim. Sağlasa da komisyonlar gerçekten çok yüksek kalabiliyor. Aslında mahkemeden çıkan karar da bir noktada belki bu komisyonların düşme ihtimalini masaya getiren şeylerden biri veya alternatif ödeme yöntemlerini biz henüz app to web akışında bir şey denemedik. Örnekleri takip ediyoruz. Hem siz de bir adaptive bir webinar yapmıştınız. İşte o webinarları, o tarz webinarları veya farklı use case'leri takip ediyoruz. Fakat en aktif olarak bir app to app yapıyoruz. ...yapıyoruz diyemem. Fakat web-to-app akışlarımız oluyor. Özellikle onboarding uzun ürünlerimizde web-to-app akışlarımız var. Başarılı çalışanlar da var. Bunu paylaşabilirim. Bizim stratejimiz app-to-web tarafında da gerçekten bu işi legal olarak en yakından takip edip... ...belki neler yapabiliriz'i arkada planlayıp çalışıp... ...çıkan net karara göre aksiyon alacağımız bir akış aslında bizi bekliyor. Burada tane... tavsiye, öneri olarak herkesin risk algısına göre hareket etmesini öneririm diyebilirim. Yani ben de şöyle bir insight paylaşayım. Bizde de benim gördüğüm sektörde büyük ölçekli şirketlerde bir şey var. Yani bir acele etmeyelim. Çünkü kimse platformlarla tabii ki de kötü olmak istemez. Orada dediğin gibi bir iş birliği var yani. Bir beklemede ama dediğin gibi bazılarda ilk günden hemen deneyenler de var. Burada tavsiye... Herkesin kendi kararı. Burada biz yine aksiyon aldık. Adaptive tarafında WebPay ve oları destekliyoruz. Stripe, Paddle gibi ve PayPal gibi, Apple Pay gibi birçok ödeme yöntemini destekliyoruz. Hani kullanımda şu an. Bununla ilgili bilgi almak isteyen olursa da yine bilgi vermeye hazırım. Bu arada vaktimiz yetmiyor. Konular çok fazla. Ayrı bir episode olabilir. WebTab tarafında da biliyorsun bizim ürünümüz var Final Fox. Neredeyse ilk günden beri sizle ya Final Fox de... deneyelim işte feedback alalım. O zamandan beri ilk kullanan şirketlerden birisiniz. Orada da çok mutluyuz yani. Çıkardığımız şeyleri hemen size sunmayı seviyoruz. O konuda da belki sonraki bölümlerde yine konuşabiliriz. Çünkü bence ayrı bir başlık yani. Çok fazla dinamikleri olan bir yapı. Ben aklımdaki planladığım çoğu şeyi sordum. Soramadığım şeyler da var ama saatlerce konuşamayacağımız için. Ben şeyi merak ediyorum. Kodway olarak artık gelecek planlarınız güzel bir noktadasınız. Nereye gitmeyi planlıyorsunuz? Bunlarla ve söyleyemediğin bir şey varsa onlarla bölüm kapatabiliriz istersen. Tabii genel bir recap yapacak olursak. Şu an geldiğimiz noktada Kodway olarak 300 milyondan fazla bir user base'ine ulaştık. Yine Sensory Tower verilerine göre 15 ila 20 milyon dolar arasında bir aylık gelirimiz var. Yani 5 yılda böyle bir... Şeyi de sordun ya hani tahmin ediyor muydunuz? Gerçekten hem Türkiye'de hem globalde böyle sustainable bir business yaratabilmek bizi çok tatmin ediyor. Ve yine hali hazırdaki portfolyomuzu büyütürken farklı dikeylere de girmek istiyoruz. Ve gerçekten AI'in utility tarafına çok inanıyoruz. Çok fazla AI utility demiş olabilirim ama gerçekten buna çok inanıyoruz. Çok daha bunun early stage'inde çok erken aşamalarında olduğunu düşünüyoruz. E ay bile işte çoğu kişiye EI'nin başlangıcı deyince chat gpd'nin release'i falan kafada canlanıyor. Çok daha erken aşamadayız ve şu ana kadar geliştirdiğimiz ürünlere yakaladığımız download revenue sayılarına baktığımızda iyi bir noktada konumlandığımızı düşünüyoruz ve bizim önemli kaslarımızdan biri aslında EI Utility tarafı. Dolayısıyla kısa vadede buraya odaklanmaya devam edeceğiz. Fakat hani farklı dikeylerde başarılı ürünler yapabilen bir şirket olarak da Her zaman farklı fırsatları değerlendiriyoruz, konuşuyoruz. Her ne kadar FOMO yaşamasak da artık çok büyük anlamda ya işte şöyle bir ürün çıktı biz niye yapamadık gibi. Çünkü çok daha sürdürülebilir bir business modeline bet ediyoruz diyebilirim. O noktada masada birçok şey var. Hani Codeway şu ana kadar tamamen kendi internal aslında yatırımıyla büyüyen bootstrap bir şirket. Karlı bir şirket, karlı büyüyen bir şirket. Kendi kendine yetebilen bir şirket. Şirket en başından beri ve bence bu çok kıymetli bir nokta. Dolayısıyla herhangi bir yatırıma ihtiyacımız yok. Direkt bir yatırım olabilir, herhangi bir IPO veya exit. Buna ihtiyacı olan bir şirket değil. Kendi ürünlerinin değerini kendi de arttırabilen bir şirket. Dolayısıyla tabii ki bunların hepsi masada. Bu arada çok önceliklendirdiğimiz konular değil, onu söyleyebilirim. Farklı iş modelleri de düşünüyoruz. B2B belki, Adapte gibi olabilir veya Publishing tarafı güzel bir fırsat olabilir. Bir nevi aslında Publisher gibi de çalışıyoruz içeride. Bahsettiğim stüdyo yapıları, her aslında Product Manager veya Marketing Manager kendi ürününün CEO'su, CMO'su, CPO'su artık. Artık adına ne diyorsunuz gibi çalışıyor. O noktada aslında güzel bir kariyer yolculukları var. Farklı ürünlerde, farklı dikeylerde milyon dolarlara ulaşan birkaç tane ürünü deneyimleyebiliyorlar birkaç yıl içerisinde Codeway'de. Bu noktada aslında hem kariyer gelişimleri açısından hem de sorumluluk alanları açısından bir nevi publishing yapıyoruz da diyebiliriz. Tabii ki bunu dışarıda... Ya da taşıma hedefleri belki orta uzun vadede olabilir. Genel aslında gelecek planlarından bu şekilde bahsedebilirim. Harika. Bu arada daha önce de konuşmuştuk. Belli bir kısımda böyle çok fazla public etkinliklere falan da katılmayan. Podcast o yüzden biraz erteledik ya. Tamamen işe odaklanmış böyle biz ürünlerimizi yapalım, hikayemizi yazalım gibi bir şey vardı. Bence çok güzel ekosisteme olan katkı için. Yani bugünkü... Geldiğin için de zaten teşekkür ederim. Çok değerli insightler. Belki her şey birebir bunun bir reçetesi yok ama bence güzel olduğunu düşünüyorum yani bu katkınızın da. Belki ileride event, etkinlik planlarımız da olacak sizde. Yani şu an daha konuşmadık ama kayıt aşamasındayken söylemiş olayım. Çok harika bir sohbet oldu. Zaman olsa da saatlerce konuşsak ama bence gayet güzel bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Teşekkür ederim tekrar katıldığın için. Ben de çok teşekkür ederim nazik davetin için. Rica ederim. Her zaman belki part 2'si 3'ü bile gelse isterim. Kesinlikle ben de aynı şekilde. İlk podcast'ım oldu benim de onun için de ayrıca çok teşekkür ediyorum. O da süper. İlk podcast'in benim bölüme katıldığın için teşekkürler tekrar. Evet bu bölümümüzün daha sonuna geldik. Umarım güzel bir bölüm olmuştur tüm dinleyenler için. Yine sürpriz konuklarımın olduğu... kaydettiğim bölümler var. Onlar da devam edecek. Beğendiyseniz arkadaşlarınızla paylaşırsanız çok sevinirim. Ve abone olursanız da çok sevinirim yine. Herkese teşekkürler. Önümüzdeki bölümlerde görüşmek üzere. Hoşçakalın.