Arkadaşlar merhabalar, hepiniz tekrardan hoş geldiniz. 2024'e özel TYT tarih fulleten son tekrar videomuzda sizlerleyim. 2023 yılındaki özetlerimizi biliyorsunuz.
Çok beğenilmişti, çok izlenilmişti ve çok da faydalı olmuştu. Sınavda birçok soruyu birebir yakalamıştık. Bu senede arkadaşlar yine sizler için kesin gelecek konularla alakalı 2024'e özel çok güzel bir tekrar yaptık.
Hatta ben videoyu çektim, editledim, her şeyini bitirdim. Şu an bir tek girişini çekiyorum arkadaşlar. Video gerçekten süper oldu.
Aynı zamanda burada kullandığım bütün materyalleri de aktifseka.com'daki derece notlarımızı özetleyerek aldım arkadaşlar. Normalde oradaki notlarımız yaklaşık 110 sayfa civarında ve içerisinde sorular da bulunuyor. Buradaki notumuz ise yaklaşık 20 sayfa civarlarında.
Yani tamamen özet bir hale getirdim. Yine tüm derslerden notlarımızın tam haline ulaşmak istiyorsanız aktifseka.com... Oradaki notlarda hem soru çözümlerini hem konu anlatımlarını tamamen kendim yapıyorum ve tüm dersler için yapıyorum arkadaşlar.
Özellikle son zamanlarda ben hızlı bir şekilde çalışmalarımı yapıp tekrarlarımı yapmak ve netlerimi artırmak istiyorum diyorsanız mutlaka bakmanızı tavsiye ediyorum. Linkini açıklamalar kısmına koyuyorum. Aynı zamanda bu videoya özel de sosyalon kodunu sizlere veriyorum arkadaşlar.
Sosyalon koduyla birlikte aktifsekal.com'da tüm sepetle %10 indirime kavuşabilirsiniz diyelim. Dilerseniz zamanda kaybetmeden 2024'de özel TYT tarih son tekrar videomuza birlikte başlayalım arkadaşlar. arkadaşlar ilk göreceğimiz konu tarih bilimi konusu burada başlangıçta olay olgu ayrımını işleyeceğiz ölseğime buradan daha hiç soru sormadı ama soru sorulmaya aşırı müsait bir kısım arkadaşlar başlangıçta olaya birlikte bakalım arkadaşlar olay tekrarlanamaz başlangıcı ve bitişi belli değildir ve kendine özgü bir şeydir yani bir kere olur biter Ondan sonra da başka olmaz ve biriciktir tektir olgular ise geneli kapsar tekrar tekrar yaşanabilir uzun sürede sona gelir ve etkisi uzun yıllar devam edebilir Yani arkadaşlar olgularsa biraz daha olaylar sonucunda açığa çıkan, olaylar gibi tek seferde gerçekleşmeyen, uzun yıllar etkisi devam edebilen ve tekrar tekrar yaşanabilen bir yapıya sahiptir.
Bununla alakalı çok güzel de bir örneğimiz var. Demişiz ki İstanbul'un fethi bir olaydır. Fetih sonucunda İstanbul'un Türkleşmesi ise arkadaşlar bir olgudur.
Olay anlıktır bir kere gerçekleşir. Olgu ise süreci kapsar. Bakın İstanbul'un fethi 1453'te Fatih Sultan Mehmet tarafından bir kere yapıldı oldu ve bitti.
Bir daha olmaz. Olgu ise İstanbul'un Türkleşmesi'dir. Fatih Sultan Mehmet'in fethi sonucunda yani bir olayın sonucunda İstanbul'un uzun süreler boyunca Türkleşmesi de bir olgudur.
Gayet de güzel bir örnekle bu kısmımızı hallettik. Gelelim şimdi tarih biliminin yöntemi yani 5T kısmına. Burada bir tarihsel araştırma basamak basamak nasıl oluşturulur onu birlikte göreceğiz.
Başlangıçta arkadaşlar tarama basamağımız var. Bakın tarama ara var içinde zaten. Gerekli kaynaklar bu basamakta aranır ve toplanır.
Yani sen başta kaynakları arıyorsun topluyorsun. Ondan sonrasında tasinif basamağımız var. Bakın tasinif diye okuyacağız bunu.
Toplanan kaynaklar sınıflandırılır bu basamakta. Kısmındaysa kaynakları inceliyorsun. Yani aynı kan tahlili gibi kaynaklara bir tahlil yapıyorsun. Tenkit kısmındaysa kaynağın doğruluğunu tenkit ediyorsun. Yani sorguluyorsun.
Tenkit etmek demek sorgulamak demektir. Kaynağın doğruluğu bu basamakta sorgulanıyor arkadaşlar. Yani doğru muymuş yanlış mıymış buna bu basamakta bakıyoruz.
Terkip basamağındaysa doğruluğunu tenkit ettiğimiz kaynakları ip ile birbirine bağlıyoruz. Ve sonucunda araştırmayı ortaya çıkarıyoruz arkadaşlar. Yani terkip bilgilerin birbirine ip ile bağlandığı ve araştırmanın oluşturulduğu basamağımızdır diyelim. Ve arkadaşlar bakın buradaki derece notu da çok önemli. Onu zaten daha yeni sizlere anlattım.
Sizberlemek, öğrenmek için çok önemli bir nokta. Gelelim şimdi tarihe yardımcı bilimler kısmına. Başta burada coğrafya var. Coğrafya arkadaşlar birazdan da göreceğiz zaten.
80 tane harita kullanıyoruz. Yani bunlar direkt tarihle alakalı olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda arkeoloji var, kazı bilim var, arkeolojik çalışmalar var mesela biliyorsunuz. Aynı zamanda kronoloji var, takvim bilimi.
Aynı zamanda paleografya, eski yazların okunmasına bakıyor. Epigrafi, kitabeler bilimi olarak geçer. Aynı zamanda antropolojide ırk bilimidir.
Antropologlar vardır hatta insanları inceler, ırklarını tespit etmeye çalışır. Aynı zamanda filoloji arkadaşlar dil bilimidir. Bakın bu F'yi göre... Görme abi buna de ki dil.
Bak diloloji. D koy yani o F'nin yerine ne oldu? Bak diloloji oldu. Yani filoloji neymiş?
Dil bilimiymiş. Ondan sonra nümüzmatik. Bunu nasıl aklında tutacaksın?
Matik var bak sonunda. Matik varsa nedir? Paramatik, bankamatik yani parayla alakalı bir şey.
Aynı zamanda herhalde arkadaşlar arma bilimidir. Demişiz ki bunlar arasında en önemlileri nedir? Kronoloji, nümizmatik ve arkeolojidir.
Bu üç tanesini arkadaşlar iyi bilin. Geri kalanları da yine önemli ki zaten en önemlerini ben burada yazdım. Bunları bilmemiz kesinlikle gerekiyor diyelim.
Ve gelelim şimdi ilk çağ medeniyetleri kısmına. Yine çok önemli bir kısımdır arkadaşlar. Birlikte bakalım.
İlk olarak Mezopotamya medeniyetlerini göreceğiz arkadaşlar. Burada... Sümerler, Akadlar, Elamlar gibi birçok medeniyetimiz var.
Bu medeniyetlerin tamamı şurada gördüğünüz Fırat ve Dicle nehirleri arasındaki bölgede yaşıyorlar. Yani Mezopotamya aslında Fırat-Dicle arasındaki ve şu andaki Irak sınırlarında bulunan bölge olarak geçer. İlk devletimizde arkadaşlar bizim burada kim?
Sümerler. Sümerler ilk ve en önemli devletimizdir. Aynı zamanda Sümerlerin şehirlerine bir site adı veririz. Sümerlerin Zigurat adı verdikleri çok önemli bir yapıları vardır.
Bu yapıda arkadaşlar hem tahıl depolaması yapılır, eğitim yapılır, astronomik gözlemler yapılır. Yani çok amaçlı bir yapı gibi düşünebilirsiniz. Aynı zamanda... Sümerler bakın nedir?
Yazıyı bulmuştur. Çok önemli. Bakın en önemli anahtar kelimesi de hatta bu.
Yazıyı bulmaları. Ki ilk yazılı hukuk kuralları da Lagaş Kralı Urgakina tarafından hazırlanmıştır. Bu da bir Sümerlidir arkadaşlar. Lagaş da Sümer'in bir kentidir.
Ve bunu da şuradan aklınızda tutun. Yani yazıyı kim buldu? Sümerler buldu.
E o zaman yazılı ilk hukuk kuralını kim yapacak? Sümerler yapacak. Bu kadar basit. Arkadaşlar geçiyoruz şimdi Akatlara.
Akatlar ilk düzenli ve ücretli orduyu kurmuşlardır arkadaşlar. Özellikle Kral Sargon zamanında büyük bir imparatorluk kurmuşlardır. İnanılmaz derecede askeri konuda gelişmiş bir yapıya sahiptir Akatlar. Ardından Elamlar arkadaşlar madencilikle ünlüdür.
Asurlarsa ticaret kolonileri ve Ninova kütüphaneleriyle ünlüdür. Babiller ise Hamurabi, Adalet ve Babil'in asma bahçeleriyle ünlüdür arkadaşlar. Hamurabi çok sert yapıya sahip bir arkadaşımız.
Çok sert yapıya sahip bir kral. Aynı zamanda Adalet'i de çok sağlam bir şekilde test ediyor. Ve kısasa kısas usulünü uyguluyor. Bunu da sakın unutmayın.
Burada Babiller, Akadlar ve Sümerler aşırı önemli arkadaşlar. Bunları bilmemiz lazım. Mısır medeniyetine bakalım bir de birlikte. Mısırlar arkadaşlar çok özgün bir medeniyettir.
Niye? Çünkü adamların burası çöl, burası çöl, burası çöl, burası çöl. Adamların her yeri çöl.
Adamlar zaten kendi kendine gelişiyor. Bu yüzden çok özgün bir yapıya sahip oluyorlar. Aynı zamanda Firavun adı verilen liderleri vardır. Nom adı verilen de şehirleri vardır ki geçen sene 2023'te gelen bir soruydu arkadaşlar ki ben üzerine durdum.
Geçen sene de sorusu geldi. Aynı zamanda resimlerden oluşan hieroglif adını verdikleri bir yazı şekilleri vardır. Papyrus bunların kağıtlarıdır.
Ve piramit arkadaşlar özellikle Firavunların mezarları olarak kullanılır ve Mısır'ın sembollerinden bir tanesidir. Sağlık gibi alanlarda da yine çok gelişmiş bir bedeniyettir ve bizler için önemlidir. Ve gelelim şimdi Anadolu uygarlıklarına. Burada arkadaşlar gördüğünüz gibi 5 tane uygarlığı bizim temel olarak bilmemiz lazım. Burada ilki Urartular.
Urartular arkadaşlar savaş ve mimari konusunda çok gelişmişlerdir. Frigyalılar özellikle tarımda çok gelişmiştir. Lidyalılar parayı bulmuştur ve ticarette çok gelişmiş bir toplum.
toplumdur. İonlarsa arkadaşlar çok fazla filozof çıkartmıştır, koloniler kurmuştur ve Yunan kültüründen etkilenmiştir arkadaşlar. Hititleri zaten uzun bir şekilde işleyeceğiz çünkü en önemlileri Hititler. Hititler arkadaşlar, Anadolu'da verilen yıllıklar yazmışlardır ve bu sayede geleceğe bazı tarihi kanıtlar bırakmışlardır. Ardından Pankuş meclisi diye bir meclisleri vardır.
Bu da biraz daha yöneticiyle istişare edilen aynı zamanda yöneticinin yetkilerini biraz sınırlayan bir yapıya sahiptir. Aynı zamanda burada kralın eşine Tavananlı adı verilir ve Tavananlılar yönetime etkin bir şekilde katılırlar arkadaşlar. Bu da Hititlerin kadınlara verdiği önemi gösteren bir işarettir. Aynı zamanda bir de Bin Tanrı İl denmektedir Hititlere.
Çünkü Hititlerin her bir şehrinin bir tanrısı olduğu söylenir. Bu da arkadaşlar Bin Tanrı İl denmesine sebep olmuştur diyoruz. Ve arkadaşlar bakın buradaki derece notumuz da çok önemli. Şurada gördüğünüz derece notu Ve geliyorum şimdi Yunan uygarlığı kısmına. Yunan uygarlığında biz Yunan uygarlığının şehirlerine polis deriz.
Aynı zamanda ilk defa olimpiyat oyunları Yunan uygarlığında görülmüştür. Ve klistenes kanunlarıyla birlikte demokratik toplum yapısının ilk örneklerinden bir tanesi yine Yunan uygarlığındadır. Klistenes kanunları da özellikle demokrasiyle bağlantılı olduğu için unutulmamalıdır.
Doğu Akdeniz uygarlıklarında da fenikeller var. Fenikeller fenike alfabesini bulması en önemli maddesi arkadaşlar. Ve İbranilerde de tek tanrılı Musevilik dinine inanmaları çok önemlidir. Bu iki tanesini bilmemiz bizler için yeterli zaten. Yine Roma uygarlığı...
Batı Roma ve Doğu Roma olmak üzere kayınler göçüne zaten bir daha detaylandıracağız bu kısmı da. Aynı zamanda İran uygarlığına bakalım birlikte. Burada da satraplık anlayışı görülür.
Satraplık da arkadaşlar şudur. Merkezde İsfahan'daki bizim yöneticimiz gider arkadaşlar şuradaki Suriye'ye, buradaki Irak'a, buradaki Horasan'a vali atar. Bu valilere de biz satrap deriz. Bu satraplar da o bölgenin yönetimini kolaylaştırır.
Yine ilk posta teşkilatı da bizim İranlılar da görünmüştür. Bu posta teşkilatı sayesinde de bizim merkezde bulunan kralımız satraplarla yani bölgelerle çok daha güzel bir şekilde iletişim kurar. Yani İran uygarlığı aslında...
merkeziyetçi yapıya çok önem vermiştir. Buradan da bu yorumu yapabiliriz diyelim ve Hint uygarlığına bakalım. Hint uygarlığında İndus nehri vardır. Hintler için kutsal bir nehirdir. Ölülerinin küllerini bu nehre atarlar.
Aynı zamanda dünyanın en sert toplumsal tabakalaşması olan kas sistemi de yine Hindistan'da görülür arkadaşlar. Kas sisteminde şöyle bir sistemdir. Tabakalar vardır.
Ve hatta tabakanın dışında bırakılmış bir yapı bile vardır. Buradaki insanlar hayvandan bile değersiz görülür. Aynı zamanda basamaklar arası geçişte neredeyse mümkün değildir. Böyle çok sert bir yapıya sahip arkadaşlar.
Hindistan'daki toplumsal tabakalaşma diyor. Diyoruz ve son olarak Çin uygarlığına geçiyoruz. Yine çok önemli bir medeniyet bizler için. Çin uygarlığı arkadaşlar Çin setlerini yapan medeniyetleri niye yapmışlardır?
Türkleri durdurmak için yapmışlardır. Fakat durdurabilmişler midir? Tabii ki de hayır Türkler.
Özellikle Asya Hun döneminde Çinlerin içinden geçmiştir. Ve yine meşhur İpek yolu da Çin'in tam arkadaşlar göbeğinden başlar ta Avrupa'ya kadar gider. Ve ilerleyen zamanlarda birçok kavim İpek yolundaki ticaret noktalarını almak için savaşmıştır.
Yani bizler için çok önemli bir ticaret yoludur. Aynı zamanda kağıt, barut, pusula, matbaa gibi çok çok önemli bilimsel... Bilimsel gelişmeleri yine Çin medeniyeti gerçekleştirmiştir. Ve bu bilimsel gelişmeler Talas Savaşı ile birlikte Çin medeniyetinden Müslümanlara, Haçlı Seferleri ile birlikte de Müslümanlardan Hristiyanlara geçmiştir. Bu şekilde çok da önemli bir yorum sorusu gelebilir arkadaşlar buradan diyelim.
Ve ilk çağ medeniyetlerini bitirdikten sonra ilk ve orta çağda Türk dünyasına gelelim. Çok önemli bir konu arkadaşlar. İnanılmaz önemli.
ÖSYM aralıksız 5 yıldır yaptığı bütün sınavlarda bu konuyu soruyor. Kesinlikle çok iyi bilmemiz lazım. Geçen sene Asya Hun'dan soru geldi.
Zamanında kök Türklerden gelmişti. Ve o... Hun abidelerinden soru geldi, Uygur devletinden geldi, her yerinden soru gelebiliyor. O yüzden lütfen dikkatli bir şekilde dinleyelim bu konuyu.
İlk devletimiz bizim Asya Büyük Hun Devleti. İlk Türk devletidir arkadaşlar. İlk örgütlenmiş yapıya sahip Türk devletidir.
Bilinen ilk hükümdar da Teoman'dır. En parlak dönemi de Teoman'ın... çocuğu Mete Han zamanında yaşanmıştır.
Ve Mete Han arkadaşlar babasını öldürerek tahta geçmiştir. Çin'e neredeyse sayısız sefer yapmıştır. Ve bu seferler sonucunda Çin'i vergiye bağlamıştır.
Fakat vergiye bağlamamaktansa fethedebilirdi. Tamamen alatabilirdi. Böyle de bir imkanı vardı.
Fakat Mete Han akıllı bir adam olduğu için diyor ki abi bu Çinliler çok kalabalık. Milyar nüfusları var. E biz azız. Göçebe yaşıyoruz. Savaşlı bir toplumuz.
Bu adamlarsa yerleşik yaşadığı için çok sağlam bir kültüre sahipler. Eğer ki biz gidersek bizim Türk... Türkler ipi emipiye alışır, savaşçılıktan vazgeçer, Çinleşmeye başlar. En iyisi biz bunları sömürelim, vergiye bağlayalım diyor. Çok akılcı bir hamleyle Çin'i vergiye bağlıyor.
Aynı zamanda Metahan'dan sonra maalesef ki ülkemiz becerikli olmayan yöneticiler ve Çin baskısı, Çin prensesleri sebebiyle yıkılma dönemine giriyor. Aynı zamanda bu döneme yakın bir zamanlarda dünya için çok önemli olaylardan bir tanesi kavimler göçü gerçekleşiyor. Bu göçler arkadaşlar Orta Asya'nın göbeğinden başlayarak Arap diyarına, Afrika'ya... Avrupa'ya, Sibirya'ya aynı zamanda yine Hindistan taraflarına doğru oluyor.
Bu göçlerin sebebi olarak da işte oradaki boyların sürekli arasında kavga etmesi, Çin ve Moğol baskısı, yine ekonomik olarak sıkıntılar yaşanıyor, kuraklık yaşanıyor o bölgede. Bu sebeple de insanlar göç etmek durumunda kalıyor. Bu kavimler göç ederken de arkadaşlar kendi önlerindeki barbar kavimleri de Avrupa'ya doğru itiyorlar. Bakın Türkler göç etmeye başlıyor aslında ama Türkler barbar değil. Önlerindeki kavimler barbar.
Buradaki Ostrogotlar, Gotlar, Saksonlar gibi bir sürü kavim var. Bunlar barbar, Türkler değil arkadaşlar onu söyleyelim. Aynı zamanda bu göçleri...
Göçlerin iki tane çok önemli sonucu var. Birincisi bizim şuradaki romanlı arkadaşlar iki parçaya bölünmesi. Diğeri de Avrupa'da feodalite yapısının görülmeye başlaması.
Feodalite yapısı da şudur. Barbar kavimler geldi. Avrupa'ya girdiler tamam mı? Göçler sonucu da geldiler. Buradaki krallar kendi halkını savunamamaya başlıyor bu göçler sonucunda.
Ve arkadaşlar halk gidiyor kendi etrafına surlar çeviriyor. Bu surların içerisinde kendine bir lider seçiyor. Ardından ilerleyen zamanlarda bu lider kendi adına vergi toplamaya başlıyor.
Yani devletin içinde bir devlet yapısı ortaya çıkıyor. Bunda yine söylemiş olduğum çok önemli bir kısımdır. Gelelim şimdi 1. Köktürk devletine.
1. Köktürk devleti. Devleti arkadaşlar Asya Hun Devleti'nden bir süre sonra kuruluyor. Bumin Kağan tarafından yine kuruluyor.
Türk adı kullanılan bakın ilk devlet Köktürk. Türk adı ilk defa 1. Köktürk Devleti'nde kullanılıyor. Bumin Kağan ve kardeşi İstemi Yagbu tarafından yönetiliyor. Bumin Kağan bizim doğudaki ana yöneticimiz. İstemi Yagbu ise batı tarafındaki ikinci yöneticimiz arkadaşlar.
Yine ülke en parlak dönemini Mukankan döneminde yaşıyor. Bakın Bumin Kağan olarak bilinir yanlış. Mukankan döneminde ülke en parlak dönemini yaşıyor.
Ve maalesef ki arkadaşlar yine Asya Hun Devleti ile 1. Kök Türk Devleti de benzer sebeplerden ötürü yıkılıyor. Ve Türkler uzun bir süre Çin... esareti altına giriyor. Ta ki Kürşat ayaklanmasına kadar. Kürşat ayaklanmasında arkadaşlar Kürşat Kırkçelisi ile birlikte Çin sarayını basmaya gidiyor.
Fakat başarılı olamıyor. Ama arkadaşlar bu yaptığı hareket Türklerin içerisindeki bağımsızlık fitilini ateşliyor ve Türkler bir süre sonrasında 2. Köktürk devletini kuruyor. 2. Köktürk devletimiz Kutluk Kağan yani İlteriş Kağan tarafından kurulmuştur.
İlteriş adı da ona ili derleyen toplayan anlamına geldiği için gelmiştir arkadaşlar. Bakın buradaki derece notumuzu zaten yazdık. Aynı zamanda Bilge Kağan ve kardeşi Kültigin tarafından yönetildiği zaman ülke en parlak dönemini yaşamıştır. Bilge Kağan yine doğudaki ana liderimizdir.
Batı'da da arkadaşlar Kültig'in ikinci lideri olarak görev yapmıştır. Ve bir de bunların yanında Vezir Tonyukuk vardır. Tonyukuk da arkadaşlar yine çok önemli bir isim. Bu üçlüyü asla unutmayın. Bilge Kağan, Kültig'in Tonyukuk.
İkinci köklük devletinde bulunuyorlar ve çok önemli liderler kendileri. Ve yine bu üçü adına da Orhun Abideleri dikiliyor arkadaşlar. Geçen sene ben yine bunun üzerine değindim.
Önemli bir kısımdır dedim ve sorusu geldi. İnşallah bu senedir. Duracağız arkadaşlar soruları. Şimdi Bilge Kağan, Kültigin ve Vezir Tongyuk kadına dikilen taşlardır Orhun Abideleri. Türk tarihinin ilk yazılı kaynağıdır ve Türklerle alakalı geçmiş döneme ait çok önemli bilgileri bizlere verir.
O yüzden de bizler için aşırı önemlidir Orhun Abideleri ki zaten sorusu da geldi. Diyorum ve geçiyorum şimdi Uygur Devleti'ne. Uygur Devleti, Türklerin İslami eysi kabulünden önce kurduğu son büyük devlettir.
Kurucusu Kutluk Bilgi Kül Kağan'dır ve Bögü Kağan döneminde arkadaşlar Maniheizm'i kabul etmiştir. Uygurlarla alakalı bilmemiz gereken en önemli bilgi Maniheizm'i kabul etmeleri arkadaşlar. Maniheizm.
Türklere et yemelerini yasaklıyor, süt içmelerini yasaklıyor. Diyor ki kardeşim sen sadece tarımsal besinlerle falan besleneceksin diyor. E buna ne yapıyor?
Normalde çok kaslı olan hayvan gibi proteinle beslenen Türkleri savaşçı özelliğini kaybetmesine, tarım yapmaya başlamasına, göçebe yaşamdansa yerleşik yaşamı tercih etmelerine sebep oluyor. Yani manihizm aslında Türklerin biraz daha savaşçı ve o eski böyle atarlı genlerini biraz daha törpüleyip daha çok işte mimari, ticari falan filan özelliklerini ortaya çıkartmaya başlıyor diyorum. Ve geliyorum şimdi benim bu sene soru çıkmasını en çok...
çok beklediğim yer olan Avrupa Hun Devleti'ne. Burada arkadaşlar bizim Balamir Avrupa Hunlarının ikinci yöneticisidir. Aynı zamanda sonrasında başa da Uldız geçmiştir. Uldız döneminde Anadolu'ya ilk Türk adımları atılmıştır.
Bakın bunu asla unutmayın. Uldız döneminde Anadolu'ya biz ne yapıyoruz? İlk Türk adımlarını atıyoruz.
Çok önemli. Özellikle yine bu dönemde Bizans'ta birçok savaş yapılmıştır ve Bizans tokatlanmıştır arkadaşlar. Uldız'dan sonra asıl önemli liderimiz bizim kim?
Atilla. Atilla dönemine birlikte bakalım. Atilla yine Bizans'la ve Doğu Roma ve Batı Roma ile aslında çok fazla savaş yapan bir liderdir.
Doğu Roma'yı arkadaşlar birçok kere tokatlayıp vergiye bağlamıştır. Ardından yönünü Avrupa... Avrupa'ya çevirmiştir.
Avrupa'da kendisi Tanrı'nın kırbacı olarak anılmıştır. Bunun da sebebi diyor ki Avrupalılar, o zamanlar çok günahkar bir medeniyet Avrupa arkadaşlar. Çok şarap var onlar bunlar çok tehlikeli bir medeniyet. Adamlar diyor ki Tanrı bizi cezalandırmak için, günahlarımızı bize çektirmek için ne yaptı?
Atilla'yı gönderdi, bizi kırbaçlatmaya başladı diyor. Atilla'nın da o yüzden lakabı Avrupa'da Tanrı'nın kırbacıdır arkadaşlar. Yine aynı zamanda Atilla'nın çok meşhur bir Batı Roma seferi vardır. Batı Roma'da burada Pova'larına onları bunları alarak ta Roma'ya kadar geliyor.
Fakat Roma'ya girmiyor. Geliyor çünkü Papa Atilla'dan aman diyor. Lütfen diyor girme diyor.
O zaman bizi bitirdin. tokatladın diyor. Lütfen girme diyor. Atilla da bu ricalara dayanamayarak da ne yapıyor?
Dönüyor arkadaşlar memleketine. Bu şekilde bir hikayesi vardır. Maalesef ki Atilla'dan sonra da ülke topraklar bölünüyor ve ülkemiz yıkılıyor.
Bu şekilde öğreniciz Avrupa'nın devletini. Ardından gelelim devlet ve ülke yönetimi kısmına. Biraz daha ilk ve ortaçadaki Türklerle alakalı bilgileri öğrenelim. Yine burası çok önemli arkadaşlar. Burada ilk olarak Kutin anışı yöneticiye yönetme yetkisinin tanrıdan geldiği anlamına gelir.
Ülke hanedanla ortak malı anlayışı vardır. Yani senin bir toprağın var, ülken var. Bu bütün hanedanla ortak malı.
Aynı zamanda bu dönemde yöneticiler Han, Hakan, Kaan gibi ünvanlar kullanmıştır. Kurultaylarda biraz daha görüş alışverişi yapılmıştır. Devlet meseleleri görünmüştür. Asla ve asla kimse törelere yine karşı gelemez. Hükümdar bile törelere karşı gelemez.
Töreler de bizim yazılı olmayan hukuk kurallarıdır. Gelenekler sonucunda oluşur. en meşhur olduğu yer askerliğidir.
Ordusudur, savaşmasıdır. O yüzden ordu yapımız çok önemli. Türkler ordu millet olarak geçer. Her Türk asker doğar arkadaşlar. Aynı zamanda ilk düzenli Türk ordusu Metehan döneminde kurulmuştur ve Metehan kendisi 10'lu sistemi getirmiştir.
10'lu sistem arkadaşlar dünya askeriye tarihinde devrim niteliğindedir. Çünkü ordu yönetimini aşırı derecede rahatlatmış ve çok daha koordineli çok daha disiplinli bir ordunun oluşturulmasına yol açmıştır. Hilal taktiği de yine arkadaşlar ilk Türklerde aktif bir şekilde kullanılmıştır ki ilerleyen zamanlarda da çok fazla kullanılıyor. Muhaç Meydan muharebesi Ebesinden Malazgirt Savaşı'na kadar her yerde hilal taktiğini görebiliyoruz.
Aynı zamanda hukuk yapımız da törelere göre oluşmuştur. Törelerde yazılı olmayan hukuk kurallarıdır. Aynı zamanda buradaki şekil de önemli.
Oguş dediğimiz arkadaşlar bizim ailedir. İl dediğimiz bizim devlettir. Aradakiler de işte soydur, boydur, odur, budur. Arada ara basamaklardır.
Buradaki bu yapıyı da bilmemiz bizler için önemli diyorum. Garanti soru gelecek bir kısmı bitirdik ve geliyoruz arkadaşlar şimdi İslam medeniyeti kısmına. İslam medeniyetinde ilk olarak İslamiyet'ten önce Arap diyarını öğrenmemiz lazım.
Arkadaşlar bu dönemde biz Arap diyarına cahiliye dönemi vardır diyoruz. Çünkü arkadaşlar... Bildiğiniz bu devirde kızlar diri diri toprağa gömülüyor.
Çok büyük bir cehalet, çok büyük bir yoldan sapmışlık durum var Arabistan diyarında. Ve arkadaşlar putperestlik yaygın, putperestlik inanışı yaygın. Millet putlara tapıyor, put yapıyor, putlara tapıyor.
Böyle bir inanış biçimi var. Bu bozulmuş Arap diyarını düzeltmek için de Hazreti Muhammed arkadaşlar peygamber olarak görevlendiriliyor. Ve kendisine İslamiyet dini iniyor. İslam'ın peygamberi Hazreti Muhammed Mekke'de dünyaya geliyor. Ve kendisi gençlik yıllarında ticaretle uğraşan elemin olarak...
bilinen çok güvenilir bir yapıya sahip bir kişiliğe sahip. Aynı zamanda 610 yılında da kendisine Tanrı tarafından Hira mağarasında ilk arkadaşlar vahiyler inmeye başlıyor. Ki zaten ilerleyen süreç boyunca da vahiyler inmeye devam ediyor. Vahiylerin erken de Hz.
Muhammed İslamiyet'i Mekke civarlarında yaymaya çalışıyor. Fakat Mekkeli müşrikler İslamiyet'i arkadaşlar kabul etmiyorlar. Bu sebepten ötürü de Hz. Muhammed ve Müslümanlar Mekke'den Medine'ye hicret yani göç etmek durumunda. kalıyorlar.
Medine'ye yerleştikten sonra da Medine halkının huzuru için arkadaşlar Müslümanlar ve Medine halkı arasında Medine anlaşması yapılıyor ve bu anlaşmada yeni bir devletin kurulduğunu kanıtlayan ilk belge olarak kabul ediliyor. ÖSYM sorabilir çünkü MEP kitabında bastırla bastırla söylenen bir bilgi. O yüzden lütfen buna dikkat edelim arkadaşlar.
Geldik şimdi Hz. Muhammed dönemindeki önemli olaylara. Burada baya bir olay var normalde.
Yani 12-13 tane olay var. Fakat ben burada en önemlilerini sizler için aldım. Yine tamamını anlatımını dinlemek isterseniz de benim uzun kol anlatımlarına bakabilirsiniz arkadaşlar.
Orada tamamını detaylı bir şekilde anlatayım. anlatıyorum. Şimdi burada ilk olarak ne var? Bedir Savaşı var. Bedir Savaşı'nı kazanıyoruz.
Bir ticaret konolüsüyle yaptığımız savaş oluyor. Uhud Savaşı'nı kaybediyoruz. Hazreti Muhammed'in okçulara tepeyi terk etmeyin demesine rağmen okçuların tepeyi terk etmesi sebebiyle bu savaşta maalesef yeniliyoruz.
Hendek Savaşı'nda arkadaşlar şehrin etrafına hendekler kazarak savunma yaptığımız bir savaş oluyor. Özellikle burada Hazreti Muhammed'in bir komutanı diyor ki ona Peygamberim diyor, gel şu diyor şehrin etrafına hendekler kazalım diyor. Orayı güzelce savunalım diyor.
Hendeklerle savunalım diyor. Hazreti Muhammed de bu fikri mantıklı görüyor ve şehrin etrafına hendekler kazıyor. Ve arkadaşlar bu da neyi sürüyor bize? Hz. Muhammed'in istişareyi açık bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor.
Bu da yine önemli bir yorum sorusu olarak gelebilir. Aynı zamanda Mekke'nin fethi var arkadaşlar yine. Bir süre sonra artık Müslümanlar savunmadan çıkıyorlar ve saldırı konumuna geçiyorlar.
Mekke'yi fethediyorlar. Hz. Ali de Kabe'deki putları yıkıyor arkadaşlar. Ardından da veda hutbesi geliyor.
Veda hutbesinde de Hz. Muhammed aslında bir veda konuşması yapıyor. Bir Müslüman alemine veda ediyor. Orada bir yol gösterme yapıyor. Veda hutbesiyle de bu şekilde Hz.
Muhammed dönemini kapatıyoruz arkadaşlar. Dediğim gibi burada ara olaylar da var ama uzun sürece için orayı... Atlıyorum diyelim ve gelelim şimdi 4 Halife dönemine.
Burada ilk olarak Hazreti Ebu Bekir arkadaşlar. Hazreti Muhammed'den sonra gelen yöneticimizdir. Ve peygamber kılığına giren yalancı peygamberleri öldürtüp Kur'an-ı Kerim'i kitap haline getirmiştir.
Oradaki işte biraz daha düzeni sağlamıştır. Kur'an-ı Kerim'in bozulmasını engellemiştir. Çünkü kitap haline getirmesi zamanla bozulabilir.
Yani Hazreti Ebu Bekir biraz daha ülkenin temellerini sağlamlaştırıyor gibi düşünebilirsiniz. Hazreti Ömer döneminde de arkadaşlar İslam toprakları adeta patlama yapıyor. İnanılmaz derece fetihlerin olduğu bu dönem.
Bu dönemde arkadaşlar yine ilk divan toplanıyor. Kadılar atanıyor ülkenin yönetimini kolaylaştırmak için. Çünkü ülke büyüdü yönetimi kolaylaştırman lazım.
Bu yüzden kadılar atanıyor. Aynı zamanda Beytülmal arkadaşlar yani devlet hazinesi kuruluyor. Hicri takvim yine Hazreti Ömer döneminde uygulamaya geçiyor.
Ardından Hazreti Osman geliyor. Kendisi arkadaşlar donanmaya önem vermiş ve deniz savaşları yapmış birisidir. Kur'an-ı Kerim'i çoğaltarak yine eyaletlere göndermiştir. Ve eyaletlerin dini sisteme göre yönetilmesini kolaylaştırmıştır.
Türklerle arkadaşlar yine Hazreti Osman döneminde ilk temaslar kurulmuştur. Ve kendisi maalesef... Peki bir suikaste kurban gitmiştir. Ardından başa Hazreti Ali geçmiştir.
Ve kendisi Hazreti Osman'ın katillerini tam aramadığı gerekçesiyle arkadaşlar isyanlar çıkmıştır kendisine karşı. Ve bu isyanlar sonucunda Cemel vakası yaşanmıştır. Hazreti Ali bu isyanları bastırmıştır. Ardından Şam valisi Muaviye ile Hazreti Ali arasında Sıffin Savaşı yaşanmıştır.
Burada tam Hazreti Ali savaşı kazanacakken Muaviye hile yapmıştır. Ve bunun sonucunda da durumumuz hakemlere gitmiştir. Hakemler de olaya tam karar verememiştir.
Ve arkadaşlar savaş aslında beraber bitmiş gibi bir durum olmuştur. Kargaşa devam etmiştir. Ve tam bu sırada Hazreti Ali'nin katillerini satmıştır. Hazreti Ali suikaste uğramıştır ve Şam Mahallesi Muaviye Emevi Devleti'ni kurmuştur. Emevi Devleti'nin kurucusu kim?
Muaviye. Kerbela olayı arkadaşlar çok önemli yine bu dönemde. Muaviye'nin oğlu Yezid'in Hazreti Hüseyin'i öldürmesi olayı olarak geçir arkadaşlar bu Milliyetin Bakanlığı kitabında. Yezid Hazreti Hüseyin'i öldürüyor ve bu olay sonucunda arkadaşlar Şii-Sünni ayrımı çok ciddi bir şekilde oluşmaya başlıyor. Yani Şii-Sünni ayrımının ciddi...
İttiyleştiği zamanlar Kerbela olayının yaşandığı zamanlardır. Ve yine aynı zamanda bu dönemde İber Yarımadası'na yani Avrupa'ya bir adım atılmış oluyor. İber Yarımadası fethediliyor. Şu anki İspanya, Portekiz'in bulunduğu taraflar.
Mevali politikası yine bu dönemde uygulanıyor. Bu da arkadaşlar Arap milliyetçiliği anlamına gelir. Arap haricinde biz kimseyi sevmiyoruz anlamına gelir. Ve yine Emeviler döneminde Arapça resmi dil ilan edilmiştir.
Ardından arkadaşlar Abbasoğulları başa geçiyor. Abbasoğulları Emevileri yıkıyor. Ve bunun sonucunda da İber Yarımadası'ndaki Endülüs Emevi Devleti bağımsızlığını ilan ediyor. Diyor ki biz Emevileri seviyoruz kardeşim. Abbasileri sevmiyoruz.
O yüzden biz Abbas'ları tanımıyoruz diyor ve bağımsız oluyor. Kurtuva merkezi olacak şekilde kuruluyor arkadaşlar. Merkez tam şurası. Bilim ve kültürde çok önemli bir devlet oluyor. Özellikle Rönesans'ı çok etkileyen bir devlet oluyor arkadaşlar.
Ve son zamanlarını 16. yüzyıl civarlarında yaşıyor. Ve şurada Granada dediğimiz bölgede hayatını... sonlandırıyor arkadaşlar maalesef ki.
Son arasında gelelim şimdi Abbasi Devleti'ne. Abbasi Devleti'nde arkadaşlar Beytül Hikmeler çok önemli. Burada Yunancadan Arapçaya çeviriler yapılıyor ve kültürel olarak gelişim sağlanıyor.
Aynı zamanda Türkler için Samarra kenti yapılıyor. Yine Türkler için Avasım kenti yapılıyor. Bizanslarla olan mücadeleler de sınır mücadelelerinde bizleri korusun diye. Ve yine arkadaşlar Türklerle bu dönemde dostane bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz. Ardından bakın burada çok önemli bir derece notumuz var yine.
Emeviler savaşçı ve ırkçı bir topluluk. Endülüs Emeviler arkadaşlar bilim ve kültüre önem veren bir topluluk. Abbasiler ise duraklama ve kültürel gelişim gelişime önem veren bir yapıya sahip. Buradaki derece kutucunu mutlaka çok iyi bilin diyelim. Ve bu konumuzu da halledip İslamiyet sonrası arkadaşlar Türk devletlerine geçelim.
Buradan da yine soru gelme ihtimali çok yüksektir. ÖSM zaten her sene buradan soru soruyor. Geçen sene Gaznelilerden soru sordu.
Anlattık arkadaşlar. Yine buradan sorusu geldi. İnşallah bu sene de soru gelecekleri bulacağız.
İlk olarak Türkler ve İslamiyet kısmında Türkler arkadaşlar başlangıçta ilk teması kimle kurmuştu? Hazreti Osman'la birlikte kurmuştu. Fakat Emeviler döneminde bu temaslar artık duraklaşmıştı. Niye?
Çünkü mevali politikası uyguluyor arkadaşlar Emeviler ve Türkleri onlar bunları sevmiyorlar. Ve Emevilerin ardından Abbasoğulları başa geçiyor ve kendileri arkadaşlar Çinlerle birlikte Talas Savaşı'nı yapıyorlar. Bu savaşta Türkler normalde Çinlilerin yanında fakat sonradan İslamiyet tarafına taraf değiştiriyorlar. Ve arkadaşlar İslam ordularıyla beraber savaşıp Çinlileri yeniyorlar. Talas Savaşı'nın ardından da Türkler gruplar halinde artık İslamiyet'e geçmeye başlıyor.
Burada tabii ki İslamiyet'e geçmelerindeki önemli bir faktör var. Türkler ve Müslümanlar arasında çok ciddi birliktelikler var arkadaşlar. Mesela bunlar ne?
Tek Tanrı inancı. kurban kesme, savaşçı cihat anlayışı diye birçok anlayış yine Türklerde de var arkadaşlar. O yüzden orta kültür öğeleri de Türklerin İslamiyet'e geçişini hızlandırıyor diyelim. Ve ilk Türk İslam devletlerine birlikte bakmaya başlayalım. Burada Mısır'da kurulanlar Tolunoğulları, Işidler, Eyyubiler, Memlükler birazdan detaylı işleyeceğiz.
Horasan, Mavera, Oyunnehir'de kurulanlarsa Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuk Devleti ve Harzemşahlar. Direkt hatta Mavera, Oyunnehir tarafından başlayalım arkadaşlar. Karahanlılar, Mavera, Oyunnehir han şurası oluyor zaten. İlk Türk Müslüman devletimizdir.
Türkçe'yi resmediyle ilan etmişlerdir. Ve ribat adı verilen kervansaraylar yaparak ticaret yollarını hem güven altına almışlardır hem de buradaki... Konaklama imkanlarını falan genişleterek ticaret güçlerini artırmıştır Karahanlılar. Ve bakın ilk Türk devleti Karahanlılar'dır.
Türk boyuyla devleti farklıdır arkadaşlar. Devlet dediğiniz zaman aklınıza Karahanlılar gelecek. Ardından Gazneliler geliyor. Gazneli Mahmut döneminde en parlak dönemini yaşıyor Gazneliler.
Aynı zamanda Hindistan'a tam 17 adet sefer yapıyorlar. Ve Gazneli Mahmut Sultan ünvanını kullanan ilk padişah oluyor arkadaşlar ve ilk yönetici oluyor. Aynı zamanda Dandanakan Savaşı ile birlikte Gazneli devleti yıkılmaya, Büyük Selçuklu Devleti'nin ise yıldızı parlamaya başlıyor. Çağrı ve Tuğrul Bey'le...
Evet arkadaşlar Büyük Selçuklu Devleti'nin yöneticileri Çağrı Bey daha çok savaşçı bir yapıya sahipken Tuğrul Bey biraz daha diplomatik, genel yönetim gibi işlere bakıyor. Yine Bizanslı arkadaşlar Pasinler Savaşı yapılıyor ve kazanıyoruz biz bu savaşı. Aynı zamanda Abbasi Halifesi tarafından Çağrı Bey'e doğunun ve batının sultanı ünvanı veriliyor. Bunun da sebebi Çağrı Bey arkadaşlar Abbasi Halifesini Şii Büveyhi oğullarının baskısı altından kurtarıyor.
Ve bu olay sonucunda da artık aslında Türkler İslamiyet'in koruyucusu oluyor. Abbasilerdeki halifelik rolü ise biraz daha sembolik bir hale alıyor. Yani Türkler babası sizsiniz de...
Hani bunlar da sembolik olarak duruyor gibi bir yapıya kavuşuyor arkadaşlar. Ki zaten ilerleyen zamanlarda artık Memlüklerle beraber özellikle halifelik tamamen Türklerin eline geçiyor. Yine burada çok önemli iki yöneticimiz var. Alp Arslan bizim burada sultanımız. Nizamül Mülk ise bizim vezirimiz.
Alp Arslan arkadaşlar çok meşhur Malazgirt Savaşı'nı yapıyor. Malazgirt Savaşı'nda Türkler başarılı bir şekilde hilal taktiği uyguluyorlar. Uzlar ve peçeneklerin saf değiştirme sayesinde de 200 bine yit...
70.000 karşılaşmasında ne yapıyorlar? Bizansları yeniyorlar arkadaşlar. Yani Bizanslar 200.000 biz 70.000'iz. Doğru taktik uygulamaları ve Türklerin saf değiştirmesi sayesinde bu savaşı kazanıyoruz. Aynı zamanda Malazgirt Savaşı'nın sonrasında da Alparslan diyor ki Anadolu için.
Fethedilen yer fethedeni maldır diyor ve 1. Beylikler dönemini başlatıyor. Aynı zamanda bu dönemde Nizamülmülk de çok önemlidir arkadaşlar. Kendisi farz kökenli bir kişidir.
İlk defa iktidar sistemini uygulatmaya kendisi başlatmıştır. Çok önemli medreseler açmıştır. Aynı zamanda yazarlık bakımından da çok kuvvetli birisidir.
İnanılmaz kaliteli de bir adamdır. Nizamülmülk yani baya çok ülkeye çağ atlatan adamlardan bir tanesi arkadaşlar orada hem de. Aynı zamanda Melikşah yine ülkemizin çok iyi yöneticilerinden bir tanesidir.
Ülkeyi güzel bir şekilde yönetmiştir. Fakat bir süre sonra arkadaşlar Katvan Savaşı Moğollarla yapılmış. Ve Allah'ın cezası dünyanın anasını ağlatan Moğol milleti bizim de başımıza bela olmuştur bu savaşla birlikte. Katvan Savaşı ile maalesef ki ülkemiz yıkılmıştır. Ve çok önemli bir kısmı bitirdik.
Büyük Selçuklu'yu hallettik. Gelelim şimdi Mısır'da kullanan Türk İslam devletlerini. Burada mensüele çok fazla soru geliyor.
ÖSM'yi belki YKS'den de bu sene... bir soru sorabilir. Buraya da yine dikkatli bir şekilde dinleyelim. Burada ilk olarak kim var? Tolun oğulları var.
Mısır'da kurulan ilk Türk devletimizdir. Ve Mısır'ı bayındır yani yaşanabilir bir hale getirmiştir. Ve Tolun oğulları liderleri Türktür. Halkı daha çok Türk olmayan bir yapıya sahiptir.
Aynı zamanda IŞİD'ler askeri yönü çok kuvvetlidir arkadaşlar Işidlilerin. Mekke ve Medine'yi fethederek kutsal toprakları ele geçirmişlerdir. Ve yine Eyyubiler de arkadaşlar özellikle Selahaddin Eyyubi döneminde çok parlak bir dönem yaşamışlardır. Kudüs'ü fethetmişlerdir.
Şurada Kudüs'ü. Haçlılar biliyorsunuz 1. Haçlı Seferinde Kudüs'ü elimizden alıyordu. Eyyubiler de arkadaşlar Kudüs'ü Haçlılar'dan tekrardan alıyorlar. Hatta bunun yüzünden de 3. Haçlı Seferleri başlıyordu.
Aynı zamanda Memlükler var. Sultan Baybars dönemi arkadaşlar. Memlüklerin parlak dönemlerinden bir tanesi. Bu dönemde dünyanın başına bela olmuş.
Allah'ın cezası. Moğolları ne yapıyor? Sultan Baybars durduruyor.
Baya bir aslında İslam camiasına karizma kastıyor arkadaşlar. Bu şekilde bileceğiz. Ve Türk İslam devletlerinde kültür uygarlığa bakalım bir de. Kutu anlayışı var arkadaşlar burada başlangıçta. Bu anlayış devam ediyor.
Yani yönetim yetkisinin Tanrı'dan geldiği anlayışı devam ediyor. Aynı zamanda Şah Sultan gibi ünvanlar kullanmaya başlıyor bizim yöneticilerimiz. Aynı zamanda Divanı Saltanat adı verilen eski kurultaylar artık toplanıyor. Yani eskiden kurultaydı şimdi Divanı Saltanat oldu. Ve İslamiyetle birlikte de saray olgusuyla bizim yöneticilerimiz tanışıyor arkadaşlar.
Aynı zamanda yine çok önemli bir kısmımız daha var. Toprak sistemi. Normal şartlarda burada 4 tane bölüm var. var arkadaşlar.
Ben bunu ana notlarımıza tabii ki verdim. Konu anlatımında yaptım ama burada en önemlisi olan ikta arazisini burada sizlere aktaracağım. İkta bizler için çok önemli. İkta arazisi hizmetleri karşılığında önemli insanlara verilen, memurlara, askerlere verilen topraklardır.
Bu memurlar, askerler toprağı ekerler, biçerler ve burada atlı askerleri yetiştirirler. Burayı yine bayındır hale yani yaşanabilir hale getirirler. Halkın güvenliğini sağlarlar. Halkın işte düzenlemesini yaparlar.
İkta yani sahipleri önemli bir rolü üstlenir burada. Aynı zamanda arkadaşlar ikta arazilerinden vergiler de toplanır. Bu da işte devletin düzenli bir şekilde hem vergi toplamasını hem o toprağa işlemesini hem de o bölgenin güvenliğini sağlamasını sağlar.
Hem de asker kaynağı oluşturur kendine. Harika bir sistemdir. İlerleyen zamanda bu sistem zaten Osmanlı'ya tımar sistemi olarak neredeyse birebir aynı bir şekilde aktarılacak. Onu da birazdan göreceğiz zaten.
Aynı zamanda yine bu dönemde arkadaşlar ahilik teşkilatımız var. Ahilik teşkilat da ticaretle işte esnaflıkla ilgili düzenlemeleri yapan teşkilatımızdır. Ve şimdi geçiyoruz ilk Türk Beylikleri ve Anadolu Selçuklu dönemine.
Daha önce söylemiştik Malazgirt Zaferi'nin ardından Alparslan Anadolu'nun fethi emrini veriyor arkadaşlar. Ve bunun sonucunda da 1. Beylikler dönemi başlıyor. Bizim beyliklerimizde Danişmenter arkadaşlar en güçlü beylikimizdir burada bulunan.
Saltuklar ilk kurulan beyliktir. Mengücekler Divri Külliyesini yapmıştır. Artuklarsa arkadaşlar Malabadi Köprüsünü yapmıştır. Bunlar önemli özellikleridir. Özellikle buradaki mimari eserleri unutmayalım.
Ve yine Çaka Beylikimiz var. Bu da bizim ilk denizci beylikimizdir. Ve maalesef ki Bizans'ın yaptığı entrikalar sonucunda Çaka Bey... Türkler tarafından öldürülmüştür.
Ve yine ilk beylikler arkadaşlar Anadolu'yu Türkleştirmişlerdir. İslam'ı yaymışlardır ve Anadolu'ya birçok önemli eser yapmışlardır. Çok da harika bir öncüllü soru buradan gelir. Dikkat edelim diyorum.
Ve şimdi geldik Anadolu Selçuklu Devleti'ne. Asıl çok önemli yerlerden bir tanesi. Özellikle MSÖ'de ÖSYM'yi sormayı çok seviyor. YKS'de belki bu sene bir sorusu gelebilir.
Diyelim ve birlikte bakalım. Şimdi arkadaşlar Anadolu Selçuklu Devleti bizim İznik merkezli olarak kuruluyor. Fakat Haçlı Seferleri sonucunda özellikle 1. Haçlı Seferi sonucunda merkezimiz İznik'ten Konya'ya taşınıyor güvenlik maksadıyla.
2. Kılıç Arslan döneminde Miryokefalon Savaşı yapılıyor. Miryokefalon Savaşı da arkadaşlar... Yurttan savaş olarak geçer. Çünkü biz bu savaşı Bizanslarla yapıyoruz. Bizanslar da bizi Anadolu'dan atmak için bu savaşı yapıyor.
Fakat biz bu savaşı kazanıyoruz ve diyoruz ki Anadolu bizim yurdumuzdur kardeşim. Siz... Dilim gidin diyoruz ve arkadaşlar Miryaköfadon Savaşı'nı kazanıyoruz. Ardından 1. Alaaddin Keykubad dönemi var.
Bizim ülkemizin en önemli ve en parlak dönemini yaşatan yöneticimizdir. Kendisi arkadaşlar Sudak Limanı'nı fethetmiştir. Deniz aşırı bir fetihtir. Kırım'da bulunur arkadaşlar Sudak ve çok önemli bir limandır.
Aynı zamanda Yassı Çemen Savaşı'nı kimlerle yapmıştır? Harizem Şahlarla yapmıştır. Hemen arkadaşlar bu savaş önemli olduğu için size anlatmam lazım. Şimdi şöyle çiziyorum.
Burada Harzemşahlar var arkadaşlar. Burada Moğollar var. Şimdi biz Anadolu Selçuklu Devleti olarak gidiyoruz. İran'da bulunan Harzemşahları tokatlıyoruz.
Biz bu adamları yeniyoruz. Ondan sonra ne oluyor arkadaşlar? Harzemşahlar yıkılıyor. Bundan sonra da Moğollar arkadaşlar.
Normalde Harzemşahlar bizim önümüzde tampon olurken artık biz Harzemşahları yıktığımız için Moğollar geliyor çat çat çat çat çat Anadolu'ya. Ve bu yüzden de aslında bizim ülkemiz yıkılış dönemine giriyor. Çok büyük Moğol tehlikesiyle. karşı karşıya kalıyoruz.
Aynı zamanda yine Baba İshak isyanları çıkıyor arkadaşlar bir süre sonra. Ülkeyi çok zayıflatan isyanlar oluyor. Ve maalesef ki ülkemiz Köse Dağ Savaşı'yla birlikte yıkılıyor.
Yıkılmasının en temel sebeplerinden bir tanesi de Saadettin Köpek gibi çok beceriksiz, art niyetli, ülkeyi sömüren, dinsiz imansız yöneticiler arkadaşlar. Köse Dağ Savaşı diye yine Moğollarla yapılan bir savaş ve maalesef ki ülkemiz bu savaşta yıkılıyor diyoruz ve şimdi geliyoruz Osmanlı kısmına. Normal şartlarda Osmanlı konusu çok uzun bir konu arkadaşlar. 9 tane konunun birleşiminden oluşuyor ve ÖSYM belki bir tane soru soruyor her sene veya sormuyor. O yüzden O yüzden biz bu Osmanlıyı çok detaylı bir şekilde işlemektense ana ve temel kısımlarını işleyeceğiz.
Başta çok önemli kavramları öğreneceğiz. Ardından da daha çok 19. yüzyıl yıkılış dönemi Osmanlısını öğreneceğiz ki ÖSYM daha çok orayı tercih ediyor. Fakat ben yine bütün anlatımlarını ana notlarımızda yaptım.
Konu anlatımlarını soru çözümlerinde kendim çektim. Şimdi Osmanlı kültürü ve medeniyette ilk olarak Osmanlı devlet anlayışına bakacağız. Burada arkadaşlar Osmanlı'da mutlak moraşı görülür. Yani bizim mutlak bir liderimiz vardır, bir padişahımız vardır.
Onun ailecine söz çıkmaz tanrının hatta yeryüzündeki gölgesi olarak geçer. Çok da birinci babadır yani o babadır. Onun altındakileri çok lafı da geçmez. Hukuksal olarak da şer'i ve örfi hukuk olarak ikiye ayrılır arkadaşlar hukuk kurallarımız.
Şer'i hukuk dini hukuk kurallarıdır. İslamiyet'ten sonra girmiştir daha çok. Örfi hukuklar ise arkadaşlar töre hukukudur.
Ve geçmişten beri gelen... yazılı olmayan hukuk kurallarımızdır. Genelekselleşmiş hukuk kurallarımızdır. Aynı zamanda arkadaşlar Osmanlı'da divanlar toplanılmıştır.
Divanlarda da yine önemli devlet meseleleri görüşülmüştür ve bir süreden sonra da sadrazam yani padişahdan sonraki ana yönetici divanı yönetmeye başlamıştır arkadaşlar. Şimdi ordu yapısıyla alakalı çok önemli kavramlarımız var. Çok da soru gelen kavramlar bunlara birlikte bakalım. Kapı kulları sistemine bakalım arkadaşlar birlikte. Önce şunu öğrenmemiz lazım ama.
Kapı kulları dediğimiz şey bir temel babadır. Bak şöyle başta durur. Kapı kullarının altında iki tane dal vardır.
Bak. Bu dallardan bir tanesi pençik sistemi. Diğeri arkadaşlar ne?
Devşirme sistemi. Pençik sisteminde esirler türkleştirilip Müslümanlaştırılarak orduya katılması ve asker yapılmasıdır arkadaşlar. Özellikle Osmanlı'nın kurulduğu ilk zamanlarda uygulanmıştır pençik sistemi.
Gider Osmanlı bir devletle savaşır. Ondan sonra bu devletin askerlerini esir alır. Ve bu askerleri de arkadaşlar türkleştirip Müslümanlaştırır.
Ve ne yapar? Orduya dahil eder. Devşirme sistemi de yine pençik sisteminden biraz daha sonra uygulamaya başlanmıştır. Devşirme sisteminde Hristiyan ailelerin arkadaşlar erkek çocukları toplanır.
Yani Osmanlı'da bir tane adam gider. tamam mı Avrupa'ya gider. Hristiyan ailelerin çocukları Balkanlardan toplar.
İşte senin ailenden bunu aldım, senin ailenden bunu aldım diye çocukları toplar. Ondan sonra o çocukları getirir. Türk Müslüman ailenin yanına verir. Bu çocuklar bir Türkmüş, Müslümanmış gibi büyür ve çocukların yaşı geldiği zaman da becerilerine göre ya sadrazamlığa kadar yükselebilecekleri bir yönetim tarafına giderler arkadaşlar ya da yeniçer ocağı gibi, topçu ocağı gibi biraz daha askeri becerilerini gösterebileceği ocaklara giderler. Yani bu devşirme sistemi acımasızlık mı desem?
Muazzam bir deha sonucunda oluşmuş bir sistem mi desem? Ama Osmanlı'yı çok geliştiren de bir sistem olmuştur. Ve yine şunu da söylememiz lazım. Osmanlı'nın büyük sadrazamlarının baya bir çoğunluğu arkadaşlar devşirme kökenlidir.
Aynı zamanda tımar sistemimiz var arkadaşlar. Biliyorsunuz iktidar sistemi vardı. Büyük Selçuklu Devleti'nde işlemiştik. O sistemin Osmanlı'ya uyarlanmış haldir. Bizim burada yine devlet görevlilerine ve memurlara, askerlere önemli görevlerde bulunmuş askerlere vergi toplama hakkı olan dirilik adını verdiğimiz topraklara veririz.
Burada yine askerler orada vergisini toplar, gider orada tarımını yapar, asker yetiştirir, cebri adı verilen askerleri yetiştirir. Aynı zamanda oradaki halkı korur. Yani aynı iktidar sistemi gibi çalışır.
Bu tımar sisteminden sonra da arkadaşlar Osmanlı iltizam sistemine geçmiştir. Bu sistemde de biz tımar sisteminde normalde ekip piştiğimiz toprakları gittiğimizde... Gittik toprak ağlarına onlara bunlara kiraladık. Yani iltizam sistemi normalde tımar toprakları bize düzenli para getirirken tek seferde para almak için kiraladık. Aynı zamanda bundan sonra da malikane sistemine geçiyoruz.
İltizamdan da beter arkadaşlar. Toprağı kiraladık burada direkt satıyoruz. Ayanlar var toprak ağları.
Direkt bunlara biz malikane sisteminde toprakları satıyoruz. Bunun da sebebi ne? Tımar sisteminden sonra iltizam sistemine geçerken arkadaşlar ülke kan kaybettiği için geçtik.
Ekonomik olarak darda olduğumuz paraya ihtiyacımız olduğu için iltizam sistemine geçtik. İltizamda malikaneye de ekonomi artık gebermiş bitmiş. O yüzden de ne yapmışız arkadaşlar? Biz malikaneye geçmişiz, toprakları direkt satmışız.
Yani parasızlaştıkça toprakları da arkadaşlar satmaya başlamışız. Ve geliyoruz şimdi 19. yüzyılda Osmanlı'ya yine çok önemli bir konudur arkadaşlar. Ve geliyoruz şimdi 19. yüzyılda Osmanlı konumuza yine çok önemli ÖSYM'nin çok sevdiği konulardan bir tanesidir arkadaşlar. Anlatımımıza geçmeden önce de şunu söylemek istiyorum. Eğer ki abicim anlatımın gayet güzel gidiyor, şimdiye kadar dinledim, beğendim, eline sağlık diyorsanız videoya bir beğeni bırakmayı ve kanalımızı...
Takip etmeyi unutmayın arkadaşlar. Şimdiden beğenen büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin ise gözlerinden öpüyorum diyorum ve anlatımımıza devam ediyorum. Şimdi 19. yüzyılda Osmanlı'nın genel durumuna bakalım birlikte.
Bu dönemde arkadaşlar Fransız ihtilali ortaya çıkıyor. Tam bu dönemlerde. Fransız ihtilali çıktıktan sonrasında devasa bir milliyetçilik akımına sebep oluyor. Ve milliyetçilik akımlarıyla birlikte de her millet kendi devletini kurmak istiyor.
Böyle bir yapı ortaya çıkıyor. Bu da bizim Osmanlı için çok büyük bir tehdit oluşturuyor. Çünkü arkadaşlar Osmanlı içerisinde 80 tane milleti barındıran çok... Çok büyük bir imparatorluk hala daha zayıflamış olsa da ve bu da bizler için zararlı bir durum arkadaşlar. Aynı zamanda yine Osmanlı bu dönemde denge siyasete gidiyor.
Bu ne demek? Düşmanımın düşmanı benim dostumdur demek. Yani biz atıyorum gidiyoruz Rusya ile savaşıyoruz. Rusya'nın düşmanı kim? İngiltere, Fransa.
Diyoruz ki İngiltere, Fransa'ya gel kardeşim benimle savaş. Gidiyoruz işte denge siyaseti uygulanmış oluyoruz. Böyle bir mevzu oluyor arkadaşlar denge siyasette. Yine tam bu zamanlarda sanayi inkılabı ortaya çıkıyor.
Sanayi inkılabıyla birlikte de seri üretime başlanıyor ve emperyalist devletler çok daha güç kazanmaya başlıyorlar. Aynı zamanda yine bu dönemde Osmanlı'ya Avrupa milletleri tarafından özellikle hasta adam deniyor. Bu şekilde 19. yüzyılın genel durumunu özetleyebiliriz.
Bu dönemde arkadaşlar 2. Mahmud önemli bir padişahımızdır ve ıslahatları çok önemlidir. Modernliği yakalamak için birçok gelişme yapmıştır. Özellikle fesi getirmesi, kılık kıyafeti düzenlemeye gitmesi.
Devlet idare etsin. birçok konuda düzenlemeye gitmesi kendini modernist bir padişah yapmıştır. Aynı zamanda en önemli durumlardan bir tanesi Vakai Hayriye yani Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması 2. Mahmut döneminde gerçekleşmiştir.
Fakat Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasının ardından da çok büyük bir askeri boşluk oluşmuştur. Bu boşluğu fırsat bilen Kavallı Ali yani bizim Mısır valimiz ta buradan Suriye'yi dolanan Anadolu'ya kadar gelmiş Osmanlı'yı tehdit etmiştir. Etti etmiş.
Osmanlı bu isyanı tek başına Bastıramadığı ve İstanbul'un tehdit altında Olduğu için denize düşen yılana sarılır Psikolojisiyle gitmiş bizim 500 Yıllık düşmanımız Ruslardan yardım İstemiştir. Ve bunun sonucunda Kütahya Anlaşması İmzalanmıştır. Yine önemli olaylardan bir tanesidir Bu Kavadalı isyanı da. Ardından arkadaşlar Senedi ittifakı bizim bilmemiz lazım. Burada yine Ayanlar ile Osmanlı arasında imzalanan bir anlaşmadır.
Yine Osmanlı o dönemlerde dar durumda olduğu için arkadaşlar çok aşağılayıcı bir anlaşmayı imzalıyor. Çünkü Ayanlar dediğimiz kişiler bildiğimiz toprak ağları yani Osmanlı'nın toprak ağları koskoca devlet toprak ağasıyla anlaşmayı imzalıyor. Aynı zamanda yine bu dönemlerde Balta Limanı Ticaret Sözleşmesi imzalanıyor. Bu da arkadaşlar Osmanlı'yı açık pazar haline getiriyor ve Osmanlı ekonomisini arkadaşlar çöküşüne hazırlıyor.
Bildiğiniz Osmanlı duvarları iniyor. Gelin kardeşim kafanıza göre al ürünü sat babacım vergi yok o yok bu yok kafana göre takıl mevzusuna geliyor. Bu da Osmanlı ekonomisini... Yiyip bitiriyor arkadaşlar içten içe.
Ardından 1839 Tanzimat Fermanı çok önemlidir. Bu fermanın ana olayı aslında biraz da Avrupa'ya yakınlaşmak. Avrupa işte insan haklarını Osmanlı'ya getirmek amacıyla yapılmıştır. Ve arkadaşlar Osmanlıcılık fikri yani bütün Osmanlı halkları Osmanlı milliyeti altında birleşmelidir.
Osmanlı millet diye bir millet ortaya çıkmalıdır görüşünden arkadaşlar temel almıştır. Ve herkes eşitleyerek isyanları azaltmak istenmiştir. Kişi hak ve özgürlükleri yine önemsenmiştir diyoruz. Ve şimdi Kırım Savaşı'na geliyoruz birlikte.
Kırım Savaşı'nı arkadaşlar biz Ruslarla yapıyoruz. Ve Ruslara karşı İngiliz ve Fransızlarla ittifak yapıyoruz. Maalesef ki Sinop'ta arkadaşlar bizim donanmamız yakılıyor Ruslar tarafından. Ve bu savaşı arkadaşlar sonucunda biz kazanıyoruz.
Ardından da Paris Barış Anlaşması imzalanıyor. Ve Avrupalı devletler Osmanlı'nın toprak bütünlüğünü garanti ediyor. Bu da artık Osmanlı'nın Avrupa'nın gerisinde olduğunu çok net bir şekilde kanıtlayan bir durum oluyor.
Ve yine arkadaşlar... Bu savaş sonucunda da biz ilk dış borcumuzu alıyoruz. Yani ilk dış borç Kırım Savaşı'nın ardından...
alınmış oluyor. Şimdi önemli bir derece notumuz var burada. Donanma baskınları yani Osmanlı'nın donanmasının yandığı yerlere bakacağız. İlk başta İnebahtı baskını var.
Haçlılar tarafından yapılıyor. Ardından Çeşme baskını Rusya. Navarin baskını arkadaşlar yine Rusya, İngiltere Fransa. Sinop baskını ise Rusya tarafından yapılıyor. Yani Rusya aslında 17. yüzyıldan sonra özellikle canımızı çok sıkan bir devlet oluyor.
1856'da bir tane var arkadaşlar. Islahat fermanı var. Biraz daha yine Avrupa'yla yakın ilişkiler kurmak. Avrupa'ya yakınlaşmak için yapılan bir ferman.
Bu anlaşma sonucunda gayrimüslim ve müslüman halk neredeyse eşit hale geliyor. Hatta birçok konuda gayrimüslimlere ayrıcalık bile tanımlanıyor. Bu da zaten Osmanlı'daki Müslüman halkı çok rahatsız eden bir durum oluyor diyoruz.
Ve birinci meşrutiyetin ilanına bakalım bir de birlikte. Birinci meşrutiyette arkadaşlar Abdülhamit döneminde ilan ediliyor. Ve arkadaşlar bir yandan padişahın bir yandan halkı temsil eden bir meclisin olduğu yapı anlamına geliyor. Yine meclis tabii ki bizim buradaki padişahın denetiminde.
Ve meclise yine ayan adı verilen kişiler var. Bu ayanları da arkadaşlar sakın bizim toprak ağalarıyla karıştırmayın. Onlar farklı bunlar farklı.
Bu şekilde bir yapımız var birinci meşrutiyette. Ardından yine 93 harbi adını verdiğim. Osmanlı'nın çok büyük kayıplara uğradığı bir savaş var arkadaşlar. Ruslarla yaptığımız bir savaş. Ruslar ta İstanbul'daki Yeşilköy tarafına kadar fethediyorlar bizi maalesef ki.
Ve yine bu savaşta önemli olan Plevne savunması çok önemlidir. Biliyorsunuz marş da var hatta arkadaşlar. Osman Paşa'nın kolunda 4000 top birden patladı falan diye bir öyle bir marşı vardı. Çok güzel de bir marştır.
Aynı zamanda yine Nene Hatun da arkadaşlar bizim 93 Harbi'nde Doğu cephesinde savaşan çok önemli bir karakterdir. Nene Hatun arkadaşlar Kurtuluş Savaşı'nda değildir. Kara Fatma Kurtuluş Savaşı'ndadır.
Nene Hatun'sa 93 Arbin'dedir. Yine bunun sonucunda arkadaşlar Berlin Anlaşması yapılıyor. Ve bizim ülkeyi ciddi manada çok kötü duruma düşüren bir anlaşmadır. Her şeyimizi limitleyen, sınırlayan, çok toprak kaybettiğimiz, çok büyük paralarımızın yandığı bir anlaşmadır yine. Berlin Anlaşması da diyoruz ve bu konumuzu da bu şekilde tamamlıyoruz.
Ve geliyoruz şimdi Mustafa Kemal ve Osmanlı'nın yıkılışı kısmına. Artık arkadaşlar Osmanlı... Yıkılış yani çöküş dönemine doğru giriyor. Burada da bizim aslında bir parlayan yıldızımız çıkıyor. Bu kim?
Mustafa Kemal. Mustafa Kemal arkadaşlar Selanik'te 1881 yılında doğuyor. Çok uluslu bir yapıya sahip arkadaşlar Selanik.
Ve orada Mustafa Kemal'in aslında ufkunu genişleten bir yapıya sahip. İlk başta kendisi mahalle mektebine gidiyor. Burası daha çok dini eğitim veren bir...
Kurum fakat kendisi ve babası bunu çok beğenmediği için Ali Rıza Efendi yani babasının destekleriyle birlikte Şemsi Efendi okulu çok modernist eğitim veren bir okula gidiyor. Bu okulun ardından da Selanik Mülkiye Rüşdiyesi'ne ortaokulunu kazanıyor. Ardından arkadaşlar Manastır Askeri İdaresi'ne gidiyor. Hatta bu dönemde yaşanan... çok meşhur bir olay vardır.
Bizim Yunanlarla yaptığımız Abdülhamit döneminde Yunanlarla yaptığımız savaşa Mustafa Kemal vatanperverlik duygularıyla birlikte kaçıyor okuldan. Bu savaşa katılmak için gidiyor arkadaşlar Yunanistan'a. Katılamıyor fakat Mustafa Kemal'in vatanperverlik duygusunu gösteren bir hareketi bu da. Askeri idadinin ardından da harp Harp okulunu kazanıyor ve Harp Akademisi'nden de yine dereceyle mezun olaraktan arkadaşlar ilk görev yeri olan Şam 5. Ordu'ya atanıyor. Burada Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kuruyor kendisi.
Fakat Şam bölgesinde bu cemiyeti güzel bir şekilde ilerletemeyeceğini anladığı için de Selaniye'ye dönüyor kendisi. Selaniye'ye döndükten sonra da İttihat ve Terakki Cemiyeti ile kendi cemiyetini birleştiriyor ve artık aslında bir İttihat ve Terakki üyesi olmuş oluyor. İttihat ve Terakki ise bir cemiyet arkadaşlar. Amaçları da 2. Abdülhamit'ten gizli olarak kuruluyor bu cemiyetimiz ve amaçları meşrutiyeti getirerek ülkeyi modernleştirmek.
Yani biraz daha... Modernist bir yapıya sahipler. Ve yaptıkları isyanla birlikte de bu amaçlarına nail oluyorlar.
Ve kendileri Jön Türk devrimi olarak geçen, yani Yeni Türkler devrimi olarak geçen devrimi gerçekleştirmiş oluyorlar. Ardından devam ediyoruz Mustafa Kemal'in hayatıyla birlikte. 31 Mart vakası yaşanıyor arkadaşlar yine bu dönemde.
31 Mart vakasında bizim halkımız İstanbul'da isyan ediyor. Bunun için de İttihat ve Terakki Balkanlarda bir ordu hazırlayıp İstanbul'a gönderiyor. Beyne Mustafa Kemal de hareket ordusuna görev alıyor. Beyne kendisinin ilk tarih sahnesine çıktığı olay hareket ordusuyla yaptığı bu görevdir.
Ardından da Trablusgarp Savaşı meydana geliyor. Bu savaş arkadaşlar maalesef biz kara bağlantımız olmadığı bir toprak olduğu için ve denizde de donanmamız çürümeye bırakıldığı için buraya biz subay göndererek oradaki halkı organize ederek savaşıyoruz. Bu giden subaylardan bir tanesi de Mustafa Kemal oluyor. Mustafa Kemal burada halkı örüyor.
örgütlüyor. Gayet güzel bir şekilde mücadele ediyor buradaki subaylarımız. Fakat arkadaşlar tam o sırada Balkan savaşları çıktığı için ve Osmanlı'nın buraya ayıracak gücü kalmadığı için bu savaştan vazgeçiyoruz ve Uşşi Anlaşması'nı İtalyanlarla yaparak bizim şu andaki Libya olarak anılan bölgemizi maalesef ki İtalyanlara veriyoruz.
Aynı zamanda 12 Adanın kontrolü gibi birçok ayrıcalığı da İtalyanlara veriyoruz. Yalnızca Trablusgarp halkı İslami açıdan halifeye bağlı kalmış oluyor. Balkan savaşlarında da Osmanlı, aha da şuradaki Bit gibi Balkan devletlerinin arkadaşlar yeniliyor.
Ve bu yenilme sonucunda görüyorsunuz asırlık topraklarımız, asırlık Balkan topraklarımızı kaybediyoruz. Ta Fatih döneminde, ta 1. Murat döneminde fethilen topraklarımızı kaybediyoruz. 1. Balkan Savaşı'nın ardından da Bulgarlar çok toprak aldığı için diğer devletler laf söz yapıyor.
O yüzden diğer devletler Bulgarlara saldırırken biz de Bulgarlara saldırıyoruz. Ve Edirne Kırklareli şu yani şu tarafı tekrardan hakimiyetimiz altına... alıyoruz. Bunun ardından da Mustafa Kemal çok da istemeyerek aslında Sofya Ateşi Militerliği görevine atanıyor.
Hatta bu Sofya Ateşi Militerliği görevini yerine getirirken katıldığı bir baloda yeni çarı kıyafetleri giydiği böyle bir tipi vardı. Onu da ben ekrana koyarım hatta. Ve yine tam bu görevini icra ederken de 1. Dünya Savaşı patlak veriyor arkadaşlar. Ve maalesef ki biz de 1. Dünya Savaşı'na katılıyoruz. Burada bizim katıldığımız cepheler var.
İşte savunma yaptığımız taarruz yaptığımız cepheler var. Onları birlikte görelim. İlk başta taarruz cephelerinin hepsini de kaybediyoruz arkadaşlar. Özellikle Kafkas cephesinde görüyorsunuz çok büyük bir hezimete uğruyoruz maalesef yanlış kararlar sebebiyle. Aynı zamanda Kanal cephesi şurada olan bir cephemizdir.
Mısır'ın Kanal tarafında olan bir cephedir. Burada yine biz saldırıyoruz fakat kaybediyoruz arkadaşlar. İngilizler hatta diyor ki baktılar bu Osmanlı güçsüz biz buradan gidelim devam edelim diyorlar.
Ve Filistin Suriye savunma cephesini bizlere açıyorlar. Savunma cephelerinde de arkadaşlar Irak cephemiz vardır. Irak cephesinde...
Buradan İngilizler asker çıkarıyor arkadaşlar Kuveyt tarafından ve ta buradan bütün Irak'a al ala gidiyorlar. Burada yine önemli bir zaferimiz var arkadaşlar. Kutulama hale zaferi 2023 MSÖ'de geldi. Ben yine önemini çok defa vurguladım ve sorusu geldi.
İnşallah bu sınavda da tutturacağız sorularımızı. Ardından yine Çanakkale cephesi var arkadaşlar. Destansı bir savunma yapıyoruz burada. İtilaf devletlerindeki İngiltere ve Fransa.
Rusya'ya yardım götürmek istiyorlar. Çünkü Rusya'da o sırada Bolşevik ihtilali var. Ve itilaf devletleri de bu ihtilalin başarılı olmasından korkuyor. Bu sebeple de diyorlar ki biz gidelim Osmanlı'nın boğazlarından geçelim. Hem Osmanlı'yı yenmiş patlatmış oluruz.
Hem de gideriz bu adamlara yardım götürürüz. Rusya'yı kurtarırız. O sırada savaşı zaten kolaylıkla bitiririz diyorlar.
Fakat arkadaşlar Osmanlı planlarını suya düşürüyor. Ve Çanakkale cephesinde hem deniz aşamasında hem de kara aşamasında çok büyük zaferler kazanarak itilaf devletlerini denize döküyor. Çanakkale'nin özellikle kara savaşları sırasında Mustafa Kemal de çok... Çok büyük başarılar elde ediyor. İsmi iyice duyulmaya başlıyor.
Ardından yine Yemen-Hicaz cephemiz var arkadaşlar. Burada Arapların bize ihanet etme sonucunda açılan bir cephe. Yine maalesef diyorum bu cephede Mekke ve Medine'yi kaybediyoruz arkadaşlar.
Filistin-Sureyye'den daha yeni değinmiştik. Yardım gönderdiğimiz cepheler de çok önemli değil. Sorusu gelmez. Romanya cephesi arkadaşlar bu tarafta.
Galicia cephesi bu tarafta. Makedonya cephesi de bu tarafta. Yani yerlerini bilseniz yeterli.
Diyelim ve gelelim şimdi Kurtuluş Savaşı'na hazırlık. kısmına. Artık biz 1. Dünya Savaşı'nı kaybetmişiz. Osmanlı'nın askeri, osu, busu her şeyi gitmiş arkadaşlar.
Çok ciddi bir mağlubiyet yaşamışız. Ve bunun ardından da Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzaladık arkadaşlar. Ve bu anlaşma ile birlikte aslında Osmanlı neredeyse kayıtsız şartsız teslim olma moduna giriyor.
Özellikle bu Mondros Ateşkes Antlaşması'ndaki 7 ve 24. maddeler bizler için çok önemli. Çünkü 7 ve 24. maddelerde diyor ki direkt bir yerde isyan çıktı ya önemli bir noktada. Biz gideriz kardeşim itilaf devletleri olarak orayı hakimiyetimiz altına alırız diyor.
Yani bu direkt bağımsızlığı arkadaşlar çok büyük bir tehdit oluşturan maddelerdir. 7 ve 24. maddeleri o yüzden kesinlikle unutmayalım. Aynı zamanda Monduras'tan sonra memleketin durumu da arkadaşlar teslimiyetçi bir politika izliyoruz.
Zaten görüyorsunuz her yer işgal altında. Doğumuz, batımız, kuzeyimiz, güneyimiz her yerimiz işgal ediliyor. Aynı zamanda arkadaşlar halkımız da müdafaa hukuk cemiyetlerini kurmaya başlıyor.
Ve yine tam da bu sırada İzmir'in işgali Yunanlar tarafından gerçekleşiyor ve halkımızda artık böyle bir bilinçlenme oluşuyor arkadaşlar. Diyorlar ki abi bu adamlar bizi yani barış anlaşması yapmıyorlar bunlar bizi yemeğe işgal etmeye geliyorlar diyor. halkımız ve bu yüzden de Kuvayi Milliye'yi kuruyor.
Kuvayi Milliye de arkadaşlar halk tarafından kurulmuş sivil direniş örgütleridir. Bölgesel nitelikli olarak savaşırlar ve biraz daha işlevleri düşmanı durdurmak değil yavaşlatmaktır. Durdurmak da arkadaşlar düzenli orduya nasip olmuştur.
İzmir'in işgalinin ardından da yine Amiral Bristol ve General Harbour'da arkadaşlar Türkiye'ye geliyor incelemelerde bulunuyor. Diyor ki burada Türkler eziyet görüyor. Türkler işte sıkıntı yaşıyor. Bu tarz raporlarla bunu Amerika'ya sunuyorlar diyelim.
Ve şimdi gelelim Kurtuluş Savaşı'na hazırlık safhası. Artık Ne yapıyoruz? Bizim milletimiz ayaklanmış, İzmir işgal edilmiş, sıkıntılı ahvaldeyiz.
Ve Mustafa Kemal çıkıyor, diyor ki,''Kardeşim bu Kurtuluş Savaşı'nı biz İstanbul'dan başlamayacağız. Çünkü İstanbul zaten teslimiyetçi bir yapıda şu anda. O yüzden ben Türklerin anabağrı, bin yıllık yurdumuz Anadolu'ya geçeceğim. Ve Anadolu'da bu Kurtuluş Savaşı'nı başlatacağım.''diyor.
Ve kendisi arkadaşlar Samsun'a 9. Ordu Müfettişliği göreviyle çıkıyor. Kendisi bu dönemde çok üstün yetkilerle donatılmış bir şekilde çıkıyor. Aynı zamanda arkadaşlar Samsun'un ardından da Havza'ya geçiyor.
Ve burada bir genelge yayınlıyor. Diyor ki halka protesto mitingleri yapın diyor. Bu adamları protesto edin diyor. Halka yani burada ilk mesajı veriyor. Ondan sonrasında Amasya'ya geçiyor ve niyetini çok net bir şekilde belli ediyor.
Emir niteliğinde bir mesaj yayınlıyor. Diyor ki vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını yine milletin azmı ve kararı kurtaracaktır diyor.
Çok net bir şekilde arkadaşlar olayı vurguluyor. Yine Amasya genelgesinde de Kurtuluş Savaşı'nın amacı, gerekçesi ve yöntemi ilk kez ile getiriliyor. Kurtuluş Savaşı'nın başladığı tüm dünyaya Amasya Genelgesi ile ilan ediliyor.
Ve bu genelgenin ardından da İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal'i görevinden alıyor. Mustafa Kemal diyor ki kardeşim siz beni görevimden alamazsınız. Ben kendimi istifa ediyorum diyor. Ve kendisi sine-i millete yani milletin bağrına çekiliyor arkadaşlar. Ardından devam ediyoruz Erzurum Kongresi ile.
Erzurum Kongresi arkadaşlar Erzurum'da toplanıyor. Doğu Anadolu Müdafaa Hukuk Cemiyeti adı altında bütün cemiyetlerimiz o bölgede birleşiyor. İlk temsili yetiğini Erzurum Kongresi'nde açılıyor. Milli sınırlar içerisinde vatanın bütün ve bölünemez olduğu vurgulanıyor.
Kuvayi Milliye'yi etkin, milli iradeyi egemen kılmanın esas olduğu da net bir şekilde Erzurum Kongresi'ne söyleniyor. Bu iki madde önemli arkadaşlar. Ardından Sivas Kongresi toplanıyor. Burada manda ve himaye kesin olarak reddediliyor.
Tüm yararlı cemiyetler Rumeli Müdafaa Hukuk Cemiyeti adı altında birleşiyor. İrade-i Milliye gazetesi arkadaşlar yine bu dönemde halkımızı bilinçlendirmek için çıkarılıyor. Yine Sivas Kongresi'nin toplanmasını engelleyemeyen Damat Ferit var arkadaşlar.
O sıradaki İstanbul Hükümeti'nin başındaki adam kendisi istifa ediyor. Bu da temsil heyetinin İstanbul Hükümeti'ne karşı olan ilk seferi olarak geçiyor arkadaşlar. Ardından Amasya görüşmeleri var. Amasya görüşmelerinde Damat Ferit'in istifa etme sonucunda İstanbul Hükümeti'nin başına daha böyle ılımlı bir karakter geçiyor. Ve kendisi arkadaşlar temsil heyetiyle bir görüşme yapmak istiyor.
Ve bu görüşmede Amasya görüşmesi oluyor. Burada arkadaşlar çıkan karar... Mebusan Meclisi'nin yeniden toplanılması yani millet meclisi şu anki millet meclisi yapısının yeniden toplanılması oluyor.
Ve son Osmanlı Mebusan Meclisi'nde misak-ı milli kararları kabul ediliyor. Bu kararları da şurada görüyorsunuz kabzal olarak kodladık arkadaşlar. Bunları mutlaka okuyun. kabzar kodlamasıyla çok önemlidir Misak-ı Milli kararları. Yani artık devletin bağımsız bir devlet olması gerektiği, bu işgale dinilmesi gerektiği net bir şekilde vurgulanıyor.
Misak-ı Milli kararlarının alınması üzerine de İtilaf devletleri 16 Mart 1920'de İstanbul'u resmen işgal ediyorlar. Yakalanan mebuslar arkadaşlar sürgüne gönderiyorlar. Yakalanmayanlar ise Anadolu'ya kaçıyorlar ve 1. TBM'nin açılışına öncülük ediyorlar. 1. TBM'nin açılışı 23 Nisan 1920. Temsil heyeti sona eriyor arkadaşlar TBM'nin açılmasıyla birlikte ve Güçler Birliği ilkesi TBM.
MM'de uygulanıyor. Normalde güçler birliği ilkesi Cumhuriyete ve demokratik yönetime aykırı bir anlayıştır. Yasama yürütme yargının tek elde toplanması anlamına gelir.
Fakat arkadaşlar olağanüstü durumlar altında olduğu için o zamanlar memleketimiz böyle bir karar alınıyor diyoruz ve geliyoruz şimdi önemli ayaklanmalar kısmına. Burada Anzabur ve Kubayi İnzibatiye ayaklanmaları var. Bunlar İstanbul hükümeti tarafından desteklenen ayaklanmalar. Aynı zamanda Çerkez Ethem İsyanı ve Demirci Mehmet Efe İsyanı da düzenli orduya karşı yapılan isyanlar.
Yani biz düzenli ordu istemiyoruz, biz yine kuvayi milliye yapısında kalmak istiyoruz diyen kişilerin yaptığı isyanlar. TBMM'de arkadaşlar buna karşı hıyaneti vataniye kanunu çıkartıyor. İsyan eden herkes vatan haindir diyor. Aynı zamanda istiklal mahkemelerini kurarak isyancıları yargılıyor ve Anadolu Ajansı'nı çıkararak da halkımızı bilinçlendiriyor. Ardından yine Seher Barış Anlaşması var.
Bu serbarış anlaşması arkadaşlar görüyorsunuz. İtiraf devletleri Osmanlı'yı şuncacık bir toprağa sıkıştırmak istiyor. Gidiyor bizim İstanbul hükümeti de sanki hiçbir şey olmamış gibi bu anlaşmayı imzalıyor.
Fakat İstanbul hükümetinin artık imzaladığı anlaşmalar bizim için yok hükmünde ve ölü doğmuş bir bebek. TBMM kabul etmediği için ölü doğmuş bir bebek sayılıyor. Ve arkadaşlar net bir şekilde sevri reddediyoruz, yırtıp atıyoruz.
Ardından da Kurtuluş Savaşı'na başlıyoruz. Kurtuluş Savaşı'nda Doğu ve Güney Cephelerimize başlangıçta bakalım. Doğu Cephesi'nde düzenli ordu savaşıyor. Ordusunu dağıtmayan Kazım Karabekir Paşa'nın 15.000 kişilik ordusu arkadaşlar. Ermenileri burada yeniyor ve Ermenilere gümrü anlaşmasını imzalatarak sevri arkadaşlar yırtıp attırıyorlar onlar için.
Ve de Doğu topraklarımızın büyük bir kısmını Ermenilerin elinden tekrardan alıyorlar. Güney Cephesi'nde ise Fransızlarla savaşıyoruz arkadaşlar biz daha çok. Kuvayi Milliye Birlikleri savaşıyor ve burada başarılı bir şekilde savaşıyorlar.
Özellikle Maraş'ta Sütçü İmam. Antep'te Şahin Bey, Ali Sahip Bey de yine Urfa'da halkı örgütleyen liderler olarak öne çıkıyor. Yine Güney Cephesi'nin sonunu veren Ankara Antlaşması'nı da Sakarya Savaşı'nın ardından Fransızlarla imzalıyoruz. Ve Hatay hariç Güney sınırımızı aslında çizmiş oluyoruz. Ve asıl mevzumuz olan Batı Cephesi'ne şimdi geçiyoruz arkadaşlar.
Burada büyük savaşların neredeyse hepsi burada. Burada şimdi 5 parmağımıza gelelim arkadaşlar. Celal Hoca'nın yaptığı 5 parmağı. Şimdi burada ne var arkadaşlar? Birinci dönü kazandık.
İkinci dönü kazandık. Kütahya Eskişehir bak tut bunu ne yaptık kaybettik. Sonrası Sakarya.
meydan bu arabesi ne yaptık? Kazandık. Büyük taarruz ve başkomutanlık meydan muharebesi ne yaptık? Yunan'ı denize döktük, içinden geçtik. Ne oldu yani?
Ortadaki arkadaşlar kaybettiğimiz, geri kalanları kazandığımız savaşlar oldu. Diyoruz ve devam ediyoruz şimdi. 1. İnönü Savaşı'nı işlemeyle.
1. İnönü Savaşı'nı arkadaşlar kazanıyoruz. Yunanlara güzel bir ders bildiriyoruz ve ordumuza güzel bir motivasyon veriyoruz. Aynı zamanda teşkilatı esası arkadaşlar 1. İnönü Savaşı sonrasında kabul ediliyor.
Sovyet, Rusya ve Afganlarla arkadaşlar dostluk anlaşmaları imzalanıyor. Ve biz bu savaşın ardından Londra Konferansı'na İtilaf Devletleri tarafından çağrılıyoruz. Burada da Londra Konferansı'na bize Sevrim biraz daha yumuşatılmış halini dayatmaya çalışıyorlar.
Ve Osmanlı ile TBMM hükümetini birlikte çağırıyorlar ki ikilicilik çıkarılsın. Biz de tabi ki de kabul etmiyoruz arkadaşlar. Ve yine bizim yaptığımız Sovyet Rusya ile Moskova anlaşması vardır. Önemli bir anlaşmadır. Bu anlaşmayla birlikte eski yani Rusya ve Osmanlı arasındaki anlaşmalar iptal edilmiştir.
Rusya ile dostluğumuz pekişmiştir. Aynı zamanda maalesef Batumu biz arkadaşlar Misak-ı Millinin ilk tavizini Batumu Moskova anlaşmasıyla vermişizdir. İkinci yönlü muharebimiz var arkadaşlar. Burada çok önemli vakalar yaşanmadığı için burayı atlıyorum.
Ana notlarımızda bulunuyor. Oradan yine bakabilirsiniz. Kütahya-Eskişehir muharebesinde ise ne demiştik arkadaşlar? Bakın ortadaki.
Yenildik. Ortada yeniliyoruz bakın. Burada arkadaşlar yenildik.
Ardından da Mustafa Kemal'e başkomutanlık yetkisi veriliyor. Diyor ki al kardeşim ordunun anahtarı. Buyur senin. İstediğin gibi kullan.
Başkomutanlık yetkisi veriliyor. Ve Mustafa Kemal de bunun ardından tekalifi milliye emirlerini yayınlıyor. Halkın elinde ne var ne yok istiyor.
Zaten halk canıyla dişiyle savaşırken bir de kadınlara da savaş çağırıyor. Ne var ne yoksa verin diyor. Orduya bağışlayın diyor. Halkımızda büyük bir fedakarlık göstererek tek alifi milli emirlerine harfiyen uyuyor.
Ardından Sakarya Meydan Muharebesi gerçekleşiyor arkadaşlar. Tam 21 gün 21 gece gerçekleşen bir savaş oluyor. Bu savaşın sonucunda arkadaşlar biz kazanıyoruz. Türk ordusu muazzam bir zafer elde ediyor. Ve İtalyanlar arkadaşlar Anadolu'dan çekiliyor.
Silah depolarını da bize bırakıyorlar. Fransızlarla da Ankara anlaşması yapılıyor. Ve hata yarış güney sınırlarımız belirleniyor.
Kafkas devletleriyle yine Kars anlaşmasını yapıyoruz. Doğu sınırlarımız da kesinleşiyor. TBMM tarafından yine Mustafa Kemal'e gazilik ünvanı ve maraşerlik rütbesi veriliyor arkadaşlar. Evet son savaşımız.
Büyük bir taarruzumuz var. Büyük taarruz ve başkomutanlık meydan muharebesi. Arkadaşlar bu savaşta Yunan'ı denize döküyoruz.
İçlerinden geçiyoruz. Neredeyse bir sene hazırlık yaptığımız bir savaş. Ve sonucunda kazanıyoruz.
Artık hatta savaşla bizim işimiz kalmıyor. Diplomatik basamağa geçiyoruz. Mudanya Ateşküt Antlaşması'nda imzalayarak arkadaşlar savaşın askeri kısmını sona erdirip...
Diplomatik kısmını başlatıyoruz. Diplomatik kısımda ise Lozan Anlaşması var. Burada anlaşılan konulara bakalım birlikte. Boğazlar'da arkadaşlar başkanı Türk olan bir uluslararası komisyon kuruluyor Boğazlar'ın yönetiminde.
Egemen devlet anlayışına aykırı çünkü tamamen bize ait olması lazım ama işte onu tam dayatamıyoruz. İstanbul'un durumundaysa TDMM hükümetine bırakılıyor. Yani tamamen İstanbul bizim oluyor. Aynı zamanda sınırlar Hatay ve Musul hariç ülke bütünlüğü sağlanıyor arkadaşlar sınır kısmında.
Musul sorunu sonraya bırakılıyor. Ve maalesef ki Şeyh Said yüzünden... Musul gidiyor arkadaşlar elimizden.
Hatta arkadaşlar yine ana vatana katılan topraklarımızdan oluyor. Kapitülasyonlar bütünüyle kaldırılıyor arkadaşlar. Ve ekonomik bağımsızlıkta çok önemli bir adım atılıyor kapitülasyonların kaldırılmasıyla.
Ordu konusunda da herhangi bir limitleme, sınırlandırma getirilmiyor. Azınlıklar kısmındaysa arkadaşlar bütün azınlıklar Türk milleti vatandaşı sayılıyor. Ulusal birlik ve beraberlik korunmuş oluyor sevgili arkadaşlar diyoruz.
Çok önemli bir konuyu daha bitiriyoruz. Soru gelme ihtimali çok yüksek olan bir kısmı daha bitiriyoruz. Ve son konumuz olan...
Atatürk'ün ilkelerine geçiyoruz. Şu anda birazcık sesim yavaş yavaş gitmeye başladı arkadaşlar. Hakkınızı ilan edin. Buraya biraz sesim gidik anlatacağım. İnşallah sizler için de keyifli ve güzel geçiyordur diyelim.
Son konumuzu da arkadaşlar genellikle kavramlar üzerinden işleyeceğiz bu konumuzu. İlk ilkemizde arkadaşlar buradan milliyetçilik. Milliyetçilik ilkesinde bakın anahtar kelimelerimiz milli eğitim, Türklük şuuru, milli bağımsızlık, milli dil, milli kültür, milliyetçilik, manevi değer, milli bilinç, Türk-Türklük, misak-ı milli, ulusçuluk, tam bağımsızlık. Bak nerede sen milli görüyorsun? Nerede Türk görüyorsun?
Nerede ulusçuluk görüyorsun? Sen direkt milliyetçiliği yapıştıracaksın kardeşim. Milliyetçilik adresinde Türklük şuuruna, Türklük benliğine sahip olmak, milli bağımsızlığı desteklemek anlamına gelir.
Laiklik yine arkadaşlar, akılcılık. Din özgürlüğü, vicdan özgürlüğü, yenilik, bilimsel düşünme, bilimsellik gibi anlamlara gelir. Laikliğin en temel yapılarını biz nerede görüyoruz? Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasında, insanların istediği gibi dinini yaşamasında görüyoruz. Ve yine burada akılcılık ve bilimsellik de laikliğin anahtar kelimelerindendir.
Bunları da önemini vurguluyorum sizler için. Ardından ne var? Cumhuriyetçilik var arkadaşlar. Milli egemenlik, ulusal egemenlik, ulusal irade, demokrasi, parlamenter sistem, parlamento, meclis, milletvekili, mebus, cumhuriyet seçim.
Yani sen nerede seçim görüyorsun, oy görüyorsun, rey görüyorsun, milletvekili görüyorsun. Bunların tamamı cumhuriyetçiliğe giriyor. Halkın kendi liderinin kendi seçme özgürlüğü cumhuriyetçiliğe giriyor arkadaşlar. Halkçılıkta ise eşitlik, bakın eşitlik, adalet, halk yararı, topluma hizmet. Sosyal yardımlar, sosyal adalet.
Bu tarz kavramlarımızın tamamı yine halkçılığa giren kavramlarımız oluyor. Yani halkçılık aslında devletin sana aşı vurması, devletin sana yol yapması, köprü yapması, işte sağlık hizmeti vermesi, barınma hizmeti vermesi gibi durumlar halkçılığa giriyor arkadaşlar. Sosyal yardımlar yani.
Aynı zamanda inkılapçılık da geri kalan bütün ilkelerimizin neredeyse temelini oluşturuyor. Çünkü hepsi inkılapçılıktan temel alıyor arkadaşlar. İnkılapçılık da çağdaşlaşma, batılılaşma, medenileşme, akılcı ve bilimsel düşünme, devrimcilik... Gelişme ve yenilik, muhasırlaşma gibi kelimelerle karşımıza çıkıyor. Yani bu tarz kelimeleri gördüğünüz zaman direkt inkılapçılığı yapıştırıyorsunuz.
Amacı da arkadaşlar Türk toplumunu daha medeni, daha çağdaş bir hale getirmek. Devletçilik ise arkadaşlar ekonomi, banka, fabrika, para yatırım ve kalkınma gördüğünüz zaman yapıştıracağınız bir kavramımız. Olay da şu arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti daha yeni kurulduğu için özel sermaye o kadar yok.
Yabancılar da o kadar yatırım yapmıyor. Bu yüzden biz ne yapıyoruz arkadaşlar? Devlet elinden biraz daha...
sanayileşmeleri falanları filanları yapıyoruz. Bu direkt devletçiliğe giriyor. Ve yine burada çok önemli karıştırılan kavramlarımız var. Bunlara birlikte bakalım. Burada ilk olarak ulusal egemenlik arkadaşlar birinci dereceden cumhuriyetçiliğe girer.
Yani ulusal egemenlik direkt cumhuriyetçiliğindir. Milli birlik, beraberlik ve ülke bütünlüğü birinci dereceden milliyetçiliktir. İkinci dereceden halkçılıktır. Yani sen ilk olarak diyeceksin ki bu kesin milliyetçilik sonra da halkçılığa girer diyeceksin. Aynı zamanda ulusal bağımsızlık birinci dereceden milliyetçiliktir.
Akılcı ve bilimsel düşünme birinci dereceden inkılapçılık ikinci dereceden... layıklıktır. Çağdaşlık ve batılılaşmada direkt olarak birinci dereceden inkılapçılığa girer diyoruz. Ve arkadaşlar ne yapıyoruz?
2024'de özel TYT tarih full tekrar son tekrarımızı bitiriyoruz. Vallahi gırtlağım patladı. Bayağı 90 dakikadır yani 1.5 saattir kayıt alıyorum şu anda. Kesintisiz konuşuyorum. Umarım sizler de beğenmişsinizdir.
Faydalı da bir video olmuştur. Yine şunu da söylemek istiyorum. Arkadaşlar buradaki bütün anlatımı, editlemeyi, notların hazırlanmasını, yüklenmesini her türlü şeyle kendim uğraşıyorum.
Her şeyini kendim yapıyorum. Çok ciddi de bir emek veriyorum. Sizlerden de ricam eğer ki videoyu beğendiyseniz abi eline sağlık iyi anlattın bravo sana tebrik ediyoruz diyorsanız arkadaşlar videoya bir beğeni bırakmanız ve kanalımızı takip etmeniz.
Yine 2024'de özel tüm derslerin full tekrarlarını bu kanalda bulabileceksiniz. Sınava kalan son bir ay içerisinde de soru tahmin serilerimizle sınava sizleri en iyi şekilde hazırlayacağız. Bomba bir şekilde 2023 hazırlandığımız gibi 2024'de de hazırlanıp sorularımızı tutturacağız diyelim arkadaşlar.
Bu şekilde videomuzu kapatalım. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum. Kendinize iyi bakın.
Sınavınızda bol bol başarılar diliyorum. Öpüyorum sizleri. Bay bay.