tarih 1971 trabzon'da ticaretle uğraşan İmamoğlu ailesinin Ekrem adında bir oğlu olur ekrem İmamoğlu soyadının vermiş olduğu özgüven ile ilk öğrenim hayatından önce Kur'an kursuna başlar bu hamlesi ilerleyen dönemlerdeki seçimlerde kendisine kafadan birkaç puan kazandıracaktı sonra ilkokul lise derken üniversite için Kıbrıs'a gitti burada hayat pek eğlenceli geçmedi ve 1990 yılında yatay geçiş yaparak İstanbul'a geldi bu sıralarda futbola da merak salan Ekrem İmamoğlu uçan çuvall lakabıyla kalecilikte yapmıştır futbol dışında ailesiyle beraber ticaret ile de ilgilenen Eko 1991 yılında o zamanlar dutluk olan Beylikdüzünden ilk arsısasını aldı yine aynı dönemlerde Anavatan ilçe başkanlığı yapmış olan babasının da gazıyla Turgut Özal'ın Anavatan Partisi katıldı kısa sürede partinin gençlik kollarında görev yaparak siyasetin inceliklerini kavradı tabii süreç içerisinde boş durmayan Ekrem aile şirketi ile beraber önce inşaat sonra gıda sektörüne girerek malı mülkü ikiye katladı 2000'li yılların başında anavatanın etkisini kaybetmesi ve Atatürkçü fikirlerinden dolayı siyasi olarak Deniz Baykal CHP'si yaklaştı hızla Beylikdüzü çevresinde tanınan İmamoğlu'na 2004 yılındaki yerel seçimlerde CHP'den Beylikdüzü Belediye Başkanlığı önerilse de İmamoğlu Trabzonspor yönetim kurulundaki görevinden dolayı bu teklifi kabul etmedi 2008 yılında CHP'ye resmi olarak üye olan İmamoğlu bu sefer 2009 yerel seçimlerinde Beylikdüzü için aday olmak istedi ancak partisi tarafından seçilmedi buna rağmen İmamoğlu aynı yıl CHP Beylikdüzü ilçe başkanı seçildi ekrem İmamoğlu CHP Beylikdüzü ilçe başkanlığı görevindeyken partinin ilçe halkıyla daha güçlü ilişkiler kurmasını sağlamak adına birçok faaliyet yürüttü konserler sergiler ve çeşitli etkinlikler düzenledi sosyal yardım kampanyalarıyla halkın bamteline dokundu ekonomun bu başarılı kampanyası 2010 referandumunda da görülmüş yürüttüğü çalışmalar neticesinde Beylikdüzü halkının %54'ü referanduma hayır oyu kullanmıştı böylece İstanbul'da belediye yönetiminin AK Parti'de olmasına rağmen referandum sonucu hayır çıkan tek ilçe İmamoğlu'nun görevli olduğu Beylikdüzü oldu imamoğlu'nun bu büyük başarısı CHP yönetiminin de dikkatini çekmiş ve böylece Karadenizli uşağımız 2014 yerel seçimlerinde Beylikdüz ilçesinin belediye başkan adayı olmuştu bu seçimde de partisinin oy oranını bir önceki seçime kıyasla 20 puan arttıran İmamoğlu kolayca belediye başkanı olur ilçe belediye başkanlık yılları da başarıyla geçen İmamoğlu'nu bir sonraki yerel seçimlerde Beylüdüzünden daha büyük bir sürpriz bekliyordu 2017'de Cumhurbaşkanlığı kabine sisteminin anayasada kabul edilmesi ve ertesi yıl Recep Tayyip Erdoğan'ın bu geniş yetkilerin ilk cumhurbaşkanı olarak göreve başlamasıyla Türkiye yepyeni bir sürece girmişti pandemi merkeziçi yönetim anlayışı ve göçmen meselesi gibi sorunlardan dolayı ülkede ekonomik çatlaklar oluşmuş kemal Kılıçdaroğlu CHP'si de bu çatlakların getirdiği fırsatlarla 2019 yerel seçimlerine gitmiştir kılıçdaroğlu Türkiye'nin en kritik iki ili olan İstanbul ve Ankara'ya yeni Battal Gaziler olarak Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı yeni bir isimmiş gibi piyasaya çıkardı bu hamleyle sol partiden sağ görünümlü iki aday ortaya çıkarmış ikisi de popülerliğine popülerlik katmıştı lakin seçim kampanyalarında en çok konuşulan isim Ekrem İmamoğlu olmuştu ak Parti destekçileri bir anda cilalanmış bir şekilde piyasaya çıkan bu adayı yıpratmak için birçok teori ortaya attı süreç içerisinde İmamoğlu'nun Rum olduğu babasının da papaz olduğu iddia edildi bu sebeple İmamoğlu'na papazoğlu dahi denildi siyasetin demeçleri bu eko hemen kızma ancak tüm bu gelişmelere rağmen İmamoğlu araştırma şirketlerine göre belirlenmiş en ideal muhalefet adayıydı ak Parti'de CHP'nin karşısına popüler bir isim sürmek istiyordu bunun için ortada iki muhtemel aday vardı biri eski Başbakan Binari Yıldırım diğeri de Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tefik Göksuy'ydu göksu'nun tek artısı İmamoğluna iyi sallamasıydı ancak karşısında 20 yıllık tecrübesiyle ağır bir top vardı böylece İmamoğlu'nun rakibi Binali Yıldırım oldu 2019 yerel seçimlerinde tüm gözler bu ikilideydi çünkü İstanbul hem nüfus açısından hem de ekonomik açıdan oldukça mühimdi bu şehri kazanan partisine müthiş bir ran sağlardı ayrıca sembolik anlamda da dikkat çeken bir yerdir istanbul'u alan için Türkiye'nin de yolu açılır en iyi örneği işte karşınızda recep Tayyip Erdoğan 1994 yılında İstanbul Belediyesi'ni kazandıktan sonra her yerel seçimde İstanbul'u mensup olduğu parti kazanmıştır bu sebeple CHP'nin İstanbul'u alması fethetmesiyle özdeşleşecek ve muhalefet büyük bir umut kazanacaktı seçim kampanyalarında parti liderlerinin belediye başkanlarından daha hararetli konuşmaları ve AK Parti ile MHP'nin Cumhur İttifakı CHP ve İyi Parti'nin de Millet İttifakı olarak hareket etmesi yerel seçime bir genel seçim havası katmıştır diğer yandan HDP'nin de gayri resmi olarak Millet İttifakı'nı desteklemesi Cumhur İttifakı'na yeni malzemeler vermişti öyle ki AK Parti rakiplerini terör örgütlerinin güdümünde olmakla suçlamıştır bunlar olurken İmamoğlu seçim kampanyasına devam ediyordu eko özellikle iktidarın basın yoluyla kendisini yıprattığını söyleyerek medyanın taraflı olduğuna yönelik propagandalar geliştirdi zaten süreç içerisinde ekonomik sorunlarda Ekrem İmamoğlu rüzgarının şiddetlenmesine yol açıyordu yani İmamoğlu'nun oturup döviz kurunu izlemesi bile neredeyse yeterliydi nihay'ya seçim sonuçları açıklandı ve CHP başarıya imza atarak ülkenin altı büyük şehrinin beşini kazandı iktidar ise büyükşehirlerin CHP'ye geçmesiyle maddi sorunlar yaşayacağını anladı kılıçdaroğlu'nun keyfi gıcırdı ama dur adamım hemen sevinme istanbul'da durum karışıktı seçimden sonra her iki taraf da kendini başkan ilan ederek sağ solu pankartlarla doldurdu insanların kafası karışmış yeni başkanın kim olduğunu bilmiyorlardı daha sonra açıklanan sonuçlara göre seçimi çok az bir farkla Ekrem İmamoğlu'nun kazandığı anlaşıldı imamoğlu 48,77 Binali Yıldırım ise 48,61 oy almıştı yani aradaki oy farkı 13.729'du videomuza gelen like sayısı daha fazla uyandırayım yani iktidar bu farkı küçümsedi ve sandıklarda hile yapıldığını iddia ederek seçimlerin yenilenmesini istedi aslında bu durum iktidarın uzun bir aradan sonra aldığı kaybın şokuyla saçmaladığı bir şeydi saçma olsa da yine de seçimlerin yenilenmesi kararı alındı ekrem oldukça öfkelenmiş olsa da çare yok diyerek yeniden kampanya yürüttü ak Parti kamuoyunda muhalefetin oluşturduğu tepkiyi dindirmek ve haklı görünmek adına süreç içerisinde yeni bir seçim kampanyası oluşturdu bu seçim kampanyası üç adımdan oluşuyordu birincisi seçimin yenilenmesiyle oluşan mağdur CHP ve Ekrem İmamoğlu'nun elinden bu kozu almak için seçimin neden yenilendiğini vurgulamak ikincisi AK Parti tabanının ne olursa olsun oy kullanmaya gitmesini sağlamak üçüncüsü 1 milyona yakın küskün AK Parti seçmeninin oylarını tekrar kazanmak ayrıca AK Parti bu süreçte Ekrem İmamoğlu'nun isim ve soyisimle değil CHP'nin adayı olarak da dillendirilmesi için özel bir kampanya oluşturdu iktidarın bu kampanyasına karşılık olarak İmamoğlu'nun tek bir söylemi vardı o da seçimleri kazanmasına rağmen mazbatayı alamayan bir mağdur portresiydi 3 aylık bir süre sonunda seçimler tekrar yapıldı ve İmamoğlu bu sefer rekor bir oy alarak yeniden İstanbul'u kazandı evet İmamoğlu onca uğraşın sonunda kazandın neler söylemek istiyorsun ben 16 milyonun kulu kölesi olacağım yapacağım projelerle anılacağım hedefim ve vizyonum vatandaşlarımın rahat etmesidir onların bir tanesini bile üzmeyeceğim onlar benim için birer abi birer kardeş birer abonman ve kral çalışmalarımı hız kesmeden devam edeceğim ama tatilden sonra imamoğlu kafayı dağıttıktan sonra görevine başladı önce çalışma kadrosunu baştan aşağı yeniledi ve binlerce insanı işten çıkardı binali Yıldırım "Hani söz vermiştiniz insanları işten çıkarmayacaktınız" deyince İmamoğlu işe alımların hukuka aykırı olduğunu söyleyerek durumun siyasetle alakası olmadığını söyledi sonra AK Parti döneminde vakıflara aktarılan para akışı kesildi sonrasında İmamoğlu İstanbul'a yeni otobüs ve metro projeleri yapmak için iktidardan ödenek istese de kapılar yüzüne hemen kapandı ekrem "Madem ödenek vermiyorsunuz ben de projeler için kredi çekerim." tribine girse de devlet bankaları "Birader "İktar risk raporun düşük bu yüzden sana kredi veremeyiz de" deyince Ekrem Küplere bindi düşünün İBB'nin tüm maaş işlemlerini yürüten bu bankalar Ekrem'e yüz çeviriyordu karadenizli Uşak kafasındaki projeleri mutlaka gerçekleştirmeliydi bu CHP belediyeciliğinin tanıtılması açısından da muhteşem bir fırsattı her ne kadar özel bankalar kendisine kredi verse de İmamoğlu 3.99 faiz oranı mı olur lan buray insafsızlar diyerek Almanya Bankası'ndan 110 milyon eur'uk kredi aldı bu büyük bir riskti sonuçta kur korumalı kredi kampanyası diye bir şey yoktu türkiye ekonomisi de pamuk ipliğine bağlıydı kurun yükselmesiyle İBB'nin de borçları doğal olarak artıyordu buna rağmen iktidar medyası Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İBB'nin borç vatanda olduğuna yönelik propagandalar yapmaya başladı ekrem ise çalışmaya devam etti ihtiyaç sahibi öğrencilere yurtlar ve burslar vermeye başladı adalarda yoldaş atları fazla mesai yaptıkları için hizmetten çıkardı rakipleri burada bile atların kasaplarda sucuk olduğuna yönelik haberler yapmıştır işsizler için istihdam ofisleri kuruldu yeni açılan kreşler ve tarihi eserlere restorasyonlarda işin cabasıydı cumhurbaşkanının bütçeye onay vermemesi üzerine EBB kendi kaynaklarıyla bu açığı kapattı kent lokantaları ve mobil büfeler kurarak insanlara çok ucuza yemek üretti ancak tüm bu hizmetlere rağmen İmamoğlu gündeme ofsaytlarıyla geliyordu sol bekten atağa çıkıp sağa doğru dripling atan İmamoğlu özellikle akraba eş dost gibi alımlara tamamen karşı olduğunu söylemesine rağmen baldan tatlı baldızını belediyede işe soktu ayrıca iktidar medyasına tatil fotoğraflarıyla bol bol malzeme veren İmamoğlu'nun bu fasolarına rağmen muhalif kamuoyu onu potansiyel cumhurbaşkanı adayı olarak gördü imamoğlu kendisine yüklenen bu misyonun farkında olduğundan dolayı AK Parti karşısında alternatif bir popülist siyaset izlemeye başladı herkesi kucaklayan siyasi politikası CHP'nin geleneksel profilini aşarak toplumun neredeyse her kesibine hitap etmiştir bu AK Parti hükümetine rahatsız eden bir siyaset tarzıydı keza yıllarca AK Parti CHP'yi Kemalistler'in partisi olarak yorumlamış ve söylemlerini buna göre inşa etmiştir ama Velakin İmamoğlu'nun ortaya koyduğu anlayışı AK Parti'nin yıllardır sürdürdüğü bu politikasını zora sokmuştur eko'nun 1 ıbb döneminde sürekli dile getirdiği bir diğer mesele de yapmak istedikleri projelerin hükümet tarafından engellendiğine yöneliktir istanbul halkının hizmet almasının siyasi meselelerle engellendiğini söyleyen İmamoğlu Kanal İstanbul projesinde eliterler garibanlar zeminine çekerek AK Parti hükümetini saraylı ve halktan kopmuş azınlık olarak yorumladı imamoğlu'nun bu stratejisiyle CHP'nin elitizm algısıyla kodlanan imajı da İstanbul nezdinde bir nevi ortadan kalkmıştır tabii ekonomi bu söylemlerinin tutmasının en önemli hatta neredeyse tek sebebi Türkiye'de yükselen enflasyondu imamoğlu bu kodları iyi okumuş ve doğru hamleler yapmıştı yapılan tüm bu girişimler İstanbul Belediye Başkanının kendisine yüklenen cumhurbaşkanı adaylık misyonuna uygun olmak için yaptığı hamlelerdi istanbul teşkilatını da bu yönde revize eden İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı hayalleri Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile arasının açılmasına sebep oldu bu rekabet sırasında İmamoğlu'nun pozisyonu da güç kaybetti 2023 cumhurbaşkanlığı seçimine gidilen süreçte yapılan anketlerde Mansur Yavaş'ın gerisine düşmesi bunun en iyi örneğidir kimileri bu düşüşün sebebi olarak İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığına fazla odaklanıp kenti geri plana atması olarak yorumlasa da tam olarak yıldızın hala sönmedi be İmamoğlu rahatta kal ama yine de Kılıçdaroğlu dayatmayla cumhurbaşkanı oldu ve AK Parti güçsüz olduğu bir dönemde hanesine yeni bir zafer daha ekledi seçimden sonra Kılıçdaroğlu'nu eleştirip değişim çağrısı yapanların başında İmamoğlu vardı ikili arasındaki süreci sizlere basit bir şekilde anlatmama izin verin ekrem oğlum başarıların daim olsun her daim arkandayım teşekkürler genel başkanım ben de her daim sizinleyim sağ olasız canım benim hadi görüşürüz görüşürüz başkanım parti kısa bir karışıklıktan sonra kurultaya gitti ve CHP'de Özgür Özel dönemi başladı değişimle beraber 2024 yerel seçimlerine gidildi seçimde yine hiç şüphesiz gözler İstanbul'daydı belediye Başkanı İmamoğlu kampanya sırasında neredeyse Sırat köprüsünden geçiyordu eski ablası Meral'in desteğini kaybetmiş ve Den kendi adayını çıkarmıştı süreç içerisinde İmamoğlu'nun kaybedeceğine yönelik kamuoyunda bir algı oluştu hatta İmamoğlu kaybederse CHP'nin başına geçer geçemezse de ANAP vari kurar diye söylentilerde yayılmıştı bunlar olurken AK Parti'de belediye başkan adayı olarak Murat Kurumu sahaya sürdü kurum paslanmış bir isimdi ayrıca ustasının önerilerine de pek kulak asmadı polemiğe girmeyeceğiz demesine rağmen Ekrem ile laf dolaşına girmiş ve seviyesini düşürmüştür seçim gecesi CHP büyük bir zafer kazandı ve birinci parti oldu ekrem İmamoğlu da seçimde rakibini 1 milyon oy farklı eledi bununla beraber İmamoğlu tekrar eski gücüne kavuştu ve tekrar potansiyel cumhurbaşkanı adayı olarak gösterildi ekrem İmamoğlu ik belediye döneminde cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili daha belirgin hareket ediyordu "benim asıl rakibim belediye başkan adayları değil Recep Tayyip Erdoğan'dır." diyen mesajlar ile muhalif kitleyi gaza getiriyordu her türlü gömleği giymeyi başaran İmamoğlu'da genel başkan Özgür Özel'in de desteğini almıştı tabii bu destek sonrası kimileri partiyi özgür değil de ekoya yönetiyor triplerine de girmiştir hatta Ekrem'in ANAP kökeni ve mevcut siyaset tarzından yola çıkarak onun CHP'yi Anavatan Partisi'nin kodlarına dönüştürmeyi hedeflediğini savunan bu kitle İstanbul Belediye Başkanıan Mesut Yılmaz veya Süleyman Demirel profilini uygun görmüşlerdi işte Mart 2025'e kadar olaylar böyle gelişti ancak İmamoğlu çeşitli suçlamalardan dolayı içeri atıldı kimileri buna yolsuzluk diyor kimileri CHP'yi bitirme projesi diyor hikaye artık başka bir videoya kaldı ama sanırım tarih tekerrür ediyor [Müzik] t P