Transcript for:
Tensler ve Önemi Hakkında Notlar

Herkese merhaba, ben K4 İngliş'ten YDT uzmanı Hilal Hocanız. K4 İngliş ve Tonguç Kampüs olarak dilciler üve evlat değildir diyoruz. Tonguç Kampüs YouTube kanalında yepyeni bir seriye başlıyoruz.

Sizler için tüm gramer konularını tam da sınava yönelik formatta hazırladık. İlk konumuz tensler. Bu konu önemli bir konudur. Her YDT'de önemli bir yer tutar.

Tensler konusunu sizin için 3 video şeklinde hazırladık ve bomba gibi bir içerik sizi bekliyor. Gramer kampımız hayırlı olsun. Bu videoyu beğenmeyi ve altına yorum yapmayı unutmayın lütfen. Konumuz tensler genel yaklaşımlarla başlıyoruz.

Kalemler, kağıtlar hazır. Pür dikkat beni dinliyorsunuz. İlk olarak karşınızda bir tens sorusu var. Böyle bir soruyu aldığımızda önce soruyu koklayacağız.

Unutmayın burada soruları biz soruyoruz. Ne soruşsun sen diye şıklara bakarak cevap vereceğiz. Kardeşim sen ne soruşsun? Suggest fiili var, have fiili var ve farklı zamanlara göre çekimlenmiş hali var. O zaman bu bir tense, tense sorusu.

İki boşluklu her iki tarafta da tense'in ölçüldüğü bir soru çözüyorum hocam ben diyeceğiz. Tamam peki işimiz burada bitmiyor. Sonra soru köküne çıkacağız.

Orada da yapmamız gereken birkaç tane işlem var. Şimdi sırasıyla size onları anlatacağım. İlk olarak.

Soru köküne şu soruyu soracağız. Kardeşim, anı mısın? Genelleme misin?

Gelecek misin? Yani sen, soru kökünde gördüğün bazı kelimelere ve ipuçlara tutunarak past tense'ler arasında bir seçimi yapmak durumunda kalacaksın. Present tense'ler arasında özellikle simple present mi seçeceksin mesela?

Yoksa future bir expectation, prediction, plan... Gelecekle ilgili beklentiler, tahminler ve planlamalarla ilgili bir koku mu alıyorsun? Soru kökünü koklamak çok önemli.

Buna göre bu 3 sorudan birine cevap aldığımızda 12 tane olan tens sayısını otomatik olarak anı kapısından girdiysek 4 tense düşürüyoruz. Past tense başlığı altında 4 tane tens olduğu için yüklerimizden kurtulmamızı sağlıyor bu basit ve önemli bakış açısı. Şimdi...

Örnek soru köküymüş gibi düşünün karşınızda 4 satırlık bir cümle var ve 2 boşluklu bir soru geliyor. Hemen soruyorum. Anı mısın, genelleme misin, gelecek tahmini misin diye.

Şimdi bazı dataları hep birlikte tespit edelim. Asit yağmurları diyor. Çok güzel. Sonra bakıyorum. İmpex olumsuz etkileri var diyor.

Ormanlar üzerinde temiz sular, böcekler, akuatik yaşam şekilleri, structure'lar, yapılar, köprüler, insan sağlığı üzerindeki etkileri. Şimdi... Lerler yani sürekli genel genel konuşuyor, terimler veriyor, plural isimler atıyor. O zaman ben bu tarz bir soru kökünü gördüğümde burnuma genelleme ya da present tense kokusu geliyor demeliyim.

Tabii ki önceliğim simple present ama diğer present tense'leri de yabana atmanızı istemiyorum arkadaşlar. İşte bu soru kökünde belli kelimeleri taradığınızda yavaş yavaş time'a doğru yaklaşabiliyorsunuz. Bir diğer örnek geliyor. Bu sefer de by the year gördük ve zaten by önemli bir ipucudur.

Until gibidir, before demektir, kadar. 2026 yılına kadar dediğinde buram buram gelecek kokusu geliyor. Buraya hemen kardeşim sen anımsın, genellememisin, gelecek misin diye sorduğumda çat diye cevabı hep birlikte çok rahat bir şekilde yazabiliyoruz. Future tense'sten bir tanesini seçmem gerekiyor.

Ve bir diğer örnek. Bak before'u gördüm. Balkan savaşlarından önce dedi.

Balkan savaşlarıyla ilgili bir soru çözüyorum. 19. yüzyılı gördüm. Bulgar Türkleri dedi. For many years dedi. Eee benim burnuma tarih kokusu geliyor.

Anı geliyor. History geliyor. O zaman past tense'lerden uygun olan bir şeyi seçerim. Kardeşim sen anısın der. Ve seçeneklerdeki present ve future yapılardan uzaklaşabilirim.

Peki buna ne dersiniz? From the late 1960s. Through the early 1980s dedi.

From to kalıbına ya da from through kalıbına dikkat et bak. 1960'ların sonundan 1980'lerin başına kadar diyor ve endüstrideki yeni antibiyotikle ilgili gelişmelerden bahsediyor ve daha sonrasında da kendisine zaten ipucu veriyor. Anımı genellememi gelecek mi diye sordum ve yine anı kapısından yani önceliğimin pastenslerden.

biri olması gerektiğine karar vererek girişimi yaptım. Şimdi soru köküyle sorduk ya böyle anı mısın, genelleme misin, gelecek misin? Time'ını bulmaya çalışıyorum aslında. O çok kuş bakışı bir bakış açısı. Sonra bunu one step further, bir tık daha ileri götür.

...türmemiz gerekiyor. Ne yapacağız orada? E zaman ifadesi arayacağız. Düşünseniz zaten ten sorularında belli senaryolar üzerine koruludur. Soru köklerinde fix bazı şeyler vardır.

İşte time expression'lar ya da sıklık zarfları bizim için biliyorsunuz ki çok önemli ipuçlarıdır. Hemen daha detaylı taramanı yapıyorsun soru kökünde ve orada bir zaman ifadesi varsa onu bulmaya çalışıyorsun. Mesela so far'ı gördüm, recently'i gördüm.

Lately'i gördüm ya da in recent times'ı gördüm. Hemen aklıma ne gelecek? Present perfect ya da present perfect continuous olabilir. Adrese teslim bir soru çözüyorum demektir. Ya da usually, often, generally gibi sıklık zarfları genellikle sık sık gibi.

Bunları biliyorsunuz ki biz daha çok simple present tense'de ya rutinleri anlatmak için kullanıyoruz. Genel geçer durumları ya da always true information her zaman doğru olan bilgileri vermek için. Peki...

Üçüncü satırda verdiğim egoları bak bitmiş eylemler ve spesifik zaman kavramları. Ben bunlara nokta zaman in the past diyorum. Geçmişte çok spesifik nokta bir zamanı veriyorsa zaten simple past önceliklidir ama burada da past tense'lere gitmemiz gerekiyor.

65 bin yıl önce 17. yüzyılda gibi zaten soru köklerinde bu tarz kalıpları görmeye hepimiz çok alışığız. İşte bu da yapmamız gereken ikinci şey. Bu taramayı yapmak neden önemli? Bak mesela soruya şimdi ben burada cultures'ı gördüm ya kültürler diyor, daha fazla ipuçları diyor, neye dair ipuçları? Geçmiş inanışlara göre ipuçları diyor.

Genel genel konuşmaya başladı zaten. Anı kapısından girme buradaki past beliefs bir sıfat tamlaması. Onlara dair daha fazla ipuçları diyerek düşüneceksin.

O zamana işaret eden bir zaman ifadesi değil arkadaşlar. O bir tuzak aslında. Peki o zaman ben buradaki plurallardan dolayı present'a yani genel genel konuşmaya yaklaştım ya. Bir de şuradaki recent times'ı görünce oh dedim adrese teslim bir soru çözüyorum. İşte o zaman benim aklıma recently, in recent times ya da işte lately gibi yapılar geldiğinde ya da keyword'ler gördüğümde ne geliyordu?

Present perfect geliyordu. Çat diye cevaba gider. Diğer şıklara. prim bile vermezsin.

In cultures that have survived up to more recent times, günümüze kadar daha güncel olan zamanlara kadar hayatta kalmış olan kültürlerde we may find bulabiliriz neyi, daha fazla ipuçlarını neye dair geçmiş inanışlara dair diyor. İşte zaman ifadesinin soru kökünde görülmesi ve o zaman ifadesinin istediği tensi ona vermek adrese teslim soru demektir. Peki eğer Simple Present ile girişimizi yapalım artık.

İşte bu hani yapmamız gereken o ilk iki genel yaklaşım vardı ya bir soru kökünü tartıyorum. Anı mısın, genellememisin, gelecek misin diye soruyorum. Böylelikle time'lar arasında soruya göre en mantıklı olanı seçip yüklerimden, diğer time'lardan, diğer tense'lerden, yüklerimden kurtuluyorum. Sonra birazcık daha detaylı bir şekilde soru köküne bakıp oradaki zaman ifadelerine, sıklık zarflarına varsa eğer dikkat ediyorum.

Ve onların istediklerini veriyorum. İşte şimdi simple present söz konusu olan ilk tense eğer. Geniş zamanda biliyorsunuz ki simple present nedir?

Rutinlerdir ya da bilimin tensidir değil mi? İşte yapmam gereken şey ne? Eğer ben bir sorunun şıkkında simple present'ın doğru olduğunu düşünüyorsam soru kökünde şu sıklık zarfları var mı? Bir bak bakalım. Sıklık zarflarını arayacağız tamam mı?

Neler var hocam burada? İşte always'in bütün türevleri var. Often ile frequently aynı şeydir. Bu da Restatement sorusunda doğru cevabı direkt etkilemişti. Soru kökünde often verip şıkta frequently olan tek şık denizliydi ve o doğru cevaptı mesela.

O yüzden sıklık zarflarının varsa yakın ve eş anlamlarını bilmek de çok büyük bir artıdır bizim için. Usually, generally, sometimes, occasionally, bazen, ara ara, genellikle, barely, rarely, scarcely, seldom, almost never, neredeyse hiç, neredeyse asla gibi. Yüzdeliği sıklığı sıfıra yaklaştırdığımız sıklık zarfları. Bunları gördüğümüzde aklımıza geniş zaman geliyor.

Sadece bunlar mı var hocam? Tabii ki hayır. Hep diyoruz ki at gözlüğüyle bakmayalım.

Hep birazcık daha esnek bakmakta fayda var. Çünkü ÖZDM akla ilk geleni sormayı sevdiği kadar ters köşeler yapmayı daha dolaylı olan anlatımları sormayı da çok seviyor. O yüzden her zaman böyle armut piş ağzıma düş olmayabilir. Peki şunlar ne? Bunlar da aslında çok zor değil ki.

Bunlar da bir zaman ifadesi ve yine soru kökünde bu zaman ifadelerini gördüğümüzde önceliği simple present tense'e verebiliriz. Every day, on weekdays, in the mornings, at nights, once a week, once a month dediğimizde her gün, hafta içi günlerde, sabahları, geceleri... Burada da ayda bir kez dediğimiz her şey zaten rutine götürmüyor mu bizi, düzenli aktivitelere götürmüyor mu?

Bunların istisnaları olabilir ama ilk etapta akla simple present tense gelmeli. ÖZM her zaman alıştığımız şey mi soruyor? Hayır, bazen ezber bozuyor. İşte gördüğünüz bu diğer ifadeler adı altında verdiğim kelimeler, yapılar aslında advance yapılar da olarak adlandırılabilir. Biraz kelime bilgisi de istiyor.

New Modern, novel, yeni, modern ve güncel demektir. İşte yeni araştırmalar, yeni çalışmalar diyebilir mesela. Findings, experiments, statistics, every animal ya da most animals diyebilir. Bitkiler, insanoğlu, canlılar, çocuklar.

Bilimlerin adını verebilir. Mesleklerin ve uzmanlıkların, meslek dallarının isimlerini verebilir. Astronomers diyebilir. Psychologist diyebilir, scholars diyebilir, experts diyebilir, intelligence test, comets, countries gördüğünüz gibi bütün çoğul eklerle birlikte gelen bilimsel sınıflandırmalar, kategoriler, meslek dalları, bilimin dalları bizi yine simple present'a yaklaştırabilir arkadaşlar.

Simple present deyince akla ilk gelmesi gereken en çok soru getiren bizim sınavlarımız akademik sınavlar olduğu için. ÖSYM tabii ki sana simple present'ı soracaksa senin günlük rutininle pek sormaz, ilgilenmez. Bize neyi sorar? Bilimi sorar tabii ki. Bilimsel gerçekleri, genel geçer durumları onlara general truth, general facts diyoruz.

Ya da always true information yani kişilerle ilgili de olabilir. Genel geçer olan bütün durumları sadece bilimsel değil, bütün durumları anlatmak için ne yapıyoruz? Geniş zaman kullanıyoruz. İşte sağlıktan alınmış bir cümle bakın.

The average human body. Ortalama insan vücudu carry's taşır neyi? 10 times more bacterial cells than human cells.

İşte ortalama insan vücudu 10 katı kadar daha fazla bakteri hücresini taşır diye şurada simple present'ı attık ve bilimsel bir gerçekten bahsettik. İşte bunu şuradaki çoğullardan, terimlerden, sağlık temasından dolayı bu bilimle ilgili yani genellemeler var. Dolayısıyla benim burada simple present'a...

Yaklaşmam lazım şeklinde bir bakış açısı yaklaşım benimsemenizi istiyoruz. Peki rutinler değil mi? Bir de düzenli aktiviteler tabii ki. Geniş zaman denilen Simple Present bize rutinleri anlatır.

Bakın My Boss Has A Daily Routine diyerek giriş yaptı. Patronumun günlük bir rutini var. Sabahları gazeteleri okur ve ailesiyle kahvaltısını yapar dedi. Ve yine Simple Present'ı sıraladık. Düzenli alışkanlıkları ve rutinleri, aktiviteleri anlatmış olduk.

Bir de ne var biliyor musunuz? Kitapların, filmlerin, müzede sergilenen eserler, oyunların, platları, senaryoları bunlar geçmişte yazılan, üretilen şeyler olsa bile onların vermeye çalıştığı eserin içindeki mesajlar, filmin senaryosu, bir tiyatro oyununun içindeki anlatılan hikaye aslında yine nedir biliyor musunuz? Zamansız gerçektir.

Sanki yine always true information'mış gibi yaklaşıyoruz. Ve kitapların, filmlerin, oyunların, senaryoları ve konuları anlatılırken de tarih olarak soru kökünde pas bir ifade olsa bile o bir tuzak olabilir. Konuyu, senaryoyu zamansız bir gerçek olarak düşünüyoruz ve yine önceliği simple present tense ile veriyoruz. Mesela in a TV series called House of Cards, House of Cards adlı televizyon dizisinde Kevin Spacey yani Frank Underwood plays, oynar neyi?

Daha fazla güce sahip olmak için elinden geleni fazlasını yapar diyor. Ve bakın oradaki o dizideki karakterin yapmakta olduğu hikayeyi, senaryoyu bize geniş zaman kullanarak öykü dili diye düşünebilirsiniz. Geniş zaman kullanarak anlatıyor, hikayeyi bize aktarmış oluyor. Şimdi bizim bazı phrasal verblerimiz var.

Date back to. Go back to. Bunlar ne anlama geliyor hocam? E dayanmak. Başka?

Date from. Den gelmek. Şu tarihten gelmek deriz ya. İşte bu tarz gördüğünüz phrasal verbler devamında o soru kökünde tabii ki bir past zaman alıyor, tarih alıyor. Dolayısıyla orada biz bunun past çekimlenmesi gerektiğini zannediyoruz normal olarak ama bu bir istisnadır.

O yüzden size kilit nokta olarak verdik. Eğer siz seçeneklerde... Date back to, go back to ve date from fiillerinden ölçülüyorsanız arkadaşlar soru kökünde istediği kadar pas zaman ifadesi olsun.

Present simple'a öncelik vermek gerekiyor. Word 1 kullanıyoruz. Hemen örnek soru gelsin. Bak kastettiğim tam da şurası. Gördünüz mü?

M.Ö. en az. 2000 yılına dayanmaktadır diyor. Ne?

Hindu medeniyeti. Tamam şimdi bu noktada eğer şuraya dikkat kesilen bir öğrenciysen sen orada anı var orası past diyeceksin. Ve seçeneklerde past olanlara gideceksin.

Ama bunlar eleniyor arkadaşlar. Kural çünkü bize ne diyor? Eğer date back to fiili varsa öncelik geniş zamanda yani simple present olmalıdır.

Adana doğru cevaptır. Hadi yerleştirelim. It is known that.

The Hindu civilization dates back to at least 2000 before common era diyor ve milattan önce en az 2000 yılına dayandığı Hindu medeniyetinin bilinmektedir şeklinde çeviriyoruz. Yani aslında şurada verilen bilgi de ne oluyor aslında? Scientific fact oluyor.

Oradaki zaman değil, oradaki bilgi önemli oluyor. Ve burası bilimsel gerçek olarak adlandırılıyor ve geniş zaman çekimleniyor. Dersin başında sizin karşınıza Böyle bir soru gördüğünüzde nasıl yaklaşmalısınız demiştim ya.

İşte o soruyu şimdi hazırsanız çözüyoruz. Şimdi findings'ı gördüm, plural, hoşuma gitti. Levels of emotional distress'ı gördüm, korelasyonu gördüm, academic performance, overall öğrencilerin dropout oranları vs. derken kardeş, alı mısın, genelleme misin, gelecek misin, past mısın, present misin, future misin?

Bütün o past tenses, present tenses, future tenses'i düşünmekte fayda var tamam mı? Sonra bütün bu çoğullar, lerler, bilimsel terimler gördüğümde dedim ki ben burada genellemeden yan oyumu kullanırım ve önceliği present tense'se veririm. Ve bu mantıkla şıklarda Ceyhan'a eledim, Denizli'nin ikinci tarafına eledim, Edirne'nin ikinci tarafına eledim. A mı B mi diye bakacağım. Artık daha ince görebilirsin.

Hangi şık daha şık diyeceğim ve Will için soru kökünde sebep var mı diye soracağım. Future time expression görüyor musun? Hayır. By the time var mı? By 2056 var mı?

Hayır. O zaman Bursa'ya da bye bye diyorum ve Adana doğru cevaptır. Finding suggests that.

Bu bulgular ileri sürmektedir ki diyor. Ve yüksek seviyelerdeki duygusal kaygının have a direct correlation doğrudan bir ilişkisi korrelasyonu olduğunu söylüyor. Gördüğünüz gibi bu soru simple present'ı bilimin tensini ölçen bir soruydu. Doğru cevap aşıklıydı. Bir diğer present tense de present continuous.

Türkçesi şimdiki zaman. Özellikle hangi zaman ifadeleriyle güzel gidiyor derseniz, üç farklı kategoride topladık biz bunları. Konuşma anını anlatan zaman ifadeleri, now, right now, at the moment, for the time being, at present gibi yapılardır. Geçici eylemleri yani temporary situations dediğimiz durumları anlatırken, nowadays, bugünlerde, these days, currently, this year, this week gibi yapıları görebilirsiniz. Bunlar da ben bu aralar bunu yapıyorum.

Bu belli ki geçici eylem devam etmeyecek yani bir rutin değil geniş zamana gidemiyorum o yüzden de şimdiki zamanı seçiyorum dememizi gerektiren ipuçlarıdır. Ve tabii ki planları anlatırken de kesin planlarımızı anlatırken de present continuous'u kullanabiliriz. Be going to alternatif olarak tonight, at the weekend, next month, next friday gibi yapıları gördüğümüzde de yine present continuous'un gelecek anlamını düşünmekte fayda var. Bir de kademeli eylemleri anlatırken...

present kontinüsü kullanıyoruz. Aslına bakarsanız orada kontinüs tenslerin hepsini kullanabiliyoruz. Past kontinüs, present kontinüs ya da future kontinüs olabilir ama öncelikle madem biz present kontinüsü anlatıyoruz, size bunu onun üzerinden anlatayım.

Olur mu bu mantığı? İşte gradually ne demek? Kademeli, yavaş yavaş, derece derece, git gide, more and more, gittikçe, day by day, günden güne demektir.

Bu ifadeleri soru kökünde gördüğümüzde, ha burada bir artış azalış var, bir kademe durumu var. Yani geçici bir eylem var. Yerinde saymıyor ya artıyor ya azalıyor diyeceğiz. İşte o yüzden de öncelik yine present continuous'un olacak. Her hair is getting white gradually.

Onun saçı gitgide beyazlıyor. Ya da day by day my cousins are getting used to living in a big city. Günden güne benim kuzenlerim büyük şehirde yaşamaya alışıyor şeklinde düşünebilirsiniz. Tekrar söylüyorum.

Eğer soru kökünde pas zamanlarla oluşturulmuş bir kontekst varsa bu yapıları gördüğünüzde Present continuous diye diretmeyin. O durumda da yine continuous bir şey seçeceğiz. Ama duruma göre past continuous'a, duruma göre future continuous'a bile atıfta bulunabiliyoruz bunlarla. İşte until she died, o ölene kadar. Her health was deteriorating gradually derse, onun sağlığı günden güne kötüleşiyordu.

Ne zamana kadar? O ölene kadar diyorsun. Anlatabildim mi? O yüzden sorudaki zamanı koklayarak kararımı... kontinüs olanlardan hangisine vereceğim hangisinden yana kullanacağım o iş sende soru köküne bakarak bunu belirlemek çok da zor değil aslında neydi kelimelerimiz gradually more and more day by day geldik present perfect Present Perfect'te gri tense diyorum ben.

Ne beyaz ne siyah. Ne tam pas ne tam present. Hepimizin yumuşak karnı. Türkçe'de tam karşılığı olmayan bir tense olduğunu biliyorum.

ÖSM'de bizi zaten yumuşak karnımızdan vurmayı çok seviyor. Çok kez doğru cevap olmuşluğu vardır Present Perfect'in. İlk olarak niye var hocam? Nerede var bu tense? Niye kullanıyoruz diyorsanız.

  1. Indefinite time yani belirsiz zamanlar. 2. Completed action. Bak bitmiş bir eylem var.

Ama zamanı belli değil. Şimdi present simple past ile niye karışıyor? Orada da bitmiş bir eylem var. Ama orada zaman belli oluyor. İşte aradaki fark budur.

O yüzden bu böyle birazcık daha ortaya sallıyor. Gretent diyoruz. Ne her zaman tam bir past ne her zaman tam bir present.

Örneğe bakalım gel. I have been abroad twice. Ben yurt dışına iki kere çıktım. Eee bitmiş eylem bu.

Ben şu an yurt dışında değilim. Çıktım, gittim, geldim. Soruyorum. Hocam ne zaman çıktın sen yurt dışına?

Ben sorusunun cevabı geliyor mu? Hayır. İşte eylem bittiği halde, yurt dışına gitme eylemi olduğu halde, ne zaman gittim diye sorduğunda cevabı gelmediği için bunu bir life experience olarak düşünebiliriz. Zaman, yaşam tecrübesi.

O yüzden de present perfect'i seçiyoruz. Tekrar ediyorum. Eylem bitti ama soru kökünde net bir nokta zaman in the past yok. Past bir zaman ifadesi yok.

O zaman ne yapıyoruz? Present perfect doğru cevap olabilir diye düşünüyoruz. Düşünmekte fayda var.

Bir diğer kullanıma geldik. Hani hep şu hikaye dili gibi. Geçmişte başlamış günümüze kadar devam etmiş.

Kendisi olmasa bile etkisi devam etmiş deriz ya. Evet bunlar biraz sıkıcı anlatımlardır. Ama orada olay şu. Bir olay geçmişte başlıyor ve hala daha günümüze kadar köprü tense'dir bak bu.

Past ile present'ı bağlayan aradaki o köprü olan tense present perfect'tir. Ve mutlaka now noktasına etkilemesi gerekir. Mesela İnternet geçmişte hayatımıza girdi değil mi? Çok tabii ki yakın geçmiş diyebiliriz. Eee internet hayatımıza girdiğinden beri bütün dünyayı seni beni alışkanlıklarımızı değiştirdi mi?

Evet. Hala değiştirmeye devam ediyor mu? Evet işte o zaman o durum ne oldu?

Bak geçmişten günümüze kadar etkisini sürdürdü. Situations up to now dediğimizde now noktasına kadar gelen ve etkileyen durumlar diyebiliriz. The internet has changed the world. A lot in recent years'ı istese koyar, istese koymaz. Ama ben yine de derim ki internet denen şey geçmişte hayatımıza girdi.

O gün orada etkisi bitmedi. Hala değiştirmeye devam ediyor birçok şeyi. İşte bu da o aradaki köprü pastı günümüze taşıyan aracı tensi present perfect olarak seçmemizi gerektiren bir durumdur arkadaşlar. Bu da çok fazla test edilir sorularda.

Bir de sürekli repeated yani tekrar edilen eylemler var. Atıyorum. O gün içinde yani içinde bulunduğumuz gün içerisinde ben 3 kahve içtim, 5 veli görüşmesi yaptım, 4 tane telefon araması yaptım.

İşte bak rakamlar veriyorum farkında mısınız? Bunlar repeated actions oluyor. Tekrar eden olaylar oluyor.

O gün bitmediği için 5, 6, 7. kez de gelebilir bu. O ana kadar olan sayıyı veriyorsun ve rakamı verdiğimizde repeated actions da how many times have you taken the exam? Sen şu ana kadar kaç kere sınava girdin diyorsun. Bak yine aslında life experience soruyorsun.

I have taken the exam twice. İki kez sınava girdim. Repeat detection ne orada?

İki kere sınava girme eylemi. Ya da your wife has called you five times already. Bak bugün senin eşin seni bugün çoktan zaten beş kere aradı diyorsun.

Ve yine oradaki rakamı, tekerrürü, sayıyı veriyorsun. İşte böyle durumlarda yine present perfect kullanıyoruz. Present perfect continuous'u bu durumda kullanamazsınız. O da zaten onun farkı olacak.

Birazdan ona da değineceğim. Spesifik kalıplar var. Adrese teslim, süperlatiflerle, this is the first time'larla elde ettiğimiz o cümle girişleri vardır ya. This is the most delicious food. This is the third time.

Bu benim yediğim en lezzetli yemek. I have ever eaten'ı gördün mü? Ya da this is the third time I have been abroad dediğinde. Sen yine aslında bu kalıpları boşuna kullanmıyorsun. Yaşam tecrübeni anlatıyorsun.

İnsanların ömründe o ana kadar başından gelmiş geçmiş olayları aktardığı tense zaten present perfectir ki bu diyor benim şu ana kadar yediğim en lezzetli yemek. Ya da this is the third time. Bak bu üçüncü kez diyor. Benim yurt dışına çıkışımın üçüncü seferidir diyor. Ve burada aslında farkı yaratan daha dikkat etmem gereken yer neresi?

This is the most. This is the third gördüğümde cümlemde tense'imin present perfect olması gerekiyor. Kuralını hemen soruda hatırlamamız lazım.

Present perfect bizim yumuşak karnımız ya hani. Biz onu past tense'dan ne diyoruz ya? The simple past var biliyorsun.

İşte bu ikisinin arasında kalmanızı ÖSYM çok istiyor. Orada tuzak kuruyor bizi aslında. İki şıkka çok bırakıyor. Özellikle nerede?

Bir, gramer sorularında. İki, close testlerde. Zaten close test de biliyorsunuz ki grameri ölçmenin en mantıklı araçlarından biri. Peki böyle durumlarda close testte ya da herhangi basit kısa bir gramer sorusunda benim şurası soru köküm olsun. Bütün şıkları el edin A'ya ve B'ye kaldın tamam mı?

Yani simple past mı present perfect mi? Git gel yaşıyorsun işte bu ikiliye niye bırakıyor? Çünkü biz ikisini de past zannettiğimiz için.

Evet present perfect'in de bitmişlikle ilgili bir durumu var ama zaman yoksa ne yapacaksın? Soru kökünde kontekste sana when sorusunun cevabı olabilecek bir kelime. Sıklık zarfı zaman ifadesi veriyor mu vermiyor mu?

Vermiyor mu? When diye sordun cevap gelmedi. O zaman present perfect'e gideceksin. When diye sordun orada 17th century dedi 17. yüzyıl dedi in 1926 dedi o zaman ne yapacaksın? Tabii ki simple pasta gideceksin.

Seçeneklerde bu ikisine kalabilirsiniz. O noktada when sorusunun cevabı var mı yok mu ona göre tıkır tıkır bu soruyu yine çok rahat çözebiliriz. Sürekli bunu yapıyor SEM'e aklınızda bulunsun. Hadi soru gelsin bakalım. An number of studies that a given level of carbon dioxide in the atmosphere Less warming than previously thought dedi.

Kardeşim ne sorusun sen? Concrete fiili var, produce fiili var hocam. Sonuç çıkarmak ve üretmek.

Fiillerin zamanlara göre çekimlenmiş hali varsa tense ile gireceğim, tense ile çıkacağım. Tamam. Peki soru kökünde anımı genelleme mi gelecek mi? Ne kokusu alıyorsun?

Araştırmalar diyor, atmosfer diyor, daha az ısınma diyor, karbondioksit seviyesi diyor, diyor da diyor. Yani aslında... Present'da kal dostum diyor değil mi? Genellemeler, present tense'ler, tabii ki simple present başta olmak üzere diğerlerini de düşünmekte fayda var.

Bu mantıkla ben şimdi eleme yapabiliyor muyum şıklarda? Edirne gitti, Denizli gitti, viller için future time expression'lar gerekir biliyorsun. A'da da concluded demiş. Eee Ceyhan doğru cevaptır. A number of studies have concluded that.

Çok fazla sayıda araştırma sonuç çıkarmıştır ki. Atmosferdeki belirli verilen seviyedeki karbondioksit üretir neyi? Eskiden düşünüldüğünden daha az ısınmayı üretir diyor. Bak burada bilim var.

Scientific fact var. Peki burada ne var hocam? Sor soruyu.

Enamber of Studies bir sürü araştırma sonuç çıkartmış ya. Ne zaman sonuç çıkarttı? When diye sorduğunda soru kökünün herhangi bir yerinde ne zaman sonuç çıkarttığı sorusunun cevabı zaman ifadesi olarak geliyor mu gelmiyor mu? Gelmiyor. İşte bu durumda tabii ki Ceyhan'a gidiyorum.

When'in cevabı yoksa completed action, bitmiş eylem ama ne diyeceğim? Indefinite time. Bitmiş eylem, belirsiz zaman diyeceğim ve C şıkkını oynaya oynaya seçeceğim. Recently çok önemli biliyorsun değil mi? Duymuşsundur.

Recently var, lately var, up to recent times, in recent times. Yani recent'ın bütün o türevleri ne demek? Son zamanlarda demek.

Ve present perfect tense de sıkça kullanılan, sorularda baya baya öseğmenin faydalandığı bir kelime zarftır kendisi. Ama dikkatli olmamız gereken bir şey var sevgili dilci tayfa. O da until recently.

Ne demek until recently hocam? Son zamanlara kadar demek. Ben bazen bunu daha da öğrenciler... kolay anlasın diye until recently gördüğünüzde ona in the past muamelesi çekin diyorum.

Hani net olsun kafanız karışmasın. Yarın böyle unutup bir şeyler araya girdiğinde ya bu present miydi demeyin diye until recently neymiş? In the past'mış.

Türkçesini aslında son zamanlara kadar yani geçmişte gibi düşüneceğiz. İşte until recently gördüğümüzde kural değişiyor. Recently present perfect'e yaklaştırırken bizi anlayamadık.

Until recently bizi nereye yaklaştırıyor? Bakın verb 2 yani simple past. Until recently geçmişte son zamanlara kadar Anna worked as a teacher in Japan.

Japonya'da Anna bir teacher olarak çalıştı, öğretmen olarak çalıştı cümlesinde. Until recently bizi simple past tense'e yaklaştırmalı. Seçeneklerde present perfect'e hemen atlamayın.

Belki de hiç görmeyeceksiniz. Şaşırmayın. O bir simple past sorudur diyeceğiz.

Recently vs. Until Recently. Hadi bir tane daha soru gelsin bakalım. Bak Until Recently'i gördük mü?

Şu ana kadar bilim adamları Fossa'nın düşündüğü felin özellikleriyle birlikte primitif, ilkel bir kedi türü olabileceğini. Ne kadar kolay bir soru çözüyoruz farkında mısın? Adrese teslim soru bu demek işte.

Şıklarda Bursa elendi, Ceyhan elendi, Denizli elendi. Adana ve Edirne'ye kaldığımda hemen aklıma şu kural gelecek. Bu Present Perfect mi istiyordu Until Recently yoksa onun numarası tuzak mıydı? Until Recently'i gördüğümde tabii ki seçeneklerde Verb 2'ye Simple Past'a gitmem gerekiyor diyorum ve Edirne'yi yerleştiriyorum.

Until recently scientists thought the fossa with its feline features was a primitive kind of cat dedik. Şu ana kadar geçmişte bilim adamları fossanın feline kedilere ait olan özellikleriyle birlikte bir nevi kedinin ilkel türü olduğunu düşündü şeklinde çevireceğiz. Bu tarz sorular ara ara test ediliyor.

Aklınızda bulunsun bu kuralı unutmamanız gerekiyor. Gafil avlanmamak için. Sen Filov'a dikkat ediyor musun peki?

Fidov ne hocam dediğini de duyar gibiyim. Belki aranızda bunu bilen ve duyanlar vardır. Fidova da dikkat edeceğiz sevgili dilci tayfa. Nerede? Present perfect tense ya da present perfect continuous'ta da.

Fidov bir akrostiş tamam mı? Hadi bir çalışalım bakalım. Açılımı var.

For, in, during, over, within gördüğümüzde yanına the last ya da the past artı uzun süreç geliyorsa. Yani Fidov denilen şey aslında şu gördüğünüz edat. Fakatların ilk harflerinden bizim elde ettiğimiz bir kodlama tamam mı? Sonrası önemli ama bak bunları görmen yetmiyor. Yanında the last, the past var.

Bu da kafa karıştıran şey. Çünkü the last, the past tek başına gelse ben ana hocam deyip simple past'a gideceğim. Ama orada for artı süreç gibi düşünüyorsun orayı.

Ve the last, the past'tan sonra uzun bir süreç geliyor. Şartın now noktasına dokunması. Hep derdimiz present perfect veya present perfect kontinüsta ne? Mutlaka bugünü...

Etkilemesi ve dokunması gerekiyor. İşte soru kökünde for in during over within artı the last ya da the past ve yanında uzun zaman süreç varsa seçeneklerde öncelik present perfectin ya da present perfect continuousun olmalı arkadaşlar. Hemen örnek gelsin.

During'i gördün mü? Tamam. The last dedi mi?

Evet. During the last three weeks diyerek ne yaptı? Son üç haftadır dedi. Üç hafta önceye git ve bugüne gel.

now noktasına dokunuyor. İşte şartım buydu. Ne yapıyorum?

Present perfect ya da present perfect continuous kullanabiliyorum. During the last three weeks we have been arguing with my brother dediğinde son üç haftadır biz kardeşimle, abimle sürekli kavga ediyoruz diyor. Gördüğünüz gibi bu da yine çok önemli bir bilgidir. Staff bir bilgidir. Bu kuralı tekniği bilen biri sınavda öyle bir soru geldiğinde ihya olur ki gayet fazla sayıda bu bilgiyi ölçen soruları da görüyoruz.

Bir de bu kilit noktayı şöyle bir tablo içinde görelim. İlk harflerden bir acrostiş çıkarttık bakın. Ondan sonra devamında bu ikisinden birini tercih ettim.

Şartım buydu unutma. Arkasından da uzun uzun uzun uzun now noktasına dokunan bir süreç gelmesi gerekiyordu. For the last five weeks son beş haftadır.

During the past three years son üç yıldır. Over the last six decades son 6-10 yıldır yani 60 yıldır demek istiyor. Within the past 2 centuries son 200 yıldır şeklinde geçmişte başlıyor ve mutlaka now noktasına eylemi taşıyor gördüğünüz gibi bu kalıplar. Adrese teslim soru çözmek işte budur.

Eğer o bilgiyi biliyorsan çok kolay soruyu çözüyorsun. Hem moralin yerine geliyor hem çok hızlı çıkıyorsun o sorudan. Bunun çok fazla artısı var. Unutma kural bilen güçlüdür.

Teknik demek kuralı bir uygulamak demektir. During'i gördün mü? Aldım.

Yanında the past'ı aldım. Bir de few decades'ı aldım. İşte birkaç on yıldır, birkaç on yıl boyunca prescription drugs, reçetelenmiş olan ilaçlar nokta nokta nokta widely to control the symptoms of depression.

Depresyonun semptomlarını kontrol etmek için geniş kapsamlı bir şekilde. Şimdi gördüğün gibi genellemeler var. Present'da kaldım.

Ama sonra when diye sordum. Uzman bakışına geçtim. O tense dair saf bir bilgi var mı kafamda, beynimde onu tarıyorum.

Var, Fido var. During the past few decades Fido'dur dedim. Çağat hemen soruyu adresine yani doğru cevaba teslim ettim.

Şıklara gel. A'ya bay bay diyorsun. C'ye gitti. Denizli'ye, Edirne'ye hiç olmaz çünkü onlar pas. Doğru cevap Bursa'dır.

During the past few decades prescription drugs have been used. Kullanılmıştır geniş kapsamlı bir şekilde. Niye? Kontrol etmek için diyor. Bursa...

doğru cevaptı. Present perfect'in pasifi sorulmuş gördüğünüz gibi. Bu tarz sorular özellikle klosteslerde yine karşınıza gelebilir.

Present perfect'in uzun abisi var. Bir de present perfect continuous have has been verb ayıncı. Aslında hemen hemen kullanımları aynı sevgili dilci tayfa. Çok büyük bir değişiklik yok. Situations up to now.

Şu ana kadar devam eden durumlara eylem geçmişte başladı. Hala daha devam ediyorsa eğer bunu vurgulamak için tabii ki continuous özellikten faydalanmak gerekiyor. İşte mesela kendimden bahsedeceğim. Ben bir öğretmen olarak 16 yıldır çalışıyorum. Geçmişte başladı hala devam ediyor.

Süreci vurgulamam lazım. O yüzden I have been working demek daha şık oluyor aslında. Değil mi?

I have been working as a teacher. For artı süreci de gördün mü bak. Geçmişten günümüzde.

He has been waiting for you. Seni bekliyor. Since three o'clock.

Saat üçten beri o seni bekliyor dediğinde. Eylemin hala devam etmekte olduğunu karşı tarafa aktarabilmek için. Present perfect kontiyonsu tercih ediyoruz.

Hem present perfect için. Hem de present perfect için kullandığımız bakın zaman kalıpları var burada zaman ifadeleri var. For artı süreçler şunu hemen düzeltelim. Bizim için for artı süreç nedir arkadaşlar?

Eylemin toplam süresidir. For artı süreç gördüğümüzde de ya da over artı süreç gördüğümüzde de öncelikle aklımıza present perfect present perfect gelebilir. Since den beri demektir. Since artı başlangıç noktası zaman time gelebilir. Yet henüz demektir soruda ya da negatif cümlede en sona gider.

Already, çoktan, so far, recently, lately bunları çalışmıştık zaten. Twice, three times, repeated actions, up to now, şu ana kadar, throughout history gibi yapıları gördüğümüzde bunlar bize öncelikle present perfect ya da present perfect continuous'u bir düşün mesajını veren zaman ifadeleri. Present perfect ve uzun abisi present perfect continuous'la... çalıştık ve hani hemen hemen aynı şeydir dedim ya sadece vurguladığı şey eylemin devamlılığıdır. Uzun bir süreçtir.

Devam ediyor olmasıdır demiştim. Şimdi gelin bu ikisini hızlıca bir çarpıştıralım. Present perfect de özellikle bitmiş eylem vurgulanır. Turkey has welcomed more than 3 million refugees from Syria dediğimizde Türkiye 3 milyondan daha fazla mülteciyi hoş karşılamıştır diyor.

Eylem bitti. Rakam verildi. İşte bu durumda bitmişlik vurgusu present perfect ile yapılır.

Ama eğer eylemin devam ettiğini vurgulamak istiyorsan Turkey has been welcoming different refugees for many years diyorsun. Yıllardır Türkiye farklı farklı mültecilere ev sahipliği yapmaktadır diyorsun. Bak burada vurguladığın şey bitmişlik değil süreç ve devamlılığı.

Aradaki fark bu. Bu ikisinin arasında eğer öyle bir farkı yakalarsa sezerse ÖZM şıklara bu ikisini de koyar ve çok ince bir detay ölçmüş olur. Kalıcı durumlar. Most people have consumed more vegetables over the last 10 years or so. Bak over artı süreç var zaten.

Geçtiğimiz son 10 yıl gibi bir süredir birçok insan daha fazla sebze meyve tüketmiştir diyor. Yine vurguladığı şey aslında bence bitmişlik. Devam etmekte olan olayda people have been consuming less meat lately due to the concerns over health. Sağlıkla ilgili kaygılarından dolayı son zamanlarda insanlar daha az et tüketmektedir diyor. Bu...

daha az et tüketme eylemi de devam ediyor. Bak süreci vurguluyorsan present perfect continuous, bitmişliği vurguluyorsan present perfect'i seçersin. Sonuca vurgu.

I have finished the project. Ben projeyi bitirdim. Here you are. Buyurun. I have recorded 4 tests.

4 test kaydettim diyor. I have been working on my projects. Şu olmayacak.

I have been working on my projects all morning. I have been recording tests recently. Sabahtan beri proje üzerine çalışıyorum. Testleri kaydediyorum şu anda da son zamanlarda da diyor.

Eyleme vurgu, sürece vurgu. Repeated olduğunda rakamlar sayılar olduğunda the UN has rejected COVID-19 resolutions from Russia twice. Bak iki kere teklifi reddetti diyor.

Hani vardı ya your wife has called you five times already. Eşin seni çoktan beş kere aradı. İşte bir şeyin rakamı yapılış adedi seferi varsa present perfect'i kullanıyorsun. Ama... The UN has been assisting the Russian government in finding solutions to major social and economic problems for more than 60 years diyor.

Bak 60 yılı aşkın bir süredir United Nations Rus hükümetine sonuçlar bulmasında sosyal ve ekonomik problemlere sonuçlar çözümler bulmasında yardım etmektedir diyor. Burada ne var? Yine bir eylemin sürekliliği ve süreci var.

Buna vurgulama yaptığımız için. Present Perfect Continuous'u kullanmamız gerekiyor.