Transcript for:
Tarih ve Medeniyetler Üzerine Notlar

Merhabalar arkadaşlar sıfırdan derec serimizin en sevdiğim Haftasına geldik sosyal haftası Bugün 1 bu5 saatte tyt tarih videomuzu çekiyoruz Arkadaşlar bugünkü videoda size 1,5 saatte 4 senede öğrendiğiniz tarih bilgilerinin isimler yerler ve tarihler şeklinde değil tabii ki 1,5 saatte öğrenmeniz için aslında tarihin omurgasını oluşturabilmeniz için yani matematikte uyguladığım T 0'dan başlayıp yani sayıları asal çarpanlarına ayırmadan başlayıp integrale nasıl götürmenin yol haritasını Çizi yorsam tarih içinde t0 olan işte tarımın insanlar tarafından keşfedilmesi başlayıp Atatürk inkılaplarına kadar size bir hikaye anlatmayı planlıyorum Burada tabii ki önemli olan yakalamanızı istediğim şey Nedensellik bağını kronolojik şekilde yani zamana bağlı bir şekilde takip etme kabiliyetini kazanmanız Çünkü tarihte yaşanan hiçbir olay bir diğerinden bağımsız değil ne kadar bağımsız görünürse görünsün mutlaka bir bağ içerisinde ve eğer bu Nedensellik bağını takip etmeyi öğrenirseniz öyle bir analiz ve muhakeme yeteneğini kazanırsınız ki bu sadece tarih sorularını cevaplamakta değil sınavın tamamında ve hatta hayata bakışınız da size inanılmaz şeyler katacaktır bugün sizden Benim ricam Şu 1 bu5 saatte benim anlattıklarımı not almaya çalışmanız değil Özellikle bu videoyu Bence birden fazla kez izlemeniz lazım ilk izley işinizde sanki bir masal dinliyormuş tasını arkanıza yaslan manız ve sakince usul bir şekilde benim anlattıklarıma kulak vermenizi rica ediyorum ve bu şekilde Hikayemiz milattan önce 7000'i yıllarda ORT Doğu'da başlıyor arkadaşlar tarih yazıyla başladı ama medeniyet yazıdan Çok önce tarımla başladı tarım bulunana kadar tarım toplumları ortaya çıkana kadar insanlar Avcı ve toplayıcıyı yani av neredeyse veya toplanacak bitkiler neredeyse onların peşind gitmek onların peşinde koşmak onlar tükenir tükenmez onların tükenmediği yerlere Göç Etmek zorundaydılar Doğa ın Bir nevi esiriyiz onun peşine giderlerdi bitki neredeyse onun peşine giderlerdi Lakin bir gün birileri buğday denen şeyin Aslında ekilip biçilebilir keşfetti ve bununla birlikte ha Artık benim bir şeyin peşinde koşmama gerek yok bana Efendi olan doğa artık benim iktidarım altında Tabii ki bugünkü hayal ettiğiniz bugünkü tarım imkanları gibi düşünmeyin çok daha doğanın esiri olduğumuz işte çok kısıtlı imkanlarla Tarım yapabildiğiniz bir dönem Peki abi tarımdan nasıl bir medeniyyet başlangıcı ortaya çıkacak medeniyet dediğimiz şeyin ortaya çıkabilmesi için insanların Kolektif ve hiyerarşik bir şekilde hareket etmeye başlaması lazım Bunun için bizim Arkaik anlamda anladığımız devlet dediğimiz organizasyonel yapıların ortaya çıkması lazım Çünkü avcılık ve toplayıcılık döneminde aynı hayvanların kisine benzer bir yapılanma halindeydi insanlar işte kendi içinde küçük kabileler vardı bu kabilelerin içerisinde liderlik konumunda olan insanlar vardı ama hiçbir zaman Ak akrabalık bağı yahut küçük organizasyonların ötesine gitmeyen gruplar halinde yaşıyorlar bugün nasıl ormanlarda kurtlar var kurtlar 8li 10'arlı 20 şerli ekipler halinde yaşıyorlar insanlar da 40 Arlı 50 şerli en fazla bu kadar kalabalıklarla yaşıyorlardı sonra dedim ya tarım imkanları bugün hayal ettiğiniz gibi işte traktörü süreyim istediğim toprağı alttan yukarı çıkarayım böyle imkanlar yok işte suyu bilmem ne gay zerinden vurayım dağın başına çıkarayım Bunlar yok Ne yapacaksınız toprağın çok rahat ekilip biçilebilir biçilebilir bir yer olması lazım Bunun için öncelikle ekilebilir biçilebilir bir verimli toprak olması lazım şimdi dünyayı düşündüğünüz zaman ekilebilir biçilebilir verimli Toprak bir kere Ekvatoral iklimde ekilebilir olman yoktur Neden Çünkü yağmur ormanları var şimdi her ne kadar bugün yağmur ormanlarını İnsanoğlu pataküte pataküte indirebiliyorsan da bir zamanlar ellerindeki alet edav atla asla ve asla böyle şeyler yapamıyor lardı kaldı ki bugünkü imkanlarla bile sadece çok sınırlı çeşitli bitkiler Ekvatoral iklimde yetişebilir Tamam Ekvatoral iklimden çıktım biraz ötesine gitmek istiyorum Nereye geleceğim çöl iklimiyle karşılaşıyorum çöl de ekilebilir biçilebilir bir yer değil Dolayısıyla benim bir kere medeniyeti orta kuşağa atmam lazım şimdi orta kuşak Güney yarımkürede çok kısıtlı Bir alanı kapsıyor işte bugün Güney Afrika Cumhuriyeti'nin olduğu kısım Avustralya'nın olduğu kısım Avustralya zaten ekseriyeti çö çok az bir kısmı şeydir bunların geri kalan dünyayla bir bağı yok Güney Afrika cumhuriyeti'nden dünyanın geri kalan ekilebilir yerlerine gidebilmem için çöl savana yağmur ormanları ve sonra tekrar çölden oluşan korkunç bir Afrika'yı geçmeniz lazım orada medeniyeti başlatsın ne olur başlatmaz ne olur aynı şekilde Arjantin keza her ne kadar verimli bir arazi şeyi gösterse de dünyanın geri kalanından uzak ve Ant dağlarının bitiminde yer alıyor yani oradan da ona en yakın diğer ekilebilir alanlara gidebilmenin için ant dağlarını ve an amayı komple geçmeniz lazım Dolayısıyla Güney Amerika'nın Güney Amerika diyorum Güney yarımkürenin çok dah Makul bir medeniyet başlangıç yeri olmadığı ortaya çıktı geldik Kuzey yarım küreye zaten çöl iklimine kadar olan kısmının hiçbir işe yaramadığını hemfikir olmuştuk bunun istisnaların geleceğim çöl kuşağında olmasına rağmen himalayaların pozisyonundan dolayı himalayaların Hint okyanusundan gelen bulutların Muson yağmuru olarak oraya düşmesi sağlaması sebebiyle Hindistan bulunduğu kuşaktan bağımsız olarak çok verimli bir böl Gedir Neyse ama devam edelim Peki abi orta kuşağın ötesinde Bugün Avrupa'nın olduğu işte Rusya'nın olduğu bakın bugün Ukrayna tahıl şeyinde bir numara Buralar Kara saban denilen yani toprağın derinine inip toprağın derininden alınmasını sağlayan Toprak biçme aletleri bulunana kadar işe yaramayan topraklardır Çünkü soğukta donar lardı donduğu zaman Toprak hiçbir şekilde ekilmez hale gelir Dolayısıyla Siz bugün her ne kadar teknolojik imkanlarla O bölgeleri çok güzel tarım arazisi olarak görseniz de o çağlarda da bir işinize yaramıyordu şimdi geriye kaldı çok ufak bir orta kuşak bu orta kuşağın en kıymetli en verimli bölgesi zaten hepinizin de bildiği üzere iki nehrin Fırat ve Dicle'nin ortasında olan Mezopotamya arkadaşlar Mezopotamya'da Fırat ve Dicle sayesinde ve onların yan kolları sayesinde suya erişim çok kolay düz arazi asla dağlık bir bölge değil sıcaklık gayet makul Ortalama bir iklimde bulunuyorsun Afrika'nın Asya'nın ve Avrupa'nın geçiş bölgelerinde yani orada tarım başlattığın zaman hala bir sürü insana bir sürü bölgeye Lojistik anlamda erişim sağlayabiliyorsunuz neden dahil etmiyoruz Çünkü Himalayalar sebebiyle ve kuzeyde Moğol stepleri sebebiyle dünyanın geri kalanından i olmuş durumda zaten Çin bildiğiniz üzere çok güçlü bir kültüre sahiptir ama İzol Türkler onlara hakim olsa bile onlarla karışmam Aa dikkat etmişlerdir Neden Çünkü kendi içerisinde o kadar tek başına büyük bir kültüre sahip ki geri kalan her unsuru YouTube yok ediyor dolaysıyla Çin hikayemizin biraz dışında ama evet medeniyetin bir diğer ayağı da Çin'de başladı ve pek çok buluş bugün gördüğünüz pek çok icadın Arkaik versiyonları orada ortaya çıktı Bunun dışında Hindistan'ın özel durumundan bahsettim kuşak olarak Aslında pek buna uygun değil değil ama Himalayalar ve Hint okyanusunun tam ortasında kalmış olması sebebiyle kuşağından bağımsız olarak çok verimli bir bölge ama sadece verimli olmak yetmiyor gereğinden fazla nemli gereğinden fazla nemli olduğu için de Ortadoğu'nun sahip olduğu Ne diyelim buna doğaya hükmetme şartlarını o kadar rahat insanlara sunmuyor Ortadoğu arkadaşlar hikayemizin Dolayısıyla başladığı yer Peki tarım burada başladıktan sonra nasıl medeniyet burada başladı Fırat ve Dicle muntazaman Taşan güçlü nehirler ve bunların büyük anlamda tarımı için ehlileştirilmesi lazım ne demek ehlileştirilmiş hem hırçınlığı azaltılıyor Çünkü tansiyon düşürülüyor su arazinin geneline yayılıyor hem de ciddi anlamda tarım arazisi suya erişim sağlıyor böyle bir nehrin ehlileştirilmesi ve kontrol altına alınması zorunlu olarak bir otorite ve Hiyerarşi organizasyon gerektiriyor ve bu organizasyon bugün sizin devlet olarak bildiğiniz organizmanın Kamu tüzel kişiliğinin Aslında en büyük atası hikaye tam olarak Burada bir yerde başlıyor o basit organizasyonlar işte sen şunu yap sen bunu yap birileri burayı kazsın birileri şunu takip etsin bunu takip etsin diyen adamlar modern anlamdaki başbakanların Arkaik temsilciler hikayenin bu kısmından tıdan bakın coğrafi anlamda insanın avcılık toplayıcılığı artık bir medeniyetten bahsedebilir hale geldik Ve tabii ki zaten bu şartları sağlayan ve Burada bulunan bir medeniyet olan sümerlerin yazıyı bulmasıyla da tarih başlamış olacak Ortadoğu Az önce anlattığım sebeplerden dolayı medeniyetlerin başladığı medeniyetlerin beşiği olarak adlandırılan yer pek çok medeniyet burada birbirinin öncülü veya ardılı olarak varlık buldu ve tarihin tozlu sayfalarına karışıp gitti Sümerler yazıyı bulmaları zigurat varı işte kendileri işte astronomiyi keşfetmiş olmaları gibi özellikleri sebebiyle hepimizin hatırladığı bir medeniyet ancak aynı bölgelerde yaşayan Babil Babil'in Asma Bahçeleri Hammurabi kanunlarıyla hatırladığımız bu medeniyet Arkadaşlar bu medeniyetlerden Babil yazıyı kullanmıyor değil de sümerlerin bulduğu bu yazıyı insanlığın bir ortak birikimi olarak kullanmaya devam ettiler hammurabi'nin ortaya koyduğu kanunlar kendisinden sonra ortaya çıkacak yerel yahut devlet çapında geniş topraklarda uygulanacak pek çok kanunun öncülü atası oldu bir bölgede belli başlı kuralların yazılı bir şekilde uygulanması gerektiğine dair düşüncenin ilk örneği olarak tarihe geçti arkadaşlar gördüğünüz gibi antik çağ uygarlıkları birbirinden zamansal olarak çok uzak olsalar da birbirinin birikimsel olarak devamı niteliğinde Çünkü yazı bir kere keşfedildikten sonra yazı insanlığın ortak ihtiyacı olduğu için bütün medeniyetler tarafından kullanıldı Tabii ki hala bazı insan toplulukları yazıyı kullanmıyor ama yazıyı kullanmayan insan toplulukları işte Anca Amazon'da kabile olarak varlık sürdürebiliyor Dolayısıyla yararlı olan antik çağlarda yararlı olarak bulunan keşfedilen pek çok buluş pek çok düşünce bugünlere kadar evrile evrile geldi ve bugün hala yaşantımızı şekillendirmeye devam ediyor fenikelilerin yazıyı bulması lidyalıların parayı bulması bugün belki işte paraya çok laf etsek de paranın olmadığı bir dünya Tahayyül dahi edemiyoruz alfabenin olmaması diye bir şey Tahayyül dahi edemiyoruz aynı şekilde Mısırlılar keza Tıp konusunda inanılmaz buluşlar yaptılar geometri anlamında çok ciddi şeyler yaptılar vergilendirme sistemi Ya abi vergilendirme sisteminin bulunması nasıl bir miras insanlık miras arkadaşlar vergilendirme sisteminin olmadığı bir dünyada bugün gördüğünüz hiçbir otorite hiçbir refah hiçbir güvenlik oluşamaz vergi Bu anlamda olmazsa olmaz bir şeydir Dolayısıyla Antik Çağ Gördüğünüz üzere birbirinden alakasız birbirinden uzak medeniyetlerin ortak bir birikimi halinde çok yakın zamanlara kadar geldi Çok yakın zamanlardan kastım Tabii ki onların içinde bulunduğu zamanın büyüklüğüyle kıyaslayınca yakın zamanlara kadar geldi Ben antik Şahı anlatırken tek tek medeniyetlerden bahsetmek işte Sümerlilerin Zig atı bulması işte Çok tanrılı dinlerin olması işte ibranilerin tek tanrılı dini şey yapması ilk bunları şey ortaya koymaları işte fenikelilerin denizciliği alfabesi işte Çin'in Pusulayı bulması kağıdı papirüsü Papirüs nereden çıktı Onlar Mısır'da He bu şekilde anlatmaktan ziyade antik çağda pek çok medeniyet Hep beraber bugün ilk çağ olarak adlandırdığımız dönemde insanlığın ortak bilgi birikimine ortak düşünce birikimine muhtelif katkılarda bulundular ve tarihin tozu sayfalarına gömüldüler ancak hikayenin devamını getirebilmek bir kişi kritik bir an bulunuyor Bu da Büyük İskender arkadaşlar Büyük İskender makedonlu Filipin oğlu makedonlu İskender Büyük İskender Büyük bir asker savaşçı olarak büyük bir asker büyük bir General ve Aslında çok büyük bir vizyoner İskender'den önce de büyük topraklara hakim olan büyük fetihler yapan generaller savaş lordları olmuştur ancak İskender ilk defa fhin ötesinde yani Dünyanın sonuna kadar Feth edeceğim dünyanın tamamına hakim olacağım ve Hakimiyet kurduğum toprakların tamamında tek bir medeniyet paylaşan tek bir insan topluluğu oluşturacağım hayaliyle yola çıkan kendisinden sonraki generallerin devlet adamların düşünce mekanizmasını sonsuza kadar değiştirecek bir insandı Bu anlamda zaten Büyük İskender hepimizin aklına büyük denendiği zaman gelen tarih kişiliklerin başında geliyor arkadaşlar Büyük İskender Makedonya'dan yola çıktı Anadolu'yu Feth etti Suriye Filistin bölgesini fethetti Mısır'ı fethetti mezopotamya'yı babil'e fethetti ancak burada kalmaktansa devam etti İran'a Hatta Hindistan'ın içerine kadar seferler düzenledi fethettiği toprakların tamamında ortak bir kültürü paylaşan insanların ortaya çıkabilmesi için yepyeni şehirler kurdu hepsine kendi isimlerini verdi bunlardan bir tanesi Hatay'daki İskenderun bir diğeri Mısır'daki İskenderiye burada doğunun ve batının insanlarını harmanlayıp ortak bir kültürle yaşamalarını tek bir hükümdar altında tek bir medeniyet olmasını Tahayyül etti ancak 32 veya 35 yanlış hatırlamayı yaşlarındaki Zamansız ölümü bu hayalini yarıda bıraktı ve kendisinden sonra bunu devam ettirecek bir varisi ortaya çıkmamış olması oğlunun çok küçük yaşta olması vesaire gibi nedenlerden dolayı Bu proje Maalesef yarım kaldı imparatorluk İskender'in generalleri arasında bölüşüldü Ancak bu büyük Hayal büyük hedef iskendere ve makedonlar nasip olmasa da o esnada Küçük Bir Şehir Devleti olan Roma'ya nasip olacaktı arkadaşlar Roma zaten ilk Çağın kuşkusuz en büyük oyuncusu Bugün bile hala hayatımızda emin olun Roma'ya dair çok fazla şey etkisini sürdürmeye devam ediyor Bugün kullandığımız hukuk sistemi hala Roma hukukuna dayalı o kadar güçlü o kadar sağlam bir miras bıraktılar ki arkalarından ilk Çağın antik Çağın o uzak ve iptidai şartlarıyla bile bugünlere gelmenin bir şekilde yolunu buldu şimdi Roma önce Krallık sonra Cumhuriyet sonra imparatorluk dönemini yaşadı bizim ilgilendiğimiz kısımları sizin jul Sezar ve ondan önceki fetihleri ile bildiğiniz kısımları çoğunlukla Cumhuriyet döneminde gerçekleşti cumhuriyette işte konsüller olduğu senatonun olduğu o ihtişamlı dönemleri Aslında Cumhuriyet dönemin dinamikleri arkadaşlar ancak Cumhuriyet Özellikle o çağlarda seçim sistemlerinin olmadığı efendime söyleyeyim iletişimin ve ulaşımın bugüne nazaran çok kısıtlı olduğu bir çağda İngiltere'den Mısır'a Suriye'den İspanya'ya kadar olan devasa bir imparatorluğun yönetilmesi için maalesef çok zor bir sistemdi bunu Aslında fark eden gus Julius Sezar yani jü Sezar iktidarı tekelleştirmek başına devasa bir İmparatorluğu yönetmenin siyasi otorite ayağını kurabilmek noktasında Gerekli tedbirleri almadı ve bunun acı sonucu olarak senatoda bıçaklanarak hayatını kaybetti ama yeğen ve varisi olan işte İskender'le Sezar arasındaki en büyük farkı burada görüyoruz yerine bırakabileceği onun deneyimlerinden onun mirasının üzerine bir şey inşa edebilecek bir varisinin olması Augustus Sezar Augustus octavianus kezar Cumhuriyeti lav edip Roma İmparatorluğunu kurdu ve Roma'nın ilk imparatoru oldu augustus'un İmparatorluğu ihdas etmesiyle başlayan bu dönemine tarihçiler paks romana yani romalıların barışı dönemi diyor arkadaşlar romalıların barışı ilk çağ insanların Yani ilk Çağın tamamını göz önüne aldığınızda en çok refah en çok güvenlik içerisinde yaşadıkları dönemde Tabii ki kölelik vesair bugünkü şartlarla kıyaslamayın ama Antik Çağa nazaran baktığınız zaman inanılmaz büyük bir refahın inanılmaz Lojistik şartların rahatladığı işte Akdeniz bizim Deniz derler Romalılar marenostrum veya mediterrane topraklarımızın ortasındaki Deniz Akdeniz'de ticaretin inanılmaz canlı olduğu bir dönem bu 200 sene takriben 200 sene sürdü augustus'un İmparator olmasından sonraki 200 seneden bahsediyorum ancak Tabii ki bu sonsuza kadar sürmeyecek hiçbir güzel şey sonsuza kadar kadar sürmüyor Barbar istilaları ve Hristiyanlığın İmparatorluğu içeriden birliğini bozmuş olması sebebiyle Roma buhranlı dönemlere girdi önce ikiye bölündü ikiye bölünen bu Roma daha sonra batıda istilalara dayanamayarak kılmasıyla beraber Aslında ilk Çağın sonunu getirmiş oldu Doğu Roma çok daha uzun yıllar özellikle İslam'ın yükselişine karşı Türkler İslam'a girene kadar direniş gösterecek ve Avrupa'nın o yönden fethinin önüne geçecekti ama Batı Roma'nın Barbar istilaları la yıkılmasıyla Avrupa kilisenin gölgesi altında Karanlığa gömülüyor özellikle Orta Çağ'ın ilk dönemleri Avrupa'da zaten Dark Ages of Europe Avrupa'nın karanlık çağları olarak bilinir Roma'nın sahip olduğu pek çok toprak Ya barbarların eline gitti ya da az sonra bahsedeceğim İslam'ın yükselişiyle beraber özellikle Mısır Filistin Suriye Mezopotamya Kuzey Afrika kıyıları isp an Hatta Paris açıklarındaki puat yae kadar pek çok toprak İslam'ın fütuhat döneminde fetihlerle beraber iktidarı altına girdi ve Batı Roma tarihe karıştı Ancak Doğu Roma az önce de bahsettiğim gibi Türkler yani Sultan alparsan gelip Anadolunun kapısını bizlere açana kadar varlığını ve gücünü korumaya devam edecekti bu şekilde Aslında ilk çağ bitti Orta Çağ başladı Ancak her ne kadar hikayeyi buraya kadar güzel getirmişsin bitmesine sebebiyet veren en önemli unsurlardan biri olan kavimler göçünün nasıl başladığını Hepiniz çok iyi biliyorsunuz Çünkü biz Türkler tarihte olmadan tarih bir yere kadar anlatılabilir işte ancak buraya kadar gelebildik biliyorsunuz Kavimler Göçü Asya Hun devletinin yani Metehan'ın kurduğu büyük Türk devletinin Çinliler tarafından yıkılması neticesinde boyunduruk altına girmeyi reddeden büyük atalarımızın Ben daha da burada durmam diyerek önlerine pek çok kavimi katarak Orta Asya steplerinde çıkıp Avrupa'ya doğru ilerlemesiyle başladı ve bu Kavimler Göçü Türklerin önüne katıp Avrupa'ya ittirdi bu Kavimler Avrupa'nın Barbar olarak adlandırdığı Kavimler onların yıkılmasına sebebiyet verdi Buraya tabii ki hepimizin çok iyi tanıdığı hepimizin yine tarih bilincimizin ve milli benliğimizin bir parçası olan Atilla ile geldik Avrupa Hun devletin en büyük hükümdarı olan Atilla romalılara diz çöktürdü papaa eletek öptürdü Ben de buralarda gereksiz fazla gururlandım yani yüzüm fazla Güleş leşmiş olabilir burada bir tarih anlatıcısı olarak biraz tarafsız davranmam gerekiyor ama nedense gayri ihtiyari insan seviniyor Buna da diyecek bir şey yok yani Orta Asya'da Biz şeye çok girmeyeceğim İlk Çağ ve orta çağ başlangıçlarında işte Göktürkler Uygurlar Hun Devleti ben bu hikayeyi selçuklu'dan almayı seviyorum ama Selçuklu'ya geçmeden önce kısaca bahsetmem gereken ufak tefek şeyler var en önemli nokta özellikle orada kalan Uygurlar Gök Tengri inancından manizm geçtikleri için aslında savaşçı benliklerini kaybettiler ve Aslında onları ilk etapta güçlü yapan unsurlarını kabiliyetler inden yoksun kaldıkları için ciddi bir varlık gösteremediler Göktürkler öyle veya böyle tarihe karıştı Bizim Hikayemiz selçuklularla devam eden Oğuz Türklerinin hikayesi olacak ancak selçuklulardan bahsetmeden önce kısaca asıl tarih akışını derinden etkileyen İslamiyet'in doğuşundan bahsetmemiz lazım arkadaşlar İslamiyet doğduğu esnada dünyada Artık neredeyse tek bir büyük güç vardı o da Doğu Roma Batı Roma yıkılmış barbarlar oraları istila etmiş Roma'nın ortaya koyduğu ne idari teşkilatlanmayı Ne askeri organizasyonu gösterebilmesi gölgesinde kendi halinde yaşayan topluluklardır Ancak Doğu Roma hala çok güçlü ve Doğu Roma kendisinin de doğusunda yani doğrama diyorum ama Bizans kendisin de doğusunda sasanilerle bir öyle bir böyle birbiriyle savaşan iki medeniyyet vardı bunların arasındaki güç dengesi yüzyıllar içerisinde bir sasanilerin lehine dönüyor bir bizanslıların lehine bozuluyordu ancak İslam'ın doğuşu bütün dengeleri altüst etti İslam o kadar güçlü bir yayılmaya o kadar güçlü bir hem askeri hem de toplulukların İslam'a girmesi anlamında öyle bir hızla yayıldı ki tarihin akışı hiç kimsenin beklemeyeceğim vefatından çok kısa bir süre sonra Müslümanlar Hindistan'ın bir sınırından Paris'in açıklarına kadar hüküm sürüyorlardı açmadık Feth etmedikleri tek yer onların önünde bir blokaj gibi duran bizansı bu görebildiğiniz bu şu an Tahayyül edebildiğiniz bu toprakların tamamına inanılmaz bir hızda hakim oldular bu genişleyen sınırların çevresindeki pek çok millet İslam'a dahil oldu İslam ordularına katıldı İslam'ın fütuhatı daha da geliştirdi daha da ileri götürdü ancak Bizim kendi tarih yazımız anlamında en önemli noktalardan birine geldik Selçuk Bey yani Büyük Selçuklu Devleti'nin temellerine Selçuk Bey bizim tarihimizde de çok anlatılmaz Çünkü yarı ger çek yarı destan bir kişiliktir kendisine Dair Şeyler çok azdır Selçuklu Devletinin kurucusu olup olmadığı zaten şeydir Nedir onun adı tartışmalıdır büyük bir savaşçıdır büyük bir askeri E ne derler onun adına savaşlı ordudur ancak Selçuklu Devleti kuranlar onun torunları olması lazım yahut yenleri tam emin olamayacağım Tuğrul Bey ve Çağrı beydir Selçuklu neden önemli çünkü Büyük Selçuklu Devleti o kadar geniş bir alana yayıldı ki bugünkü işte Suriye Filistin gibi bölgeleri işte İran Mezopotamya ama bizim hikayemiz en çok ilgilendiren Anadolu'nun kapılarını Türklere açtı ve Türkler bizans'ı Ege'nin Batı kıyılarına kadar ittirdi bu bölgelerin Anadolu'nun Türkleşmesinde Yani bizim şu anda İçinde bulunduğumuz coğrafyanın Türk olmasındaki ilk büyük adım 1071 malazgit Savaşı'nın kazanılmış olması İçinde bulunduğumuz bu topraklarda Büyük Selçuklu Devleti her ne kadar büyük ve güçlü üse de Merkezi otoritesini koruyamadı bunu koruyamaması dolayı parçalandı bölük pörçük küçük Selçuklu Devletleri kuruldu bizi en çok ilgilendiren bunların içerisinde Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın kurduğu Anadolu Selçuklu arkadaşlar Anadolu selçuklu'nun detaylarından şu anda bahsedecek değilim bilmeniz gereken şey Anadolu Selçuklu Anadolu'nun Türkleşmesinde ve bu Türklerin bu Türk kavimlerinin Türk boylarının tek bir otorite altında hareket etmesi sağlayacak organizasyonun ortaya çıkması sebebiyle çok çok önemlidir Anadolu Selçuklu bizans'ı bitirmiş onlarla doğru mücadeleler verebilmiş de Haç Seferleri sırasında çok çok zayıfladı Evet Hac seferlerine başarıya ulaşamaması da haçlıların yenilmesinde çok büyük etkileri gayretleri ve zaferleri oldu Ancak Savaş bizim topraklarımızda gerçekleştiği için bu bizi zayıflattı ve zayıflayan bu Anadolu Selçuklu maalesef dünya tarihinin sayılı büyük insanlarından olan Celal Şengör bayılıyor bu adama Ben de takdir etmekle beraber çok da bayıldığım bir insan değil Cengizhan'ın ve moğolların istilalara baskılarına dayanamadı ve tarih sahnesinden maalesef silindi ancak Cengiz han'dan bahsetmeden önce kısaca haç seferlerinden bahsetmek istiyorum çünkü Cengizhan hikayemizin özellikle Orta Asya steplerin esas hikayemize son etkisi olacak ama Haçlı Seferleri ve Avrupa Çok yakında hikayenin ana oyuncuları haline gelecek Dolayısıyla birazcık seferleri ve feodal toplumdan bahsetmek istiyorum arkadaşlar Feodalite Az önce anlattığım gibi Roma'nın yıkılmasından sonra Avrupa'da ortaya çıkan Aslında sosyal Yaşama biçimi ne demek bu çok Merkezi bir teşkilatla bir imparatorlukla yönetiliyordu Ancak bu Roma'yı yıkan barbarlar Roma'nın bu sofistike devlet yönetimi anlayışına sahip değillerdi kabileler şeklinde zayıf Kan Bağları veya zayıf ulaşım imkanları altında büyük toprakları Dere beyleri vasıtasıyla yönetmeye başladılar arkadaşlar Derebeylik sistemi yani feodal sistemde bir toprakta yaşayan kişi o bölgenin Kralına değil o toprağın hemen a'sı kimse beyi Kimse ona bağlılık gösterirdi yani Kral dediğimiz kişinin Hükümdarlığı Aslında kendisine doğrudan doğruya bağlı olan insanlarla sınırlıydı Evet belki nominal manada bu böyle değildi ama Derebeylik sisteminde derebeyinin dediği olur derebeyin toprağında kralın hükmü derebeyin hükmünden sonra gelir tabii ki Gördüğünüz üzere Tahayyül edeb bileceğiniz şekilde Bu çok da sağlıklı bir yönetim anlayışı değil feodal Avrupa Neden böyle yönetiliyordu Tabii ki aslında az önce de bahsettim ama yani Hiçbir Kral hükmünün bu kadar ucuz ve aciz kalmasından memnun kalmaz Ama onların devlet yönetme anlayışı veya herhangi bir toprağa hüküm sürme anlayışı Roma'nın Komplike düşünce yapılarını içselleştirerek durumda değildi bu bu adamlar Roma'yı yıkmayı bildil perse de onun mirasından faydalanmayı bilmiyorlardı Biz Türklerin Fatih Sultan Mehmet'in Bundan yıllar sonra yapacağının aksine Biz fethettiğimiz Roma'nın düşünce yapısından devlet teşkil atlamasına çokça istifade ettik ve bu sayede Osmanlı çok çok çok büyüyebilir Neyse Avrupa'ya geri dönecek olursak feodal yapı Gördüğünüz üzere derebeyin hükmünün kraldan daha güçlü olması güçlü bir aristokrasinin ortaya çıkmasına sebebiyet verdi bu kadar güçsüz bir kralın Merkezi Otoritenin olduğu bu kadar fazla güç odağının bulunduğu bir yerde Merkezi otoritesi güçlü teşkilatlanması çevresindeki diğer oyunculara göre Muazzam ve ezilmek olan alt sınıfın dini hassasiyetlerini arkasına almış olan kilise Avrupa'nın en büyük oyuncusuydu ve bu kilise Tabii ki sahip olduğu bu gücü kullanmadan edemeyecek çevresindeki bütün Merkezi krallıkların çevresindeki bütün Avrupalı kralların başına bela olması yetmiyormuş gibi bir de Müslümanların başına bela olayım kararını alarak elindeki bu gücü kendileri için kutsal saydıkları toprakları fethetmeyi amacıyla kullandılar bunun için hem feodal beyleri hem dini hassasiyetleri olan alt sınıftaki insanları hem de sahip oldukları işte endüljans olsun sahip oldukları topraklardan eledikleri vergiler olsun parayı da bir araya getirerek hem aristokratlar hem alt sınıf insanlar hem de para gücüyle beraber koskoca bir kampanya halinde çıktılar Haçlı seferlerine Tabii ki günün sonunda başarılı olamayacaklar İsa da uzun bir süre İslam dünyasının başına bela olmayı ve bu toprakların bir kısmını bizden geri almayı becerdiler Haç Seferleri tarihini bu kadar kısa özetlemek Tabii ki mümkün değil tabii ki bu işin ticaret yolu ayakları var tabii ki bu işin aristokratların macera arzusu vesaire kısmı var efendime söyleyeyim Tabii ki Türklerin ciddi bir ilerleyiş göstermiş olmasının etkisi var ama günün sonunda ortaya çıkabilmesi sağlayan şey kilisenin feodal dünyadan dolayı sahip olduğu büyük güç Hac seferlerinin sonuçları tarihini okumak eğlenceli olsa da şu an aslında uzun uzun buraları anlatmak istesem de Toparlamam lazım Dolayısıyla bana şu an editörümüz ufaktan bakıyor Abi biraz yavaşladım hızlanmanın diye Dolayısıyla toparlayacak olursam arkadaşlar Hac seferlerinin en temel sonuçlarından biri şu kiliseye olan güven azaldı Papa Zafer vaad ediyordu Papa işte gideceğiz oraya melekler bize yardım edecek Kudüs'ün kapısını şu açacak Kudüs'ün kapısını kimse açmadı oraya giden açtılar ceset torbalarında memleketlerine döndüler Belki 100 sene orada kaldılar ama Savaşı kaybettiler biz kazandık ve bu kilisenin insanlar üzerindeki otoritesinin ciddi ssı Hatta Manevi anlamda yozlaşmış oldukları yolsuzluk içinde oldukları ortaya çıktı Bakın bu Avrupa insanını o kadar değiştirdi ki Rönesans ve reformun temeli burada ortaya çıktı reformun ortaya çıkabilmesi sağlayan İşte aslında kilisenin dibine kadar Yolsuz düşünerek geldi ama buraya gelip Hristiyanlar Kudüs'ü işgal ettiklerinde içlerindeki bütün müslümanları katlettiler ve pek çoğu katil hırsız ve sapık olan bu adamların bazıları buraya samimi duygularla gelmişti bunlardan geri dönenler kilise adına bir daha Kılıç kullanmama kararı aldı bu insanların anlattığı hikayeler ileride kilisenin yolsuzluğunu ve ahlaksızlığını ortaya çıkmasına vesile olacaktı Tabii ki bu bir yan etkidir yaptıkları katliamların haddi hesabı yok yani biz davamızda % aklı şimdi yeri gelmişken de konuşalım başları maçlı seferine Sen oradan kalkacaksın geleceksin Ee buraları kurtaracaksın Sen nereden kimi kurtarıyorsun Bu topraklar bizim öyle aldığında Geldiğinde görürsün dünya Kaçmayacak işte böyle tasını tınız toplayıp gidersiniz Hac seferlerinin bir diğer sonucu Akdeniz ticareti canlandı Arkadaşlar bir kere Hristiyanların burada kurmuş olduğu geçici krallıklar vasıtasıyla Ticaret yapmaya alışan Tacirler Onlar gittikten sonra Müslümanlarla bu ticaretler devam ettiler eski Yollar tekrardan keşfedildi Hristiyanlar buradaki Pusula barut gibi pek çok icadı Avrupa'ya götürdüler Avrupa'daki teknik teknolojik ilerlemeler başladı daha kötüsü pek çok Arapların Yani İslam medeniyetinin Yunancadan çevirmiş olduğu pek çok Yunan klasiğini Avrupa'ya geri götürdüler ve bu Neticede Avrupa'da Rönesansın ortaya çıkması rönesansla başlayan Reform ve aydınlanmayla devam eden sürecin tetiklenmesi söz konusu oldu son şey olarak da krallar büyük kampanyalar büyük seferler düzenleyebilmek için para borç almak diye bir şeyin gerekliliğine müttali oldular ve bu sebeple bankacılık denen şey ilk defa ortaya çıktı şimdi haç seferlerini böyle toparladıktan sonra ortaçağı Türklerin eliyle kapatmadan önce ortaçağ'ın son büyük oyuncusu Cengiz han'dan bahsetmemiz lazım arkadaşlar 1206 yılında kurultayda tim'in Cengiz Han yani dünyanın hakimi ilan edilmesiyle birlikte dünyada dengeler bir daha eskiye dönmeyecek şekilde değişti Moğollar tarihin gördüğü en büyük kara İmparatorluğunu kurdular ve üzerine hüküm sürdükleri toprakları eşine az rastlanır bir şekilde tarumar ettiler Moğollar çok ufak sayılarda nüfusu olan bir milletti bu kadar geniş toprakları yönetebilmek için içindeki insanları katletme yoluna gittiler pek çok kültürel ve insani değeri ortadan kaldırdılar geriler Dee büyük fetihleri dışında kalıcı hiçbir şey bırakmadılar ancak daha zayıf Türk İslam devletlerinin ortadan kaybolmasına Türklerin devlet otoritelerinin Al Aşağı edilmesinde çok büyük etkileri oldu büyük Savaşçılar mıydı asla inkar edemeyiz Çin'den Polonya'ya sibirya'dan Hindistan'a kadar dünyanın dört bir yanına ulaşan bir imparatorluk kurdular Çin'deki imparatorlukları 300 sene sürdü sanırım ancak Moğollar yarattıkları tahribattan başka hikayemizde başkaca bir yer almayacaklar Anadolu selçuklu'nun yıkılmasına sebebiyet verdiler Anadolu selçuklu'nun yıkılmasıyla beraber Anadolu'da Türk beylikleri dönemi başladı bu beyliklerin içerisinden bir tanesi var ki bizi çokça ilgilendiriyor Osmanoğulları Beyliği Osmanoğulları büyük Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu olan Beylik Osmanoğulları çok kısa bir sürede Anadolu'nun ve Balkanların çok büyük bir kısmına hükmetmeye başladılar bu kadar hızlı bir şekilde genişleyebilen temelinde yatan pek çok neden var ama benim önemli olarak gördüğüm bazı nedenleri saymak gerekirse birincisi Düzenli bir orduya sahip olmaları düzenli ordudan kastım Çağın Çok Ötesinde biliyorsunuz Yeniçeri Ocağı tarihin ilk düzenli ordusudur standing Army derler Yani işi gücü askerlik olan bir orduya sahip olmaları art arda Maraşal hükümdarlara Maraşal kasıt yani ordunun başında orduya liderlik edip seferlere çıkan başarılı Maraşal hükümdarları sultanlara sahip olmaları fethetmek istedikleri bölgelerin siyasi bölünmelerle birbirine girmiş olması özellikle Balkanlarda siyasi Otoritenin çok zayıf olması Anadolu'da keza Moğollar sonrasında bölük pörçük Türk beyliklerinin olması güçlü bir siyasi rakibin ortada bulunmayışı bölgede en büyük siyasi rakip olabilecek Bizans'ın 4 açı seferi sebebiyle İnanılmaz bir şekilde güç kaybetmiş gücünden yoksun durumda olması ve son olarak gittikleri bölgeye düşük vergiler ve ciddi bir adalet sistemi getirmiş olmaları sebebiyle alt tabaka insanlardan ciddi anlamda destek görmüş olmaları nedeniyle çok hızlı anlamda genişledi Balkanlar ve Anadolu'nun çoğuna hakim oldular bu Yükseliş Tabii ki bir kreşendo ya bir can alıcı noktaya sahip olmalıydı Evet arkadaşlar artık orta Çağa veda etmenin zamanı geldi Fatih'in İstanbul'u fethetmesi le de Orta Çağ bitti ve Yeni Çağ başladı yeni çağda oyuncular değiştiği gibi dinamikler de değişti ama önce bizi en çok ilgilendiren Osmanlı'nın gerçek anlamda bir imparatorluğa dönüşmesinin hikayesi den biraz bahsedelim Fatih İstanbul'u fethettiğinde sadece bir şehri fethetmedi 2000 yıllık bir devlet geleneğini fethetti ve Türk devletinin teşkilatlanmasında bu 2000 yıllık gelenekten inanılmaz şekilde istifade etti Fatih büyük bir imparatorluğun kozmopolit bir imparatorluğun sayısız millete hüküm süren bir insan topluluğunun çok güçlü bir başkente Metropolitan bir başkente ihtiyacı duyduğunu biliyordu o yüzden yapmış olduğu ilk aksiyonlu kumar olmuş eski konstantiniye bugünkü İstanbul'un tekrardan nüfusunun artırılması tekrardan kozmopolit bir yapı kazanması tekrardan refaha ulaştırılması yeni kurulmakta olan bu büyük Devleti Aliye diyelim büyük Türk imparatorluğuna layık bir başkente dönüşmesi için gerekli tedbirler almaya başladı Tabii ki bir imparatorluk sadece bir başkentten oluşmuyor Fatih İmparatorluğu devr alırken diyelim buna kendisini kayzeri iklimi Rum ilan etti arkadaşlar kayzeri iklim nurum Aslında Kayer dediğimiz şey kezar kezar kim hikayemizin başında duymuştuk Augustus octavianus kezar gaius Julius kezar Sezar Sezar ismi Roma imparatorlarının unvanı haline gelmişti fatih' de kayzeri iklimi Rum yani Roma ikliminin kayzeri Roma ikliminin kayzeri Roma iklimi dediğimiz ne Roma topraklarının hükümdarı Roma topraklarının hükümdarı kendisini ilan etmesi demek Roma mirasının bulunduğu bütün topraklar üzerinde hak iddia etmek demek ben Roma'nın artık meşru İmparatoru yum Tabii ki dünyada O esnada bu iddiaya sahip olan tek kişi Fatih değil Papa tarafından Taç giydirilen kutsal Roma Germen İmparatoru da Roma imparatoru olduğunu iddia ediyor ve Roma imparatoru ymu gibi hareket etmeye çalışıyordu ancak günün sonunda baktığımızda Kim daha çok Roma toprağı mirasına hüküm sürüyordu Biz hüküm sürüyordu Tabii bu şey tartışması değil almanlarla hangimiz daha gerçek Roma imparatorlu tartışması değil Fatih kendisini Roma kayzeri olarak ilan etmesinden sonra sonraki ilk hedefi bu unvanı kullanmasına Meydan okuyabilecek rakiplerini elemek Bu anlamda Mora Yarımadası'nda bulunan ve Trabzon'da bulunan kendisini meşru Bizans imparatorluk tahtına varis gören rakipler doğal olarak ortadan kaldırılmalı ydı Fatih de bunun gereğini yaptı ve mora'yı Yunanistan'ı ve Trabzon'u fethetti ama Fatih için bu ufak lokmalar hiçbir zaman yeterli değildi tam anlamıyla Roma imparatoru Roma kayzeri olabilmesi için Gayet tabii Roma'yı fethetmesi icap ediyordu zihnin de gönlünde her zaman Roma'nın Fethi yattı Hatta Osmanlı'nın İtalya'nın Güney kıyılarındaki Otranto Kalesi'nin fethetmesi bu yönde bir askeri kampanya başlatmak istediğine dair pek çok spekülasyonlara neden olmaktadır tarihçiler arasında Ama bunun gerçek nedenini hiçbir zaman bilemeyeceğiz bana sorarsanız Roma'yı fethetmek ve Roma imparatoru olduğunu herkese kabul ettirmek niyetindeydi ancak Fatih'in Yarın bıraktığı bu Vizyon halefleri Varisleri tarafından takip edilmedi onlar günün sonunda İtalya topraklarına hiçbir zaman bir daha sefer düzenleyememe Osmanlı'yı teşkilatlanması askeri yapısı Metropolitan başkenti ve imparatorluk anlayışıyla yani kendisinden sonra gelen hükümdarların kendilerini Roma imparatoru olarak görmeleri anlayışıyla başka bir seviyede bıraktı Osmanlı artık bir imparatorluğa dönüşmüştü Osmanlı İmparatorluğu Bundan sonra artık jeostratejik noktalara jeopolitik hedeflere yöneldi bunu çok rahat bir şekilde Yavuz Sultan döneminde görebiliriz Yavuz Sultan Selim Mısır Suriye Filistin gibi zengin Doğu topraklarının fethini gerçekleştirdi Ve inanılmaz büyük Vergi gelirlerine devletin kavuşmasını sağladı Kanuni Sultan Süleyman ise başına geçtiği büyük imparatorluğun batıda belgrad'ı fethetmesi muç Meydan Muharebesi ile büyük Macar krallığının ortadan kaldırılması ve büyük bir kısmının Osmanlı'ya bağlanmasını sağlamasıyla batıda çok geniş sınırlara ulaştırdı Osmanlı'nın Yükseliş döneminin en şaşalı en muhteşem dönemi Belki de Kanuni Sultan Süleyman döneminde gerçekleşti hepimizin bildiği ve yakından takip ettiği üzere pek çok entrikanın pek çok Saray çekişmelerin gerçekleştiği bir dönemdi arkadaşlar zaten bakın Bunu hiçbir zaman unutmayın bir yerde Entrika yapacak vakit ve İmkan varsa şaşalı ve ihtişamlı bir dönemden geçiriyor demektir Çünkü açlık olan yerde kimsenin Entrika yapacak vakti olmaz Dolayısıyla nerede bir imparatorluk kurulur nerede bir güçlü Başkent olur nerede büyük bir kurulur bilin ki Entrika başlamıştır Tabii istesek de istemesek de biz bir zamanlar Bizans'ın hüküm sürdüğü toprakların efendisiyim bazı şeyler 2000 yılda oturmuş bazı Ne diyelim bunlara yerleşik hareket biçimleri kolay kolay da ortadan kalkmıyor Bizans'ın Saray entrikası ne kadar meşhursun öyle veya böyle bizim de Saray entrikalar mız meşhurdur Neyse işin magazinsel kısmını bir kenara bırakırsak Kanuni Sultan Süleyman çok genç yaşta çok da Abartılı değil ama genç yaşta padişah oldu uzun yıllar hüküm sürdü Osmanlı'nın en uzun süre hüküm süren padişahı oldu rodos'u fethetti batıda belgrad'ı fethetti Belgrad'ın hareket ütüsü olarak kullanılmasıyla Macaristan Osmanlı topraklarına katıldı moa Meydan Muharebesi kazanıldı doğuda safevilere karşı kalıcı bir başarı elde edilemedi isse de Bağdat gibi çok önemli noktalar ele geçirildi esasında kanuninin Dönemi Osmanlı tebaasının refah içerisinde yaşadığı çok da güçlü olduğu bir dönemdi Osmanlı Az önce bahsettiğim üç padişahla özetlediği Yükseliş işini belli başlı dinamiklere borçluydu Tabii ki bu Maraşal hükümdarların Maraşal sultanların birbirinin Ardını takip edecek şekilde iktidara sahip olmaları buna fayda sağladı ama sadece onların başarısıyla kısıtlanamaz bir Yükseliş yaşadı Osmanlı Bu yükselişin temel destekçisi olan dinamikler birincisi güçlü Merkezi orduyu Yeniçeri Ocağının kendi çağında eşi ve benzeri bulunmamaktaydı bunun ötesinde güçlü vergi ve toprak sistemi arkadaşlar imparatorluk teşkilatlanma asını içselleştiren kendi yapısı haline getiren Osmanlı fethettiği toprakları inanılmaz güçlü ve efektif verimli bir toprak sisteminin içerisine Dahil etti Bu devamlı sürekli öngörülebilir bir vergi planlamasını ortaya koydu ki bu da bir devlet için olmazsa olmaz ancak o çağlarda eşine az rastlanır bir şeydi bunun ötesinde tımar sistemi tımar sisteminin her ne kadar ilerleyen kısımları anlatırken başımıza bela olduğunu işte yozlaşmasının Nasıl biz çökerttiği bahsedecek bugün çalışıyor olması Yani çalışan bir tımar sisteminin bulunmasının yükselişe ciddi katkısı olduğunu da mutlaka söylememiz gerekiyor Bunun ötesinde Osmanlı'nın genişlediği genişlemekte olduğu topraklardaki tumar olmuş bölgelerin Osmanlı'nın bu saydığımız efektif gücü Karşısında direnecek bir otorite bir teşkilatlanmaya sahip devletlerden oluşmaya ayrıca bizim fetihler imizi ve genişlememesi yükselişim kolaylaştıran etkenlerdendir son olarak bir şey söyleyeceksen ardı Ardın gelen fetihler artık orduda ve hükümdarlardan bir yenilmezlik duygusu oluşturdu bu yenilmezlik duygusu bir momentuma dönüştü bu Momentum yapılan fetihlerle ortaya çıkan ganimetlerle daha da desteklendi kendisini destekleyen kendisini oluşturan bir kartopu efektiyle Osmanlı yükselişini tamamladı Ancak bu kartopu günün sonunda artık uzun uzun ve uzak sınırlara bir yere kadar yansıyabilir ötesinde ufak tefek beylikler veya Balkanların tarumar olmuş küçük krallıkları değil Avusturya Macaristan Rusya ve Safavi gibi büyük devletler vardı Osmanlı'nın yükselişini bu şekilde toparlar Ken birazcık odağım zı Avrupa'nın yükselişine kaydırdım Avrupa'nın yükselişinin başlangıcı diğerleri her ne kadar çok etkili çok önemli olaylar olsa da belki de günün sonunda toplumu daha fazla değiştirmiş olsa da onların sebebi olması hasebiyle coğrafi keşifleri arkadaşlar Coğrafi keşifler dünyanın keşfedilmesi Az sonra sebep lerinden ve sonuçlarından bahsedeceğim Ama en büyük ve en önemli sonucu dünyanın keşfedilmesiyle dünyanın merkezi Akdeniz'in merkezi olan İstanbul'dan çıkıp Atlantik kıyılarına Londra'ya Hollanda'ya Fransa'ya geçti Dünyanın merkezi Dünyanın etrafında döndüğü Topraklar artık jeopolitik ve jeostratejik anlamda Ortadoğu ve Akdeniz değil Kuzey Avrupa ve Atlantik kıyıları oldu Coğrafi keşifler Tabii ki Bir ihtiyacın sonucu olarak gerçekleşti ihtiyaç dışında düşlü denizcilerin ortaya çıkması İşte gemi yapımında ortaya çıkan teknolojik gelişmeler işte pusulanın Haçlı Seferleri neticesinde onlara ortadoğu'dan Avrupa'ya gitmiş olması Bunlar Tabii ki etkiledi Tabii ki coğrafi keşiflerin gerçekleşmesini kolaylaştırdı ama ortaya bir ihtiyaç çıkmalıydı bu ihtiyacı da biz onlara sağladık ticaret yollarının Osmanlı'nın ve Müslümanların eline geçmesi Avrupa'nın içine hiç gelmedi Onlar ne kazanırsa kazansın arada devasa bir imparatorluğa sahip olduğumuz için biz her zaman onlardan daha fazla kazanıyorduk Biz fiyatları belirleyen fiyatların üzerinde daha hiçbir şey yapmadan sadece orada bulunduğu için kazanan bir pozisyondayken bizimle rekabet edememeleri sonucunu doğuracak Ancak bu ihtiyacı belki farkında olarak belki farkında olmayarak hisseden Avrupa doğunun zenginliklerine bizi baypass ederek bizi işin içine dahil etmeyerek ulaşmak istedi bu anlamda ilk yaptıkları ilk gerçekleştirdikleri keşif zaten Hindistan'a ulaşabilmek için Ümit Burunun geçilmesi oldu Hindistan'a portekizliler Osmanlı'dan tamamen bağımsız olarak ulaşabilir hale geldiler portekizde Ben bunu hayal meyal hatırlıyorum ama öyle ki öyle ki Eskinin büyük Ticaret şehir Devleti Venedik Akdeniz Taciri bir devlet venedik'in getirdiği 40 akçeye veya 40 altına sattığı miktardaki baharatı portekizliler Lizbon'da bir altına satabilecek hale gelmişler ve bu inanılmaz anlamda ticaretin akışının yönünü değiştirdi bu uzun vadede bizi bizi çok zarara uğratacak ama aslında orijinal hedefleri olan Hindistan'a ve Çin'e ulaşmaktan değil Esas Belki de golü Amerika'yı keşfetmelerine coğrafi keşiflerin yan etkisi olan orayı bulmaya çalışırken değil Hindistan'a ulaşmaya çalışırken keşfettikleri Amerika'yı keşfetmeleri yle hem kısa vadede hem uzun vadede inanılmaz şekilde geri kaldık kısa vadede Amerika'nın keşfinden sonra aste eklerin ve inkaların medeniyetlerinin yağmalanması tarumar edilmesi neticesinde çok büyük miktarda altın ve müş Avrupa'ya aktı Avrupa zenginleşirken Osmanlı bugün hepinizin Aşina olduğu bir ekonomik Dinamiğin altında ezildi enflasyon burada uzun uzun bundan bahsedecek değilim Ancak bu güçlü altın ve gümüş akışının karşısında Osmanlı'nın kendi iç ekonomik kaynaklarıyla mücadele edemeyeceği büyüklükte bir enflasyon ortaya çıktı Coğrafi keşifler neticesinde Avrupa zenginleşti ve az sonra bahsedeceğim Rönesans reform ve aydınlanmanın destekçisi olabilecek refah ortaya çıktı arkadaşlar bakın Bütün bu videoda size göstermeye çalıştığım şey takip etmenizi istediğim şey tarihsel Neden sonuç ilişkisi kronolojik anlamda takip etmeniz bakın nasıl Türklerin Orta Asya'dan çıkması Batı Roman'ın yıkılmasına feodal sistemin başlamasına sebebiyet verdi bakın nasıl Osmanlı'nın İstanbul'u fethetmesi günün sonunda Coğrafi keşiflerin ihtiyacını Avrupa'da doğurdu ve o ihtiyaç neticesinde Avrupa inanılmaz bir zenginliğe ulaştı ve şimdi anlatacağım Rönesans reform aydınlanma gibi hareketleri gerçekleştirdi bakın hiçbir şey birbirinden bağlantısız değil Hepsi birbiriyle yakınen iç içe geçmiş durumda şimdi Coğrafi keşifler neticesinde zenginleşen Avrupa iki tane sınıfa sahip oldu zenginleşmiş aristokrat grubu ve daha önce aristokratlar nazaran çok daha zayıf bir durumda olan Tacir sınıfı burjuva Artık bunlar da çok zenginleşmiş ve bunlar sahip oldukları imkanlarla rönesansı gerçekleş icek insanlara sahip çıktılar ve onları desteklediler Rönesans dediğimiz şey bir tane buluş bir tane resim bir tane fikirden ibaret değil aslında yeniden doğuş dedikleri Rönesans antik Yunan'ın pek çok eserinin çevrilmesiyle işte Roma hukukunun tekrar alınıp barbar kavimlerin mirasçısı olan krallıklarda uygulanmaya başlanmasıyla ortaya çıkan bir yeniden düşünce bazlı işte rasyonalizm değil ama Skolastik düşüncenin kilisenin her şeyi ben bilirim hakikatin ne olduğuna ben karar veririm dediği iddiaya Meydan okunduğu dönem bunun neticesinde en önemli sonuç şu ileride aydınlanmayı ortaya çıkaracak entelijansiya Aydın grubu ortaya çıktı ve diğer taraftan da reform hareketlerini başlatacak olan yan hus ve Martin Luther gibi insanlar ciddi anlamda bu düşünce dünyasından etkilendi ve kiliseyi ciddi anlamda tenkit etmeye başladılar Rönesans neticesinde kısaca özetleyecek ve toparlayacak olursak Aydın sınıfı ortaya çıktı intelijans ortaya çıktı ve bu sınıf coğrafi keşifler neticesinde zenginleşen aristokratlar ve burjuvalar tarafından desteklendi ve bunun neticesinde ilk önce kilise içerisinde bazı rahip hatipler çıkıp kiliseye karşı vaazlar vermeye başladılar kilise Orta Çağ'da kafasına göre hüküm tesis ediyor hakikat nedir ona karar veriyordu istediği zaman endüljans kağıtları satıp insanların günahlarını affediyor onlara Cennetten arsa veriyordu canını sıkanları engizisyon mahkemelerinde üzerinde hüküm Süremedim dinden çıkarıp Aforoz ediyordu bütün bunları yapan bu kilise hem orta Çağın krallarına Dere beylerine hem de bu kralların ve derebeylerin tebar Hacı seferlerinde Zafer vad etmiş ancak havalarını alıp geri dönmek durumunda kalmışlardı Dolayısıyla Hem bu kadar iddia sahibi olup hem de bu kadar Ortada bir şey koyamam maları zaten pozisyonlarını ciddi anlamda sorgulanır hale getirmişti ancak ne kralların ne de sıradan insanların bunlara karşı sunabilecek bir argümanları onlarla teolojik seviyede tartışacak bilgi birikimleri yoktu Ancak Rönesansın ortaya çıkardığı esler ve düşünce dünyasından etkilenen bazı rahip atipler işte Az önce bahsettiğim yan hus ve Martin Luther gibi insanlar kilisenin içinden çıkıp kiliseyi tenkit ettiler bunu bir fırsat olarak gören pek çok kral pek çok burjuva bu hareketleri destekledi ve kilisenin otoritesi geri dönülmeyecek bir şekilde sarsıldı Protestan mezhepleri ortaya çıktı Avrupa'daki dini Birlik tamamen ortadan kalktı dini birliğin ortadan kalkması neticesinde her ne kadar Avrupa'da cdi savaşlar ortaya çıkmış ciddi iç karışıklık ve istikrarsızlık meydana gelmişse de bunun neticesinde ortaya çıkan özgür düşünce ortamı ve Skolastik düşünceden ayrılmış olmaları Avrupa'yı bir sonraki Etap olan aydınlanma için uygun bir hale getirdi aydınlanma ile beraber güçlü mutlak monarşilerin Avrupa'da ortaya çıkması söz konusu olacaktı ben bunu biraz şeye benzetiyorum her ne kadar işte Yıl Savaşları gibi birbirlerine kılıçtan geçirdikleri bütün Avrupa'yı Savaş alanına çevirdikleri bir dönem geçirmiş derse de Diyorlar kül olmaz ateş yanmadan Denizler Durulmaz dalgalanmadan Ondan sonra gelişip büyümeleri için doğru ortamı kendilerine yarattılar Avrupa bu şekilde büyük bir yükselişe geçti Ondan sonra tabii ki şeylerden bahsedeceğiz ama ben bir daha Osmanlı'ya dönmek ve bizim duraklam ve gerilem demizde biraz bahsetmek istiyorum şimdi hep beraber duraklamanın nedenlerine bakacağız Ama tahmin edersiniz ki tabii ki yükselişin nedenleri Neyse onların olmayışı şeklinde kısaca da özetleyebiliriz birinci duraklama sebebimiz sınırlarımızın artık kolay Feth edilebilecek zengin yerlerden ziyade siyasi otoriteleri güçlü askeri anlamda kuvvetli devletlerin kapısına dayanmış olması Bunlar Avusturya Rusya safeviler gibi kısaca örneklendir bilil bir sonraki duraklama nedenimiz Merkezi ordunun bozulmasıyla alakalı bakın neden sonuç ilişkisini takip edin arkadaşlar fetihlerin azalması Fetih ganimetlerinin azalması sebebiyet verdi ve Fetih ganimetlerinin azalması Merkezi ordunun bel kemini oluşturan Yeniçeri Ocağının kendisini finanse edememesi sonucunu doğurdu kendisini Finans edemeyen Yeniçeri Ocağı harat çılık eşkıyalık hatta çok daha masumane zanaatkarlık işte çömlekçilik demir ustacı gibi işlerle iştigal etmeye başladı Arkadaşlar bu mesleklerin hiçbiri işi savaşmak olan işi başka orduları Mağlup etmek olan bir askerin iştigal etmemesi gereken işler bunların masum olan zanaatkarlık varı da haince olan eşkıyalık varı da Osmanlı Merkezi ordusunu içten içe çürüttü e Merkez ordunun yanında Tımarlı Sipahiler ordunun diğer güçlü kanadı tımar sisteminin bozulması tımar sisteminin kontrol altından çıkması Tımarlı sipahilerin kalitesinin düşmesi günün sonunda ordunun bir kanadı bu şekilde mahvolurken diğer kanadı da tımar sisteminin çökmesiyle mahvoldu Dolayısıyla Osmanlı askeri anlamda da geriye düştü Tabii ki arkadaşlar Belki bu olaylar Bu yozlaşma ilk başladığı sırada avrupalılardan daha güçlü bir ordumuz vardı ama zamanla bizim ordumuz yozlaşır güç kaybederken Avrupalılar teknik gelişmeler ve güçlü harp akademileri ile öteye geçti bundan sonra Merkezi ordumuzun nasıl yozlaştı andan bahsettik nasıl güçlü rakiplerle Baş başa kaldığımız dahan bahsettik bir sonraki adımımız ticaret yollarının yön değiştirmesi bundan kısaca bahsetmiştim bu oyuna dışarıdan gelen yani yükselişim esnasında oyuna çok dahil olmayan ancak Coğrafi keşifler neticesinde üzer imizde bulduğumuz bir şey ticaret yollarının yol değiştirmesi bizim vergi gelirimizi ve Ticaret gelirimizi azalttı ancak bir diğer yanı daha demin de bahsettim Coğrafi keşifler neticesinde zenginleşen gemi yükleriyle altın ve gümüşe kavuşan Avrupa'nın yarattığı Enflasyonun Osmanlı üzerindeki ezici etkisi Ayrıca Osmanlı maliyesini ve ekonomik refahını ciddi anlamda olumsuz etkiledi neden bahsetmiştim Bundan başka olarak yükselirken birbiri ardına gelmiş maraşel ve Ehil padişahlardan bahsediyordum Duraklama döneminde ise maalesef çocuk padişahlardan ve Saray kadınlarının hükümdarlığında bahsedeceğiz arkadaşlar Osmanlı'daki kardeş katli kanunu her ne kadar belli dönemlerde işe yaramış gibi gözükse de uzun vadede çocuk padişahların ortaya çıkmasına sebebiyet verdi çocuk padişahlar güçlü Saray kadınlarını doğurdu güçlü Saray kadınlarının etkisi altında büyüyen ve Korku altında İktidarı elinde tutmasını bilmeyen İktidarı elinde tutmak için annesine teyzesine veya halasına babaannesine muhtaç olan padişahların ortaya çıkmasına sebebiyet verdi bunun neticesinde ilmiye askeri ve idari teşkilatlanma ciddi anlamda yozlaştı ciddi anlamda Yolsuz daşt bir hükümdarın gerçek manada olmadığı iktidarı gerçek manada elinde tutamadığı bir yerde bu bürokrat asker ve ilim adamları Yolsuz laşık devletin ortak menfaati yerine kendi çıkarları kendi pozisyonlarını korumak için hareket etmeye başladılar bu devletin ciddi anlamda içten içe çürümesine sebebiyet verdi devlet içten içe çürürken toplum hesabı hiçbir zaman devletin içerisindeki 3 kişiye 5 kişiye değil Her zaman Merkezi otoriteye atf etti ve merkezi otorite bundan ciddi anlamda zayıflayarak çıktı arkadaşlar yükselişte olan yükselişte faydalandığımız birçok şeyi kaybetmemizin yanı sıra Avrupa'da bazı noktalarda ileriye gitti bahsetmiştik Haçlı Seferleri sırasında ortaya çıkan bankacılık Avrupa'da ciddi bir Sosyal kurum haline geldi bankalar ortaya çıktı Avrupa'da rönesanstan önce aslında Ama rönesansla ciddi bir şey yaşadı üniversiteler ortaya çıktı bu sosyal kurumların olmayışı bizim duraklam sebebiyet verdi onlar ilerlerken biz yerimizde saydık ama şu ana kadar anlattıklarım Osmanlı'nın duraklamasına anlamanız da sizin için yeterli olacaktır diye düşünüyorum Ancak gerilemenin sebebi Yani bu duraklamaya rağmen kendimizi toparlayıp ileriye atamamın en temel sebebi Devleti hükümdarın malı olarak sayılması yani bakın hanedanın bile değil sadece hükümdarın malı sayılması bir aristokrasinin ortaya çıkmasını engelledi ticaret yollarının yön değiştirmesi ortaya bir burjuvanın çıkmasını engelledi üniversite gibi kurumların bulunmayışı Özgür düşüncenin bulunmayışı entelijansiya gibi bir sınıfın ortaya çıkmaması sebebiyeti verdi Arkadaşlar bu üç sınıf her ne kadar birbiriyle kavga da etse birbirin kanına da girse birbirinin mahvına da planlı Bir toplumun devinimini arttırıp toplumun İleri gitmesi için birbiriyle yarışan sınıflardır bizde bütün başarı hükümdarın eline bakıyordu Ve bu hükümdarlar güçlü Maraşal aklı başında insanlar Ken yükseldik çocuk padişahlar ve Saray kadınları yken gücümüzden güç kaybettik ve Osmanlı gerilemeye başladı Osmanlı'da gerileme döneminde pek çok ıslahat hareketi gerçekleştirilmiş pek çok şekilde aman yakalayalım aman geri kalmayalım Aman iktidarımız koruyalım Aman Bakın bu adamlar aldı gidiyor biz yayan alırız Bunlar aldı gitti biz gelirler bizi bir kervana koyarlar Gençliğimizi alırlar Yani gerçekten Osmanlı geride kaldığının farkına varmıştı artık ve bunun için bunun önüne geçmek için ıslahatlar yapmaya çalıştı ancak az önce bahsettiğim sosyal kurumların sosyal sınıfların bulunmayışı bu Islahatların başarısını Bunları ortaya koymak isteyen padişahların kaderiyle birleştirdi maalesef Az önce bahsettiğim üzere çürümüş olan askeri Yapı idari Yapı ilmiye ıslahatlardan pek memnun olmayacaktı ıslahat demek onların refahının konforunun bozulması demekti ve bir kere merkezi otorite kırıldığı zaman kolay kolay yerine konmuyor aynı bir dişin çürümesi gibi diş pek çok şeyi kesip parçalamak da mükteda başladıktan sonra artık hiçbir işe yaramıyor ona o saatten sonra bir şey yapmak istesen de yapamıyorsun artık sinere ulaştı çekilmekten başka çaresi yok maalesef biraz iş bu noktaya geldi he arada bunun önüne geçmek isteyen kısmi anlamda da başarı olan insanlar ol olmadı mı oldu padişahlar olmadı mı oldu Ancak günün sonunda hiçbir zaman kalıcı olamadı hepsinin sonunu Maalesef bu yozlaşmış devlet teşkilatı getirdi Islahatların maksadı hasıl olamadı Bizler Osmanlı ıslahat hareketlerinde başarısız olurken gerileme yaşarken Avrupa ne yapıyordu Avrupa sömürgecilikte zirveye çıkmış kolonilerini kurmuş Bu sayede zenginliğine zenginlik katmakla meşguldü bunun ötesinde Rönesans ve reformun ortaya çıkardığı özgür düşünce ortamı ve yeni devlet politikaları yeni devlet teorileri sayesinde Eskinin feodal krallıkları güçlü Merkezi mutlak monarşiler dönüşmüştü bu mutlak monarşiler aydınlanmanın ortaya çıkardığı teknolojik avantajla da birlikte Osmanlı'ya karşı ezici bir üstünlük elde ettiler bu sebeplerle Osmanlı çürümeyi yaşarken Avrupa Gücüne Güç katmış bunun sonucunda karşımıza dağılma ve büyük toprak kayıpları olarak çıkacaktı Osmanlı'da dağılma başlarken bununla eş zamanlı olarak frda Krallık lağvedildi yerine Cumhuriyet ilan edildi Fransız İhtilali neticesinde bir millet bilincine sahip olmayan insan toplulukları Ulus bilinciyle hareket etmek Ulus devlete dönüşmek yönünde ciddi bir mücadeleye girdi ve bunu Biz milliyetçilik akımı olarak adlandırıyoruz milliyetçilik akımı Osmanlı gibi çok uluslu eski şa şahlı ve Şanlı dönemlerinden eski gücünden uzakta olan bir devlet için yıkıcı etkiye sahip olacaktı özellikle İngiltere'de başlay deyıp daha sonra Avrupa'ya yayılan Sanayi Devriminin Osmanlı ekonomisi üzerindeki öldürücü etkisiyle ve Fransız İhtilalinin ortaya çıkardığı milliyetçilik akımının çok uluslu Osmanlı'nın toplumsal sükunu ve barışına vurduğu ikinci ölümcül darbeyle birlikte Osmanlı ve Avrupalı devletler arasındaki güç dengesi geri dönüşü olmayacak şekilde bozuldu Osmanlı Artık içinde bulunduğu siyasi arenada bir oyun kurucu değil güçlü Avrupa devletleri arasında denge politikası Gütmek zorunda kalan ikincil bir güç haline gelmişti Türk milleti bir daha bu iktidar sahibi Avrupalı büyük güçlerin karşısına dikilip onlara kendi arzularını kendi iradesini dikte ettirme gücünü ancak Mustafa Kemal Paşa hazretleri zamanında bulacaktı Fransız İhtilali neticesinde ortaya çıkan milliyetçilik akımını durdurabilmek için Osmanlıcılık Fikri yaygınlaştırılmaya çalışıldı ancak bunda ciddi bir başarı elde ettiğini söylemek maalesef mümkün değil Osmanlı dağılmak isteyen kendi başına buyruk Kendi Kaderini tayin etmek isteyen tebaasını imparatorluğun içerisinde tutabilmek için çok gayret gösterdi hem ideolojik anlamda osmanlıcılığı yerleştirmeye çalıştı hem de hak iddiasında bulunan haklarının kendilerine teslim edilmediğini düşünen Osmanlı tebaasına tanzimat fermanı Islahat Fermanı İlk anayasamız olan Kanuni Esasi daha sonra meclis-i Mebusan gibi pek çok haklar vererek onları içeride tutmak istediyse de bu anlamda ciddi bir başarı kaydedemedik isyanlar isyanları takip etti Daha önce Osmanlı tebaası olan Osmanlı mülkünde yaşayan Sırplar Yunanlılar romenler ve Bulgarlar gibi uluslar İsyan edip kendi Devletlerini kurdular Osmanlı'dan tek tek ayrıldılar dağılma döneminde isyanlardan bağımsız olarak devlet modernleştirilmiş özellikle I Mahmut döneminde yapılan pek çok ıslahat ve reform Osmanlı'ya bir mücadele gücü kattı ancak günün sonunda yeterli olmayacaktı bakanlıklar nezaretler kuruldu divan-ı Hümayun lağvedildi Ordu Yeniçeri Ocağı kaldırıldı yerine Avrupai tarzda kurulmuş olan yeni düzenli ordu asakiri mansure-i muhammediye kuruldu ilk öğretim zorunlu hale getirildi modern mektepler kuruldu ancak bunların hiçbiri dağılmanın önüne geçemeyecektir Tanzimat fermanıyla Osmanlı tebaasına Medeni haklar verildi ıslahat fermanıyla gayrimüslim teba ve Müslüman teba arasındaki ayrımlar ortadan kaldırıldı Kanuni Esasi ile 1ci Meşrutiyet ilan edildi ve Osmanlı Bir Meclise kavuştu ancak bunların hiçbiri Osmanlı'yı eski gücüne kavuşturmayı özel özellikle artık kartopu etkisiyle inanılmaz bir anlamda güçlenmiş Avrupalı devletler karşısında mücadele edecek güce geri getirmeyecek Birinci Meşrutiyet maalesef Huylu huyundan vazgeçmez ı Abdülhamid'in kısa süre sonra Meclisi lav etmesiyle ortadan kalktı ve dağılmadan çok kısa bir süre öncesine kadar I Abdülhamid tek elden Osmanlı'yı yönetti I Abdülhamid 31 Mart vakasına kadar iktidarda kaldı 31 mart'la beraber İttihat ve Terakki yönetime el koydu ve Osmanlı'yı 1 Balkan Harbi ik Balkan Harbi ve 1 Dünya Savaşı'na sürükledi 1 ve 2 Balkan harpleri ki zatların üzerine 1 Dünya Savaşı'nda da yenilgi alan Osmanlı Mondros Ateşkes antlaşmasıyla İtilaf devletlerine teslim oldu ve bütün mücadele ve direnç gösterme kabiliyetini düşmanları lehine terk etti Türk milletini kurtarma vazifesi Mustafa Kemal Paşa riyasetinde yine Türk milletine düşmüştü I Dünya Savaşı neticesinde kaybeden ittifak devletleri itilaf devletleri tarafından parçalanmış siyasi yapıları değiştirilmiş ş hanedanları ortadan kaldırılmış ve jeopolitik jeostratejik konumlarına düşmanları tarafından el konulmuştur İtilaf Devletleri mondoros Ateşkes Anlaşması ile birlikte Osmanlı'yı hukuken parçalanabilir bir hale getirmiştir mondros'ta bulunan pek çok hüküm Eğer bir yerde bir şey olursa bir karışıklık olursa oraya müdahale edebileceklerini veya o karışıklıklar neticesinde kimin oraya hüküm sahibi olacağını Orada kimin hükümdarlığa sahip olacağına karar verme yetkisine kadar onlara pek çok imkan tanıyor bunun ötesinde ayrılıkçı hareketleri destekleyerek hukuken elde ettikleri bu Hakkı kullanmak için uygun sosyal ve siyasi ortamı da oluşturmaya gayret ettiler bunun ötesinde Osmanlı'nın silahlarına el koymaları herhangi bir direnişin ortaya çıkmasına da bu korkunç emellerini gerçekleştirirken Türk ordusunun onlara engel olmasının da önüne geçecekti İtilaf Devletleri Az önce bahsettiğim planlarının somut karşılığı olarak Anadolu'da Ermenistan Kürdistan kontus Devleti ve büyük Yunan Devleti gibi Devletleri kurabilmek için sair operasyonlara Baş başlamış Sair müdahalelere başlamamıştı ancak Türk milleti Bu operasyonlara karşı gayri Nizami yani düzensiz olarak kuvay-i Milliye çatısı altında direniş göstermiş ve bu direnişlerin de ilk etapta başarılı olmuşsa da İzmir'in Yunan Ordusu tarafından işgali karşısında Düzenli bir ordu ve hükümet çatısı altında büyük bir Kurtuluş Savaşı gerçekleştirmenin gerekliliği ortaya çıktı bu gerekliliği Gören ve tüm muhaliflere ve hainlere rağmen idam sehpasını göze alarak Mustafa Kemal 19 Mayıs'ta Samsun'a çıktı detaylı bir şekilde Kurtuluş Savaşı'ndaki kongreleri yaşanan olayları gerçekleşen savaşları anlatacak değilim özetleyecek olursak Mustafa Kemal Paşa'nın önünde iki tane temel engel vardı birincisi Öncelikle dostlarını yol arkadaşlarını manda ve himaye gibi yanlış düşüncelerden uzaklaştırmak onları tam bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yönünde ikna etmekti Bu anlamda Sivas Kongresi'nde gerçekleştirdiği konuşmalar ya istiklal ya ölüm demesi can alıcı bir noktaydı bunu başarıyla Aşan ve insanları bir gaye arkasında bir Kurtuluş Savaşı bir Bağımsızlık Savaşı arkasında kenetlendi yapması gereken ikinci şey gayri Nizami savaştan gelen Kuvayi milliyecilerin bir düzenli ordu çatısı altında toparlanması olacaktı birinci engel samimi konuşmak gerekirse en zor engeldi Mustafa Kemal Paşa'nın yaptığı konuşmalarında Hayır Efendiler Hayır hayır hanımefendiler Hayır ya istiklal ya ölüm Manda ve himayeyi tam anlamıyla bütün iyi niyetli diğer Osmanlı subaylarına diğer Türk subaylarına rağmen diğer Türk Aydınlar Türk önde gelenlerine rağmen bunu savunmasıyla Mustafa Kemal Paşa Kurtuluş Savaşı'nın yönünü ciddi anlamda değiştirdi ve bugünkü cumhuriyetin temellerini bu cümleyi sarf ederek atmış oldu bundan sonra düzenli orduyu kurdular düzenli ordu önce doğuda Zafer kazandı daha sonra Kuvayi Milliye'nin güneyde kazandığı zaferlerle beraber batıya odaklanabilir batıda 1ci ve ikinci yönü savaşlarıyla ilk etapta başarı elde edilmişse de Kütahya Eskişehir savaşları neticesinde Türk ordusu Bozguna uğ ışı ancak Gazi Mustafa Kemal Paşa Maraş herik unvanının kazandığı Gazi unvanının kazandığı Sakarya Meydan muharebesinde bir kez daha farkını ve askeri yetkinliğini ortaya koyarak Türk milletini ve Türk ordusunu zafere ulaştırdı büyük taarruzla beraber de düşmanı ülkemizden DEÜ ref ettik bu askeri başarılar neticesinde yeni Türk ordusunun İtilaf Devletlerini teker teker sahada yenmeye ihtiyacı yoktu Zira I Dünya Savaşı'ndan çıkmış İngiltere Fransa ve İtalya gibi devletler zaten ziyadesiyle yorgundu karşılarında görmeleri gereken tek şey gerekirse bağımsızlık uğruna yok olmayı göz almış bir Türk milletiyiz cephelerde düşmanı mağlup ederek bunu ziyadesiyle Ortaya koymuş İngilizlere ya Burayı usulca terk edersiniz ya da Bunun bedelini ödersiniz diyordu bu iradenin bir sonucu olarak Lozan Barış Mütarekesi imzalandı ve Türkiye Cumhuriyeti resmen kurulmuş oldu Lozan Barış Antlaşması bazılarının iddia ettiğin aks ine çok ciddi bir kazanım çok büyük bir galibiyet bunun aksini kim konuşuyorsa Türk tarihiyle uzaktan veya yakından bağı yoktur abi bir tyt tarih anlatıcısı olarak Bunlar senin için idal laflar değil mi Bunu size tyt tarih öğreten bir abiz olarak değil Türk milletinin gururlu ve namuslu bir evladı olarak söylüyorum Lozan Barış Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük kazanımlarından biridir Lozan Barış antlaşmasıyla kapitülasyonlar kaldırılmış duyun Umumiye gibi ekonomik bağımsızlığımızı kafeste tutan bir kurum ortadan kaldırılmış azınlıklara verilen ayrıcalıklar kaldırılmış eğitim sistemimiz yabancıların elinden alınıp Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmış yabancı okulların tamamı Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanmış Misaki Milli Sınırları ufak değişiklikler dışında tam olarak kabul edilmiş Boğazlar başında Türklerin bulunacağı bir komisyona devredilmiş Musul ve Kerkük sorunu İngilizlerle bir sene içerisinde konuşulup çözülmek üzere Atiye bırakılmıştır şimdi çok Konuşurlar Musul'a Kerkük verildi de bilmem nede Peki bizim bu bir sene görüşme ve müzakere sürecimizin içinde ne oldu Şeyh saidit isyanı oldu bugün Şeyh Said güzellemesi yapanlar bunu hiçbir zaman konuşmazlar Musul ve kerk hesabını sanki bir Cumhuriyet kurmamış çasa Atatürk'ten Musul ve kerk hesabını sormak isteyenler Şeyh said'e gelince süt dökmüş kediye dönüyorlar Neyse konumuz şu an bu değil Lozan Barış Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük ülküsüne ve Türk milletinin parlak geleceğine ulaşabilmesi için çok güçlü Çok yerinde bir kazanım olarak tarihimizin gurur kaynaklarından biri olmaya devam etmekte top toparlayacak olursam Atatürk'ün inkılaplarıyla bitiriyorum Mustafa Kemal Paşa çok kısa bir sürede çok fazla şey başardı ve bunu uzun savaş silsileler inden çıkmış Ülkesi işgal edilmiş tağar olmuş bir milletle yaptı gerçekleştirdiği inkılaplardan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılması 21 ve 24 anayasalarının ihdas edilmesi saltanatın kaldırılması cumhuriyetin ilan edilmesi seçme ve seçilme hakkının hem erkeklere hem kadınlara verilmesi siyasi partilerin kurulması Atatürk'ün ilkelerinden cumhuriyetçi ilişkin inkılaplarda Türk Tarih Kurumu Türk Dil Kurumu yabancı okulların milli eğitime bağlanması Kabotaj kanununun kabul edilmesi nüfus mübadelesi Bunlar Türk milletinin genç Türk milletinin her ne kadar Kadim bir geçmişe sahip olsak da millet olarak hareket etmeyi yeni yeni öğrenen bir insan topluluğunun Türk milletinin milliyetçilik anlamında önün açılması ve milli benliğini benimsemesi kucaklaması için alınmış tedbirler ve inkılaplardan devletçilik tarumar olmuş bir ülkede iktisat kalkınmanın öncülüğünü devletin gerçekleştirmesi şeklinde açıklayabileceğimiz inkılaptır bu kapsamda Etibank ve Sümerbank Merkez Bankası ve diğer kamu bankalarının kurulması Merkez Bankasının millileştirilmesi ve İzmir İktisat Kongresi'nde alınan Sair kararlar devletçilik politikasının aşikar örnekleridir soyadı kanunu Medeni Kanun ve iktisap ettiğimiz pek çok modern kanun Halkçılık ilkesinin doğal bir sonucudur halkın modern muasır medeniyetler seviyesinde bir yaşam standardına sahip olması şeklinde özetleyebiliriz biliriz bu kapsamda soyadına sahip olmak Medeni Kanun kapsamında insanların Medeni haklarının düzenlenmesi ve güvenc altına alınması olmazsa olmaz inkılaplar olmazsa olmaz devrimler kanun karşısında eşitliğin anayasada kabul edilmesi ve aşar vergisinin kaldırılması yine halkçılıkla alakalı inkılaplarda hilafetin kaldırılması tevhidi Tedrisat Kanunu tekke ve zaviyelerin kapatılması Maarif teşkilatının kurulması gibi inkılaplar ise laikliğe ilişkin Arkadaşlar ben bunları böyle sayıyorum Siz tabii ki bunları okuyup öğrenmeniz gereken şeyler sadece ne kadar kısa sürede ne kadar fazla şey başarıldı görmeniz için bunlar Sadece ilkesel anlamda anlattığımız şeyler genç Cumhuriyet genç Yaşına rağmen işte Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan çok ciddi atılımlar gerçekleştirmiş Türk milleti orta Çağın karanlığından çıkıp muasır medeniyetler seviyesinin çok ötesine geçmiş seçme ve seçilme hakkının kadınlara verilmesi gibi pek çok Avrupalı devletin bize nazaran çok sonra edineceği bir Medeni Hakkı bir muasır seviyeye ulaştı Dolayısıyla toparlayacak olursak arkadaşlar Mustafa Kemal Paşa'nın Türk milletiyle gerçekleştirdiği bu mucizevi devrimle beraber artık tarih Anlatışım bu kapsamda Sonuna Geldik hikayemize antik çağlardan başladık ilk çağlardaki uygarlıkları ilk Çağın kahramanlarını İskender'den sezar'dan bahsettik roma'dan bahsettik orta Çağa geldik İslam'ın doğuşundan konuştuk Türklerin Orta Asya'dan gelmesinden bahsettik Roma'nın yıkılmasından bahsettik Büyük Selçuklu Büyük Müslüman Türk devletlerinden bahsettik feodal Avrupa'yı konuştuk feodal Avrupa'nın sonuçlarını konuştuk Haçlı seferlerinden bahsettik cengizhan'da bahs bahsettik Cengiz Han'ın yıkıcı etkisini konuştuk Cengiz Han'ın yıkıcı etkisinden sonra yükselen Türk beyliği Osmanlı'dan bahsettik gördüğünüz gibi birbirinin arkasına gelen neden sonuç ilişkisiyle birbirine bağlı sayısız olayı gördük coğrafi keşiflerden rönesanstan reformdan Osmanlı'nın Yükseliş sebeplerinden duraklama sebeplerinden ve geri kalmasına sebebiyet veren olaylardan dinamiklerden sosyal ve ekonomik şartlardan bahsettik Bu anlatımın çerçevesinde ben sizlere tyt kapsamında şu sorunun Net cevabını öğrettim diye bir şey söylemiyim ama şu andan itibaren tarihe dair Okuduğunuz duyduğunuz gözünüzün çarptığı her şey zihninizde bir yuvaya oturacak Çünkü şu an aklınızda artık İlk Çağ uygarlıklarından tutup Mustafa Kemal Paşa ve büyük Türk devrimine Türk milletinin büyük inkılabına kadar gelebilecek bir olay örgüsü bir hikaye var Artık bunun üzerine pek çok şey inşa edebilirsiniz Benim buraya geçen sene Türkiye beşincisi olmamı sağlayan tarih netlerimi de koyabilirsiniz TRT sosyal netlerimi de koyabilirsiniz Şu an burada size anlattıklarım ötesinde çok fazla bir şey bildiğimi düşünmüyorum son gece Bir gün önce iki gün önce bir tane ayte tarih fasikülü okuyarak ayte tarihin tamamını doğru yaptım çünkü üzerine inşa edebileceğim çok sağlam bir temele sahibim ve bu videoda da size bu temeli olabildiğince aktarmaya çalıştım bazı noktalarda yeterince bunu aktaramamak noktalarda yorulmuş bazı detaylardan bahsetmekten gayri ihtiyari vazgeçmiş olabilirim ama günün sonunda almanız gereken şeyin % 180 % 0'ı bu videoyu dikkatli izler dikkatli dinlerseniz almış olacağınızdan Ben eminim şu ana kadar anlattığım şeyleri ben anlatmaktan inanılmaz keyif alıyorum sadece tyt tarih olarak bakmıyorum bırakın tyt tarih olarak bakmayı sadece sınav olarak da bakmıyorum tarih Kolektif insan tecrübeleriyle dolu sadece kendi tecrübelerinden istifade eden bir adam ahmaktır tarih ise sayısız insanın sayısız tecrübeleriyle dolu iyi bir tarih bilgisine sahip olmak Hele ki Neden sonuç ilişkisi içerisinde olayları takip edebilmek size hayatta da çok fazla şey katacak bu kanal bildiğiniz üzere hiçbir zaman klasik bir sınav hazırlık kanalı olmadı Ben de sınava hazırlık hocası değilim Emin olun bugün Dinlediğiniz şeyler Ve mantık silsilenin içerisine böyle olayları dahil edebilmeniz böyle olayları idrak edebilmeniz size hayal bile edemeyeceğiniz yerlerde hayal bile edemeyeceğiniz faydalar sağlayacaktır Evet arkadaşlar Bugün beraber 1 buçuk saatte tyt tarihi bitirdik Belki de tyt tarihi bitirdik demek çok anlamlı olmuyor 1,5 saatte İlk Çağ uygarlıklarından Atatürk'e kadar hep beraber bir hikaye dinledik Eğer bu videoyu şu ana kadar soluksuz bir şekilde izlediyseniz size Öncelikle tebrik ediyorum İlk başta söylediğim bir masal dinlermiş cesine dinledi iseniz sizi Gerçekten tebrik ediyorum çünkü Bence zor bir şey başardınız odaklanmanın bu kadar zor hızın bu kadar yüksek olduğu bir dönemde bu kadar uzun bir videoyu kesintisiz tek solukta izlediyseniz gerçekten sizleri tebrik ediyorum Kendinize çok iyi bakın kanalda daha çok fazla içerik çekeceğiz Daha bunun gibi ilginç çok videolarımız olacak Sizleri çok seviyorum Kendinize çok iyi bakın kanalda görüşmek dileğiyle hoşça kalın