Müzik Değerli arkadaşlarım hepinize merhabalar ben tarih öğretmeni Gökhan Öz Geldik 10. sınıfların artık 2. ve Müzik Son yazılısına şöyle baktım bir moralim bozuldu arkadaşlar. Nazım yine bizimle kamera arkasında da Selim kardeşim bizimle. Eğer siz de hazırsanız çok kısa zaten bu arada kazanımlarınıza baktım.
Gerçekten kazanımlarınız oldukça az. Tarihi bu dönemde çok rahat yapacağınıza inanıyorum. Eğer hazırsanız ne yapalım Nazım?
Tabii ki başlayalım. Haydi bakalım. Evet, arkadaşlar bir coğrafi keşiflerle ilgili kazanımlarımız var. Coğrafi keşiflerin nedenleri, sonuçları bunlardan biraz bahsedeceğiz.
Özellikle Osmanlı Devleti'ne etkilerinden bahsedeceğiz. Şimdi coğrafi keşifleri kim başlattı? Avrupalı Denizli.
Denizciler başlattı. Avrupalı denizciler durup dururken böyle koltuklarında oturmuş sohbet ederken ulan bir coğrafi keşif mi yapsak demediler değil mi Selim? Ne yaptılar?
Özellikle Osmanlı Devleti Fatih döneminde nereyi ele geçirdi? Kırım'ı bu kadar mı alakasız bir yer olur? İstanbul desen tutar. Samsun desen tutar.
Trabzon desen tutar da mora Akdeniz ile alakalı bir şey. Fatih şöyle gösterelim. Şurası Anadolu olsun, Türkiye olsun.
Fatih Kırım'ı ele geçirdi ve nereyi Türk Gölü haline getirdi? Karadeniz'i Türk Gölü haline getirdi. Kanuni Sultan, ya da şöyle söyleyeyim Yavuz Sultan Selim nereyi ele geçirdi?
Kutsal toprakların olduğu, mısırın olduğu, aşırı Aşağı bölgeyi ele geçirdi. Kanuni Sultan Süleyman geldi. Nereye ele geçirdi? Akdeniz'i ele geçirdi.
Ve hangi ticaret yollarının kontrolü böylelikle Osmanlı Devleti'nin eline geçti? İpek ve Baharat yolunun kontrolü yani Akdeniz ve Karadeniz'in kontrolü Osmanlı Devleti'nin eline geçti. Bunun üzerine Avrupalı devletler de kendilerine çıkar yol aramaya çalıştılar. Bu arada doğunun zenginliklerini duyuyorlar mıydı?
Doğunun zenginliklerini, doğunun değerli madenlerini de nereye taşımaya çalışıyorlardı? Batıya. İşte bu gibi sebeplerden dolayı ne olacak? Coğrafi kişileri başlatacaklar. Tabii ki zengin olanlar zenginleşmeye çalışacak.
Daha da zenginleşmeye çalışacak. Bu arada önceden de bunu yapabilirlerdi ama okyanuslara dayanıklı ne yoktu? Gemileri yoktu.
Şimdi teknolojinin gelişmesiyle okyanuslara dayalı gemileri de olmaya başladı. Eysi. Eskiden özgüvenli ya da ne diyeyim cesur denizcileri yoktu. Cesur denizciler ortaya çıkmaya başladı. Bunun dışında yani okyanusa çıkmak kolay.
Gemiyi yaparsın okyanusa çıkarsın çok cesursundur. Takriben 7 saat sonra falan kaybolursun okyanusta. Kaybolmamak için yol gösterecek olan neyi buldular? Pusula yani buldular değil mi?
Pusula nereye taşındı? Batıya taşındı. Böylelikle bunların hepsi birleşince ne oldu? Bak. arkadaşlar coğrafi keşifler başladı.
Şimdi coğrafi keşiflerin şurada bir haritamız var. Öyle çok detaylı bu buraya gitti işte Vasco de Gamora'ya gitti oraya gitti falan gibi anlatmayacağım. Sadece işin mantığını anlatacağım. Arkadaşlar önceden Avrupalı devletler şuradan yola çıkıyordu.
Osmanlı topraklarından Hindistan Osmanlı topraklarından şöyle Çin'e doğru rahatça gidebiliyordu. Bakın gördüğünüz gibi ne kadar kısa bir yol değil mi? Kestirme bir yol.
Ama Ama Osmanlı Devleti İpek ve Baharat yolunu ele geçirdikten sonra buradaki vergilendirmeyi inanılmaz bir şekilde arttırdı. Şöyle düşünün adamın buradan buraya gitmesi bakın kısa yoldan gitmesi sallıyorum 100 lira. Osmanlı'ya vergi ödediği için 100 lira bir de yol parası şudur budur maliyet 100 lira.
Sonra coğrafi keşiflerle Avrupalı devletler gördüğünüz gibi yolu inanılmaz bir şekilde uzatıyor. Ama yolu uzatmasına rağmen maliyet en fazla 50 lira çıkıyor. Böyle düşünün.
Şimdi böyle bir durumda Avrupalı devletler ne yapar? Tabi ki yeni yeri kullanır. Bu arada şurası normalde ilk keşfedildiğinde ne ad konuldu Nazım buraya?
Fırtınalar burnu adı konuldu. Ancak insanlar çünkü gerçekten çok fırtınalı, çok dalgalı bir yerde. İnsanlar korkmasın diye, denizler korkmasın diye daha sonra ismi ne oldu?
Ümit burnu oldu. Ve böylelikle coğrafya... ...keşiflerde gerçekleşmiş oldu.
Şimdi madde madde coğrafi keşiflerinin sonuçlarına bakalım. Yeni ticaret yolları bulundu mu? Bulundu. Ne önemini kaybetti? Osmanlı'nın elinde bulunan İpek ve Baharat yolu önemini kaybetti.
Akdeniz limanları önemini kaybetti. Yerine Atlas Okyanusu limanları önemini kazandı. Bunu da unutmayalım arkadaşlar.
Bunun dışında önceden Hristiyanlar ya da Avrupa dünyası... Kime bağımlıydı? Müslüman dünyasına, İslam dünyasına bağımlıydı.
Artık bu bağımlılıktan kurtulmaya başladı. Yeni kıtalar keşfedildi. Yeni gıda ürünleri keşfedildi. Örnek veriyorum.
Benim hayatımda en sevdiğim şey patates arkadaşlar. Allah razı olsun bunu keşfetmeleri gerçekten çok önemli. Selim, patatesi önceden kimler yiyordu biliyor musun?
Hindistanlar çok güzel, hala yiyor onlar. Amerikalılar çok güzel olaya bakış açınız gerçekten beni benden aldı. Oğlum hala yiyorlar onlar Hindistanlar Amerika hala yiyor. Önceden hayvan yemiydi patates.
Patates ilk bulunduğunda insanlar patates yemiyordu. Daha kızartmayı bilmedikleri için evet. Haşlayarak yiyorlarmış.
Evet patates arkadaşlar önemli. Onun dışında kakao, vanilya, domates. Mısır, fasulye ve maalesef arkadaşlar sizin için kötü ama Nazım'ın da Selim'in de vazgeçilmezi olan tütün de yine coğrafi keşiflerle beraber ne oldu arkadaşlar?
Avrupa'ya taşınmaya başladı. Onun dışında... Bakıyoruz Doğu Batı arasında etkileşim arttı.
Doğu Batı'nın etkileşiminin artması neyi geliştirdi? Ticareti geliştirdi. Avrupa'da ticaretle zenginleşen sınıfa bir ad verilir.
Ne bu ad? Burjuva. O zaman coğrafi keşiflerle hangi sınıf güçlendi?
Burjuva sınıfı güçlendi. Arkadaşlar ortaya bir sermaye birikimi çıkmaya başladı. Ticaret yapınca para kazanıldı. Bu sermaye birikimi sonucunda...
Bunda da Avrupa'da artık bir fabrikalaşma süreci başladı. Nerede ortaya çıkmıştı? İngiltere'de.
Ne yaşandı o zaman? Sanayi devrimi ya da diğer adıyla sanayi inkılabı yaşandı. Arkadaşlar bunun önünü açan en önemli olay neymiş sanayi devriminin? Coğrafi keşiflerin yaşanmasıymış. Bu da bizim için yine önemli.
Burada tabii ki zaten sanayi inkılabıyla beraber ya da bu ticaretin gelişmesiyle beraber güçlü devletler, güçsüz devletler ne yapmaya başlayacak? Sömürmeye başlayacak tabii ki. Sömürgecilik yine Avrupa'da başlamış olacak. Şimdi kilise ne diyordu? Dünya düzdür, merkezi Kudüs'tür diyordu.
Bak kilise dünya düzdür, merkezi Kudüs'tür diyordu. Coğrafi keşiflerin sonucunda adamlar çıktı yola, Vasco de Gamalar, Magellanlar çıktı yola, Bartemil, Bartemidiazlar çıktı yola ve dümdüz gittiler. Dümdüz git, git, git, git, git, git, git, git, git. Başladıkları yere geri döndüler.
Böyle olunca ne ortaya çıktı? Dünyanın yuvarlak olduğu ortaya çıktı arkadaşlar. O zaman kilisenin yalan söylediği anlaşıldı mı?
Anlaşıldı. Kilisenin arkadaşlar, bu günümüzde de çok basittir. Mesela ben biliyorum ki Nazım yalan söyledi.
söyleyen bir insan. O yüzden Nazım'a ne yapmıyorum? Güvenmiyorum. E koskoca kilise yalan söylersin. Düşünsenize bugün bizim Diyanet İşleri Başkanlığımızın yalan söylediğini Diyanet İşleri Başkanı olabilir mi?
Olamaz tabii ki. Ne yaparız öyle bir şey olsa? Hemen güvenimizi kaybederiz. O zaman burada da kiliseye duyulan güven azalacak. Kilisenin bir gücü olan skolastik düşünce zayıflayacak arkadaşlar.
Ne sayesinde? Coğrafi keşifler. Sayesinde bunu da unutmuyoruz ve neyin önü açılacak? Rönesans'ın reformunda önü açılacak. Rönesans Avrupa'da, İtalya'da başlayan sanat, edebiyat, bilim alanında yaşanan yeniliklerdir, aydınlanma çağıdır.
Reform ise Almanya'da başlayan ne alanında? Din alanında yaşanan aydınlanmalardır. Arkadaşlar bunu da unutmuyoruz ve keşfedilen yeni kıtalarda ne yayılmaya başladı?
Hristiyanlık yayılmaya da başladı. Başladı diyeceğiz arkadaşlar. Hint Deniz Seferleri. Biz Hint Deniz Seferlerini daha önce de sanki duyduk. Nerede duymuştuk?
Hint Seferleri nerede duymuştuk? Gazneli Mahmut'ta mı duymuştuk? 17 sefer düzenlemişti. Neden 17 sefer düzenlemişti?
Arkadaşlar bir önceki dersimde bunu anlattım. Hint Deniz Seferlerini anlattım. Ama Gazneli Mahmut'un seferlerini anlattım.
Hint Seferleri. İşte, şey anlattım, Gazneli Mahmut'u anlattım. Nazım dersten sonra böyle heyecanlı heyecanlı geldi yanıma. Dedi, Hint Deniz Seferleri niye 17 tane biliyor musun dedi.
Ben de niye dedim böylece. Çünkü Gazneli Mahmut'un ömrü o kadarına yetmiş dedi. Yani yaşasaydı 18'e yetmiş. Ben de bilimsel bir şey söyleyecek sandım dinliyorum arkadaşlar.
O yüzden artık her hinti duyunca aklıma maalesef Nazım gelecek. Şimdi burada Hint Deli Seferleri kimin döneminde yapılıyor? Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde yapılıyor.
Çok önemli isimleri bu seferlerin başında görevlendiriyor Kanuni Sultan Süleyman. Hatta bir tanesinde hepimizin çok yakından tanıdığı Selim. Kimi görevlendiriyor biliyor musunuz?
Şu ismi duyduk mu? Barbaros. Bence bu daha ünlü. Piri Reis.
Duyduk mu? Piri Reis. İlk denizcilik haritasını çizen dünyanın ilk haritasını aslında çizen isim Piri Reis'tir arkadaşlar. Piri Reis de Hint Deniz Seferlerine katılacak ve donanmayı maalesef donanmasını kaptıracak.
Bunun sonucunda canını kurtarıp İstanbul'a gelecek. Kanun Sultan Süleyman 10'u yargılatacak. Yargılanma sonucunda Piri Reis idam edilecek arkadaşlar.
Bakın çok önemlidir. Evet, Hint Deniz Seferlerinin nedenleri. Evet arkadaşlar, İpek ve Baharat Yolu önem kaybetti. Hindistan bölgesinden giden o yolun adı Baharat Yolu. O zaman eski ticaret yollarını yani Baharat Yolu'nu canlandırmak var.
Bu bölgede etkin olan devlet kim? Portekizler. Portekizleri bu Hint sularından, o Hint okyanusundan uzaklaştırmak, atmak yine amaçlarımızdan ve o Portekizli denizciler kutsal topraklara giden örnek veriyorum işte Mekke'ye, Medine'ye o Kabe'nin olduğu topraklara giden hacı kervanların önünü kesiyor tarzı. Öyle bir şey söyleyeyim.
Yani oranın güvenliği yok. Oranın güvenliğini sağlayabilmek için de biz Hint okyanusunu ele geçirmek istiyoruz arkadaşlar. Ve Başarılı oluyor muyuz?
İstediğimiz kadar başarılı olamıyoruz. Neden? Çünkü bizim, evet güzel gemilerimiz var, şu var bu var ama o gemiler Akdeniz, Karadeniz, İstanbul, Marmara, buralar için.
Yani neye dayanıklı değil? Okyanusa dayanıklı değil arkadaşlar. Onun dışında bölgeyi bizim denizcilerimiz iyi tanımıyor. Bu da yine önemli arkadaşlar.
Ve maalesef seferlere yeterince önemli. verilmiyor. Bu üçü bir araya gelince Osmanlı Devleti İntideniz Seferlerinde istediği başarıyı gösteremiyor.
Şimdi geldik yeni bir üniteye Osmanlı Devleti Saray Teşkilatı'ndan bahsedeceğiz. En önemli saraylarımızdan bir tanesi hiç şüphesiz ki Topkapı Sarayı'dır. Çok hızlı bir gecik Hindistan'dan Topkapı Sarayı'na geçtik arkadaşlar. O bir önceki üniteden kalan kısımdı böyle bölünmüş kazanım. Şu an yeni bir üniteye geçtik.
Topkapı Sarayı kimin döneminde yapıldı? Fatih Sultan Mehmet Dönü'nde 1465'de yapımına başlandı. 1478'de bitirildi.
Osmanlı Devleti'ne en uzun süre merkezlik yapan saray nedir diye bir soru gelirse cevabımız Topkapı Sarayı olacak. Resimde net gözüküyor mu Selim şeyde? Öğrenciler böyle görebilecekler mi?
Görürler. Yani gerçekten arkadaşlar çok güzel bir saray. Gittiniz mi arkadaşlar?
Selim lütfen her gece laylalarda, reynalarda... Gizli ücretsiz yeri var uydurma şimdi etrafında bile dolaşsan görürsün gerçekten denizin dibinde mükemmel bir saray bu sarayın Hadi bir tık daha içine girelim bir tık daha bahsedelim bu saraydan sarayın 3 bölümü var lazım birisi birun arkadaşlar Hatta şu kırmızı kalemimizi alalım şey mavi kalem birisi birun arkadaşlar yani sarayın dış kısmı diğeri en derun sarayı iç kısmı diğeri ise Nazım'ın ve sizlerin en çok dikkatini çeken harem kısmı. Değil mi?
Yani kız kısmı. Neler oluyor değil mi orada? Kanuni böyle kovalıyor. Neyse. Görüşlerinizi, sizin görüşlerinizi de alacağım yorumun altına.
Buradan Nazım'ın ve Selim'in görüşlerini de alacağım. Önce bir birunu halledelim. Birun sarayın dış kısmıdır. Yani dış manasına gelir. Saray muhafızları ve saray çalışanları burada kalır.
Elçiler, önemli olanları işaretleyeceğim. Elçiler burada kabul edilir ve Divan-ı Hümayun toplantıları burada Bab-ü Sa'de kapısı denilen bölmede yapılır. Soru da direkt gelebilir arkadaşlar. Divan-ı Hümayun toplantıları sarayın hangi bölümünde yapılır?
Cevabımız olacak o zaman Birun ya da Birun'un da Bab-ü Sa'de kapısı bölümünde yapılır. En deruna geliyorum. En derun sarayın belki de en önemli yerlerinden bir tanesidir.
İlk defa Enderun dediğimiz şey nerede kuruldu? 2. Murat zamanında Edirne'de kuruldu. Fatih bu bölümü aldı ve nereye taşıdı?
Topkapı Sarayı'nın içine taşıdı. Burası bizim için çok önemli. Hırka-i Saadet Dairesi burada bulunur. Yani kutsal emanetler, Peygamber Efendimiz'den kalan, Peygamber Efendimiz'in hırkası, sakalı şerifi gibi Peygamber Efendimiz'den kalan kutsal emanetler burada bulunur.
Bunu unutmuyoruz. Peki... Ne zaman getirildi o en büyük kutsal emanetler?
Yavuz Sultan Selim döneminde Mısır seferinden sonra Mercide Bukveri, İdaniye Savaşları'nın kazanmasına sonra affet, sana beş veriyorum. Burada, buranın içerisinde bir de okul var. Enderun aslında bir okuldur zaten. Bu okulda devşirme devlet ya da devşirme çocuklar yetiştirilir. Bu çocuklar arkadaşlar daha sonra ne olur?
Üst düzey memur olur. Değiştirme diyorum ama bu değiştirmelerin içinde Yahudiler yok. Yahudi çocuklar değiştirilmemiştir.
Bu da yine sonra da karşımıza gelebilir. Sadrazam ve vezir gibi üst düzey yöneticiler yetiştirilir. Öyle sıradan yöneticiler değil arkadaşlar.
Onun dışında 2. Mahmud o kısmı karıştırmadan 2. Mahmud'la konuşuruz. Ve geldik en önemli kısmımıza, harem kısmına. Nazım ya da önce dur Selim'e soracağım. Selim harem deyince aklına ne geliyor? Ya var ya Selim gerçekten ayıp ediyorsun.
Ne geliyor doğrusu? Okul diyor ya gerçekten. Şu an hiçbir tadı kalmadı.
Nazım senin aklına ne geliyor? Size yazıklar olsun. Gerçekten Türk eğitiminin yüz kanaları. Arkadaşlar harem deyince... hepinizin aklına şu geliyor.
Padişah bir sürü kız var, cariye var. Birbirinden güzel. Padişah her gece biriyle, canının istediği biriyle öyle takılıyor. Şey falan yok zaten. Nikah, mikah, hak getire.
Hatta böyle padişahın annesi ayarlıyor falan. Oğlum al bu gece bununla takıl falan diyor. Ve maalesef biz bunu nerede izledik? Muhteşem Yüzyılda izledik. Ya bir şey diyeyim mi?
Türkiye'de iki dizi var. Bitmesinin üstünden 10 yıldan fazla geçmiş. Hala izleniyor. Birisi Muhteşem Yüzyıl.
Yeni nesil bir şekilde izliyor. İkincisi Kurtlar Vadisi arkadaşlar. Kuruluş Osman diyor ya. Oğlum daha dizi bitmedi lan. Bu ikisi, farkında mısınız?
Kurtlar Vadisi ve Muhteşem Yüzyıl bu ülkede kitleyi yakalıyor. Her sene belli bir kitle izliyor. Burada...
Aklınıza dediğim gibi işte maalesef dizinin de yönlendirmesiyle ya da duyduklarınızla haremin böyle bir yer olduğu söyleniyor. Nazım sence nasıl bir yer harem? Böyle bir yer mi?
Okuldur. Yok bahsedildiği gibi bir yer mi? Ya arkadaşlar kurban oluyorum.
Böyle bir şey olabilir mi ya? Osmanlı padişahlarının birçoğu böyle namazdan başını kaldırmayan, ondan sonra abdestsiz anlaşma imzalamayan, Şeyhülislam'dan fetva almadan Sefere çıkmayan yani dinine inanılmaz önem veren insanlar. Göz göre göre. Bir de yalan olduğunu şuradan söyleyeyim. Haremdeki kızların bir çoğu ne biliyor musunuz?
Atıyorum Şeyhülislam'ın kızı, Beylerbeyi'nin kızı, işte üst düzey, aklı zayıf vezirlerin kızı. Onlar kızlarını hareme veriyor. Bu adamlar kızlarını gece padişahla takılsın diye hareme veriyor olabilir mi? Böyle bir mantık.
Harem'in mantığı nedir biliyor musunuz? Oradaki kızlar, genç kızlar inanılmaz bir şekilde eğitim alır. Bu eğitimin içinde atıyorum matematikte var, dans da var, yemek de var, Kur'an da var.
Yani mükemmel bir insan olması için eğitim alır. Ve bunlar %90 ne olması istenir? Devşirme olması istenir. Yani mümkün olduğunda devşirme olması istenir.
Akrabasının anlamı olası istenir. O yüzden Sadece en üst düzeyler kızlarını oraya böyle torpille morpille sokabilmektedir. Buradaki amaç şudur.
İlk önce tabii ki padişahın evlenmesi. Ama padişahın evlenmediği yerde şehzade evlenebilir, sancak beyi evlenebilir, beylerbeyi evlenebilir. Üst düzey devlet adamları buradan evleniyorlar, eğlenmiyorlar arkadaşlar.
Yıllarca bize tarihimizi böyle öğrettiler. Yani bunun gerçekten bir mantığı yok. Böyle bir mantık olabilir mi? Padişah her gece bir ile takılacak sonra vezir gidecek oğlunu onunla evlendirecek.
Kabul eder mi vezir bunu? Ya da vezir gidecek evlenecek onunla. Kabul eder mi?
Etmez. O yüzden harem bir okuldur. Ve bunun yanında bu okulun yan odasında padişahın odası var.
Ailesi yaşıyor, çoluğu çocuğu yaşıyor. Karısı kızı orada. Böyle bir ortamda padişah gidip oradan kız alıp...
Hanım bir çikolatadan mı diyecek yani böyle bir saçma bir şey? Lütfen haremle ilgili şu yanlış düşüncelerinizden Nazım, başta sen ve Selim lütfen kurtulun arkadaşlar. Bıktım ya harem anlatmaktan. Evet, var mı söyleyeceğiniz yer? Buranın sonuncusuna Darü Sade Ağası denir.
Evet, bir tane bilgi var. Şimdi padişahın bu arada İslami olarak kaç hakkı? Dört arkadaşlar. Nazım diyor ki hakkımı kim biliyorsa haram olsun.
Yenge izler ama bunu. Evet arkadaşlar. Padişah İslam olarak 4 tane kadınla evlenme hakkı var.
Burada o kadınlar içerisinde erkek ev... Normalde sultan denir değil mi padişahın karısına? Erkek evlat doğurana ise ne deniyor Nazım?
Haseki Sultan deniyor. Bunu da unutmayalım. Evet geldik divanı hümayune. Divanı hümayune bugünkü ne diyebiliriz? Bakanlar kurulu ya da mecliste diyebiliriz.
Yani genel hatlarıyla mecliste diyebiliriz. Ülkenin yönetildiği yer. Burada da Divan-ı Hümayun'da da meclis yönetiliyor.
Kuran kişi kim? Orhan Bey. Orhan Bey döneminde kurulmuştur. Kaldıran kişi kim?
2. Mahmud. 2. Mahmud bu kurumun eskidiğini düşünmüş yerine nazırlıklar, bakanlıklar kurmuştur. Arkadaşlar bunu unutmuyorum. Divan-ı Hümayun'da dini konular mı görüşülüyor sadece?
Spor konuları mı görüşülüyor? Siyasi konuları mı görüşülüyor? Her şey görüşülüyor.
Sosyal hayatta burada görüşülüyor, dinde burada görüşülüyor, törede burada görüşülüyor. Aklınıza gelebilecek her şey Divan-ı Hümayun'un konusudur. Divan-ı Hümayun'da tartışılıp karara bağlanabilecek.
Fatih Sultan Mehmet'e kadar, Orhan Bey'den sonra Fatih'e kadar Divan-ı Hümayun'a başkanlık eden kişi Padişah'tır. Şimdi bize soruda ne geliyor biliyor musunuz? Divan-ı Hümayun'a Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar, Padişah başkanı kadar iken Fatih'ten...
itibaren Sadrazam başkanlık etmesinin sebebi nedir? A şıkkına da şunu koyuyor. Bir de Fatih dönemi ya böyle çok olaylar var.
A şıkkına diyor ki Padişah'ın işlerinin çok yoğun olması. Ulan çok mantıklı ya. Direkt işaretlerim bak bugün ben şu bilgimle gelsin yine işaretlerim. Çok mantıklı.
Ama niye mantıklı? Şunu bilmediğimiz için mantıklı. Orada o görüşülürken Yukarıda böyle perdeli merdeli bir cam var. Padişah oradan izliyor o divan toplantısını aslında.
Yani şey değil. Padişahın işi var seferde orada haremde mahremde değil. İzliyor.
Demek ki işi var değil. Mantıklı ama o değil. Peki ne mantık?
Mantık şu. Ben padişahım. Selim ile Nazır da vezir. Ben diyorum ki sevgili vezirlerim diyorum. Ya diyorum bu işte.
Sütü diyor diyorum çok sıcak oldu buraya bir klima taktıralım diyorum. Ondan sonra Nazım Hemen diyor ki hünkârım haklısınız hünkârım helal olsun hünkârım. Selim diyor ki hünkârım biz nasıl düşünemedik Allah bizi kahretsin diyor. Bravo hünkârım diyor alkış kıyamet.
Sonra ben iki dakika duruyorum. Ya ana diyorum aylardan ağustos o yüzden bu kadar sıcak ya bir ay sonra diyorum havalar serinleyecek. Kılmaya gerek yok biz diyorum ısıtıcı alalım en iyisi soğuyacak çünkü diyorum.
Bu sefer başlıyor Nazım'la Selim. Hünkarım ya var ya harikasınız ya. Ne güzel düşündünüz, mükemmelsiniz.
E böyle olunca ne oluyor? Divan bir işe yaramıyor. Divan-ı Hümayun zaten aslında bir danışma meclisidir.
E padişah danışamıyor ki. Ne desen hünkarım, paşam, sultanım. E böyle olunca Fatih bunu görüyor. Ve diyor ki bu divanı benim işler hale, işlevsel hale getirmem lazım diyor.
ne yapıyor bunun üzerine? Ben diyor artık başkanlık etmeyeceğim. Sadrazam ha başkanlık ettikleri olmuyor mu?
Oluyor tabii ki. Çok önemli mesela görüşünün de geliyor. Ama o haftalık olağan toplantılara katılmamaya başlıyor. Bunu yapan başlatan kimmiş?
Fatih Suda Mehmet. Neden? Divan-ı Hümayun'un objektif şekilde olayları düşünüp tartışabilmesi için. Bunu da lütfen unutmayalım.
Burada alınan kararlara hüküm Yazılan defterler ise aklınızda şöyle kalsın hükümlerin yazıldığı Bu mecliste öyle normal, sıradan futbol muhabbeti falan yapılmaz. İşte Osmanlı spor, Venedik gücünü yendi falan ne diyorsunuz hükümdü demez. Burada ne konuşulur?
Mühim işler konuşulur. Mühim. O zaman bu toplantıda yapılan, alınan kararlar ne defterine yazılır? Mühimme defterine yazılır. Anlaştık mı?
Brav, tamam lazım teşekkürler. Gereksiz bilgi vermeyelim. Evet, Divanı Hümayun'un... Tabi ki üyeleri var.
Bu üyelere bakalım. Bir padişah. Padişah divanın Fatih'e kadar en üst seviyedeki üyesidir. Başkanıdır.
Fatih'den sonra Sadrazam. Sadrazam devletin iki numarasıdır. Padişah'ın sefere katılmadığı yerlerde orduya Sadrazam komuta eder ve bir ünvanla komuta eder. Ne ünvan?
Serdar-ı Ekrem ünvanıyla orduya komuta eder. Sadrazam bizim için önemli. Kuppe 6 veziri günümüz bakanlarına denktir. İlk vezir Alaaddin Paşa'dır.
Osmanlı tarihinde. Defter dar. Arkadaşlar bugün işte bakkala gidiyorsun, veresiye yazıyor falan.
Yani ekonomik işleri neye yazıyor? Deftere yazıyor. O zaman defter dar neyle uğraşır? Mali işlerle uğraşır.
Günümüzün maliye bakanıdır. Bu da önemli bakın. Kaz asker.
Kaz asker deyince insanın başına aklına ne geliyor hemen? Asker geliyor değil mi? Senin aklına kaz geliyor.
Evet farkındayım. Madik. Bunu da yemek yiyeceğiz merak etme. Asker geliyor değil mi insanın aklına?
Ama kaz asker arkadaşlar asker değil. Kaz asker kadı ve müderris ataması yapar. Kadı hakim, müderris öğretmen. O zaman bu adam hem adalet bakanı hem milli eğitim bakanı. Anlaştık mı?
Hem adalet bakanı hem milli eğitim bakanı. Bir defter tutar. Tuttuğu deftere ruznançe. adı verilir.
Neymiş Kazasker'in tuttuğu defter? Ruznamçıymış unutmuyoruz. Nişancı Nişancı arkadaşlar dirlik topraklarını dağıtır. Dirlik ne demek?
Tımar demek. Tımar topraklarını dağıtır ve dağıttığı bu toprakları ne diye işler? Tahrir defterini işler. Tuttuğu defterin adı tahrirmiş.
Padişah öyle her belgeyi okuyup altına imza atabilir mi? Öyle bir vakit O zaman padişahın bir mührü de kimde? Nişancıda. O zaman padişah, şey nişancı padişahın mührünü taşır ve ne yapar? Gerektiğinde basar.
Gerçekten çok akademik bir cümle oldu. Biz buna ne diyoruz? Tuğra çekmek diyoruz.
Çünkü o mühür Tuğra şeklinde, Osman Tuğra şeklinde. Tuğra'yı çeker arkadaşlar. Nişancı çok önemlidir unutmuyoruz. Reisül Kütap başlarda nişancıya bağlıydı. Daha sonra divanda bağımsızlığını elde etti.
Ülke büyüyünce doğru söylüyorsun. Ve günümüzdeki hangi bakanlık görevine geldi? Dışişleri Bakanlığı görevine geldi Reis Hüküttan. Kaptanı Derya divanın doğal üyesi değil her zaman katılmaz.
Bazı zamanlarda katılır. Ne demek? Deniz Kuvvetleri Komutanı demektir. Kaptanı Derya.
Yeniçeri Ağası. Şimdi Yeniçerilerde rütbeler var. Rütbesi vezir ise ne yapar? Divana katılır. Bugün, evet ikinize de soruyorum arkadaşlar.
Yeniçeri Ağası'nı Türkiye'deki bir kurumla ya da bir görevliyle eşleştirmek isterseniz kim? Kara Kuvvetleri Komutanı doğru mu? Yanlış.
Yeniçeri Ağası günümüzdeki kim? Genelkurmay Başkanı çok güzel değil. Birinci Ordu Komutanı.
Birinci Ordu Komutanı değil. Youtube'dakiler mi sorsak bunu? Ama bilemezler ki. Ama bir de açıklamamız lazım. Uzun bir açıklaması lazım.
Ben söylüyorum. Hadi söylüyorum kıyamıyorum. Evet bir durdurun. Altına yorum yapın. Sonra doğru mu yanlış mı bakalım.
Hadi size 10 saniye veriyorum. Durdurun. Yeniçeri ağası sizce kim?
10 saniye bekleyeceğim. 10 saniye duruyorum. 1, 2, yazın altına yorumu.
Sizce yeniçeri ağası kim? Bilen olursa ama size güveniyorum. Dürüstçe yazın. Bilen olursa Nazım'ın...
Kitaplarından hangisi? İkiseli arasama var mı elinde? Çıkana daha var o ayrı onu veririz.
Serden Geçti diye. Serden Geçti adlı Nazım Yaşar'ımızın arkadaşlar bir kitabını imzalı bir şekilde adresinize göndereceğim. Altına yorum yapın.
Yeniçeri A'sı günümüzün neyi? Veriyorum cevabı. Güveniyorum size.
Beni dinlemeden yazdığınızı biliyorum. Yeniçeriler nerenin güvenliğinden sorumlu? İstanbul Merkezin güvenliğinden, İstanbul'un Bugün İstanbul'un güvenliğinden kim sorumlu?
Emniyet Müdürü Ne emniyet müdürü? İstanbul Emniyet Müdürü O zaman Yeniçeri ağası aslında ne? İstanbul Emniyet Müdürü Eğer yoruma İstanbul Emniyet Müdürü yazdıysanız Hatta bir değil üç kişiye yollayan lazım O da İstanbul'u buluşur Vardır bulursun Satın alırsın gerekiyorsa.
3 kişiye yollayalım. Birine 2 kişiyle arasında yollarız olmazsa. Tamam.
Bir kişiye de namı diğer yollarız. Tamam. Anlaştık arkadaşlar.
Doğru yorum yapan olursa bu arada. 3 kişiye ne yapıyoruz? O zaman kitabı yolluyoruz. Bunu da unutmayalım. Evet.
Nazım'ın da imzasıyla. Hadi bakalım. Nazım.
Yeniçeri ağasının ne olduğunu öğrendik. Şeyhülislam. Şeyhülislam ne?
Bugünkü, artık bunu bilirsiniz. Diyanet İşleri Başkanı tabi ki. Şeyhülislam arkadaşlar fetva yetkisine sahiptir. Divanda alınan birçok karar Şeyhülislam'ın neyine sunulur? Fetvasına sunulur.
Yani Şeyhülislam'a sorulur. Fetvası ise mesela birçok sefere çıkmadan önce Şeyhülislam'dan fetva alınır arkadaşlar ya da bazıları idam edilmeden önce hatta Nazım sen biliyorsun Kanuni Sultan Süleyman bir gün Şeyhülislam'a kader almış. Kadızade-i Rumi miydi? Ebu Süt Efendi.
Kadızade-i Rumi nereden alınıyor herhalde ya? Ebu Süt Efendi'ye arkadaşlar şeyin sarayın bahçesinde kanuni döneminde sarayın bahçesinde bir ağacı karıncalar sarıyor. Şimdi karıncalar sararsa yer kemirir bitirir o ağacı. Ondan sonra kanun sultan Süleyman aslında emrindeki askerlere dese ki hemen şurayı bir ilaçlayın boya şey yapın hemen hemen karıncaları öldürebilir yani.
Bunda sıkıntı yok. Kaptan. da yani adamlara yaptırtırken delini kana da bulamaz.
Hemen dönemin şeyhülislamı Ebu Suud Efendi'ye bir mektup yazıyor arkadaşlar. Bir de kamil şair. Hatırlıyor musun mektubu?
İşte ağacı sarınca karınca günah olur mu? Karıncayı kırınca gibi bir şey diyor. Bu karıncaları öldürünce günah olur mu?
diyor. Ebu Suud Efendi dönemin şeyhülislamı şiirle cevap veriyor. Padişah karıncayı kırınca hak yok hakkın divanı ha hakkın divanı yani sen o karıncayı kırınca hakkın divanını varınca hakkını arar karınca diyor. Ulan ne güzel söyledim.
Bak yani Şeyhülislam koskoca kanuniye diyor ki sen orada bir karıncayı bile öldürürsen ahiret günü o senden hakkını alır diyor ve kanun o karıncalara hiç dokunmuyor bir şey yapmıyor. Tüylerin diken kendi kenarında aynı benim gibi ya bak kanun edeki şu adalet duygusu. Aynı ben ya.
Evet Fatih kanun namesi. Şimdi burada Fatih Sultan Mehmet birçok kanun var arkadaşlar. Fatih'e gelene kadar Osman dedi. Her Osman Bey diyor ki kanundur başvergisi alınır diyor. Orhan Bey diyor ki kanundur tımar toprağı dağıtılır.
O diyor ki kanundur cülüs verile falan gibi gibi gibi arkadaşlar herkes bir kanun koyuyor. Fatih Bu kanun koyanlar Fatih'in nesi? Atası dedesi. Fatih Sultan Mehmet de diyor ki bu kanunları gelin beyler yazılı hale dökeceğiz diyor. Ve bunlar diyor benim atam ve dedem kanunlarıdır diyor.
Ve neyi ortaya çıkarıyor? Kanunnameyi Ali Osman'ı ortaya çıkarıyor. Ve kazanımınızda diyor ki kardeş kalpli meselesi tartışılır diyor.
O zaman hadi sizinle kardeş kalpli meselesinden bahsedin. Hocanız yazıldı şu. şunu sorabilir. Fatih Sultan Mehmet'in kardeş katli olayını değerlendiriniz. Şimdi siz eğer ayağınızdaki Nike ayakkabı, cebinizdeki iPhone, telefon, üstünüzdeki Nike tişörtünüzle Fatih Sultan Mehmet'in kardeş katlini değerlendirirseniz şunu yazarsınız.
Allah belasını versin. Kardeş kardeşi hiç öldürürüm dersiniz ve o yazılardan sıfır alırsınız. Şimdi biz bir Bu meseleyi o dönemin şartlarına göre değerlendirmek zorundayız.
Her dönem tabii tarihteki her şey. Burada öncelikle Fatih şunu demiyor değil mi Nazım? Tahta geçen kardeş, diğer kardeşleri hemen katletsin.
Böyle bir şey demiyor. Ne diyor Fatih Sultan Mehmet? Bir kardeş tahta geçtiğinde diğer kardeşlerin isyan etme ihtimali ortaya çıkarsa katledebilir diyor. Katletsin demiyor. Yani adalet için, Osmanlı devleti için, yani aslında devletin varlığı için, bekası için kardeşini öldürebilir diyor.
Ve Fatih Sultan Mehmet bunu kafasından da söylüyor. söylemiyor dönemin Şeyhülislamından dönemin alimlerinden fetva alarak söylüyor Çünkü çok özür dilerim Çünkü o dönemde Osmanlı Devleti sıradan bir devlet değil dünya üzerinde İslamiyeti en çok yayan devlet İslamiyet'in sancaktarı şimdi bir kardeş isyan ettiğinde sadece Osmanlı'ya zarar vermiyor İslamiyete zarar veriyor Yani buradaki katletme olayı aslında bir nevi gaza ve cihat gibi düşünebilirsin. Engellediği için.
Ha engellediği için. Bu arada şunu düşünüyor olabilirim. Ne olursa olsun kardeş kardeşi nasıl öldürür? Arkadaşlar kardeş katli olaylarının belki %97'si 98'i üvey kardeş. Yani Fatih bu yasayı çıkartmasa bile öldürülebilir yani.
İtiraz mı ediyorsun? Öldürmeyi ya da şeyinden... Hayır hayır şunu söyle. Öz kardeşini öldürmek mi kolay?
Üvey kardeşini öldürmek mi kolay? Lan nasıl fark etmez? Ya manyak mısın? Ben mesela senin şu an gözümü kırpmadan öldürebilirim. Yani hiç umurumda olmaz.
Bir saniye şekilde öldürmeyi de hiç kendine yok. Olsun. Devlet adamı gözüne bak.
Olsun ama yine de devlet... Ya bırak Allah aşkına ya. Ha bu arada Fatih Sultan Mehmet bunu söyledikten sonra kaç yaşında kardeşini öldürüyor?
Araçtır kundaktaki kardeşini öldürüyor. Ama ileri görüşlü adam. Demek ki ileride isyan etme ihtimali görmüş. Kendi de ediyor aslında. Fatih kendi de ediyor ama...
O evet. Fethi zamanındaki o 12 yılın devlete düştüğü durum mu? Tabii ki o kardeş isyanları Osmanlı Devleti'ne tarih boyunca çok büyük zararlar vermiştir. O yüzden arkadaşlar kardeş katlini günümüzden değerlendirirsek çok yanlış bir şeydir.
O dönemden değerlendirirsek... Bence yanlışlık payı vardır. Güzel bir şey değil.
Kabul edilebilir çok bir şey değil ama amaç burada kişisel hırslar, ihtiraslar değil. Amaç burada gerçekten devletin bekasıdır. O açıdan bakmak lazım. Bunun için gerçekten Fatih'e çok ağır küfür edenler duyuyorum.
Bunu yapmayalım. Belirsizliği. Belirsizliği. Bunu gelip düzenlenebilir miydi? Düzenlendi.
Ekber Erşad getirildi. Daha çok bozulmuş. Daha kötü oldu.
Evet kardeş katli meselesi budur. Sen ne düşünüyorsun Selim kardeş katli hakkında? Doğrudur.
Yine çok bilimsel bir açıklama geldi. Evet Osmanlı Devleti hükümdardan biraz bahsedelim. Osmanlı Devleti çok merkeziyetçi bir devlettir.
Merkezi otoritesi çok güçlüdür. Padişah mutlak liderdir. Gücünü kimseyle paylaşmaz. Hangi döneme kadar?
2. Mahmud dönemine kadar hiçbir zümrenin varlığını... kabul dahi etmez arkadaşlar. Unutmuyoruz.
Sonra Nazım'ın da çok sevdiği bir konudur. 1. Kosova Savaşı. 1. Kosova Savaşı esnasında 1. Murat biliyorsunuz ki savaş meydanında hayatını kaybetti.
1. Murat savaş meydanında hayatını kaybedince güç bir anda Yeniçerilerin eline geçti. Yani Askerin eline geçti. Askerin de çok kıymet verdiği bir sadrazam var. Kim? Çandarlı Halil Paşa.
Ve orada genç bir şehzade var. Bu şehzade o anda kendisini askerlere kabul ettirmek zorundaydı. Askerlere askerler ben çıktım tahta hadi gelin dese askerler der. Der yani niye seni seçelim.
Aynen Yakup'ta varken niye seni seçelim diyebilirlerdi. Orada hemen ne yaptı arkadaşlar Yıldırım Bayezid? Elini cebine attı.
Çatır çatır paraları alın ulan köpekler diye paraları dağıttı. Yetmedi yerde kredi kartını çıkardı. Al kardeşim dedi şifresi 1400 lira.
Allah kahretmesin. Ondan sonra... sonra hemen oradaki askerleri kendisine bağladı.
Bu olaya biz ne bahşişi diyoruz? Cülüs bahşişi diyoruz. O zaman Osmanlı tarihinde Cülüs bahşişini ilk kez veren birinci Bayezid. Yani Yıldırım Bayezidi. Sonra Fatih dedi ki bunun işe yarar bir...
Bir şey olduğunu gördü, düşündü ve dedi ki bundan sonra tahta çıkan her padişah cülüs töreni yapacak ve merkez ordusuna, kapı kulu askerlerine ne dağıtacak? Cülüs bahşi dağıtacak dedi. O zaman cülüs bahşini ilk veren...
Kim? Yavuz Sultan Selim. Şey şey, Fatih Sultan Süleyman. Yavuz Sultan Süleyman.
Evet, ne diyordum ben unuttum. İlk veren, Cüresmahşin'in ilk veren Yıldırım Bayezid. Bunu kanunname-i Ali Osman'la kanun haline getiren ise Fatih Sultan Mehmet unutmuyoruz arkadaşlar. Mutlak gücünü söyledik.
Onun dışında... Padişah'ın bazı kanunlar ve ferman berat gibi hakları da var. Bunlardan zaten detayından biraz sonra bahsedeceğiz. Arkadaşlar şimdi göreceğiz. Hükümdarın görevleri.
1. Ordunun başına sefere çıkar mı? Çıkar. Çıkmadığı yerde kim çıkıyordu?
Sadrazam çıkıyordu. Ne ünvanıyla? Serdar-ı Ekrem ünvanıyla. Çok güzel. Padişah bir emir verebilir herhangi bir konuda.
Der ki tez herkese ayakkabı dağıtın. Bu Padişah'ın neyidir? Fermanıdır.
Bakın önemli. Ne? Ferman padişahındır, saçı uzun olanların kellesi kesile gibi. Bu bir nedir?
Fermandır, unutmayalım. Herhangi bir konuda yazılı beyan verebilir. Hattu'yumayun, gülhanat duymayun, tanzimat ferman gibi biliyoruz. Herhangi bir şeyi yasaklayabilir.
Yasak, yasakname zaten, sıkıntı yok. Herhangi bir memurun mallarına el konabilir. Yani herhangi birden kastımız şu, haksız kazanç elde ettiği, tespit edilen bir memurun mallarına el koyabilir. Ki bunu da ilk yapan Fatih. Kime yaptı?
Çandarla ailesine yaptı arkadaşlar. Detaylarını sonra konuşuruz. Peki biz buna ne diyoruz? Müsaadere sistemi diyoruz.
Müsaadeyi de kaldıran yine kim olacak? 2. Mahmut olacak unutmuyoruz. Herhangi bir devşirme öldürülebilir.
Yani ben bugün seni öldürsem lazım. Bu neymiş? Kulluk hakkı. Çünkü sen benim, sen benim kulumsun.
Öyle görüyor işte. Anlaştık mı? Unutmuyoruz.
Ondan sonra... Herhangi bir memuru görev atabilir ya da görev alabilir buna beladname diyoruz. Herhangi bir bölgede haksızlığı gidermesine orada adaleti sağladığı için adaletname diyoruz.
Divan-ı Hümayun'a başkanlık eder kimin dönemine kadar? Fatih. Fatih'den sonra da hiç etmemiştir diyebiliriz. Şey diyemeyiz diyebiliriz. Diyemeyiz etmiştir ama standart değil arkadaşlar unutmuyoruz.
Herhangi bir kişi himayesi altına alabilir buna da amanname diyoruz arkadaşlar. Şehzade eğitimi. Evet, bugün bakıyorum Nazım kaç yaşındasın?
30. Nazım 30 yaşına gelmiş. Eğitim hayatına başlamış 10 yaşında. Şimdi Osmanlı'daki şehzadeye bakıyorum 4 yaşında başlamış.
Şimdi 4 yaşında başlayan şehzadeyle Nazım nasıl bir olabilir arkadaşlar? Mümkün mü? Tabii ki değil. Unutmuyoruz.
4 yaşında başlıyor. Ondan sonra öyle bir eğitim alıyorlar ki... Yani konuşma eğitimi, yürüme eğitimi, ata binme eğitimi, dil eğitimi, din eğitimi, matematik eğitimi, fizik eğitimi, kimya eğitimi gerçekten inanılmaz eğitim alıyorlar.
Fatih Sultan Mehmet 12 yaşında tahta çıktığında 7 tane dil biliyor. Kur'an-ı Kerim'i hatmetmiş, ezberlemiş, ezbere biliyor. Bugün belki 10 yıllık bir makine mühendisinin tecrübesinde bir mühendisliği var.
Belki 10 yıllık bir subayın ulaşabileceği seviyede bir askeri bilgisi var. 12 yaşında bahsediyorum. Yani şehzade eğitimi çok önemlidir. Gerçekten çok ciddidir arkadaşlar. 15 yaşlarına geldiğinde nereye gönderecekler?
Sancağa gönderecekler. Sancak ne arkadaşlar? Sancak şehir demek. Osmanlı'da bazı şehirler var. En önemlisi nedir?
Manisa diyebiliriz değil mi en önemlisi? Manisa, Amasya, Çorum, Bolu, Kütahya, Çankırı, Trabzon gibi Evet. Birçok sancağımız bizim şehzadelerimiz buralara gönderiliyor.
Oralarda bugünkü örneğin vali olarak görev yapıyorlar. Yani o şehrin en yetkili isim olarak görev yapıyorlar. Böylelikle de neyde tecrübe kazanıyorlar? Ülke yönetimi tecrübe kazanıyorlar.
Sonra da gelecekler ve arkadaşlar tecrübeli bir şekilde tahta çıkacaklar. Ne var Nazım? Parmak kaldırıp duruyor. Evet.
Neden? Çünkü Müslüman şeklinde büyümesi lazım. Söyle. Ha şehzadeye bir şey olmasın diye. Ha şey, şehzade isyan ederse diyeyim tabii.
Mesela burada da... En sürgün diyebileceğimiz şehzade yerleri Kim sürüldü buraya? Yavuz Sultan Selim sürüldü. Allah beğense Süleyman diyor.
Orada mı olmuştur? Hayır oğlum, Süleyman orada değil. Oraya sürmüş Süleyman orada da olmuştur.
Araştır. Araştır. Yazıklar olsun.
Evet. Biz de nelerle uğraşıyoruz. Peki bu şehzadeler 15 yaşında gitti Trabzon'a.
15 yaşında çocuk Trabzon'u yönetebilir mi? Yönetemez. Başında eğitimleri devam etsin ve...
Artık Josune'ye ne gönderiliyor? Lala gönderiliyor arkadaşlar. Lalalar da yine şehzadeleri, ülke yönetiminde yardımcı oluyorlar. Bu sancağı çıkma törenine ne diyoruz arkadaşlar?
Şehzade alayı diyoruz. Büyük bir törenle yollanıyor. Sancağa gönderildiklerinde artık küçük bir ne oluyorlar? Sultan oluyorlar ve ne ad veriliyor?
Çelebi Sultan adı veriliyor arkadaşlar şehzadelere. Bunu da unutmuyoruz. Evet geldik artık son slide'ım. millet sistemi millet sistemi duyduk mu hiç şimdi bugün günümüzde mesaj Türkiye'de nasıl bir sınıflandırma var yok yani günümüzde asla insanları sınıflayabileceğimiz ha Atıyorum, Fenerbahçe'ye Galatasaraylı diye sınıflandırabiliriz. Sallıyorum mesela.
O dönemde ise insanlar ne olarak sınıflandırılıyor? Müslüman ve gayrimüslim. Yani neye göre sınıflandırılıyor? Dine göre.
Irka göre bir sınıflandırma yok. İşte Türk, Kürt, Laz, Ermeni, Çerkez, Şumut diye bir sınıflandırma yok. Neye göre bir sınıflandırma var? Müslüman, gayrimüslim.
Yani dine göre. Dine göre yapılan sınıflandırmaya biz ne diyoruz? Millet sistemi diyoruz.
Peki millet yani halk kaça ayrılıyor? İkiye. Unutmuyoruz.
Ne olarak? Müslüman ve gayrimüslim. Kimler Müslüman, kimler gayrimüslim bu sistemde? Türkler, Araplar, Acemler, Boşnaklar ve Arnavutlar, Osmanlı içinde yaşayan Müslüman topluluklar. Rumlar, Eflak ve Boğdanlar, Karadağlılar.
Karadağ insan bir şaşırabiliyor aslında. Sırplar, Bulgarlar, Ermeniler, Museviler bunlar ise arkadaşlar Osmanlı'nın içinde Süreyyanlar falan da var. Yaşayan gayrimüslim azınlıklar. Gayrimüslimler biz aynı zamanda azınlık da deriz.
Bunlar da reaya'nın hangi kısmında gayrimüslim? Evet baktığımızda çoğunluk olarak da gözüküyor. Nazım sen hangisinden dinlen?
Şöyle baktım. Rum mu diyorlar? Olabilir evet. Öyle bir şey var. Evet arkadaşlar bitti.
Ne gördük ya burada hemen bitti ben hiçbir şey anlamadım. Hemen bakıyorum. Coğrafi keşifleri gördük değil mi?
Coğrafi keşiflerden bahsettik. Ondan sonra Hint Deniz Seferlerinden bahsettik. Topkapı Sarayı'ndan bahsettik.
Divan-ı Hümayun'dan bahsettik. Fatih Kanun'dan bayağı da bir şeyden bahsetmişiz. Hükümdardan bahsetmişiz. Şehzadeden bahsetmişiz.
Ve millet sisteminden de bahsetmişiz. Kaç dakika olmuşuz? 47 güzel. Evet arkadaşlar inşallah yazılımınızda yardımcı olacağını düşünüyorum. Nazım adına sizlerden özür diliyorum.
Kusura bakmayın. Yorum yapmayı unutmayın. Bakın Nazım'dan size kitap gelecek.
Belki yanlış yapanlara da böyle tesadüfen yollarız. Biz sizinle iletişime geçeceğiz arkadaşlar. Kitaplarınızı yollayacağız.
Evet benden bu kadar. Sizden de bu kadar. Şöyle bu kadar.
10. sınıfınız bitti. Artık büyüyorsunuz 11. sınıf. Seneye iniyoruz. Artık belki görüşmeyiz çünkü alan seçimi var sayısala geçerseniz belki görüşmeyiz. Ama TYT'de 2 sene sonra tekrar görüşeceğiz inşallah.
Şimdiden sınavınızda çok çok başarılabiliyorum. İnşallah böyle takdirler, teşekkürler. Havada uçuşur.
Hepinize, hepinizde evet bu arada iyi notlarınızı, kötü alanlar değil de iyi alanlar lütfen sonuçlarını dayatsınlar. Biz de sevinelim. Buradan Selim'in ve Nazım'ın sizlere çok selam var.
Bizden de çok selamlar olsun. Kendinize çok iyi bakın. Başarılar diliyorum. Hoşçakalın.